Kategori: Ankara

  • Milli Halterci Halil Mutlu’dan miniklere ziyaret

    Milli Halterci Halil Mutlu’dan miniklere ziyaret

    Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonu Milli Halterci Mutlu, Keçiören Şehit Fatih Erdoğan İlkokulu öğrencilerinin davetlerini kırmayarak ziyaret etti.
    Okulun konferans salonunda gerçekleşen söyleşiye katılan Milli Halterci Mutlu, hayatını ve spor yaşamını anlattıktan sonra öğrencilerin merak ettiği soruları cevapladı. Programın sonunda öğrenciler hem ellerinde getirdikleri Halil Mutlu fotoğraflarını imzalattı, hem de hatıra fotoğrafı çektirdi.
    Spor hayatının Milli Eğitim Bakanlığı tarafından müfredata konulduğunu belirten Mutlu, “Yaşarken anılmak, öğrencilerin sizi ders olarak işlemesi çok güzel. Tabii ki de bunun ön hazırlığı da yapılmış. Bir hafta önceden Halil ağabeyiniz gelecek ve Halil ağabeyinizle ilgili bazı araştırmalar yapın diyorlar. Bu konuda da çocuklarımıza buna benzer ödevler veriyorlar. Onlar da bizi tanıdıkça seviyorlar. Dolayısıyla bizim açımızdan keyifli bir söyleşi oldu” ifadelerini kullandı.

    “Hayata yeni atılan çocukların merak ettikleri şeyler çok farklı oluyor”

    Katıldığı panellerde en zor soruları ilkokul öğrencilerinden aldığını dile getiren Mutlu, “En rahat ettiğim paneller üniversite panelleridir. Yaş düştükçe sorular zorlaşıyor. Çünkü gerçekten hayata yeni atılan çocukların merak ettikleri şeyler çok farklı oluyor. Bugün benim için genel anlamda baktığımız zaman hep çalışmış olduğum yerden geldi sorular. Genellikle bu yaş grubu çocukların sorunlarından çekinen ve korkan biriyim. Ortaokulda biraz daha rahat ediyorum. Onun dışında işte lise daha rahatlatıyor. En rahat ettiğim panellerde üniversite öğrencilerinin katıldığı programlar oluyor. Yaş büyüdükçe sorulara karşı daha hazırım” dedi.

  • Otomobil kaldırımdaki yayalara çarptı: 2 ölü

    Otomobil kaldırımdaki yayalara çarptı: 2 ölü

    Kaza saat 23.00 sıralarında 1. TBMM Caddesi üzerinde meydana geldi.

    Kaldırımda yürüyen E.S. ile U.C.’ye otomobil çarptı. Çarpmanın etkisi ile yayalar savruldu. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, otomobilin çarptığı E.S. ile U.C.’nin olay yerinde hayatını kaybettiğini belirledi. Kazaya karışan araç ise olay yerinden 100 metre ilerde durdu. Araçta bulunan kişiler olay yerinden kaçarken polis ekipleri kaçanları yakalamak için çalışma başlattı.

  • Yerli üretim tam uçuş simülatörü 40 bin saat uçuş süresini tamamladı

    Yerli üretim tam uçuş simülatörü 40 bin saat uçuş süresini tamamladı

    Milli Savunma Bakanlığının sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, “Türk Hava Kuvvetlerinin sahip olduğu ilk tam uçuş simülatörü, 40 bin saati başarıyla tamamladı.

    Hava Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki ilk uçuş simülatörü olma özelliğini taşıyan ve tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen ‘CN-235 uçağı tam uçuş simülatörü’nde 40 bin saatlik uçuş süresi aşıldı. HAVELSAN tarafından yerli ve milli imkanlarla üretilen ve 24 Kasım 2006’da Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterine alınan uçuş simülatörü, dünyada sadece iki ülkede yer alıyor” ifadelerine yer verildi.

