Kategori: Adana

  • Otomobil ve midibüs çarpıştı: 2 ölü 14 yaralı

    Otomobil ve midibüs çarpıştı: 2 ölü 14 yaralı

    Kaza, Sarıçam ilçesine bağlı Adana-Osmaniye yolu Yakapınar mevkiinde meydana geldi.

    İddiaya göre, Mehmet Can Andırın (27) kullandığı otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kontrolden çıkan otomobil refüje çarpıp, yolun karşı şeridine geçerek E.İ. idaresindeki midibüse çarptı.

    Kazayı gören vatandaşlar durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine çok sayıda sağlık ekibi gönderildi.

    Bölgeye gelen sağlık ekipleri, otomobil sürücüsü Mehmet Can Andırın ve yolcu konumundaki annesi Hayriye Andırın’ın (50) hayatını kaybettiğini belirledi. İşçi servisinde bulunan 14 kişi ise yaralanarak hastanelere kaldırıldı.

    Kaza yerinde yapılan incelemelerin ardından anne ve oğlunun cenazeleri otopsileri yapılmak üzere Adana Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

  • Para etmeyen narenciye bahçede kaldı

    Para etmeyen narenciye bahçede kaldı

    Kozan’da portakal, mandalina ve limon tarlada 1 TL’den alıcı bulamıyor. Çiftçi Mustafa Başaran, “Velense, Washington olan türler hepsini şu an vatandaşlar ağaçlardan dökmeye çalışıyor. Normalde bahçede kilosu 6-7 TL olması lazım ama 3 TL’ye biz alıyoruz. İşçilik maliyetini kurtarmıyor. Üreticiye bir şey kalmıyor. Buraya normalde dibine dökülen portakalın gelmesi lazım. Ama buraya gelen ağaçlarda üreticilerin başından döktükleri ürün” dedi.

    Üreticilerden Muhammed Kılçık ise, “Portakal üreten perişan halde. Para etmiyor. Mart ayındayız kilosu bahçede 1,5 TL para ediyor. 4 lira maliyeti var zaten” diye konuştu.

    15 dönüm narenciye bahçesi olan Hacı Yüce, “Ürünler ağacın başında kaldı. Dibine döküldü. Mandalina çoktan bitmesi lazımdı. 1,5 lira verdiler. Ona da razı olduk, ona da satamadık. Başında kalan meyvede zarar, dibine dökülende asit. Bunun asidi zarar veriyor. İhraç edemediğimiz için diyorlar ama biz ülke içinde pazarı kuramıyoruz ki. Eskiden atalarımız kamyon tutardı. Bahçeden portakalı satın alıp büyükşehirlere götürüp satarlardı. Burada hem üretecinin malı kalmazdı hem de satan zarar etmezdi. Şimdi buradan ürünü alan tüccar buradan hale giriyor halden çıkana kadar 4 el değiştiriyor. Biz ve tüketen kazanmıyoruz. Aradaki aracılar kazanıyor. Daha kamyondan inmeden telefonla el değiştiriyor. Biz burada bedava verelim dedik kimse gelip toplamadı” ifadelerini kullandı.

    Üreticilerden Mehmet Yavuz ise, “Limon bahçelerini bedava alın dediler alan olmadı. Limon çırptırdık dibinde duruyor alan yok. Benim 40 dönüm yerim var. 1 liraya 2 liraya verdik. Vermediğim Washington 3 lira dedik onu da almadılar. 5-6 lira olsa zararım çıkacak. Bu dökülen bahçeye zarar. Tüm ürünler ağacın başında çürümüş” dedi.

  • Adana’da kaçak akaryakıt ele geçirildi

    Adana’da kaçak akaryakıt ele geçirildi

    Pozantı Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin uzun süreli takip ve titiz çalışmaları sonucunda ilçede yaklaşık bin litre menşei belirsiz kaçak akaryakıt ele geçirildi.
    İlçede kaçak akaryakıt satışı yaptığı iddia edilen iş yerleri mercek altına aldı. Uzun süredir takip edilen bir iş yerine yapılan operasyonda V.A. ve H.P. yaklaşık bin litre menşei belirsiz kaçak akaryakıt ile birlikte yakalandı. Şahıslar ifadelerinin ardından serbest bırakılırken ele geçirilen akaryakıta el konuldu.

