Kategori: Ak Parti

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: Salda Gölü’nü çevre koruma bölgesi ilan ediyoruz

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:

    Sizlerle hasret gidermekten çok memnunum. Burdurlu kardeşlerimi özlemişim, gördüğüm kadarı ile Burdur da bizi özlemiş. Burdur, 31 Mart’da AK Parti belediyeciliği ile tekrar buluşmaya hazır mısınız? Burdur 31 Mart’da Cumhur ittifakının yanında yer alarak ülkene sahip çıkmaya hazır mısın? Son 16 yılda Burdur’a 9 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 1100 adet yeni derslik ilan ettik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi’ni şehrimize biz kazandırdık.

    Buradan çok farklı bir müjde veriyorum. Salda Gölü’nü çevre koruma alanı ilan ediyoruz.

     

  • Zeybekci’den şarap üretimi açıklaması: Diyanet İşleri Başkanı değilim, beni ilgilendirmez

    AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci, CNN Türk’te yayınlanan 40 programına konuk oldu. Zeybekci, burada gazeteci Buket Aydın’ın sorularını yanıtladı.

    Zeybekci, Aydın’ın “‘Şarap üretiminde bizim Denizli’de çok güçlüdür. Zamanında bunları destekleyerek geldik. Yerli üretim şarap ve alkollü içki üretimini destekledik diyorsunuz’ diyorsunuz. Neden İzmirlilerde içki ruhsatı almayı zorlaştıracakmışsınız algısı var? İzmir’de şarap üretimini desteklediğiniz söylemi yerini buluyor mu?” sorusuna “Ben bugüne kadar böyle bir soru ile karşılaşmadım. İzmir, Denizli veya geldiğim her yerde geçmişimde böyle bir şey de yok. Denizli’nin her yerinde içki de verebilen restoranlar vardır. Bunun birçoğunun ruhsatında da imzamız vardır” yanıtını verdi.Zeybekci, şöyle devam etti:

    — Ama İzmir’de şarap üretiminin desteklenmesi ile ilgili bu bir ekonomidir, bu bir üründür, bir sanayidir, bir ticarettir, bu bir ekonomidir. Sonuçta ben dini kimliği, kişiliği olan bir müftü değilim. Diyanet İşleri Başkanı değilim. Orası beni hiç ilgilendirmez. Fetva verecek de değilim. Ama bu bir tarımsal üretim, incir ve zeytinimiz neyse, pamuğumuz neyse, üzümümüz de bizim işçimizin alın teridir, işçimizin emeğidir, çiftçimizin emeğidir.

    – Ülkemizin de en önemli katma değerlerinden, katma değer yaratabileceğimiz fırsatlarından birisidir. Türkiye şaraplarında da yıllarca binlerce yıldan beri markadır zaten. Bizim üzüm üretimini de desteklememiz, bağcılığı desteklememiz, üzüm, bağcılık, hatta pekmez artı şarabı gibi tüm üretimlerde destekçi olmamız son derece normaldir. Yerel yönetim olarak da bunların marka olması, ihracata dönüşmesi ve dünya pazarlarına çıkması da bizim en önemli destek alanlarımızdan olmalı. Diğer taraftan da şöyle ki Ekonomi Bakanlığı dönemimde de bunu yaptım. Türkiye’deki yerli şarap üretimi, rakı ve şarap üreticilerinin haksız rekabetten korunması ile ilgili, onlara daha geniş bir alan yaratmak, korumak ve gelişmelerini sağlamak amacıyla da ithalatına da en yüksek vergileri koymuş olan birisiyim. İthalatına, yerli üretimini korumak için. Bunun için bizim herhangi bir sorunumuz yok, problemimiz yok. İzmir’de de kimsenin böyle bir algısı veya korkusu da yok.

    Buket Aydın’ın Nihat Zeybekci’ye yönelttiği bazı sorular ve aldığı yanıtlar şöyle:

    ‘VICTOR HUGO, İZMİR’İ ÜZERİNDE ÇİÇEKLERDEN TAÇ OLAN BİR PRENSESE BENZETMİŞ’

    – Neden İzmir’i anlatırken mahallenin en güzel kızı tanımını yapıyorsunuz?

