Kategori: Ankara

  • Baharın müjdecisi ‘çiğdemler’ çiçek açtı

    Baharın müjdecisi ‘çiğdemler’ çiçek açtı

    Çiğdem çiçeği, halk inanışına göre cemre havaya düşünce açtığı için ‘baharın müjdecisi’ olarak biliyor. Kızılcahamam’ın İğceler, Hıdırlar ve Kasımlar yaylalarında açan mor, beyaz ve sarı renkteki çiğdem çiçekleri güzellikleri ile hafızalara kazınıyor. Rengarenk çiğdem çiçekleri kartpostallık görüntüler de oluşturuyor.

    Çiğdem çiçeğini yakından incelemek için yaylalara akın eden vatandaşlar Kızılcahamam’ın eşsiz doğal güzelliklerinin de keyfini çıkarıyor. Işık Dağı’nda göl manzarası eşliğinde piknik yapmanın tadına varan vatandaşlar unutulmaz hatıralar biriktiriyor.

    Fotoğraf tutkunu Emre Cebeci, gazetecilere yaptığı konuşmada, “Amatör olarak doğa fotoğrafçılığı yapıyorum. Kameram ile Karagöl’e çiğdem fotoğrafları çekmeye geldim. Çiğdemlerin açtığını duydum ve bunu kaçırmak istemedim. Üniversitem açılmadan önce böyle bir etkinlikte bulunmak istedim ve doğanın tadına bakıyorum. Işığın ve havanın güzel olması fotoğraf çekimi için mükemmel bir ambiyans oluşturuyor. Çevrenin de temiz tutulmasını rica ediyorum” ifadelerini kullandı.
    Öte yandan vatandaşların keyifli anları ise doğaya bırakılan çöpler nedeniyle yarım kalabiliyor. Bilinçsiz vatandaşların doğaya bıraktığı görüntüler kötü anlara neden oluyor.

  • Cinsel içerikli fotoğraf isteyip hesap sordular

    Cinsel içerikli fotoğraf isteyip hesap sordular

    Kadın isimleri ile sahte sosyal medya hesapları oluşturan bir şebekenin, tuzağa düşürdükleri erkeklerin cinsel içerikli gönderilerini ele geçirdiği iddia edildi. Adım adım ilerleyen dolandırıcıların ağına düşürdükleri kişilere kendilerini önce karşı tarafın ailesi olarak tanıttıkları, gönderdikleri içerikler nedeniyle şikayetçi olacaklarını söyledikleri ileri sürüldü.

    Dolandırıcıların mağdur üzerinde sağladığı korkunun ardından ise kendilerini bu kez avukat olarak tanıttığı ve haklarında açılmış cinsel suç davasını para karşılığında kapatabileceğini söyledikleri iddia edildi. Gerçek avukatlarının unvanını ve isimleri kullanan şebekenin mağdur ettiği avukatlardan Ahmet Haklıgör ise yaşadığı durum sebebiyle hayatının şokunu yaşadığını söyledi.Ülke genelindeki bir şebekenin, internette oluşturdukları sahte kadın profilleri ile tuzağa düşürdükleri erkeklere şantaj uyguladıkları iddia edildi. Kandırdıkları kişilerin önce cinsel içerikli fotoğraf ve video ele geçiren şebekenin, ardından kendilerini karşı taraftaki kadının ailesi olarak tanıttığı ve gönderilen içeriklerden dolayı şikayetçi olacakları söyleyerek korku sağlamaya çalıştıkları ileri sürüldü. Dolandırıcıların son olarak ise gerçek avukatların ismini kullanarak ağına düşürdükleri kişilere ulaştıkları, adına cinsel suçtan dava açıldığını ve sorunu çözmek için para istedikleri iddia edildi. Kendi adının ve unvanın da söz konusu dolandırıcılar tarafından kullanıldığı belirten mağdur avukatlardan Ahmet Haklıgör ise şoke olduğu durum hakkında açıklamalarda bulundu.

