Kategori: Adana

  • Depremi yansıtan moloz parçalı heykel

    Depremi yansıtan moloz parçalı heykel

    İzmir’de dünyaya gelen Radyoloji Uzmanı Dr. Noyan Zenger’in (49) heykel tutkusu çocukken başladı. 1987’de İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanan ve öğrenimin ardından radyoloji alanında uzmanlık yaparak mesleğe adım atan Dr. Zenger, Acıbadem Adana Ortopedia Hastanesi’nde hekim olarak görev yapıyor. Birçok ilde görev yaptıktan sonra Adana’da yaşamaya karar veren Uzm. Zenger’in Ege’de başlayan sanat aşkı burada da devam etti.

    Yaklaşık 5 yıl önce evinin bir odasını çalışma atölyesi haline getiren Dr. Zenger, son olarak asrın felaketi olan depremlerde arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Bundan etkilenen Dr. Zenger, “Hüzün” adını verdiği bir heykel yaptı. İçerisinde moloz parçalarının da olduğu hüzünlü bir insan başı figürü formundaki heykeliyle Turgut Pura Vakfı 40. Yıl Heykel Yarışması Başarı Ödülü kazanan Dr. Zenger’in eseri, sergilenmek üzere Arkas Sanat Müzesi Koleksiyonu’na gönderildi.

    “Evimin atölye olması zamanı yönetmemi sağladı”

    Gündüz hastanede çalışan, fırsat buldukça sanatı ile uğraşan Dr. Zenger, sanat aşkının hep içinde olduğunu belirterek, “Tıp ve doktorluk çok zorlu bir meslek. Başka bir alana vakit ayırmak çok güç. Yıllardır sanata devam edemesem de sanatsever olarak geçirdim günlerimi. 2016 yılında ise seramik ile tanıştım ve kendiliğinden güzel bir sanat yolculuğu başlamış oldu. Akademik bir eğitim almadım. Kendi kendimi geliştirdim. Evimin bir odasını atölyeye çevirdim ve bu da zamanı yönetmemi sağladı” diye konuştu.

    “Duygularımı yansıtabileceğim bir eser üretmek istedim”

    Kendisine başarı ödülü kazandıran eserinden de bahseden Dr. Zenger, “Ben de bir enkazda bulundum ve o hüznü yaşadım. Eserime de o nedenle ‘Hüzün’ ismini verdim. İzmir’de bulunan Turgut Pura Vakfı’nın 40. yıl heykel yarışması olduğunu öğrendim. Ona da hazırlanmaya başladım ve bu deprem felaketinden sonra içinde bulunduğum duygularımı yansıtabileceğim bir eser üretmek istedim. ‘Hüzün’ adını verdiğim bir çalışma vardı. Malzeme olarak molozu, duygu olarak da hüznü bu eserde birleştirme fikriyle yola çıktım ve deprem nedeniyle yaşadığımız o derin üzüntüyü aktarmayı denedim. Yarışmaya katıldım ve başarı ödülü aldım. Deprem Türkiye’yi, hepimizi çok derinden sarstı. Bu heykel, depremin ruhumda bıraktığı derin izlerin bir yansıması oldu” dedi.

    Depremin ardından yaşadığı duyguları sanat aracılığıyla ifade ettiğini belirten Dr. Zenger, “Sanat, hem sanatçı hem de sanatsever arasında bir bağ kurabilen etkili bir diyalog aracı. Bunu yaparken gerçekten samimi duygularımı aktarmanın daha doğru olacağını fark ettim” diyerek sözlerini tamamladı.

     

     

  • Eşinden boşandı, hala kurtulamadı

    Eşinden boşandı, hala kurtulamadı

    Adana’da 17 yaşında evlenen, 7 aylık hamileyken şiddet görmeye başlayan bir kadın 3 yıl önce eşinden boşanmasına rağmen şiddet görmeye ve ölümle tehdit edilmeye devam ettiğini ileri sürdü.

    İş kadını Özge Polat (31), 14 yıl önce 17 yaşında Özkan Ö. (33) ile evlendi. Bu evlilikten biri erkek biri kız iki çocukları dünyaya geldi. İddiaya göre, Polat, evlendikten sonra 7 aylık hamileyken kıskançlık yüzünden eşinden şiddet görmeye başladı. Evlilik yıllarında bir çok şiddet olayından dolayı eşine çok kez uzaklaştırma aldırdı.

    Ancak şiddet bir türlü bitmeyince 2019 yılında Polat eşinden boşandı.