  • Mart ayında yaz havası

    Mart ayında yaz havası

    Adana’da Mart ayının başında Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre hava sıcaklığı 22 derece ölçüldü. Öte yandan kentteki park ve bahçelerde yer alan termometreler ise 25 dereceyi gösterdi. Mart başında adeta yaz mevsiminin yaşandığı Adana’da vatandaşlar parklara ve mesire alanlarına akın etti. Sıcak havayı fırsat bilen aileler çocuklarıyla birlikte yeşil alanlarda oyun oynadı, evcil hayvanlarını gezdirdi, piknik yaptı ve ailece vakit geçirdi.

    Sıcak havayı fırsat bilip ailesiyle birlikte uçurtma uçurmaya gelen Melik Azad Tekin, “Adana sıcağında hep beraber çıkalım dedik, toplandık, kardeşlerimi alıp geldim. Uçurtma uçururuz hem de vakit geçirmiş oluruz diye düşündük. Mart ayının başındayız, kışı hiç görmedik, yazın sıcaklığını şimdiden hissediyoruz” dedi.

    Sınıf olarak toplandıklarını ve piknik yaptıklarını belirten Fethiye Karapınar ise, “Hava çok güzel, biz de bu güzel havayı değerlendirmek istedik dolayısıyla sınıfça, çocuklarımızla piknik yapmaya geldik. Çocuklarımıza top aldık, onlarla oyunlar oynayıp vakit geçireceğiz. Değişik bir gün olsun istedik, onların da bu güzel havada evde kapalı kalmalarını istemedik” diye konuştu.

  • Adanalıların yeni gözdesi: ‘Koyun kulağı’

    Adanalıların yeni gözdesi: ‘Koyun kulağı’

    Sakatatın başkenti Adana’da koyunun bütün organları adeta yok satıyor. Bir zamanlar çöpe atılan ancak şu anda çiğ olarak tanesi 60, pişmişi de 100 liraya satılan şırdan da yerini alternatif ürünlere bırakıyor. Adana Kasaplar Çarşısı’nda kilosu 50 liradan satılan koyun kulağına vatandaşlar rağbet gösteriyor.

    İsteyen kelle paçada isteyen ızgarada yiyor

    Adanalılar hem lezzetli hem de vitamin açısından faydalı olan koyun kulağını ızgara, çorba ve kavurma olarak tüketiyor.

    “Rağbet fazla”

    Gazetecilere konuşan Adana Kasaplar Odası Başkanı Saruhan Yağmur, koyun kulağına rağbetin sosyal medya sayesinde arttığını söyledi. Yağmur, “Koyun kulağı kelleden ayrılıp ütüleniyor ve ardından kelle paça çorbasının içerisinde tüketiliyor. Kilogramı şu anda 50 liradan satılıyor. Havaların çok aşırı sıcak gitmemesi nedeniyle rağbet fazla. Hem sevenler tüketiyor hem de kelle alamayan vatandaşlar kulağı alıyor” diye konuştu.

    “Adana sakatatın başkenti”

    Adana’da hayvanın bütün bölgelerinin tüketildiğini aktaran Yağmur, “Türkiye’nin sakatat tüketiminde başkent ili Adana. Adana’da da hayvanın bütün bölgeleri tüketiliyor. Hayvanın eti kadar sakatatı da vitamin açısından çok faydalı. Hiçbir rahatsızlık vermiyor bu sakatatlar. İnsanlar da gönüllerince yiyor” dedi.

    “Alternatif ürünlere talep arttı”

    Koyun kulağını satan Güngör Güler ise talebin çok olduğunu söyledi. Güler, “Koyun kulağı eskilerin bildiği lezzetli bir ürün. Sosyal medya sayesinde popülerliği arttı. Özel müşterilerimiz bunu talep ediyor biz de onlara hazırlıyoruz. İsteyenler kelle paça çorbasının içerisinde tüketiyor isteyenler ızgarada tüketiyor. Fakat şırdan kadar rağbet görmüyor. Herkes şırdanı merak edip şırdanı tüketiyor. Ancak onun da fiyatı arttığı için alternatif ürünlere de yönelmeler başladı” ifadelerini kullandı.
    Koyun kulağı yiyen Berdan İnsan isimli vatandaş, “Yedim çok beğendim. Zaten bildiğimiz bir lezzet, herkese tavsiye ederim. Biz Adanalılar hayvanın hiçbir bölgesini israf etmiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Bu anı sadece 4 yılda bir kutlayacaklar

    Bu anı sadece 4 yılda bir kutlayacaklar

    Çiftler, 4 yılda bir gelen 29 Şubat tarihinde nikah kıymak istemezken Adana’da onlarca çift 29 Şubat’ta evlendi. Merkez Yüreğir ilçesinde 16 çift evlenirken diğer ilçelerde de onlarca kişinin evlendiği öğrenildi.

