Kategori: Ankara

  • Esra Hankulu’nun ölümünde önemli gelişme

    Esra Hankulu’nun ölümünde önemli gelişme

    Ankara’da, Esra Hankulu’nun şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, olay gecesi evde bulunan Ümitcan Uygun, Dilan C., Furkan G ile Hankulu’nun kanında uyuşturucu madde tespit edildi.

    Esra Hankulu’nun kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için, soruşturma dosyası İstanbul Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi.

    Olay gecesi evde bulunan Ümitcan Uygun, Dilan C., Furkan G ile Hankulu’nun kanında uyuşturucu madde tespit edildi.

    NE OLMUŞTU?

    İhbar üzerine Mamak ilçesi Akdere semtindeki eve giden emniyet ekipleri, 25 yaşındaki Esra Hankulu’nun hayatını kaybettiğini belirlemişti.

    Olay yerindeki arkadaşları, Hankulu’nun, yaşamını yitirmeden önce Ümitcan Uygun ile birlikte olduğunu iddia etmiş, bunun üzerine Uygun gözaltına alınmıştı.

    Ümitcan Uygun’un, Sema Esen’in ölümüne ilişkin soruşturma kapsamında da ifadesi alınmıştı.

    Uyuşturucu kullandığına ilişkin görüntülerinin sosyal medyada yer alması üzerine “uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmak ve kullanılmasını alenen özendirmek” suçlamasıyla tutuklanan Uygun, 17 Temmuz’da tahliye edilmişti.

  • 8 ay ömür biçildi, 3 kez kanseri yendi

    8 ay ömür biçildi, 3 kez kanseri yendi

    Ankara’da Güler Barut (53), 11 yıl önce meme kanseri teşhisi koyulup, 8 ay ömrünün kaldığı söylendikten sonra 3 kez hastalığı yendi. 2019’da 4’üncü kez hastalığı tekrarlayan Barut, “Her defasında kovdum; ama o geri geldi. Ben tekrar kovmaya çalışıyorum, bu hastalığı yeneceğim” dedi.

    Güler Barut, 11 yıl önce göğsündeki kitleyi fark ederek, hastaneye başvurdu. Barut’un yapılan muayenesinde, 4’üncü evre meme kanseri olduğu anlaşıldı. 8 ay ömrünün kaldığı belirtilen Barut, 3 yıl süren tedavi ve ailesinin desteğiyle kanseri yendi. 2014 yılında hastalığı tekrarlayan Güler Barut, pes etmedi ve 2 yıllık tedaviyle sağlığına kavuştu. Barut, 2016 yılı sonunda da tekrarlayan kanseri tedaviyle 3’üncü kez yendi. Barut, 2019 yılı başında kontrol için gittiği hastanede hastalığın 4’üncü kez tekrarladığını öğrendi. 11 yıl içinde çocuklarını hem üniversiteden mezun eden hem evlendiren Barut, şimdi 4’üncü kez kanseri yenmek için mücadele ediyor.

    ‘8 AY SONRA ÖLECEĞİME İNANMADIM’

    Güler Barut, doktorlar 8 ay ömrünün kaldığını söyleyince hastalığı kabullenmediğini belirterek, “İlk tanı konulduğunda doktor, bana ‘Yüzde 90 meme kanserisin, 8 ay ömrün kaldı’ dedi. Ben kanser olduğuma inanmadım. Hastanede tek başımayım. ‘Romatizma’ diye ortopediye gidiyorum bana ‘Meme kanserisin’ deniyor. Boşluktayım, sanki kendimi uçurumdan atmışım boşlukta uçuyorum. Hastaneden çıktım. Kapıda kaldım. Sadece eşimi aradım. Bana ‘Sen meme kanserisin’ dediler. ‘Kansermişim’ dedim. Eşimin sadece bana dediği ‘Akşam eve gelince görüşelim’ oldu. 8 ay göz açıp kapayana kadar geçiyor. Ben hayatı yaşamak istiyorum. Çocuklarımı evlendirmek istiyorum. Torun görmek istiyorum, 8 ay benim için kısacık bir zaman. İnanmadım. Hastalığıma ve 8 ay sonra öleceğime inanmadığım için 11 senedir bu hastalıkla mücadele ediyorum” dedi.

