Kategori: Ağrı

  • 189 kişilik uçakta tek başına seyahat etti

    189 kişilik uçakta tek başına seyahat etti

    Ağrı’da gerçekleştirilecek söyleşi ve imza günü etkinliğinde okurlarıyla bir araya gelmek üzere 13 Haziran’da uçakla Ankara’dan Ağrı’ya gitmek isteyen yazar Ethem Baran, ilginç bir olay yaşadı. Ağrı Ahmed-i Hani Havalimanı’nın pistinde yaşanan bir sorun nedeniyle uçak saat 20.30’da Erzurum Havalimanı’na iniş yapmak durumunda kaldı. Terminale alınan yolcular karayoluyla Ağrı’ya nakledilirken, yaşanan gecikme nedeniyle imza günü iptal olan yazar Ankara’ya dönme kararı aldı.

    189 kişilik uçakta tek başına seyahat etti

    Ekiplere talebini ileten yazar Ethem Baran’ın bu talebi olumlu karşılandı ve servis bileti düzenlenerek boş olarak Ankara’ya dönecek uçağa kabul edildi. Gerekli işlemlerin tamamlanmasının ardından yeniden uçağa binen Baran, Erzurum’dan havalanan 189 yolcu kapasiteli Boeing 737-800 tipi yolcu uçağında tek başına seyahat etti.

    “Çok nadir yaşanan bir olay başıma geldi”

    Yaşadığı ilginç uçuş deneyimini anlatan yazar Ethem Baran, 3 Haziran’da planlanan uçuşunun kendisine gelen kısa mesaj ile iptal edildiğini, daha sonra 6 Haziran’da uçağa bindikten yarım saat sonra yine iptal olduğunu öğrenerek geri indiğini anlattı.
    13 Haziran’a ertelenen etkinlik için yeniden uçağa bindiğini ancak uçağın pistte yaşanan sorun nedeniyle Erzurum’a inmek zorunda kaldığını ifade eden Baran, yaşananları şöyle anlattı:

    “İlk defa böyle bir durum başıma geldi. Kolay kolay kimsenin başına böyle bir şey gelmemiştir. Çok nadir yaşanan bir olay başıma geldi. Okurlarım beni bekliyordu. Her defasında ertelemek zorunda kaldık ona üzüldüm. Oraya kadar gitmişken de inemedik. Bu beni üzdü. Benim Ağrı’ya gidiş gerekçem ortadan kalktığı için Ankara’ya geri dönmeye karar verdim. Uçakta dönerken sadece ben vardım. Kabin ekibiyle uçuş sırasında sohbet ettik, ikramda bulundular. Bu tür yaşanan şeyleri yazar olduğum için yazılabilecek bir malzeme olarak görürüm. Bu da farklı bir tecrübe oldu benim için. İmza günüm iptal oldu ama önümüzdeki sonbaharda okurlarımla buluşmak istiyorum”

  • Ağrı’da 227 Afgan sınır dışı edildi

    Ağrı’da 227 Afgan sınır dışı edildi

    Türkiye genelinde düzensiz göçün önlenmesi ve kayıt dışı göçmenlerin sınır dışı edilmesi çalışmaları aralıksız devam ediyor. Ağrı’da güvenlik güçleri tarafından yakalandıktan sonra İl Göç İdaresine bağlı Geri Gönderme Merkezinde tutulan 227 Afgan göçmen, İl Göç İdaresi ekiplerinin koordinesinde ve jandarma eşliğinde Ağrı Ahmed-i Hani Havalimanına getirildi. Sınır dışı işlemlerinin ardından uçağa alınan Afgan göçmenler Ariana Afgan Havayolları’nın tarifesiz seferiyle ülkelerine gönderildi.

  • Terör örgütü PKK’ya büyük darbe

    Terör örgütü PKK’ya büyük darbe

    İçişleri Bakanlığı koordinasyonunda ‘ara-bul-yok et’ taktiğiyle Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi Ağrı Dağı kırsalında 19 Şubat tarihinde Hava Kuvvetleri, JİHA ve SİHA destekli “Eren Kış-9 (Ağrı Dağı) Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Çavuş Emre Dokumacı Operasyonu” başlatılmıştı. Erzurum Jandarma Bölge Komutanlığı emir komutasındaki operasyonda Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat (JÖH), Polis Özel Harekat (PÖH) ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan bin 592 personel ve 82 tim görev aldı.

