Kategori: Ak Parti

  • AK Parti’den şehit ailelerine ziyaret

    AK Parti’den şehit ailelerine ziyaret

    Hisaraltı ve İlyasçılar’da yaşayan Aktaş ve Oruç ailelerine 2024 yılının ilk ziyaretini gerçekleştiren Başkan Turgut, ailelere Türk Bayrağı hediye ederek onların her zaman yanlarında olduklarını belirtti. Ziyaret sırasında şehit aileleriyle sohbet eden Başkan Mutlu Turgut, Kurumların Şehit ailelerine karşı olan tutum, davranış ve destekleri konusunda bilgi aldı. Turgut, ailelerin acılarını paylaşarak onlara destek olmaya devam edeceklerini ifade etti. Şehitlerimizin ailelerine her zaman saygı duyduklarını ve vatanları için gözlerini kırpmadan mücadele eden şehitlerimizin her zaman hatırlanacağını vurgulayan Başkan Turgut, Türk Bayrağı’nı da ailelere hediye ederek vatan sevgisinin simgesi olan bayrağın her zaman onların yanında olduğunu ifade etti.

    Aktaş ve Oruç ailelerinin duygusal anlar yaşadığı ziyarette, Başkan Turgut’un samimi yaklaşımı ve şehit ailelerine gösterdiği ilgi ve destek, mahalle sakinleri tarafından takdirle karşılandı. Aileler de Başkan Turgut’a ziyaretlerinden dolayı teşekkür ederek, şehitlerin hatıralarının yaşatılması ve ailelerin her zaman desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

  • Feyzanur Bursa’nın gururu oldu

    Feyzanur Bursa’nın gururu oldu

    AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları Başkanlığı Ato Congresium’da Mehmet Akif Ersoy’u Anma Programı düzenledi. Program çerçevesinde Mehmet Akif Ersoy’u okumaları, anlamaları ve tanımalarını teşvik etmek için 100’ümüzden Akif’e Mektup-Şiir-Resim Yarışması gerçekleştirildi. Yarışmanın mektup kategorisinde Bursa’da yaşayan Feyzanur Özçelik Ünal birinci oldu. Ödülünü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden alan Ünal, Erdoğan’a “Ömrünüz bereketli olsun. Her daim dualarımızdasınız. Emirlerinizi beklerim” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise teşekkür ederek Ünal’a ödülünü takdim etti.

    Milli şair Mehmet Akif Ersoy’a Cumhuriyetin 100. Yılından mektup yazma alanında “Maziden atiye – istikbâlden istiklâle, aklı hür, vicdanı hür, vatan ve millet sevgisi ile dolup taşan o kutlu ruhlara” başlığı ile ecdada minnetini dile getiren Ünal devamında ise milli mücadeleden, milli teknoloji hamlesine varılan istikbal mücadelesini ecdada anlattı.
    Mektubuna şu sözlerle başlayan Ünal, “Ruhunuz, ufkunuz her daim bizimle. Dini ve milli bir bütün şahsiyetler oluşturma vizyonunuz her daim bizimle. Zulmü alkışlamayan, zalimi asla sevmeyen merhametiniz her daim bizimle. Ben böyle bakıp durmayacaktım, dili bağlı, İslâm’ı uyandırmak için haykıracaktım” diyen iman aşkınız her daim bizimle” diyerek Mehmet Akif’in tahayyül ettiği gençleri tasvirleştiren Özçelik Ünal, Filistin’den Doğu Türkistan’a, Myanmar’dan Afganistan’a kadar uzanan mazlum coğrafyalarda, kanayan yaralara merhem olabilmenin şuurunu mektubunda dile getirmiş ve farkındalığı artırmak için mektubunun sonunda bir gençlik sözü verdi.

    Mektubu şu sözlerle bitiren Ünal, “Tüm ailesini füze saldırılarında kaybetmiş ama kendini güvende hissedene kadar gözünden tek damla yaş akıtmayan çocuklara, bin bir nazla emekle bezettiği çocuklarının parçalanmış cesetlerini insanlığın kaybolan utancıyla beraber siyah poşetlere sığdırmış babalara, evini yıkan, kutsalına mahremine saldıranlara ‘Vay be, çok korktuk! Siz yıkarsanız biz yeniden yaparız” diyen cesur yürekli gençlere, ‘Ruhumun Ruhu’ diye sevdiği torununu enkazın altından tek parça olarak çıkardığı için şükreden dedelere sözümüz var: Biz, o nesiliz. Ecdadımızın birliği, dayanışmayı, sevgiyi, merhameti ve iyiliği öğrettiği hayalini kurduğu o gençler biziz. Böyle bir milletin ferdi ecdadın ise torunları olduğumuz için sizlere minnettarız” ifadelerini kullandı.

  • AK Parti’den yerel seçim açıklaması

    AK Parti’den yerel seçim açıklaması

    AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, hem bölgedeki gelişmelerle ilgili hem de Gazze esas olmak üzere Gazze’de meydana gelen katliamların durdurulması ve bir ateşkese varılması ilgili diplomasi trafiği yoğun bir şekilde devam ettiğini vurguladı. Türkiye açısından da yerel seçimlerin yaklaştığına dikkat çeken Çelik, “Cumhurbaşkanımız bu yoğunluğunun içerisinde partimizde mesai harcayarak yerel seçime dönük olarak hazırlıklara başkanlık ediyor. Evvelki haftalarda yoğun bir mesaiyi genel merkezimizde geçirerek devam ettirmişti. Hem devlet işlerinin yanı sıra aynı zamanda da seçimlere hazırlıklarla ilgili mesaisi bu yoğunlukta devam ediyor.

