Kategori: Ankara

  • Bakanlardan Göçmenler Günü programına katılım

    Bakanlardan Göçmenler Günü programına katılım

    İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı ve Avrupa Birliği iş birliği ile düzenlenen ‘18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’ programı Ankara’da bir otelde gerçekleşti. Programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Ankara Valisi Vasip Şahin ve Göç İdaresi Başkanı Savaş Ünlü katıldı. Birleşmiş Milletlerce ilan edilen ‘18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü’, her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Bu yıl Ankara’da bir otelde düzenlenen program da ‘Her göç bir hikayedir’ etiketi ile gerçekleştirildi. Programa Türkiye’de yaşayan çok sayıda göçmen katıldı. Ayrıca farklı kültürleri yansıtmak amacıyla çeşitli ülkelerden stantlar açıldı. Soylu ve Özer açılan stantları tek tek gezdi.

    “Anadolu coğrafyasının bayraktarlığını yapan Recep Tayyip Erdoğan’a minnet duyuyoruz”

    Programda konuşan İçişleri Bakan Soylu, birlikteliğin en büyük güç olduğunu dile getirerek, “Biz bu çizgiyi kendimize bir yaşam biçimi bir hayat çizgisi olarak görmeliyiz. Birlik içerisinde olursak onunda mükafatını alırız. Hiçbir siyaset düşünmeden siyasi bütün baskılara göğüs geren kendi inancının ne olduğunu bilerek, şu salondaki insanların tamamını dili, ırkı, mezhebi hiçbir şekilde ayırmadan kucaklayan kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koymuş olduğu herkese rağmen, her şeye rağmen Anadolu coğrafyasının bayraktarlığını yapan, insanlığın bayraktarlığını yapan Recep Tayyip Erdoğan’a minnet duyuyoruz, şükran duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Herkesin hikayesine sahip çıkacağız”

    Bir Müslüman için en büyük ödülün kardeşinin duası olduğunu dile getiren Soylu, “Burada bulunan herkese teşekkür ediyorum. Dünya tarihine imza atıyoruz. İmzamızdan vazgeçmeyeceğiz, herkesin hikayesine de sahip çıkacağız. Türkiye bu hikayede de büyük adımlar atmaktadır. Dünden daha güçlüyüz, inanıyoruz ki yarında bugünden daha güçlü olacağız. Hep birlikte insanlık güçlü olacak ve insanlığa hep beraber sarılacağız” diye konuştu.

    “Şu anda Türkiye’de 1 milyona yakın göçmen eğitim görmektedir”

    Programda konuşan Milli Eğitim Bakanı Özer ise göçmen statüsünde bulunan kişilerin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla birlikte eğitim aldığını dile getirerek, “Milli Eğitim Bakanlığı da özellikle genç nüfusun çok büyük oran teşkil etmesi nedeniyle o çocuklarımızı eğitimle buluşturmak için öncelikle geçici eğitim merkezlerinde, 2014 yılından itibaren ise geçici eğitim merkezlerini kapatarak eğitim öğretimin tüm kademelerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıyla birlikte eğitim alma imkanını sağlamıştır. Şu anda Türkiye’de 1 milyona yakın göçmen eğitim görmektedir. Dünyada hiçbir eğitim sisteminde bu kadar öğrenciye yer verilmemiştir” şeklinde konuştu.

    “Entegrasyonu anahtarı bu ülkenin dilini öğrenmekten geçmektedir”

    Sosyal Uyum ve Yaşam Eğitimi Programı (SUYE) çerçevesinde 1 milyon 134 bin 971 geçici koruma altındaki Suriyeliye erişerek sosyal yaşam kursu verildiğini belirten Özer şöyle devam etti:
    “2023 yılındaki hedefimiz; sadece Suriyeliler değil Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğümüz, Göç İdaresi Başkanlığı ile geçici koruma altında yaşayan tüm yabancılara SUYE çerçevesinde eğitim verecektir. Bu eğitimlerin en başında Türkçe eğitimi gelmektedir. Çünkü entegrasyonu anahtarı bu ülkenin dilini öğrenmekten geçmektedir. Onunla ilgili de İçişleri Bakanlığımız ile koordineli bir şekilde süreçleri başarılı bir şekilde yürüteceğiz.”
    Konuşmaların ardından Bakanlar Soylu ve Özer, göçmen statüsündeki kişilere sertifika takdim ederek, hatıra fotoğrafı çekindi.