    Yürütülen operasyon çerçevesinde teröristler tarafından kullanılan yaklaşık 100 metre uzunluğunda, 28 metre derinliğinde ve “Y” harfi şeklinde bir mağara tespit edildi. Teröristlerin barındığı belirlenen mağaraya operasyon için düğmeye basıldı. Teröristlerin yaşadığı yer altındaki doğal mağara komandolar tarafından önce çembere alındı. Teröristlerin “teslim ol” çağrılarına ateşle karşılık vermesi üzerine Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na ait uçaklar tarafından belirlenen hedeflere yakın yerler bombalandı.

    80 gün sürdü, 14 bin 770 kamyon hafriyat çıkarıldı

    100 metre uzunluğundaki mağaranın olduğu bölgede iş makinelerinin çalışabilmesi için 1,5 kilometre yol yapıldı. 7 ekskavatör, 2 dozer, 2 rok makinesi ve teknik cihazlar bölgeye sevk edildi. 80 gün 6 bin 636 saat süren çalışmalar sonucu bölgeden 14 bin 770 kamyon hafriyat çıkarılarak, yer altı mağarası ortaya çıkarıldı. Ayrıca genişletilen operasyon çerçevesinde komandolar tarafından bölgedeki tüm mağara ve yeraltı sığınakları da tespit edilerek kullanılamaz hale getirildi.

    İçişleri Bakanı Soylu moral ziyaretinde bulundu

    Jandarma ekiplerince gizli ve her aşaması titizlikle yürütülen operasyon esnasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin bölgeye giderek yerinde incelemelerde bulunarak, birliklere moral verdi.

    Ağrı Grubu etkisiz hale getirildi

    9 Mayıs tarihinde tamamlanan operasyonda aralarında bölücü terör örgütünün sözde Ağrı Dağı sorumlusunun da olduğu 11 bölücü örgüt mensubu etkisiz hale getirildi. Operasyonda 28 adet sığınak, depo, barınak imha edildi, 23 adet mayın-EYP, 2 adet termal dürbün, 2 adet silah üstü dürbün, 2 adet büyük telsiz, 4 adet küçük telsiz ile teröristlere ait çok miktarda silah, mühimmat, gıda ve yaşam malzemesi ile örgütsel doküman ele geçirildi.

  • Leyla’nın ölümünde 7 sanığın beraatine itiraz

    Leyla’nın ölümünde 7 sanığın beraatine itiraz

    Ağrı’da, kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir’in (4) ölümüne ilişkin yargılanan 7 sanık hakkında mahkemenin verdiği beraat kararına, aile, avukatları aracılığıyla itiraz etti.

    Kent merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı Leyla, Ramazan Bayramı için gittikleri, dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde, 15 Haziran 2018’de kayboldu. Bulunması için tüm Türkiye’nin seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkisinde cansız bedenine ulaşıldı. Leyla’nın ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, 2’si öz amcaları olmak üzere 7 sanık hakkında dava açıldı. Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, geçen yıl 2 Ekim’de görülen karar duruşmasında amca Yusuf Aydemir, ‘çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amca Musa Aydemir ile baba Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir, köylüleri Besim Dursun, eşi Hatun Dursun ile Yıldırım Artam ve eşi Ayşe Artam ise beraat etti.

    Hakkındaki suçlamaları reddeden Yusuf Aydemir ile ilgili karar, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce bozuldu. Tüm sanıklar hakkında verilen hükümler bozulurken, sanık Yusuf Aydemir’in de tahliyesine karar verildi. Bozma gerekçesi, gerçek fail veya faillerin tespitinde gereğinin yapılması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, sanığın mahkumiyetinin kararlaştırılması olarak gösterildi.

    AMCANIN TAHLİYESİNE İTİRAZ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı, Leyla Aydemir’in amcasının tahliyesiyle ilgili karara itiraz etti. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne gönderilen başsavcılığın itiraz dilekçesinde, sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu bildirildi.

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi kararında, “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nin istinaf incelenmesi sonucu 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Karar sayılı bozma hükmü kararıyla birlikte sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen itirazın ‘reddine’, kararın itiraz edene Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce tebliğine, dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’ne iadesine dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 5271 sayılı CMK’nın 271’inci maddesi gereğince kesin olmak üzere, 24 Aralık 2020’de oy birliğiyle karar verildi” denildi.