    Şimdiye kadar birkaç aşamalı adayların değerlendirilmesi ve belirlenmesiyle ilgili birkaç aşamalı yöntem takip ettik. Birincisi teşkilatlarımızla temayül yoklaması arkasından burada cumhurbaşkanımız büyükşehirleri ve şehirleri toplayarak bu değerlendirmeleri yaptı ve bu şekilde çalışmalar devam etti. Şu an ki geldiğimiz noktada artık adayların ismi belirlenmeye başlandı. Adaylarımızın ilk açıklamasını belirli bir bölümünü bu pazar günü İstanbul’da Haliç Kongre Merkezinde gerçekleştireceğiz. Ayın 15’inde hem seçim beyannamemizi hem de kalan adaylarımızı Ankara’da açıklayacağız. Bunlar şehirler ve büyükşehirlerin bir kısmını kapsayacak. Böylece 2 parçalı bir takvim halinde adaylarımızın açıklanması çalışmasını gerçekleştirmiş olacağız. Cumhurbaşkanımız başkanlığında çalışmalar devam ediyor” diye konuştu.

    “Pazar günü Ankara ve İstanbul adaylarının açıklanacak mı?” ilişkin soruya Çelik, “O genel başkanımızın takdirinde” dedi.

    Beyannameye ilişkin çalışmaların devam ettiğini belirten Çelik, “Biz yerel yönetimi yüksek olan bir bakıma da bizim siyasi hareketimizin öncesinde Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği dediğimiz bir belediyecilik geleneği içerisinde siyasi hareketimize de evrilmiş bir yapıyız. Bu sebeple de yerel yönetimler konusunda hem söyleyeceğimiz çok şey var bir yandan da 20 yıldır bu konuda yaptığımız bir çok şey var. Cumhurbaşkanımızın daha önceki belediye başkanlığı döneminden deneyimleri var ama tabii hayat devam ediyor. Toplumsal değişim, şehirlerdeki değişim, şimdiye kadar sürdürdüğümüz iyi uygulamaları sürdürmeyi ama aynı zamanda da yeni siyasetler geliştirmeyi de gerektiriyor” şeklinde konuştu.

    “Adayların açıklanmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bir görüşmesi olur mu?” sorusu üzerine Çelik, “Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Bahçeli’nin hem dünya gündemiyle ilgili hem Türkiye gündemiyle ilgili ihtiyaç olduğunda her zaman görüşmeleri olabiliyor. Şuanda takvimle ilgili diyeceğimiz bir şey değil. İhtiyaç duyulduğunda hemen yapılabilen son derece iyi bir istişarenin olduğu görüşme trafiğidir” dedi.

  • Ak Parti’den özel bireylere ziyaret

    Ak Parti’den özel bireylere ziyaret

    AK Parti Yıldırım İlçe Başkanlığı, toplumun bir parçası olan engelli bireyleri özel günlerinde yalnız bırakmayarak bu günü unutulmaz kıldı. Bu güzel etkinliği, toplumdaki farkındalığı artırmak ve engelli bireylere karşı duyarlılığı yükseltmek adına bir adım olarak gördüklerini belirten AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı İrfan Akkaya, “Sosyal medya ve yerel medya aracılığıyla bu anlamlı etkinliği duyurarak, toplumun geniş kesimlerine ulaşmak istedik. Engelli bireylerin haklarına duyulan saygı ve sevgiye vurgu yaparak, toplumumuzda daha fazla farkındalık oluşturmak için çalışmalarımıza devam edeceğiz. Engelli kardeşlerimizin doğum gününü kutlamak, onlara sevgi ve destek göstermek, partimizin toplumsal sorumluluk anlayışının bir parçasıdır. Bu etkinlikle birlikte, engelli bireylerimizin hayatlarına dokunmak ve onların yanında olduğumuzu hissettirmek istiyoruz” dedi.

    AK Parti Yıldırım İlçe Yöneticisi Yasin Uğur ise, “Bugün engelli çocukların ve bireylerin mutluluklarına ortak olmak, onlara moral vermek ve toplumda farkındalık oluşturmak için buluştuk. Her birimiz, engelli kardeşlerimize destek olmalı ve onların yaşamlarını kolaylaştırmak için bir araya gelmeliyiz. Birlikte daha güçlü bir toplum inşa etmek adına çabalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

    Özel bireyler ve aileleri ise partili yöneticilerin ziyaretinde duygusal anlar yaşadılar.

  • AK Parti İlçe Başkanı istifa etti

    AK Parti İlçe Başkanı istifa etti

    Ünal, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada,

    “Mevkiden, makama, ilişkiler ağından imkanlara kadar her şey gelir geçer. Meziyet ve şahsiyet kalır. Emek ziyan olmaz. Eser unutulmaz. İzzet solmaz. Unutulmayacak eser, meziyet, şahsiyet ve hoş bir seda bırakabildiysek bizim için pek iyi bir vedadır. AK Parti gibi büyük bir siyasi oluşumun içerisinde yer alarak sizlerin teveccühü ve desteğiyle çalışmaktan her zaman mutluluk duyduğum, 20.12.2019 tarihinden bu zamana yürütmekten büyük onur ve gurur duyduğum AK Parti Eskipazar İlçe Başkanlığı görevinden dava ve yol arkadaşlarımıza yapmış olduğumuz istişareler sonucunda istifa ediyorum. Genel başkanımıza, il başkanımıza, milletvekillerimize, partimizin tüm teşkilat kademelerine ve tüm hemşehrilerimize teşekkürlerimi iletiyorum” ifadelerini kullandı.

  • AK Parti’de hedef ‘Yeniden Bilecik’

    AK Parti’de hedef ‘Yeniden Bilecik’

    AK Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Marmara Bölgesi İl Koordinatörü Mücahit Durmuşoğlu ve Genel Merkez Bilgi İletişim Teknolojileri Başkan Yardımcısı Davut Arpa, Bilecik AK Parti aday adayları ile bir araya geldi.