    Özellikle seçtiler

    Yüreğir Belediyesi Evlendirme Dairesi’ne gelen çiftler, 29 Şubat’ı özellikle seçtiklerini, en mutlu günlerinin özel bir ana denk gelmesini istediklerini söyledi.
    İhlas Haber Ajansı’na konuşan Hatice Türk, “Bu günü özellikle seçtik. En mutlu günümüzde bir anı olsun istedik. İleride bu anı çocuklarımıza anlatacağız. Her sene de evlilik yıl dönümümüzü kutlayacağız, sadece 4 yılda bir resmi olarak 29 Şubat’ta kutlayacağız” dedi.
    Abuzer Ataç ise eşine her sene hediye alacağını, kutlama yapacağını söyledi.

    Evlenen Melike Konukman isimli gelin ise mutlu olduğunu, 4 yılda bir evlilik yıl dönümü kutlamalarının sorun olmayacağını söyledi.
    Serdar Çapkın isimli damat ise özellikle bu günü seçtiklerini, eşine 4 yılda bir hediye alacağını belirtti.

  • Bu kahvehanede ‘siyaset’ konuşmak yasak

    Bu kahvehanede ‘siyaset’ konuşmak yasak

    Merkez Seyhan ilçesine bağlı Barbaros Mahallesi’nde kahvehane işleten Zeki Akkurt, müşterilerinin kavga etmesi ve aralarının bozulması üzerine iş yerine bazı kurallar getirdi. Kuralları tek tek yazdığı kağıdı duvara asan Akkurt, gelen müşterilere din, dil, ırk başta olmak üzere siyaset tartışmayı ve küfür etmeyi yasakladı.

    “1 buçuk aydır kavga yok”

    Gazetecilere konuşan Zeki Akkurt, çay ocağına gelen sokak esnafının sürekli siyaset yaptığını, bu yüzden de kavga ettiklerini belirterek, “Çok tartışma ve kavga çıkıyor, bu durumun önüne geçebilmek açısından böyle bir karar aldık. Bu durumdan yüzde 100 memnunuz. Ortalama bir buçuk ay önce bu yazıyı astık ve şu ana kadar herhangi bir sıkıntı çıkmadı” dedi.

    İnsanların birbirini kırmasının çok yanlış olduğunu ve bütün esnafın bu kararı almasını istediğini aktaran Akkurt, “Kavga ve tartışma olmaması sebebiyle bu durum kahveye gelen vatandaşların da hoşuna gidiyor. Din, dil, siyaset gibi sebeplerden tartışmalar ve kavgalar çıktı; böyle olunca ben müşterilerimi kaybettim, insanlar birbirlerini kırdı. Dolayısıyla biz de böyle bir karar aldık. Böyle konular birbirimizi kırmaya değmez. Bütün kahvehanelerde bu uygulamanın yapılmasını isterim; kavganın ve tartışmanın önüne geçebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Artık futbol konuşup dertleşiyoruz”

    Müşterilerden Murat Duran ise uygulamadan memnun olduğunu söyledi. Duran, kahvehanede artık futbolun konuşulup insanların birbiriyle dertleştiğini vurgulayarak, “Burada ve çevre genelinde bu konulardan kaynaklı aşırı derecede tartışma oluyordu, gerek yok böyle şeylere. Bu uygulamanın yapılması kesinlikle iyi oldu. İnsanlar sinirlenip birbirlerinin kalbini kırıyor. Artık bu konular olmayınca futbol konuşuyoruz, dertleşiyoruz, şakalaşıyoruz; bizim için daha iyi oldu bu konular. Böylelikle kafamız gayet rahat, sohbetimiz rahatladı. İnsanlar artık kalp kırmıyor, birbirleri ile vakit geçiriyorlar” diye konuştu.