    “Adıma 8 farklı cep telefonu numarası kullanıp profil oluşturmuşlar”

    Olayla ilgili açıklamalarda bulanan mağdurlardan İş Hukuku Uzmanı Avukat Ahmet Haklıgör, “Sosyal medyadan sahte bir kadın profili oluşturup, tuzağa düşürdükleri kişilerle konuşmaya başlamışlar. O kişiye çıplak fotoğraf gönderip, ondan da göndermesini istemişler. Daha sonra söz konusu hayali kadının abisi ya da babası olduğunu söyleyen kişiler farklı numaralardan tehdit mesajı atmış. ‘Seni öldüreceğim, bulacağım. Kardeşime, kızıma nasıl böyle fotoğraflar atarsın’ diyerek karşı tarafı korkutmuşlar. Bir sonraki gün de avukat görünümünde benim ya da başka bir meslektaşımın adı kullanılarak para istenmiş. Sahte bir şikayet dilekçesi hazırlanmış. Benim adıma 8 farklı cep telefonu numarası kullanıp profil oluşturmuşlar. Profilin alt kısmına ise sahte bir internet sitesi linki eklemişler. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağım” ifadelerini kullandı.

    “Hiçbir avukat tehditle para istemez”

    Hukukçuların hiçbir zaman kimseyi tehdit etmeyeceğini dile getiren Avukat Haklıgör, “Vatandaşlardan da ricam, bunlara inanmasınlar. Karşısındakilerin gerçek avukat olup olmadığını sorgulasınlar. Bana ulaşanlara durumu anlatıp, arayanların dolandırıcı olduğunu ve kesinlikle para göndermemeleri gerektiğini söylüyorum. Hiçbir avukat tehditle para istemez. Parayı da muhasebecilerine göndermelerini istiyorlar” diye konuştu.

    “Arkadaşım aradı, kendisini avukat olarak tanıtan bir kişinin para istediğini söyledi”

    Yurdun dört bir yanından arandığını söyleyen Haklıgör, “Birkaç ay önce bir arkadaşım aradı. Kendisini avukat olarak tanıtan bir kişinin para istediğini söyledi. Ben de numarasını, adını ve soyadını sorguladığımda öyle bir avukatın olmadığını gördüm. Sonra da o numarayı arayıp durumu öğrenmeye çalıştım. O da benim avukatlığımı sorguladı. Ben de baro levhasından sorgulattığı takdirde görebileceğini belirttim. Ardından da beni cep telefonu üzerinden engelledi. Bir süre sonra vatandaşlar beni aramaya başladı. ‘Adınızın olduğu bir mesaj aldık. Para istemişsiniz’ dediler. Ülkenin her yerinden aranmaya başladım. Şu ana kadar bu sebepten dolayı 25 kişi bana ulaştı. Ben de şikayetçi oldum. Dava şu an soruşturma aşamasında” dedi.

  • “Reklam bütçesini açıklamaya davet ediyorum”

    “Reklam bütçesini açıklamaya davet ediyorum”

    Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve ABB Başkan Adayı Dr. Burak Hasar, başkentte bir otelde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Hasar, konuşmasında ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın 2014 yılında “İsrafı bitireceğiz” ve “Ankara’da yatağına aç giren çocuklar olduğu sürece israf etmeyeceğim” sözlerini hatırlattı. Hasar, Ankara’nın her yerinde Yavaş’ın posterleri olduğuna dikkati çekerek, “Kendisi mal varlığını açıklama hassasiyeti gösterdi. Bu konuyla alakalı kendisini tebrik ediyorum ancak ben kendisini Ankara’daki reklam bütçesini açıklamaya davet ediyorum. Çünkü ben bu reklam bütçesinin ne kadar olduğunu araştırdığımda hesap makinelerinin yetmeyeceğine dair çok ciddi geri dönüşler aldım” dedi.

    “Az israf, el insaf Mansur Yavaş”