    Yerel seçimlerin ele alındığı görüşmede ‘Yeniden Bilecik’ dendi. AK Parti İl Başkanı Serkan Yıldırım, “Yeniden Bilecik için istişarelerimiz ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yerel seçime her zaman olduğu gibi hazırız ve en iyi şekilde geliyoruz. Halkımızın yanındayız hizmet etmekten gocunmuyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Bursa’da Filistin’e destek için binlerce kişi yürüdü

    Bursa’da Filistin’e destek için binlerce kişi yürüdü

    Bursa Ulu Cami önünde namaz sonrası toplanan binlerce kişi, ellerindeki dövizlerle İnönü Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi güzergahını takip ederek 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’na kadar slogan atarak yürüdü. Yürüyüşe AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz ve sivil toplum kuruluşları da destek verdi.

    ’17 binden fazla kişi şehit edildi’

    Grup adına açıklama yapan Bursa Gönüllü Kuruluşlar Platformu (BKGP) İcra Heyeti Başkanı Murat Eryağan, Gazze’de 7 Ekim’den bu yana yaşanan soykırımda 17 binden fazla kişinin şehit edildiğini söyledi.

    Eryağan, 10 Aralık’ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen “Dünya İnsan Hakları Günü” olduğunu hatırlatarak, “Bir millet BM’nin gözünün önünde yok edilirken birileri yüzleri kızarmadan, utanmadan insan hakları açıklamaları yapacaklar. Gazze’nin üzerine ölüm yağıyor. Sığınılacak hiçbir yer kalmadı. Gazze yok oluyor. Gazze ölüyor. Gazze’de ölen sadece masum siviller değil Gazze’de insanlık ölüyor” dedi.

    Zulüm bitene kadar meydanları doldurmaya devam edeceklerini dile getiren Eryağan, şunları kaydetti:

    “Mazlumlara dua, zalimlere lanet edeceğiz. İsrail’i destekleyen firmaları boykot etmeyi sürdüreceğiz. Gerçekleri insanlara anlatmaya devam edeceğiz. ‘Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur’ diyerek yavrularının cesetlerini poşetlerde, bisiklet sepetlerinde, at arabalarında taşıyanlardan, masum çocuklardan, yaşlılardan ve kundaktaki bebeklerden yana duracağız.

    Bütün dünya insanlık sınavında sınıfta kalsa da bizler hakkı haykırmaya, hakkı tutup ayağa kaldırmaya devam edeceğiz. Ey katliama yeşil ışık yakanlar, soykırıma göz yumanlar tarih hepinizi yargılayacak. Tarihte kara ve kanlı bir leke olarak kalacaksınız. Adınız soykırımla anılacak.”

    Basın açıklamasının ardından dua edildi. Grup daha sonra dağıldı.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan asgari ücrete tek zam mesajı

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan asgari ücrete tek zam mesajı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    Erdoğan, “2053 yılı itibarıyla net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı öngörüyoruz. Toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını yüzde 55’e çıkardık. Bu oranla Avrupa’da beşinci, dünyada on ikinci sırada yer alıyoruz. Hitabımda ülkelerin iklim finansmanı kaynaklarına ve teknoloji transferi imkanlarına daha adil şekilde erişmeleri gerektiğine dikkat çektim. Ülkemizin, dünyamıza, doğamıza olan sorumluluğundan kaynaklanan bilinçle, küresel iklim eylemine katkı sunmaya devam edeceğinin altını çizdik. Ayrıca uluslararası topluma iklim değişikliğiyle mücadelede gereken dayanışmanın sergilenmesi çağrısında bulundum. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panelinin 60’ıncı oturumunu inşallah Ocak ayında İstanbul’da yapacağız. Zirvede 2026 yılında düzenlenecek 31. Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapmak istediğimizi ifade ettik. Adaylığımıza destek talebinde bulunduk” dedi.

    Erdoğan, “Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşanan insanlık dramını da zirve gündemine taşıdım. Liderler Zirvesi’ne katılan muhataplarımın bir kısmıyla ikili görüşmeler de gerçekleştirdim. Dünya İklim Eylemi Zirvesi’nin sonuçlarının ve Dubai’de yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum” şeklinde konuştu.

    “Kalıcı ateşkes çabamız sürecek”

    İsrail’le Hamas arasında geçici ateşkes sağlandı. Ancak ateşkesin sona ermesiyle birlikte maalesef İsrail saldırıları yeniden başladı. Bölgede kalıcı ateşkesin sağlanması umudu var mıdır? Siz Netanyahu için “Gazze Kasabı” demiştiniz. Buna tepki geldi mi? Filistin sorununa kalıcı çözüm için “İki devletli çözümden geçiyor” demiştiniz. Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti’nin kurulması için bir çabanız olacak mı, bir eylem planınız var mı?

    “Şu ana kadar Gazze’deki İsrail saldırılarının sona ermesi ve kalıcı ateşkesin sağlanması için nasıl her mahfilde çabamızı gösterdiysek, bundan sonra da yine aynı istikamette bu gayretleri göstermeye devam edeceğiz. Biz baştan itibaren çatışmalara insani aradan ziyade ateşkesin kalıcı olarak ilanından yana olduğumuzu hep vurguladık. İsrail’in hukuk tanımaz yaklaşımı neticesinde gelinen durum, endişelerimizde haklı olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Burada bir barış fırsatı yakalanmıştı ve bu fırsatı maalesef İsrail’in bu uzlaşmaz yaklaşımıyla şimdilik kaybettik. Ancak “bundan sonrası da böyle olacak, barış fırsatları heba edilecek” yaklaşımı içerisinde değiliz, umudumuzu yitirmeyelim. İnşallah tekrar beklediğimiz kalıcı barış fırsatını yakalarız. Barışın peşini bırakmayacağız. Bu tabloda dahi “durmak yok, yola devam” diyoruz. “Ateşkesle ilgili hangi adımları atar ve nereleri zorlarsak, kalıcı barış fırsatını yeniden yakalarız?” bunun arayışı içerisindeyiz. Devlet ve hükümet başkanlarıyla irtibatlarımızı devam ettiriyoruz. Nitekim bugün yaptığımız görüşmelerde de muhataplarımıza bu düşüncemizi ifade ettik. Onlarla birlikte bu gayreti devam ettirerek inşallah bir netice alalım istiyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ın da içinde olduğu Dışişleri Bakanlarından oluşan bir Yedililer Grubu var. Onlar da bu çalışmaları devam ettiriyorlar. İnşallah bu çalışmalardan da bir netice alırız. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın Riyad Zirvesi’nde alınan karardan sonra ilgili temas grubu, İslam İşbirliği Teşkilatı adına çalışmalarına başladı. Burada dikkat edilmesi gereken birkaç husus var.