  • Bakan Koca: “Hastalarımızın içi rahat olsun”

    Bakan Koca: “Hastalarımızın içi rahat olsun”

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “İlaç temininde yaşanan zorluğu birlikte giderene dek, piyasada halen az bulunan ilaçların ihracatına bir süreliğine ara verdik. Kararımıza saygıları için, ilaç üreticilerimize teşekkür ederim. İlaçta sorun çözülüyor. Hastalarımızın içi rahat olsun” ifadelerini kullandı.

  • Su kaynaklarının azalmasıyla ilgili uyarı

    Su kaynaklarının azalmasıyla ilgili uyarı

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda su kaynaklarının hızla azaldığına vurgu yaptı.

    Bugün Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile ilgili paylaşımda bulunan Bakan Kurum, “Su kaynaklarımız hızla azalıyor. Böyle giderse çok uzak değil, 10 yıl içinde küresel su kıtlığı yaşanabilir. Kaynaklarımızı daha verimli kullanmak zorundayız. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğimizi bu çerçevede günümüz şartlarına göre düzenledik. Resmi Gazete’de yayımlandı” ifadelerini kullandı.

    Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ndeki değişiklikle arıtma çamurunun ekonomiye kazandırılması hedefleniyor

    Su kaynaklarının günün gelişen ve değişen şartları çerçevesinde korunması hedefiyle Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliğinde düzenlemeye gidildi. Yapılan yeni düzenleme ile, arıtma çamuru ekonomiye kazandırılması hedefleniyor. Bu çerçevede, Arıtma Çamuru Yönetim Planı hazırlanması zorunluluğu getirilirken, arıtma çamurunun plansız şekilde yönetimi engellenmiş olacak. Yönetmelik ile, katma değer sağlayan bir kaynak olarak yönetimi için hukuki zemin sağlamlaştırılmış oldu.

    Yönetmelik değişikliği ile belediyelere sıkı takip geldi

    Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’ndeki değişikliğiyle artık kentsel atık suda endüstriyel atık su kirliliği tespit edilerek, kirliliğin azaltılmasına yönelik tedbirler alınacak. Endüstriyel kaynaklı kirliliği önlemek amacıyla belediye atıksu arıtma tesisleri için ilave izleme zorunluluğu getirildi. Kurulu kapasitesi 5 bin metreküp/gün ve üzerinde olan kentsel atıksu arıtma tesisleri çıkışında endüstriyel kirlilik parametrelerinin de izlemeleri yapılacak. Limit değerleri aşan parametre/parametreler, kentsel atıksu arıtma tesisinin deşarj standartları tablosuna eklenecek.

    Göllerde dip taraması

    Göllerde yapılacak dip tarama çalışmalarına belirli standartlar getirilerek, göllerdeki çamur kaynaklı kirliliğin önlenmesi amaçlanıyor.

    Endüstriyel atık su deşarj standartlarında kısıtlama

    Sektör bazlı mevcut atık su deşarj standartlarında Kimyasal Oksijen İhtiyacı (KOİ) parametresi için yüzde 50’ye kadar kısıtlamalara gidildi. Böylece, endüstriyel atık sulardan kaynaklanan su kirliliğinin azaltılarak su kaynaklarının kalitesinin arttırılması sağlanacak. Yapılan düzenlemeler ile ayrıca; maden sahalarında doğal olarak kendiliğinden çıkan suların alıcı ortama deşarjına ilişkin teknik detaylar belirlendi. 2 bin nüfusun altındaki küçük yerleşim yerlerinden kaynaklı evsel atık suların bertarafı için yerel şartlar dikkate alınarak daha sürdürülebilir alternatifler üretilebilmesine imkan tanındı.