    Hasar, kendi reklam bütçesinin Yavaş’ın reklam bütçesinin yüzde 1’i bile olmadığını söyleyerek, “Eğer kendisi bunu cebinden harcıyorsa, helal yolla kazanılan bir paranın suç olmadığını düşünenlerdenim dolayısıyla tebrik ederim. Eğer kendisi destek alıyorsa, kimlerden ne için ne karşılığında destek alıyor bunu halkımın dikkatine sunuyorum ve onların değerlendirmesine sunuyorum. Kendisi bir açıklama yaptı dedi ki, ‘İl başkanlığımız yapıyor’ halbuki 2009 yılında seçimi kaybedip istifa edip 2014 yılında tekrar hatırladığı Cumhuriyet Halk Partisi’nden bahsediyor. Başkası israf yapınca başkası israf yaptı oluyor ama siz yaptığınız zaman kaybolan milli servet olmuyor. Depremzede yatacak yer bulamazken Ankara’da kent yoksulluğu ayyuka çıkmışken yapılan bu israf inanılmaz bir boyutta. Ben Ankara tarihinin böyle bir reklam kampanyasının bundan görmediğini düşünüyorum ve bunun çok büyük bir israf olduğunu düşünüyorum. Kendisi ne diyor ‘Az Laf Çok İş’ değerli arkadaşlarım ben de sayın Yavaş’a ‘Az israf, el insaf Mansur Yavaş’ diyorum. Kendisini reklam bütçesini açıklamaya davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
    Diğer adaylar hakkında da konuşan Hasar, “Benim a takımıyla, b takımıyla işim gücüm olmaz” diyerek belediyeciliğin ahlak bekçiliğinden geçmediğine inandığını söyledi.

  • Toprağı susuz kalan çiftçi gözünü Nisan yağmurlarına dikti

    Toprağı susuz kalan çiftçi gözünü Nisan yağmurlarına dikti

    Sonbahar ve kış mevsiminde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle gözler ekili tarım arazilerine çevrildi.

    Uzmanlara göre yağmur yağışının istenilen miktarda gerçekleşmemesiyle toprak susuz ve nemsiz kaldı. Kış mevsiminde ekili tahılları ‘yorgan’ misali örten kar yağışlarının neredeyse hiç olmayışı ise tarlalarda farelere açık davetiye verdi.

    İklim değişikliğinin oluşturduğu sorunlarla başa çıkmaya çalışan Çiftçiler ise gözlerini Nisan ayında yağması beklenilen bahar yağmurlarına dikti. Ankara’nın Çubuk ilçesinde arpa, buğday ve nohut gibi tahıl ürünleri üreten çiftçi Harun Çalış, yağışların olmaması nedeniyle korktuklarını ifade etti.

    “Bir dirhem su yok burada”
    Gidişatın iyiye gitmediğini söyleyen Çalış, “Bir dirhem su yok burada. Nisan ayı ve Mayıs’ta yağarsa eğer kurtarır. Geçen sene nohudumuz olmadı sıcak geçti hava. Nisan ve Mayıs’ta yağacak yağmuru bekliyor bütün çiftçiler. Ekinin yorganı olur kar. Fare çok bu sene. Kar yağmadığı için oluyor fare. Buralarda her tarafı karıştırıyor” ifadelerini kullandı.
    Çiftçi Yaşar Çalış ise yağmayan yağmurlara karşı ellerinden bir şey gelmediğini belirterek, içmeye sularının dahi olmadığını söyledi.

    “Çiftçi şu an da yağışları bekliyor”
    Tarım yazarı Mine Ataman ise yaptığı konuşmada, gelecek 20 gün içerisinde hava sıcaklıklarının daha da artması halinde ekili tahıllar için tehlike çanlarının çalacağını kaydederek, “Çünkü bunlar Kasım ayında ekildi ve büyüme aşamasındalar. Kuraklık olursa eğer ciddi anlamda verim kaybı demek. Bu anlamda da çiftçi şu an da yağışları bekliyor. Bir taraftan çünkü karda yağmamıştı” diye konuştu.

    “Kökler stres yaşıyor”
    Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde olmasına işaret eden Ataman, “Şu an da bir miktar havaların ısınmasıyla beraber topraktaki o uzun zamandır muhafaza edilen nemde gitmeye başladı. Nem gittiğinde de kurumaya başlıyor. Kökler stres yaşıyor ve o stresle beraber aslında verimi, kalitesi ve protein değerleri düşüyor” kaydetti.

    “Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyredecek”
    Meteoroloji Uzmanının yaptığı açıklamada, “Tahminlere baktığımızda Mart, Nisan ve Mayıs ayı boyunca yurt genelinde yağışların mevsim normalleri civarında gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyredecek” ifadesini kullandı.
    Türkiye geçtiğimiz yıl buğdayda 22 milyon tona yakın rekolte elde etmişti. Uzmanlara göre çiftçinin gözünü diktiği yağmurlar gerçekleşirse eğer aynı rekolte değerlerine ulaşılması bekleniyor.

