Kategori: Ankara

  • 2023 bütçe görüşmeleri

    2023 bütçe görüşmeleri

    2023 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2021 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmeleri Enerji ve Tabi Kaynaklar, Ticaret ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlıkları ile devam etti.

    Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, yaptığı konuşmasında, “Yıllar boyunca hem karada hem de denizde ihmal edilmiş alanlarda arama ve üretim projelerine hız verdik. Son üç yılda dünya çapında keşifler yaptık. Rezerv büyüklüğü açısından Sakarya gaz sahası Tuna-1 kuyusunda gerçekleştirilen keşif, 2020 yılında denizlerde yapılan dünyanın en büyük keşfidir. Amasra-1 kuyusunda yapılan keşif ise 2021 yılında gerçekleştirilmiş dünyanın ikinci büyük keşfi olmuştur. Kara alanlarında da yeni keşif ve üretim artışlarımız devam ediyor. Son 5 yılda TPAO tarafından yapılan hidrokarbon üretimi yaklaşık yüzde 70 artmıştır. Toplam 540 milyar m3’lük doğal gaz keşfi sonrasında, keşiften ilk üretime kadar dünyanın en hızlı saha geliştirme projesini yaklaşık 2,5 yıl gibi rekor bir sürede tamamlayarak Cumhuriyetin 100. yılında yerli gazımızı milletimizle buluşturmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda derin deniz tabanındaki 170 kilometrelik boru hattının serim işlemini tamamladık. Test ve devreye alma işlemleri ise devam etmekte olup Filyos Doğal Gaz İşleme Tesisi’ndeki çalışmalarımızı da önemli ölçüde tamamladık.” diye konuştu.

    Dönmez, nükleer enerjinin önemine değinerek, “Şu anda dünyanın en büyük nükleer güç santrali (NGS) şantiyesi olan Akkuyu NGS’de dört reaktörün de inşaatı aynı anda devam etmektedir. NGS tam kapasite ile çalışmaya başlayınca, yılda yaklaşık 35 milyar kWh ile ülkemizin mevcut elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 10’u sıfır emisyon ile karşılanacaktır. Akkuyu NGS dışında en az iki tane daha NGS’nin kurulmasına yönelik çalışmalarımız da devam etmektedir. Böylece, hükümetlerimiz öncesinde on yıllardır gerçekleştirilemeyen bir hayali daha hayata geçirmek, Türkiye Yüzyılına nasip olacaktır” dedi. Amasra maden kazasına değinen Dönmez, “Amasra maden kazası sonrasında, kazanın her yönüyle araştırılarak sorumluların belirlenmesi için bir yandan adli ve idari süreç devam ederken diğer yandan da TBMM Meclis Araştırması Komisyonu kazayı ele almaktadır. Biz de Bakanlık olarak söz konusu komisyonun çalışmalarına ilgili kurumlarımız ile her türlü katkıyı sağlıyoruz. Diğer yandan vefat eden madenci kardeşlerimizin geride kalan yakınlarına da sahip çıkıyor, her türlü maddi ve manevi desteği veriyoruz. Bu çerçevede yapılan düzenleme ile vefat eden madencilerimizin yakınlarına aylık bağlanacak ve kamuda istihdam olanağı sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Düzce depremine ilişkin olarak, “Düzce’de; her afette olduğu gibi, depremin ilk saatleri itibariyle 600 uzmanımızla çalışmalarımıza başladık. 60 bin bina, 157 bin bağımsız birimde hasar tespitlerimizi özverili bir çalışmayla tamamladık. Ağır hasarlı 791 binamızın 210’unun yıkımını süratle tamamladık. Bu vesileyle; Düzceli kardeşlerimize ifade etmek isterim ki; acı bir depremle sarsıldığımız Elâzığ ve Malatya’mızdaki kardeşlerimiz nasıl yeni yuvalarında hayat sürüyorlarsa; İzmir’de, evlerine kavuşan kardeşlerimiz, nasıl huzur içerisindeyse; İzmir tarihinin en büyük dönüşümüyle nasıl umut dolularsa; Düzce’mizde de inşallah aynı güzellikleri yaşatacağız. Tüm kurumlarımızla, belediyelerimizle el ele vererek binalarımızı yenileyecek, milletimizin yeni yuvalarını, yine en hızlı şekilde teslim edeceğiz, hayır dualarını alacağız! Düzce’mizde, en büyük tesellimiz can kaybımızın olmamasıydı. Şehirdeki binaların yüzde 80’inin, 99 sonrası düzenlemelere uygun bir şekilde yapılmış olması; yine burada yaptığımız nitelikli, başarılı kentsel dönüşüm çalışmaları, hasarın daha kötü olmasına mani olmuştur” ifadelerini kullandı.