    Bir kere bunu sadece ben yapmış değilim. Tarihe bakalım. Tarihte de İzmir, Smyrna. Amazon kraliçesinden ismini almış. Smyrna’nın anlamına bakacak olursa çok güzel demek. Victor Hugo, İzmir’i üzerinde çiçeklerden taç olan bir prensese benzetmiş. Anadolu kültürüne dönecek olursak orada bir şeyi tarif ederken de kullanılan şeylerdir bunlar. Son derece masumhanedir. İnsanlar beğendikleri, çok güzel buldukları bir şeyi takdir etmek için kullandıkları bir şeydir. Ben İzmirlinin buna negatif yaklaştığı görüşüne kesinlikle katılmıyorum. İzmir’de tabii ki iş dünyasında kadınlarla, sokaktaki kadınlarla, kardeşlerimizle bir araya geliyorum. Kimseyi rahatsız eden bir şey değil. Orada niyetle ilgili bir şüphemiz de yoktur. Oradaki kastımız şu; başka bir boyuta gitmemek anlamında veya cinsiyetçi bir yaklaşım gibi görünmek belki isteyenler için çıkartılmış bir şey. Ben böyle bir şey görmedim, bu niyetle de söylemedim. Son derece masum bir şekilde adaylığım henüz açıklanmamışken 8-10 gün öncesinde sorulan bir soruydu. Bir gazeteci kardeşimizin ‘İzmir’de büyükşehir belediye başkan adaylığı için adınız geçiyor, ister misiniz?’ diye sorduğunda benim de verdiğim son derece doğal ‘İzmir mahallenin en güzel kızı, kim istemez ki’ diye bir cevaptır. Kaldı ki bunu ondan sonra geliştirenler de oldu. İzmir’i uyuyan güzele benzetmek ve İzmir’i illaki öpeceğim diyenler çıktı. Onları da eleştirmiyorum. Ama bizim söylediğimiz son derece masumdu. Takdir ve güzelliği tespit etmek anlamında kullandığımız bir şeydi.

    ‘HER ALANDA BÜYÜK BİR BOŞLUK VAR’

    – “İzmir hayallerimi süsleyen bir yer. Çünkü İzmir’de ne yaparsanız görülecek. Tarih yazma imkanı veriyor, İzmir beni heyecanlandırıyor” diyorsunuz. Seçilirseniz İzmir’de nasıl bir tarih yazmayı amaçlıyorsunuz?

    İzmir’de her alanda büyük bir boşluk var. Ulaşımda, trafikte, otoparkta, yeşil alanda, spor alanlarında, arıtmada, kanalizasyonda, körfezde, kültürde, turizmde, sanayide, bilim teknolojide büyük boşluklar var. Dolayısı ile İzmir siyasette ne olmak istersiniz, siyaseti nasıl yapmak istersiniz, nasıl millete hizmet etmek isterseniz derseniz kesinlikle belediye başkanlığını tercih ederim. Bir belediye başkanı olarak da İzmir gibi hemen hemen hiçbir şeyin olmadığı, tabii var. Olanlardan Allah razı olsun, yapanlara da teşekkür etmek lazım. Ama o kadar çok boşluk alan var ki. İzmir patinaj yapmış hatta 21. yüzyılın dünyasında o muasır medeniyetler yarışında geri kalmış. Neye dokunursanız orada tarih yazabilirsiniz. Neye proje geliştirirseniz en olur, bir olur, en harikası olur. Bu da insanı tarih yazma anlamında heyecanlandırıyor. Asıl tarihi tabii ki şöyle yazacağız; bir gün gelip de 5 sene sonra vatandaşlarımız ‘Yaşanacak şehir İzmir’ derse, ‘Şampiyonlar İzmir’den çıkar’ derse, ‘İzmir’de yaşamak güzel’ derse, ‘İzmir’in her şeyiyle gurur duyuyoruz’ derse o anda o tarihi birlikte yazmışız demektir. İzmirlilerle birlikte o İzmir Büyükşehir Belediyesi merdivenlerinden 1 Nisan günü çıktığımızda tarih yazmaya başlayacağız. 5’inci yılın sonunda da tabii ki arkamızda tarih yazacak birçok eseri birlikte yapacağız, birlikte başaracağız. Bana diyorlar işte bazı yerlerde sıkıntı, projeler ve İzmir’i kurtarmakla ilgili, ben de ‘İzmir’i ben kurtarmayacağım. İzmir’i siz kurtaracaksınız. İzmir’i İzmirliler kurtaracak’ diyorum. İzmirlilerle o karar verme günü geldiğinde kurtararak, ben İzmir’e hizmetkar olacağım, hizmet edeceğim. İzmir’de tarih yazmakla ilgili bölümünde önce İzmirliler 31 Mart günü akşamı tarih yazacak. 1 Nisan’dan itibaren de birlikte tarih yazmaya, birlikte tarihe not düşecek eserleri beraber yapmaya başlayacağız.

  • Erdoğan Esnafın ekmeğiyle oynamıyoruz, ekonomik tetikçilere Osmanlı tokadını hep birlikte vuracağız

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başkent Voleybol Sahası’nda düzenlenen ‘Türkiye Esnaf Buluşması’nda konuştu.

    Vergi mevzuatında esnaf ve sanatkarlar lehine düzenlemeler yaptıklarını ve şimdiye kadar 2 milyona yakın esnafa 100 milyar lira kredi verdiklerini söyleyen Erdoğan, “Biz sizleri Allah için seviyoruz” diye konuştu.Erdoğan, “Esnafın dirliği, huzuru refahı mutluluğu bizim için çok önemlidir. Geçmişte gıda sektöründe esnaflık yapmış biri olarak sizi en iyi ben anlarım. 17 yıldır esnaf ve sanatkarımıza en güzel hizmeti getirmeye gayret ettik” ifadesini kullandı.

    Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

    ‘ESNAFIN FAİZ YÜKÜ ALTINDA EZİLMESİNİN ÖNÜNE GEÇTİK’

    – Gezi olaylarında, çukur eylemlerinde, 15 Temmuz darbe girişiminde yanımızdaydınız. Yurtdışından ve yurt içinden ülkemize yönelik her hücuma sizlerle birlikte göğüs gerdik. Türkiye’yi 3.5 kat büyüttük.

    — Esnafın faiz yükü altında ezilmesinin önüne geçtik. Esnaf kredilerinin faiz oranını yüzde 47’den yüzde 4-5 ile yüzde sıfır seviyesine kadar indiren iktidarız. Kredi limitlerini artırdık. Geçtiğimiz yıl kredi kullanarak işini geliştiren esnafın sayısı 494 bine yakın.

    — Yurt dışından ve yurt içinden ülkemize yönelik her hücuma sizlerle birlikte göğüs gerdik.

    ‘DERT SADECE SOĞAN, PATLICAN DEĞİL’

    — Milletimiz özellikle sebze ve meyve fiyatları başta olmak üzere günlük hayatını doğrudan etkileyen fırsatçılar karşısında haklı olarak çok öfkelidir. Biz de öfkeliyiz. İşte onun için tanzim satışların kurulması kararını aldık.

    ​- Esnaf kimdir? Milletin bir ferdidir. Derdimiz vatandaşımıza ucuz ürünü satmak. Dert sadece soğan, patlıcan değil. Fırsatçılara ikazımızı yaptık. Fiyatları makul kâr seviyelerine çekme çağrısı yaptık. Şimdi zincir marketler de fiyatları indirmeye başladı.

    — (Tanzim satış noktaları) Seçim sonrası belediyelerimizin organizasyonu ve Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu, ilgili bakanlıklarımız oturacaksınız, konuşacaksınız. Belki de bu işleri belediyelerin organizesiyle en ücra köşelere kadar yapma adımlarını da atabiliriz.

    — Amacımız asla ve asla esnaf ve sanatkarımıza rakip olmak, onların ekmeğini elinden almak değildir. Milletimizin sırtına kene gibi yapışan fırsatçıların yola geldiğini gördüğümüzde artık bu tür yöntemlere ihtiyaç kalmayacaktır.

    ‘SEFALET EDEBİYATI YAPANLAR ANCAK KENDİLERİNİ KANDIRIR’

    — 17 yıldır Türkiye’de hangi hizmeti yaptıysak bundan milletin her bir ferdinin kazanmasını sağladık. Sefalet edebiyatı yapanlar milletimizi değil, ancak kendilerini kandırır. Biz, milletimizi sefaletten kurtarma değil onları dünyanın en ileri ülkelerinin hayat standartlarına çıkartma sözü veriyoruz.

    – Serbest piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde ama ahlakı, izanı elden bırakmayan esnaf ve sanatkara sonuna kadar desteği sürdüreceğiz. Ahilik kültürü, ahilik ilkeleri, ahi ahlakı diyoruz ya işte bunun önemini son yaşadığımız hadiselerde bir kez daha gördük. Şayet esnaf ve sanatkarlarımız kendi içlerinde ahilik değerlerine uymayan çürük elmaları ayıklar, fırsatçıların önünü keserlerse devletin bu tür müdahalelerine ihtiyaç olmaz.

    — İnşallah ekonomik tetikçilere de sağlamından bir Osmanlı tokadını hep birlikte vuracağız. Biz esnafımızın, sanatkarımızın ekmeğiyle oynamıyoruz, tam tersine milletimizin ekmeğiyle oynayanlara derslerini veriyoruz.

    ‘ÇIKMIŞ BİR GENEL BAŞKAN BAYAN ‘MERMİYLE BUNLARI BİRBİRİNE KARIŞTIRIYOR’ DİYOR’

    – Bu millet Çanakkale’de bir tas çorbayı kardeşi Mehmet’le paylaşan bir kültürün mensubudur. Karşımıza patates, biber, soğanla çıkanlar stoklarda bunları çürütmüşlerdir. Esnaf ve sanatkarlarımızın 31 Mart’ta vereceği destek bizim için kıymetlidir. Bugüne kadar hep birlikte omuz omuza yol yürüdük.

    — Çıkmış bir tane genel başkan bayan diyor ki ‘Mermiyle bunları birbirine karıştırıyor’. Sen siyaseti birbirine karıştırıyorsun da farkında değilsin.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mermi fiyatları açıklamalarına tepki göstererek, “Bu millet sıkılan merminin hesabını tutmaz. 2.5 katrilyon liraya aldığın o lüks uçak kaç mermi eder? Önce bunu hesapla da ondan sonra millete ahkam kesersin. Senin o uçağının masrafıyla 158 F-16 pilotu 40’ar saat operasyon yapar. Mehmetçiğin tüfeğine 1 milyar tane mermi alınır. Millet ordusunun muhasebesini tutmuyor ama bil ki senin şatafatının hesabını tutuyor” demişti.

  • Erdoğan: “Çöp, Çukur, Çamur CHP Budur”

    31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlere yönelik çalışmalar kapsamında Çorum’da konuşan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları şöyle:

    — Çorum’a olan şükran borcumu ödemek istiyorum. Şahsımı yüzde 64.6 gibi Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir oyla tekrar cumhurbaşkanlığı makamına layık gördüğünüz için her birinize teşekkür ediyorum.