  • 28 Şubat mağduru öğrenciler konuştu

    28 Şubat mağduru öğrenciler konuştu

    Memur-Sen ve birçok sivil toplum kuruluşunun işbirliğinde gerçekleştirilen ’27. Yılında 28 Şubat Mağdurlarının Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’nın sonuç raporu, Memur-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. 28 Şubat’ta mağduriyet yaşayan öğrenciler, toplantı sonrasında muhabirlere açıklamalarda bulundu. Öğrenciler, darbe sebebiyle mezuniyetlerinin geç olmasından dolayı birçok mağduriyet yaşadıklarını söylediler.

    “Devlet Güvenlik Mahkemesinde idamla yargılandım”

    27 yıl önce Malatya’daki İnönü Üniversitesinde öğrenim gören Mine İpek Yeter, Malatya’nın 28 Şubat’ta pilot il seçildiğini belirterek, “Türkiye’deki tüm üniversitelerde yasaklar uygulandı ama İnönü Üniversitesinde biraz daha farklı oldu, çünkü rektörümüz bir paşaydı. Dolayısıyla oradaki güvenliği de jandarma sağlıyordu. Bizler orada fiziki, psikolojik birçok şiddete rastladık. Ben Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) yargılandım, idamla yargılandım. Birçok kez gözaltına alındım. Gözaltına alıp bizi askeriyeye götürüyorlardı. Gözaltına alınma sebebimiz başörtülü bir şekilde derslerimize alınmadığımız için arkadaşlarımızla beraber kampüs bahçesinde oturma eylemlerimiz olurdu. Oturma eylemlerimizden rahatsızlık duydukları için, herhangi bir tepki göstermemiz gerektiği için orada gözaltına alınıp ya kışlaya götürülüyorduk. Ciddi fişlemeler yaptılar. Buralara numara koyarak fotoğrafımızı tek tek çektiler. Gözaltında olduğumuz süre zarfında kamera görüntümüzü aldılar. Aynı zamanda birçok evrağa parmak izimizi aldılar. Orada bir polis dedi ki, ‘Bundan sonra sizin çocuklarınız asla ne polis olabilecek ne subay.’ Nasıl bir fişlemede bulundularsa bunu bize ifade etti” dedi.

    “Birçok arkadaşımız, Cumhurbaşkanımızın yasakları kaldırması sonucu eğitimlerine başörtülü bir şekilde devam ettiler”

    Yaşanan olayların ardından üniversite ile iletişimlerinin kesildiğini belirten Yeter, “Hiçbir şekilde giremedik. Yıllar sonra hükümetimizin çıkarmış olduğu aflarla üniversitelerimize dönüp eğitimlerimizi tamamladık. Birçok arkadaşımız, Cumhurbaşkanımızın yasakları kaldırması sonucu eğitimlerine başörtülü bir şekilde devam ettiler. Bir insana zorla başını örttürmek ile açtırmak aynı ideolojinin ürünleri. Birbirinden çok da farklı değil. Bugün ülkemizde isteyen istediği kıyafetle eğitimini alabiliyor. Aldığı eğitim doğrultusunda çalışabiliyor. Bu noktada ülkemizde yasakların kaldırılmasında tüm arkadaşlarımız ve bizler iyi ki o mücadeleyi yaptık, ülke tarihinde bir şeyler değişti” dedi.

    “Mezun olduktan sonra tabii ki birçok şart değişmişti”

    Üniversiteden 12-13 yıl aradan sonra mezun olabildiklerini aktaran Yeter, “Mezun olduktan sonra tabii ki birçok şart değişmişti. Memurluğa girme yaşı, sınavlar, sınavların isimleri, kapatılan bölümler gibi. En önemlisi arkadaşlarımızın yaşları ilerlemişti. Hükümetimiz ile gerçekleştirdiğimiz birçok çalışma oldu. Onların desteğiyle öğretmenlikteki 40 yaş sorunu kaldırıldı. Aslında arkadaşlarımız için bu da yeterli olmuyor. O dönem mezun olsalardı daha basit sınavlarla öğretmen olabileceklerdi. Hala da üniversiteden atılan, sonra af ile bitiren kardeşlerimizin mağduriyetleri devam etmekte. Bu anlamda mağduriyetlerin çözüleceğinden umutluyuz. Onlar da çözülürse çok daha güzel olacak. Bu mücadele tarihe sorunsuz bir şekilde geçmiş olacak” diye konuştu.