    Kurum, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm’ hedefini ortaya koyduğunu söyleyerek, “Bugün 81 şehrimizde yaptığımız kentsel dönüşümü; yavrularımızın istikbal meselesi olarak görüyor, 922 ilçemizin tamamını adeta baştan aşağı yeniliyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde geçen 20 yılda, tam 13 milyon vatandaşımızın, başka bir ifadeyle, Yunanistan, Portekiz, İsveç nüfuslarına denk sayıda insanımızın huzur içerisinde yaşadığı tam 3 milyon 200 bin konutumuzu yeniledik! Bir seferberlik şuuruyla; şu anda sahada, 250 bin konutumuzu, canla başla yeniliyoruz! Medeniyetimizin başkenti İstanbul’umuz, bu noktada deprem dönüşümünün merkezi konumundadır. İstanbul’umuzda tam 695 bin konutun dönüşümünü tamamladık. Bugün, 39 ilçemizde girilmedik mahalle bırakmadık” diye konuştu.

    TOKİ projesine ilişkin olarak Kurum, “TOKİ’mizle ürettiğimiz, bir milyon 170 bin sosyal konutla hiçbir ülkenin yapmaya cesaret dahi edemeyeceği bir istikbal yatırımını hayata geçirdik. Şu an 81 ilimizde 138 bin yeni yuvamızın inşası sürüyor. Bizim gözümüz hiçbir zaman dışarıda olmadı! Hele hele ithal ekonomi uzmanlarında, ithal iklim ve şehircilik uzmanlarında hiç olmadı! Bizim kulağımız da, aklımız da hep millette oldu, milletimizin rızasında oldu! Türkiye olarak kendi kaynaklarımızı oluşturduk, planımızı yaptık, milletimiz bizden yeni yuvalar istedi, biz de yaptık. Şimdi yine Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut hamlesini yerli ve milli imkânlarımızla, büyük bir gururla başlattık. 500 bin sosyal konut, 1 milyon altyapısı ve imarı hazırlanmış konut arsası ve 50 bin iş yerimizi halkımıza sunuyoruz. Projemize; 8 milyonu aşkın vatandaşımız başvuru yaptı. 5 milyon 135 bin başvuru ise kuraya katılmaya hak kazandı” dedi.

    Bakan Kurum, sıfır atığa ilişkin olarak, “Bugün tam, 150 bin kurum binamız sıfır atığa geçti, artık binalarımıza çöp kamyonu girmiyor. Plastik poşet kaynaklı 550 bin ton plastik atığın oluşumunu ve 23 bin ton sera gazı salınımı engelledik. Bu yıl da aldığımız kararla, poşet fiyatlarını 25 kuruş olarak belirliyor ve herhangi bir artışa gitmiyoruz. Şimdi poşette gösterdiğimiz başarıya, inşallah, Depozito Yönetim Sistemi’mizle de ulaşacağız. 2023’ün sonuna kadar ülkemizin her yerinde 7 bin depozito iade noktasıyla milletimize hizmet verecek; ekonomimize katkı verecek ve en önemlisi de doğamızı koruyacağız” ifadelerini kullandı.

  • 2023 yılında poşet fiyatları

    2023 yılında poşet fiyatları

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Genel Kurulunda Bakanlığının 2023 yılı bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada, “Plastik poşet kaynaklı 550 bin ton plastik atığın oluşumunu ve 23 bin ton sera gazı salınımını engelledik. Bu yıl da aldığımız kararla, poşet fiyatlarını 25 kuruş olarak belirliyor ve herhangi bir artışa gitmiyoruz. Şimdi poşette gösterdiğimiz başarıya, inşallah, Depozito Yönetim Sistemi’mizle de ulaşacağız. 2023’ün sonuna kadar ülkemizin her yerinde 7 bin depozito iade noktasıyla milletimize hizmet verecek; ekonomimize katkı verecek ve en önemlisi de doğamızı koruyacağız.” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Muş’tan marketlerle ilgili açıklama

    Bakan Muş’tan marketlerle ilgili açıklama

    Ticaret Bakanı Muş, zincir marketlerin fiyat paylaşmasına ilişkin soruyu TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde cevapladı. Bakan Muş, “Zincir marketlerin satış fiyatlarının Bakanlıkla paylaşılması. Piyasadaki diğer paydaşlarla da paylaşılacak. Elektronik olarak almış olacağız. Daha yakın takip sistemi oluşturacağız. Gerekli adımlar atılıyor. Bakanlıklar TBMM’nin yasalarını uygulamakla görevledir. Sonuna kadar uyguladığımızı belirtmek isterim” diye konuştu.

  • UNICEF’ten mülteci çocukların sorunlarına çözüm

    UNICEF’ten mülteci çocukların sorunlarına çözüm

    Ankara Cermodern’de Avrupa Birliği finansmanı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) iş birliğinde 2017’den beri mülteci çocuklara yönelik yürütülen Şartlı Eğitim Yardımı (ŞEY) programı düzenlendi. Programda Şartlı Eğitim Yardımında gelinen noktalar, şimdiye kadar elde edilen veriler ve Türkiye’nin 81 ilinde 811 binden fazla çocuğa düzenli nakit yardımı sağlanarak eğitimleri desteklenirken, 15 ilde 170 binden fazla çocuğa da koruma hizmetlerine erişim imkanlarından yararlanması yer aldı. Programa, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı İsmail Ergüneş, mülteci insanlar ve birçok üst düzey yönetici katıldı.

