Kategori: Adana

  • Dul erkek tartışması kanlı bitti

    Dul erkek tartışması kanlı bitti

    Adana’da eşinden boşandıktan sonra evlenmek isteyen şahıs, “dul” olduğu için kızın ailesi tarafından istenmeyince çıkan kavgada, ağabey eşinin gözü önünde öldürüldü.

    Edinilen bilgiye göre, olay merkez Seyhan ilçesi Mestanzade Mahallesi’nde 26 Aralık günü meydana geldi. 21029 sokakta Erhan Arıkoler (28) içinde eşi ve babasının da olduğu otomobili kullanırken darp edilip, tabanca ile vurularak öldürüldü. Eşi gözleri önünde öldürülen Derya Arıkoler olay yerinde gözyaşlarına boğuldu. Olaydan hemen sonra Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri zanlıları yakalamak için çalışma başlattı.

    Polisin yaptığı çalışmada, iddiaya göre, öldürülen Erhan Arıkoler’in kardeşi Taşkın Arıkoler (27) bir süre önce eşinden ayrılıp Aleyna Ö. (18) isimli genç kız ile sevgili oldu. Ancak Aleyna Ö.’nün annesi Ebru (41) ile kız kardeşi Melisa Ö. (19) bu duruma erkeğin dul olması nedeniyle karşı çıktı. Çift ailenin karşı çıkmasına rağmen evleneceklerini söyledi.

    Bunun üzerine olay günü anne ve abla telefonla Taşkın Arıkoler’i konuşmak için evlerine çağırdı. Eve gelen Arıkoler’e anne ve abla, “Sen dul erkeksin, bizim kızımızla evlenemezsin vazgeç” dedi. Arıkoler, “Aleyna’yı seviyorum onunla evleneceğim” diye yanıt verdi.

    Bunun üzerine taraflar arasında tartışma çıktı. Tartışma çıkınca Melisa Ö. telefonla akrabalarını arayıp çağırdı. Bunu duyan Arıkoler de ağabeyi Erhan Arıkoler’i aradı. Ağabey Arıkoler yanına eşi ve babasını alarak olay yerine geldi.

    Bu arada olay yerine Melisa Ö.’nün çağırdığı akrabaları Mehmet S. (24), Mahmut P. (24), Cabbar Y. (29), Furkan S. (18) ve Abdürrahim G. (21) geldi.

    Sokakta karşılaşan iki grup arasında önce sözlü tartışma başladı. Tartışma bir süre sonra kavgaya dönüştü. İki grup arasında çıkan arbedede Mehmet S., tabancayla Erhan Arıkoler’i karısının yanında darp edip başından vurarak öldürdü.

    Polis bu tespiti yaptıktan sonra aralarında anne ve ablanın da olduğu 7 zanlıyı gözaltına aldı.

    Ayrıca evlerde yapılan aramada 2 tabanca ve 6 tüfek ele geçirildi. Melisa Ö.’nün ifadesinde, “Taşkın ve yanındakiler bizim evi basacaklardı. Babam evde yoktu. Korktum, onun için kuzenime haber verdim” diyerek kendisini savunurken, katil zanlısı, “Kızı vermek istemedik. Kavga çıktı” diye ifade verdiği öğrenildi.

    Zanlılardan anne ve abla ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Adliyeye sevk edilen Mehmet S., Mahmut P., Cabbar Y., Furkan S. ve Abdürrahim G. ise nöbetçi sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.

  • Sosyal medyada vahşete tepki! Boğazını kesip ateşe attı

    Sosyal medyada vahşete tepki! Boğazını kesip ateşe attı

    Ormanlık alanda, “cinler alemine adadığını” söylediği bir tavuğun boğazını kesip ateşe atan Y.Y.’nin görüntüleri, sosyal medyada tepkilere neden oldu.

