Kategori: 3. Sayfa

  • Aldattı diye bağlayıp bıçakladı, öldü diye bıraktı

    Emre Çiçek (25) ile aynı yaştaki sevgilisi Rebiye Kaçmaz salı akşamı İstanbul’da Avcılar Firuzköy’deki mesire alanında buluştu. Çiçek’in iddiasına göre, Kaçmaz kendisinden yüklü miktarda para almış ancak geri vermemişti. Bir de kendisini aldatmıştı. Bu nedenlerle aralarında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Çiçek yanında taşıdığı bıçağı Kaçmaz’a saplamaya başladı.

    Daha sonra elleri ve ayaklarını bağlayarak bıçaklamaya devam etti. Öldüğünden emin olunca da olay yerinden babasını arayarak “Baba, ben Rebiye’yi öldürdüm” diyerek telefonu kapattı. Daha sonra da polise teslim oldu.

    HAYATİ TEHLİKESİ SÜRÜYOR

    Polis olay yerine gittiğinde Kaçmaz’ı elleri ve ayakları iple bağlanmış ve kanlar içinde buldu. Hemen hastaneye götürüldü. Vücudunda çok sayıda bıçak yarası olan Kaçmaz geçirdiği ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Genç kadının hayati tehlikesinin sürdüğü öğrenildi.

  • Şule Çet’in o gece çekilmiş son görüntüleri ortaya çıktı

    Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet, 28 Mayıs günü saat 03.50’de Ankara’daki bir plazanın 20. katından düşerek hayatını kaybetti. Ölümü şüpheli bulan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, olaya ilişkin soruşturma başlattı. Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Koca tarafından yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, Çet’in cinsel saldırıya maruz kaldığı ve plazadan atılarak öldürüldüğü belirtildi. Bu kapsamda sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand hakkında “kasten öldürme”, “cinsel saldırı” ve “hürriyeti yoksun bırakma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 39’ar yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

    TUTUKLULUĞUN DEVAMINA KARAR VERİLDİ

    Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan davanın ilk celsesinde sanık savunmaları alındı, ardından da tanıklar dinlenildi. Duruşma sonunda ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

    Öte yandan, olayın yaşandığı plazadaki güvenlik kameralarından elde edilen görüntüler dava dosyasına delil olarak girdi. Asansörün bulunduğu koridordaki güvenlik kamerasınca kaydedilen görüntülerde, sanıkların olayın yaşandığı saatten 18 dakika sonra koridora çıktığı görülüyor. Yerde oturan kişinin sanık Çağatay Aksu, diğerinin ise Berk Akand olduğu görülüyor. Alkollü olan Akand’ın yürümekte zorluk çektiği ve dengesiz bir şekilde sağa sola yürüdüğü anbean kaydedildi. Ayrıca, sanık Akand’ın diğer sanık Aksu ile tartıştığı da görüntülere yansıdı.

    ŞULE’NİN OFİS İÇİNDEKİ SON GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

    Çet’in avukatı Umur Yıldırım, davanın görüldüğü Ankara 31’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Mersin Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda görevli iki adli tıp uzmanına hazırlattıkları raporu da sunmuştu. Avukat Yıldırım, bu rapora göre de Çet’in tecavüze uğradığını ve daha sonra öldürülüp 20’nci kattan atıldığının ortaya çıktığını iddia etmişti.

    Sanık Berk Akand’ın avukatı ise buna karşılık dosyaya yeni görüntüler sundu.

    Duruşmada sanık Berk Akand, o gece eğlendikleri anları cep telefonuyla kaydettiğini ve davanın tanıklarından Pınar T.’ye gönderdiğini söylemişti. Sanık Akand, tüm suçlamaları reddetmiş ve okul döneminde gönül ilişkisi olduğunu söylediği Pınar T.’yi de oraya davet ettiğini, eğlendiklerini göstermek için de çektiği videoları gönderdiğini belirtmişti. Sanık Akand’ın avukatı, Paşa Büyükkayaer, söz konusu görüntüleri dosyaya delil olarak sunduklarını kaydetti.