    “Hamas’ın yok edilmesi gerçekçi bir senaryo değil”

    Birincisi; İslam ülkeleri Gazze ve Filistin meselesine yoğunlaşırken diğer taraftan da bugüne kadar olmadık bir şekilde bir araya gelip, bizim uzun yıllardır söylediğimiz “bölge halklarının kendi sorununa sahip çıkması” prensibini hayata geçirdiler. Bunun kurumsallaşması belki en büyük stratejik kazancımız. Gazze’yle ilgili ortaya konulan bu grubun faydası, İslam İşbirliği Teşkilatı üyelerini ortak politika etrafında birleştirmesi oldu. Bir yandan Gazze’deki ateşkesin sağlanması için çalışırken bunun paralelinde iki devletli çözüme yönelik de çalışılmaların sürmesi gerekiyor. Bunu ilk önce kendi aramızda bir başlangıç noktası olarak kabul ettik, daha sonra muhataplarımıza aktarmaya başladık. İkinci nokta; Gazze’yi iki devletli çözümün olmadığı bir ortamda tartışmama konusunda muhataplarımızı bir noktaya getirdik. Ortak baskımız neticesinde Avrupa ülkelerinin bir kısmının hem bizim konumumuzu anladığını, hem de bizim savunduğumuz tezleri sahiplenmeye başladıklarını gördük. Londra’da, Paris’te, Barselona’da Akdeniz İşbirliği Toplantısı’nda ve en son New York’ta, Birleşmiş Milletler’de yapılan kapsamlı görüşmelerde grubun çalışmalarının çok ciddi netice vermeye başladığını gördük. Grup geldiği yer itibarıyla artık bir yol haritası hazırlanabileceği görüşünde ve bunun için çalışmalar var. Çalışma grubu haftaya da Amerika Birleşik Devletleri ile bir araya gelecek. Başta Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere olmak üzere İsrail’i destekleyen Batılı ülkeler, İsrail’in savaş değerlendirmesinden hareketle iki devletin çözümden ziyade “Hamas tehdidini ne yapacağız?” diye bir soruyu sürekli hem bizim, hem dünya kamuoyunun önüne getiriyorlar. Biz de diyoruz ki; “Eğer iki devletli çözümü şu anda merkeze alırsak, Gazze ve karşılıklı tehdit konuları da zaten ortadan kalkar. Bunu buradan halletmek lazım. Hamas’ın dışlanması, Hamas’ın yok edilmesi gerçekçi bir senaryo değil” dedi.

    “3 bin avukat Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne başvuruyu yaptı”

    2002 yılında savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçları önlemek amacıyla kurulan Lahey Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Filistinlilerin bir başvurusu olduğunu biliyoruz. Bu başvuru süreci hangi aşamada? Özellikle İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun son yaptıklarını da göz önünde bulundurursak bu süreci etkiler mi, hızlandırır mı? Netanyahu’yu biz Lahey’de görebilecek miyiz? Rusya Devlet Başkanı Putin’e yakalama kararı vermişti Lahey. Peki Netanyahu’yla ilgili nasıl bir karar almasını öngörüyorsunuz?

    “3 bin’e yakın avukat Lahey’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gerekli başvuruyu yaptı. İstanbul Milletvekilimiz Cüneyt Yüksel, bu heyetin içerisindeydi. Lahey’deki süreci de takip edecekler. Oradan beklentimiz, Netanyahu başta olmak üzere suçüstü yakalanan bu soykırımcıların, bu Gazze kasaplarının gereken cezayı almalarıdır. Temennimiz odur ki, verilecek kararla adaleti bekleyenler, “İşte şimdi oldu” desinler. Bizler bu davanın üst seviyede takibini yapacağız. Milletvekilimiz Cüneyt Yüksel Lahey’deki görüşmelerinin başarılı geçtiğini ifade etti. Beklentimiz verdiğimiz belgeler, bilgilerle beraber Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde inşallah olumlu neticeler alma istikametinde. Peşini bırakmayacağız, takipçisi olacağız.

    “Bu soykırımda parmağı olanlar ceza almalı”

