Kategori: 3. Sayfa

  • Eşini ve iki çocuğunu öldürmüştü! Şimdi Interpol peşinde…

    Karatay ilçesi Tatlıcak Mahallesi’nde çiftliği olan Hüseyin Çubukçu, geçen yıl Kasım ayında hayvanlarının bakımı ve çobanlığını yapmak için Afganistan uyruklu 2 çocuklu aileyi işe aldı. Kendisi Şanlıurfa’da olduğu için çobana telefonla ulaşamayan Çubukçu, 27 Ocak günü akşam saatlerinde arkadaşı Davut D.’yi arayarak, aileye ulaşamadığını ve çiftliğe bakmasını istedi. Bunun üzerine çiftliğe giden Davut D., ailenin kaldığı evin kapısının açık olduğunu fark etti.

    EV KAN GÖLÜNE DÖNMÜŞ

    İçeri girdiğinde duvar ve kapıların kanlar içinde olduğunu gören Davut D., Afgan kadını oturma odasında, iki çocuğu da banyoda kanlar içinde görünce dehşete düştü. Yaşadığı şokun ardından Davut D., polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Gelen polis, yaptığı incelemede anne ve 2 çocuğunun pompalı tüfekle başlarından vurularak öldürüldüğünü belirledi.

    İKİ KARDEŞ EL ELE TUTUŞMUŞ OLARAK BULUNDU

    Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, anne ve çocukların bir gün önce öldürüldüğünü belirledi. İki kardeşin cesetlerinin el ele tutuşmuş halde bulunduğu belirtildi. Evde arama yapan polis, Afgan aileyle ilgili hiçbir belge ve kimliği ulaşamazken, kadının valizinde çocuklarıyla çekilmiş fotoğrafını buldu.


    TAKSİYLE ANKARA’YA GİTMİŞ

    Cinayet Büro Amirliği ekipleri, çevresinde ‘Mehmet’ olarak bilinen çoban evde bulunamayınca, eşi ve çocuklarını kendisinin öldürmüş olabileceği üzerine soruşturmayı bu yöne kaydırdı. Çobanın yakalanması için özel ekip kuruldu. Özel ekip, çobanın eşkaline uyan kişinin şehirlerarası otobüs terminalindeki bir taksiyle 600 lira karşılığında Ankara’ya gittiğini belirledi.

    3 İLDE 700 KAMERA İZLENDİ 

    Ankara’ya giden ekip, çobanın taksiden indiği yerden itibaren 700 Mobese ve güvenlik kamerasının kaydını inceledi. Cep telefonu kullanmadığı tespit edilen çobanın, güvenlik kameralarını fark ettiğinde ise yüzünü gizlediği belirlendi. Şüphelinin üzerindeki kanlı elbiseleri ise çöpe attığı saptandı. Bir mağazadan kıyafet alırken güvenlik kameralarına yansıyan çobanın, daha sonra yine bir taksiyle Kırıkkale’ye geçtiği tespit edildi. Kırıkkale’de bir gece kendi ülkesinin vatandaşı olan ailenin evinde kaldığı belirlenen çoban, daha sonra oradan ayrılarak izini kaybettirdi.

    HASTANE KAYITLARINDAN KİMLİĞİ BELİRLENDİ 

    Polis, çoban ve ailesinin kimliğini belirleyebilmek için adeta iğneyle kuzu kazdı. Polis, Konya’da yaşayan Afganistanlı aileleri tek tek inceledi, ancak bir ize ulaşamadı. Polis ekipleri çobanın, daha önce trafik kazası geçiren oğlunu hastaneye götürdüğünü saptadı. Bunun üzerine hastane kayıtlarını inceleyen polis, çobanın Abdullah Kudusi olduğunu belirledi. Kudusi’nin Afganistan’ın Kunduz kenti nüfusuna kayıtlı olduğu, öldürülen eşinin Shakila, çocuklarının ise Navid ve Maryam Kudusi olduğu tespit edildi.

    Kudusi’nin ailesiyle birlikte 2016 yılında Türkiye’ye giriş yaptığı ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından Konya’ya gönderildiği saptandı. Ailenin, Konya başta olmak üzere birçok ilde yaşadığı, ancak Göç İdaresi Müdürlüğü’ne giderek kayıt yaptırmadığı ortaya çıktı.