    Şartlı Eğitim Yardımında tecrübe paylaşımı ve kaydedilen ilerlemeye ilişkin en son verilerini paylaşarak kurumlar arasındaki iş birliği ve iletişimi daha da geliştireceklerine inandıklarını dile getiren Ergüneş, “2017 yılından geçtiğimiz Ekim ayına kadar yabancı çocuklar için yürütülen şartlı eğitim yardım programını, koordinasyonunu UNICEF gerçekleştiriyordu. Bugüne kadar titizlikle yürütülen bu görevi UNICEF’ten Türkiye hükümeti olarak ekim de devraldık. Hedefimiz ülkemizdeki en kırılgan yabancıların onurlu bir hayat sürdürmelerini sağlamaktır. Göçle gelen insani değerleri yaşatmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Maalesef ki küreselleşmenin yeni sınavı insanın masumiyeti üzerine olmaktadır. İnsan masumiyetini yok eden insan varlığını tehdit eden küreselleşme sadece mülteciler açısından değil insanlığın geleceği açısından da ciddi tehditler oluşturmaktadır” diye konuştu.

    “Yıllardır göç ve savaşları bu coğrafya yaşamak zorundaymış gibi bir türlü nihayete erdirilememiştir”

    Ergüneş ülkenin demokrasisinin ve ekonomisinin güçlenmeye başlanmasıyla göç ve mülteci konusunun daha ciddi bir şekilde ele alınmasının ertelenemez bir hal aldığını belirterek şunları kaydetti:
    “Dünya, son yüz yılda insanlığın ortak değerleriyle daha fazla yüzleşmek zorunda kalmıştır. Savaşın yıkıcı ve tahrip eden gücü insanları, doğup büyüdükleri topraklardan söküp atmıştır. Anneler, çocuklar koca bir maziyi arkalarında bırakarak yeni bir umuda yürüyor. İklim koşulları, ekonomik şartlar, insanın refah arayışı, savaşlar, iç çatışmalar, terör olayları göçü hızlandıran nedenler arasında ilk sırada yer alıyor. Göç ve mülteci sorunun özellikle İslam coğrafyalarında odak haline gelmesi üzerinde çok yönlü düşünülmesi gereken bir konudur. Yıllardır göç ve savaşlar bu coğrafyanın yaşamak zorundaymış gibi bir türlü nihayete erdirilememiştir. Şu an dünyada 103 milyonun üzerinde yerinden edilmiş kişi ve 32 buçuk milyon civarında da mülteci bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2017 verilerine köre bu rakam 68 buçuk milyon yerinden edilmiş kişi varken bunun 25 milyonu mülteci konumdadır. Son 5 yılda bu rakamın yüzde 50 artması gerçekten düşündürücüdür ve bu 103 milyon yerinden edilmiş kişinin maalesef yüzde 70’ini kadın ve çocuklar oluşturmaktadır. Burada yok edilen insanlığın onurudur, insanlığın sahip olduğu ortak değerlerdir, yok olan adalet duygusudur, yok olan insanlığın geleceğidir.”

    “Okumak bir kız çocuğu için kendine yapabileceği en büyük iyiliktir”

    Programı Urfa’da okurken duyduğunu belirten katılımcı Hiba Alkhatib, ailesinin eğitime verdiği önemle bugünlere geldiğini aktararak, eğitimin insanın kıymetini arttırdığını söyledi. İnsanlara kalmaması önerisinde bulunan Alkhatib, “Okumak bir kız çocuğu için kendine yapabileceği en büyük iyiliktir” dedi.

    Eğitimin insanın özgüvenini arttırdığını ifade eden mülteci Hamza Sakhen, eğitim desteğinin ulusal medeniyeti ilerlettiğini kaydederek, göçmen oldukları için ŞEY programının onlar için önemli olduğunu dile getirdi. Sakhen ayrıca program ile hem kendilerini tanıtma hem de Türk öğrencileri kültürlerini tanıtma fırsatı bulduklarını kaydetti.
    Program, tecrübe paylaşım etkinliğinin ardından hatıra fotoğraf çekimi ile sona erdi.

  • Cezire bölge sorumlusu etkisizleştirildi

    Cezire bölge sorumlusu etkisizleştirildi

    Terör örgütü PKK/YAT’ın sözde Cezire bölge sorumlusu Roj Habur kod adlı Ciwana Heso, MİT tarafından Suriye’de düzenlenen operasyonla etkisiz hale getirildi. Özel askeri eğitimlerini Suriye’de ABD güçlerinden alan ve geçmişte PKK/YPG’nin suikast eğitimlerini verdiği sözde Dilovan Akademisi kadın sorumlusu olarak faaliyet yürüten Heso’nun Türkiye’ye eylem gerçekleştirecek kadroları eğittiği belirlendi. Faaliyetleri nedeniyle MİT’in hedef listesine giren Ciwana Heso, sızdırılan saha ajanları tarafından takibe alındı. Uzun süre izlenen Heso, gerçekleştirilen operasyonda korumaları ile birlikte etkisiz hale getirildi.

