Kategori: Adana

  • Azerbaycan arama-kurtarma ekibi ülkelerine uğurlandı

    Azerbaycan arama-kurtarma ekibi ülkelerine uğurlandı

    Merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçesinde 6 Şubat günü meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremden 11 il etkilendi. Depremin duyulmasının ardından Azerbaycan’dan 750 kişilik arama-kurtarma ekibi yola çıkarak Kahramanmaraş ve Hatay’a intikal etti. Depremin ilk gününden bu yana gece gündüz çalışan ekipler, 53 canı kurtardı. Arama kurtarma ekibinden bugün 249 kişi Hatay ve Kahramanmaraş’taki görevlerini tamamlayarak Adana’ya geldi. 53 insanın canlı kurtarılmasını sağlayan Azerbaycan ekibi ülkelerine uğurlandı.


    “Halasını ve kuzenini kurtaran ekibe teşekkür ettiler”

    Kahramanmaraş’ta depremin 36’ıncı saatinde Azerbaycan ekibi, anne Ayşe (49) ile kızı Zeynep Yalım (16)’yı canlı olarak kurtardı. Anne ve kızı kurtaran ekibe teşekkür etmek Zeynep isteyen Eren (10) ve kardeşi Kerem Karacoğlu (8) babalarıyla havalimanına geldi. Ekibin komutanı Tuğgeneral Muharrem Hasanov’a halası ve kuzenlerini kurtardığı için teşekkür eden kardeşler üzerinde “Siz bizim canımızsınız can Azerbaycan, bir her zaman dost olarak kalacağız” yazan resim de hediye etti.

    “Kardeşler Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e selam gönderdi”

    Çocuklardan Kerem Karacaoğlu,” Aliyev başkanımıza selam söylüyorum buradan, arama kurtarma ekiplerini çok seviyorum ve onlara çok teşekkür ediyorum. Her zaman birlikte ve dostlukla kalacağız” dedi.
    Eren Karacaoğlu ise,” öncellikle kurtarma ekiplerine çok teşekkür ederiz. İki devlet tek millet, buradan başkan Aliyev’e çok selamlarımı iletiyorum” diye konuştu.

    Azerbaycan Olağanüstü Haller Bakanlığında görevli arama kurtarma ekibinin komutanı Tuğgeneral Muharrem Hasanov ise,” Bütün Türk halkına, Türk milletine geçmiş olsun. Depremin olduğu sabah Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla 760 kişilik bir heyet arama kurtarma yapmak için geldik. Oradan buraya geldiğimiz andan itibaren 53 kişiyi kurtardık. Biz isterdik ki daha çok canlı çıkaralım. Elimizden geleni yaptık. Biz ölenlere, Allah’tan rahmet diliyoruz. Kalan yaralılarımıza Allah’tan şifalarımızı diliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Depremzede bebeğe doktorun ismi verildi

    Depremzede bebeğe doktorun ismi verildi

    Osmaniye’de bir yandan kayıpların acısı yaşanırken, bir yandan da yeni başlangıçlarla hayat devam ediyor. Afet Koordinasyon Merkezi’nde görev yapan iş yeri hekimi Bahar Tek, tehlikeli bir hamilelik süreci yaşayan depremzede Takdire Halaç’ın her anında yanında oldu. Doğumhaneye girerek elini hiç bırakmayan doktor Bahar Tek, anneye moral verdi. Çadır kentte yaşayan ve kucağına aldığı üçüncü çocuğuna Bahar ismini veren Takdire Halaç, “Allah razı olsun her gün benim tansiyonumu ölçtü. Çok iyiydi. Doğumuma girdi, bebeğimi kucağıma aldı, üstümü giydirdi. Ben de çocuğuma onun ismini vermek istedim. Beni kurtardı. Adana’ya göndereceklerdi, sorunlu doğum dediler. Bahar Hanım teselli verdi” dedi.

    “İki bebeğimi de İzmirliler kurtardı”
    Aynur ve Aysel adında iki kız çocuğu olduğunu da belirten Takdire Halaç, ilk doğumunda yaşadıklarını anlatarak, “Aynur’u 7 aylık doğurmuştum. O zaman İzmir’den gelen bir aileyle denk geldik. Onun da çocuğu rahatsızdı. Sütünü verdi, çocuğumu emzirdi. Benim sütüm yasaktı, o emzirdi. İkisinden de Allah razı olsun. İki bebeğimi de İzmirliler kurtardı” dedi.
    İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sunduğu hizmetlerden memnun olduğunu aktaran Halaç, “Her dediğimi getirdiler. Her şeyimi karşıladılar. Allah binlerce kez razı olsun” diye konuştu.