    INTERPOL DE ARAYACAK 

    Konya Emniyet Müdürlüğü, Abdullah Kudusi’nin kimlik bilgileri ile fotoğraflarını 81 ilin emniyet müdürlüklerine, sınır dışına kaçma ihtimaline karşın hudut kapıları ve havalimanlarına gönderdi. İnterpol’e de dosyası gönderilen çobanın ‘Kırımız’ bültenle aranması için Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapıldı.

    TAKSİCİYE PARA CEZASI UYGULANDI

    Bu arada, Abdullah Kudusi’yi, bulunduğu ilden başka bir ile giderken Valilik’ten alması gereken seyahat belgesi olmadan Ankara’ya götüren ticari taksi sürücüsüne bin 415 lira para cezası  uygulandığı öğrenildi.

  • Kan donduran itiraf: ‘Çırılçıplak soyup boynuma ip geçirdi’

    Müge Anlı canlı yayınında, kızı tarafından öldürülen Abdullah Gazi Akbıyık’ın eski eşi Yasemin Hanım’ın anlattıkları herkesi dehşete düşürdü. Müge Anlı canlı yayınında Abdullah Gazi Akbıyık’ın damadını öldürmek istediği ve 18 Ocak gününden bu yana ortada olmadığı belirtilmişti.

    TUTUKLANDILAR

    Abdullah Gazi Akbıyık’ın kardeşleri eşi Kıymet Hanım’dan şüphelenirken, canlı yayından sonra Müge Anlı, Gazi Abdullah’ın eşi ve büyük kızı ile görüştü ve gerçekler ortaya çıktı. Büyük kızı 18 Ocak gecesi annesini korumak için babasının ölümüne sebep olduğunu Müge Anlı’ya itiraf etti. Babasını öldürdüğünü itiraf eden genç kız ve annesi için mahkeme tutuklama kararı verdi.

    18 Şubat Müge Anlı canlı yayınına gelen bir telefon bağlantısıyla herkes dehşete düştü.

    İŞKENCE ETTİ

    Kızı tarafından öldürülen Abdullah Gazi Akbıyık’ın eski eşi Yasemin Hanım, Müge Anlı canlı yayınında kendisine yapılan işkenceyi anlattı.

    “EKSİĞİ VAR FAZLASI YOK!”

    Kıymet Hanım’ın Abdullah Gazi Akbıyık’ın eski eşi hakkında canlı yayında anlattıklarına cevap veren Yasemin Hanım, “Benimle ilgili orada anlatılanların eksiği var fazlası yok.” dedi.

    Yasemin Hanım, Abdullah Gazi Akbıyık ile evli kaldığı süre boyunca maruz kaldığı çirkin muameleyi anlatırken, oğlunun bu gerçekleri yeni öğrenmiş olmasından dolayı yaşadığı duyguları da ifade etti…

    “ÇIRILÇIPLAK SOYUP BOYNUMA HALAT GEÇİRDİ…”

    Yasemin Hanım, “Beni çırılçıplak soyup, boynuma ip geçirip dövdü. Boynumda halatla çırılçıplak arabaya bindirilip bir evin bodrumuna götürüldüm ve orada işkenceye devam etti. Dinlenip dinlenip beni yeniden dövdü.”

    “ŞEHİR DEĞİŞTİRDİM”

    “O adamdan kurtulabilmek için yaşadığım şehri değiştirdi. Bütün ailem o adamın zulmünden şehir değiştirdi. O adamın zalimliğini anlatmaya kelimelerim yetmez.”

    “KALSAYDIM BENİ DE ÖLDÜRECEKTİ”

    “Ailem yaşanan o geceyi programda öğrendi. Oğlum öğrenince sabaha kadar ağladı. Eğer gitmeseydim, kalsaydım beni de öldürecekti. Kıymet hanımın anlattıklarında hiç bir çelişki yok.”

    “BİZİM O ADAMIN ELİNDEN ÇEKTİĞİMİZİ KİMSE TAHMİN EDEMEZ!”

    “Kızımız için o günden bu yana gözyaşı döküyoruz. Bizim o adamın elinden çektiğimizi hiç kimse tahmin edemez.”

