Kategori: Adana

  • Adana’da yerli ve milli mısır çeşidi görücüye çıktı

    Adana’da yerli ve milli mısır çeşidi görücüye çıktı

    Sakarya Mısır Araştırma Enstitüsü ile Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geliştirilen Kale mısır çeşidinin üreticilere tanıtılması amacıyla Tarım ve Orman Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı desteğiyle İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinatörlüğünde “Kale Gibi Mısır Çeşidi” adlı proje hazırlandı. Mart ayında Çukurova’nın farklı ilçe ve mahallelerinde ekimi yaptırılan Kale mısır çeşidinin tanıtılması amacıyla Seyhan ilçesi Mürseloğlu Mahallesi’ndeki deneme parselinde Tarla Günü etkinliği düzenlendi.

    “Ürün çok pahalı sorunundan kurtulacağız”

    Tarla Günü etkinliğinin açılışında konuşan Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, tarımsal üretim yaparken tohumla ilgili sorunları da ortadan kaldırmak istediklerini belirterek, “Bölgemize, coğrafyamıza uygun, ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayacak birim alandan daha fazla ürün alabileceğimiz, ülke ekonomisine daha fazla katkıda bulunabileceğimiz çeşitleri üreticilerimizle buluşturmak istiyoruz. Sakarya Mısır Araştırma Enstitüsü ile Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geliştirilen Kale mısır çeşidinin yetişme şartları ve verim yönünden bölgemize uygun olduğunu gördük. Üreticilerimiz de umarım bundan sonra bu çeşidi tercih eder” dedi.

    Kökçüoğlu, bakanlık olarak tarımsal üretim planlaması ve sözleşmeli üretim üzerinde ciddi çalışmalar yapıldığını kaydederek, “Mevcut arz talep dengesinden kaynaklı hem fiyat istikrarsızlığı hem de gıda arzı ile ilgili sorunları ortadan kaldırmak istiyoruz. Çiftçimiz açısından bakarsak çok fazla ürettiği ürünüm para etmedi sorunundan, tüketici açısından da düşünecek olursak ürün çok pahalı, satın alamıyorum sorunundan ülkemizi komple kurtarmış olacağız” şeklinde konuştu.

    Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Abdullah Çil de araştırma enstitüsü olarak şimdiye kadar farklı ürünlerde tohum tescili yaptıklarını, ayçiçeği, mısır gibi ürünlerde hibrit tohuma ağırlık vereceklerini ifade etti. Çil, “Hibrit tohum konusunda büyük oranda dışa bağımlıyız. Enstitülerimiz ve yerli firmalarımızla bunu çözmeye çalışıyoruz” dedi.

    Sakarya Mısır Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden Dr. Ahmet Duman, Kale mısır çeşidinin özellikleri hakkında bilgi verdi. Dr. Duman, “Koçan ucu doluluğu, uzun boylu olması sebebiyle silajlık olarak da ekilebilmesi, sap sağlamlığı gibi özellikler Kale çeşidinin başlıca avantajları. Bakanlığımızdaki ıslahçılar olarak işbirliği yapıp çeşit geliştirmemiz yetmiyor. Bu çeşitlerin yayımının yapılarak üreticilerimize tanıtılması gerekiyor. Eğitim ve Yayın Dairesi Başkanlığı bu tür yayım projelerini desteklemeye başlayınca bizler birçok ilde benzer faaliyetlere katılır olduk” ifadesini kullandı.

    Konuşmaların ardından Kale mısır çeşidi ekili parselde programa katılan protokol ve üreticiler incelemede bulundu. Üreticiler, dane doldurma döneminde sıcak bir sezon yaşanmasına rağmen Kale mısır çeşidinin performansından memnun olduklarını, verimi de dekara bin 500 kilogramın üzerinde beklediklerini ifade ettiler.

  • Adana’da vatandaşlar havalimanının yolcu uçuşuna kapatılmasını istemiyor

    Adana’da vatandaşlar havalimanının yolcu uçuşuna kapatılmasını istemiyor

    Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun Adana Havalimanı’nın yolcu trafiğine kapatılarak eğitim uçuşlarına yönelik hizmet vermeye devam edeceğini açıklamasının ardından, Adana’da vatandaşlar havalimanının kapanmasının kent için büyük kayıp olacağına dikkat çekti. Adana Havalimanı’nın kentin merkezi bir noktasında bulunması nedeniyle kent ile iç içe olduğun kaydeden vatandaşlar, yeni havalimanı açılacak olmasına rağmen mevcut havalimanının sağladığı avantajlar nedeniyle kapatılmasını istemiyor.