  • Doktor tavsiyesi milli sporcu yaptı

    Doktor tavsiyesi milli sporcu yaptı

    Serdar Murat Yıldız, 6 yaşındayken hareketli olduğu için doktora götürüldü. Ankara’daki doktor, ailesine çocuğun yüzme ve satranca yönlendirilmesini tavsiye etti. Bunun üzerine ailesinin satranca yönlendirdiği Yıldız, kısa sürede milli takıma kadar yükselip hem ailesinin hem de ilçenin gururu oldu. Oğlunun öğretmenleri ve doktorların desteği ile bir başarı hikayesi oluştuğunu belirten baba Ahmet Yıldız, “Ankara’da 6 yaşında iken doktor tavsiyesi ile oğlumuzu satranca başlattık. Doktorumuz satranç ve yüzme önerdi. 9 yıldır devam ediyor satranca. Serdar’ı masaya oturtamazdınız. Tabir olarak düz duvara tırmanırdı. Şimdi 4-5 saat boyunca satranç maçı yapabiliyor. En son milli takıma seçildiğinde 5,5 saat maç yaptı” diye konuştu.
    Serdar Murat Yıldız ise, “Kozan Fen Lisesinde okuyorum. Satranç ve basket oynuyorum. Ben küçükken babamın da dediği gibi biraz huysuz bir çocuktum. Derslerde dikkat eksikliğim vardı. Bunun üzerine Ankara GATA’da doktorun yanına gittik ve satranç ve yüzmeyi önerdi. Yüzmeye bir süre gittim ama satranç daha dikkat çekici oldu. 9 yıldır da Ankara’da özel bir satranç akademisine bağlı çalışmalarımı sürdürüyorum. Uzun soluklu bir çalışma. Çok çalışma değil, sürekli düzenli çalışmak önemli. Ben çok çalışarak değil, düzenli, planlı çalışarak başarıyı yakaladım” dedi.
    Sosyal medyaya vakit ayırmamasının başarısına büyük katkı sunduğunu kaydeden Yıldız, “Şu an satranç olmasaydı Kozan Fen Lisesinde olamazdım belki de. Geçen yıl LGS’ye hazırlanırken çok çalışmadım ama düzenli çalıştım. Başarı ile okulda bayağı bir popülerlik oldu. Satrançta bu yıl Türkiye 6.’sı oldum, milli takım kampına seçildim. Hedefim Avrupa’da derece yapmak. Satranç ile benim yaşıtlarımın 4 saatte çalışıp çözdüğü soruları ben 1 saatte çözebiliyorum. Bu çok zeki olmaktan değil. Satranç analitik düşünceye büyük katkı sunuyor. Gözlerim kapalı yaklaşık 30 hamleye kadar aklımda tutabiliyorum. Evde bilgisayara karşı ya da babama karşı oynadım. Görenler şaşırıyor ama benim seviyemdeki arkadaşlarım bunu çok rahat oynayabiliyor. Sosyal medyanın başarıya olumsuz etkisi var. Ben düzenli bir çalışma ile başarıyı yakaladım. Benim akranlarım sosyal medya ile vakit geçirirken, onlar sosyal medya kullanıyordu. Çok az kullanıyorum, zorunlu mesajlar hariç telefonum hep kapalıydı” diye konuştu.

  • Çiftçiler yeşillenme hastalığına karşı teyakkuzda

    Çiftçiler yeşillenme hastalığına karşı teyakkuzda

    Dünyada turunçgillerin en önemli hastalıklarından biri olarak kabul edilen turunçgil yeşillenme hastalığı, bir tür böcek olan Asya turunçgil psillidi, (diaphorina citri) aracılığıyla geniş alanlara yayılabiliyor. Halihazırda dünyada 33 ülkede görülen ve en yakın Kuzey Kıbrıs’ta tespit edilen hastalık için karantina tedbirleri alınıyor.
    Ülkemizde de karantina tedbirlerinin uygulandığı hastalık ile ilgili 3 milyon 200 bin ton narenciyenin üretildiği Adana’da çiftçiler çağrıda bulundu.
    Turunçgil yeşillenme hastalığının bulaşması durumunda, Türkiye’nin ekolojik şartları göz önüne alındığında zararlının yüksek popülasyon düzeyine çıkarak yıkıcı etkileri olabileceği, ağaç ölümleri ile beraber büyük miktarda ürün ve ihracat pazarı kaybına neden olacağı belirtildi.