    Yasemin Hanım, sözlerini, “Onlar yapmamış olsaydı belki de ben yapacaktım.” şeklinde noktaladı…

  • Birbirlerini suçladılar! ‘Koltuğa işedi, hayır bacağıma baktı…’

    Antalya’da Serik’e bağlı Merkez Mahallesi’ndeki evde geçen yıl 4 Haziran’da Mustafa Çukur, Venerao Eshalievaa’nın evinde bıçaklanarak öldürüldü. Olayla ilgili Kırgız Venerao Eshalievaa ile Mustafa Çukur gözaltına alındı.

    Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cinayete ilişkin hazırlanan iddianame, Manavgat 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, dini nikahla M.Ş. ile birlikte yaşayan sanık Venerao Eshalievaa’nın olay günü Çetin Uras ve Mustafa Çukur’la birlikte zaman geçirdikleri anlatılarak, şöyle denildi:

    “Şüphelilerin daha önceden samimi arkadaş oldukları, cinsel birliktelik yaşadıkları, şüpheli Mustafa Çukur’un şüpheli Venerao Eshalievaa’nın ikametine sık sık gidip geldiği, olay günü alışveriş yapıp eve geldikleri, Venerao Eshalievaa’nın alkol aldığı, şüphelilerle maktulün salonda oturdukları sırada tam olarak tespit edilemeyen bir sebepten ötürü tartışma çıktığı, kolonya bağımlısı ve fiziksel olarak güçsüz olan Çetin Uras’ın olaydan sonra deterjanlı su ile yıkanan öldürmeye elverişli bıçakla öldürüldüğü, şüpheliler suçtan kurtulmaya yönelik birbirlerini suçlasalar da olaydan sonra şüpheli Venerao Eshalievaa’nın bıçakları deterjanlı suyla yıkadığı, şüpheli Mustafa Çukur’un evinde silah olduğunu belirterek, Venerao Eshalievaa’ya gözdağı verdiği ve olay yerini terk ettiği gibi hususlar göz önüne alındığında şüphelilerin iştirak halinde maktulü öldürdükleri anlaşılmaktadır.”

    Venerao Eshalievaa’nın eve gelen polislere kendisini 1977 doğumlu ‘Adrina Blindu’ adıyla tanıttığı ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullandığının belirlendiği aktarılan iddianamede, şüphelilerin ayrı ayrı ömür boyu hapisle cezalandırılması talep edildi.

    İLK DURUŞMA YAPILDI

    Cinayetle ilgili Manavgat 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Venerao Eshalievaa, Antalya Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, salonda diğer sanık Mustafa Çukur, sanık avukatları, öldürülen Çetin Uras’ın kız kardeşi Sebahat Uras ve sanık yakınları hazır bulundu.

    ‘BİR ANDA KALKTI BIÇAKLADI’

    Kimlik tespitinin yapıldığı duruşmada Venerao Eshalievaa, Kırgızistan doğumlu, Kırgızistan ve Moldova çifte vatandaşı olduğunu, memleketinde avukatlık yaptığını belirtti. Türkiye’ye 12 yıl önce geldiğini aktaran Venerao Eshalievaa, herhangi bir işte çalışmadığını, M.Ş. ile dini nikahlı olduğunu söyledi. Çetin Uras’ın kalacak yeri olmadığı için yaklaşık 6 aydır kendi evlerinde kaldığını anlatan Venerao Eshalievaa, olay günü sabah saatlerinde Mustafa Çukur’un eve geldiğini ve kolonya bağımlısı olan Çetin Uras’a 2 şişe kolonya getirdiğini, bir süre sohbet ederek ayrıldığını söyledi. Akşam üzeri, markete giderken yolda Mustafa Çukur’u gördüğünü, birlikte alışveriş yaptıklarını ve eve geldiklerini anlatan Venerao Eshalievaa, “Ben, oturduğumuz odadaki masada marketten aldığımız malzemelerle yemek hazırlığı yapıyordum. Çetin Uras’la Mustafa Çukur da sohbet ediyordu. Bu sırada Mustafa Çukur, bir anda kalktı Çetin Uras’ı bıçakladı. Ben kendisine ‘Ne yapıyorsun, seni polise şikayet edeceğim’ dediğimde bana, ‘Benim ruhsatlı silahım var. Kimseden korkum yok, Seni de vururum’ dedi. Çetin Uras’ın vücuduna baktım, kan geldiğini görünce yara bandıyla kapattım ve üstünü değiştirmesini söyledim. Durumunun kötüleştiğini görünce alt komşuma inerek ambulans çağırdım. Çetin Uras’ı severdim, onu öldürmem için bir sebep yok” dedi.