    “Bütün Türk halkı mağdur edilmiştir”

    O dönemde Süleyman Demirel Üniversitesi Burdur Eğitim Fakültesi’nde eğitim gören Emine İlyas ise, öğrenciyken çeşitli cezalar alarak mahkeme kararlarıyla eğitim haklarının engellendiğini söyledi. İlyas, şu ifadelere yer verdi:
    “Başörtüsü yasağının kalkması 10-13 yılımızı aldı. 2010 yılından sonra üniversitelerimize geri döndük. 2014-2015 yıllarında diplomalarımızı almaya başladık. Aradan bu kadar yıl geçtikten sonra mezun olabilsek de birçok mağduriyet devam etti. 28 Şubat darbesi görünürde muhafazakar, dindar kesime yaşatılmış darbe gibi görünse de aslında bütün Türk halkı mağdur edilmiştir. Burada sadece dindar kesime uygulandığı algısı oluşturuluyor kaygısı da var bende. Şu anda Türk halkının, hepimizin bütün darbelere karşı daha hassas olmamız lazım. Bu darbeler, ekonomik olarak, eğitim hayatında ve sosyal hayatta geride bırakan bir olay olarak karşıma çıkıyor.”

  • “Sahaya yansımayan politikanın kıymeti yoktur”

    “Sahaya yansımayan politikanın kıymeti yoktur”

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunan Gündüzlü Engelsiz Yaşam Merkezi’nin açılış törenine katıldı. Açılışta Bakan Göktaş’ın yanı sıra Milliyetçi Hareket Partisi Ankara İl Başkanı Alparslan Doğan, Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Başkan Adayı Turgut Altınok, AK Parti Ankara İl Başkanı Hakan Han Özcan, AK Parti Ankara Milletvekilleri Jülide Sarıeroğlu ve Lütfiye Selva Çam, Cumhur İttifakı Mamak Belediye Başkan Adayı Asım Balcı, çok sayıda davetli ve vatandaşlar da yer aldı.

    Bakan Göktaş, Bakanlık olarak herkesi kapsayan bir hizmet yelpazesine sahip olduklarını belirtti. Özel gereksinimli bireylere yönelik hizmetleri ayrıca önemsediğini kaydeden Bakan Göktaş, 22 yıllık AK Parti iktidarları süresince atılan önemli adımların arasında engelli bireylere ve ailelerine yönelik hizmetlerin kendileri için ayrı bir gurur vesilesi olduğunu ifade etti. Bakanlığa bağlı 106 engelli bakım ve rehabilitasyon merkezinde 7 bin 53 engelli bireye, ayrıca 312 özel bakım merkezinde 29 bin engelli bireye yatılı bakım hizmeti verildiğini söyleyen Göktaş, 2024 yılı ocak ayı itibariyle 143 umut evinde 594 özel gereksinimli vatandaşın ev ortamında bu hizmetten faydalandığını söyledi.

    “Sahaya yansımayan politikanın kıymeti yoktur. Bu sebeple geliştirdiğimiz politikaları başarıyla uygulamaya geçirdik”

    Bakan Göktaş, 2002 yılından bugüne özel gereksinimli vatandaşlar için Türkiye’de ilkleri başardıklarını vurgulayarak, “2005 yılında Türkiye’nin ilk Engelliler Kanunu’nu çıkararak hukuki altyapımızı oluşturduk. Sonrasında Birleşmiş Milletler Engelliler Haklarına ilişkin sözleşmeyi imzalayan ilk ülkelerin arasında yer aldık. 2021 yılında Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından ilan edilen 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi de bu politikalarımızı belirleyen temel yol haritamızdır. Bu vizyon doğrultusunda engelli hakları ulusal eylem planımızı bu yıl Cumhurbaşkanlığı genelgesiyle uygulamaya da başladık. Sahaya yansımayan politikanın kıymeti yoktur. Bu sebeple geliştirdiğimiz politikaları başarıyla uygulamaya geçirdik. Engelli bireylerimize yönelik gündüz bakım ve rehabilitasyon ve aile danışma merkezlerimizle ülke genelinde her ilde en az bir merkez olacak şekilde planladık” dedi.