    Adana’da bir tavuğun boğazını keserek ateşe atan kişi tepkilere neden oldu. Bir sosyal medya grubunda medyumluk yaptığını iddia eden Y.Y. “Cinler aleminin en çok sevdiği gece sessiz bir saatte ormanda verilen adaklardır. Ben adağımı verdim, sizler için bahşediyorum” diyerek boğazını kestiği tavuğu ateşe attı.

    Sosyal medyada yayılan ve Adana’da çekildiği düşünülen görüntüler büyük tepki çekti. Kendisine tepki verenlere de cevap veren Y.Y, normal dışı olayları paylaştığı grubundaki paylaşımında yaptıklarının suç niteliği taşımadığını savundu.

    https://www.dailymotion.com/video/x7y8k78

    Y.Y. şu ifadeleri kullandı:

    “Hayvanları Koruma Kanunu’nun 28. Maddesinin (f) bendine göre, 9. Maddede ve yönetmeliklerinde belirtilen hususlara uymayanlara hayvan başına 300 Türk Lirası, yetkisi olmadığı halde hayvan deneyi yapanlara 1200 Türk Lirası idari para cezası verilmektedir. Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında yapılan yasaklamalar suç niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle, belirlenen usullere uygun olmadan hayvan deneyi yapan kişiler suç değil, kabahat işlemiş olurlar. Kabahatlerin karşılığı olan yaptırım ise hapis cezası veya adli para cezası değil, idari para cezasıdır. Bilin istedim.”

    Y.Y.’nin paylaşımlarının ekran görüntüsünü alan çok sayıda vatandaş, cezalandırılması için sosyal medyada kampanya başlattı.

  • 1 gramı 1 milyon euro

    1 gramı 1 milyon euro

    Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özoğul, balon balıklarında bulunan tetrodotoksin (TTX) zehrinin 1 gramının 1 milyon eurodan daha fazla olduğunu ve bu zehrin mikroorganizmalar tarafından üretilmesi için çalışmalara başlanıldığını kaydetti.

    Prof. Dr. Özoğul, “Balon balığında bulunan TTX zehri, yurt dışında ileri seviyedeki kanser hastalarının ağrılarının dindirilmesinde kullanılıyor” dedi.

    Kızıldeniz üzerinden gelerek Akdeniz’deki balık popülasyonuna önemli ölçüde zarar veren istilacı balon balıklarının ürettiği tetrodotoksin (TTX) zehri üzerinde araştırmalar yapan Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özoğul, balon balıklarının iç organları ve derisinde bulunan TTX zehrinin morfinden 3 bin kat daha etkili, siyanürden ise 1200 kat daha zehirli olduğunu belirtti.

    Prof. Dr. Özoğul, balon balıklarının zehrinin yurt dışında uyuşturucu ve kanser tedavilerinde kullanıldığını söyleyerek, bu konudaki araştırmaların gün geçtikçe daha yaygın hale geldiğini ifade etti.

    Özoğul, “TTX zehri, son yıllarda Kanada, ABD ve uzak doğu ülkelerinde anestezik madde olma özelliğinden dolayı kullanılmaya başlandı. Ayrıca uyuşturucu madde bağımlılığı tedavisinde de kullanılıyor. Bu zehir uyuşturucu madde bağımlılığında kişinin uyuşturucu istemini baskıladığı için, bağımlıya uyuşturucu kullanma isteği gelmiyor. Morfinden 3 bin kat daha fazla etkiye sahip olduğu için de ileri seviye kanser hastalığı tedavisinde ağrı kesici olarak da kullanılıyor. Bu zehir nöronların arasındaki sodyum kanallarını bloke ettiğinden dolayı insanlar acı hissetmiyor ve acıya duyarsız kalıyorlar. Şu anda Türkiye’de bu konularla ilgili bir çalışma yok. Bu zehrin ilaç olarak kullanılmasında mikroorganizmaların üretiminden faydalanılabilir. Eğer yaptığımız araştırmalar sonucunda bu mikroorganizmalar yeterli miktarda bu zehri üretme kapasitesine sahip olursa, ilgili sektörlerle birlikte çalışarak ülkemize bir kaynak sağlanabilir düşüncesindeyim” dedi.