    Polat, boşanmasına rağmen eşinin şiddetine maruz kaldığını ölümle tehdit edildiğini belirterek, “Evlendiğim günden bu yana eski eşimden dayak yiyorum. Çoğu zaman yediğim dayaktan dolayı gözüm morardı. Kafamı duvara vurmuşluğu vardır. İlk dayağımı 7 aylık hamileyken yedim. Yediğim dayaklardan dolayı şikayetçi oldum uzaklaştırma aldı ama yine şiddete devam etti. 2019 yılında boşandım ama yine şiddet bitmedi” dedi.

    En son bayramda çocuklar yüzünden tartıştıklarını eve gelerek kendisine saldırdığını anlatan Polat, “Benim babam ve akrabalarım onu güçlüklü tuttu.Onlara da saldırdı. Benim ve çocuklarımı öldürmekle tehdit ediyor. Ben boşandım ama kurtulamıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bir defasında da sinirlenip aracıma zarar vermişti. Ben bu erkek şiddetinden kurtulmak istiyorum. Bana ve çocuklarıma bir şey yapmasından korkuyorum” diye konuştu.

    Polat, eski eşinden son kavgadan sonra şikayetçi olduğunu ancak ifadesi alındıktan sonra serbest kaldığını daha sonra kendisini arayarak tehditlerine devam ettiğini sözlerine ekledi.

     

  • Adana’da DEAŞ operasyonu

    Adana’da DEAŞ operasyonu

    Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü DEAŞ’a yönelik operasyon düzenledi.

    Özel harekat polislerinin de desteğiyle şafak vakti söz konusu şüphelilerin evlerine eş zamanlı baskınlar yapıldı.

    Baskınlarda yakalanan şüpheliler adli tıp biriminde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra sorgulanmak üzere emniyete götürüldü.

  • Baraj doluluk oranları yüzde 12 düştü

    Baraj doluluk oranları yüzde 12 düştü

    Adana’da 1953-2016 yılları arasında 12 baraj inşa edildi. Söz konusu 63 yıllık zaman diliminde faaliyete giren bu barajlardan enerji üretilip, tarımsal sulama yapılırken, taşkınlardan da korunma sağlandı. Kentteki 5 barajın 2022 ve 2023 yılları 15 Haziran doluluk oranları da açıklandı.

    Buna göre, 2022 yılının 15 Haziran tarihinde Çatalan yüzde 96, Seyhan yüzde 83, Kozan yüzde 62, Nergizlik Barajı yüzde 81, Yedigöze Barajı ise yüzde 100 seviyesiyle yüzde 84,4 iken, 2023 yılının 15 Haziran tarihinde Çatalan yüzde 97, Seyhan yüzde 83, Kozan yüzde 42, Nergizlik Barajı yüzde 41, Yedigöze Barajı ise yüzde 100 ortalama ile ortalama 72,4 seviyesine ulaştı.

    Su kaynakları açısından sıkıntı çekmeyen Adana’da yetkililer suyun yine de tasarruflu kullanılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.

  • Semih, 2 yıl sonra yeniden yürüdü

    Semih, 2 yıl sonra yeniden yürüdü

    Merkez Seyhan ilçesine bağlı Mirzaçelebi Mahallesi’nde ikamet eden Osman (43) ve Tuba (39) çiftinin 9 yaşındaki oğulları Semih Hüda Toraman, 2 yıl önce yaşadığı göz kayması ve yürüme bozukluğu şikayetleri nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Küçük çocuğa kaldırıldığı Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde beyin tümörü teşhisi konuldu. Küçük Semih’in beynindeki tümör ameliyatla alındı ancak ameliyattan sonra vücudunun sağ tarafı felç kaldı ve bir daha adım atamadı. 1 yıl boyunca kemoterapi tedavisi gören küçük çocuk daha sonra fizik tedaviye başladı. Aldığı fizik tedavi sonucu Semih bir ay önce destekli şekilde tekrardan yürümeye başladı.

    ‘En büyük hayali tekrardan bisiklet sürüp arkadaşlarıyla futbol oynamak’

    İhlas Haber Ajansı’na konuşan anne Tuba Toraman, “Her ne kadar patolojik sonucumuz kötü çıksa da Semih’in iradesiyle bu süreci çok güzel bir şekilde atlattık. Şuanda fizik tedavimiz devam ediyor. Bu fizik tedaviyle inanıyorum ki oğlum hızlı bir şekilde yürümeye başlayacak. Çok üzülüyordum, kendisi de çok üzülüyordu. Semih çok kısıtlıydı. Diğer arkadaşları top oynayıp bisiklet sürerken oğlum çok etkileniyordu. Şuanda oğlumun en büyük hayali tekrardan bisiklet sürüp arkadaşlarıyla futbol oynamak” diye konuştu.