  • Fuat Oktay: “Akılsızlığın ta kendisidir”

    Fuat Oktay: “Akılsızlığın ta kendisidir”

    Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2023 Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2021 Kesin Hesap Kanun teklifi kapanış konuşması yaptı. Oktay, İmamoğlu kararı hakkında şöyle konuştu:
    “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının, yargılandığı bir davada aldığı ceza üzerinden, gerek kamuoyunda gerekse Meclis’te konunun kendisiyle ilgisi olmayan bir gündem inşa edilmeye çalışıldığını gördük. Öncelikle şu hususları ifade etmek isterim: Anayasamızın ‘Yargı Yetkisi’ başlıklı 9’uncu maddesinde, yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılmaktadır.

    Yine, Anayasamızın 138. maddesinde; görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamayacağı, görüşme yapılamayacağı veya herhangi bir beyanda bulunulamayacağı; yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Anayasanın bu maddesinden anlaşılacağı üzere bizim bir yargı kararı hakkında beyanda bulunmamız mümkün değildir. Yargısal süreçler devam etmektedir. Yani karar henüz kesinleşmemiştir. Bu kararın daha istinaf ve Yargıtay aşamaları bulunmaktadır. Kararı verecek olan ne yürütme, ne TBMM ne de karalama siyasetiyle muhalefettir. Şayet verilen kararda herhangi bir eksik veya yanlış varsa, bunun düzeltileceği yer yine yargı kademeleridir.”

    “Muhalefetin kendi içindeki Cumhurbaşkanı adaylığı kavgasına, bu mahkeme kararının alet edilmesi trajikomik bir görüntüdür”

    “Mahkeme kararlarının arkasında siyasi akıl aramak, siyasal akılsızlığın ta kendisidir” ifadelerini kullanan Oktay, “Bugüne kadarki safahatı ve bundan sonraki süreci açıkça ortada olan bir konuyu, mitinglerle, ateşli beyanatlarla, asıl bağlamından kopartılmış çıkarsamalarla gündeme getirmek, niyetin başka olduğunun ifadesidir. Bu konuda mağduriyet edebiyatı yapanları, yine bu kürsüde ‘biz mağduriyet edebiyatı yapmayız’ diye haykıran muhalefet milletvekillerine havale ediyorum. Siyasette söz millete karşı söylenir, milletin iradesi muhatap alınır. Muhalefetin kendi içindeki Cumhurbaşkanı adaylığı kavgasına, bu mahkeme kararının alet edilmesi trajikomik bir görüntüdür. Mağduriyet ve siyasi oyun arıyorsanız kendi içinizdeki hizipleşmelere bakın sorumluları bulmak için, hele hele adaylık kavgasının Cumhurbaşkanımıza ve hükümetimize yönelik kirli bir kampanya üzerinden yürütülmeye kalkılması, en hafif ifadesiyle, bunu yapanların kendi kifayetsizliklerini ikrarıdır. Cumhurbaşkanımızın, bugüne kadar ki tüm seçimlerde olduğu gibi, bu seçimde de siyasi rakiplerini yenmek için mahkeme kararına ihtiyacı yoktur. Cumhurbaşkanımız mücadelesini siyaset meydanında verir, desteği milletten ister, neticeyi sandıktan alır” diye konuştu.