    Ciwana Heso’nun eğittiği örgüt mensuplarının Barış Pınarı Harekatı bölgesi ile Mardin, Şırnak hattında görevli Türk güvenlik güçlerine karşı taciz ve saldırılar
    gerçekleştirdiği belirtildi. YAT, PKK’nın Suriye’deki özel güç birliği olarak faaliyet yürütüyor ve sınır hattındaki Türk güvenlik güçlerine sızma, pusu gibi eylemleri organize ediyor.

  • Fiyat İstikrarı Komitesi’nin 7. toplantısı

    Fiyat İstikrarı Komitesi’nin 7. toplantısı

    Hazine ve Maliye Bakanlığı, Komite ile ilgili yaptığı açıklamada “Öngörüldüğü üzere Ekim ayında tepe noktasına ulaşan yıllık enflasyon, küresel gelişmeler ve aldığımız tedbirler sayesinde Kasım ayından itibaren düşüş eğilimine girmiştir. Piyasadaki enflasyon beklentilerinin son dönemdeki aşağı yönlü seyri, enflasyondaki ataletin zayıfladığına işaret etmektedir.

    Beklentilerdeki bu iyileşmenin de etkisiyle yıllık enflasyondaki düşüş, Aralık ayından itibaren daha da belirginleşecektir. Komitede, girdi maliyetlerinin yanı sıra gıda fiyatlarındaki görünüm de detaylı olarak ele alınmıştır. Ayrıca, öncelikle dar gelirli ve sabit ücretliler olmak üzere vatandaşlarımızın alım gücünü artıracak ilave adımlar kapsamlı olarak değerlendirilmiştir.

    Komitede, kalıcı fiyat istikrarı ve dengeli büyümenin devamı için ihtiyatlı maliye politikalarının yanı sıra selektif kredi uygulamasının sürdürülmesinin önemi ele alınmıştır. Fiyat İstikrarı Komitesi’nde daha önce alınan karar çerçevesinde fiyatların şeffaf bir şekilde izlenmesi amacıyla hayata geçirilmesi planlanan fiyat takip sisteminde yasal altyapı çalışmaları tamamlanmış olup uygulamanın kısa sürede devreye girmesi için teknik çalışmalar hızlandırılacaktır. Önümüzdeki süreçte Komite tüm paydaşlarla koordinasyon içerisinde çalışmalarına devam edecektir” ifadeleri kullanıldı.

  • İYİ Parti Sözcüsü Zorlu konuştu

    İYİ Parti Sözcüsü Zorlu konuştu

    Meclis’te bütçe görüşmelerinin ikinci gününde milletvekilleri arasında gerginlik yaşandı. Yaşanan tartışmalar çerçevesinde AK Parti Bursa Milletvekili Zafer Işık ile İYİ Parti Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs arasında yumruklaşma oldu. Arbedede fenalaşan İYİ Partili Hüseyin Örs hastaneye kaldırılarak, tedbir amaçlı yoğun bakıma alındı. Edinilen bilgiye göre, Örs’ün kalp ritminde bozukluktan ötürü rahatsızlandığı öğrenildi. Örs’ün kaldırıldığı hastane önünde İYİ Parti Sözcüsü Kürşat Zorlu ve İYİ Parti Milletvekili Aylin Cesur açıklamalarda bulundu.

    Kavgada başından da yaralandığı belirtilen Örs’e ilk müdahaleyi aynı zamanda doktor olan İYİ Partili Aylin Cesur yaptı. Cesur, Örs’ün sağlık durumuyla ilgili, “Başına yediği darbe sonrası durumu iyi değildi. EKG çekildiğinde kalbin durma aşamasından bir önceki aşama olan kalp ritminde bozulma olduğunu gördük. Hastanede ilk müdahale yapıldı. Yapılan müdahale kalp ritminin geri gelmesi için yapıldı. Bu müdahaleye olumlu geri dönüş yaptı. Ancak hayati tehlikesi devam ediyor. Şu anda uyutuluyor” diye konuştu.