    “Yeni havalimanı açılabilir, mevcuttaki kapatılmamalı”

    Havalimanının kapanış haberlerini duyduğu günden beri üzüldüğünü belirten Bahar Yaman, “Çok merkezi bir havalimanı. Ciddi anlamda avantaj sağlıyor. Bölge esnafına da çok büyük bir kazanç sağlıyor. Yeni havalimanı ile arasında 35 kilometrelik bir fark söz konusu. Bence çile ve masraftan başka bir şey değil. Kesinlikle kapatılmasını istemiyorum. Yeni havalimanı açılabilir ancak mevcuttaki havalimanının kesinlikle kapatılmasını istemiyorum. Çok fazla kullanıyorum. Kendi evime 10-15 dakikada mesafede. Yeni açılan havalimanı ile arada uçurum var. Bu bizi çok kötü etkiler. Bence mevcuttaki havalimanı kapatılmamalı” dedi.

    “Ben buraya zor gidiyorum, Tarsus’takine nasıl gideceğim?”

    Havalimanının yolcu uçuşlarına kapatılmasını istemediğini belirten Elif Kara da, “Umarım böyle bir şey olmaz. Çünkü ben buradaki havalimanına bile zor gidiyorum. ‘Tarsus’takine nasıl gideceğim’ diye düşünüyorum. Adana için de bence lokasyon olarak güzel bir yerde. Buraya mesela araç olmasa bile taksiyle ya da diğer vasıtalarla gidebiliyoruz. Diğer türlü çok zor olacaktır. O yüzden kapanmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

    “Adana’dan gittiği için üzülüyoruz”

    Çukurova Uluslararası Havalimanı’nın Mersin ve Adana’nın ortasında yer alacağını belirten Yunus Taş ise, “Bir yandan sevinip bir yandan üzülüyoruz açıkçası. Adana’dan gittiği için üzülüyoruz ancak Tarsus’un da daha güvenilir olduğunu düşünüyoruz. Vatana millete hayırlısı olsun. Arada da Mersin var. Adana’yı düşünürken Mersin’i de düşünmemiz lazım. Ortak bir noktada buluşuyoruz aslında Mersinlilerle. Mersin’e de yakın oluyor, bize de yakın oluyor. Hayırlısı olsun” ifadelerini kullandı.

    Bakan Uraloğlu yolcu taşımacılığına son verileceğini açıklamıştı

    Konuyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, geçtiğimiz 29 Temmuz tarihinde yaptığı açıklamasında, Adana Havalimanı’ndaki yolcu taşımacılığına son verilerek havalimanının eğitim uçuşları için kullanılmaya başlanacağını havalimanı şirketlerinin yeni havalimanına taşındığını belirterek, “11 Ağustos 00.00 ile öğlen 12.00 arası taşınma işlemleri gerçekleştirilecek. 23 tane uçuşu iptal/tehir edeceğiz. O süreçte son bağlantılar yapılarak bütün sistem buraya taşınmış olacak. Çukurova bölgesinden yapılacak olan yolcu taşımacılığını Çukurova Uluslararası Havalimanı’ndan yapacağız” ifadelerini kullanmıştı.

  • Sıcak hava besin zehirlenmelerini arttırdı

    Sıcak hava besin zehirlenmelerini arttırdı

    Hava sıcaklığının 40 dereceyi aştığı Adana’da artan sıcaklıklarla birlikte yaz mevsiminde görülen besin zehirlenmesi vakalarında da artış görülüyor. Dışarıda herkesin severek tükettiği tavuk döner, et ve balık ürünleri ise en çabuk bozulan gıdalar arasında yer alıyor. Uzmanlar ise et ve tavuğun bilindik, güvenilir yerlerden tüketilmesi gerektiğini öneriyor.

    “Başvuran hasta sayısı arttı”

    Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi İç Hastalıkları Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilmi Erdem Sümbül, “Hastalarda karın ağrısı, kramp ve ateş gözlemlenebiliyor. Belirtiler hafif seyredip birkaç gün içerisinde düzeliyor ancak bulantı ve kusma fazlaysa destek vermek gerekiyor. Bu dönemde bu vakaları sık görmeye başladık. Acil servise gıda zehirlenmesi semptomlarıyla başvuran hasta sayısı arttı” diye konuştu.