    TÜM SANIKLAR BERAAT ETTİ

    Leyla Aydemir davası, Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüldü. Mahkeme heyeti, 2’nci duruşmanın ardından davayla ilgili kararını açıkladı. Heyet, 7 sanığın da cezalandırılması için yeterli delil olmadığını belirterek, beraatlerine karar verdi. Mahkeme heyeti, istinaf yolunun da açık olduğunu bildirdi. Leyla Aydemir’in ölümüyle ilgili faillerin bulunması için Cumhuriyet Savcılığı’na ihbarda bulunulduğu da belirtildi.

    AVUKAT BERAATLARA İTİRAZ ETTİ

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 7 sanıkla ilgili verdiği beraat sonrası gerekçeli kararın açıklanmasından sonra Aydemir ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, itirazda bulundu. Tunç, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmek üzere davanın görüldüğü Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdiği itiraz dilekçesinde, sanıkların yargılandığı davada, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nin bozma ilamının ardından yerel mahkemede yeniden yargılanan 7 sanığın ayrı ayrı beraatlerine karar verildiğini hatırlattı.

    ÜZERİNDE ELBİSELERİ YOKTU

    Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirten Tunç, Leyla’nın bulunduğu yerin köyden yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta bulunduğunu belirtti. Leyla’nın cansız bedeni bulunduğunda üzerinde elbise ve ayakkabısının olmadığını hatırlatan Tunç, itiraz dilekçesinde şunları ifade etti:

    “Yetişkin bir insanın bile o otların ve çalılıkların arasından yürüyerek köyden 2,5 kilometre uzaklaşması çok zor. Leyla kendiliğinden o kadar yolu gidemez. Olayın failleri Leyla’nın kendiliğinden yürüyerek köyden uzaklaşıp sonra da kendi isteğiyle elbiselerini çıkardığı yönünde algı oluşturmaya çalışmışlardır. Hatta elbiselerin 150-200 metre arayla bırakılması da tamamen bu algıyı pekiştirmeye yöneliktir. Elbiselerin bulunduğu iki nokta arasında mantıksal olarak bir alaka yoktur, çünkü çocuğun gidiş yönü köyden sürekli olarak uzaklaşma şeklinde olsaydı elbiseler aynı hizada ilerlediğine işaret etmeliydi. Bir başka husus ise elbiseler cesedin oldukça yakınında bulunuyor 300-500 metre, oysa ceset köyden 2,5-3 kilometre uzakta bulunuyor. Leyla, neden 2500 metre ilerledikten sonra elbiseleri çıkarsın ki?”

    FAİLLER KÖYDEN

    Leyla’nın kaybolma anıyla kayıp olduğunun farkına varılması arasında 10-15 dakika olduğunu, bu sürede kaybolduğu bölgeden çok fazla uzaklaşmasının mümkün olmadığını ve kaçırıldığını ileri süren Tunç, dilekçesinde, “Bu durumun önemi ise Leyla’nın kaçırıldığı çemberin köy içinde kalmasıdır. Olayın hemen akabinde jandarma ekipleri ve daha birçok arama kurtarma ekibi, olay yerine intikal ettiğinden dolayı o kargaşada faillerin maktulü köyden çıkarmasının düşük bir olasılık olduğunu, Leyla’nın köyde bir süre tutulduktan sonra köy dışına çıkarıldığı kanaatimizce daha güçlü bir olasılıktır. Fail veya faillerin köy ahalisinden olmaları ve özellikle mevcut sanıklar bakımından hem akrabalık hem de komşuluk ilişkilerinin olduğu bize şunu düşündürmektedir; ilk andan itibaren bu suçu işleyenler sürekli olarak veyahut zaman zaman arama kurtarma faaliyetlerine katılıp hem şüphe çekmemek hem de tüm gelişmelerden haberdar olup süreci kontrol altında tutmak istemişlerdir. Kolluk birimleri de dahil olmak üzere ilgili tüm birimlerden bilgi alarak aynı zamanda kendilerine bilgi veren suç ortakları sayesinde anbean gelişmeleri takip etmişlerdir. Arama ekiplerini yanlış yönlendirerek zaman kazanmışlardır. Böylece fiil üzerinde hakimiyet kurmaları kolaylaşmıştır” ifadelerine yer verdi.