    Biz bu soykırımda parmağı olan tüm İsrail yöneticilerinin yargılanıp ceza almasını istiyoruz. Bunun için dünyaya görev düşüyor. Hem rahmetli Aliya’nın dediği gibi “Unutulan soykırım tekrarlanır.” Biz bu soykırımı unutmayacak ve unutturmayacağız. Er ya da geç, mutlaka İsrail bunun hesabını verecek. Buna sessiz kalmanın utancını, dilini zalime uzatmaya çekinenler muhakkak yaşayacak. “Bizim kimseye borcumuz yok” derken bunu söylüyorum. Bugün başta İspanya gibi bazı yürekli ülkeler hariç Batılı ülkeler, Filistin’e borçlanıyorlar. Zulme karşı çıkma sorumluluklarını yerine getirmiyorlar. Biz tarihin hiçbir döneminde zalim de olmadık, zulme rıza da göstermedik. Bu yüzden alnımız aktır. Ancak bugün sessiz kalanların yüzleri kararmaktadır. Netanyahu yönetiminin Gazze’de gerçekleştirdiği katliam tarihe bir kara leke olarak geçti. Bu leke, sadece Netanyahu yönetiminin değil, ona şartsız ve koşulsuz destek veren ülkelerin alnına da yapıştı. Bu devletlerin ve uluslararası kuruluşların kayıtsızlığını dünya asla unutmayacak. Yıllar ve nesiller boyunca bu sessizliklerinin bedelini ödeyecekler. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin bu soykırıma ceza vermesi için elimizden geleni yapacağız. Ancak küresel sistemin çarpıklığı nedeniyle bir yerde bunun önüne geçmeye çalışanlar olacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar vicdan mahkemelerinden aldıkları cezadan kurtulamayacaklar. Soykırım mağduru diye yıllarca ortalıkta dolaşan İsrailli yöneticiler, artık atalarının katillerine dönüşmüştür. Bu hükmü insanların zihinlerinden de, tarihin kayıtlarından da, vicdanlardan da silemeyecekler.

    Batı Şeria ve Kudüs’teki İsrail zulmü Gazze’yi aratmıyor. Sizin işgalci yerleşimcileri terörist olarak tanımlanmanız gerçekten büyük yankı uyandırdı. Şimdi bu safhadan sonra İslam ülkeleri yöneticileri, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi’nin Filistinlilerin malına mülküne çöken bu yağmacı teröristleri terörist olarak resmi kayıtlara geçirme noktasında iyi bir mesai harcamasını bekliyor musunuz?

    İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesinde hatırlarsanız bu işgalci yerleşimciler terörist olarak ilk defa kayıt altına alındı. Şu anda Batılıların savunamadığı tek şey, yerleşimcilerin işledikleri cinayetler. Bu hukuksuzlukları Amerikalılar dahi açıktan eleştiriyorlar. Bu işgalci teröristler için yerleşimci tabirini terk edip işgalci terörist tanımlamasını kullanıp yaygınlaştırarak işe başlayabiliriz. Bu kişilerin gasp ettikleri evler, araziler, iş yerleri Filistinlilerin öz mallarıdır. Bunu anlayıp, anlatarak mesafe alabiliriz. Hukuki zeminde yapılacaklar, devletlerin alması gereken tutumlar başkadır. Düşünün bir eviniz var, atanız dedeniz o evde yaşamış, yıllarca o toprağı işlemiş, üzerinde yaşamışsınız sonra eli silahlı bu teröristler geliyor ve size “burası artık benim” diyor. Bu zulüm değil de nedir? Diğer taraftan Tevrat’taki on emir içerisinde sadece “öldürmeyeceksin” emri yok. On emrinden biri de “komşunun malına, mülküne göz dikmeyeceksin!” emridir. Bunların böyle bir derdi yok. Netanyahu sürekli dini söylemlerle soykırımlarını temellendirmeye çalışıyor ancak görüyorsunuz bunların yaptıklarının dini bir dayanağı da yok. Bunlar işgalci, bunlar zalim. Ortada çok büyük bir terör vakası var. Bu bir devlet terörüdür. Bu devlet terörü karşısında da suskun duramayız.

    Gazze’deki bu vicdan sızlatan durum karşısında, Batıda özellikle de Amerika Birleşik Devletleri’nde gençler, Filistin’de ne oluyor anlayabilmek için Kur’an-ı Kerim okumaya yöneldiler. Bunun videoları sosyal medyada çokça dolaştı. Meseleyi anlamaya, insani durumu kavramaya çalışırken karşılaştıkları mesajdan çok etkileniyorlar. Bununla ilgili duygusal paylaşımlarda da bulundular. İlginç bir insani ve vicdani hareket dünyada karşılık buluyor. Bu durum insanlık vicdanını harekete geçirme yolunda nasıl bir etki uyandırabilir?

    Öncelikle bizlerin vazifesi, hakikati en yalın haliyle ve mümkün olduğunca da çok sayıda kişiye anlatmaktır. Bundan vazgeçmeyeceğiz, tereddüt etmeyeceğiz. Burada gerek yazılı ve görsel medyamıza büyük iş düşüyor. Hem ülkemizin hem dünyanın büyük bir çoğunluğuna sizinle ulaşabiliriz. Bizler de ulusal, uluslararası toplantılarımızda bunu yapıyoruz ve buna devam edeceğiz.

    Şu gerçeği de bilmemiz lazım; hiçbir zaman bunların bu zalimliklerini gizlemeye güçleri yetmeyecektir. Bütün gerçekler su yüzüne çıkıyor. Gazze’de yaşanan vahşet ve oradaki şehitlerimizin fedakarlığı dünyada yeni bir uyanışa, yeni bir silkinişe Allah’ın izniyle vesile olacaktır. Bu vahşet, bu cinayet, bu terör ne kadar yayılırsa yayılsın, Gazze’de dökülen tek bir damla kan, akan tek bir damla gözyaşı bile boşa gitmeyecektir. Buna da yürekten inanıyorum. Bu ödenen bedeller Allah’ın izniyle lehe dönüşecektir, hiç endişeniz olmasın. Bu silkiniş üstad Sezai Karakoç’un bizlere anlattığı o “Diriliş Muştusu”na inanıyorum ki vesile olacaktır. Çünkü diriliş muştusunun bedeli öyle kuru kuruya olmuyor. Bakın Filistin davasını merak edenler şimdi İslam’la şerefleniyor. Yeni bir uyanış, yeni bir diriliş. İsrail Filistin’in sesini, nefesini kesmek için fosfor bombaları dahil binlerce bomba atıyor. Sizler televizyon yayınlarında bunları yakalıyor, bu fosfor bombalarının nasıl atıldığını ispatlıyorsunuz. Amerika başta olmak üzere Batı tüm imkanlarıyla yükleniyor, her türlü desteği veriyor ama nafile.