    “Saklanma dereceleri çok önemli”

    Sıcaklık artışının mikroorganizma ve bakteri sayısının artışına da yol açtığını aktaran Doç. Dr. Sümbül, “Et, tavuk ve deniz ürünleri taze tüketilip iyi pişirilmeli. Eksi 18 ve artı 4 derecede muhafaza edilmeli. Gıdaların saklanması çok önemli. Gıda zehirlenmesinde gereksiz antibiyotik kullanımı çok fazla. Bu çok yanlış bir uygulama. Antibiyotikler doktor önerisiyle kullanılmalı. Sıcak havalarda tuzlu ayran, soda ve su tüketimi çok önemli. Yeteri kadar sıvı alamayan hastalar hastaneye başvurmalı” dedi.

    “Sıcak havada et kararıyor”

    Kebapçı Cihangir Korkmaz ise bilindik ve güvenilir yerlerden et ve tavuk tüketilmesi gerektiğini belirterek, “Adana sıcakları had safhaya ulaştı. Sıcakta etler dışarıda kaldığında gıda zehirlenmelerine yol açıyor. Bizler bunun önlemini alabilmek için etleri soğuk havada muhafaza ediyoruz ve sipariş geldikçe pişirip servis ediyoruz. Bu sıcaklarda insanlar güvenilir ve bildikleri yerlerden et ve tavuğu tüketmeli. Sıcak havada et kararıyor ve gıda zehirlenmesine yol açıyor” ifadelerini kullandı.

    “Paket servise dikkat”

    Sıcak havada paket servislere de dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Korkmaz, “Bu sıcaklarda paket servisler kısa mesafelere yapılmalı. Merkezde müşteriye hızlı servis olursa gıda zehirlenme riski ortadan kalkar” dedi.

  • Filistin’de ölen çocuklar için gökyüzüne balon bıraktılar

    Filistin’de ölen çocuklar için gökyüzüne balon bıraktılar

    Adana’daki Kur’an kurslarında eğitim gören çocuklar, bazı STK’ların desteğiyle bir araya gelip Filistin’de devam eden katliamlara dikkat çekmek için yürüyüş gerçekleştirdi. Gülpınar Camii önünde toplanan yaklaşık 200 çocuk, ellerindeki Filistin ve Türkiye bayrakları ile ‘Çocuklar ölmesin, katliam sürmesin’, ‘Kudüs bizimdir, bizim kalacak’ ve ‘Müslüman uyuma, kardeşlerine sahip çık’ sloganlarıyla Prof. Dr. Sabahattin Zaim Parkı’na yürüdü. Çocuklar burada Filistin’de hayatını kaybedenler için dua etti, ardından basın açıklaması gerçekleştirdi.

    “Biz çocuklar böyle bir dünyaya razı değiliz”

    Grup adına basın açıklamasını okuyan 11 yaşındaki Emir Demiryol, “Yaklaşık olarak 300 gündür Gazze’deki kardeşlerimiz her gün ölümle, korkuyla, açlıkla, susuzlukla karşı karşıyadır. Onlar bu haldeyken biz yerimizde rahat bir şekilde oturamazdık. Onlar bizim vücudumuzun bir parçası gibidir. Onların ölümü bizim ölümümüz, onların korkusu bizim korkumuzdur. Dünyadaki hiçbir çocuk bu sıkıntılara maruz kalmamalıdır. Bugünün küçükleri, yarının büyükleri biz çocuklar böyle bir dünyaya razı değiliz. Gazze’deki çocuklar korkusuzca sokakta oynayıncaya, hiçbir şekilde aç ve susuz kalmayıncaya dek bu zulme karşı durmaya devam edeceğiz” dedi.

    Basın açıklamasının ardından çocuklar, Filistin’deki katliama dikkat çekmek amacıyla ellerindeki uçan balonları gökyüzüne bıraktı.