  • Acılı aile: “Katile yardım edenler de ceza alsın”

    Acılı aile: “Katile yardım edenler de ceza alsın”

    Ankara’nın Sinan ilçesinde 13 Şubat’ta arkadaşı tarafından bıçakla öldürülen lise öğrencisi Hüseyin Ünal’ın acılı ailesi, Ünal’ın öldürüldüğü Tuna Parkı’nda bir araya gelerek katil zanlısının gereken cezayı alması için yetkililere seslendi. Mahalle sakinleri, Hüseyin Ünal’ın arkadaşları ve sevenlerinin bir araya geldiği parkta, Ünal’ın ailesi ve avukatı basın açıklaması yaptı.

    “O kişi kışın banklarda üşümesin diye ona tişört ve kazak verdi”

    Anne Nazire Ünal, oğlunun merhametli ve yardımsever bir çocuk olduğunu söyledi. Oğlunun katil zanlısının bankta kaldığını ve o üşümesin diye evden kıyafet ve battaniye götürdüğünü sözlerine ekleyen anne Ünal, “Kuzumun katili olan kişi geçen sene sokakta kalıyordu. O kişi oğlumu aradığında kuzum benden battaniye istedi. Oğlum ona battaniye verdi. Kuzum o kişi kışın banklarda üşümesin diye ona tişört ve kazak verdi. Yardım ettiğinin karşılığını böyle buldu. Önce Allah’ın sonra devletin adaletini istiyorum. Kuzumun kanı yerde kalmasın başka Hüseyinler gitmesin. Başka annelerin ciğeri yanmasın, benim kuzum geri gelmez. Sessiz kalırsak başka Hüseyinlerde gider sessiz kalmayalım. Biliyorum ki benim Hüseyin’im geri gelmeyecek ama sessiz kalınmasın. Allah rızası için adalet istiyorum. Gücüm bitti, nefesimi kestiler. Nefesimi aldılar benden” ifadelerini kullandı.

    “Gençler bu tehdit altında”

    Abi Nasip Ünal ise kardeşinin canice katledildiğini ifade ederek, “Suçsuz ve habersizdi. Kimseye bir zararı yoktu. Görüldüğü gibi seveni de çoktu. Adalet istiyoruz, layık olan adaleti istiyoruz. Babam görme engelli aynı zamanda kalp hastası. Durumlara dayanamadı, kendisi şu an buraya katılacak gücü olmadığı için gelemedi. Adaletin olacağına kalben inanıyoruz ama fiilen de görmek istiyoruz. Annemizin de dediği gibi gençler bu tehdit altında. Bir kıvılcım olsun, bir yangın çıksın zalimliğin son bulması adına. Hüseyin’imiz geri gelmeyecek ama diğer Hüseyinlere vesile olsun istiyoruz. Herkesin üzerine vazife düşüyor, herkes vazifesini layığıyla yaparsa adalet yerini bulacaktır. En azından zalimlerin cesaretini kırmamız gerekiyor. Masumlara da cesaret vermemiz gerekiyor. Acımız büyük, başka canlar yanmasın masumlar zarar görmesin” diye konuştu.

    “Hüseyin, kumpasa düşürüldüğünden habersiz kendisini arayıp çağıran 2 arkadaşının yanına gitmişti”

    Avukat Hilal Kurt ise olayın nasıl yaşandığıyla ilgili şu sözleri söyledi: “Olaydan bir gün önce sınıfta katil zanlısı kız arkadaşıyla beraber Hüseyin’e karşı tehditler savurup sebepsiz yere tartışma çıkarmıştır. Ancak okul ortamında hazırlıksız olduğu için devamını getirememiştir. Hüseyin bu sebepten olay günü okula gitmemiştir. Ancak Katil zanlısı, Hüseyin’i öldürmeyi planlamış, cebine bıçağı saklamış ve ortak arkadaşlarından birine Hüseyin’i arattırarak söz konusu vahşetin gerçekleştiği yere gelmesini sağlamıştır. Hüseyin, kumpasa düşürüldüğünden habersiz kendisini arayıp çağıran 2 arkadaşının yanına gelmiş. Ancak bu iki arkadaş Hüseyin’in gerisinde, takip mesafelerini koruyarak adeta onun kaçmasını engellemeye yönelik duruşlar sergilemişlerdir. Hüseyin, Olay yerine geldiğinde karşısında katil zanlısını ve diğer şüpheli kişiyi görmüştür. Hüseyin tartışmak istemediğini söylemesine rağmen, katil zanlısı kavga istiyorum ben diye bağırmış ve kamera kayıtlarından da açıkça görüleceği üzere Hüseyin’e saldırmıştır. Katil zanlısı yaklaşarak Hüseyin’in ensesinden tutmuş, kafasını kafasına dayayıp cebinden çıkartmış olduğu suç aletiyle Hüseyin’i defalarca bıçaklayarak ölümüne sebep olmuştur. Hüseyin, kanlar içinde yerde acı çekerken katil zanlısı ve yanındaki diğer şüpheli kişiler ardına bile bakmadan kaçmışlardır. Hüseyin, kaldırıldığı hastanede vermiş olduğu yaşam mücadelesini yaklaşık 44 saat sonra kaybetmiştir. Önemle belirtmek isteriz ki; iddialar katil zanlısının uyuşturucu madde kullanmakta olduğu, söz konusu vahşetin gerçekleştiği sırada failin madde etkisi altında olduğu yönündedir.”