    “Muhalefetin buram-buram reklam kokan hareketler içinde olduğunu kamuoyu net şekilde görmektedir”
    Oktay, kendilerinin eser ve hizmet siyaseti derdinde olduklarını belirterek, “Muhalefetin buram-buram reklam kokan hareketler içinde olduğunu kamuoyu net şekilde görmektedir. Biz ‘yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve cari fazla hedefli büyüme’ dedikçe muhalefet; ayırım, gerilim, intikam, fecaat ve icazet hedefli bir modelden yana olduğunu anlattı. Kimi zaman rakamlar, kimi zaman gerçekler muhalefet tarafından çarpıtılmaya çalışıldı. Salgın hiç olmamış gibi, Rusya-Ukrayna Savaşı hiç çıkmamış; bölgemizde her şey güllük gülistanlık gibi, küresel etkiler görmezden gelindi. Her gün geçtiğiniz yolları, köprüleri, gittiğiniz son teknoloji donanımlı hastaneleri, üniversiteleri; her gün kullandığınız e-devleti hiçe sayıp vergiler havaya gidiyor dediniz. Daha 2 ay önce fabrikası boş dediğiniz TOGG’u üretip Meclisin kapısına çektik, yetmedi” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye’yi ilmek ilmek, emek emek dokuyor ve yükseltiyoruz”

    Bugün de Cumhurbaşkanı’nın doğal gaz depolama kapasitemizi yaklaşık yüzde 70’lik artış ile 4,6 milyar metreküpe çıkaran Silivri Gaz depolama tesisinin açılışını yaptığını hatırlatan Oktay, “Bu tesisimizin doğal gaz iletim sistemine günlük doğal gaz verme kapasitesini 28 milyon metreküpten 50 milyon metreküpe çıkarıyoruz. Böylece, tek bir tesis ülkemizin günlük doğal gaz ihtiyacının yaklaşık altıda birini karşılar hale gelecektir. Türkiye’yi ilmek ilmek, emek emek dokuyor ve yükseltiyoruz. Ayın her haftasını, günümüzün her anını büyük bir aşkla, şevkle, azimle çalışarak geçiriyoruz. Şu an ben burada konuşmamı yaparken ülkemizin dört bir yanında yatırımlarımız yükselmeye devam ediyor” şeklinde konuştu.

    “EYT ile ilgili düzenlemeyi hükümet olarak söz verdiğimiz gibi bu ay tamamlayacağı ve kamuoyu ile paylaşacağız”

    Oktay, EYT ile ilgili olarak, “Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) ile ilgili düzenlemeyi hükümet olarak söz verdiğimiz gibi bu ay tamamlayacağı ve kamuoyu ile paylaşacağız. Akabinde de; Meclis’teki yasama süreci sonrasında da yürürlüğe girecektir. Yine durmaya, dinlenmeye niyetimiz yok” diye konuştu.
    2023 yılında yapacaklarından bahseden Oktay, “Karadeniz Sakarya Gaz Sahasında üretilecek doğal gazı 2023’ün ilk çeyreğinde vatandaşımızın kullanımına sunacağız. Doğal gazda kaynak ülkelere yakınlığa ek olarak kaynak ülke olma yolunda ilerliyoruz. Trakya’da kurmayı planladığımız doğal gaz merkezi için atacağımız adımlarla Türkiye bir enerji üssü olacak. Akkuyu Nükleer Güç Santrali ilk ünitesinin 2023 yılında devreye alınması planlanmaktadır. Eskişehir Kırka’da 600 tonluk, Balıkesir Bandırma’da 100 tonluk, toplam 700 ton kapasiteli lityum karbonat üretim tesisinin kurulması çalışmalarını ilerletecek, böylece yeşil dönüşümde önemli bir adım daha atmış olacağız. Türkiye Kültür Yolu Festivallerini 2023 yılında 7 bölgemize 10 ilimize yayacağız” ifadelerini kullandı.