    UZUN BİR SÜRE AÇ VE SUSUZ BIRAKILMIŞ

    Adli Tıp Kurumu raporuna göre Leyla’nın mide ve kalın bağırsaklarında hiçbir besin bulunmadığını, bu durumun da ölümünden önce uzunca bir süre aç ve susuz bırakıldığına işaret ettiğini kaydeden Tunç, şu hususlara dikkat çekti:

    “Leyla’nın uzun süre aç bırakılması, Leyla’nın kendiliğinden yürüyüp aç ve susuz kalarak ve akabinde suya girip boğularak öldüğüne yönelik bir algı oluşturmak içindi. Leyla’nın suya atılması ise birkaç hususa işarettir. Şöyle ki; suya düşüp öldüğüne yönelik algı oluşturmanın yanı sıra delil, iz ve emarelerin suda uzun süre kalmaya bağlı olarak yok edilmesi amaçlanmıştır. Nitekim ATK raporunda da belirtildiği üzere cesetten kan ve idrar alınamamıştır. Ayrıca cesedin uzun süre suda kalmasına bağlı olarak tıbben elde edilmesi muhtemel veriler elde edilememiştir. Leyla’nın kaçırıldığı bölgenin çok yakınında derenin geçmesi Leyla’nın suya düşüp ve suyun sürükleme gücüyle köyden uzaklaştığına yönelik bir algı oluşturmaya müsaittir. Her ne kadar bu algı oluşturulmak istense de bahsi geçen derenin debisi Leyla’nın vücudunu 3 kilometre taşıyacak kadar yüksek değildir.”

    YENİDEN YARGILANMALARINI İSTEDİ

    Aydemir ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, dilekçesinde istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek, tüm sanıklar bakımından beraat hükümlerinin bozulması, dosyanın yeniden incelenmesi ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesini talep etti. Tunç’un itiraz dilekçesi, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili ceza dairesince değerlendirilecek.

  • Bursa’dan Ağrı’ya 2,5 milyon TL’lik eğitim desteği

    Bursa’dan Ağrı’ya 2,5 milyon TL’lik eğitim desteği

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kardeş şehircilik ilişkileri kapsamında Ağrı’ya yapılacak ve yaklaşık 2,5 milyon TL’ye mal olacak ‘Mahalle Konağı’ ve ‘Ana Okulu’nun temeli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un da katıldığı törenle atıldı.

    Geçtiğimiz Ağustos ayında kardeş şehir ilişkileri kapsamında Muş’a kazandırılacak üç katlı Bursa – Muş Kardeşliği Gençlik Merkezi’nin temelini atan Bursa Büyükşehir Belediyesi, şimdi de Ağrı’ya mahalle konağı ve anaokulu kazandırıyor.

    Ağrı’nın merkez Hürriyet Mahallesi’ne kazandırılacak proje, toplam 2 bin 175 metrekare alan üzerinde yer alacak. Zemin artı 1 kattan oluşacak projenin mahalle konağı bölümünde muhtarlık, kütüphane, güvenlik, mutfak ve personel odaları, bay bayan mescit, çok amaçlı salon ve ofis gibi bölümler olacak. Anaokulu kısmında ise faaliyet oyun odası, uyku odası, yemekhane, mutfak, çamaşır odası, yönetim odası, personel odası gibi bölümler bulunacak.

    2,5 milyon liraya mal olacak projenin 4 ayda tamamlanması hedefleniyor

    Yaklaşık 2,5 milyon TL’ye mal olacak projenin 4 ay gibi kısa bir sürede tamamlanması hedefleniyor. Bölgede önemli bir ihtiyacı karşılayacak olan mahalle konağının temeli Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Ağrı Valisi Dr. Osman Varol, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve vatandaşların da katıldığı törenle atıldı. Ayrıca tören sonrası Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce bir adet otobüs, bir adet cenaze aracı ve bir adet kamyon Ağrı Belediyesi’ne hibe edildi.

    Ağrı’ya değer katacak

    Tören için Ağrı’ya gelen ve havaalanında Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş tarafından karşılanan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, törende yaptığı konuşmada Ağrı’yı bölgesinde lider şehir haline getirmek için çalıştıklarını söyledi.

