Edinilen bilgiye göre, olay, otoyolda meydana geldi. İddiaya göre, Adana İl Jandarma Komutanlığı ekipleri iki şüphelinin tır ile kaçak tütün taşıdığı bilgisi üzerine harekete geçti. Jandarma ekipleri tırı takip edip otoyolda durdurdu. Tırda yapılan aramada 23 ton kaçak tütün ele geçirildi. Tütünün piyasa değerinin 4 milyon 600 bin lira olduğu öğrenildi. İki şüpheli gözaltına alındı.
Kategori: Adana
-
23 yıl hapis cezasıyla aranan torbacı yakalandı
Seyhan İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, uyuşturucu madde ticaretinden 23 yıl 6 ay 15 gün hapis cezasıyla aranan Şafak Ağırman’ın peşine düştü. İzini süren polis, söz konusu şüphelinin Yeni Mahallesi’ndeki bir evde saklandığını belirledi.
Şüphelinin kaldığı eve operasyona gelen polis, Şafak Ağırman’ı sokakta yürüdüğü sırada yakaladı. Yakalanan şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi.
-
Sahte para şebekesi çökertildi
Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı Mali Büro Amirliği ekipleri, piyasaya ATM ve para sayma makinesinden geçen sahte dolar süren şebekeyi yakalamak için çalışma başlattı. Polis yaklaşık 7 ay önce kentte iki farklı bankanın ATM’sine 100 dolar banknot şeklinde 45 bin 800 dolar yatırıldığını belirledi.
“ATM’lerin kamera kayıtları incelendi”
Mali Büro Amirliğine bağlı ekipleri söz konusu her iki bankanın ATM’sinde bulunan güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan incelemelerde şüphelilerin tanınmamak için şapka, gözlü ve maske kullanarak para yatırdığı belirlendi. Bu sefer de kentteki güvenlik kameralarını inceleyen polis, 7 aylık teknik ve fiziki takip sonucunda şüphelilerin dolarları başkalarının hesaplarına yatırıp daha sonra TL olarak çektiği belirlendi. Yapılan çalışmalar neticesinde şüphelilerin kimlikleri tespit edildi.
“Şebeke operasyonla çökertildi”
Adana, Mersin ve Hatay’da söz konusu şebekeye yönelik Mali Büro Amirliği ekipleri operasyon için düğmeye bastı. Yapılan operasyonda A.Ö, F.K, S.B, R.S.’nin aralarında bulunduğu 15 kişi yakalandı.
Operasyonda söz konusu şüphelilerin evlerinde yapılan arama çalışmalarında 100 dolar banknot şekilde 18 bin 300 dolar, 1 dolar banknot şeklinde 256 dolar ve ruhsatsız silah ele geçirildi. Öte yandan operasyonda yakalanan A.Ö, F.K ve S.B.’den Antalya’nın Alanya ilçesinde Mayıs ayında 60 bin 700 sahte dolarla ele geçirildiği öğrenildi.
“Kumarda kazandıklarını söyleyerek sahte olduğunu bilmediklerini belirttiler”
Emniyette sorguya alınan 15 şüphelide, polise hemen hemen aynı savunmayı yaptığı öne sürüldü. Yapılan savunmada şüpheliler, “Kumarda parayı kazandım, bana verilen doları sahte olduğunu bilmiyordum” iddia edildi.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden A.Ö, F.K, S.B ve R.S çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken 3 şüpheli savcılıktan serbest kalırken 8 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Şüphelilerden 79 bin 256 sahte dolar ele geçirildi.
-
2012’den bu yana 4 kat arttı
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, “Ülkemizde 2012 yılından bu yana HIV olgusu 4 kat arttı.
HIV virüsünün sadece yüzde 15-16’sını yabancı uyruklulardan alıyoruz. Artık bu virüs kendi ülkemizde. Durumunun farkında olmayan binlerce kişi var. Bu kişileri bulup tedavi etmemiz gerekiyor” dedi.
1 Aralık Dünya AIDS Günü öncesinde UNAIDS tarafından hazırlanan rapora göre dünya genelinde HIV ile yaşayan 39.9 milyon kişiden 9.3 milyonu hala hayat kurtarıcı tedaviye erişemiyor.