    “2021 yılında yüzde 11,4 büyüme ile rekor bir seviyeye ulaşarak G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduk”

    Oktay, Yeni Hükümet sistemi döneminde de Türkiye ekonomisinin arz güvenliğindeki kırılmalar ve salgın, küresel belirsizlik ve çatışmalara ve savaşlara rağmen dirayetle yönetildiğini ifade ederek, “Bu dönemde ortalama yüzde 4,2 büyüme performansı gösteren ülkemizde istihdam edilen kişi sayısı 2017 yıl sonundaki toplam 28,2 milyon seviyesinden 2022 yıl Ekim Ayı itibarıyla 31,6 milyon seviyesine ulaşmıştır. Salgının tüm dünyada büyük hasarlar verdiği, maalesef milyonlarca insanın öldüğü 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3 daralırken, hatta Avro bölgesi yüzde 6,1 oranında daralırken, Türkiye ekonomisi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi çerçevesinde aldığı proaktif kararlarla yüzde 1,9 oranında büyümeyi başarabilmiştir. 2021 yılında yüzde 11,4 büyüme ile rekor bir seviyeye ulaşarak G20 ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduk.

    Yine 2022 yılı ilk 3 çeyreğinde yüzde 6,2’lik büyümeyle en hızlı büyüyen ve istihdam oluşturan ekonomilerin başında geldik. Hatta OECD ülkeleri arasında sanayi üretimini en hızlı artıran beşinci ülke olduk. Bu dönemde, Türkiye turizmde de sürekli zirveyi zorlamaktadır. Seyahat gelirlerimiz 2022 yılı Ekim ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak 40,9 milyar dolar ile tarihi rekor kırmıştır. Yıl sonu itibariyle 45 milyar doları aşacaktır” dedi.

  • PTT şefini öldüren zanlı tutuklandı

    PTT şefini öldüren zanlı tutuklandı

    Ankara’nın Polatlı ilçesinde PTT şubesinde çalışan güvenlik görevlisi Hurşit K., iddialara göre işe geç geldiği için tartışma yaşadığı şube şefi Mehmet Koç’a silahlı saldırıda bulundu. Olayda şube şefi Mehmet Koç hayatını kaybederken, saldırgan Hurşit K. ‘pişmanım ben adam öldürdüm’ diyerek polise teslim oldu. Emniyetteki sorgusunun ardından mahkemeye sevk edilen Hurşit K., “kasten adam öldürme” suçundan tutuklandı.

    Pişman olduğu söyledi

    Hurşit K.’nın ifadesinde pişman olduğunu ve bir anlık cinnet haliyle cinayeti işlediği öğrenildi. Hurşit K, ifadesinde işe geç geldiğinden dolayı Mehmet Koç ile tartışma yaşadığını ve cinnet haliyle cinayeti işlediğini itiraf etti. Hurşit K.’nın ayrıca Menteşe Caddesi üzerinde polis karakoluna giderken önüne çıkan polis aracını durdurarak polise teslim olduğu ve polislere “Ben PTT’de adam vurdum, ne olur ambulansı arayın, Pişmanım” dediği öğrenildi.

    Öte yandan Koç’un cenazesi, memleketi Haymana’da cuma namazına müteakip Haymana Asri Mezarlığına defnedildi. Çok sayıda vatandaşın katıldığı cenaze namazına Haymana Belediye Başkanı Özdemir Turgut, sivil toplum örgütleri, Polatlı ve Haymana PTT çalışanları katıldı.

  • Başöğretmenlik sınav sonuçları açıklandı

    Başöğretmenlik sınav sonuçları açıklandı

    Milli Eğitim Bakanlığınca 19 Kasım’da gerçekleştirilen uzman ve başöğretmenlik sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından adayların sınav sonuçlarına ilişkin itiraz süreçleri de tamamlandı. Sınav sonuçlarına yapılan itirazların değerlendirilmesinden sonra kesin sınav sonuçları açıklandı. Sonuçlara Milli Eğitim Bakanlığının internet adresinden ulaşılabiliyor.

  • Bakan Akar’dan Saha Komutanlığına ziyaret

    Bakan Akar’dan Saha Komutanlığına ziyaret

    Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ile Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’na ziyarette bulundu.
    Tören kıtasını selamlayan Bakan Akar, Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Özdem Koçer’den faaliyetlere ilişkin brifing aldı, talimatlar verdi.