    Bizler de nasıl olsa hakikat bir gün ortaya çıkar diye elimiz kolumuz bağlı duramayız. Yapmamız gereken rehavete kapılmadan elimizle, dilimizle bunu anlatmaktır. Bu tür kötülükleri gördüğümüz zaman, elimizle, eğer buna gücümüz yetmiyorsa dilimizle, eğer buna da gücümüz yetmiyorsa, o zaman kalbimizle, gönlümüzle buğzedeceğiz. Bu da imanın en zayıf halidir. Bunları yapmamız lazım ve çok çalışacağız. İsrail, kardeşlerimize yaptıkları karşısında ‘Ben bu işi bitirdim.’ diyemeyecek. Onun için Lahey önemli. Bunun dışında da attığımız adımlarla bunların nefesini, soluğunu inşallah kestireceğiz. Gayret bizden tevfik Allah’tan.

    “Hamas bir terör örgütü değildir”

    Amerika Birleşik Devletleri Hazine Bakanlığı Müsteşarı Brian Nelson’ın Ankara’da temasları oldu. Bu temaslar sonrasında Türkiye’nin Hamas’ı desteklemesinden dolayı endişeli olduklarını belirtmiş. Ziyaretinden önce de bir yaptırım beklentisi içerisinde olduğuna dair haberler çıkmıştı. Oysa Amerika Birleşik Devletleri, PKK gibi terör örgütlerine yıllardır silah, finansman ve siyasi destek sağlayan bir ülke. PKK’ya böyle davranırken, Hamas konusunda Türkiye’den bu konuda beklenti içerisinde olmaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

    Ben Amerika’ya daha ilk seyahatimde orada Jewish Community ile toplantı yapmıştım. 20 yıl önce bana orada Hamas’ı sormuşlardı. Ben de demiştim ki “Hamas bir terör örgütü değildir. Onlar sadece 1947’den şu ana kadar elde tutabildikleri bir avuç toprakta mücadelelerini sürdüren insanlardır.” Şu anda ben aynı yerdeyim. Hamas’ı, kim ne derse desin, bir terör örgütü olarak asla kabul edemem. Böyle de tasvir edemem. Siz PKK’yı, YPG’yi, FETÖ’yü ödüllendirirken, hatta hatta bunları Oval Ofis’te ağırlarken, kalkıp da Hamas’ı bu şekilde yorumlamamızı bekleyemezsiniz. Ben bunu ne inancım ne vicdanımla bağdaştırırım. Hamas’ın içindekileri, El Fetih’i, Amerika gibi değil, gayet iyi tanıyorum. Hamas, herşeyden önce Filistin’in bir gerçeği, orada bir siyasi partidir ve bir siyasi parti olarak seçime girmiş ve kazanmıştır. “Terör örgütü” dediler, çamur attılar, “Tutmasa da iz bırakır.” dediler. Hamas’ı bu şekilde, başta Amerika olmak üzere, Batı, böyle bir konumlandırmayla sürekli olarak anlattı, anlatıyor. Bunu çok iyi bilmemiz lazım. Bizler dış politikamızı Ankara’da oluşturur ve sadece Türkiye’nin menfaatlerine, halkımızın beklentilerine göre dizayn ederiz. Muhataplarımız eminim ki Türkiye’nin bu tip insani krizlerde ve çatışmalardaki tutarlı ve dengeli dış politika adımlarını takdirle karşılamaktadır ancak bunları bambaşka gerekçelerle yüksek sesle dile getirememektedir. Türkiye’nin atacağı adımlara yönelik ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda beklentilerinin olması doğaldır. Ayakları yere basan, reel zeminde düşünüldüğünde bunların gerçekleşme olasılığının ne kadar düşük olduğunu tahmin etmek de güç değildir.

    Türkiye ve Yunanistan arasında Beşinci Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısı için 7 Aralık’ta Yunanistan’a bir ziyaretiniz olacak. Atina yönetiminin Türkiye’ye yönelik zaman zaman ihtilafa neden olan tutumları, açıklamaları iki ülke arasında bir süredir kırılmalara neden olmuştu. Özellikle Yunanistan’ın tutumu konusunda ne düşünüyorsunuz? Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in bir açıklaması oldu son günlerde. ‘Türkiye’yle işbirliği şart.’ dedi. Miçotakis’in bu açıklaması ne anlama geliyor sizce? Özellikle Yüksek Düzeyli İşbirliği Konsey toplantısı sonrası iki ülke arasında yeni bir dönem başlar mı?

    Temennimiz odur ki yeni bir dönem başlamış olsun. Çünkü her zaman bir ifadem var “Biz dostları artırmaya, düşmanları azaltmaya çalışıyoruz.” diyorum. Bunları ikili görüşmemizde de kendisine çok açık net, bundan önce söylediğim gibi yine söylemekte fayda olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye’den seslendiğiniz zaman Kos Adası’ndan o ses duyuluyor. Arasındaki mesafe bu kadar yakın, bu kadar geçmişi itibariyle iç içe olan iki ülkenin hala düşmanlığı körükleyen seslerle yürümesi doğru değil. Bir diğer taraftan da bizi kızıştıran kim? Bu noktada baktığımız zaman Başta Amerika Birleşik devletleri olmak üzere birileri bizi birbirimize düşürmenin gayreti içerisinde. Parasını ödediğimiz halde bize F-16’larımız verilmezken Yunanistan’a hala F-16’ları gönderiyor, mühimmatını gönderiyor. Amerika böyle yapıyor diye bizim de herhalde geri çekilecek bir halimiz yok. Yanı başımızdaki komşumuza ziyaretimizi yaparız, oturur konuşuruz. Eğer birbirimizin çıkarlarına zarar verecek tutumlar içerisine girmiyorsak mesele yok. Yolumuza aynen devam ederiz. Tabii ki görüş ayrılıklarımız var ve çözümü bir çırpıda mümkün olmayan derin meseleler bulunuyor. Fakat hemen çözebileceğimiz ve iş birliği zeminini genişletecek başlıklar da yok değil.