    – 31 Mart’ta çok kritik bir seçim yaşayacağız. Çorum’un yine sandıkları patlatmasını bekliyorum. Çorum Tayyip Erdoğan’ı çok iyi bilir, çok iyi tanır.

    — CHP’nin başındaki zat gibi yalanla peynir gemisi yürütmeye çalışmıyoruz. Sizlerin huzuru, refahı için çalışıyoruz.

    — Bugüne kadar Çorum’a 15.5 katrilyon yatırım yaptık. Bizden önce böyle bir yatırım oldu mu? Olmadı. Bak yaptıklarımı söylüyorum ha, yapacaklarımı değil. 81 ilin 81’inde de şu anda üniversitemiz var.

    — 40 senedir gece gündüz demeden koşturuyor, ter döküyoruz. Siyasi hayatımız boyunca hiçbir zaman şehirlerimize seçim dönemlerinde yolu düşenlerden olmadık. CHP’nin başındaki zat gibi Çorum’u ve Çorumlu kardeşlerimizi sadece ufukta seçim sandığını görünce hatırlayanlardan olmadık. Samsun’a, Ankara’ya, Kırklareli’ye hizmet ettiğimiz kadar Çorum, Sivas, Yozgat, Tokat, Amasya’yı da kalkındırmaya çalıştık. Bay Kemal gibi afra tafra yapmıyorum. Adamın hayatı yalan olmuş. Şimdi konuşuyor sağda-solda, yine yalan.

    ‘HATTUŞAŞ VE ALACAHÖYÜK’ÜN TANITILMASI LAZIM’

    — Turizm konusunda da Çorum önemli bir potansiyel taşıyor. 4 bin yılı aşkın tarihi ile Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden Hattuşaş ve Alacahöyük’ün tanıtılması lazım.

    — Altın ticaretinde Çorum’u çok farklı bir noktaya taşıyacağız. Çıkmış Bay Kemal ‘Türkiye yeniden IMF’ye muhtaç olacak’ diyor. Bay Kemal 2013 mayıs ayında bütün borçlarımızı ödedik, IMF ile olan bağlarımızı kopardık. Nereden nereye? CHP… Bunlar sadece engeller. Bunların 3 vasfı vardır; çöp çukur çamur. CHP budur.

    — Ülkemizin kenevir üretim hacmini artırma için karar aldık. Artık naylon poşet kullanmayacağız. Kenevir sanayinin kurulmasına öncelik vereceğiz. Çorum ciddi tecrübeye sahip. Çorum’u ana merkezlerden biri yapacağız.

    “VENEZUELA ALTINI ÇORUM’DA İŞLENECEK”

    Ülkemizin kenevir üretim hacmini artırma için karar aldık. Artık naylon poşet kullanmayacağız. Kenevir sanayinin kurulmasına öncelik vereceğiz. Çorum ciddi tecrübeye sahip. Çorum’u ana merkezlerden biri yapacağız. Venezuela altını Çorum’da işlenecek.

  • Erdoğan: Ülkemizi patlıcan, domates, biber üzerinden ters köşe yapmaya çalışıyorlar

    Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Kastamonu’da düzenlediği mitinge katılarak vatandaşlara hitap etti. Erdoğan’ın gündeminde artan gıda fiyatları vardı.

    “Ekonomi silahını üzerimizden hiç eksik etmediler” diyen Erdoğan, “Bizim 17 yıllık iktidarımız bunlarla mücadeleyle geçti. Kur, faiz, algı operasyonlarıyla insanımızı bunalttılar. Onlar bizi sıkıştırdıkça daha çok kenetlendik. Ülke olarak hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı perçinledik” diye konuştu.

    Erdoğan, “Bu can bu tende oldukça Allah’ın izniyle IMF’ye esir olmayacağız” dedi ve açıklamalarına şöyle devam etti:

    * Her alanda potansiyelimize güvenerek attığımız adımlarla ekonomimizi güçlendirdik, oyunları bozarak geleceği aydınlattık. Bize işte bunun için düşman oldular. Milletimizle birlik olduğumuz için bize düşman oldular.

    * Tarihimize, medeniyetimize sahip çıkarak asırlardır bize dayatılan kalıpları yıktığımız için bize düşman oldular. Verdiğimiz mücadeleyi beka mücadelesi olarak değerlendiriyoruz. 2023 hedeflerimize sıkı sıkıya sahip çıkıyoruz.

    ‘ERDOĞAN VE AK PARTİ’YE SALDIRANLARIN MESELESİ ASLINDA TÜRKİYE’DİR’
    * Türkiye üzerindeki hesaplar dün neyse bugün de aynıdır. Çünkü Türk, aynı Türk’tür. Hasımları da aynı hasımlardır. Tayyip Erdoğan’a ve AK Parti’ye saldıranların meselesi aslında Türkiye’dir. Kastamonu’ya son 16 yılda 15 katrilyon yatırım yaptık. Eğitimde 971 yeni derslik yaptık. TOKİ vasıtasıyla 3 bin 556 konut projesini hayata geçirdik.* AK Parti yatıyor kalkıyor halkımıza daha iyi hizmet nasıl veririz diye düşünüyor. Millet bahçelerinde yatıp yuvarlanacağız, oralarda dinlenme fırsatı yakalayacağız, devlet ne için var, bunun için var.