  • Bakanı Bozdağ: “Bombalı saldırıyı lanetliyorum”

    Bakanı Bozdağ: “Bombalı saldırıyı lanetliyorum”

    Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Diyarbakır-Mardin karayolu Yeşil Vadi Mahallesi Canlı Hayvan Borsası mevkiinde çevik kuvvet polislerini taşıyan servis aracının geçişi sırasında yol kenarına park edilmiş aracın patlatıldığı saldırıyı lanetledi. Bozdağ, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Diyarbakır’daki bombalı saldırıyı lanetliyorum. Yaralanan polis kardeşlerimize geçmiş olsun diyor, Yüce Allah’tan acil şifalar diliyorum. Türkiye’nin terörle mücadelesi, etkin ve kararlı bir şekilde sürecek. Ülkemizin huzur ve güvenliğine kast edenler bunun bedelini ödeyecek” ifadelerini kullandı.

  • Süleyman Soylu: “Halk her şeyi görür”

    Süleyman Soylu: “Halk her şeyi görür”

    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Çöpünü toplamakta aciz bir belediye başkanı, İETT otobüslerini çalıştırmakta aciz bir belediye başkanı belki de tarihin İstanbul’daki en aciz belediye başkanı. Bütün bu yapamadıklarını hukukun verdiği bir karar üzerinden örtüp başka bir adım atabilir mi? Siyasette her şey halkın önünde olur ve halk her şeyi görür. Burada hadsizliğe de müsaade etmemek lazım.

    Tayyip Erdoğan, İstanbul’un ve tarihin görmüş olduğu belediye başkanıdır. Tarihin görmüş olduğu en başarısız belediye başkanı ile Tayyip Erdoğan’ı kıyas bile etmek, ağza bile almak çok büyük bir hadsizlik örneğidir” dedi.
    İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katıldığı Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi Toplantısı sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Soylu, yargıya saygı duyulması gerektiğini ifade ederek, “İşinize geldiği zaman yargıyı en üst noktaya taşımak işinize gelmediği zaman yargıyı töhmet altında bırakmak ve hakaret etmek esas itibariyle çok doğru bir davranış olmayabilir.

    Burada kesinleşmemiş henüz adımları olan bir yargı kararı var. Bir önceki mahkeme safahatında da bugün yapılanlarda tam anlamıyla anayasa 138’e aykırıdır. Yargının bundan sonraki süreçlerini etkilemeye çalışan ve anayasayla teminat altına alınan yargının kendi ilkelerine göre karar verme anlayışını etkileyemeye çalışmaktır. Bir önceki mahkeme de mahkemenin etrafı billboardlarla çevrilidir. Bunlardan bir tanesini biz yapsak bizi çarmığa gererler.

    Elbette ki Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu avazımız çıktığı kadar bağırmalıyız ve söylemeliyiz ve bunu herkes sonuna kadar saygı duymalı ve sahip çıkmalı. Eleştirilebilir ama hukukun kendi ilkeleri çerçevesinde eleştirilebilir. Madem bu yargı kararına itiraz ediliyor bu 4 Kasım 2019’da söylenmiş bir söz. Tam 2 buçuk yıl sonra benim için aynı söz üzerinden niye yargıya müracaat ediliyor. Bir tane hukukçu çıksın bunu söylesin. Madem bu yargı kararı eleştiriliyor, 2 buçuk yıl sonra ‘ben bir yargı kararının mağduruyum’ diye siyaset bina ediliyor. Peki 2 buçuk yıl sonra ne oluyor da benimle ilgili benim de ceza almamı temine edecek yargı için müracaat ediliyor” diye konuştu.