    ‘BU HASTALIĞI YENECEĞİM’

    Güler Barut, ameliyatla kitlenin alındığını anlatarak, “3 sene sonra hastalığım nüksetti. Tedavilerle kafasını ezdim. ‘Ben senden daha güçlüyüm’ dedim. 1,5 sene sonra tekrar çıktı; ‘Ben seni yine yeneceğim’ dedim. 2 sene önce kendini tekrar gösterdi. Pes etmeyeceğim. Hastalığı kabul etmedim; ‘Hasta değilim, ölmeyeceğim’ dedim. ‘Allah’ın verdiği ömrü sadece Allah alır’ diyerek hiçbir zaman moralimi bozmadım. Beni en çok yoran makineler oldu. Damar yolundan ilaç veriyorlar, suya ilaç katıyorlar. Ben her defasında kovdum ama o geri geldi. Ben tekrar kovmaya çalışıyorum. Kovacağım. Ben bu hastalığı yeneceğim” diye konuştu.

    ‘MORAL ÇOK ÖNEMLİ’

    Eşi ve çocuklarının kendisine çok destek olduğunu dile getiren Barut, “Sevdiklerin yanında olduğu zaman gerçekten baş edebiliyorsun. Eşim, çocuklarım, annem, kızım, gelinim, damadım bana çok destek oluyorlar. Moral bozmamak çok önemli. Çok mutluyum. Ölecek, gözüyle bakmıyorum. Tedavim devam ediyor, kemoterapi alıyorum. Eşimin desteğiyle 3 kez yendim bu 4’üncü olacak. 4’üncüyü de yeneceğim. Hiçbir hastalık yenilmeyecek gibi değil” dedi.

  • 12 gebe Covid-19’dan hayatını kaybetti

    12 gebe Covid-19’dan hayatını kaybetti

    Ankara İl Sağlık Müdürü Zülfikar Akelma, 2021 yılında Ankara’da Covid-19 nedeniyle 12 hamilenin hayatını kaybettiğini belirterek, “İçimizi yakan durumlar bunlar. Bu anneler, genç anneler. Hepsi aşısız grup. Mutlaka hamilelerin aşı olması gerekir. Gebelerin aşı olmasının bebeğine herhangi bir zararı yok” dedi.

    İl Sağlık Müdürü Akelma, Ankara’da Covid-19 ile mücadelede yapılan çalışmaları anlattı. Akelma, Covid-19’un tehlikeli bir ağır solunum yetmezliği sendromu olduğuna dikkat çekti. Akelma, “Son dönemde salgınla mücadelede genel olarak bir yılgınlık var. Bir yok sayma, ‘keşke bitse’nin getirdiği bir rahatlık. Salgın devam ediyor, bulaş devam ediyor” diye konuştu.

    Sağlık Müdürü Akelma, başkentte aşılama konusunda iyi noktada olduklarını, aşılama oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu belirterek, şunları söyledi:

    Şu anda 18 yaş ve üzeri aşılama oranımız yüzde 87 tek dozda. İkinci dozumuz yüzde 70. Bu rakamlar bizim için çok umut verici. Ankara’daki vatandaşlarımızın aşı konusunda tereddütleri yok. Önemli olan nokta aşılamanın devam etmesi. İkinci doz ile desteklenmesi ve 18 yaş ve üzeri aşılamada yüzde 100 hedefimiz var çünkü bu hedefi tutturamazsak belli bir yaş grubu şu anda henüz aşı imkanına sahip değil. 12 yaş ve altında aşılama olmadığı için toplumun bu kesimindeki oranın aşıya katılmadığını, bu zaman diliminde minimum tüm toplumda yüzde 80 aşı istiyoruz. 12 yaş ve üzerindeki aşılamayı hızlandırmamız gerekiyor. Vatandaşlarımıza çağrımız mevcut aşı potansiyelimiz günlük 140 bin civarında. Bunun yaklaşık 30-40 binin kullanıyoruz. Yüzde 30-40’ını bile değil. Herhangi bir sıkıntımız yok.