  • Annesini öldüren babasından şikayetçi olmadı

    İstanbul Sarıyer’de76 yaşındaki eşi Esme Aksakal’ı 4 bıçak darbesiyle öldürdüğü iddiasıyla yargılanan 83 yaşındaki sanık Bilal Aksakal’ın yargılanmasına savcı mütalaasını bildirdi.

    Savcı, Bilal Aksakal’ın tahrik indirimi yapılmadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.

    Öte yandan duruşmada tanık olarak dinlenen maktüle Esme Aksakal ile Bilal Aksakal’ın kızı Sinem Kumcu, “Maktül annemdir, sanık da babam. Babam olaydan önce annemin başka erkeklerle görüştüğünü söylemişti. Ama ben onu dinlemeyip dışladım. Bu nedenle şikayetçi değilim” dedi.

  • Annelerini 24 yerinden bıçaklayarak öldürmüşlerdi

    İzmir’in Aliağa ilçesinde 2013 yılında anneleri Gülser Süngü’yü evlerine tanımadıkları erkekleri getirdiği ve kendilerini de “kötü yola zorladığı” iddiasıyla elektroşok cihazıyla bayıltıp, sonra da 24 yerinden bıçaklayarak öldüren ve yargılandıkları Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 20 yıl hapis cezasına çarptırılan Şeyda P. (25) ve 10 yıl hapis cezası alan Beyza P.’nin (23) yeniden yargılanmasına başlandı. Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin cezada “makul oranda” bir indirim yapılmadığı gerekçesiyle bozduğu davada kız kardeşler, Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Beyza P. ile Şeyda P., Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Politikalar Bakanlığı avukatı Pınar Melli ve sanıkların avukatları katıldı. Duruşmada ilk olarak Yargıtayın bozma kararı okunurken, Şeyda P. ve Beyza P. Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasını talep etti. Bunun üzerine mahkeme heyeti Gülseren Süngü’nün annesi Cevriye Süngü ile babası Kasım Süngü’ye bozma kararına uyup uymadıklarının sorulması sebebiyle yazılan talimata cevap verilmesinin beklemesine karar vererek, duruşmayı 11 Nisan’a erteledi.

  • Atalay Filiz’e üçüncü kez akıl sağlığı yerinde raporu

    İstanbul ve Ankara’da işlediği 3 cinayetten ayrı ayrı “ağırlaştırılmış müebbet” hapse çarptırılan Atalay Filiz’in “resmi belgede sahtecilik” suçundan 35 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.

    Anadolu 67’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya başka suçtan tutuklu sanık Atalay Filiz katılırken, avukatı Merve Uçanok da salonda hazır bulundu.

    “Belgeleri mahkeme değerlendirsin”

    Mahkeme hakimi, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nce hazırlanan suça konu belgelerin aldatma kabiliyeti taşıyıp taşımadığına ilişkin bilirkişi raporunun geldiğini belirtti. Raporda, olayın gelişimi, belgelerin mevcut durumu, ibraz ve kabul koşulları, ilgili mevzuat ve tüm adli soruşturma kapsamı birlikte değerlendirilerek mahkemece yorumlanmasının daha uygun olacağı belirtildi.

    “Filiz’in ceza ehliyeti tam”

    Mahkeme hakimi, ayrıca sanık hakkında ceza ehliyetinin olup olmadığının tespitine ilişkin Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yazılan yazıya cevap verildiğini tutanağa geçirdi. Raporda, Atalay Filiz’in olayın oluş şekli, suç öncesi, esnası ve sonrasındaki tutum ve davranışları göz önüne alındığında işlediği iddia edilen suç sırasında kişide ceza sorumluluğunu etkileyecek nitelikte psikiyatrik hastalık saptanmadığı, dolayısıyla ceza sorumluluğunun tam olduğu kaydedildi.

    Rapora ilişkin diyecekleri sorulan sanık Filiz, “Bir diyeceğim yoktur, teknik bir konu olduğu için bilgim yoktur. Aleyhime hususları kabul etmiyorum, önceki savunmalarımı tekrar ederim” dedi.