Ayrıca Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde ilk olarak 1985 yılında görülen HIV vakasının ardından, vaka sayıları sürekli artış gösterdi.
2024 yılı verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 40 bin HIV pozitif hasta varken 2 bin 300 de AIDS vakası mevcut. Vakaların yüzde 80’ı erkek, yüzde 15-16 civarı ise yabancı uyruklu şahıslar. Uzmanlar ise artık HIV virüsüne yakalanan kişilerin bu virüsü Türkiye’den kaptığını söyledi.
“Bu hastalığın kötü meyvelerini topluyoruz”
Konuyla ilgili Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.Prof. Dr. Taşova, pandemi döneminin ardından gelen vakaların geç dönemde başvurduklarını anlatarak, “AIDS sessiz bir salgın, pandemi aslında baktığımızda.
Covid zamanında önemi geriye düştü ancak şuanda tekrar gündeme geldi. Bu hastaların tespiti Covid zamanında tam anlamıyla yapılamadı.
Şuanda laboratuvarların tekrar çalışmasıyla birlikte bu hastalığın meyvelerini topluyoruz. Çok kötü bir meyve ancak bunlar. Şuanda daha fazla HIV pozitif hasta gelmeye başladı ve geç dönem gelmeye başladılar” ifadelerini kullandı.
“Bu virüsü ülkemizden alıyoruz”
Ülkemizde HIV virüsü bulaşan kişilerin artık bu virüsü Türkiye’den kaptığını bildiren Prof. Dr. Taşova, daha sonra şunları söyledi:
“Bugüne kadar Türkiye genelinde 40 bine yakın HIV pozitif vaka oldu. 2 bin 300 civarında da AIDS vakası var. Bunların yüzde 80’ı erkek.Bu virüsü kendi ülkemizden alıyoruz. Yüzde 15-16 civarında yabancı uyruklular ama esas olarak kendi ülkemizde bulunuyor. Giderek artan uyuşturucu kullanımı da bunu tetikliyor.
15 yaştan itibaren 40 yaşına kadar vakalar var ancak 60 yaşın altı vakalarda giderek artıyor. Ergen dönemdeki kişiler ve yaşlı kişilere dikkat etmek gerekiyor.
Herhangi bir sağlık sorunu sebebiyle hastaneye gittiyse mutlaka HIV testi yaptırılmalı. Ülkemizde 2012 yılından bu yana HIV olgusu 4 kat arttı. Bu sadece bildiklerimiz.
Bakanlık verilerine baktığımızda biz olgularımızın sadece yüzde 50’sini biliyoruz. Yüzde 50’sinin bilinmesi demek, kendi olgusundan habersiz ortada dolaşan insanların varlığı demektir. Çünkü HIV bir kere bulaşıp tedavi edilmezse bulaştırıcıdır. Kan ve cinsel yolla bulaşır.”
“Hamilelerde kontrol edilmeli”
Anneden bebeğe de HIV virüsü geçişi olabileceğine dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yeşim Taşova, “Anneden bebeğe de geçiş mümkün olabiliyor.Eğer anne pozitifse ve tedavi olmamışsa doğum anında veya emzirme anında bebeğe bulaş oluyor. Gebelerin mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Durumunun farkında olmayan yüzde 50 var. Bu kişileri bulup tedavi etmemiz gerekiyor” dedi.
“Tedaviyi sağlık sistemimiz karşılıyor”
HIV testinin çok basit, tedavisinin de ücretsiz olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Yeşim Taşova, “Hiç tedavi olmayan kişi HIV virüsünü aldıktan sonra 8-10 yıl içerisinde önce AIDS oluyor sonrada ölüyor.Ancak tedavi olurlarsa bu kişiler HIV nedeniyle ölmüyorlar. Bu yüzde 50’nin bulunması çok önemli. Bu virüs çok basit bir elisa testiyle tespit ediliyor. Ömür boyu sürecek bu çok pahalı tedaviyi bizim sağlık sistemimiz karşılıyor” ifadelerini kullandı.
-
Otomobilde 6 kilogram uyuşturucu ele geçirildi
İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Ceyhan ilçesinde uyuşturucu satıcılarına yönelik çalışma başlattı. Ekipler, düzenledikleri operasyonda plakası belirtilmeyen otomobilde yaptıkları aramada 6 kilogram kubar esrar ele geçirdi.