    “YAŞ BÜYÜDÜKÇE AŞI ARTIYOR”

    Üniversitelerin açılmasıyla birlikte öğrencilerin kente geleceğini vurgulayan Akelma, “Gençlerimiz gelecek. Ankara’ya gelecek olanlar gelmeden lütfen memleketinizde aşınıza başlayın. ‘Önce aşıya, sonra kampüse’ diyoruz. Bu bizim için çok önemli. Aşılama artmadığı müddetçe biz bu işin üzerinden gelemeyeceğiz. 15-30 yaş grubunda aşılama oranımız ilk dozda yüzde 65 oranında. 60 yaş üstü aşılamamız çok iyi; yüzde 90 üzerinde. Ama 30 yaşın altında aşılama düşüyor. Burada da artışı görmeye başladık. Okulların açılmasıyla birlikte arttı ve üniversitelerle birlikte de artacak. Burada yaş büyüdükçe aşı artıyor. Üniversitelerin açılmasıyla insan hareketliliği artacak. Bu nedenle vaka sayılarında bir artış öngörüyoruz. Bir ay öncesine göre vaka sayılarımızda bir artış oldu. 4 haftadır vaka sayılarımız dalgalanıyor. Haftalık 100 bin nüfusa karşılık gelen sayıya göre sayımız 150 ile 240 arasında değişiyor” dedi.

    “VAKA SAYILARININ ARTIK ARTMAMASI LAZIM”

    Zülfikar Akelma, hastanelerdeki yatak kapasitelerine bakıldığında geçen seneden farklı durum olduğunu söyledi. Akelma, “Geçen sene Covid-19 dışında hastane başvurularımız azalmıştı. Şu anda her iki tarafta da ihtiyacımız oluşuyor. Son 1 ay içinde vakalarımız belli bir plato çizse de hastanedeki yatış oranlarımızda aşırı değil ama kontrollü bir artış var. Sürekli hastanede, yoğun bakımda artışlar var. Burada ihtiyaç oldukça bizler de hastanelerdeki Covid-19 kapasitelerini artırıyoruz. Şu anda yoğun bakım bekleyen, servise yatışı bekleyen hastalarımızla ilgili hiçbir sorunumuz yok. Mevcut kapasitemiz talep ve artışa uygun. Ankara’daki bütün servis yatakları açısından doluluğumuz yüzde 55, yoğun bakım yatakları açısından yüzde 70 doluluğumuz var. Covid-19 servislerimiz sabit değil ihtiyaca göre değiştirebiliriz; şu anda doluluk oranı yüzde 60. Vaka sayılarımızın artmaması lazım artık” diye konuştu.

    “ÖNLEMLER GEVŞEDİ, GRİP VE NEZLE ARTTI”

    Sağlık Müdürü Akelma, önlemler gevşedikçe başarılarının düşmeye başladığını belirterek, “Alanım çocuk hekimliği. Çocuk hastalıklarının sonbaharla başlayıp kışın devam eden üst solunum yolu enfeksiyonları olur, ‘nezle’, ‘grip’ diye tabir edilen. Geçen sene biz nezle, grip falan görmedik. Neden? Çünkü maskeler takıldı, mesafelere dikkat edildi, koronavirüse karşı aldığınız önlemler diğer viral enfeksiyonların ortaya çıkmasını engelledi ama bu sene arttığını görüyoruz. Önlemlerde başarılı olamıyoruz ve gevşeklik gösteriyoruz. İnsanlarımız bıkmış, yılmış olabilir. Salgın ve salgınla mücadele ciddi bir olay. Kararlılık ve ciddiyet gerektirir. Biz bu kararlılığı ne kadar iyi gösterirsek sonuçlarımız da hep beraber iyi olacak. Önlemlere ve aşıya devam. Covid-19 aşısı olan kişilerin mevsimsel influenza aşısını da olması gerekir. İkisi ayrı aşılar. Şu an henüz başlamadı ülkemizde grip aşısı. Olması gereken grup grip aşısı olması gerekir” dedi.