    * Ekonomi silahını üzerimizden hiç eksik etmediler. Cunta ile krizle tepemize bindiler. Bizim 17 yıllık iktidarımız bunlarla mücadele ile geçti. Kur, faiz, algı operasyonlarıyla insanımızı bunalttılar. Onlar bizi sıkıştırdıkça daha çok kenetlendik. Ülke olarak hedeflerimize ulaşma kararlılığımızı perçinledik.

    ‘GIDADA TERÖR ESTİRENLERE GEREKEN DERSİ VERDİK, BAKALIM SIRADA NE VAR’

    – Bugüne kadar hiçbir meselede Türkiye’yi istedikleri gibi eğip bükemediler. Baktılar, kur, faiz, algıyla olmuyor, patlıcan, domates, biber üzerinden ülkemizi ters köşe yapmaya çalışıyorlar. Bu hamleyi boşa çıkardık mı? Şimdi artık çadırlar kuruldu. Şimdi temizlik ürünlerini de satmaya başlayacağız.

    — Gıdada terör estirenlere gereken dersi verdik, veriyoruz. Bakalım sırada ne var. Ne yaparlarsa yapsınlar biz bu yoldan dönmeyeceğiz.

    — Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükselttiğimiz gün, Allah’ın izniyle her şey çok farklı hale gelecek. 31 Mart, bu kutlu yürüyüşte önemli bir dönüm noktasıdır.

  • Zeybekci: İzmir’in şarabını uluslararası marka yapacağım

    AK Parti’nin İzmir adayı Nihat Zeybekci, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’e konuştu.

    Özkök ile İzmir’in Urla ilçesinde bir araya gelen Zeybekci, “Ben İzmir’de doğdum. Şu an yaşadığım iki şehir var. İstanbul ve İzmir. Seçimlerde yerel konulara pek girmiyorum. Ama bu defa yaşadığım iki şehrin ikişer adayı olduğu için onlarla konuşmaya karar verdim” dedi.Zeybekci, sohbetin başında “Nerede fotoğraf çektirelim?” diye soran Özkök’e “Urla’da bağlarda çekelim” yanıtını verdi.

    Özkök’ün “Ama orada şarap bağları var” hatırlatması üzerine Zeybekci, “Ben İzmir şarabını uluslararası marka yapmak istiyorum. Bağcılığın gelişmesi için özel enstitüler kuracağız. Unutmayın ben Denizliliyim. Orada Güney’de ve başka yerlerde binlerce dönüm şarap bağı var” ifadesini kullandı.

    “Şimdi çok çarpıcı bir şey söyleyeceğim. İzmirli bir AK Parti diyorum. Ben de biliyorum. Bu şehir için özel bir yaklaşım gerekir” diyen Zeybekci, “Burada İzmirli bir AK Parti’ye ihtiyacımız var. İzmirli, Kayserili, Konyalı, Diyarbakırlı AK Partilere ihtiyacımız var” görüşünü dile getirdi.

    ‘BOSTANLI’DAKİ HANIMEFENDİNİN DERDİ VALLAHİ AK PARTİ DEĞİL, BAYRAKLI’DAN GELEN MANGALCI’

    Zeybekci, devamında yaşam tarzı tartışmalarına da değindi.

    Özkök’ün “Size İzmirli bir AK Parti vaat ediyorum” başlığıyla yayımlanan yazısında sohbetin ilgili bölümü şu şekilde yer aldı:

    Özkök: Ben meseleyi içki yasağı düzeyine indirgemek istemiyorum. Genel olarak yaşam tarzı meselesi açıldığı için soruyorum.

    Zeybekci: Bütün İzmir nüfusunun yaşam tarzını konuşalım. Siz İzmir’de yaşam tarzı dediğiniz eğlenceyi Alsancak, İnciraltı, Mavişehir, Bostanlı, Karşıyaka’ya, Balçova’ya, mahkûm etmişsiniz. Yeni eğlence alanı açamamışsınız. Böyle olunca da Bayraklı’dan gelecek insanın eğlenmesine imkân tanıyacak alanları da yaratamamışsınız. Başka yerlerde de eğlence alanları yaratsaydınız kimsenin yaşam tarzı endişesi kalmazdı.”

    Özkök: Tam anlamadım, biraz açar mısınız? Yani Alsancak, Bostanlı ile Bayraklı’da yaşayanın birlikte eğlenecek mekânı mı yok? Yoksa ayrı ayrı eğlence alanları mı diyorsunuz?