    “Bebeği ilk ben kucağıma aldım”
    Doktor Bahar Tek ise, “Takdire Hanım’la buraya geldiğim ilk gün tanıştık. Bizim genel müdürümüze ulaşan bilgiye göre problemli bir gebelik yaşama ihtimali olan bir hastaydı. Çadırda kalıyorlar. Gidip muayene edebilir misin gibi bir ricada bulunuldu. Takdire ile tanıştıktan sonra zaten her gün sabah akşam mesajlaşmaya başladık” dedi.
    Doğumun Osmaniye Devlet Hastanesi’nde yapıldığını söyleyen Bahar Tek, “Beni aradı, hastaneye gidiyorum dedi. Hastane kapısından neredeyse aynı anda girdik. Doğuma beraber girdik, beraber çıktık. Osmaniye Devlet Hastanesi’nde doktor Pınar Hanım doğumu yaptırdı. Önlüğünü ben giydirdim, ameliyathaneye beraber girdik. Elini tuttum, ameliyat boyunca konuştuk. Bebeği ilk ben kucağıma aldım. Sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geldi, takibi devam ediyor” diye konuştu.

    “İkimizin kızı gibi hissediyorum”
    Kendi isminin bebeğe verilmesini değerlendiren Tek, “Çok fazla sancısı vardı. Doğum başlamış, hala sevk olacak mı, Osmaniye’ye mi gidecek, Adana’da mı kalacak, bunları konuşurken kafası dağılsın diye ‘Bebeğine ne isim koymayı düşünüyorsun?’ diye sordum. ‘Senin ismini’ dedi. Ondan sonra gerçekten Bahar bebek koydular ismini. Çocuğu kucağıma aldım, ağlıyordu sustu, parmağıma sarıldı, ağlamayı kesti, uyudu, onu kuvözde izledim. Bahar bebek artık benim manevi kızım oldu. Tıp fakültesinde, acilde çalışırken bir sürü doğum gördüm ama bu benim için başka bir şeydi. Gerçekten ikimizin kızı gibi hissediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer’e, sonra iş yeri hekimliğini yaptığım İZENERJİ’de Yönetim Kurulu Başkanımız Ali Ercan Türkoğlu ve Genel Müdürümüz Celal Ergin’e teşekkür etmek isterim. Kendi adıma unutulmaz bir deneyim oldu” dedi.

  • Ferhat Katipoğlu, Karşıyaka yolunda

    Ferhat Katipoğlu, Karşıyaka yolunda

    TFF 3. Lig 1. Grup ekiplerinden Karşıyaka, ara transfer döneminde kadrosunu güçlendirmeye hız kesmeden devam ediyor. Şimdiye kadar Ali Say, Burak Başkaya, Yılmaz Ceylan, Batuhan Akyüz, Soner Birinci ve Nuri Fatih Aydın takviyelerini yapan Kaf-Kaf, sağ bek pozisyonu için de Adanaspor forması giyen 23 yaşındaki sağ bek Ferhat Katipoğlu ile görüşme gerçekleştirdiği ve prensip anlaşmasına vardığı öğrenildi.

    Transferde herhangi bir aksilik olmaması durumunda transferin önümüzdeki günlerde duyurulacağı tahmin ediliyor.
    Öte yandan genç oyuncu, bu sezon Adanaspor formasıyla tüm kulvarlarda 18 maça çıkarken, gol veya asist üretme başarısı gösteremedi.

  • Adana’da kuraklık arıyı da vurdu

    Adana’da kuraklık arıyı da vurdu

    Uzmanların olağanüstü kuraklık uyarısı haritasında yer alan Adana’da arıcılar da etkilendi. Kuraklık ve aşırı sıcaklar nedeni ile arılar kovanların bir kısmı telef oldu, bir kısmı da petekleri terk ederek yuvaları boş bıraktı. Sadece bir arıcının 422 kovan arısından 150 kovanı ya telef oldu yada yuvalarını terk etti. Bu durum kışın yaşanmamasına bağlı olarak gerçekleştiği ifade edilirken, yeni sezonda bal üretimin de verimin ciddi oranda düşmesinin beklendiği aktarıldı.

    Kozan ilçesinde arıcılık yapan Kapıkaya Mahallesinden Niyazi Tapan yaşanan durum ile ilgili bilgi verdi.
    “422 kovan arım vardı şuan yaklaşık 150 kovan arım öldü” diyen Tapan,” Kalanı da malum sıkıntılı. Şuan yaşadığımız sıkıntı kış uykusuna arı yatmadı. Uça uça arı bitti. Geriden de yavru üretimi olmadı. Arının ömrü 40 gün, geriden üretim olmaması uçan arının da geri gelmemesi sıkıntı oldu. Kış olmadığı için büyük sorun oldu geriye kalanda çok zayıf” ifadelerini kullandı.