  • Koynunda beslediği yılanlar böyle ısırdı

    Koynunda beslediği yılanlar böyle ısırdı

    Adana Otogarı’nda uzun yıllardır çiğköfte satarak geçimini sağlayan Osman Aslan’ın (62) yılan sevgisi görenleri hayrete düşürüyor. Halk arasında ‘zehirsiz kara yılan’ olarak bilinen yılanları besleyen ve defalarca yılanlar tarafından ısırılan Aslan, halen yılanları bir an olsun bırakmıyor ve onları elleriyle süt içirerek besliyor. Ayrıca Osman Aslan, Adana Otogarı’nda yılanlarla şov yapıyor.

    Isırıldığı anlar kamerada

    Öte yandan Osman Aslan, geçtiğimiz gün Adana Otogarı’nda koynunda beslediği yılanlarla şov yaparken elindeki yılan tarafından kaşından ısırıldı. O anlar cep telefonu kamerasıyla görüntülenirken video sosyal medyada milyonlarca kez izlenip beğenildi.

    “Yılancılık çocukluktan geliyor”

    Osman Aslan, kendisinin ‘Yılancı Osman’ olarak bilindiğini anlatarak, “Benim yılanlara karşı bir sevgi ve sempatim var. Yılanları çok seviyorum. Ben yılanlarla yatıyorum, kalkıyorum. Zerre kadar zarar görmedim. Yılancılık çocukluğumdan beri bizim ailede var. Millet kahvede okey oynar veya masa kurar eğlenir. Ben arabama biner araziye gider yılan ararım. Benim işim bu. Onları öperim, severim, geri bırakır ve dağa salarım. Koynumda bile yılan besliyorum. Onlara ciğer, kurbağa yedirip süt içiriyorum” ifadelerini kullandı.

    “Hayvan ve yılan sevgisi var adamda”

    Adana Otogarı’nda esnaflık yapan Hikmet Toprak ise ‘Yılancı Osman’ın bilindik bir sima olduğunu belirterek, “Ağabeyimizin yılanlara çocukluğundan bu yana bir sevgisi var. Hayvanlara eziyet yapmaz. Burada kendi elleriyle besliyor. Kurbağa topluyor onlara geceleri. Kasaplardan ciğer alarak yediriyor. Kaselerde süt içiriyor hayvanlara. Hayvan sevgisi çok. Eziyet etmez hayvanlara. Aşırı derecede hayvan ve yılan sevgisi var adamda. İnsanlar Osman abiyi yılanlarla gördüklerinde çok şaşırıyorlar. Adam koynunda yatırıyor, eliyle besliyor” diye konuştu.

  • Depremzedeler artık deprem korkusu yaşamıyor

    Depremzedeler artık deprem korkusu yaşamıyor

    Kahramanmaraş merkezli depremlerde evleri yıkılan binlerce depremzede için Adana’da TOKİ tarafından yapımına başlanan konutların bin 589 tanesi tamamlandı. 7 bin 433 konutun inşası ise Seyhan, Çukurova, Sarıçam, Tufanbeyli, Yumurtalık ve Ceyhan ilçelerinde devam ediyor. İşçiler 3 vardiya olarak konutların yapımını 7 gün 24 saat esasına göre devam ettiriyor.

    Hayat başladı

    Projeler çerçevesinde kurası çekilen ve hak sahiplerine teslim edilen evlerde yaşam başladı. Merkez Çukurova ilçesine bağlı Şambayadı Mahallesi’nde yapılan TOKİ konutlarında oturmaya başlayan aileler, hem devlete teşekkür etti, hem de artık deprem korkusu yaşamadıklarını söyledi.
    Eşi, yengesi ve kayınbiraderi depremden önce hayatını kaybeden, evi depremde yıkılan, oğlu, kayınvalidesi ve kayınbiraderinin 3 çocuğuyla TOKİ’nin yaptığı deprem konutlarında oturan Songül Toyguş bu ailelerden yalnızca bir tanesi. Toyguş, “Mete Apartmanı’nda oturuyordum ve ikinci depremde evimiz yıkıldı. Bu kadar hızlı bir yapım için çok teşekkür ediyoruz. Bu kadar hızlı bir şekilde evime geçebileceğimi beklemiyordum. Eksiklerimiz var ama yavaş yavaş yapılıyor” ifadelerini kullandı.
    Artık deprem korkusu yaşamadıklarını anlatan Toyguş, “Depremden sonra 1+1 evde kaldık. Şuanda çok iyiyiz. Deprem korkusu yaşamıyoruz. Burada rahatız çok şükür” diye konuştu.