    1 GRAMI 1 MİLYON EURO

    Çukurova Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda Akdeniz’de bulunan 4 farklı balon balığında zehir analizleri gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Özoğul, “Yapmış olduğumuz çalışmada, balığın iç organlarından ve derisindeki mikroorganizmaları izole ettik. Bu mikroorganizmaların TTX’i sentezleyebilir mi? Onu araştırıyoruz. Araştırma sonuçlarında, izole ettiğimizde mikroorganizmaların TTX zehrini üretip üretmediğini öğrenmiş olacağız. Balon balığının zehri bilindiği üzere çok pahalı bir zehir. 1 gramı 1 milyon euro seviyelerini aşmış durumda. Eğer ki bu zehrin, izole ettiğimiz bakteriler tarafından üretilmesini başarabilirsek, ülkemizde üretip yurt dışına satmış olacağız. Bu maksatla ülkeye döviz girdisi ve ekonomik kazanç sağlayabiliriz” diye konuştu.

  • Arkadaşının altınlarını sahtesiyle değiştirip, otomobil aldı

    Arkadaşının altınlarını sahtesiyle değiştirip, otomobil aldı

    Adana’da evli iki çocuk babası B.Ç. (30), iddiaya göre arkadaşı N.Y.’nin (44) eşinden miras kalan evi satarak aldığı 77 Cumhuriyet altınını, yerine sahtelerini koyarak çaldı. Altınları bozdurup, eşine otomobil kendisine de cep telefonu aldığı öne sürülen ve gözaltına alınan B.Ç., adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    Olay, 7 Aralık’ta merkez Seyhan ilçesine bağlı Tellidere Mahallesi’nde meydana geldi. Bir süre önce eşi vefat eden ve iki kız çocuğuyla yaşayan N.Y., eşinden miras kalan evi 240 bin TL’ye sattı. N.Y. daha sonra bu paranın neredeyse tamamıyla altın yatırımı yapmaya karar verdi. Kuyumcuya giderek 77 Cumhuriyet altını alan N.Y, bu altınları yatak odasına sakladı. Bir süre sonra paraya sıkışan N.Y. altınları sakladığı yerden çıkararak aldığı kuyumcuya götürüp bozdurmak istedi. Kuyumcu altınları inceledikten sonra sahte olduğunu söyledi. N.Y. ise altınları kendisinden aldığını ve bunun nasıl olabileceğini sordu ve durumu polise bildirdi. Olay yerine gelen polis kuyumcunun ifadesini aldıktan sonra altınlara incelemek üzere teslim aldı. Yapılan incelemelerinin ardından 77 Cumhuriyet altının da sahte olduğu belirlendi.

    ‘ÇALIŞMAMASINA RAĞMEN YENİ OTOMOBİL VE CEP TELEFONU ALMIŞ’

    Soruşturmayı sürdüren İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekipleri, tanık ifadeleri ve takipler sonucu söz konusu altınları N.Y.’nin arkadaşı B.Ç.’nin çalmış olabileceği ihtimali üzerinde yoğunlaştı. Bunun üzerine 12 Aralık günü polis şüpheliyi evinde gözaltına aldı. B.Ç.’nin sık sık N.Y.’nin evine gittiği ve işsiz olmasına rağmen yakın zamanda eşine yeni bir otomobil ve kendisine de son model bir cep telefonu aldığı öğrenildi.

    DOLANDIRICILIKTAN SUÇ KAYDI VARMIŞ

    Arkadaşı B.Ç.’nin ara sıra evine geldiğini ve altınlarının yerini ona geçmişte söylediğini belirten N.Y. ise B.Ç.’den şikayetçi oldu. Emniyetteki sorgusunda suçlamaları kabul etmeyen B.Ç.’nin daha önce de dolandırıcılık, yaralama gibi suçlardan kaydı olduğu ortaya çıktı. Şüpheli, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. B.Ç., burada çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

  • Adana’da 80 ton hurmayı kurutup, satıyor

    Adana’da 80 ton hurmayı kurutup, satıyor

    ADANA’nın Kozan ilçesinde Arif Gök, 500 kilo ile başladığı kurutulmuş hurma ticaretine 80 tonla devam ediyor.