    Zeybekci: Bakın ben size asıl sorunu anlatayım. Bostanlı’daki hanımefendinin derdi vallahi de AK Parti değil. Bayraklı’dan gelen insanın da orada mangal yapabilmesi lazım. Asıl ona karşı. Ben Bostanlı’daki vatandaşa bir şey demiyorum. Karşı da olabilir. Bunu da saygı ile karşılıyorum. İnsan rahatsız olabilir. Onun için diyorum ki pastayı büyütmemiz lazım. Biliyorum şimdi meseleyi getirip getirip bunun etrafında çevirecekler. Ama ben gerçek fotoğrafı koyuyorum hepimizin önüne.

  • Çavuşoğlu: Biz Atatürk’ten geçinen asalaklara karşıyız

    Çavuşoğlu, memleketi Antalya’da, AK Parti’nin Manavgat Belediye Başkan Adayı Hasan Öz’ün Güllük Caddesi’ndeki seçim ofisinin açılışına katıldı. Ak Parti Antalya milletvekilleri Atay Uslu, Kemal Çelik, İbrahim Aydın, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ak Parti İl Başkanı İbrahim Ethem Taş, MHP İl Başkanı Mustafa Aksoy’un da bulunduğu açılış töreni, miting havasında gerçekleşti.

    Törende Manavgatlılara seslenen Bakan Çavuşoğlu, “Bir miting yapsak ancak bu kadar kalabalık olur. Bu kalabalık, coşku, birliktelik ve dayanışma esasen 31 Mart akşamının müjdesini şimdiden veriyor. Manavgatlılar burada 31 Mart’ta Manavgat artık gülecek diyor, Hasan Öz kardeşimle beraber gülecek diyor” dedi.
    ‘BU İŞ SEVDA İŞİ’

    Büyükşehir, Kepez ve Alanya belediyelerinin hizmetlerinden örnek veren, memleket sevdalıları iş başında olunca açılıştan açılışa koşturduklarını söyleyen Çavuşoğlu, “Esasen Manavgat Belediyesi de bizden ne istediyse yardımcı olduk ama bu iş vizyon, sevda işi, çalışma, beyin işi. Üretme işi. Bize kim geldiyse ayrım yapmadık ama gelmedi, üretmediyse sorumlusu ben değilim. Onun sorumlusunu 31 Mart’ta Manavgatlılar karar verip söyleyecek. Bu seçimde de inşallah Manavgat gönül ve üreten belediyeciliğini birleştirecek, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve Ankara ile de birleştireceğiz ve Manavgat gülecek” diye konuştu.

    ‘İZMİR’DE BİZİM DE HİZMETE İHTİYACIMIZ VAR DİYORLAR’

    Bu seçimin sadece ittifaklar bakımından değil, milletin duyguları bakımından da farklı bir seçim olduğunu dile getiren Bakan Çavuşoğlu, “İzmir’de de gördüm, başka şehirlerde, Çankaya’da da gördüm. Millet ne diyor biliyor musunuz, ‘Biz bu kadar ideolojik takıntılarla hep oy verdik, yine verdik ama bizi enayi yerine koydular, artık ideoloji bir tarafa, bitti.’ İzmir’de diyorlar ki, ‘Ne olur gelin artık İzmir’de bizim de hizmete ihtiyacımız var, biz de hak ediyoruz’ diyorlar. Alsancak’ta yürüyoruz, yüzlerce CHP’li gelip gayet samimi, hiç kimse de yok etrafımızda. Nihat Zeybekci ve Konak belediye başkanımızla üçümüz yürüyoruz. Bu kadar CHP’li geldi aynı şeyi söylüyor, bu millet artık uyandı, hizmet edenle hizmet etmeyeni biliyor. Artık Manavgatlılar da uyandı. Öyle boş laflarla, sloganlarla, Atatürk’ten geçinmeyle siyasetin, hizmetin olmayacağını gördü” dedi.

    ‘ATATÜRK’TEN GEÇİNEN ASALAKLARA KARŞIYIZ’

    Atatürk’ün kimsenin tekelinde olmadığını belirten Bakan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

    “Biz Atatürk’e karşı değiliz, Atatürk ilkelerini benimsiyoruz, Atatürk’ün cumhuriyeti kurduktan sonra ortaya koyduğu vizyona, hedeflere Türkiye’yi ulaştırmak için gece gündüz çalışıyoruz. ‘Muassır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye’yi çıkarın’ dedi Atatürk. Peki Manavgat’taki şu andaki belediyecilik Manavgat’ı bu seviyeye ulaştırmak için bir şey yapabildi mi? Biz kime karşıyız biliyor musunuz, hiçbir iş yapmadan yatan, gezen, ondan sonra da Atatürk’ten geçinen asalaklar var ya, onlara karşıyız. Eleştiriyorsun, diyor ki ‘Sen Atatürk düşmanısın.’ Ya ben niye Atatürk düşmanı olayım, ben senin yapmadığın hizmetler için eleştiriyorum, senin tembelliğini, vizyonsuzluğunu eleştiriyorum. Atatürk’ü eleştirmiyorum, Atatürk senin tekelinde mi? Zaten Atatürk’e de en çok zarar veren bu tipler, Atatürk’ten geçinmeye çalışan asalaklar zarar veriyor.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bahçeli’nin ortak miting yeri belli oldu!