    “AK Parti’de hizmet siyaseti bir bayrak yarışıdır”

    Açılışı yapılan bakımevinin, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Altındağ Belediyesi arasındaki protokolle hayata geçirildiğini sözlerine ekleyen Göktaş, bakımevinin engelli ailelerine büyük kolaylık sağlayacağını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti:
    “Cumhurbaşkanı’mız birçoğumuzun gözünde hala İstanbul’u İstanbul yapan efsane belediye başkanıdır. ‘Sevdam İstanbul’ diyerek başladığı yolculuğunu hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Cumhurbaşkanı’mızın şehrine sevdalı belediye başkanı profilini tüm başkanlarımız kendine örnek aldılar. Başkanı oldukları şehirlere, ilçelere büyük bir aşkla hizmet ettiler. Hepimizin bildiği bir başka gerçek de şudur ki AK Parti de hizmet siyaseti bir bayrak yarışıdır. 5 yıldır Altındağ için canla başla çalışan Asım Başkanımız bayrağı Veysel Başkanımıza devrediyor. Asım Başkanımız aynı heyecanla Mamak’a hizmet etmek üzere tekrar yola çıkıyor. Biz de inşallah Asım Başkanımıza çıktığı yolculukta destek olacağız, orada da engelsiz yaşam merkezini göreceğiz.”

  • Kedi asılarak öldürüldü

    Kedi asılarak öldürüldü

    Olay, Şereflikoçhisar ilçesinde meydana geldi.

    Vatandaşlar, Mescit Camii yakınlarında bir kedinin iple asıldığını gördü. Gördükleri manzara karşısında şoke olan vatandaşlar, durumu polise haber verdi. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri kediyi olduğu yerden alırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Sincan’da sokak hayvanları güvende

    Sincan’da sokak hayvanları güvende

    Ankara’nın en büyük, en modern sokak hayvanları bakım evi ve rehabilitasyon merkezini açan Sincan Belediye Başkanı Murat Ercan, bu konuda hizmetleriyle öncü olmaya devam ediyor. Bakıma muhtaç sokak hayvanları için doğal ve modern barınma alanlarının bulunduğu Polatlar Sokak Hayvanları Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkez’inde hayvanların rahat, sağlıklı ve güvenli bir ortamda yaşaması için gerekli olan her şey büyük bir hassasiyetle yapılıyor.
    Merkezde; acil yardım gereken hayvanların operatif müdahalelerinde kullanılmak üzere ameliyathane, tedavilerde kullanılan ilaçları muhafaza etmek için eczane, güvenli ve kontrollü bir sedasyon için anestezi üniteleri, mamaların uygun ve sağlıklı bir şekilde saklanması için de soğuk hava deposu bulunuyor.
    Merkezde 6 hekim, 2 veteriner sağlık teknikeri olmak üzere toplam 33 personel hizmet veriyor.

    11 bin 452 sokak hayvanı aşılandı

    Polatlar Sokak Hayvanları Bakımevi ve Rehabilitasyon Merkezi bünyesinde şimdiye kadar 23 bin 313 sahipsiz sokak hayvanı tedavi edildi. 11 bin 452 kedi ve köpek ise aşılandı. 4 bin 414 yardıma muhtaç sokak hayvanı kısırlaştırıldı. 578 sokak hayvanı ise sahiplendirildi.

  • Bakan Güler Abualnasr’ı kabul etti

    Bakan Güler Abualnasr’ı kabul etti

    Bakan Güler, Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Fahad Bin Assaad Bin Abdulkareem Abualnasr’ı makamında kabul etti.

  • İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cem Karakeçili partisinden istifa etti

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cem Karakeçili partisinden istifa etti

    İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cem Karakeçili partisinden istifa ettiğini açıkladı. Karakeçili, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Genel Başkan Meral Akşener, oldukça bilgili bir siyasetçi, fazlasıyla tecrübeli bir orkestra şefi olmasına rağmen, en iyi bilgini zannettiğimiz enstrümanlara ısrarla yanlış parçalar icra ettirmekte, en iyi bildiğini var saydığımız notalara sürekli yanlış basmaktadır. Gelinen noktada partinin iradesi, tokmağın birinin, davulunsa başkasının elinde olduğu, siyasal bir gürültü kaynağına dönüşmüştür. Bu hazin durumu üzüntüyle izleyen partimizin milyonlarca seçmeni ise davul ve tokmağın arasında sıkışıp kalmıştır” ifadelerine yer verdi.