    “Hüseyin Bey olayı yatıştırmak adına hareket ediyordu”

    Saldırıya ilişkin hastane önünde açıklamada bulunan Kürşat Zorlu ise saldırının utanç verici olduğunu söyleyerek, şu şekilde konuştu:
    “Bu saldırıyı gerçekleştirenler için utanç verici bir durumdur. Demokrasiyi, uzlaşmayı bir tarafa bıraktıklarını biliyorduk ama insanlığı bir tarafa bıraktıklarını milletimiz bir kez daha görmekte. Hüseyin Bey olayı yatıştırmak adına hareket ederken o sırada AK Parti’li bir milletvekili, parmağında da bir yüzükle milletvekiline saldırıyor. Bu milletin vekilliği değil milletin cellatlığına soyunmaktır.”
    Zorlu, İYİ Parti Milletvekili Hüseyin Örs’ün durumu hakkında gelişmelerin aktarılacağını bildirdi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyonla ilgili konuştu

    Cumhurbaşkanı Erdoğan enflasyonla ilgili konuştu

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonunun (TİSK) 28. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna krizi gibi sınamalardan geçtiği dönemde görevini layıkıyla yerine getirdiğini söylediği TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol’a ve yönetim kurula üyelerine teşekkür etti.

    İşçi ve işveren kreşimi arasındaki diyaloğun güçlü olmadığı, ilişkilerin sağlıklı yürümediği noktalarda sosyal huzursuzluk yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çünkü çalışma hayatının bir tarafında işçiler, diğer tarafında işverenler bulunmakta. Devlet de her iki tarafın beklentilerini ve çıkarlarını gözeten bir konumla bu denklemde yerini almaktadır” dedi.

    Erdoğan, Türkiye’nin sosyal barışı tehdit eden gerilimlerin yol açtığı sıkıntıları çokça yaşamış bir ülke olduğunu belirterek, “Kuruluş amaçlarının dışına çıkarak ideolojik kavgaların bayraktarlığını yapan tarafların çekişmelerinin ülkemize ağır maliyetleri olmuştur. Bunun için biz, iktidara geldiğimiz günden beri ülkenin ve milletin çıkarlarını en üstte tutarak tüm kesimlerin hassasiyetlerini dikkate alan politikalar geliştirmeye ve uygulamaya özel önem verdik” diye konuştu.
    Çalışma hayatını tüm tarafları ile dinlediklerini, adaleti ve hakkaniyeti elden bırakmadan orta yolu bulmaya, sorunlara gerçekçi ve sürdürülebilir çözümler üretmeye gayret gösterdiklerini dile getiren Erdoğan, “Tıpkı çalışanlarımız gibi işverenlerimizi de bunun en yakın şahididir. TİSK, temsil ettiği işverenlerin milli gelirimize, ihracatımıza, istihdamımıza katkıları ile bu tabloda kritik bir konuma sahiptir” ifadelerini kullandı.

    Erdoğan son dönemde asgari ücret tespitinden vergi dilimlerinin belirlenmesine kadar her konuda işverenlerle yakın mesai yaptıklarına dikkati çekerek, “Anlayış birliği için hareket ettik. TİSK’in sadece rapor yayınlayan birileri gibi, sadece demeç veren bir kuruluş olmanın ötesine geçerek ülkenin ve milletin sıkıntılarının çözümünde fiilen görev alması bu sürecin en önemli sebebidir. Ülke içinde ve ülke dışında pek çok kurumdaki temsil gücünü yapıcı bir anlayışla kullanan TİSK’in yükselen itibarından biz de memnuniyet duyuyoruz. Niyet haris olduğunda yapıcı bir yaklaşım benimsendiğinde çalışma hayatımızda çözülemeyecek hiçbir sorun olmadığını hep birlikte gördük, yaşadık. İnşallah önümüzdeki dönemde de aynı anlayışla beraberce ülkemize daha büyük ve tarihi hizmetler kazandırmayı sürdüreceğiz” değerlendirmesini yaptı.
    “Dünya milli gelir sıralamasında bugün bulunduğumuz yerin iki kat üzerinde bir yere ulaşabilecekken biraz daha sabretme mecburiyetinde kaldık”

    Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
    “Geçtiğimiz 20 yılda gerçekleştirdiğimiz asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımları hayatın her alanı gibi ekonomide de tarihi dönüşümlere yol açmıştır. Türkiye’nin ekonominin tüm alanlarındaki ölçeği, küresel rekabet gücünün bir ifadesi olarak fevkalade yükselmiş, büyümüştür. Makroekonomik göstergeleri, ülkemizin hangi alanlarda üç kat, beş kat, on kat büyüdüğünü sizler zaten yakından takip ediyorsunuz. Burada dikkati çekmek istediğim konu, Türkiye’nin bilhassa son 10 yılda maruz kaldığı siyasi ve ekonomik engellemelere, tuzaklara, saldırılara rağmen, bölgesel ve küresel liderlik seviyesine ulaşmasıdır.