    ‘BACAĞIMA BAKTIĞI İÇİN BIÇAKLAMIŞ’

    Olay günü yırtmaçlı etek giydiğini, Çetin Uras bacağına baktığı için Mustafa Çukur’un kıskanıp Uras’ı bıçakladığını ileri süren Venerao Eshalievaa, mahkeme başkanının sorusu üzerine bıçakları yıkamadığını, Çetin Uras’ı öldürmediği söyledi.

    ‘BU KADIN BENİ REZİL ETTİ’

    Duruşmada ifade veren tutuklu sanık Mustafa Çukur ise olay günü marketten alışveriş yaptıktan sonra Venerao Eshalievaa’nın yaşadığı eve geldiklerini, kendisinin masanın karşısında bulunan koltuğa, Çetin Uras ve Venerao Eshalievaa’nın ise koltukta oturduğunu söyledi. Venerao Eshalievaa’nın bira, Çetin Uras’ın kolonya, kendisinin soda içtiğini anlatan Mustafa Çukur, “Olayın tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum, hatırlamıyorum. Kadın bir anda elindeki bıçağı Çetin Uras’ın göbeğine vurdu, 2 defa vurdu. Ben neden böyle bir şey yaptığını sorduğumda, Çetin Uras’ın koltuğa küçük tuvaletini yaptığını söyledi” diye konuştu. Olayın ardından apartman yöneticisinin evine indiklerini ve ambulans çağırdıklarını anlatan Mustafa Çukur, ambulans gelmeden kendisinin evden ayrıldığını belirterek, “Yaşım 75- 76. Sabıkam bile olmadı hiç. Bu kadın beni rezil etti. Çetin Uras’ı bıçaklamadım, bu kadın bıçakladı” dedi.

    KARDEŞİ FENALAŞTI

    Duruşmada ifade veren Çetin Uras’ın kardeşi Sebahat Uras ise Ankara’da oturduklarını, olaydan sonradan haberdar olduğunu belirterek, sanıklardan şikayetçi olduğunu kaydetti. İfadesinin ardından fenalaşan Sebahat Uras, mahkeme başkanının talimatıyla salon dışına çıkarıldı.

    Duruşma dosyadaki eksiklerin giderilmesi için ertelendi.

  • Katil kocadan şok sözler: “İlişkimizi kayda alıp en yakın arkadaşının kocasına göndermiş”

    Edirne’de geçtiğimiz haziranda eşi M.S.’yi 88 bıçak darbesiyle öldüren Emrah. S. ilk kez hakim karşısına çıktı.

    Posta’nın haberine göre; savunmasını ağlayarak yapan Emrah S., eşine olaydan önce zina nedeniyle boşanma davası açtığını öne sürerek, Melek S.’nin elinden aldığı ve eşinin başka erkeklerle WhatsApp yazışmalarının olduğu telefonu mahkemeye delil olarak sundu.

    “VİDEOYU GÖNDERMESİNE ÇOK İÇERLEDİM”

    Eşinin kendisiyle cinsel ilişkisini kaydederek, en yakın arkadaşının kocası olan sevgilisine gönderdiğini de iddia eden sanık, “WhatsApp’taki videoyu başkalarının görmesine çok içerledim. En yakın arkadaşının kocasıyla bunu nasıl yapabilir? 15 yıllık evliyiz. İki çocuğumuz var. Böyle olsun asla istemezdim” dedi.

  • Vahşet! Öldürdükten sonra tandırda yaktı

    Sultandağı ilçesinde Yeni Mahalle’de oturan Kıymet A., 28 Ocak’ta ilçe emniyet amirliğine giderek bir süre önce boşandığı, ancak dini nikahla birlikte yaşamaya devam ettikleri Abdullah Gazi A.’nın (37) 10 gündür kayıp olduğu ihbarında bulundu. İhbar üzerine polis soruşturma başlattı. Abdullah Gazi A.’nın izine rastlanamazken, Kıymet A. ise dini nikahlı eşinin bulunması için İstanbul’da özel bir televizyon kanalından yardım istedi.