Operasyon kapsamında O.K. (32) ve K.G. (28) gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlılar tutuklandı.
-
Madde bağımlısı genç anneannesine dehşeti yaşattı
Edinilen bilgiye göre, 26 yaşındaki Mustafa Eren A., anne ve babası ayrıldığı için 40 günlükken anneannesi Necmiye Acarlar’ın yanına bırakıldı.
Yaşlı kadın, torunu 15 yaşına gelinceye kadar ona adeta gözü gibi baktı. Mustafa Eren A., 15 yaşına geldiğinde evden kaçtı. İddiaya göre 1 ay sonra geri eve dönen Mustafa Eren A., uyuşturucu madde batağına düştü. Torununu uyuşturucudan kurtarmaya çalışan anneanne, bir türlü torununu bağımlılıktan kurtaramadı. Aradan geçen yıllar içerisinde Mustafa Eren A., her geçen gün daha da madde batağına saplandı ve anneannesiyle kavga edip, evden para çalmaya başladı. Geçen ağustos ayında Mustafa Eren A., anneannesine “Ben artık maddeyi bırakacağım. Bana motosiklet al, kuryeliğe başlayacağım” dedi. Bunun üzerine Necmiye Acarlar, bankadan kredi çekerek 90 bin TL’ye torununa motosiklet aldı. Ancak 3 gün işe giden Mustafa Eren, ardından işi bıraktı. 15 gün önce anneannesinin Mersin’in Tarsus ilçesinde kaldığı yayla evine giden Mustafa Eren A., para nedeniyle Necmiye Acarlar ile tartıştı. Önce yayla evini dağıtan Mustafa Eren A., daha sonra anneannesinin kendisine aldığı motosiklete benzin döküp yaktı. Komşuların ihbarı üzerine bölgeye jandarma ekipleri sevk edildi. Ekipler anneanne ve torunu karakola götürürken, Necmiye Acarlar torunundan şikayetçi oldu. Genç ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
“Arkadaş ortamı torunumu maddeye alıştırdı”
Torunundan korkup Adana’daki evine dönen Necmiye Acarlar, İhlas Haber Ajansı muhabirine yaşadıklarını anlattı. Acarlar, torununa bebekliğinden bu yana kendisinin baktığını anlatarak, “Ben ona evlatlarıma göstermediğim ilgiyi gösterdim. Ancak arkadaş ortamı torunumu maddeye alıştırdı. İşe başlayacağım deyince sevindim, motosiklet aldım. Benim bir emekli maaşım var ve halen o motosikletin taksit parasını ödüyorum. 15 gün önce geldi, tartıştık ve evi dağıtıp motosikleti yaktı. Karakola gittik, ifade verip çıktı. Beni tehdit etti” diye konuştu.
“Keşke ona bakmasaydım”
Torununun kendisini çok üzdüğünü belirten Acarlar, “Benim artık böyle bir torunum yok. Onu reddediyorum. Keşke ona bakmasaymışım, beni çok üzdü. Beni öldüreceğini söylüyor. Şu anda nerede, ne yapıyor bilmiyorum. Ben tek başıma yaşıyorum. Biran önce yakalanmasını istiyorum. Yaptıkları cezasız kalmasın, çok korkuyorum” dedi.
-
Şiddetli rüzgar sonrası hasar tespit çalışması
Adana’nın Kozan ilçesinde 24-25 Kasım tarihlerinde yaşanan şiddetli rüzgarda hasar gören tarım alanları ve iş yerinde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Kozan İlçe Tarım Müdürlüğü, Kozan Belediyesi’ne bağlı AKOM ekipleri şiddetli rüzgar sonrası saha incelemelerini sürdürürken ilçede tarımsal alanlar, ev ve iş yerinde oluşan hasarlar tespit edildi.
İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri Bucak Mahallesinde bulunan seralarda hasar tespit çalışmasını gerçekleştirirken AKOM ekiplerince saha taramasında Karacaoğlan, Yarımoğlu, Eski Kabasakal, Tavşantepe, Tufanpaşa, Ağlıboğaz, Çandık ve Bulduklu Mahallelerinde toplam 8 evde, 4 resmi kurum binasında çatı uçması tespit edilirken kırılan ve tehlike arz eden 5 ağaç budandı. Ekipler, toplamda 18 vakayı kayıt altına alarak gerekli müdahaleyi yaptı.