    Kozan’da yaşayan Arif Gök, cennet hurması ya da Trabzon hurması diye bilinen hurmaları kurutarak geçimini sağlıyor. Bahçelerden toplanan hurmalar önce bıçakla tek tek elden geçerek kabukları soyuluyor, sonra ipe bağlanıyor. Daha sonra kaynatılan bir karışımın içine batırılarak çıkartılıp tavana asılıyor. Yaklaşık 10-15 gün burada kurutulan hurmalar makaslarla iplerinden kesilerek 5 gün bekleyecekleri dinlenme tezgahına dökülüyor. Bekleyen hurmalar paketlenerek tüketiciye ulaştırılıyor. Kilogram fiyatı toptan 28 ila 35 TL arasında değişiyor.

    Kurutulmuş hurma ile ilgili bilgi veren Arif Gök, “Bu işe ilk başladığımda 500 kilo ile başladım şimdi ise 70-80 ton yaş hurma alıp kurutuyorum yaklaşık 70 kişi yardım ediyor. Hurmanın kurusunu yurt içi ve yurt dışına satıyoruz. Pazar sıkıntımız yok şu anda. 50 ton kurumuş hurma olsa pazarda eritirim” dedi.

  • Adana’da şiddet mağduru kadın isyan etti: Lütfen bizi boşayın

    Adana’da şiddet mağduru kadın isyan etti: Lütfen bizi boşayın

    ADANA’da 1 yıl birlikte kaldığı eşi tarafından darbedilip, alıkoyulduğunu ve düğünde takılan yaklaşık 150 bin lira değerindeki altınlarının elinden alındığını öne süren

    İlknur D. (29), 3 yıl önce açtığı boşanma davasının sonuçlanmamasına tepki gösterdi. İlknur D., “Bir yıllık evliliğin 3 yıldır mahkemesini görüyorum, lütfen bizi boşayın” dedi.

    Kuran kursunda öğreticilik yapan İlknur D., 2015 yılının sonlarında M.E.D. (29) ile evlendi. Çift, M.E.D.’nin görevi gereği Ankara’ya taşındı. İlknur D., iddiasına göre evliliğinin 40’ıncı gününden itibaren şiddet görmeye başladı. Hatta eşi, işe gitmeden önce telefonunu alıp, kapıyı üzerine kilitledi. İlknur D., eşinin babası ve kardeşlerini öldürmekle tehdit etmesi nedeniyle şiddet gördüğünü çevresinden sakladı. Düğünde takılan altınları M.E.D.’nin Ankara’nın Keçiören ilçesindeki bir banka şubesinde kendi adına tuttuğunu öne süren İlknur D., evlliliklerinin 9’uncu ayında ise yine iddiasına göre eşi tarafından boğulmak istendi.

    Eşinin elinden kurtulup, banyoya kaçtığını ve havalandırma penceresinden yardım istediğini anlatan İlknur D., M.E.D.’nin komşularına, ‘İlknur kendisine zarar veriyor. Ben onu çok seviyorum’ dediğini kaydetti.

    AKŞAM DAYAK, SABAH ‘SEVİYORUM’ YAZILARI

    İlknur D. bu olaydan sonra kaçarak uçakla Adana’ya ailesinin yanına geldiği. Darp raporu alıp, yaşadıklarını ailesine anlattı. Aile büyükleri araya girdi ve M.E.D., altınları geri verdi. Çift barışarak Ankara’ya döndü. Ancak geceleri şiddet gören ilknur D., sabahları uyandığında evin her tarafında, ‘Seni çok seviyorum’ yazılı notlar buldu.