    Aile, Hüseyin’e pusu kurarak katil zanlısına yardım edenlerin de ceza almasını istiyor

    Avukat Kurt, kamera görüntülerinde Hüseyin’in öldürülmesine sebep olan 4 sınıf arkadaşı olaya dahil olmasına rağmen sadece bir kişinin tutuklandığını belirterek, “Katil zanlısının azmettiricisi olduğundan şüphelenilen ve olaydan bir gün önce yaşanılan tartışmada katil zanlısıyla birlikte olan kız arkadaşının dosyada sadece bilgi sahibi olarak kollukça ifadesinin alınmış olması tarafımızca anlaşılamamaktadır. Ayrıca tutanaklara ve güvenlik kamera kayıtlarına göre olaya yakın mesafede bulunan ve olayı izleyen bir başka erkeğin ve kızın bulunduğu tespit edilmiş ancak bu iki kişinin kimlikleri belirlenememiştir. Alınan ifadeler sonrası kasten yaralamadan soruşturma başlatılmış ve sadece katil zanlısı hakkında tutuklama kararı verilmiştir. Ancak iddianamenin planlayarak ve tasarlayarak kasten öldürme suçundan düzenlenmesi gerekmekte olduğu gibi yardım eden diğer tüm şüphelilerin de tutuklanması gerekmektedir” dedi.
    Öte yandan Avukat Kurt, olayın gerçekleştiği parkın isminin ‘Hüseyin Ünal Parkı’ olarak değiştirilmesi için gerekli mücadelenin verileceğini söyledi.

  • Sağlık raporu almak istedi, hayatının şokunu yaşadı!

    Sağlık raporu almak istedi, hayatının şokunu yaşadı!

    Ankara’da yaşayan Dilan Melis Güvenç, 2020 yılında kimliğini kaybetti. Kimliğini kaybetmesinin ardından Güvenç, nüfus müdürlüğüne giderek talep oluşturdu ve yeni kimliğini aldı. 3 yıl aradan sonra 2023 Eylül ayında ehliyet için sağlık raporu almaya giden Güvenç, ‘uyuşturucu kullandığın için sağlık raporu alamazsın’ yanıtıyla karşılaştı. Aile hekiminin söylemesi üzerine sağlık kayıtlarına e-nabız üzerinden ulaşan Güvenç, uyuşturucu kullanımı ile ilgili hastane kayıtlarının kendisine ait olmadığını ve kimliğinin kullanıldığını iddia etti. Konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunan Güvenç, kimlik bilgileri kullanılarak Ankara’da bir eğlence mekanında bir kişinin sigorta girişi yapılarak çalıştığını öğrendi. Kimlik bilgilerinin çalınmasından dolayı bu işlemlerin gerçekleştiğini iddia eden Güvenç, sağlık raporu alamaması sebebiyle herhangi bir işe de giremediğini söyledi.

    “Eski kimliğim halen bende”

    Dilan Melis Güvenç (23), 2020 yılında kimliğini kaybettiğini söyleyerek, “Direkt nüfus müdürlüğüne gittim. Orada kayıp talebimi oluşturup yeni kimliğimi aldım. Bir hafta sonra eski kimliğimi buldum. O kimlik de halen bende duruyor. Yeni kimliğimi de şu an kullanıyorum. Onun haricinde herhangi bir kimlik kaybım yok” dedi.