    CHP’nin seçim bildirgesini yorumlayan Özhaseki, “Son 25 yılım belediyecilikle geçti. Dünyanın neresinde şehircilikle ilgili bir gelişme varsa takip ediyorum. 2 şey ilgimi çekti CHP’nin seçim bildirgesinde… Bizim 10 yıl önceki manifestomuzda yazdığımız hususları alıp, kelimeleri değiştirip kullanmışlar gibi gözüküyor. Ütopik ve süslü sözler var. Birz daha somut ve ayakları yere basan sözler olması lazım. Biz Ankara’da bir anket yaptık. Her yazdığımız, ayakları yere basan ve milletin beklediği şeylerdi. Ancak bu tarafa geldiğimiz zaman istihdam yazarsanız ‘hangi istihdamı arttırdınız’ diye adama sorarlar. Örneğin; Erciyes’te bir dağ var ancak büyükşehire bağlanınca orayı kayak merkezi yaptık. Oradan ekmek yiyen insanlar var.” açıklamasında bulundu.

    ‘ÇOCUK KÖYÜ İNŞA EDECEĞİZ’

    Ankara için planladığı projelerinden bahseden Özhaseki, “Elbette projelerimiz var. Bizim çocukluğumuz sokaklarda geçti. Şimdi kimse güvenip çocuğunu sokağa bırakamıyor. Asosyal çocuklar var. Biz bunu inceledik. Kanada’da çocuk köyü var. Biz de bir çocuk köyü inşa edeceğiz. Etkinlikler olacak. Bazı meslekleri birebir yapmayı öğrenecek. 100’e yakın etkinliğin olduğu bir yer olacak” ifadelerine yer verdi.

    ‘BARINAKLAR HAPİSHANE OLMAMALI’

    Sokak hayvanları ile ilgili mevcut sorunlar hakkında da açıklamalarda bulunan Özhaseki, “Ankara’da ciddi problemlerden biri bu. Başıboz gezen hayvanları barınağa getirip sağlık kontrolünden geçerek kısırlaştıracaksınız. Barınaklar hapishane olmamalı. Orada doğal ortamlarında bulunmalılar. Bu ortamda insanlar hayvanları sahiplenebilecekler.” dedi.

    Özhaseki açıklamalarına şöyle devam etti:

    ANKETLERDE SON DURUM

    2-3 ay önce yapılan anketlerde kararsız oranı daha fazlaydı yüzde 30’lardaydı. Şimdi daha az adaylar belli oldukça azaldı. 30 kişilik bir ekiple 3 ay kadar çalıştık. Daha çok sosyal projeler yazdık. AK Parti ve MHP’nin ortak adayıyım, AK Parti ve MHP’nin çok üzerinde bir oy alacağımı düşünüyorum.

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik saha ya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyeciliği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız

    ‘ORTAK MİTİNG YAPACAKLAR’

    Bizim avantajımız şu, adaylarımızı belirledik sahaya çıktık. Cumhurbaşkanımız da sahaya çıkacak seçmene belediyecilği neler yaptığımızı tabi ki anlatacak. Rakiplerimizin işi zor. Kavgalar, gürültüler, istifalar… Onlar sahaya çıkarken biraz zorlanacaklar. Biz kendi aramızda anlayış içerisinde adaylarımızı belirledik. Sahaya çıkacağız. Sayın Bahçeli ve Sayın Cumhurbaşkanımız tabii ki ortak miting yapacak. Ankara’da ortak miting olacak” açıklamalarında bulundu.

  • Mehmet Özhaseki: Tehdit olarak gördüğümüz kişilerin seçilme riski varsa aday geri çekilecek

    AK Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Özhaseki, Cumhur İttifakı’nda yer alan MHP ve AK Parti’nin ayrı ayrı seçime girdiği illerde başka bir partinin kazanma ihtimali olması durumunda bir adayın çekileceğini açıkladı.

    Özhaseki, “Bizim tehdit olarak gördüğümüz kişilerin seçilme riski varsa aday çekilecek” dedi.

    CNN Türk’te konuşan Özhaseki, geçen ay Ankara’da kararsız seçmen sayısının yüzde 30 olduğunu ve bunları ikna etmeye çalıştıklarını söyledi.

    Özhaseki rakibi Mansur Yavaş’ın eleştirilecek çok yönü olduğunu ancak kendi politika yapma tarzı olmadığını ifade etti.

    CHP’nin dün açıkladığı seçim bildirgesinin kendilerinin daha önceki programlarından alındığını savunan Özhaseki, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birlikte mitinge çıkacaklarını da söyledi.

    Cumhur İttifakı’nın Iğdır, Kars, Giresun gibi illerde tek aday çıkaran Millet İttifakı’na karşı ve HDP adaylarına karşı iki ayrı parti olarak seçime girmekten vazgeçebileceği ve ittifakın genişletebileceği geçen hafta gündeme gelmişti.

  • Erdoğan: “Türk gemicilik sanayi son 16 senede yeniden şaha kalkmıştır”

    İşte Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

    “Türk Savunma Sanayii adına tarihi bir adım attığımız günde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Saatler önce Kartal’daki bir binanın çökmesiyle enkaz altında kalarak ebediyete uğurladığımız 16 kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum.