    “Kime hizmet ettiğimizi çok iyi biliyoruz”

    İnşaatları inceleyen Doğu Akdeniz İnşaat Müteahhit Birlikleri Federasyonu (DAİMFED) Genel Başkanı Mustafa Karslıoğlu, “Depremzedelerimiz artık evlerinde. Evlerini sevdiler. Artık ufak tefek olan sorunları da firmalar gideriyor. Yüzde 50’e yakın taşınmalar oldu. Geri kalanlarda taşınınca eksiklerimizi tam olarak görürüz. Peyzajları yapıldı, çok güzel oldu. Projelerimizin hepsi hazır, firmalar artık evleri teslim ediyorlar. Kime hizmet ettiğimizi çok iyi biliyoruz. Kimseyi kırmadan, dökmeden hizmetlerimiz devam ediyor” dedi.

  • Adana’da şiddetli yağmur etkili oldu

    Adana’da şiddetli yağmur etkili oldu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ‘Süper Hücre’ uyarısı yaptığı Adana’da sabah saatlerinde sağanak yağış etkili oldu. Yaklaşık 1 saat süren yağış sonrası bazı sokakları ve Adana Orta Ölçekli Sanayi Sitesi’ni su bastı.

    Adana Büyükşehir Belediyesine bağlı ekipler su basan yerlerde çalışma başlattı.
    Öte yandan Adana Vedat Dalokay Hal Kompleksi’nde bir tarım işçisi yağmur altında yıkanıp dans etti. O anlar cep telefonu kamerasına saniye saniye yansıdı.

  • Zombi görünümlü kadın ortalığı birbirine kattı

    Zombi görünümlü kadın ortalığı birbirine kattı

    Olay, Çukurova ilçesine bağlı Toros Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, ismi öğrenilemeyen genç kadın kullandığı uyuşturucu madde etkisiyle dışarıya çıktı. Sokakta adeta ‘Zombi’ gibi görünen kadın bağırıp çağırmaya başladı. Bir kamyonetin üzerine çıkan madde bağımlısı kadın dakikalarca zıplayıp araca zarar verdi. İhbar üzerine bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi.
    Çukurova İlçe Emniyet Müdürlüğüne bağlı devriye ekipleri ismi öğrenilemeyen kadın ile dakikalarca konuşarak ikna etmeye çalıştı. Rezillik çıkarmaya devam eden kadın, polis tarafından ikna edildi. Kadın daha sonra polis nezaretinde hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.

    Öte yandan, kamyoneti zarar gören adam kadından şikayetçi olmadı.

  • Bu camide engel yok

    Bu camide engel yok

    Akoluk Camii’nde görev yapan imam hatip Muhammed Doğaç, 3 yıl önce camiye tayin oldu. Camiye atandıktan sonra mahallede birçok zihinsel ve bedensel engellinin camiye gelemediğini görünce “Engelsiz Cami” projesi başlattı. Bu proje çerçevesinde engelli bireylerin olduğu evleri kapı kapı gezerek camiye gelmeleri için onları ikna edip, fiziki şartları da iyileştirdi. Doğaç, bu proje sayesinde zihinsel ve bedensel engeli olan Savaş Yavuz ve Emre Can’ı camiye getirmeyi başardı. Doğaç, engellilere sabır ve sevgiyle Kur’an-ı Kerim öğreterek onlarla kurduğu sevgi bağı ile camide dini eğitimler vermeye başladı.

    Tekerlekli sandalye ile camiye gelenleri kendi elleriyle evlerinden alıp camiye getiren ve yeniden evine teslim eden imam Muhammed Doğaç onlar için hazırladığı hediyelerle de gönüllerine dokunuyor.

    Şeker hastalığı nedeniyle vakit ve cuma namazına gelemeyen Necati Altuğ için de harekete geçen imam Doğaç, polis memuru Mustafa Şahin’in yardımıyla ona da akülü araç aldı. Bacağı kesildiği için camiye gelemeyen Altuğ, bu akülü araç sayesinde camiye gelip ibadetini yapmaya başladı.