    “Adıma 8-10 hastanede acil kaydı açılmış”

    Yazın ehliyet almaya karar verdiğinde sağlık raporu gerekmesi sebebiyle aile hekimini ziyaret ettiğini belirten Güvenç, yaşanan olayı şöyle anlattı:
    “Doktorum sağlık kayıtlarımı kontrol ettiğinde bana ehliyet için sağlık raporu veremeyeceğini çünkü madde kullandığımı söyledi. Bunun nasıl olabileceğini sordum. Kendisi kayıtları açıp kontrol edebileceğimi söyledi. e-nabız’dan kayıtları kontrol ettim. Dediği gibi Ankara içinde 8-10 farklı hastanede benim adıma açılmış çoğunluğu acil kaydı açılmış. Hatta Hacettepe Üniversitesinde bir gün yoğun bakımda yatıldığına dair belgeyle karşılaştım. İlk önce uyuşturucu tahlillerinin çıktığı Etlik Şehir Hastanesine gittim. Oraya gittiğimde polisle görüştüm, adli vaka olup olmadığını kontrol ettiler. Adli vaka olmadığını görünce de en yakın karakola müracaat etmemi söylediler. Oraya gittiğimde de Emniyet Genel Müdürlüğünün sisteminde benim geçmiş sorgularıma baktıklarında bir ay kadar önce karakolda ifade verdiğimi, benim böyle bir ifadem olup olmadığını sordular. Ben de kendilerine böyle bir tanıklığımın olmadığını söyledim. Dosya numarası ile o karakolu ziyaret ettim. O karakolda da kamera kayıtlarına ulaştık, birlikte izledik. Benim kimliğimi kullanarak ifade veren kişiyi de gördüm. Polis bana kamera kayıtlarını veremeyeceği için savcılığa yönlendirdi. Bu sayede savcılığa giderek suç duyurusunda bulundum.”

    “3’er gün olmak üzere aynı gece mekanında farklı vakit aralıklarında sigortamın bulunduğunu gördüm”

    Savcılık soruşturmasının ardından e-devlet üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) dökümünü incelediğini söyleyen Güvenç, “SGK kayıtlarımı kontrol ettiğimde 3’er gün olmak üzere aynı gece mekanında farklı vakit aralıklarında sigortamın bulunduğunu gördüm. Herhangi öyle bir yerde çalışmışlığım olmadığı için bu bilgilerle tekrar ek nüsha sunmak için savcılığa gittim. Bu süreçte birkaç hastane kaydı daha oldu. Yine tekrar savcılığa gittim. Bundan bir hafta önceye kadar hiçbir haber yoktu. Soruşturmam hala devam ediyordu. Bir hafta önce Çankaya’daki polis karakolundan bir polis memuru beni aradı. Dedi ki ‘bir durum var, bununla ilgili ifade vermeniz gerekiyor.’ Karakola gittiğimde bir kızın Çankaya’da bulunan gece mekanında benim kimlik fotokopimi kullanarak çalıştığı, kendi beyanına göre de benim adıma düzenlenmiş senetle tutulduğunun iddia edildiğini söyledi. Bu kişiyi tanıyıp tanımadığım, daha önce bir tanışıklığım olup olmadığı soruldu. Ben de böyle birisini tanımadığımı, daha önceden soruşturmamın devam ettiğini aktardım, bu şekilde ifademi verdim” diye konuştu.

    “Savcılıktan yardım talep ediyorum”

    Şu anda soruşturmanın devam ettiğini ve herhangi bir gelişme olmadığını ifade eden Güvenç, “Hem kolluk kuvvetlerinden hem savcılıktan hem de avukatlardan yardım talep ediyorum. Bu konu hakkında ne yapabileceğimi de bilmiyorum. Ehliyetimi de alamadım. Şu anda sağlık raporu alamamam sebebiyle herhangi bir işte de çalışamıyorum. Herkese bu konuda çok dikkatli olması gerektiğini, değil kimlik, kimlik fotokopisi olsa bile çok dikkatli şekilde muhafaza edilmesi gerektiğini söylüyorum” dedi.