    Adım atmaya başlayan Semih ise yalnız başına bisiklet sürmeyi çok özlediğini söyledi.

     

  • 800 rakımlı arazide son buğday hasadı

    800 rakımlı arazide son buğday hasadı

    Kuytucak Mahallesi Kuzuören mevkiinde yaşayan genç çiftçi Hakan Özkan ve Furkan Yiğen engebeli arazide toplam 35 dönüm alana ektikleri buğdayı hasat etti. Bu yıl düzensiz yağışlar ile zorlu bir süreç olduğunu aktaran çiftçiler tüm zorluklara rağmen üretmeyi sürdürdüklerini kaydetti.
    Çiftçilerden Hakan Özkan arazideki zorluğa dikkat çekerek, “Arazimiz engebeli olduğu için düz olan 10 dönümlük kısma buğdayımızı ektik. Yağmurlu havalardan dolayı biraz geç oldu ama bitirdik. Belirli kısımları orak ile biçmek zorunda kalıyoruz. Yollarımız da yağışlardan dolayı sıkıntılı. Gidip gelirken sorunlar yaşıyoruz. 2 tona yakın ürün bekliyoruz” dedi.

    Çiftçi Furkan Yiğen ise, “20-25 dönüm arazimiz var ama araziler düz olmadığı için tam verim olmuyor yollar sıkıntılı olduğu için biçer de gelmiyor. 1.5 ton mahsul bekliyoruz. Köyde üretim olmazsa şehir de yaşam olmaz insanların geri köylerine dönmesi gerekir. Köyümüzde üretim yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

  • “Beyaz altının” yerini “Sarı altın aldı”

    “Beyaz altının” yerini “Sarı altın aldı”

    Çukurova özellikle de Adana’da 1980’li ve 90’lı yıllarda “beyaz altın” olarak bilinen pamuğu ile ismi anılsa da çiftçi son yıllarda “sarı altın” olarak bilenen ayçiçek ekimine yöneldi. Bir zamanlar 750 bin dekar alana ekilen pamuk 175 bin dekara kadar düştü. 5 yıl önce 300 bin dekara ekilen ayçiçek ise bu yıl 750 bin dekar alana ekilerek pamuğun yerine aldı.

    Tekin, alternatif olarak sulanamayan alanlarda tercih edilen ayçiçeğinin Çukurova’da üretiminin her yıl giderek artan bir seyir gösterdiğini söyledi. Çukurova’da 5 yıl önce 300 bin dekar ayçiçeği ekimi yapıldığını ifade eden Tekin, bugün Türkiye’de ayçiçeği üretiminde beşinci sırada yer aldıklarını ve ülkedeki üretimin yüzde 10’unu yaptıklarını belirtti. Tekin, bu yıl ayçiçeğinde yüksek bir ekim yapıldığını gözlemlediklerini anlatarak, şöyle devam etti; “Ayçiçeğinde ekim alanında şu an 751 bin dekar seviyelerine ulaşıldı. Bu sene yaklaşık 250 bin ton civarında rekolte bekliyoruz. Bu yıl ayçiçeklerinde son yağışlarla birlikte rekoltenin biraz yükselmesini bekliyoruz. Mart ve nisan aylarında biraz yağışta sıkıntımız oldu ama mayıs ayından itibaren yağışların artmasıyla birlikte ayçiçeklerinin daha dolgun, rekoltesinin daha iyi, protein ve yağ oranlarının da daha yüksek olacağını düşünüyoruz”.

    Tekin, hasadına yaklaşık 1 ay kalan ayçiçeğinin üretiminin artırılması için çalışmalar yaptıklarını belirtti.
    Ayçiçeğinde iklim şartlarına göre ortalama 100-450 kilogram verim alındığını belirten Tekin, “İnşallah çiftçilerimiz için iyi bir sene olur. İyi bir fiyat politikasıyla da çiftçilerimiz bu seneyi karlı bir şekilde kapatırlar. Temennimiz bu yönde” dedi.
    Ayçiçeğinin Türkiye’nin de ham yağ açığını kapatmak için önemli bir ürün olduğunu vurgulayan Tekin, şöyle konuştu: “Özellikle biz ham yağı zaman zaman yurt dışından ithal etmek zorunda kalıyoruz. Bu ekilişler artarak rekoltelerin de daha yüksek olmasıyla yurt dışı bağımlılığımız azalacaktır. Bizim ayçiçeğinde üretimimizi güçlendirmemizin en önemli etkeni de yurt dışına bağımlılığımızı azaltmak olacaktır”.