    “12 GEBE COVID’DEN HAYATINI KAYBETTİ”

    Zülfikar Akelma, son dönemde yoğun bakımda yatan hastalara bakıldığında yüzde 90’ına yakınının aşısının tam olmadığını, bunların içinde gençlerin ağırlığının arttığını söyleyerek, diğer grubun da gebeler olduğunu kaydetti. Akelma, “2021 yılında Covid-19 nedeniyle 12 gebe, anne ölümü var. İçimizi yakan durumlar bunlar. Bu anneler genç anneler. Hepsi ya gebelik dönemine ait ya da gebelikten sonraki 42 günlük dönemdeki ölümleri kapsıyor. Bunların içinde 5’i Ankara’da ikamet ediyor, 7’si çevre illerden bize sevk edilen hastalarımızdan oluşuyor. Bu 12 hastaya baktığımızda hepsi aşısız grup. Mutlaka hamilelerin aşı olması gerekir. Ağır bir tabloyla karşılaşmak istemiyoruz. Gebelerin aşılanması konusunda tereddütleri, karasızlığı olanların mutlaka karar verip aşı olması gerekiyor. Gebelerin aşı olmasının bebeğine herhangi bir zararı yok. Tam tersine gebeler aşı olduğu zaman ortaya çıkan antikorlar bunların bazılarında plasenta aracılığıyla bebeğine geçip bebeğin erken döneminde bebeği koruyucu dahi olabilir, tam tersine faydalı olur. Herhangi bir sakınca yok. Bu konuda yeterince bilimsel verimiz mevcut. Aşımızı olalım. Anne ölümlerinin olması acı bir durum. Ortada bir bebek oluyor, bazen bebek de kaybedilebiliyor. Bütün bunlar zor bir durum hem aile hem bizim için” diye konuştu.

  • Aynı sınıfta 2 pozitif vaka

    Aynı sınıfta 2 pozitif vaka

    Ankara’da Çankaya Lisesinde bulunan bir sınıfta 2 öğrencide koronavirüse rastlanılması sonucu sınıf karantinaya alındı.

    Edinilen bilgilere göre, Çankaya Lisesinde bulunan 10-G sınıfında öğrenim göre 2 öğrencinin korona virüs testi pozitif çıktı. 30 kişinin bulunduğu sınıftaki tüm öğrenciler evlerine gönderilirken, sınıf ise dezenfekte edildi.

    Çankaya Lisesi 12. sınıfta okuyan bir öğrenci konuya ilişkin, “Alt sınıflardan 2 kişi pozitif çıktı. Bunun üzerine sınıf karantinaya alındı. Hocamız da bize söyledi böyle bir durumun olduğunu. Öğretmenlerin durumunu bilmiyorum. Onlar karantinaya alınmadı galiba. Onlarda da tespit edilmesi gerekiyor galiba karantinaya alınması için” açıklamasında bulundu.

  • Ankara’da silah ve uyuşturucu çetesine operasyon

    Ankara’da silah ve uyuşturucu çetesine operasyon

    Ankara’da silah ve uyuşturucu ticareti yaparak haksız ekonomik çıkar sağlayan çeteye yönelik düzenlenen operasyonda 7 kişi gözaltına alındı.

    İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yapılan çalışmalar sonucunda, kentte silah ve uyuşturucu ticareti yaparak haksız ekonomik çıkar sağlayan çete tespit edildi.

    Kimlikleri belirlenen 11 şüpheliye yönelik Altındağ ve Sincan ilçelerinde şafak vakti eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonda şüphelilerden 7’si yakalanarak gözaltına alındı.

    Evlerde yapılan aramada 6 ruhsatsız tabanca, 27 mermi, 2 av tüfeği, 14 kartuş, 1 kilo 803 gram uyuşturucu madde, 27 uyuşturucu hap ve uyuşturucu madde tartımında kullanılan hassas terazisi ele geçirildi. Firari 4 kişinin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

  • Telefonunda müstehcen çocuk videoları bulunan sanığa hapis

    Telefonunda müstehcen çocuk videoları bulunan sanığa hapis

    Ankara’da, cep telefonunda cinsel içerikli çocuk videoları bulunan inşaat işçisi M.B. (43), mahkemedeki savunmasında, “Bu görüntüleri izleyip sonrasında siliyordum. Çok pişmanım. Daha önce de pişman oldum, umreye gittim sonrasında yine bu tarz görüntülere bakıp siliyordum” dedi. M.B. ‘çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak, nakletmek ve ihraç etmek’ suçundan 2 yıl hapis ve 5 gün adli para cezasına çarptırıldı.