  • Mezarlık ziyaretinden dönerken kaza: 2 ölü 1 yaralı

    Mezarlık ziyaretinden dönerken kaza: 2 ölü 1 yaralı

    Alınan bilgiye göre, kaza, Polatlı’ya bağlı Karahamzalı Mahallesi’nde meydana geldi. Abdullah Can A. yönetimindeki otomobil ile Şahin Çelik idaresindeki otomobil çarpıştı.

    Çarpışmanın etkisi savrulan araç bariyerle saplandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda sağlık, jandarma ve itfaiye ekibi sevk edildi. Kazada, Şahin Çelik olay yerinde hayatını kaybederken, anne Elif Çelik ise kaldırıldığı Polatlı Duatepe Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Kazada yaralanan küçük kızın ise durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.

    Mezarlık ziyaretinden dönüyorlardı

    Öte yandan, ailenin babası 2 ay önce kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Kazada ölen Şahin Çelik ve annesi Elif Çelik ise Berat Kandili dolayısıyla mezarlığa yakınlarına dua etmek için gittiği ve Polatlı’ya dönüş yolunda kaza geçirdikleri öğrenildi.

  • “Uluslararası Emek Örgütü’nü çok değerli buluyorum”

    “Uluslararası Emek Örgütü’nü çok değerli buluyorum”

    Memur-Sen’in çağrısıyla 25 ülkeden 33 konfederasyonun katılımıyla kurulan Uluslararası Emek Örgütü’nün 1’inci Olağan Genel Kurulu Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Memur-Sen Konfederasyonu’nun ev sahipliğinde düzenlenen program, Diyanet-Sen Hatay Şube Başkanı Rıza Ateş’in Kur’an-ı Kerim tilavetinden sonra divan kurulu üyelerinin seçilmesiyle devam etti.

    Burada bir açılış konuşması gerçekleştiren Bakan Işıkhan, çalışma hayatının sürdürülebilirliği için hayati öneme sahip olan sendikacılık hayatında önemli bir dönüm noktası olarak ifade ettiği Uluslararası Emek Konfederasyonu’nun 1’inci Olağan Genel Kurulu için toplandıklarını belirtti.

    Emeği, alın terini, çalışmayı, katma değer üretmeyi sınır ötesine taşıyan bu kuruluşun sadece çalışma hayatı adına değil aynı zamanda uluslararası hak, adalet ve emek mücadelesi bakımından insanlık adına da çok kıymetli bulduğunu sözlerine ekleyen Işıkhan, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetlerimiz 21 yıllık hizmet döneminde ülkemizin kronik hale gelmiş yapısal sorunlarını risk alarak, tüm imkanlarını seferber ederek çözüme kavuşturmak için büyük bir çaba sarf etmiştir. Çözmek için adım attığı hiçbir yoldan da geri dönmemiştir. Bunun bir sonucu olarak, özellikle bölgemizde yaşanan terör, göç, iç savaşlar ve dünyada yaşanan ekonomik krizlere, salgına ve afetlere rağmen değer üretmeye, gelişmeye, istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettik” ifadelerini kullandı.

    “İstişare anlayışını en iyi şekilde yansıtan Bakanlığız”

    Bakan Işıkhan, son dönemde çalışma hayatında karşılaşılan birçok sorunu sendikal hareketle birlikte çözdüklerini söyleyerek, “Sadece son bir yıl içerisinde ülkemiz çalışma hayatı adına attığımız adımlar dahi bu gelişim hızını göstermek için yeterlidir. Bu başarıda kuşkusuz işçi, işveren ve kamu iş birliğinin payı büyüktür. Bu yolda, özellikle de çalışma hayatı anlamında en büyük paydaşlarımız, en önemli yol arkadaşlarımız sivil toplum kuruluşlarımız ve sendikalarımız olmuştur. Bugün gerçekleştirdiğimiz birçok düzenleme sizlerin desteği ve gayreti sayesinde bu seviyeye ulaştı. Hepiniz yapılanların, hayata geçirilenlerin en yakın şahidisiniz. Bakanlık olarak sosyal diyaloğu, paydaşlarımızla olan işbirliğini geliştirmeyi önemsiyoruz. İstişare kültürüne en çok ihtiyaç duyan ve bu anlayışı çalışma alanına en iyi şekilde yansıtmaya çalışan bir Bakanlığız” diye konuştu.