Dağılcak yolunda bulunan bir iş yerinin duvarının yıkılması sonucu son anda kurtulduğunu aktaran Ali Uçar isimli vatandaş, korku içinde koltukta uzanırken uyandığını ve her şeyin dakikalar içinde uçarak yıkıldığını aktardı. Büyük bir afet atlattıklarını aktaran Uçar, devrilen dolabın çivilerinin üzerine düşmeden ucuz atlattığını kaydetti.
-
Yağmur ve kar çiftçiyi sevindirdi
Çukurova’da son günlerde yaşanan kar yağışı ve yağmur, kuraklık riskiyle karşı karşıya gelen çiftçileri sevindirdi. Türkiye’nin en sıcak illerinden Adana’da yaz aylarında rekor sıcaklıklar yaşandı. Hal böyle olunca Çukurova, kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldı. Kuraklık nedeniyle birçok üründe verim kaybı yaşanırken birçok üründe hasat edilmeden tarlada yandı.
Barajlarda sular çekildi
Ayrıca yağışsız geçen günler nedeniyle Seyhan Baraj Gölü’nde su, kıyıdan yaklaşık 2 kilometre çekildi. Ayrıca Seyhan Sol Sahil Sulama Birliği tarafından çiftçilere de ‘Su yok güzlük ürün ekimi yapmayın’ uyarısı yapıldı.Yağışlar çiftçiyi sevindirdi. Ancak son birkaç gündür kent genelinde yağan yağmur, Tufanbeyli ve Pozantı ilçelerinde yağan kar yağışı, çiftçileri sevindirdi.
“Toprak suya doydu”
Konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı’na konuşan Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, “Çukurova’nın tamamında kuraklık baş göstermişken 17 Kasım’dan bugüne kadar yağan kar yağışı ve yağmurlar sayesinde toprak suya doydu.Geçmişteki kış geri geldi. Bu yağan yağmurlar, buğdaya, karnabahara, lahanaya ve marul başta olmak üzere bütün ürünlere faydası oldu. Karın yağması da bizleri çok sevindirdi. Adana’nın kuzeyindeki barajlarda su oranı bayağı düşmüştü. Çok şükür yağmur ve kar ile bunu atlattık” ifadelerini kullandı.
“Barajlarda 40 günlük su kalmıştı”
Kışın zor ve çetin geçeceğini anlatan Doğan, “Şuanda çiftçilerimiz mutlu. Kış çetin ve zor geçecek gibi gözüküyor. Don olmadığı sürece bizim için sorun yok. Çiftçimiz tarlasını sürüp hazırlamıştı.Suya ihtiyaç vardı. Çok iyi oldu. Barajımızda sadece 40 günlük içme suyu vardı. Mevcut ağaçlara yetecek kadar su yoktu. Çiftimizi sevindirdi” diye konuştu. Öte yandan Başkan Doğan, Perşembe günü beklenen dona karşı çiftçileri uyardı.
-
“Alışveriş yapmak serotonin hormonunu arttırıyor”
Alışveriş yaparken serotonin hormonunun arttığını ve bundan dolayı mutluluk duygusunun oluştuğunu söyleyen Psikolog Hande Nacar Baş, “Gereksiz bir şeylere sahip olma arzusu, gereksiz kargoların eve gelmesi ailesi huzurunu çoğu zaman bozabiliyor. Alışveriş bağımlıları da imkanı varsa tedavi olmalı” dedi.
Alışveriş, bazı bireylerin kendilerini iyi hissetmek için başvurdukları bir aktivite olarak görülürken Kasım ayı indirimleri, insanları cezbediyor. Ancak sağlıklı alışveriş davranışı gösteren bireyler olduğu gibi, alışverişi bağımlılık düzeyinde yapan kişiler de bulunuyor.
Bireylerin gelecekte yaşanabilecek ekonomik ya da sosyal çöküntülerden korkarak anı kurtarmaya yönelik aşırı harcamalar yapma davranışı olarak tanımlanıyor.