    Asıl hedeflerimize yönelmek için daha büyük atılımlar yapmaya hazırlandığımız dönemde ardı ardına yaşadığımız konuların hepsinin altında ülkemizi belirli bir çizginin altında tutma niyeti vardır. Cumhuriyet tarihi boyunca defalarca tecrübe ettiğimiz bu senaryo, milletimizle birlikte verdiğimiz kararlı mücadele sayesinde ilk defa işe yaramamış, çeyrek asır geriye gidişimizle sonuçlanmamıştır. Bu süreçte elbette bedeller ödedik, kayıplar da verdik. En basitinden dünya milli gelir sıralamasında bugün bulunduğumuz yerin iki kat üzerinde bir yere ulaşabilecekken biraz daha sabretme mecburiyetinde kaldık. Gerçi, milli gelirin satın alma paritesine göre hesabında 11. Sıraya yükseldik. Ama biz bunu yeterli görmüyoruz. İnşallah uyguladığımız ekonomi programını başarıya ulaştırarak küresel krizleri fırsata dönüştürerek ve hep birlikte daha çok çalışarak ülkemizi, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasına çıkaracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”

    “Ekonomimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgeninde teslim alma girişimlerinin yol açtığı sıkıntıların da farkındayız”

    İş dünyası ve vatandaşların müsterih olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Vesayete, darbecilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere verdiğimiz mücadele asla boşa gitmemiştir. 20 yıl önce doğunun, güney doğunun halini düşünün. Terörden aman alabiliyor muyduk? Yatırımlar, doğuda ve güney doğuda var mıydı? Devam ediyor muydu? Yok. Ama şimdi doğuda ve güneydoğuda yatırımlarımız elhamdülillah devam ediyor. Ve orada istihdam yatırımla beraber ne yaptı? Arttı. Üretim arttı. İhracat arttı. Cari fazla yoluyla büyüme hamdolsun başladı. Şimdi artık Türkiye, dünyada büyüyen ülkeler sıralamasında ilk üç-ilk beş arasındaki yerini alıyor.

    Ama kimse Türkiye’nin bu büyümesine bakmıyor. Hala onlar başka yerlerde geziyorlar. Bizse ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma hikayesindeki kısır döngüyü kırmayı hamdolsun başardık. Artık siyasette, ekonomide, diplomatik ve askeri stratejilerinde kendi kararlarını kendi veren, kendi altyapısını kendi oluşturan, kendi hedeflerini kendi belirleyen bir Türkiye var. Bizim geleceğimiz artık birilerinin elinde değil. Artık geleceğimizi milletimizin kendisi belirliyor. Bu gün ülke olarak Balkanlar’dan Afrika’ya, orta Asya’dan güney Asya’ya kadar geniş bir alanda sözde değil, fiilen etki sahibi, muhataplarımızla sadece irrasyonel değil gerçek ilişkiler kurabilen bir konuma geldik. Çevremizde siyasi ve insani krizler kol gezerken biz güven ve istikrar içinde geleceğimize bakabiliyoruz. Ekonomimizi faiz, kur, enflasyon şer üçgeninde teslim alma girişimlerinin yol açtığı sıkıntıların da farkındayız. Sebeplerini bildiğimiz bu sıkıntıların sonuçlarını önce hafifletmek, ardından da tamamen ortadan kaldırmak için yoğun ve kararlı bir çalışma içindeyiz” dedi.

    “Enflasyon, şubat ayından itibaren daha makul ve kontrolü kolay bir yere gelecektir”

    “Elhamdülillah Türkiye olarak bizim raflarımız boş değil ama Avrupa’da raflar boş”
    Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerinin, iyileşmenin sürdüğünü gösterdiğini aktararak, “İnşallah yılbaşı ile bu iyileşme hızlanacak. Özellikle önümüzdeki şubat ayından itibaren daha makul ve kontrolü kolay bir yere gelecektir. Ülkemizin dört bir yanında başlayan ve halen süren ateşi ülkemize taşımak için nice sinsi oyunlar oynandığına beraberce şahit olduk. Sınır ötesi harekatlardan, üretimi ve istihdamı destekleyecek, sosyal dengeyi koruyacak, geniş programlara kadar tüm bu oyunları bozacak pek çok önemli adımlar attık. Türkiye’yi, diğer yöntemlerle dize getiremediklerini görenler son olarak ekonomi silahını çekti. Zaten şu andaki gidişte ellerinde dört tane silah. Eğer başarabilirlerse.

    Biri ekonomi, bir diğer diplomasi, bir diğeri -özellikle yatıyorlar kalkıyorlar- mülteci sorunu ve bütün bunlarla beraber acaba biz bu dörtten neyi nereye çekeriz de bu iktidarı -onlar iktidar da demiyorlar- bu Erdoğan’ı indiririz. Erdoğan fani, biz bugün varız yarın yokuz. Herkes ne yaptığına baksın. Ne yapacağına baksın. Hatırlayın 2018 Ağustos’unda ülkemiz, ekonomiyi yok etme tehditleri ile karşı karşıya kalmıştı. Yaklaşık 1 yıl önceki kur dengesizliği ile zirveye çıkan hadiseleri akıl ve vicdan sahibi hiç kimse iktisat biliminin kuralları ile izah edemez. Velev ki kimi noktalarda bizim eksikliklerimiz olsa bile hiçbirinin böyle bir sonuç vermesi mümkün değildir. Ekonomi diyorlar. Ekonomide şu anda Avrupa’nın haline bakın. Elhamdülillah Türkiye olarak bizim raflarımız boş değil ama Avrupa’da raflar boş” diye konuştu.