    “Sendikal örgütlenmenin önündeki bütün engelleri kaldırdık”

    Işıkhan, Uluslararası Emek Örgütü’nün kurulmasında sosyal diyalog anlayışının önemine vurgu yaparak, “Sivil toplum kuruluşlarımız, ortak bilinci sürdürmenin ve katılımcı bir yönetim anlayışını gerçekleştirmenin en önemli araçlarından biridir. Geçmişte, sendikacılık, işçi-memur ve işveren ilişkilerini düzenleyen ve adil temsilini sağlayan sosyal diyalog mekanizmalarımız, hak ettiği değeri ve gerekli ilgiyi görememiş, ihmal edilmişti. Ancak son 21 yılda her alanda olduğu gibi sosyal diyalog konusunda da ciddi ilerlemeler kaydettik. Sendikal örgütlenmenin önündeki bütün engelleri kaldırdık” açıklamasında bulundu.

    “21 yılda memurlarımızın sendikal haklarının iyileştirilmesine yönelik çok önemli adımlar attık”

    Bakan Işıkhan, Türkiye olarak kamu çalışanlarına sendika kurma hakkının, 1995 yılında Anayasa değişikliği ile tanındığını ve bu hakkın kullanımını düzenleyen yasanın ise 2001 yılında yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, “Bu tarihten itibaren AK Parti iktidarlarımız döneminde kamu görevlileri sendikacılığında sendikalaşma oranı sürekli artan bir seyir izledi. Hükümet olarak elbette en büyük temennimiz, bu oranların çok daha yüksek seviyelere çıkması ve tüm kamu çalışanlarımızın sendikalaşması yönündedir. 21 yılda; toplu sözleşmeler dâhil memurlarımızın sendikal haklarının, çalışma şartlarının iyileştirilmesine yönelik çok önemli adımlar attık. Bunlardan en önemlisi şüphesiz kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları için toplu sözleşme imkânı sunan 2010 Anayasa referandumudur. Biliyorsunuz yakın bir zamanda da 7. Dönem Toplu Sözleşme’mizi imzaladık. Bu süreci de yine memur sendikalarımızın katkılarıyla başarıyla gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.

    Işıkhan, en önemli sosyal paydaşları olarak belirttiği sendikaların her zaman demokrasinin ve çalışma hayatının güvencesi olduklarını belirterek, toplumun tüm kesimlerini doğrudan ya da dolaylı şekilde ilgilendiren; çalışma hayatı, sosyal güvenlik, örgütlenme ve toplu sözleşme gibi birçok konuda öncü rol üstlendiklerini sözlerine ekledi.

    “Önümüzdeki süreçte de birlikte çok faydalı işlere imza atacağımıza inanıyorum”

    Toplam 25 ülke ve 33 konfederasyonu etrafında buluşturan alın teri, emek ve hak kavramlarını, insanlığın geleceği adına çok önemli ve kıymetli bulduğunu da vurgulayan Işıkhan, “Önümüzdeki süreçte de birlikte çok faydalı işlere imza atacağımıza inanıyorum. Siz değerli paydaşlarımızın desteği ile Bakanlığımızın sağlayacağı imkânlar bir araya geldiğinde önümüzde aşılamayacak engel kalmayacaktır. Emek dünyamız adına çok değerli olan bu önemli girişimi himaye eden başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, kuruluşuna öncülük eden Memur-Sen Genel Başkanımız Ali Yalçın Beyefendiye, Memur-Sen ailesine ve katkı sağlayan tüm sendika temsilcilerimize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
    Programa Bakan Işıkhan’ın yanı sıra Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ali Yalçın ve 25 ülkeden gelen 33 konfederasyonun temsilcileri katıldı.