    Besleme şurubu verdiklerini ancak kocanda asker arılarının olmadığına dikkat çeken Tapan, kışın mevsiminin yaşanmamasının doğal bir afet olduğuna değinerek, peteklerde yok denilecek kadar arıların azaldığına vurgu yaptı.

  • Kontrollü yıkımda işçi yaralandı

    Kontrollü yıkımda işçi yaralandı

    Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçelerinde 6 Şubat günü meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler 11 şehri etkiledi. Deprem sonucu Adana’da da 13 bina yıkılırken, 200 bina ağır hasar aldı. En çok hasar alan yapılardan biri de camiler oldu. Adana’da bulunan bin 474 caminin 7’sinin minaresi depremde kendiliğinden yıkıldı.

    150 cami minaresi ise hasar aldığı için tehlike oluşturmaya başladı. Bu nedenle minareler tek tek kontrollü şekilde yıkılmaya başladı. Bir minarenin yıkımı sırasında ise minareden kopan parça işçinin yaralanmasına neden oldu. Yaralanan işçinin yardımına yanındaki arkadaşları koştu. İşçi, arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldı.

    Yıkımdan sonra ortalığı toz bulutu kaplarken, o anlar ise cep telefonu tarafından anbean görüntülendi.

  • Mart ayı termometreler 29 dereceyi gösterdi

    Mart ayı termometreler 29 dereceyi gösterdi

    Ülke genelinde olduğu gibi Adana’da da sıcak hava etkili oldu. Yağış azlığı nedeniyle Adana’daki barajlarda su seviyesi de düştü. Adana’da 1929 yılından sonra Mart ayının ilk günlerinde hava sıcaklığı 27 derecenin üzerine çıktı. Kentte bugün termometreler 29 dereceyi gösterdi. Adanalı vatandaşlar sıcak havayı görünce, çocuklarıyla birlikte parklar da zaman geçirdi.

    Arkadaşlarıyla parkta oturan gençlerden Umut Bahçeci,” Buralar geçen seneye göre oldukça daha sıcak. Galiba küresel ısınmanın da etkisi var.

    Normalde Mart ayında sıcak olurdu fakat bu kadar sıcak olmazdı” dedi.

  • Tufanbeyli fasulyesine coğrafi işaret

    Tufanbeyli fasulyesine coğrafi işaret

    Bölge ekonomisinin markalaşarak değer elde etmesi için Kozan Ticaret Odası’nın girişimleriyle Tufanbeyli fasulyesi coğrafi işaret tescil belgesi alındı. Daha önce de Kozan Ticaret Odası Başkanı Mustafa Kandemir’in destekleri ile Feke Tapan Bıçağı, Kozan Portakalı ve Kuytucak Narı’nın coğrafi işaret tescil belgesi almıştı.
    Her ilçenin bir marka sloganı ile yola çıktığını kaydeden Odası Başkanı Mustafa Kandemir, “Feke Tapan Bıçağı, Kozan Portakalı ve Kuytucak Narı’ndan sonra lezzeti tüm ülkemize mal olmuş Tufanbeyli fasulyemizin hak ettiği marka değeri coğrafi işaret belgesi alındı. Tufanbeyli fasulyesi Türkiye markası olmuştur. Tufanbeyli’mize ve memleketimize hayırlı uğurlu olsun”dedi.

  • ‘Tek suçlu müteahhitler değil, ruhsat verenler de sorumlu’

    ‘Tek suçlu müteahhitler değil, ruhsat verenler de sorumlu’

    6 Şubat saat 04.17’de ‘Asrın Felaketi’ olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremle birlikte Adana’da 13 bina yıkılırken 200’e yakın ağır hasarlı olduğu belirlenmişti. Binlerce de yapı deprem nedeniyle orta ve az hasarlı olduğu öğrenildi. Adana Müteahhitler Birliği Başkanı Çakıroğlu basın toplantısı yaparak depremden sonra yaşananları değerlendirdi. Çakıroğlu, 1999 yılından önce yapılan binaların 3’üncü derece deprem bölgesi statüsünde yapıldığını buna rağmen kamuoyunun sadece müteahhitleri suçladığını belirterek, 1999 yılında müteahhitlerin kanuna göre iş yaptığını ve tek suçlunun müteahhitler olmadığını, ruhsat veren yerel yönetimlerinde sorumlu olduğunu belirtti.