    Evli ve 1 çocuk babası M.B.’nin cep telefonundan sık sık yasaklı sitelere girdiği ve cinsel içerikli çocuk videoları indirdiği, ABD Ulusal Kayıp ve Sömürülen Çocuklar Merkezi’nce (NCMEC) tespit edildi. M.B. hakkında NCMEC tarafından hazırlanan ‘Bilişim yoluyla çocuğun cinsel istismarı’ raporu, Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’na gönderildi. IP sorgulamasında adresi tespit edilen ve cep telefonunda cinsel içerikli çocuk videoları bulunan M.B. hakkında soruşturma başlatıldı. M.B. hakkında, Ankara Batı Adliyesi 10’uncu Ceza Mahkemesi’nde ‘çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, çoğaltmak, satmak, nakletmek ve ihraç etmek’ suçundan dava açıldı.

    M.B., mahkemedeki savunmasında psikolojik sorunları olduğunu ileri sürerek, videoları izlediğini ve daha sonra pişman olduğunu söyledi. M.B., “O tarihte psikolojik sorunlarım vardı. Bu görüntüleri izleyip sonrasında da siliyordum. Çok pişmanım, yaptığım şey çok iğrenç. Daha önce de pişman oldum, umreye gittim sonrasında yine bu tarz görüntülere bakıp siliyordum. Şu anda çok pişmanım, psikiyatriye gittim. 2-3 yıl kadar önce telefonuma bir link geldi. Bu linki tıkladığımda beni söz konusu müstehcen görüntülere yönlendirdi. Ben de o tarihten sonra ara ara söz konusu siteye girerek çocukların kullanıldığı cinsel içerikli fotoğraf ve videolara baktım. İndirdiğim videoları da daha sonra siliyordum. Yapmış olduğum bu kötü davranıştan dolayı çok pişmanım” dedi.

    Yaklaşık 1 yıl süren yargılama sonunda M.B.’ye 2 yıl hapis ve 5 gün adli para cezası verildi. Sanık hakkında yasal ya da takdiri artırım ve indirim uygulanmazken, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına veya ertelenmesine yer olmadığı kararı verildi.

  • İddianame kabul edildi! 10 yıl hapis istemi

    İddianame kabul edildi! 10 yıl hapis istemi

    Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinde çıkan yangınla ilgili gözaltına alınan Mehmet Toprak hakkında, ‘kasten orman yakmak’ suçundan 10 yıldan az olmamak üzere hapis istemiyle hazırlanan iddianame kabul edildi.

    1925 yılında kurularak, 1937’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Hazine’ye bağışlanan, Çankaya ilçesindeki Dumlupınar Bulvarı’nda bulunan Atatürk Orman Çiftliği arazisinde 25 Temmuz’da yangın çıktı. Alevler, karadan ve havadan yapılan müdahale ile yaklaşık 2 saat süren çalışma sonucu söndürüldü. Yangında yaklaşık 5 hektar alan zarar gördü. Yangın başladığı sırada bölgede bulanan ve akli dengesinin yerinde olmadığı öne sürülen Mehmet Toprak, polis tarafından gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından soruşturmayı yürüten savcılığa ifade veren Toprak, sorulan sorulara ilgisiz cevaplar verdi. Bunun üzerine Ankara Şehir Hastanesi Psikiyatri Bölümü’ne sevk edilen şüpheli hakkında, akli dengesinin yerinde olup olmadığının tespiti için gözetim altında tutulması gerektiği yönünde rapor verildi. Savcılık da Toprak’ın rapor doğrultusunda tam güvenlikli hastaneye sevkini talep etti. Şüpheli, Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile Eskişehir Şehir Hastanesi Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Birimi’ne sevk edildi.

    İDDİANAME KABUL EDİLDİ

    Savcılık, Mehmet Toprak hakkında 6831 sayılı ‘Orman Kanunu’nun ilgili maddesi gereğince iddianame düzenledi. ‘Kasten orman yakmak’ suçundan 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame Ankara 11’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Mehmet Toprak, 2 Şubat’ta hakim karşısına çıkacak.

     

  • Ankara’da PKK/KCK soruşturması: 6 gözaltı

    Ankara’da PKK/KCK soruşturması: 6 gözaltı

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, sosyal medya platformlarında ‘PKK/KCK silahlı terör örgütü propagandası’ yaptığı belirlenen 6 şüpheli gözaltına alındı.

    Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma kapsamında; PKK/KCK-YPG/PYD silahlı terör örgütünün ve örgüte müzahir kitlenin faaliyetlerinin deşifre edilmesine yönelik çalışma yapıldı. Bu kapsamda, sosyal medya platformu üzerinden PKK/KCK silahlı terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunan terör örgütünü destekleyici, örgüt elebaşı Abdullah Öcalan başta olmak üzere örgüt mensuplarını sahiplenerek sosyal medya üzerinde güncel ve diri tutma gayreti içerisinde bulundukları tespit edilen 7 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince düzenlenen operasyonda 6 şüpheli gözaltına alındı. Yapılan aramalarda çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyale ele geçirilirken, firari şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışma başlatıldı.

  • Ümitcan Uygun kuvvetli suç şüphesinden tutuklandı

    Ümitcan Uygun kuvvetli suç şüphesinden tutuklandı

    Ankara’da, Esra Hankulu’nun (25) evinde ölü bulunmasıyla ilgili soruşturma kapsamında ‘kasten öldürme’ suçundan gözaltına alınan Ümitcan Uygun’un (27), kuvvetli suç şüphesi nedeniyle tutuklandığı ortaya çıktı. Tutuklama kararında Esra Hankulu’nun tırnaklarındaki DNA profillerinin, şüpheli Uygun’un DNA profilleri ile uyumlu olduğu da belirtildi.

    Kamuoyunda ‘Aleyna Çakır’ olarak bilinen Sema Esen’in (21) geçen yıl 3 Haziran’da Keçiören’deki evinde ölü bulunmasıyla ilgili hakkındaki soruşturma süren Ümitcan Uygun, bu kez de Esra Hankulu’nun 3 Ağustos’ta Mamak ilçesi Akdere Mahallesi’ndeki evinde ölü bulunmasıyla ilgili gözaltına alındı. Hankulu ölmeden önce yanında bulunan Uygun ile birlikte yine evde bulunan genç kızın arkadaşları Furkan G. (18) ve Dilan C. de (20) gözaltına alındı.

    Emniyetteki sorgusunda Esra ile arkadaş olduklarını, sabah evden çıkarken hayatta olduğunu ve ölümüyle bir ilgisinin olmadığını ileri süren Ümitcan Uygun ile Furkan G. ve Dilan C., akşam saatlerinde adliyeye sevk edildi. Şüpheliler, savcılık sorgularının ardından da Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Ümitcan Uygun, ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı. ‘Suç delillerini gizlemek’le suçlanan Furkan G. ve Dilan C. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİ

    Ümitcan Uygun’un, Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili tutuklama kararı ortaya çıktı. Kararda, Ümitcan Uygun’un üzerine yüklenen ‘kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi olduğu, bu suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/3-a-3 maddesinde düzenlenen ve tutuklama sebeplerinin var sayıldığı katalog suçlardan olduğu ve kanunda öngörülen yaptırımın müebbet hapis cezası olduğu belirtildi. Şüphelinin atılı suçu işlediğine dair soruşturma dosyasında mevcut delillerin kuvvetli suç şüphesi oluşturduğu, şüphelinin serbest bırakılması halinde tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimalinin varlığına dair yine dosya kapsamında anlatımların yer aldığı vurgulandı.

    RAHATSIZLIĞINI BİLMESİNE RAĞMEN GİTTİ

    Ayrıca diğer şüpheliler Dilan C. ve Furkan G.’nin beyanlarına göre Esra Hankulu ile şüpheli Ümitcan Uygun’un ölümün gerçekleştiği gün aynı odada kaldıkları, ölenin odasında başka birinin bulunduğuna dair herhangi bir iddia veya delilin bulunmadığına işaret edildi. Esra Hankulu’nun hayatını kaybetmeden önce ağır bir rahatsızlık geçiriyor olmasına ve şüphelinin bunu biliyor olmasına rağmen saat 08.00 sıralarında kimseye haber vermeden evden çıktığı belirtildi. Ümitcan Uygun’un, Dilan C. ve Furkan G.’nin beyanlarına göre evde bulunduğunun gizli tutulmasını ve isminin kolluk görevlilerine bildirilmemesini istediğine de dikkat çekildi.