    “Mermisini üretemeyen bir Türkiye varken bugün artık mermisini bırakın bütün mühimmatını kendi üreten bir Türkiye var”

    Erdoğan, şunları kaydetti:
    “Bütün bunlarla beraber terörle mücadelede, şu anda batının terörle mücadeledeki hali ortada. Türkiye ise terörle mücadele şu anda bütün o engelleri aşmış, terörü yerinde yani bu terör eğer Suriye’nin kuzeyinden kaynaklanıyorsa biz onları içeri sokarak değil, Suriye’nin kuzeyinde bitiriyoruz. Mücadelemiz bu. Şimdi çıkmış birileri diyor ki: Kobani’yi şöyle yapamazsınız böyle yapamazsınız. Kobani bitti ya, neyi yapamazsınız? İdlib’de, Kobani’de bütün buralarda gereken tedbirlerimiz ne ise her an alıyoruz, aldık ve bundan sonra da alacağız. O terörist dostlarınıza söyleyin, Türkiye onlar için artık öyle bereketli bir yer değil. Buraya girmeye kalktıkları anda burası onlar için boğulacakları bir yerdir.

    Türkiye, her yönüyle bütün imkanları ile savunma sanayisi ile Göreve geldiğimiz yerli neydi yüzde 20. Şimdi yerli ne yüzde 80. Buradan buraya geldik. Mermisini üretemeyen bir Türkiye varken bugün artık mermisini bırakın bütün mühimmatını kendi üreten bir Türkiye var. İHA’sı ile SİHA’sı ile AKINCI’sı ile F-16’ları ile bütün savaş uçaklarının mühimmatını kendi üreten bir Türkiye var. ‘Ne olur bize gönderin’ diyen bir Türkiye yok. Şimdi artık, bütün bu mühimmatını üretmek suretiyle gerek teröristlere karşı gerek dışardan Dışarı dediğimiz ne? Bakın Karabağ’da mıydık? Karabağ’daydık. Niye? Azeri kardeşlerimizle beraber olduk. Libya’da mıydık? Libya’daydık. Orada da gerekenleri yaptık. Bize kardeş bize ‘gardaş’ olanlarla biz kardeş ve ‘gardaş’ olmaya devam edeceğiz. Dostlarımızı artıracağız ama düşmanlarımız da hadlerini bilecek. Türkiye’nin, Türk milletinin tarih boyunca defalarca tezahür etmiş bir özelliği vardır. Biz bekamızla ilgili bir tehdit gördüğümüzde hiç kimsenin beklemediği ve inanamadığı atılımlar yapma, yöntemler geliştirme, zaferler elde etme kabiliyetine sahibiz.”

    “Bırakınız Türkiye diz çökmeyi tam tersine yeni bir şahlanış içine girmiştir ve bu şahlanışımız devam edecektir”

    Erdoğan bugün Azerbaycan’da gerçekleştirilen “Kardeş Yumruğu” Azerbaycan-Türkiye Birleşik Müşterek Tatbikatı’na atıfta bulunarak, “Azeri kardeşlerimizle beraber devam eden bir tatbikat. Bu tatbikatta Azeri kardeşlerimizle bizim askerimizin komandolarımızın birlikte tatbikat bugün sona erdi. Onlara bir bağlantı kuruldu. Onlarla bir görüşme yaptım. Bütün mesele o heyecanı, o coşkuyu paylaşabilmek. Bunun esbabımucibesi (gerekçe) vardı. O esbabımucibe de malum o sınırlarda yaşanan, istenmeyen ama olan o sıkıntıları yerinde giderebilmek. Tabii İlham ‘gardaş’ımızla beraber konuştuk, planladık ve adım attık. Bu tabii farklı bir gelişmeyi bölgede yaşatıyor. Azeri-Türk kardeşliğini ‘iki devlet tek millet’te buluşturuyor. Bu adımı attık. Bundan sonra da bunları atmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde güney sınırları terör örgütleri ile kuşatılan, Avrupa Birliği’nden tamamen siyasi sebeplerle dışlanan, batının örtülü teknoloji ambargosuna maruz bırakılan, doğusunda ve kuzeyinde fiili savaşlar yaşanan, Akdeniz ve Ege’de suni krizlere sürüklenmeye çalışılan bir Türkiye. Bırakınız diz çökmeyi tam tersine yeni bir şahlanış içine girmiştir ve bu şahlanışımız devam edecektir” diye konuştu.