  • Bakan Tunç, Suudi Arabistan Başsavcısı ile görüştü

    Bakan Tunç, Suudi Arabistan Başsavcısı ile görüştü

    Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Suudi Arabistan Başsavcısı Suud Bin Abdullah Almujib, Suudi Arabistan Ankara Büyükelçisi Fahad Bin Assaad Abualnasr ve beraberlerindeki heyet ile Bakanlığımızda bir araya geldik.

    Adli iş birliğimiz başta olmak üzere ülkelerimiz arasındaki ilişkiler hakkında değerlendirmelerde bulunduk. Suudi Arabistan ile her alandaki ilişkilerimizi ve birlikteliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

  • Oğlunu rehin alan uyuşturucu bağımlısından polise tehdit

    Oğlunu rehin alan uyuşturucu bağımlısından polise tehdit

    Olay, Çubuk ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, gece 23.00 sıralarında ilçe emniyet müdürlüğüne giden S.Y. isimli kadın, velayeti kendisinde olan 7 yaşındaki oğlu M.E.V.’nin boşandığı H.V. tarafından alıkonulduğunu ihbar etti.

    Şikayet üzerine harekete geçen polis ekipleri baba ile oğlun bulundukları evi tespit etti. Oğlunu rehin alan saldırgan baba olay yerindeki polisleri, “Kapıyı açarsanız size ve çocuğuma sıkarım” diyerek tehdit etti. Çevre güvenliğini sağlayan ekipler, H.V.’nin arkadaşı ve kardeşinin de dahil edildiği ikna çalışmalarına başladı. Uzun süreli ikna çalışmalarının sonuç vermemesi üzerine H.V.’nin arkadaşı E.Ç.’nin eve gönderilmesi kararı verildi. Arkadaşını içeri aldığı sırada polislere ateş eden H.V., Polis Özel Harekat ekiplerince kolundan ve bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. Saldırgan şahıs tedavisi için hastaneye sevk edilirken, olay yerinde bulunan kardeşi A.K. ve arkadaşı E.Ç. ile polislerden yaralanan kimsenin olmadığı öğrenildi. Olay sırasında herhangi bir fiziki yara almadığı belirlenen mağdur çocuğun durumunun iyi olduğu belirtildi. Yaralanan saldırgan baba ise tedavi edilmek üzere hastaneye nakledildi.

    Yüklü miktarda uyuşturucu ele geçirildi

    Psikolojik problemleri ve uyuşturucu madde bağımlısı olduğu öğrenilen H.V.’nin bulunduğu evde yapılan aramalarda kendisine ait tabanca ile çok miktarda uyuşturucu madde ele geçirildi. Olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü olarak devam ettiği aktarıldı.

    “Ailesi ile problemler yaşadıktan sonra olmuş bu olay”

    Olayla ilgili konuşan çevre esnafından Hüseyin Bilir, “Saldırganı tanıyorum, müşterimdi. Çocuğuyla sürekli alışverişe gelirdi. Hiç umduğum bir şey değildi bu olay. Herkes gibi ben de şaşırdım. Ailesi ile problemler yaşadıktan sonra olmuş bu olay. Eşiyle de ayrılmış. Olay anında buradaydım, olanları gördüm. Sabah geldiğimde üzücü olayların yaşandığını duydum. Polisler buradaydı. Çocuk son günlerde hep babası ile buralardaydı” dedi.

    “Psikolojik sorunları varmış”

    Olayın diğer tanıklarından Mustafa Çaylı ise, “Olay saatlerce sürdü. Polis ekipleri geldi. Burada yaşayan ağabey, çocuğunu rehin almış. Saldırgan iki hafta önce eşinden boşanmış. Psikolojik sorunları varmış. Operasyon çok uzun sürdü. Silah sesleri duyduk. Çok korktuk” ifadelerini kullandı.

  • İnsansız kara aracı Aslan’ın tanıtımı yapıldı

    İnsansız kara aracı Aslan’ın tanıtımı yapıldı

    Tanıtıma Ağrı Valisi Mustafa Koç ve 3’üncü Ordu Komutanı Korgeneral Veli Tarakçı katıldı. Geliştirilen insansız kara aracı Aslan, gözetleme ve keşif yapabilme, uzaktan kontrol edilebilme ve birçok askeri teçhizatı entegre edebilme gibi özelliklere sahip.