    KÜÇÜK KIZI İHBAR ETTİ

    Arama çalışmaları sürerken, küçük kızı A.A. (14) dün emniyet amirliğine giderek, babasını annesinin öldürdüğünü söyledi. Olayla ilgili inceleme başlatan polis ekipleri, Kıymet A.’nın bir televizyon programına katılmak için İstanbul’da olduğunu belirledi.

    ‘TANDIRDA YAKTIM’ İTİRAFI

    Müge Anlı’nın sunduğu ‘Müge Anlı ile Tatlı Sert’ programı sonrası İstanbul’da polis ekiplerince gözaltına alınan Kıymet A., eşini öldürdüğünü itiraf etti. Kıymet A., cesedi evin arkasındaki tandırda yaktığını söyledi. Kıymet A.’nın verdiği bilgiler üzerine polis ekipleri yaptıkları aramada, ev ve tandırda buldukları battaniye, koltuk parçaları, halı, örtü ve paketleri incelemek üzere emniyete götürdü.

    ANNE VE KIZI ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

    Polis, Kıymet A.’nın büyük kızı Gizem A.’yı (17) da gözaltına aldı. İstanbul’daki ilk sorgusunun ardından dün gece Afyonkarahisar’a getirilen Kıymet A., işlemlerinin ardından sabah saatlerinde kızı Gizem ile Çay Adliyesi’ne sevk edildi.

    MÜGE ANLI’NIN PROGRAMINDA ŞOK İTİRAF

    Müge Anlı, “Hayatımın en zor programı” dedi ve cinayetle ilgili çarpıcı gerçekleri şu sözlerle anlattı:

    “Yayından sonra Kıymet hanım ‘sizinle görüşmek istiyorum’ dedi. Görüştük ve hiç beklenmedik bir şey ortaya çıktı. Kıymet hanım ve geldiği günden beri yanında bulunan büyük kızı benimle konuşurken; ortaya çıktı ki Abdullah Gazi’yi 18 Ocak gecesi büyük kızı öldürmüş…

    Hayatının en zor programı, en çok etkileyen konu neydi diye sorarlardı. Artık onun cevabı var. Güzeller güzeli bir kız çocuğu üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Gerçekten çok güzel. 18 Ocak gecesi bir yere kadar anlatılanlar doğru. Eve alkollü şekilde geliyor baba, annesine senedi imzalatmak istiyor. Ve genç kızın anlattığına göre; annesinin öldürüleceğini düşünen genç kız o silahla babasını öldürüyor istemeden de olsa…

    Kendi aralarında anlaşıyorlar. Evin yakınında bir ocak var, onu oraya atıyorlar. Ve cesetten de bu şekilde kurtuluyorlar. Evde 15 yaşında bir kız çocuğu daha var. Diyorlar ki “Eğer her şey ortaya çıkarsa annem üstlenecek.
    Dün Kıymet hanım yayından sonra konuşacağım dediğinde 14 yaşındaki çocuğun da ifadesi alınıyor. Çocuk, anlaştıkları gibi annesinin öldürdüklerini ifade ediyor. Ama aslında olayı iç yüzünde kızını korumaya çalışan bir anne var. Kız her şeyin ifadelerde ortaya çıkacağını düşündü.”

    CİNAYET GECESİ NELER YAŞANDI?

    Abdullah Gazi’yi öldürdüğünü itiraf eden büyük kızı Gizem A. cinayet gecesini şu sözlerle anlattı:

    “Alkollü şekilde eve geldi. Sonra bir senet çıkarttı, annem ‘imzalamayacağım’ dedi. Sonra vurdu, annem imzalamak zorunda kaldı. Sonra kavga etti, dövmeye başladı. Sonra ben araya girdim, silah patladı. Kime geldiğini anlayamadım, silah babamın elindeydi. Baktım, babam birden yığıldı o vurulmuş sonra öldü.

    Annem ile birlikte aldık, kardeşimi de çağırdık. Götürdük evin arkasında. Orada ekmek yaptıkları bir yer var, orada yaktık. Küçük kardeşime “olay çıktı vuruldu” dedim. Ona biz tembihledik, eğer bir gün ortaya çıkarsa annem yaptı diyelim dedik.

    Annem bize annelik yaptı, babalık yaptı. Anneme bir şey olsun istemedim ben. Eğer anneme vurmasaydı, dövmeseydi, silah zoruyla bir şeyler yaptırmaya çalışmasaydı böyle olmazdı.