    “Siyasette her şey halkın önünde olur ve halk her şeyi görür”

    Bakan Soylu, yapılanların Bizans oyununa benzediğini belirterek, “Kendi içlerindeki siyasal tartışmayı bizi basamak kullanarak siyasallaştırmaya çalışan acaba buradan kendi adıma elde edeceğim pozisyonlar için bir adım öne geçebilir miyim? diye ortaya çıkarılan bir süreçtir. Yargı devam ediyor, kararını verecektir. Çöpünü toplamakta aciz bir belediye başkanı, İETT otobüslerini çalıştırmakta aciz bir belediye başkanı belki de tarihin İstanbul’daki en aciz belediye başkanı. Bütün bu yapamadıklarını hukukun verdiği bir karar üzerinden örtüp başka bir adım atabilir mi? Siyasette her şey halkın önünde olur ve halk her şeyi görür. Burada hadsizliğe de müsaade etmemek lazım. Tayyip Erdoğan, İstanbul’un ve tarihin görmüş olduğu belediye başkanıdır. Tarihin görmüş olduğu en başarısız belediye başkanı ile Tayyip Erdoğan’ı kıyas bile etmek, ağza bile almak çok büyük bir hadsizlik örneğidir” ifadelerini kullandı.

    “İşimizi yapmaya devam edeceğiz”

    Tüm belediyelerle ilgili terör soruşturmasının gönderildiğini belirten Bakan Soylu, “Dün Mersin’de bir soruşturma yapıldı, gözaltı olayı oldu. Terörle irtibat için oldu. Eğer biz bunları yapmıyor olsaydık bugün atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Biz devletin birliğini, bütünlüğünü ve devletin masumiyetini muhafaza etmeye çalışıyoruz etmeye de devam edeceğiz. Birileri birileriyle oturup bir sözleşme yaptı diye 17 tane kırsalcıyı İstanbul Büyükşehir Belediyesine alabilme ve bunun yanında yüzlerce terörler irtibatlıyı belediyenin içerisinde terörist olarak yakalayanı biz orada barındıramayız. Bizim görevimiz bu, benden sonra geleceklerinde görevi bu. Eğer bu devlet teröre kapı aralarsa, sadece seçim malzemesi için teröristleri kendi kazandıkları yere doldurursa bunun bedeli Türkiye’de ağır olur. Biz ne denilirse denilsin hangi hakaret edilirse edilsin hangi iftirayı atarlarsa atsın işimizi yapmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “İkisinde de iade süreçleri yürüyor”

    Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer ve Levent Göktaş’ın Türkiye’ye iadesi hakkında konuşan Soylu, “İade süreçlerinin kendi adına bir rutini var. Bulgaristan’daki rutinde mahkeme farklı bir karar vermişti tekrar iade sürecine yönelik bir karar verdi. Oradan iki adalet bakanlıkları ve İnterpol üzerinden talep etmektedir. Oradaki işleyiş bitince o iadeyi bizim İnterpol’ün gidip alabilmesi temin etmesi için süreç yürüyecektir. İkisinde de iade süreçleri yürüyor” dedi.

  • “Operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır”

    “Operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır”

    MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, sosyal medya hesabı üzerinden Ekrem İmamoğlu davası hakkında paylaşım yaptı. Bahçeli, “İstanbul Anadolu 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında dün vermiş olduğu karar siyasi ortamı sadece hareketlendirmekle kalmamış, abuk sabuk pek çok tartışmayı da körüklemiş, böylelikle fırsatçılara gün doğmuştur. Malum olduğu üzere, ilk derece mahkemenin açıkladığı karar kesin olmayıp İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açıktır. Bu somut gerçek ortadayken bir kaşık suda fırtına koparmak, adeta felaket naraları atmak, darbe iddialarından bahsetmek sahtekârlıktır. Türkiye’de hukukun üstünlüğü hakim, adaletin evrensel ilkeleri havidir. Hiç kimse mahkeme önünde ayrıcalık ve imtiyaz sahibi değildir. Bir mahkeme kararını tasvip etmemek başka, hakaret etmek başkadır. Beğenilmese de yargı kararına herkesin saygı duyması mecburiyettir” ifadelerini kullandı.