    Yeni bir dönem başlatır, verilen sözleri tutar ve dış etkilerden arındırılmış bir düzlemde bu ilişkileri geliştirebilirsek eminim ki kazançlı çıkarız. Bizim dış politika anlayışımız “hep ben kazanayım karşıdaki kaybetsin” değildir. Biz “kazan-kazan” anlayışı ile Atina’ya gideceğiz. Orada yeni dönemin ruhuna yakışır kararlar almak için hem ikili ilişkilerimizi hem Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini ele alacağız.

    İYİ Parti Genel Başkanı yerel seçimlere 81 ilde tek başlarına girebileceklerini söylüyordu. Ancak son dönemdeki gelişmeler ve İYİ Parti Genel Başkanı ile CHP Genel Başkanı arasındaki görüşmeden sonra süreç biraz değişti. İttifaka açık kapı bırakıldı. Genel İdare Kurulu’nda alınacak karar doğrultusunda karar açıklayacaklarını söylediler. Bu süreç sizin aday belirleme takviminizi etkiliyor mu? Bu süreci nasıl yorumlarsınız?

    Biz politikalarımızı muhalefete göre değil, tamamıyla Cumhur İttifakı’nın çerçevesiyle belirliyoruz. Bu konularda da öncelikle önümüzde Büyükşehirler ile ilgili analizler var. Büyükşehirlerle ilgili arkadaşlarımız şu anda yoğun bir çalışmanın içerisindeler. 30 büyük şehrin dışında da 51 normal il belediyesi ile ilgili değerlendirmeleri yine Cumhur İttifakı olarak yapacağız. Buradaki değerlendirmelerle birlikte de yola çıkacağız. Şu anda seçim işleri başkanlarımız, MHP’den üç arkadaşımız ve Ak Parti Genel Başkan Vekilimiz Efkan Ala ile görüşmeleri yapıyorlar. 6 kişilik komisyon bu çalışmaları tamamlayıp birkaç gün içinde de bizim üst kurulumuza getirecekler, orda da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. CHP ile İYİ Parti veya HEDEP ne yapar? Bizim bunlarla uğraşmak gibi bir derdimiz yok. Biz kendi işimize bakacağız. Bizim altılı masa, on altılı masa vesaire gibi masalarımız yok. Sadece Cumhur İttifakımız var. Bu Cumhur İttifakımızı da en uygun şekilde çalıştırmanın gayreti içerisinde olacağız. Biz yolumuza bakarız. Kimin kiminle görüştüğüne, kimin kimi nerede aday gösterdiğine bakmayız. Karşımıza kim çıkarsa en son seçimde olduğu gibi milletimizin desteğiyle dersini verir ve kendi iç buhranları ile onları baş başa bırakırız. Yeniden masa kurma çabaları varsa kurabilirler. Milletimiz zaten masadan kalkanları, sonra tekrar oturanları, birbirlerini hançerleyenleri, Cumhurbaşkanlığına layık gördüklerini kısa süre sonra Genel Başkanlık koltuğuna layık görmeyenleri çok iyi biliyor. Biz uzun zamandır bu partilerin ne dediğiyle söylemleri birbirini tutmadığı için ilgilenmiyoruz. Ne yaptıkları da bizi ilgilendirmiyor. Biz millete hakkıyla hizmet etmenin, ülkemizi güçlendirmenin, şehirlerimizi kalkındırmanın derdindeyiz. Biz şehirlerimizi en iyi şekilde yönetecek adaylarımızı oluşturmakla, projelerimize son halini vermekle meşgulüz. Onların atacağı ya da atmayacağı hiçbir adım bizi etkilemez.

    Son grup konuşmanızda ‘Yeniden İstanbul’ sloganıyla İstanbul’a özel bir önem atfettiniz. Şimdi İstanbul’u yeniden kazanacak aday konusunda kafanızda herhangi bir profil şekillendi mi? Kabinenizden herhangi bir feragat söz konusu olur mu?

    Ne olur ne olmaz, şimdi konuşulmaz. İstanbul’da da, Ankara’da da parti teşkilatımın içerisinde görevli olan arkadaşlarım çalışmalarını yürütüyorlar. Çalışmaları belli bir noktaya getirdikten, müracaat süreleri bittikten sonra biz de açıklamamızı yaparız. Şu an itibariyle bu tür açıklamayı yapmamız asla doğru olmaz. Bırakalım çalışmalar devam etsin. Belli bir noktaya gelsin. Açıkladığımız zaman da mesele bitmiştir. Hepiniz zaten bunları gayet güzel bir şekilde öğreneceksiniz. Ama bizleri mahcup edecek isimleri Allah’ın izniyle biz milletimizin önüne koymayız. Bizim belediyecilik anlayışımız dillerde destandır.