    KANDIRIP ALTINLARI ELİNDEN ALDILAR

    İlknur D., bir süre sonra eşinin anne-babasıyla Adana’daki ailesine misafirliğe gitti. Burada kayınpederi, “M.E.D.’nin borcu var. Sana da söylemiyor. Sen bu altınlar ona ver, borcu kapatsın” dedi. İlknur D. de 150 bin lira değerindeki altınları kayınpederine teslim etti. Çift Ankara’ya dönerken, İlknur D. ailesinin yanında kaldı. Ancak genç kadın, bir daha eşi ile kayınvalidesi ve kayınpederine ulaşamadı. En son 21 Ocak 2017 tarihinde eşiyle görüşen İlknur D., kandırıldığını anlayınca 23 Ocak 2017 tarihinde Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. 10 gün sonra da boşanma davası açtı. Ancak, eşinin kendisinden 2 gün önce Ankara’da boşanma davası açtığını öğrendi.

    BİR DARBE DE AVUKATTAN

    Dava sürerken genç kadına aylık 700 TL tedbir nafakası bağlandı. Avukatının da bu paraları, 2 yıl boyunca kendisine vermediğini ileri süren genç kadın, 2019 yılında Adana Barosu’na şikayet başvurusunda bulundu. Parasını aldıktan sonra da başka bir avukat tuttu.

    ‘MADDİ MANEVİ ZARARA UĞRADIM’

    3 yıldır boşanma davası süren İlknur D., “Benden altınları da aldılar. Ben şikayet edinceye kadar beni kimse aramadı. Şikayetimden sonra aylarca beni aramayan insanlar, ‘barıştıralım’ diye ortaya çıktılar. Boşanma davası açtığımda eşimin, 2 gün önce Ankara’da boşanma davası açtığını öğrendim. 3 Şubat 2017 tarihinden bu yana boşanma davamız devam ediyor. Bütün eşyalarım, çeyizim, kitaplarım gitti. 150 bin liralık altınlarımı aldılar. Sadece manevi olarak değil, maddi olarak da zarara uğradım” diye konuştu.

    ‘LÜTFEN BİZİ BOŞAYIN’

    İlknur D., şunları kaydetti:

    “Ben önce ilahi adalete sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine inanıp, güveniyorum. Ankara’daki evime gittiğimde bütün eşyaları alıp, evi terk ettiklerini gördüm. Bir yıllık evliliğin 3 yıldır mahkemesini görüyorum. Lütfen bizi boşayın. Altınları aldıklarını inkar ettiler ama bizim o zaman mesaj dokümanımız vardı. Onları verince her şey ortaya çıktı. Ben bir an önce hakkımı alarak, boşanmak istiyorum. Yeni bir Emine Bulut vakası olmasın. Ben öldükten sonra adalet yerini bulmasın. Yaşarken adalet olsun.”

  • Sosyal medyada PKK’yı öven 3 şüpheliye gözaltı

    Sosyal medyada PKK’yı öven 3 şüpheliye gözaltı

    Adana’da sosyal medya üzerinden terör örgütü PKK/KCK’ye yönelik övücü nitelikte paylaşımlar yaptığı tespit edilen 3 kişi gözaltına alındı.

    Adana İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince, terör örgütü mensupları ile işbirlikçilerini tespit etmek ve etkisiz hale getirmek maksadıyla yapılan çalışmalar sonucu Yüreğir Eski Misis ve Abdioğlu mahallelerinde 3 şüphelinin sosyal medya üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütünü övücü nitelikte paylaşımlar yaptığı tespit edildi. Gözaltına alınan şüpheliler hakkında ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan adli işlem başlatıldı.

  • Adana’da 8 bacaklı oğlak doğdu

    Adana’da 8 bacaklı oğlak doğdu

    Adana’nın Ceyhan ilçesinde bir keçi 8 bacaklı, çift boyunlu oğlak doğurdu. Oğlak, doğumdan kısa süre sonra öldü.