    “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dokunulamaz, ulaşılamaz ve ayrıcalıklı bir şahıs değildir”

    Devlet Bahçeli Ekrem İmamoğlu ile ilgili, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı dokunulamaz, ulaşılamaz ve ayrıcalıklı bir şahıs değildir. Hakkında tesis edilen ve kesinleşmemiş bir mahkeme hükmünü fütursuzca siyasileştirip toplumsal alanda yığınak haline dönüştürmek adalet ve hukuk ilkelerine vahim bir saldırıdır. Her şeyden evvel 14 Aralık 2022 tarihinde İmamoğlu’yla ilgili davanın görüleceği herkesçe bilinmektedir. Bu durum şapkadan çıkmış bir tavşan değildir. Mahkeme kararının hitamında, senaryosu önceden yazılmış filmin Saraçhane’de gösterime sokulması da kategorik bir operasyondur” ifadelerine yer verdi.

    “Operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır”

    Hedefin Kılıçdaroğlu olduğunu söyleyen Bahçeli, “Nitekim operasyonun hedefi CHP Genel Başkanıdır. Kılıçdaroğlu’nun adaylığına soğuk ve şaşı bakanların Saraçhane tantanasına can havliyle sarılması, İP Başkanı’yla İmamoğlu’nun sevinç içinde kucaklaşmaları, bu şarkı burada bitmeyecek nakaratları tam bir düzenbazlıktır. Kılıçdaroğlu’nun Almanya’da bulunduğu esnada kural dışı hamlelerle devre dışına alınma çabaları gözden kaçmayan kurnazlık ve kumpastır. Altılı masada Kılıçdaroğlu’na yönelik birikmiş ve bilenmiş itirazlar Saraçhane’de İmamoğlu ve İp Başkanı vasıtasıyla sahneye çıkmıştır” dedi.

    “Saraçhane’de toplanan veya altılı masaya gönül veren insanlarımızın beklentisi Cumhurbaşkanı adayının bugün ilan edilmesidir”

    Altılı Masa hakkında da paylaşım yapan Bahçeli, “Bu yıl içinde sekiz defa toplanmalarına rağmen Cumhurbaşkanı adayı belirleyemeyen 6+1 formatlı masa artık geri dönülemez ve ertelenemez bir karar aşamasına gelmiştir. Dün akşamdan bu yana yargıyı suçlamak, hükümeti töhmet altında bırakmak ise haksızlıktır ve yanlıştır. Saraçhane’de toplanan veya altılı masaya gönül veren insanlarımızın beklentisi Cumhurbaşkanı adayının bugün ilan edilmesidir. Sekiz toplantıda sonuç alamayan partilerin, fiilen erkene alınmış dokuzuncu toplantıda adaylarını açıklamaları acil ve demokratik bir ihtiyaçtır. Milletimiz artık bu orta oyununa son verilmesini, istismar kumpanyasının bitirilmesini, demokrasi ve hukuk istismarlarına kilit vurulmasını arzulamaktadır. Zillet ittifakı bu sorumluluktan kaçmamalıdır ve nihayetinde de kaçamayacaktır. Bu iş bugün sonuçlanmalıdır” ifadelerine yer verdi.

    “İmamoğlu’nun durumuyla Cumhurbaşkanımızın geçmişte maruz kaldığı hukuksuzluk arasında bağlantı kurmak bir defa akıl tutulması, ileri düzeyde bir tutukluk ve tuhaflıktır”

    İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın durumunu karşılaştırmanın yanlış olduğunu belirten Bahçeli, “İmamoğlu’nun durumuyla Sayın Cumhurbaşkanımızın geçmişte maruz kaldığı hukuksuzluk arasında bağlantı kurmak, benzerlik oluşturmaya çalışmak bir defa akıl tutulması, ileri düzeyde bir tutukluk ve tuhaflıktır. Geldiğimiz bu aşamada altılı masa adayını netleştirmelidir. Aksi halde milli irade siyaset kalpazanlarına, sahte demokratlara, yargı kararından siyasi sonuç çıkarmak için Saraçhane nöbeti bekleyen parti başkanlarına bunun hesabını sandıkta misliyle soracaktır” ifadelerini kullandı.