    Sanık avukatı yeniden bilirkişi raporu istedi 

    Bunun üzerine söz alan sanık avukatı Merve Uçanok ise, “Adli Tıp Kurumu söz konusu belgelerin aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin talebin üzerinden 7 ay geçtikten sonra kurum her hangi bir değerlendirme yapmadan, mahkemenin değerlendirme yapmasının daha uygun olacağı kanaatini bildirir kısa bir rapor sunmuştur. Yerleşik Yargıtay uygulamaları nazara alındığında teknik bir detay içeren bu hususla ilgili Adli Tıp’ın bir rapor vermesini bekliyorduk. Bu kapsamda mahkemenizce konusunda uzman başka bir heyet veya bilirkişiden rapor aldırılmasını talep ediyoruz” dedi.
    Ara kararını açıklayan mahkeme, dosyanın Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden fiziki olarak dönüşünün beklenmesine karar verdi. Sanık avukatının suça konu belgeler üzerinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki talebinin dosyanın fiziki olarak dönüşünden sonra değerlendirilmesine hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.

    İddianameden

    Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Atalay Filiz’in birden fazla cinayet zanlısı olarak firari bulunduğu sırada kendisini gizleyebilmek amacıyla, müştekilere ait kaybolan nüfus cüzdanı ve sürücü belgeleri üzerinde oynamalar yaparak kendi fotoğrafını yapıştırdığı anlatılmıştı.
    İddianamede, Filiz hakkında, ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan, üzerinde bulunan 7 belge için ayrı ayrı toplamda 14 yıldan 35 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.

  • 3. kattan atlayan kız kardeşini eve çıkarıp boğdu

    Olay, 05 şubatta Kocaeli’nin İzmit ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 20 yaşındaki bir genç kızın 3. kattan aşağı atlayarak intihar ettiği ihbarını alan sağlık ve polis ekipleri gittikleri evde Filistin uyruklu İsrail vatandaşı olan 20 yaşındaki Siwar Keblaw’ın hayatını kaybettiğini ve düştüğü yerde değil, eve taşındığını belirledi.

    Evde incelemelerde bulunan polis ekipleri, genç kızın odasının kapısının kırık ve ölen Keblaw’ın boğazında morluklar olduğunu tespit etti. Genç kızın öldürülmüş olabileceğinden şüphelenen Kocaeli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayın yaşandığı sitenin kamera kayıtlarını tek tek inceledi. Ekipler tarafından yapılan incelemelerde güvenlik kamerası tarafından kaydedilen görüntülerde genç kızın 2 kişi tarafından taşındığını gören ekipler, olay esnasında evde bulunan Siwar Keblaw’ın babası Y.K.’yı gözaltına aldı.

    BABASI İFADESİNDE OLAYIN İNTİHAR DEĞİL, TÖRE CİNAYETİ OLDUĞUNU İTİRAF ETTİ

    Kocaeli Emniyeti asayiş Şube Müdürlüğü’ne götürülen baba Y.K.’nın emniyette verdiği ifadesinde olayın intihar olmadığını itiraf ettiği öğrenildi. Baba Y.K.’nın emniyette verdiği ifadesinde 2 defa nişanlan kızının ilişkileri sebebi ile namus meselesi sebebi ile aile içerisinde tartışmaların başladığını ve bu sebepten dolayı İsrail’den kaçıp Türkiye’ye yerleştiklerini söylediği ve oğlu Z.K.’nın olay gecesi kendilerini ziyarete geldiğini söylediği öğrenildi. İfadesinde oğlu ile kızı arasında çıkan tartışma sonrasında kendisini odasına kilitleyen Siwar Keblaw’ın ağabeyinin kapıyı kırması sonrasında 3. Kattan aşağı atladığını iddia eden baba Y.K., daha sonra düştüğü yerden taşıyarak eve çıkarttıkları Siwar Keblaw’ı ağabeyinin boğarak öldürdüğünü itiraf ettiği ortaya çıktı.

    ELİ KANLI AĞABEY SAKLANDIĞI OTELDE YAKALANDI

    Baba Y.K.’nın ifadesi sonrasında harekete geçen Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Z.K.’nın tekrar geldiği hava yoluyla İsrail’e kaçabileceği ihtimali üzerine harekete geçti. Şahısın olaydan 1 gün sonra Sabiha Gökçen’den havalanacak olan uçakla İsrail’e kaçabileceğini değerlendiren ekipler, civardaki otelleri tek tek dolaşarak şahsın saklanmış olabileceği her yeri didik didik ardılar. Yapılan çalışmalar sonucunda şahsın kaldığı oteli tespit eden ekipler, düzenlenen operasyonla Z.K.’yı yakalayarak gözaltına aldı. Öte yandan şahsın yakalanma anı ise polis kamerasına saniye saniye yansıdı.

    BABA VE OĞLU İFADELERİNİN ARDINDAN ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

    Gözaltına alınan şahıslardan baba Y.K. emniyetteki ifadesinin ardından aynı gün Kocaeli Adliyesi’ne sevk edildi. Adliyedeki ifadesinin ardından hakim karşısına çıkartılan baba Y.K.’nin tutuklanarak cezaevine götürüldü. Kocaeli Emniyeti Asayiş Şube Müdürlüğü’ne getirilen ağabey Z.K. ise ifadesinin ardından bu sabah Kocaeli Adliyesi’ne sevk edildi.

    BALKONDAN ATLADIĞI İDDİA EDİLEN GENÇ KIZI TEKRAR EVE ÇIKARMA ANLARI GÜVENLİK KAMERASINDA

    Öte yandan, 3. kattan atladığı iddia edilen genç kızın arkasından koşan baba ve oğlunun yaralanan genç kızı eve götürmeleri güvenlik kamerasına yansıdı. Saniye saniye kaydedilen olayda kızın aşağı düşmesi sonrasında koşarak düştüğü yere gelen baba Y.K. ve ağabeyi Z.K. kızı tekrar taşıyarak eve götürüyorlar.

  • Sevgilisini öldürdü kendisini böyle savundu

    Olay, 19 Ekim 2018’de, Kundu oteller bölgesindeki 5 yıldızlı otelde meydana geldi. Gaziantep’te yaşayan Altay Aksoy, Rus arkadaşlık sitesinde tanışıp, arkadaşlık kurduğu Kazakistan uyruklu Nailia Nutfullina ile sevgili oldu. Antalya’da daha önce de tatil yapan ikili, yine kentte tatil kararı aldı. Kazak Nailia Nutfullina ülkesinden, Altay Aksoy ise Gaziantep’ten gelerek, Antalya’da 5 yıldızlı otele yerleşti. Bir süre tatil yapan ikiliden Nutfullina, Aksoy’a ayrılmak istediğini söyledi. İkili arasında bu nedenle gece tartışma çıktı.

    Otelin havuz başında başlayıp, bahçede devam eden tartışmanın büyüyerek, kavgaya dönüşmesi üzerine Altay Aksoy, Nailia Nutfullina’yı dövmeye başladı. Yere düşen Nutfullina’yı tekmelemeyen Aksoy, kadının başını defalarca yumruklayıp, yere vurdu. Özel güvenliğin müdahale ettiği Aksoy, polise teslim edilirken, ağır yaralanan Nutfullina ise çağrılan sağlık görevlilerince ambulansla özel hastaneye götürüldü. Yoğun bakımda tedaviye alınan Nailia Nutfullina, 21 gün süren yaşam savaşını kaybetti. Aksoy ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

    ‘HAYATIMI ONA ADADIM’

    Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkarılan tutuklu sanık Altay Aksoy, olay günü yaşananları anlattı. Nailia Nutfullina’yı çok sevdiğini ve evlenmek istediğini öne süren Aksoy, “Ben hayatımı ona adadım. Eşimden onun için ayrıldım. Onu çok seviyordum. Kendisiyle tartıştıktan sonra oteli terk ettim. Bir büfeye gidip orada alkol aldım. Beni otele çağırıp konuşmak istediğini söyledi. Ben de gelmeyeceğimi söyledim. Sonrasında saatimin odada kaldığını ve onu vermek istediğini söyledi. Ben de otele gittim” diye konuştu.