Uzmanlar, Kasım ayı indirimlerinde dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Konuyla ilgili Onma Psikoloji’den Psikolog Hande Nacar Baş, İhlas Haber Ajansı’na konuştu.“Alışveriş yaparken kişinin serotonin hormonu artıyor”
Psikolog Baş, alışveriş yapmanın serotonin hormonunu arttırdığını vurgulayarak, “Bir maddenin yada davranışın olumsuz sonuçlara rağmen ısrarla devam etmesine bağımlılık diyoruz. Bu bağımlılık oyun, kumar veya madde bağımlılığı olabilir. Ancak son yıllarda alışveriş bağımlılığını da bu bağımlılıkların içerisine alıyoruz.Anlık istek ve hazla yapılan alışverişlerin hepsine alışveriş bağımlılığı diyebiliriz. Bunlar, ihtiyaç dahilinde yapılmayan alışverişlerdir. Alışveriş yaparken kişinin serotonin hormonu artıyor. Bu hormonda anlık mutluluk duygusuna sebep oluyor. Mutluluk duygusu ise kişinin iyi hissetmesinin akabinde suçluluk duygusuyla devam ediyor” ifadelerini kullandı.
“Düşük benlik kaygısı, alışveriş bağımlısı yapıyor”
Alışveriş bağımlılarının düşük benlik kaygısına sahip kişiler olduğunu belirten Psikolog Hande Nacar Baş, “Alışveriş bağımlıları kimler diye baktığımızda aslında genelde bu kişilerin genelde düşük benlik kaygısına sahip kişiler olduğunu görüyoruz.Bu kişiler duygularını bastıran, kaygılı, mutsuz ve belki hayatlarında fazlaca sıkışmış kişiler olabiliyor. O nedenle bu tarz dürtülerle bu davranışlarını bastıran kişiler olduğunu görüyoruz. Kimi, psikolojik rahatsızlık sebebiyle bu davranışları sergileyebiliyor. Bunların uzmanlar tarafından belirlenip tedavi edilmesi lazım” diye konuştu.
“Alışveriş bağımlıları da tedavi olmalı”
İndirimi kaçırma korkusu, ürün biriktirme gibi davranışların alışveriş bağımlılarında sıkça görüldüğüne dikkat çeken Onma Psikoloji’den Psikolog Hande Nacar Baş, daha sonra şunları söyledi:“İndirimi kaçırma korkusu, ürün biriktirme arzusu gibi davranışlar alışveriş bağımlılarında görülüyor. Kişinin bir arzusu var ve bu arzuyu bir takım sebeplerle hayatında gerçekleştiremiyor.
Bundan kaçmak için alışveriş yapmayı çözüm olarak buluyor. Asıl önemli olan bu kişilere nasıl yaklaşılması gerektiği. Kişinin imkanı varsa tedavi olması öncelikli isteğimiz. Ancak bazen yaşadığı imkansızlıklar nedeniyle tedavi olamayan kişiler bağımlılığına neden olan temel sebepleri araştırmalılar. Hangi duygu alışverişe sebep oluyor onu bulduğumuz ve çözdüğümüz noktada alışveriş bağımlılığı yok oluyor.”
“Gereksiz kargolar aile huzurunu bozabiliyor”
Bütün bağımlılık türleri gibi alışveriş bağımlılığının da aileyi etkilediğini belirten Psikolog Baş, “Bütün bağımlılıklar aileyi çok etkiliyor. Alkol ve madde bağımlılığının nasıl etkiler oluşturduğunu biliyoruz ancak alışveriş bağımlılığı çoğu zaman gözden kaçıyor.Ancak bu, aile ekonomisini ve aile huzurunu etkileyen bağımlılık türlerinden bir tanesi. Gereksiz bir şeylere sahip olma arzusu, gereksiz kargoların eve gelmesi ailesi huzurunu çoğu zaman bozabiliyor. Aile içi çatışmalara sebebiyet verebiliyor” dedi.
-
Adana’da 29 yaşındaki şahıs demir yolu kenarında ölü bulundu
Olay, merkez Seyhan ilçesi Sakarya Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, demir yolu kenarında hareketsiz bir kişinin olduğunu görenler durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Bölgeye yönlendirilen sağlık ekipleri, yaptıkları incelemede Ali Şahan’ın (29) hayatını kaybettiğini belirledi. Bölgeye gelen Şahan’ın yakınları gözyaşı döktü. Polis ekiplerinin olay yerindeki incelemesinin ardından Şahan’ın cansız bedeni, otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı.