Kategori: Ankara

  • Hafif ticari araç, park halindeki kamyona çarptı: 2 ölü, 1 yaralı

    Hafif ticari araç, park halindeki kamyona çarptı: 2 ölü, 1 yaralı

    Kaza, gece saatlerinde Ankara-Eskişehir kara yolunda meydana geldi. Alınan bilgilere göre, Nuh Şengün idaresindeki hafif ticari otomobil, Üçpınar Mahallesi mevkisinde lastiği patladığı için yol kenarında park halinde bulunan pancar yüklü kamyona arkadan çarptı. Kazanın ardından çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada, Şengün ile beraberindeki Sema Arslan hayatını kaybederken, yaralı G.K. ambulansla hastaneye nakledildi. Kaza nedeniyle bölgede trafik akışı bir süre diğer yollardan sağlandı.

     

  • ”Enflasyonda hedef yüzde 27,2”

    ”Enflasyonda hedef yüzde 27,2”

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin enflasyon görünümüne ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Şimşek, Ekim ayında yıllık enflasyonun yüzde 48,6 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatarak, piyasa katılımcıları anketine göre enflasyonun 12 ay içinde yüzde 27,2’ye düşmesinin beklendiğini söyledi.

    Bu öngörü, hükümetin ekonomide denge sağlama çabalarının bir sonucu olarak yorumlanıyor. Şimşek, ekonomik reformların ve sıkı para politikalarının bu hedefe ulaşmada kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.

    Küresel ve yerel dinamiklerin etkisiyle belirlenecek olan bu hedef, piyasaların ve vatandaşların geleceğe yönelik beklentilerini şekillendirmede kilit rol oynayacak gibi görünüyor.

  • Bakan Şimşek açıkladı

    Bakan Şimşek açıkladı

    Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek,”Ekim ayında yüzde 48,6 olan yıllık enflasyonun piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonra yüzde 27,2’ye gerilemesi bekleniyor.” dedi.
    Bakan Şimşek sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Ekim ayında yüzde 48,6 olan yıllık enflasyonun piyasa katılımcıları anketine göre 12 ay sonra yüzde 27,2’ye gerilemesi beklendiğini vurgulayarak, “Enflasyon beklentisi 12 ay sonrası için iyileşmeye devam ederken diğer vadelerde sınırlı artış gerçekleşti.

    Beklentilerdeki artışta son iki aylık enflasyon verisi etkili oldu. Uzun süredir önemli ölçüde iyileşse de beklentilerin belirli bir seviyenin altına inmesi zaman alıyor. Fiyat istikrarına giden yol sabır ve kararlılık gerektiriyor. Dezenflasyonu sağlamaya yönelik programımızı titizlikle uygulamaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı.

  • Kırmızı bültenle aranan Sobotta İstanbul’da ele geçirildi

    Kırmızı bültenle aranan Sobotta İstanbul’da ele geçirildi

    Sosyal medya hesabından operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, şu ifadelere yer verdi:
    “Interpol-Europol Daire Başkanlığı ve Göç İdaresi Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele ile Göçmen Kaçakçılığı ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüklerince yapılan ortak çalışmalar sonucu, kriptolu cep telefonuyla bir iletişim uygulaması üzerinden diğer şahıslarla iletişime geçip, çeşitli uyuşturucu maddeleri satarak yüklü miktarda kar elde ettiği tespit edilen Daniel Sobotta, İstanbul’un Şişli ilçesinde yakalandı.”

    Bakan Yerlikaya açıklamalarında, Sobotta’nın “Kuyu-39” operasyonları çerçevesinde yakalandığını ve Almanya tarafından çıkarılan acil yakalama mesajı (difüzyon) ile uluslararası düzeyde arandığı bilgisini paylaştı.

  • “Efsane pazarlama taktiği”

    “Efsane pazarlama taktiği”

    Kasım ayının başlamasıyla birlikte yanıltıcı indirim kampanyalarının hızla çoğaldığına dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu durum aslında ‘Efsane Kasım’ değil, efsane bir pazarlama taktiği oldu. İlgili meslek odalarının izni olmadan yapılan indirimlere itibar edilmemeli” dedi.
    Firmaların yüzde 80’e varan oranlarda indirim yapmasının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Böylesine yüksek kar marjları gerçekçi değil. Yüzde 80-100 gibi indirim oranları sürdürülebilir bir kazanç modeli olamaz. Bu nedenle, bu kampanyaların Bakanlık tarafından denetlenmesi gerekiyor.

    Aynı şekilde, güvenilir olmayan sitelerden alışveriş yapılmasının sakıncalarına da dikkat edilmeli. 3D güvenlik doğrulaması olmayan yerlerden alışveriş yapan vatandaşlar, mağduriyetlerini sıkça dile getiriyor. İnsanlar, dokunup görmedikleri ürünleri cazip fiyatlarla sipariş ederken, sonunda hayal kırıklığı yaşayabiliyorlar.

    Tabii ki çağdaşlıktan geri kalmamamız gerekiyor. Ancak bu durumda yapılacak şey, güvenli sitelerden alışveriş yapmak. Ayrıca, fiyatlardaki anormalliklerin oturması, istikrar sağlanması ve vatandaşların bütçelerine uygun alışveriş yapmaları için bu tür aldatıcı kampanyaların önüne geçilmesi şart. İnsan sağlığına zarar veren veya kalitesiz ürünlerin satışını engellemek, tüketicinin korunması adına önemli bir adım olacaktır” şeklinde konuştu.

    “Bu dönemde fırsatçılara da gün doğuyor”
    Öte yandan, indirim dönemlerinde fırsatçıların da iş başında olduğunu hatırlatan Palandöken, “Vatandaşlar, görmeden aldıkları birçok ürünle ilgili hataların arttığını fark ediyor. Bu nedenle, meslek odalarının ve esnaf birliklerinin izinleriyle gerçek indirimlerin yapılması, bu kampanyaların görünür bir yerde ilan edilmesi ve ürünlerin kalitesinin değerlendirilmesi gerekiyor. Ürünlerin gerçek değerinin anlaşılması için, fiyatların önceden şişirilip şişirilmediğinin iyi analiz edilmesi şart.

    Aksi takdirde, paranız boşa giderken sizi mutlu etmesi gereken alışverişler mutsuzluk oluşturabilir. Bu durumun bütün sektörlere yayıldığını görmek mümkün. İnsanlar geçim derdinde ve bütçeleri sınırlı olsa da, temel ihtiyaçlarını karşılamak zorunda. Ancak, bu tür “efsane günler” adı altında yapılan kampanyaların denetlenmesi ve doğru yönlendirilmesi gerekiyor. Bakanlıklar, yerel yönetimler ve bu konuda tecrübeli, güvenilir kişilerin analizleri ile fiyatların ve ürünlerin kalitesinin kontrol edilmesi şart. Aksi takdirde, sonuç genellikle hüsran oluyor” diye konuştu.

  • Evde Bakım Yardımları hesaplara yatırılıyor

    Evde Bakım Yardımları hesaplara yatırılıyor

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlar ve ailelerine yönelik “Evde Bakım Yardımı”nı hesaplara yatırmaya başladıklarını belirterek, “546 bin vatandaşımız bu yardımdan yararlanıyor. Evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlar ve aileleri için bu ay toplam 4,9 milyar lira yardımı hesaplara yatırıyoruz” açıklamasında bulundu. Göktaş, yaptığı açıklamada, Bakanlığın aile odaklı bakım hizmet modellerinden biri olan “Evde Bakım Yardımı” uygulamasının 2006’da hayata geçirildiğini hatırlattı.

    Engelli bireylerin öncelikle aile yanında desteklenmesi için başlatılan çalışma kapsamında engellilerin aile bütünlüklerini muhafaza edecek şekilde bakımlarının evde yapılmasını öncelediklerini vurgulayan Göktaş, “Evde Bakım Yardımı ile engellilerin yaşadıkları ortamdan ayrılmadan, ailesi veya yakınlarıyla birlikte yaşayarak aile birliğinin korunmasına ve güçlenmesine destek oluyoruz. Bakanlık olarak engelli bireylerin eğitim, sağlık, güvenlik, istihdam gibi temel haklarına tam olarak ulaşmaları için hak temelli bir bakış açısıyla politikalar geliştiriyor, geliştirdiğimiz bütüncül ve adil sosyal hizmet modelleri ile toplumun her bir ferdine ulaşmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Evde Bakım Yardımı kapsamında hak sahibi başına aylık 9 bin 77 lira ödemenin her ayın 15’inde yapıldığını belirten Göktaş, şunları kaydetti:
    “Evlerinde bakılan tam bağımlı vatandaşlar ve aileleri için bu ay toplam 4,9 milyar TL Evde Bakım Yardımı’nı hesaplara yatırmaya başladık. Hali hazırda 546 bin vatandaşımız Evde Bakım Yardımı’ndan yararlanıyor. Türkiye Yüzyılı Vizyonumuz çerçevesinde bakanlık olarak engellilik alanındaki hak temelli sosyal yardımların şeffaf bir anlayışla sürdürülebilir olması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ödemelerin tüm engelli vatandaşlarımıza ve ailelerine hayırlı olmasını diliyorum.”

  • Diyanet İşleri Başkanın’dan açıklama

    Diyanet İşleri Başkanın’dan açıklama

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) olarak çeşitli yollarla şu ana kadar 600 milyon liralık yardımı Gazze’ye ulaştırdık” dedi.
    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Milli İrade Platformu tarafından İstanbul’da düzenlenen “Türkiye Yüzyılında Diyanet ve Din Hizmetleri” konulu “Milli İrade Buluşmaları” programına katıldı.

    “Yeni bir medeniyetin inşası noktasında hepimize çok büyük görevler düşüyor”
    İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) Dr. Tayyar Altıkulaç Konferans Salonu’ndaki programda konuşan Başkan Erbaş, Türkiye Yüzyılı vizyonunun küresel krizlerle kuşatılmış insanlığın çıkış yolunu ifade ettiğini belirterek, “Türkiye’nin öncülüğünde yeni bir medeniyetin inşası noktasında hepimize çok büyük görevler, çok önemli sorumluluklar düşüyor. Zira söz konusu idealin, güçlü motivasyonu, en büyük imkanı, en kapsamlı zemini, inancımız ve değerlerimizdir” dedi.

    Başkan Erbaş, bugün Diyanet İşleri Başkanlığının dünyanın her köşesinde hizmet sunan büyük bir teşkilat olduğuna dikkati çekerek, hiçbir ülkede benzeri olmadığını söyledi.

    “Filistin için Papa’ya Cumhurbaşkanımızın mektubunu götürdüm”
    Filistin için sivil toplum kuruluşlarıyla Filistin’e Destek Platformu’nu kurduklarını ifade eden Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
    “Gazze, Filistin konusunda en başından beri yaptığımız, yapmaya devam ettiğimiz onlarca iş var; defalarca basın toplantısı, bildiri, hutbe, boykot Bu süreçte daha güçlü tepki oluşturmak amacıyla Müslüman ülke ve toplumların dini liderleriyle defalarca toplantı yaptık. Diyanet İşleri Başkanlığımızda bir çevrim içi toplantıda 92 ülkeden 190’nın üzerinde ilim adamının, dini liderin katıldığı bir toplantımız oldu. Yine İslam alimlerinin katılmış olduğu pek çok toplantı yaptık.

    Farklı din mensuplarının dünyadaki temsilcilerine özel mektuplar gönderdik ve onları bir araya getirerek açıklamalar yaptık. Vatikan’a gittik, Cumhurbaşkanımızın mektubunu Papa’ya ulaştırdık ve Papa’ya baştan sona mektubu okudum. Onun da bu farkındalığın oluşmasında desteğinin olmasını kendisinden talep ettik.”

    “Rabbim, Kudüs mücadelesinin ve Filistin davasının nihai zaferini görmeyi hepimize nasip eylesin”
    Başkan Erbaş, Filistin’e insani yardımlar konusunda yapılabilecek her şeyi yaptıklarını dile getirerek, “Diyanet İşleri Başkanlığı ve TDV olarak çeşitli yollarla şu ana kadar 600 milyon liralık yardımı Gazze’ye ulaştırdık. Rabbim, Kudüs mücadelesinin ve Filistin davasının nihai zaferini görmeyi hepimize nasip eylesin inşallah” diye konuştu.
    Programa, Diyanet İşleri Başkanlığının üst düzey yöneticileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

  • TOKİ, Gülderen’de umudun da temelini attı

    TOKİ, Gülderen’de umudun da temelini attı

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hatay’ın Antakya ilçesindeki Gülderen Mahallesi’nde 310 dönüm arazi üzerinde 2 bin 681 afet konutunun yapımını tamamladı. Bölgeden görüntüler paylaşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “Çalışıyoruz, üretiyoruz ve sonra milletimizin gönlünden kopan ‘Allah razı olsun’ duasını duyuyoruz ya; işte bu her şeye bedel” ifadelerini kullandı.

    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerin yeniden ihya ve inşası için çalışmalarını sürdürüyor. Günde ortalama bin 500 konutun tamamlandığı deprem bölgesinde yıl sonuna kadar 200 binden fazla konutun teslim edilmesi planlanıyor. Depremde ağır yıkıma uğrayan Hatay’da da 26 binden fazla konut ve iş yeri hak sahiplerine teslim edildi, yıl sonunda bu rakamın 44 binin üzerine çıkması hedefleniyor. 2025 yılı sonuna kadar ise Hatay’da 158 binden fazla konut ve iş yeri teslim edilecek.

    Gülderen’de 2 bin 681 konutun yapımı tamamlandı
    Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı Hatay’ın Antakya ilçesindeki Gülderen Mahallesi’nde sağlam temeller üzerine yeni bir kent kurdu. Gülderen’de 310 dönüm arazi üzerinde 2 bin 681 konutun yapımı tamamlandı. Konutların etap etap teslimi sürüyor. Devletin desteğiyle yaralarını sarmaya çalışan vatandaşlar yeni evlerine kavuşuyor.

    Bakan Kurum: “Çalışıyoruz, üretiyoruz”
    Gülderen’e taşınan depremzede bir vatandaşın, “Allah razı olsun, hiçbir şeyimiz eksik kalmadı” sözlerini alıntılayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, sosyal medya hesabından, “Çalışıyoruz, üretiyoruz ve sonra milletimizin gönlünden kopan ‘Allah razı olsun’ duasını duyuyoruz ya; işte bu her şeye bedel” mesajını paylaştı.

    “Evim çok güzel, ışıl ışıl”
    Konutlarına yerleşenlerden Hatice Ateş, kurada ev çıktığını öğrendiğinde yaşadığı mutluluğu anlatarak, “Kızlarıma sarıldım, onlar da bana sarıldı. Eşime ‘gerçek mi’ diyorum, ‘evet bize çıktı’ diyor. Eve geldiğimizde gerçekten ‘bizim mi?’ diye düşündüm. Çok şükür yerleştik. Evim çok güzel. Çevre çok güzel oldu, her taraf ışıl ışıl. Bakanımız Murat Kurum ve bütün yetkililerin sayesinde biz evimize kavuştuk. Onlar olmasa, devletimiz olmasa kim yaptıracaktı? Allah razı olsun” dedi.

    “Gerçekten koca yürekli bir insan”
    Hak sahibi Yalçın Konak ise insanların artık konteynerlerden evlerine geçmeye başladığını belirterek, “Evlerin, binaların bu kadar hızlı yükselmesi bizleri çok şaşırttı. Bize umut verdi. Bu kadarını bile beklemiyorduk. İşçilik olsun, malzeme olsun, evin planlaması çok kaliteli ve güzel. Konutların devlet eliyle yapılması farklı oluyor.

    Çünkü devletin denetim mekanizması daha farklı. O yüzden kendimizi daha rahat, daha huzurlu hissediyoruz. Bakanımız Murat Kurum sadece burayı değil, depremi yaşayan insanları hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Gerçekten koca yürekli bir insan. Gece gündüz demeden buraya gelip insanların sorunlarıyla, derdiyle ilgilendi.