    “Güya bizi köşeye sıkıştırmaya çalışanların hepsi şu anda bizden çok çok kötü durumdalar”

    Erdoğan, Türkiye’nin sahip olduğu altyapıları ele alarak, şu ifadeleri kullandı:
    “Terörle mücadelede güvenlik altyapımızın, sığınmacı krizinde insani yardım altyapımızın, Covid-19 salgını krizinde sağlık ve sosyal destek altyapımızın, küresel emtia ve tedarik krizinde üretim altyapımızın Rusya-Ukrayna krizinde diplomatik altyapımızın, kur ve enflasyon krizinde ekonomik potansiyelimizin gücünü biz bu sıkıntılı dönemde dünyada ispatlayan nadide ülkelerden biri olduk. Güya bizi bunlarla köşeye sıkıştırmaya çalışanların hepsi şu anda bizden çok çok kötü durumdalar. Dün Türkiye boğmaya çalışanlar, bugün pek çok konuda umutlarını bize bağladıklarını ifade ediyorlar. Biz kendi gücümüzle kendi politikalarımızla ayakta kaldığımız, kendi hedeflerimize göre yol yürüdüğümüz için herkesle konuşmaya herkesle çalışmaya devam ediyoruz. Ama dünyayı yeniden iki kutuplu hale getirmek için çatışmaları ve gerilimleri sürdürenler ile bunlara tabi olanlar güvenlik ve refah düzenlerini tehdit eden acı sınamalardan geçiyorlar.”

    ‘Türkiye Yüzyılı’ programı ile cumhuriyetin 100. Yılını daha büyük bir atılımın miladı haline dönüştürme iradesini dünyaya ilan ettiklerini kaydeden Erdoğan, “Bu vizyonun siyasi ve ekonomik şekillendirmesini milletimiz ve onun bir parçası olan siz değerli kardeşlerimizle birlikte yapacağız. İnşallah 2023’ten itibaren bu programı adım adım hayata geçirmeye başlayacağız. Hayatının yarım asrını siyaset yoluyla milletine hizmete adamış, son 20 yılında da başbakan ve cumhurbaşkanı olan ülkeyi yönetmiş bir kardeşinizim. Hedefim, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonu ile gençlerimize hayallerini hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Bunu da başararak milletimizin hayır duasını aldığımda huzuru kalp ile emaneti sahibine teslim edeceğimize inanıyorum. İşverenlerimizden, ülkemizin bu tarihi dönüm noktasında daha çok yatırım, daha çok üretim, daha çok istihdam, daha çok ihracat bekliyorum. Cari fazla ile büyümemizi daha fazla artırmayı özellikle hedefliyoruz. Asgari ücret gibi konularda işvereni ve devleti ile gereken fedakarlıkları yaparak çalışanlarımızın haklarını, hukuklarını, refahlarını ne kadar iyi korursak bu ortak hedeflerimize o derece hızlı ve güvenli ulaşabiliriz. Şu anda masada zaten bu konularımız var. Onları süratle bitireceğiz” dedi.

    TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, Erdoğan’a TİSK’in 60. yılı anısına yapılan bir tablo takdim etmesinin ardından tören sona erdi.

  • 14 sığınak ile eğitim kampı imha edildi

    14 sığınak ile eğitim kampı imha edildi

    İçişleri Bakanlığınca Tunceli’de sürdürülen ‘Eren Abluka-Sonbahar-Kış-13 Operasyonu’ çerçevesinde Ovacık ilçesi kırsalında nokta istihbarata dayalı gerçekleştirilen operasyonda, 14 sığınak tespit edilirken Merkez ilçe Bali Deresi bölgesinde PKK terör örgütünün büyük şehirlerde bombalı eylem yapmak üzere eleman yetiştirdiği sözde EYP eğitim kampı da imha edildi. Öte yandan Tunceli İl Jandarma Komutanlığınca; Tunceli Merkez-Bali Deresi ile Ovacık Aslıca kırsalında icra edilen iki ayrı operasyonda PKK terör örgütüne ait kullanılmaya hazır halde 807 adet el yapımı patlayıcı (EYP) düzeneği ve çok miktarda yaşam malzemesi ele geçirildi.

    Çok sayıda malzeme ele geçirildi

    PKK terör örgütüne ait bir adet sözde EYP yapım eğitim kampı ve 14 adet sığınak içerisinde toplam; 807 adet hazırlanmış EYP düzeneği, 150 adet EYP yapımında kullanılan entegre, 350 metre kablo, 3 adet telsiz, 45 adet tüp, 3 adet akü, 65 adet pil, 1 adet ampermetre ve 75 adet yaşam malzemesi ele geçirildi.

  • Mecliste bütçe görüşmeleri sırasında arbede

    Mecliste bütçe görüşmeleri sırasında arbede

    2023 yılı Merkezi bütçe görüşmeleri TBMM, Adalet ve Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçeleri ile devam ediyor.

    AK parti Bursa milletvekili Zafer Işık ile İYİ Parti Trabzon milletvekili Hüseyin Örs arasında yumruklaşmaya varan tartışma yaşandı. Işık, İYİ parti sıralarına gelerek Örs ile tartıştı. Tartışma sırasında rahatsızlanan Örs’ün Güven Hastanesi’nde müşahade altında olduğu belirtildi.