    Kurum, “Seyyid Abdurrahim Arvasi’nin, Ahmed-i Hani’nin şehrinde, Anadolu’nun Asya’ya açılan kapısında Ağrı’mızdayız. Ağrılı kardeşlerimiz, çocuklarımız ve gençlerimiz için Hürriyet Mahallesi Konağı’mızın ve yine burada yapılacak olan anaokulu ve kreşimizin ve Ağrılı kardeşlerimize daha iyi hizmet verebilmek için belediyemizin hizmet araçlarının teslim törenini yapacağız. İçerisinde taziye evinin, muhtarlığın, kreşin, kütüphanesinin, çok amaçlı salonunun ve mescidinin bulunduğu bu kıymetli ve güzel eserimiz şehrimizin kalbinde şehre değer katacak. Ağrı bizim için çok kıymetli ve önemli bir ilimiz. Bu kapsamda da Ağrı’yı bölgesinde lider şehir yapmak amacıyla bizde çalışmalarımızı hep birlikte yapıyoruz” dedi.

    Özünde eskiye dayanan kardeşlik

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da Ağrı ile özünde eskiye dayanan ama resmi olarak yeni kardeş olduklarını belirterek, “Ağrılı hemşehrilerimiz Bursa’da ziyadesiyle var. Gönülleri ve duaları Ağrı’dayken bir taraftan da Bursa’nın sosyal hayatına büyük destek ve katkı veriyorlar. Aslında bizim özde çok eski ama resmi olarak yeni başlayan bir kardeşliğimiz var. Bu kardeşlik kapsamında değerli arkadaşım ve dostum Savcı Sayan ile dönem dönem neler yapabiliriz diye istişarelerde bulunuyoruz. Araç takviyelerimiz oldu bunun yanında özellikle Mahalle Konağımız ve anaokulu ile alakalı çalışmamızın startını bugün verdik. Hayırlı olsun” diye konuştu.

    Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan ise, Bakan Kurum’a yatırımlarından dolayı teşekkür ederek, “Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. Ağrı’ya çok büyük yatırımları oldu. Bursa Büyükşehir ve Yıldırım Belediye Başkanıma ve dışarıdan gelen herkese Ağrılılar adına çok teşekkür ederim” dedi.

  • Leyla Aydemir cinayetinde 7 beraat

    Leyla Aydemir cinayetinde 7 beraat

    Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davası, Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davada tutuksuz yargılanan 7 sanık hakkında beraat kararı verildi.

    Ağrı şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin çocuğu olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran günü kaybolmuştu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulunmuştu.

    Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ekim 2020 günü görülen karar davasında, tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, tutuksuz 6 sanık hakkında beraat kararı verilmişti. Karar davasının ardından tutuklu amca Yusuf Aydemir de tahliye edildi.

    Minik Leyla’nın davası Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası görülmeye başlanmıştı. Sanıklar kararın bozulmasının ardından ikinci kez hakim karşısına çıktılar.

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin Mehmet Ali Aydemir, amca Musa Aydemir (28), amca Yusuf Aydemir (42) ve köylülerden Besim Dursun (47) ile eşi Hatun Dursun (55), Ayşe Artam (37) ve eşi Yıldırım Artam (40) hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinin daha önce verdiği kararı bozması sonrası ikinci kez hakim karşısına çıktı.

    Duruşmanın başında ailenin avukatı dosyaya ilişkin beyanlarda bulunurken sanık avukatları savunmalarını sundular. Savcı ise mütalaasında Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun’un kasten adam öldürme suçundan tutuklanmasını Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın yardım etme suretiyle adam öldürme suçundan tutuklanmasına Musa Aydemir ve Hatun Dursun’un ise beraat etmesini istedi.
    Mütalaanın ardından mahkeme başkanı kararını açıkladı. Davada tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi.

  • Türkiye’nin çatısındaki şapka buzulları eriyor

    Türkiye’nin çatısındaki şapka buzulları eriyor

    ‘Türkiye’nin Çatısı’ olarak nitelendirilen Ağrı Dağı’nın 4 bin ile 5 bin 137 metre arasında bulunan şapka buzulları, sıcakların etkisiyle eriyor. Dağın eteklerindeki bazı köyler, özellikle aşırı sıcaklarda buzulların erimesi ile sele maruz kalıyor. Ağrı Dağı’na 12 Eylül’de 162’nci tırmanışını gerçekleştiren Erzurum Alpin Doğa Sporları Kulübü Başkanı Mustafa Tekin (42), “‘Türkiye’nin çatısı’ küresel ısınma nedeniyle her geçen gün eriyor. Buzulların yerini artık kara parçaları aldı” dedi.