    “Kim hukuksuzluk yapıyor ise cezasını çeker”

    Biliyorsunuz sosyal medyada fenomenler var. Bunların çok sayıda takipçileri var. Böyle şatafatlı bir hayat yaşıyorlar ve bunu da biraz görgüsüzce ortaya koyuyorlar. Bu fenomenler kara para aklama, vergi kaçırma gibi suçlamalarla karşı karşıya kaldılar. Bazıları tutuklu, yargılanıyorlar. Bu olayla ilgili sizin görüşünüz nedir? Ayrıca Deniz Bank’ın bir şube müdürü, saadet zinciri dedikleri yöntemle para toplamış böyle bir iş yaptığı ortaya çıkıyor. Aslında iki tarafı var efendim bu işin. Bir tarafı yani böyle hiç makul olmayan piyasa koşulları açısından verilmesi imkansız olan bir vaatle para toplayan bir tarafta Seçil Erzan var. Bir tarafta da bu imkansız vaade kanan ünlü futbolcular var. Arda var, isim vereyim isterseniz. Emre Belezoğlu var. Bir de bu işin neresinde olduğunu kestiremediğimiz ama tartışmanın da tam göbeğinde olan Fatih Terim var. Bu olayla ilgili yorumunuz nedir?

    Türkiye hukuk devletidir ve kim hukuksuzluk yapıyor ise cezasını çeker. Konu yargıdadır ve yargı bununla ilgili gerekli araştırmasını yapmaktadır. Vatandaşlarımızın kolay para vaadiyle, kısa zamanda yüksek kar sunan dolandırıcıların türlü tuzaklarına düşmemelidir. Devlet tabii ki bunların peşindedir ve oyunları bozmaktadır. Ancak bu illegal fon vaatlerine, yasal olmayan yollarla elde edileceği söylenen karlara karşı halkımız çok dikkatli olmalıdır.

    Bu konularla ilgili kararlar inanıyorum ki yargı tarafından en ideal şekilde verilecektir. Buradan sakınma diye bir şey söz konusu değil. Bu olayda adı geçen şüphelilerle ilgili araştırmalar devam ediyor. Futbolcu arkadaşlarla ilgili de aynı şekilde süreç devam ediyor. Bankanın en üst düzey yöneticileri ile ilgili de şu anda bütün soruşturmalar devam ediyor. Öyle zannediyorum ki kısa zamanda burada da inşallah neticeleri alacağız.

    “Vatandaşımızı bugüne kadar enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyiz”

    Asgari Ücret Komisyonu 11 Aralık’ta toplanıyor. 6 aylık enflasyon ortalamasından yola çıkarak, bunu alarak asgari ücrete yüzde 35 oranında zam yapılacağı ve böylece asgari ücretin de 15 bin 393 liraya geleceği yorumları yapılıyor ekonomi çevreleri tarafından. Öncelikle asgari ücret ne kadar olur? Buna ek olarak Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan’ın asgari ücretin sadece bir kez zamlanacağı yönünde bir açıklaması olmuştu. Siz ne dersiniz?

    Asgari ücretle ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan şu anda çalışmalarını yapıyor. Bu çalışmalarını olgunlaştırdıktan sonra nihai tabloyu önümüze koyacak. Çünkü burada işçi, işveren temsilcileri ile görüşmelerini bitirdikten sonra bize neticeyi getirecek. Biz de kendisini dinleyeceğiz. Ondan sonra en uygun asgari ücret neyse bunun kararını vereceğiz. Bütün mesele tarafları mağdur etmeden bir neticeye varabilmek.

    Asgari ücret artışı zaten biliyorsunuz yıl içinde bir kezdir. Bir kez verilecek zamla bu iş biter. Bunun da sorumlusu birinci derecede Çalışma Bakanımız Vedat Işıkhan’dır. Biz vatandaşımızı bugüne kadar enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyiz.

    Ekonomi yönetimimiz bir yandan da enflasyonu dizginleyici adımlar attı, bunlar da sürüyor. İşaretler olumlu, yakında enflasyonun kalıcı bir şekilde dizginleneceğini göreceğiz. Enflasyon sorununu da tarihe karıştıracağız.

  • AK Partiden özel insanlara özel etkinlik

    AK Partiden özel insanlara özel etkinlik

    Ak Parti Yenişehir Şehit Ömer Halisdemir kültür merkezinde cumartesi günü saat 14.00’de 3 Aralık Dünya Engelliler günü özel etkinliği düzenlenecek.

    Konuyla ilgili açıklama yapan AK Parti Yenişehir ilçe başkanı Mehmet İleri, “Engelli bireylerimizle sadece bir gün değil, yılın 365 günü birlikte olmayı tercih eden bir yönetim anlayışına sahip olduğumuzu belirtmek isterim. Engelli kardeşlerimizle empati kurmamızı sağlayan böylesi bir anlamlı günde tüm vatandaşlarımızı engelleri kaldırmaya davet ediyorum. Bizlerde Ak Parti Yenişehir teşkilatları olarak onlar için özel bir etkinlik düzenledik. Şehit Ömer Halisdemir kültür merkezinde yarın (Cumartesi) günü saat 14.00’de başlayacak etkinliğimize tüm halkımız davetlidir” diye konuştu.

    Başkan İleri, “Engelli kardeşlerim olmak üzere, tüm engelli bireylerin ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü en içten duygularımla kutluyor, aileleri ve sevdikleriyle birlikte mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum” dedi.

  • Bursa’da Trilye beldesini sel vurdu

    Bursa’da Trilye beldesini sel vurdu

    Dün gece yağan şiddetli yağmur sonrası yaşanan sel Rumlardan kalma tarihi evleri ve kiliseleri ile ünlü Mudanya’nın Tirilye Mahallesinde zarara yol açtı. Tirilye’nin altından geçen kanalın tıkanmasıyla sel suları cadde ve sokaklara taştı. Dağdan kopardağı taş ve tomrukları beraberinde getiren sel, yoldaki parkeleri de söküp ne varsa önüne katarak denize kadar ilerledi.

    Gece geç saatlerden itibaren Tirilye’ye gelen Mudanya Kaymakamı Ayhan Terzi ve AK Parti Mudanya İlçe Başkanı Orhan Samast incelemelerde bulundular. Bursa Büyükşehir Belediyesi BUSKİ sabahın erken saatlerinde bölgeye vidanjörlerini gönderip temizleme çalışmalarına başladı.