  • Adana’ya serinlemek için geldiler

    Adana’ya serinlemek için geldiler

    Kurban Bayramını fırsat bilen ve doğa tatili yapmak isteyen yerli turistlerin gözdesi Aladağ Küp Şelaleleri oldu. 10 farklı şelaleden oluşan Küp Şelaleri eşsiz doğası, temiz havası ve soğuk suyu ile ilgi topluyor.
    Bayram tatilini doğa turu ve kamp tatili ile değerlendirmek isteyen yüzlerce kişi Aladağ Küp Şelalelerine akın ederken vatandaşlar Adana ve çevre illerdeki sıcak havadan kaçtıklarını söyledi.

    Adana’dan bölgeye gelen Çetin Çetin, “Burada hava serin Adana’nın sıcağından kaçtık. Gayet serin ama sinekler var. Sosyal alanlar biraz daha genişletilirse güzel olur. Adanalı hemşerilerimize tavsiye ederiz” dedi.
    Gaziantep’ten gelen Hanifi Terlemez ise “Sıcaklardan kaçtık buraya ailecek serinlemeye geldik. Süper bir yer herkese tavsiye ederim. Yolların yapılması elektriğin gelmesi lazım” diye konuştu.

    Adana’dan gelen Ahmet Şıtak ise Küp Şelalelerin gerçekten çok güzel olduğunu söyleyerek, “Tatil olarak büyük bir fırsat bir tek yolları sıkıntılı. Çok harika bir doğası var, kamp alanı için müthiş bir yer su çok güzel buz gibi” diye konuştu.
    Osmaniye’nin Kadirli ilçesinden gelen Erkan Parmaksız ise “Bayram tatilinde gezmeye geldik ortam çok güzel biraz bakımsız daha güzel hale getirilebilir” dedi.

    İstanbul’dan ailesiyle birlikte gezmeye gelen Ogün Gültekin, “Aslen burası bizim köyümüz ama işlerden dolayı İstanbul’da yaşıyoruz. Kurban Bayramında sıcaktan köyümüze geldik burası çok serin imkânımız oldukça gelmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

  • Eşinin vurduğu kadın hayatını kaybetti

    Eşinin vurduğu kadın hayatını kaybetti

    Olay, 23 Haziran saat 18.30 sıralarında merkez Seyhan ilçesi Fevzipaşa Mahallesi’nde meydana geldi. Erhan Arslan, iddiaya göre, boşanma aşamasında olduğu eşi Nuriye Arslan’ın kaldığı evin önüne geldi. Evin önünde konuşan ikili arasında tartışma çıktı. Belindeki tabancayı çıkaran Erhan Arslan, eşini başından vurdu. Arslan, daha sonra kendi başına dayadığı silahı ateşledi. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrolde Erhan Arslan’ın yaşamını yitirdiği belirlendi.
    Durumu ağır olan Nuriye Arslan ise olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından Adana Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Erhan Arslan’ın cansız bedeni, polis ve savcının olay yerinde yaptığı incelemenin ardından otopsi için Adana Adli Tıp Kurumu’nun morguna kaldırıldı.
    Olay sonrası geçirdiği ameliyatın ardından yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan ve 7 gündür yaşam mücadelesi veren Nuriye Arslan, gece saatlerinde hayatını kaybetti. Aslan’ın bugün öğle namazını müteakip Sarıçam ilçesindeki Buruk Mezarlığı’nda defnedileceği öğrenildi.

  • Cüzdanı çalınınca intihara kalkıştı

    Cüzdanı çalınınca intihara kalkıştı

    Olay, Seyhan ilçesine bağlı Yeşilyurt Mahallesi Ahmet Sapmaz Bulvarı’nda meydana geldi. İddiaya göre, Emre T., cüzdanı çalındığı için 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar gören 16 katlı apartmanın damına çıkarak intihar etmek istedi. Çevredeki vatandaşlar apartmanın damından birinin sarktığını görmesi üzerine durumu polis, itfaiye ve sağlık ekiplerine bildirdi. Bölgeye gelen itfaiye ekipleri E.T’in atlama ihtimali sebebiyle hava yastığı açtı.

    Asayiş Şubeye bağlı Cinayet Büro Amirliğindeki müzakereci polis yaklaşık 45 dakikalık uğraşlar sonucunda E.T’yi ikna ederek aşağı indirdi.