    POLİSİ NEDEN ARAMADILAR?

    Anne Kıymet A:

    “Ne söyleyeceğimizi şaşırdık. Polisi aramak korkumuzdan… O yüzden götürüp yaktık zaten, demeyelim bizden bilinmesin diye. Saklayamıyoruz ki, biz yalanı söylerken belli ediyoruz.”

    Büyük kızı Gizem A.:

    “Polisi çağırmayı düşünmedim. Zaten olan olmuş, annemi alıp götürürler, bizi ayırırlar diye korktum. O yüzden saklamak istedik biz. Zaten annem üzerine alacaktı ‘Senin üniversite sınavın var. Hayatını karartma’ dedi. Ben kabul etmedim.”

  • Interpol’ün aradığı cinayet zanlısı Konya’da yakalandı

    Almanya’nın Köln kentinde doğan, Konya’nın Hüyük ilçesi nüfusuna bağlı olan Ali Tecim hakkında 2012 yılında Rus uyruklu 4 kişiyi öldürdüğü iddiasıyla yakalama kararı verildi. Alman mahkemeleri tarafından verilen yakalama kararlarının ardından Tecim, Almanya’dan kaçarak izini kaybettirdi. Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (İnterpol) tarafından çıkartılan kırmızı bülten ile aranmaya başlanan Tecim’in memleketinde saklanabileceğini değerlendiren Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine bağlı Aranan Şahıslar Büro Amirliği ekipleri arama çalışması başlattı. Polis, Ali Tecim’in merkez Selçuklu ilçesi Kosova Mahallesi’ndeki bir evde saklandığını belirledi. Bunun üzerine polis ekipleri, bu sabah eve operasyon düzenledi. Ali Tecim evde yakalanarak, gözaltına alındı. Tecim, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

  • Sevgilisini öldüren sanığa Sevgililer Günü’nde müebbet hapis cezası

    Olay, 2017 yılının Aralık ayında, Vatan Mahallesi’nde meydana geldi. Funda Turan ile sevgilisi Tanju Madanoğlu arasında bilinmeyen nedenle tartışma çıktı. Tartışma sırasında Madanoğlu, Turan’ı bıçakla yaraladı. İhbar üzerine eve gelen sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalenin ardından, ambulansla İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Funda Turan, kurtarılamadı.

    Polis tarafından yakalanan Madanoğlu ise tutuklandı, hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    İzmir 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşmasına tutuklu sanık Tanju Madanoğlu, Funda Turan’ın ailesi, tarafların avukatları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen katıldı. Duruşma savcısı esasa yönelik mütalaasında sanığın ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.

    ‘Sanığa emsal karar verilsin’

    Sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep eden Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ise, “Bakanlığımızın amacı, böyle olayların önüne geçilmesini sağlamaktır. Sanığın cinayeti tasarlayarak işlediğini düşünüyor ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını istiyoruz. Bugün 14 Şubat Sevgililer Günü. Sevgilisini öldüren sanığa emsal ve herhangi bir indirim yapılmadan ceza verilmesini talep ediyoruz” dedi.

    ‘Elindeki bıçakla sevgilisinin üzerine düştüğünü iddia etmişti’

    Daha önceki savunmasında elindeki bıçakla sevgilisinin üzerine düştüğünü söyleyen sanık Madanoğlu’na son sözü soruldu. Madanoğlu, “Ben kendisini çok seviyordum. Ben olay nasıl yaşandıysa onu anlattım. İfadelerimde çelişki yoktur. Beni aldattığını düşünüyordum. Ama benimle güzel konuşunca aşık olduğum için unutuyordum. Adil bir karar istiyorum” dedi.

    Mahkeme heyeti, Tanju Madanoğlu’nu ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdı.

  • 21 yaşındaki Özlem’in ölümündeki sır perdesi aralandı!

    Kütahya’da Özlem Göçer, kocası Tolga Göçer tarafından katledildi. Eşinin, “Seni, anne ve babanı öldüreceğim” diye tehdit edince kendini feda ettiği öğrenildi.

    Olay geçen hafta Kütahya’da yaşandı. Özlem Göçer, eşi Tolga Göçer tarafından 25 bıçak darbesi ile öldürüldü. Koca, tutuklandı.