    “Akdeniz meyve sineğinden daha tehlikeli”

    Konuyla ilgili Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, İhlas Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu. Doğan, hastalığı yayan zararlının, fidan ve aşı gözü gibi bitki üretim materyallerinin yanı sıra turunçgil bitkilerinin yeşil bölümleri ile odun ve budama artıkları ve en önemlisi de işlenmemiş meyve ticaretiyle yayıldığını söyleyerek, “Ülkemizde bu hastalık görülmedi ancak dünyada 33 ülkede görüldü. Turunçgil yeşillenmesi hastalığı vektör böcekler aracılığıyla taşınıyor bu böcekler aslında bakteri taşıyorlar. Taşınan bu bakteriler böylelikle taşınan yerde yeşillenme hastalığına sebep oluyor. Hastalık çok çabuk yayılıyor. Turunçgil yeşillenmesi hastalığı Akdeniz meyve sineğinden daha kötü, en azından Akdeniz meyve sineğini kimyasallar ile önleyebiliyoruz. Yeşillenme hastalığının bir ilacı yok önleme şansımız yok, 33 ülkede karantinaya alındı, ülkemizde de karantina tedbirleri var” ifadelerini kullandı.

    “Kuzey Kıbrıs’tan ürün gelmemeli”

    Kuzey Kıbrıs’tan Türkiye’ye narenciye ürünlerinin gelmemesi ve transit geçitlerin yapılmaması gerektiğini aktaran Doğan, şunları söyledi:
    “İki firma şu an Kıbrıs’tan Türkiye’ye narenciye getirmekte. Tarım Bakanlığı tarafından Kıbrıs’ta da kontroller yapılıyor, oradaki ürünler kapalı ortamda fümigasyon yapılıyor ve aletler dezenfekte ediliyor. Önlem alınıyor fakat ne kadar önlem alırsak alalım tır ve kamyonlar bahçe içerisine girdiklerinde tırın etrafına böcekler yerleşebiliyor. Onlar aracıyla böcekler ülkemize girerse bizim burada narenciyeyi kurtarma şansımız olmaz.”

    “Böcekler ülkeye girerse bahçeleri kaybederiz”

    Adana’nın önemli bir narenciye üretim merkezi olduğunu, hastalığın Adana’da görülmesinin ekonomiye ciddi zarar vereceğini vurgulayan Doğan, “Sadece Adana ilimizde 850 bin dönüm alanda narenciye ekimi var. Bu seneki rekolte 3 milyon 200 bin tondu, beklediğimizden fazla rekolte oldu. Biz Türkiye narenciye üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini üretiyoruz. Bu böcekler ülkeye girerse bakteriler meyvelere bulaşırsa 5-8 yıl içerisinde bahçemizin hepsini kaybederiz. Milyonlarca insan buradan ekmek yiyor, para kazanıyor ve biz bu ürünleri yurt dışına gönderdiğimizde de ülkemize milyarlarca dolarlık döviz girmekte. Bu yüzden Tarım Bakanlığının çok sıkı tedbirler alması gerekiyor” diye konuştu.

  • Okulun yanı başındaki yıkım, öğrencileri korkuttu

    Okulun yanı başındaki yıkım, öğrencileri korkuttu

    Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle Adana’da binlerce bina ağır ve orta hasarlı olurken, binaların yıkımı hızla devam ediyor. Merkez Çukurova ilçesine bağlı Yurt Mahallesi’ndeki ağır hasarlı Arık Apartmanı’nın yıkımı nedeniyle de Meryem Mehmet Kayhan Ortaokulu’nun bahçesine moloz parçaları düştü.
    Moloz parçaları bahçeye düşerken öğrenciler ise büyük korku yaşadı. O korku ve panik anları anbean kameralara yansıdı.

    Korku ve panik nedeniyle yıkım saati değişti

    Öğrencilerin korku ve paniği üzerine firma, yıkımı öğrencilerin dersi bittikten sonra yapmaya başladı.

    “Çocuklarımız korkuyor”

    Muhabirlere konuşan veli Zeynep Güney, “Burada geçtiğimiz gün yapılan yıkımda moloz parçaları hep bahçeye düştü. Normal şartlarda bu yıkımın saat 14.00’da yani öğrenciler okuldan çıktıktan sonra başlaması lazım ancak firma yıkımı 30 dakika önce başlattı ve çocuklarımız hep korktu. Bu okulda okuyan bazı öğrenciler zaten depremde hayatını kaybetmişti. Çocuklarımız onların acılarını halen unutamamışken böyle bina yıkımını da görmeleri onları korkutuyor” ifadelerini kullandı.
    Öğrenciler ise yıkım nedeniyle korktuklarını söyledi.