    İran ve Ermenistan sınırında yer alan Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesi ile Iğdır arasında bulunan, 5 bin 137 metrelik yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı’nın buzulla kaplı zirvesi, her geçen gün eriyor. Her sene dünyanın dört bir yanından dağcı grup ve turistlerin akın akın geldiği Ağrı Dağı’nın zirvesinde bulunan 10,2 kilometrekarelik alana sahip şapka buzulu; güneyden Ağrı Doğubayazıt’ta Öküz Deresi’ne, kuzeyden ise Iğdır Aralık’ta Cehennem Vadisi’ne kadar uzanıyor. Buzulların erimesi ise en iyi dağcılar tarafından gözlemleniyor. Buzulların erimesini ‘Ağrı Dağı’nın ağlaması’na benzeten, Erzurum Alpin Doğa Sporları Kulübü Başkanı ve dağ kayağı ile tur rehberliği yapan Mustafa Tekin, şunları söyledi:

    “Profesyonel dağcı ve dağ rehberiyim. Yaklaşık 23 yıldır Ağrı Dağı’na tırmanıyorum. 200’ün üzerinde faaliyete katıldım. Bu son 23 yılda Ağrı Dağı’ndaki ciddi değişim, gerçekten korkutucu boyutta çünkü inanılmaz hızlı bir şekilde buzullar eriyor. Özellikle son 10 yılda ‘Öküz Deresi’ diye tabir edilen vadi, buzullarla kaplıydı ama şu an tamamen eridi. Buz eriyince alttaki kara parçaları ortaya çıktı ve erime çok hızlı bir şekilde devam ediyor. Ağrı Dağı’na 4 tırmanış rotası var. 15 yılda bu rotalarda yönüne göre 70 ile 100 metre arasında bir erime oldu. Zaman zaman erimeden dolayı dağın altındaki yerleşim alanlarında sele neden oluyor. Küresel ısınma gerçekten de korkutucu boyutta. Herkes elini taşın altına koyup buna bir çözüm yolu bulmalı. Sanırım bu nesil, buzulların bittiğini görecek. Maalesef durum korkutucu boyutta. Bu hızlı erimeden dolayı zaman zaman sel de olabiliyor. Dere yataklarından çamurlu su, buzul suları geliyor. Maalesef sadece buzullar değil dünyamızı hızlı bir şekilde kaybediyoruz. Bir an önce el ele verip, bu kaybın önüne geçmeliyiz yoksa yaşayacağımız başka bir dünya yok.”

  • Leyla Aydemir davası yeniden başlıyor

    Leyla Aydemir davası yeniden başlıyor

    Ağrı’da yeğeni Leyla Aydemir’i (4) öldürdüğü iddia edilen Yusuf Aydemir, hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıl hapis cezası kararının Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından bozulmasının ardından 28 Mayıs’ta yeniden hakim karşısına çıkacak. Dava, ilk duruşmanın görüldüğü Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

    Ağrı merkezde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı Leyla, Ramazan Bayramı için gittikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde, 15 Haziran 2018’de kayboldu. Bulunması için tüm Türkiye’nin seferber olduğu Leyla’nın, 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkisinde cansız bedeni bulundu. Leyla’nın ölümünün ardından başlatılan soruşturma kapsamında 2’si öz amcaları olmak üzere 7 sanık hakkında dava açıldı.

    AMCA CEZA ALDI, 6 SANIK BERAAT ETTİ

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, geçen yıl 2 Ekim’de görülen karar duruşmasında amca Yusuf Aydemir, ‘çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amca Musa Aydemir ile baba Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir, köylüleri Besim Dursun, eşi Hatun Dursun ile Yıldırım Artam ve eşi Ayşe Artam ise beraat etti.

    MAHKEMENİN BOZMA GEREKÇESİ

    Hakkındaki suçlamaları reddeden Yusuf Aydemir ile ilgili karar, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce bozuldu. Tüm sanıklar hakkında verilen hükümler bozulurken, sanık Yusuf Aydemir’in de tahliyesine karar verildi. Dairenin bozma gerekçesi, gerçek fail veya faillerin tespitinde gereğinin yapılması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, sanığın mahkumiyetinin kararlaştırılması olarak gösterildi.