    İlçeye bağlı Sarısakal Mahallesi’nde hayvancılık yapan Sarısakal Muhtarı Remzi Siner’e ait keçi, 8 bacaklı, çift boyunlu oğlak doğurdu. Oğlak, doğduktan kısa süre sonra öldü.

    Remzi Siner, “Hamile keçimin doğurmasını dört gözle bekliyordum. Kendisi doğuramayınca ben doğurtmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Daha sonra keçimin karnını kestim, yavruyu çıkardım. 8 bacak ve 2 boyunluydu oğlak. Hayatımda ilk kez böyle bir şey gördüm. Keçiyi kestim, etini yiyeceğim. Başka çaremiz yok” dedi.

  • ‘İntikam eylemi’ hazırlığındaki DEAŞ’lılara operasyon

    ‘İntikam eylemi’ hazırlığındaki DEAŞ’lılara operasyon

    Adana’da, terör örgütü DEAŞ’ın sözde ‘Türkiye emiri’ Mahmut Özden’in yakalanmasının ardından ‘intikam eylemi’ hazırlığında olduğu tespit edilen şüphelilere yönelik düzenlenen operasyonda 5 kişi gözaltına alındı.

    Terör örgütü DEAŞ’ın faaliyetlerinin tespit ve deşifre edilmesine yönelik çalışmalarını sürdüren İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ile İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütünün sözde ‘Türkiye emiri’ Mahmut Özden’in yakalanması ve başarılı operasyonların ardından bazı örgüt mensuplarının ‘intikam eylemi’ hazırlığında olduğunu belirledi. Kimliği belirlenen, eylem hazırlığındaki 7 örgüt mensubunun evlerine dün şafak vakti eş zamanlı operasyon düzenlendi. Özel harekat polislerinin demir kapıları koçbaşıyla kırarak, girdikleri evlerde 5 şüpheli gözaltına alınırken, kurusıkı tabanca ve dijital materyaller ele geçirildi.

    Öte yandan şüphelilerden birinin evine yapılan baskında, vize süresinin bittiği belirlenen Türkmenistan uyruklu Yuliya Bagreliya(29) yakalandı. Gözaltına alınan bir şüphelinin, dini nikahlı eşi olduğu iddia edilen Bagreliya, emniyetteki işlemlerinin ardından sınır dışı edilmek üzere İl Göç İdaresi Müdürlüğü’ne gönderildi. Gözaltına alınan şüphelilerin emniyetteki sorguları sürüyor.

  • Adana, Avrupa’nın çöplüğüne döndü

    Adana, Avrupa’nın çöplüğüne döndü

    Adana’nın Karahan Mahallesi’nde, bazı firmaların yurt dışından ithal ettiği plastik çöpleri yol kenarına dökmesi ve yakması mahalle sakinleri tarafından tepkiyle karşılandı. Çöp ithalatının 2018 yılından itibaren ülkede artarak devam ettiğini kaydeden Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, “Çöp ithalatı acilen yasaklanmalı. Böyle giderse Avrupa’nın çöpü çevre ve insan sağlığına ciddi boyutta zarar verecek” dedi.

    2018 yılından itibaren bazı Türk geri dönüşüm firmaları, başta İngiltere, Almanya, İrlanda, İtalya olmak üzere birçok Avrupa ülkesinden plastik çöp ithal ediyor. İthal ettiği çöpün karşılığında maddi kazanç elde eden söz konusu firmaların bu çöpler üzerinde gerekli işlemleri yaptıktan sonra geri dönüştürmesi gerekirken bazı firmalar, maliyetten kaçmak için kentte yol kenarına dökerek yakıyor.

    Adana’nın merkez Çukurova ilçesine bağlı Karahan Mahallesi’nde bazı geri dönüşüm firmaları ithal ettiği çöpleri mahallede bulunan tarım arazilerine yakın yol kenarlarına dökerek yakıyor. 2 buçuk yıl önce durumu fark eden mahalle sakinleri, ilk etapta yakılan çöplerin ülkeye ait olduğunu düşündüklerini fakat çöplerin üzerindeki markaların Alman, İngiliz ve diğer Avrupa ülkelerine ait markalardan olduğunu görünce duruma daha da şaşırdıklarını dile getirdi.