    ESRA’NIN TIRNAKLARINDA DNA PROFİLİ

    Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulan Biyoloji İhtisas Dairesi Başkanlığı raporunda ölen Esra Hankulu’nun sağ el tırnak parçasından ve sol el tırnak parçasından düşük yoğunlukta değerlendirmeye müsait olmayan Y -STR DNA profillerinin tespit edildiği, bu DNA profilleri ile şüpheli Ümitcan Uygun’a ait Y -STR DNA profilleri arasında uyumun olduğunun bilimsel olarak ispat edildiği kaydedildi. Kararda, fiilin kanunda karşılığı olan cezanın miktarı dikkate alınarak adli kontrol uygulanmasının yetersiz kalacağının anlaşıldığı belirtilerek tutuklanmasına karar verildiği belirtildi.

    ADLİ TIP RAPORU BEKLENECEK

    Ölümü şüpheli bulunan Esra Hankulu’nun ön otopsi raporunda, beyin zarında travmatik olmayan kanama ve akciğerlerde iltihaplanma tespit edildi. Vücudunda herhangi bir darp, cebir, kesici, delici alet izi ve ateşli silah yarasına rastlanılmadı. Alınan bulgular, zehirlenme durumuna yönelik toksikolojik inceleme amacıyla Kimya İhtisas Laboratuvarı’na gönderildi. Hankulu’nun kesin ölüm nedeni İstanbul Adli Tıp Kurumu incelemesi sonucu belirlenecek.

    ‘UYUŞTURUCU’DAN 6 AY TUTUKLU KALDI

    Ümitcan Uygun, Sema Esen’in ölümünden sonraki süreçte 2 kadınla birlikte uyuşturucu madde kullandığına ilişkin görüntülerinin ortaya çıkması üzerine geçen 10 Ocak’ta gözaltına alınıp, tutuklanmıştı. ‘Uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanmak ve kullanılmasını alenen özendirmek’ suçundan tutuklanan Uygun, avukatının tutukluluğa itirazı üzerine yaklaşık 6 ay sonra 17 Temmuz’da Ankara 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi kararıyla tahliye edilmişti.

    ÜMÜTCAN UYGUN’UN AĞABEYİ DE TUTUKLANDI

    Ümitcan Uygun’un ağabeyi Erol Uygun, kardeşinin Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili gözaltına alınmasının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımları sonrası dün gözaltına alındı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada, “Esra Hankulu’nun ölümüyle ilgili olarak Ümitcan Uygun’un gözaltına alınması sonrası, ‘@umitcanuygun_’ sosyal medya hesabı üzerinden, devletimizi aşağılayıcı paylaşımlar yaptığı tespit edilen ağabeyi Erol Uygun, cumhuriyet savcılığının talimatıyla 6 Ağustos 2021 günü yakalanarak gözaltına alınmıştır. Konuyla ilgili adli işlemler devam etmektedir” denildi.

    Erol Uygun da emniyetteki işlemlerinin ardından bu sabah sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

  • Korkutan yangında dumanlar Anıtkabir’e ulaştı

    Korkutan yangında dumanlar Anıtkabir’e ulaştı

    Ankara’da YHT gar binası yakınındaki inşaatta yangın çıktı. Siyah dumanlar Anıtkabir’e kadar ulaşırken Ankara Valiliği’nden açıklama geldi.

    Ankara Sıhhiye’deki Yüksek Hızlı Tren Garı’nın yanında bulunan inşaatta yangın çıktı. Şehrin farklı noktalarından görülen yangına Ankara Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri müdahale ediyor.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Yüksek Askerî Şûra üyeleriyle birlikte Anıtkabir’i ziyaret ettiği sırada çıkan yangın Anıtkabir’den de objektiflere yansıdı.

    ANKARA VALİSİ ŞAHİN: YANGIN KONTROL ALTINA ALINDI

    Ankara Yüksek Hızlı Tren (YHT) binası yanında başlayan yangına ilişkin açıklama yapan Ankara Valisi Vasip Şahin, yangının inşaattaki izolasyon malzemelerinin tutuşması sonucu başladığını ve kontrol altına alındığını belirterek şunları kaydetti:

    “Ankara YHT Gar binası yanındaki inşaatta izolasyon malzemelerinin tutuşması sonucu başlayan yangın itfaiye ekiplerinin hızlı müdahalesinin ardından kontrol altına alınmış olup; soğutma çalışmaları devam etmektedir. Kamuoyunun bilgisine sunulur.”