    Göreve başladığında, camiye gelmek isteyen ama gelemeyen engelli bireyler olduğunu öğrendiğini söyleyen Doğaç, “Köy muhtarımız Derya Aydoğdu ‘Kur’an okumak isteyen down sendromlu Savaş’ımız var’ dedi. Cenazede tanıştık. İnsanlara şefkat ile yaklaştım. Baktım ona karşı ikramlarda bulundum ve seviniyor. Camiler sadece namaz kılınan yerler değil, onları dışlamak değil, Peygamberimizin mescidi nebevi halkasında ki o samimiyet niyeti ile cami engel tanımaz projesini uygulamaya geçirdim. Bunun için fiziki engelleri ortadan kaldırmamız lazımdı. Emre kardeşimin yürüme sıkıntısı vardı. Onları özel günlerinde ziyaret ettim aracımla getirdim götürmeye başladım. Bazen yetişemedim akülü araç alırsak daha rahat gelir gider diyerek hayırsever abimiz ile akülü sandalyesini aldık. Bunda da ne gerekiyorsa onu yapmaya gayret ettik, sevgi ise sevgi akülü araç ise akülü araç, oyuncak ise oyuncak. Emre kardeşimizin akülü aracını verdik. Şimdi de protez ayağı olan bir abimizin akülü aracı yok. Cuma namazlarına gelmekte zorlandığını duyduk. Onun için bir hayırsever polis abimiz vesile oldu Mustafa Şahin abimiz destek oldu. Hemen temin etti ve bugün teslim edeceğiz. Buradaki amacımız o abimizin camiye gelebilmesi. Bu gönüller engelsiz gönüllerimiz. Köyümüzde engel tanımıyoruz ve sevgi ile camiye geliyoruz. Allah bu kardeşlerimizin gönüllerine göre versin” diye konuştu.

    Akülü aracına kavuşan Necati Altuğ ise yaşadığı rahatsızlık sonrası ayağının kesildiğini ve camiye gidip gelirken çok zorlandığını, artık kolaylıkla vakit ve cuma namazına gidebileceği için sevinçli olduğunu ifade etti.

  • Oto yedek parça satıcısı tropikal meyve üreticisi oldu

    Oto yedek parça satıcısı tropikal meyve üreticisi oldu

    Kozan Sanayi Sitesi’nde oto yedek parça satışı yapan Mesut Mutlu, bahçeli ev hayalini gerçekleştirince hayat tarzı da değişti. Evin atıl durumda olan bahçesini değerlendirmeyi düşünen Mutlu, Antalya ve Mersin ilinde yaygın olarak yetiştirilen tropik ürünlerin iklim benzerliği nedeniyle Kozan’da da yetişeceğini düşünerek bahçesine ejder meyvesi, çarkıfelek meyvesi olarak bilinen passiflora, guava, avokado ve mango fidanları dikti.

    Mutlu, fidan diktikten sonra günlük 150 kilogram passiflora hasadı yaptığını kaydetti. Atıl bir araziyi tropikal meyve cennetine çevirdiğini belirten Mutlu, “Millet ‘portakal mandalina fidanı dik’ dedi. 1 dönüm ejder meyvesi yaptım ‘çileğe bulaşma’ dediler. Avokado, passiflora, mango fidanı diktim. Arkadaşlarım ‘kafayı mı yedin burada bunlar yetişmez satamazsın’ dediler. Çok şükür çok mutluyum bu bana yeter. Meyvemizi aldık. Tüm ürünler erken meyve verdi. Normalde bizim insanlarımız bilmiyor. İlçemizde bilmiyorlar bilmeleri için her yerde tanıtıyorum. Mersin’den Antalya’ya kadar çok yaygın ama burada tanıtım için uğraşıyorum. Şuan passiflorayı çok sevdiğim için Kozan’da yaygınlaşsın istiyorum” dedi.

    Tropikal meyvelerin vitamin değerinin de çok yüksek olduğunu anlatan Mutlu, şöyle devam etti:

    “Tropikal meyveler vitamin değeri yüksek bağışıklığı güçlendiren, şeker hastaları için ideal. Günlük en az 150 kilogram hasat oluyor. Rabbim fazlası ile veriyor. Pazar noktasında sıkıntı yok. Turistlik yerlere bırakıyorum. Anamur istiyor. İstanbul 1 ton istedi yetiştiremedim. Siparişler çok şükür yetişmiyor. Kozan tatsın üretsin istiyorum. İnsanlar hep portakal, mandalina yetiştiriyor. Avokado yetiştirsinler, benden sonra çok eken oldu. Her türlü ben yardımcı olurum. Sağlık için evlerinin önüne bir tane de olsa dikmelerini öneriyorum.”