    ‘SENİ KULLANDIM’ DEMİŞ

    Öldürme kastı olmadığını iddia eden Aksoy, “Kol saatimi bana havuz başında verdi. Otel içerisinde bir süre yürüdük. Ona aşkımı tekrarladım. Beni evlenmek vaadiyle 1 yıldır oyaladığını, sömürdüğünü, maddi- manevi bitirdiğini söyledim. Hatta onun yüzünden eşimden ayrıldığımı ifade ettim. Onun için yaptığım fedakarlıkları anlattım. O da bana ‘Sen beni doyuramıyorsun. Senin dışında başka erkeklerle ilişkim var’ dedi.

    Ondan o cümleleri beklemiyordum. Tahminim o da alkollüydü. Sonrasında bana ‘Seni kullandım kullandım. Şimdi çöpe atıyorum’ diye ekledi. Hatta devamında ‘Dostum var. Sen benim hayatımdan çıkmazsan seni ona öldürtürüm’ dedi. Bende de panik atak var. Alkolün de etkisiyle kendimi kaybettim. Ne yaptığımı hatırlamıyorum. Ancak daha sonra güvenlik kamerası kayıtlarından izledim. Ona birkaç kez yumruk vurmuşum. Kesinlikle öldürme kastım yoktu” dedi.

    Duruşmada tanık olarak dinlenen arkadaşı da Altay Aksoy’un Kazak kız arkadaşıyla evlenmeyi planladığını söyledi. Mahkeme heyeti, başka tanıkların da dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

  • Vahşet! Parçalanmış cesedi bulunmuştu, gerçek otopside ortaya çıktı

    Edinilen bilgiye göre olay geçen 28 Ocak’ta Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesi Koramanlar köyünde yaşandı. 55 yaşındaki Sezai Karaca’nın cesedi ormanlık alanda yabani hayvanlarca parçalanmış halde bulundu. Jandarma ekiplerince yapılan incelemenin ardından Karaca’nın cesedi otopsi için hastane morguna kaldırıldı.

    Otopside Sezai Karaca’nın av tüfeği ile öldürüldüğü tespit edilerek vücudundan silahtan çıktığı belirlenen saçmalara rastlandı. Soruşturmayı derinleştiren jandarma ekipleri olayla ilgili Sezai Karaca’nın komşusu Veli B.’yi gözaltına aldı.

    İlçe Jandarma Komutanlığı’ndaki sorgusunda uzun süre konuşmayan Veli B. bir süre sonra cinayeti itiraf etti. Veli B.’ye, çelik yelek giydirilerek olay yerinde keşif yaptırıldı. Sağlık kontrolünden geçirilen zanlı, işlemlerinin ardından güvenlik önlemleri eşliğinde Çaycuma Adliyesi’ne getirildi. Zanlının sorgusu sürüyor.

  • Bebeğini boğduğu iddia edilen sevgilisini, öldüren anneye ‘tahrik ve iyi hal’ indirimi

    Olay, 1 Aralık 2017 günü Selçuklu ilçesi Bosna Hersek Mahallesi’ndeki Selçuk Üniversitesi’nin kampüs girişinde meydana geldi. Barda çalışan Azeri Aysel Eshme, eşi M.E.’den (39) olay tarihinden 2 yıl önce boşandı ancak çift, birlikte yaşamaya devam etti. Çiftin bu birliktelikten Emir ismini verdikleri oğulları dünyaya geldi. Eshme, olaydan yaklaşık 2 ay önce, M.E.’yi terk edip, Ümit Göker ile yaşamaya başladı. Olay gecesi de boşandığı eşinden olan 9 aylık Emir’i sevgilisi Göker’e bırakarak, çalıştığı bara gitti. Göker, gece yarısı Emir’i kanepeden düştüğünü ileri sürerek, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne götürdü. Minik Emir, hayati tehlikesi olduğu için yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alındı. Doktorların, şüphelenip, hastane polisine yaptığı ihbar üzerine Ümit Göker, gözaltına alındı. Polis merkezindeki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen Göker, adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Anne Aysel Eshme, hastaneye çocuğunu görmeye gittiğinde Ümit Göker’i de çağırdı. Eshme, burada Göker’e çocuğunun nasıl bu hale geldiğini sordu. Oğlunun nefessiz kaldığını öğrenen Aysel Eshme, yanında getirdiği bıçakla yaklaşık 50 metre kovaladığı Ümit Göker’i 7 yerinden bıçaklayarak, öldürdü.

    AKIL SAĞLIĞI YERİNDE

    Konya 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan yargılanan Aysel Eshme, davanın dün yapılan 6’ncı duruşmasına tutuklu bulunduğu Tarsus Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan, SEGBİS ile katıldı. Duruşmada Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan gönderilen ve tutuklu annenin akıl sağlığının yerinde olduğu ile cezai ehliyetinin tam olduğunu bildiren rapor okundu.  Cumhuriyet savcısı da mütalaasında; sanığın, oğlunun ölümünden Ümit Göker’i sorumlu tutarak, öldürmek maksadıyla büyük bir bıçağı yanına aldığını, maktulü telefonla arayarak olay yerine çağırdığını, içinde bulunduğu haksız tahrikin etkisi altında kalarak  ‘tasarlayarak öldürme’ suçunu işlediğini bildirerek, 24 yıl hapis cezası verilmesini talep etti.

    HAKSIZ TAHRİKLE CEZASI 16 YILA İNDİRİLDİ  

    Son sözü sorulan Aysel Eshme ise “Ben insanlara zarar verebilecek biri değilim. Beraatimi talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, Aysel Eshme’yi önce ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına  çarptırdı. Ardından cezayı, ‘suçu tahrik altında işlediğine’ kanaat getirerek, 20 yıla indirdi. ‘İyi hal’ indirimi de yaparak, 16 yıl 8 aya düşürdü.

  • Liseli Helin’i öldüren sanığın cezası onandı

    Pendik’te, lise öğrencisi Helin Palandöken’i silahla  öldürdüğü, 2 kişiyi de yaraladığı gerekçesiyle Mustafa Yetgin’e verilen  “ağırlaştırılmış müebbet” ve 28 yıl 6 ay hapis cezası onandı.

    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, 13 Ekim 2017’de  tartıştığı lise öğrencisi Helin Palandöken’i silahla öldürdüğü, 2 kişiyi de  yaraladığı gerekçesiyle yerel mahkemece hapis cezasına mahkum edilen Mustafa Yetgin’in dava dosyasına ilişkin yapılan istinaf başvurularını karara bağladı.

    Ceza dairesinin kararında, yerel mahkemenin kararında usul ve esasa  ilişkin bir aykırılığın bulunmadığı, delil ve işlemlerde herhangi bir eksiklik  olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin de yerinde olduğu kaydedildi.

    Yetgin hakkında kurulan “ağırlaştırılmış müebbet” ve 28 yıl 6 ay hapis  cezası hükmünde bir isabetsizlik görülmediği aktarılan kararda, bu nedenle  yapılan istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği belirtildi.

    Ceza dairesinin kararıyla Mustafa Yetgin’in, “ağırlaştırılmış müebbet”  ve 28 yıl 6 aylık hapis cezası onandı.

    DAVANIN GEÇMİŞİ

    Mustafa Yetgin, Pendik Güzelyalı Tren istasyonunda, 13 Ekim 2017’de  tartıştığı lise öğrencisi Helin Palandöken’i silahla vurmuş, burada bekleyen 2  kişiyi de yaralamıştı. Palandöken olay yerinde hayatını kaybetmiş, yaralılar ise  hastaneye kaldırılmıştı.

    Daha sonra Pendik Ticaret Meslek Lisesi’ne giden Yetgin, burada  intihara kalkışmış, polis ekiplerince gözaltına alınmıştı.

    Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 Temmuz 2018’de verdiği kararında,  sanık Mustafa Yetgin’i Helin Palandöken’i öldürdüğü gerekçesiyle “çocuğa karşı  tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına  çarptırmıştı.

    Sanığın cezasında indirim uygulamayan mahkeme heyeti, Yetgin’i ayrıca  “çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs”, “silahla kasten yaralama” ve silahla tehdit”  suçlarından da toplam 28 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etmişti.