    Buradaki kardeşlerimiz kışın soğuğuna denizin rüzgarına aldırmayarak, çalışarak Türkiye’nin kalkınma hamlesine öncülük ediyorlar. Sadece Tuzla bölgesindeki tersanelerde son 16 yılda iki bin geminin tamiri, onarımı gerçekleşmiştir. Tersanelerimizin bu seviyelere ulaşması ülkemiz ekonomisi adına çok çok önemlidir. İşçi kardeşlerimizin emekleri, elbette devletimizin de teşvik ve destekleriyle Türk gemicilik sanayi üzerindeki ölü toprağını silkeleyerek son 16 senede yeniden şaha kalkmıştır.

    İnşallah önümüzdeki dönemde el birliği içinde başarı çıtamızı daha da yükseklere taşıyacağız. Türkiye’yi diğer alanlarda olduğu gibi, gemi üretimi, tamiri alanında da dünyanın lider ülkelerinden biri yapacağız.

    “ALANININ LİDERİ OLACAK”

    1,5 yıl önce denize indirdiğimiz Kınalıada Korveti’nin ardından beşinci gemimiz Ufuk Korvetini de denize indireceğiz. Ben Türkiye Cumhurbaşkanı olarak ülkemize bu gururu yaşatan yüklenici firmalarımıza, mühendislerimize, emekçi kardeşlerimizin her birine ayrı ayrı şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
    94,5 metre tam boyu, 3,6 metre su çekimiyle Ufuk korveti alanının lideri olmana namzet bir gemidir. Gemi, 10 tonluk bir helikopter için gerekli platforma sahiptir.

    TÜRKİYE’NİN İLK İSTİHBARAT GEMİSİ…

    Ufuk korveti; ülkemizin ilk istihbarat gemisi olma özelliği taşıyor. Ufuk korvetimiz ağır iklim ve deniz şartlarında 45 gün boyunca kesintisiz seyir yaparak milli güvenliğimize yönelik tehditleri anında tespit edebilecektir. Özellikle sinyal istihbaratının hayati önem kazandığı günümüz dünyasında Ufuk korvetinin çok büyük bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Ufuk korveti, Türkiye’nin denizlerdeki gören gözü olacaktır.

    Suriye kaynaklı tehditlerle, Ege ve Karadeniz’deki gelişmeler sonrasında bu ihtiyaç çok daha acil hale gelmiştir. Her zaman ifade ettiğim gibi sahada varlık göstermeyen masada kendine yer bulamaz.

    Şayet bugün PKK terör örgütü tarihinin en büyük hezimetini yaşıyorsa, bunun sebebi terörle mücadelemizin kendi imkanlarımızla yürütülmesidir. Bir önemli sebep de ülkemizin 30 yıllık terörle mücadelesinde yaşanan köklü paradigma değişimidir. 2015’ten itibaren; terörü kaynağında yok etme ve kesintisiz operasyon stratejisine geçtik. Daha önce operasyonlar yılın belli dönemlerinde yapılırken, yeni stratejiyle yaz-kış demeden 365 gün boyunca operasyonlar gerçekleştirerek teröristlere nefes aldırmıyor. Bunun yanında teröristleri takip ve imhada emniyet birimlerimize asimetrik güç sağlayan İHA ve SİHA’larımızın sayısını artırdık.

    Son üç yılda vatandaşlarımızın canına kast eden, ülkemizi bölmeye çalışan tüm terör örgütlerine karşı çok büyük başarılar kazandık. Ülkemizin bugünlere gelmesi elbette kolay olmamıştır.

    Türkiye yakın tarihinde silah, mühimmat ve askeri teçhizat bakımından dışa bağımlılığının acısını çekmiştir. Kıbrıs barış harekatında uygulanan ambargolar, tehditler milletimizin hafızasında derin izler bırakmıştır. Bu dönemde, Türkiye parasını peşin ödediği uçakları dahi teslim alamamış, üç sene Amerikan patentli hiçbir yedek parçanın, cephanenin ülkemize satışına müsaade edilmemiştir.

    “EN UFAK ANLAŞMAZLIKTA SİLAH ANLAŞMALARINI GÜNDEME TAŞIYORLAR”

    Bugün bile müttefiklerimizle yaşadığımız en ufak bir anlaşmazlıkta silah alım anlaşmalarını gündeme taşıdıklarını görüyoruz. Bölgemizdeki despotları silah ve mühimmata boğanlar konu ülkemiz olunca kırk dereden su getiriyor. Dünyanın en eli kanlı teröristlerine silah verenler, mesele Türkiye olunca engeller çıkarıyorlar. DEAŞ’dan PKK’ya kadar Müslümanların kanını döken bütün terör örgütlerinin elinde batılı ülkeler mahreçli silahlar var. Suriye’nin kuzeyinde etnik temizlik faaliyeti yürüten YPG’nin elinde müttefiklerimizin bombaları, silahları var. Türkiye’nin eli kolu bağlı şekilde beklemesi mümkün değildir. Tarih ders almayanlar için tekerrür eder.