    Müteahhitlerin organizatör konumunda olduğu dile getiren Çakıroğlu, “Müteahhitler, yapı malzemeleriyle işçiliği buluşturan konumda yer alıyor. 1996 yılında deprem bölgeleri yeniden derecelendirildi. 1996 yılından önce ise bizler mühendis olarak yaptığımız statik hesaplamalarda bina dayanıklılık hesaplarında Adana 3’üncü sınıf deprem bölgesiydi. Osmaniye ise 2’nci dereceydi. Osmaniye’de yaptığınız projeyi daha sağlam yapacaktınız, Adana’da ise daha esnek yapılacaktı. 3’üncü sınıf olan deprem bölgesi 2018 yılında 2’nci sınıf deprem bölgesi olarak değiştirildi. Bir kolonun 30 demiri olacaksa daha önceki deprem yönetmenliğinde 20 tane demir koyabilirsin diyorlardı. 2018 yılında ise çıkan yasayla birlikte ‘hem 30 demir koyacaksın hem de bu demirler tırtıklı olacak’ denildi. 1996 yılından önce yapılmış bütün binalar 3’üncü sınıf deprem bölgesine göre yapıldı ve dayanıma az olan binalardı. Bu binaları yapanların kabahati sorgulanabilir mi? Bize göre hayır” dedi.

    “2001 yılından önce binalar denetim görmüyordu”

    Çakıroğlu,” Yapı denetim kanunu 2001 yılında yürürlüğe girdi. Bu tarihten önce yapılan binalar denetim görmedi. 2001 yılından sonra denetimler başladı. Hazır beton kullanımı ise 2004 yılında zorunlu hale getirildi. Bundan önce hazır beton kullanılmıyordu. Biz ve bütün müteahhitler hazır beton olmadan önce Salbaş Mahallesi’ndeki ocaktan çakıl ve kumu çıkarıldığı gibi alıyorduk. Betoncuda bir miktar su katıyordu biraz cıvık olsun da rahat işlensin diye. Halbuki beton ne kadar koyu olursa donduktan sonra o kadar sağlam olurdu. 6 torbada çimento atıp döküyorduk. Yani 2001 yılından önce yapılan binaların durumu ne olacak ?” diye konuştu.

    “1999 yılı öncesi binaların yapılmasına rağmen en az hasarla atlatmışız”

    Eski deprem yönetmeliği göre 1 tabliyeye 20 ila 30 kilogram demir kullanıldığını dile getiren Çakıroğlu, “Deprem yönetmeliği değiştiğinde ise ‘hayır 120-130 kilogram demir kullanacaksın’ denildi. Daha önceden statik hesaplarda Üniversitelerimiz bize b160 betonu yani santimetre karesine 160 kilogramda ezilen bir beton kullanacaksınız diyordu. Buna da b16 diyorlardı. Şimdi dökülen betonlar c20, c30, c40,c50,c60 betonlar. Bu kadar dayanıksız betonlarla bu inşaatlar yapıldı. O zamanki şartlar böyleydi. 1999 yılı öncesi böyle binalar yapılmasına rağmen böyle bir depremde diğer illere göre en az hasarla atlatmışız” şeklinde konuştu.

  • Kaynak suyu çamur gibi akmaya başladı

    Kaynak suyu çamur gibi akmaya başladı

    Kahramanmaraş merkezli depremler, çevreye de zarar verdi. Birçok bölgede arazilerin yarılmasına neden olan depremlerin ardından, Adana’nın Feke ilçesine bağlı Kısacıklı Mahallesi’nde vatandaşların şifalı su olarak nitelendirdiği Kısacıklı içme suyunun da rengi değişti. Bulanık ve toprak renginde akmaya başlayan su bölge sakinlerinin dikkatini çekti.

    Mahalle sakinleri kaynak suyunun berrak renginin depremlerden sonra değiştiğini söyledi.

  • Azerbaycanlı asker yaralanmasına rağmen devam etti

    Azerbaycanlı asker yaralanmasına rağmen devam etti

    Kahramanmaraş’ın Elbistan ve Pazarcık ilçesinde 6 Şubat günü meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerden 11 il etkilendi. Depremin duyulmasının ardından Azerbaycan’dan 750 kişilik arama-kurtarma ekibi Kahramanmaraş ve Hatay’a intikal etti. Depremin ilk gününden bu yana uyumadan çalışan ekipler, 53 canı kurtardı. Aliyev Nur isimli asker ise arama-kurtarma çalışmasının ilk gününde enkaz altında canlı olduğu bilgisi üzerine çalışma yaparken, bacağına beton düşmesi sonucu yaralandı. Nur, ülkesine dönmek yerine bu zamana kadar deprem bölgesinde çalışmaya devam etti. Yaralandığı enkazdan, bir vatandaş canlı olarak çıkartıldı. Nur, o günden sonra yaralı halde çalışmalara katılarak birçok canı kurtardı.


    Nur, bugün 243 askerle birlikte memleketine dönerken, Adana Valisi Süleyman Elban tarafından uğurlandı. Elban, askerin çok büyük bir kahramanlık yaptığını söyledi. Nur ise, enkazdan canlı olduğu bilgisi üzerine çalışma yaparken yaralanıp o günden sonra da çalışmaya devam ettiğini belirterek, arkadaşlarının o kişiyi enkazdan canlı çıkardıklarını söyledi.