    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞSAVCILIĞI’NDAN İTİRAZ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı, Leyla Aydemir’in amcasının tahliyesiyle ilgili karara itiraz etti. Başsavcılık, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne gönderdiği itiraz dilekçesinde, sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu bildirildi. Yusuf Aydemir ile maktulün babası arasında uzun zamandır husumet bulunduğu, bunun gizli tanıklar ile tüm dosya kapsamındaki taraf ve tanık ifadelerinden anlaşıldığının vurgulandığı itiraz dilekçesinde, dava dosyasındaki tanık ve gizli tanık beyanlarının birbirini doğruladığı, maktulün son olarak sanık tarafından kaçırıldığı ve akabinde öldürüldüğünün anlaşıldığı ileri sürüldü.

    İTİRAZ REDDEDİLDİ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi kararında, “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nin istinaf incelenmesi sonucu 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Karar sayılı bozma hükmü kararı ile birlikte sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen itirazın ‘reddine’, kararın itiraz edene Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce tebliğine, dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesine iadesine, dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 5271 sayılı CMK’nın 271’inci maddesi gereğince kesin olmak üzere, 24 Aralık 2020’de oy birliğiyle karar verildi” denildi.

    YENİDEN YARGILAMA 28 MAYIS’TA BAŞLIYOR

    Türkiye’nin yakından takip ettiği Leyla Aydemir davası, 28 Mayıs’ta ilk duruşmanın görüldüğü Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlanacak. Ağrı Barosu ile barodan yetki alarak, davayı takip eden UCİM avukatlarının vekil kaydının ise silindiği öğrenildi.

  • Leyla’nın amcasının tahliyesine itiraz reddedildi

    Leyla’nın amcasının tahliyesine itiraz reddedildi

    Ağrı’da, kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’i ‘kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amcası Yusuf Aydemir’in tahliyesi kararına Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı’nın itirazı reddedildi.

    Ağrı kent merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı için gittikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran 2018 tarihinde kayboldu. Bulunması için tüm Türkiye’nin seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulundu. Leyla’nın ölümünün ardından, başlatılan soruşturma kapsamında 2’si Leyla’nın öz amcaları olmak üzere 7 sanık hakkında dava açıldı.

    AMCA CEZA ALDI, 6 SANIK BERAAT ETTİ

    Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 2 Ekim günü görülen karar duruşmasında amca Yusuf Aydemir, ‘Çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amca Musa Aydemir, baba Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir, köylüleri Besim Dursun, eşi Hatun Dursun, Yıldırım Artam ve eşi Ayşe Artam ise beraat etti.

    AMCA TAHLİYE EDİLDİ

    Leyla Aydemir’i ‘Kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezası verilen amca Yusuf Aydemir ile ilgili karar Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nce bozuldu. Daire tüm sanıklar hakkında verilen hükümleri bozarak, sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine karar verdi. Dairenin bozma gerekçesinde gerçek fail veya faillerin tespiti hususunda gereğinin yapılması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmasına karar verilmesi gerekirken, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olarak gösterildi.

    BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAŞSAVCILIĞI İTİRAZ ETTİ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı, Leyla Aydemir’in amcasının tahliyesiyle ilgili karara itiraz etti. Başsavcılık, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’ne gönderdiği itiraz dilekçesinde, sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu bildirildi. Yusuf Aydemir ile maktulün babası arasında uzun zamandır süre gelen husumet bulunduğu, bunun gizli tanıklar ile tüm dosya kapsamındaki taraf ve tanık ifadelerinden anlaşıldığının vurgulandığı itiraz dilekçesinde, dava dosyasındaki tanık ve gizli tanık beyanlarının birbirini doğruladığı, maktulün son olarak sanık tarafından kaçırıldığı ve akabinde öldürüldüğünün anlaşıldığı ileri sürüldü.

    Başsavcılığın itiraz dilekçesinde şu ifadelere yer vermişti:

    “Dosyada bulunan deliller, delillerle desteklenen anlatılan hususlar doğrultusunda sanık Yusuf Aydemir’in evden çıktığında peşinden gelen maktülü kaçırarak sakladığı ve ölümü üzerine serin bir alanda beklettiği, aramaların gevşetilmesi ve köyde normal hayata dönülmesini fırsat bilerek de ceseti dereye attığı, her ne kadar sanık tarafından suçlamalar kabul edilmemiş ise de maktulün babası ile önceye dayalı husumetinin bulunması, taziye evinden kısa bir süre ayrılması ve bu esnada çocuğun son görüldüğü kapıda, çocuğun görülmesinden dakikalar sonra çevreyi gözetler bir şekilde görülmesi, bu andan kısa bir süre sonra çocuğun kaybolduğunun anlaşılmasına rağmen bulunamaması ve anne Şükran’ın olacakları önceden tahmin eder şekilde çocuğuna bir şey yapıldığını anlayarak feryat etmesi, aile içerisinde çocuğun bulunmasını engellemeye yönelik çabalar ile tüm bunların kısa bir zaman aralığında olması göz önüne alınarak sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyete yeter delilin bulunduğu anlaşılmıştır.”