    Çöp ithalatının 2018 yılından bu yana Türkiye’de artarak devam ettiğini belirten Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, çöp ithalatının yasaklanmaması durumunda insan ve çevre sağlığının ciddi zarar göreceği konusunda uyarılarda bulundu.

    ÇİN’DE TAMAMEN YASAKLANDI

    Çin’in 2018 yılına kadar dünyanın tüm plastik çöpünü ithal edip geri dönüştürdüğünü iddia ettiğini kaydeden Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, daha sonra bu çöplerin geri dönüştürülmesinin çok zor olduğunu fark ettikleri an çöp ithalatını tamamen yasakladıklarını söyledi.

    O tarihten itibaren Türkiye’nin içinde bulunduğu başka ülkelerde çöp ithalatının başladığını söyleyen Gündoğdu, bazı firmaların maliyetten kaçmak adın ithal ettiği çöpleri sağa sola dökerek yaktığını bu durumun son 2 yıldır hızla artış gösterdiğini kaydetti.

    Plastik çöplerin döküldüğü alanların genellikle tarım arazilerine yakın olduğunu vurgulayan Gündoğdu, “Çukurova’nın tarım arazileri de bu durumdan etkileniyor. Sizin de gördüğünüz gibi kentimiz bazı noktalarından bu çöp yığınlarına rastlıyoruz. Bunlar yakıldığı zaman havaya karışıyor. Havaya karışan kanserojen maddeler insan sağlığını tehlikeye atıyor. Aynı zamanda yağmur yağdığında bu çöplerin bir kısmı Seyhan, Ceyhan nehirlerine taşınıyor. Çevremiz de kirleniyor” diye konuştu.

    ‘DERHAL YASAKLANMAZ İSE TEHLİKE BÜYÜR’

    Plastik çöplerin ithal edilecek çöpler olamayacağını söyleyen Gündoğdu, çöp ithalatı yapan firmaların öncelikle Türkiye’de plastik çöpleri geri dönüştürme adına çalışmaları gerektiğini belirtti. Yabancı ülkelerden yapılan bu çöp ihracatının sıfır atık anlayışına ters olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Hem insan sağlığı hem de çevre sağlığı tehdit altındadır. Çöp ithalatı bir an önce yasaklanmaz ise tehlike büyür. Geçen yıl İzmir’deki bir evin arka bahçesine yabancı ülkeden gelen çöpler bırakılmıştı. Bu durum yavaş yavaş her yerde görülmeye başlanabilir. Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ya da herhangi bir ülkenin Türkiye’nin toprağını, havasını kirletmesine izin vermemeliyiz” dedi.

    ‘MAHALLEMİZDE AVRUPA ÇÖPÜNÜ GÖRMEK İSTEMİYORUZ’

    2016 yılında Estonya’dan Türkiye’ye gelen ve 2018 yılında eczacı Abdurrahman Yılmaz ile evlenip Adana’nın Karahan Mahallesi’ne yerleşen iki çocuk annesi Sindy Yılmaz (24) ise geldiği ilk yıl söz konusu çöplerin yol kenarlarına döküldüğünü fark ettiğini ve o günden itibaren bununla mücadele ettiğini söyledi. Kendisinin Türk olmadığını ama Türkiye’yi çok sevdiğini kaydeden Yılmaz, çöp yığınlarını her gördüğünde içinin yandığını ifade etti. Çöp döken bazı kamyonların plakasını aldığını ama bir sonuca ulaşamadığını belirten Yılmaz, “Neredeyse bahçemize dökecekler. Havamız kirleniyor, zehir soluyoruz. Polise gittim fakat bir sonuç alamadım. Bu çöp yığınları Avrupa’dan geliyor. Avrupa ülkelerinin çöpünü burada istemiyoruz” şeklinde konuştu.