    Göçer’in ailesini ziyaret eden Kütahya Kadın ve Aileyi Koruma Derneği Başkanı Op. Dr. Zeliha Aksaz, “Eğer Özlem evden çıkmasaydı, saldırgan anne-babasını da katledecekti. Özlem kendini feda etti. Cinayet sonrası şoka giren anne-baba bir hafta geçmesine rağmen halen şokta. Bir psikolog sağladık” diye konuştu.

  • Cani anne 3 çocuğunu katletti!

    Yüreğir ilçesine bağlı Geçitli Cumhuriyet Mahallesi’nde, 21 Ekim 2018’de, sabah eşi tarlaya gidince pencereleri kapatıp tüm kapıları kilitleyerek, evin koridorunda 3 yaşındaki oğlu Mahmut, 7 yaşındaki kızı Semanur ve 9 yaşındaki Mehmet Emin’i bıçakla öldüren, ardından bileklerini keserek intihar girişiminde bulunan Selma C. ile ilgili soruşturma tamamlandı.

    Soruşturmayı yürüten cumhuriyet savcısının, Selma C. hakkında “çocuklarını kasten öldürmek” suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle hazırladığı iddianame, 9. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İddianamede, Selma C. ile eşi A.C’nin, 12 Mayıs 2008’de evlendikleri, çiftin zaman zaman geçimsizlikler yaşadığı anlatıldı.

    DÜĞÜNE GİTME KAVGASI

    Olay tarihinden bir gün önce A.C. ile eşi arasında Gaziantep’te bir yakınlarının düğününe gidip gitmeme konusunda tartışma yaşandığı da iddianamede yer aldı.

    Merkez Yüreğir ilçesi Geçitli Mahallesi’ndeki 3 çocuğunu öldürdükten sonra intihar girişiminde bulunan Selma C. (26) tedavisinin ardından tutuklanmıştı. Çocukların cenazesi, Adana Adli Tıp Kurumundaki otopsinin ardından yakınları tarafından olayın yaşandığı mahalledeki mezarlıkta toprağa verilmişti.

  • ‘Avcı’ lakaplı seri katil Hamdi Kayapınar hakkında karar

    Hamdi Kayapınar, 1994 yılında henüz 14 yaşındayken kendisinden bir yaş küçük kardeşini iple boğarak öldürdü. Kayapınar, 4 yıl cezaevinde kaldıktan sonra ‘Şartlı Salıverme Yasası’ndan yararlanarak tahliye edildi. Kayapınar, 1998-2001 yılları arasında da Yaşar Sezer, Ali Aras, Abdullah Aslan, Memiş Dinçaslan, İbrahim Genç ve Cafer Şahin’i öldürdü. Polis memuru İlhan Duruş ve Bedrettin Duvar’ı da yaraladı. Tutuklanıp yargılanan Kayapınar, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kayapınar, ‘Denetimli Serbestlik Yasası’ kapsamında erken tahliye hükmünden yararlanarak, 16 yıl 2 gün cezaevinde kaldıktan sonra Şubat 2017’de tahliye edildi.

    GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ ÖLDÜRDÜ

    ‘Avcı’ lakaplı Hamdi Kayapınar, geçen yıl 2 Ağustos günü, merkez Melikgazi ilçesi Erenköy Mahallesi, Komando Caddesinde bir iş insanına ait villada özel güvenlik görevlisi olarak çalışan emekli uzman çavuş Sami Yılmaz’ı, pompalı tüfekle ateş ederek öldürdükten sonra beğendiği tabancasını gasp edip, kaçtı. Olaydan 4 gün sonra Yıldırım Beyazıt Mahallesi’ndeki evine yapılan baskınla yakalanan Kayapınar, tutuklandı.

    Kayseri 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, ‘tasarlayarak adam öldürme’, ‘yağma’, ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan sanık Kayapınar, karar duruşmasında hakim karşısına çıktı. Duruşmada ölen güvenlik görevlisi Sami Yılmaz’ın eşi Y.Y. ile bazı yakınları ve avukatları hazır bulundu.

    AĞIRLAŞTIRILIMŞ MÜEBBET

    Mahkeme Başkanı, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4’üncü İhtisas Kurulu’nun sanık hakkında düzenlediği, ‘Sanığın bulunduğu suçlara karşı cezai sorumluluğu tamdır’ şeklindeki raporu okudu. Son sözü sorulan sanık Hamdi Kayapınar, konuşmadı. Sanık, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.