    Dilekçenin sonuç ve istem bölümünde, “Sanığa atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık hakkında mahkumiyete yeter deliller, atılı suçun CMK 100’üncü maddede yer alan katalog suçlardan olması, sanık tarafından yaşadıkları çevre ve ailevi durumları, tanıklara yönelik baskı, delilleri gizleme faaliyetlerinde bulunma ihtimali dikkate alınarak sanık hakkında verilen tahliye kararının itirazen kaldırılması, itirazımızın yerinde görülmemesi halinde itirazın değerlendirilmek üzere Erzurum Bölge Adliye 2’nci Ceza Dairesine gönderilmesi saygıyla arz ve talep olunur” denildi.

    İTİRAZ REDDEDİLDİ

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda, kafa, göğüs ve batın boşluğuna nafiz olacak herhangi bir yaralanma tanımlanmadığı, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar yaralanması tanımlanmadığı, iskelet sisteminin sağlam olduğu, otopside genital bölgede anüs ve vajen çevresinde travmatik değişim tanımlanmadığı, mevcut verilerle çocuğun ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediğinin belirtildiğini ifade edederek şunları belirtti:

    “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinin 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 sayılı kararı ile, tutuklu sanık Yusuf’un üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği ve bu nedenle sanığın tahliyesine karar verildiği, Dairemizce dosya üzerinde yapılan incelemede; gizli tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, maktulün sanık tarafından alıkonulduğu ve akabinde öldürüldüğüne ilişkin görgüye dayalı doğrudan, açık ve kesin herhangi bir beyanlarının olmadığı, gizli tanıkların somut olayın gerçekleşme şeklinden ziyade aile içerisindeki husumete dair ayrıntılı beyanlarda bulundukları, katılan Şükran, mağdur Nihat ve diğer tanıkların olayın gerçekleşme şekline dair iddiayı destekler mahiyette herhangi bir beyanda bulunmadıkları bu nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinin 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Kararı ile sanık hakkında verilen tahliye kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Cumhuriyet savcısının itiraz dilekçesinde belirttiği hususların dosya kapsamına uymadığı ve maddi delillerle desteklenmediği anlaşılmakla; itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.”

    Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2’inci Ceza Dairesi kararında ise, “Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesinin istinaf incelenmesi sonucu 21 Aralık 2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Karar sayılı bozma hükmü kararı ile birlikte sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen itirazın ‘Reddine’,

    Kararın itiraz edene Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesince tebliğine, Dosyanın Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesine iadesine, dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 5271 sayılı CMK’nın 271’inci maddesi gereğince kesin olmak üzere, 24 Aralık 2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi” denildi

  • Yangın faciası! Baba ve 2 çocuğu öldü

    Yangın faciası! Baba ve 2 çocuğu öldü

    AĞRI’da evlerinde çıkan yangında eşi ile 2 çocuğunu yaralı kurtarıp, yeniden alevlerin arasına dalan Özgür Murat ile içeride uyuyan çocukları Berat ve Elif, hayatlarını kaybetti.

    Abide Mahallesi Endüstri Caddesi’ndeki Özgür Murat’a ait e katlı evin üst katında saat 02.30 sıralarında yangın çıktı. Sobadan kaynaklandığı tahmin edilen yangında, uykularından uyanan Özgür Murat, eşi Melek ve 2 çocuğunu yaralı olarak kurtardı. Özgür Murat, içeride uyuyan çocukları Berat ve Esmanur’u kurtarmak için yeniden alevlerin arasına daldı. Ancak geri çıkmayı başaramayan Özgür Murat ve 2 çocuğu yaşamını yitirdi. İhbar üzerine gelen Ağrı Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın söndürüldü.

    Yaralı olarak kurtulan Melek Murat ve 2 çocuğu hastanede tedaviye alındı. Özgür Murat ve 2 çocuğunun cansız bedenleri, yapılan incelemenin ardından morga kaldırıldı.