    İnsanlar ne istediyse onu yapmaya çalıştı. Memleketimizi ayağa kaldırmaya çalıştı. Devlet, konteynerleri bir an önce boşaltıp insanları huzurla güvenilir evlere geçirmek için elinden geleni yapıyor. Evlerimizde artık huzurlu, güvenli, rahat bir şekilde, umut dolu günler bizi bekliyor. Mutluyuz, heyecanlıyız” ifadelerini kullandı.

  • Enerji fiyatlarında sübvansiyon değişikliği

    Enerji fiyatlarında sübvansiyon değişikliği

    Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tüketim gruplarına göre enerji tedarik tarifelerinde sübvansiyon değişikliği kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.
    Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ’de yer alan tüketim miktarı, 2025 yılı için mesken tüketici grubu kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşları, mahalli idareler ile birlikte mesken olarak kullanılan müstakil binalar, apartmanlar ve apartmanlar içindeki bağımsız bölümler, konut kooperatifleri ve konut siteleri ile bu yerlerin ayrı sayaç ile ölçümleri yapılan kalorifer, asansör, hidrofor, merdiven otomatiği, kapıcı dairesi ve benzeri ortak kullanım yerlerine yönelik sübvansiyon sınırı yıllık 5 bin kilovatsaat olacak.

    Mesken tüketici grubu kapsamında yer alan ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından kurulan geçici barınma merkezleri, köy tüzel kişiliğine ait içme suyu temini ve dağıtımı amaçlı kullanılan tesisler ile diğer tüketicilere ve tarımsal faaliyetler tüketici grubuna yönelik 100 milyon kilovatsaat olan sübvansiyon sınırı kalan tüketici gruplarına yönelik 15 bin kilovatsaat olarak uygulanacak Ayrıca aynı tebliğde yer alan Kurulca Belirlenen Katsayı’nın (KBK) 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren 1,0938 olarak uygulanmasına devam edilecek.

     

  • Mahallede tedirginlik köpeklerin saldırısına uğradı

    Mahallede tedirginlik köpeklerin saldırısına uğradı

    Ankara’nın Çankaya ilçesinde sokak köpeklerinin saldırısına uğrayan Prof. Dr. Meliha Yılmaz’ın yaşadığı mahallede tedirginlik yaşanıyor. Mahallede çok fazla köpek olduğunu belirten vatandaşlar, köpeklerin toplanmasını istedi. Ankara’nın Çankaya ilçesi Çiğdem Mahallesi’nde akşam saatlerinde yürüyüş yaptıktan sonra mahallesindeki başıboş köpeklerin saldırısına uğrayan Prof. Dr. Meliha Yılmaz kanlar içerisinde kalmıştı. Hastaneye kaldırılan Yılmaz tedavisinin ardından taburcu edilirken, köpeklerin Çankaya Belediyesi tarafından toplatılmaması ise vatandaşları tedirgin ediyor. İHA muhabirine açıklamalarda bulunan mahalle sakinleri, yetkililere köpeklerin toplatılması çağrısında bulundu.

    “Bu mahallede çok fazla köpek var”
    Mahalle sakinlerinden Mehmet Eser, “Maalesef bu mahallede çok fazla köpek var. Özellikle akşam vakitleri yalnız gezen insanların hepsine saldırıyor ama burada köpek sevenler de var. Biz onlara saygılıyız ama bu başıboş gezen köpekler maalesef herkese zarar veriyor. Bana da bir defasında iki üç tane köpek saldırdı.

    Zor kurtuldum, öyle söyleyeyim. Bunların kimseye bir faydası yok, çevreye zararı var” ifadelerini kullandı.
    Eşinin başıboş köpekler yüzünden sokağa çıkamadığını aktaran Eser, “Mesela bizim hanım da çıkamıyor. ‘Bazen spor yapacağım. Dışarı çıktığı zaman köpekleri gördüm. Köpeklerden korktum.

    Geri geldim’ diyor. Yani bu köpekler insanları çok rahatsız ediyor” diye konuştu.
    Ekranlarda gördükleri olayların başlarına geldiğini söyleyen Eser, “Maalesef biz televizyonda da görüyoruz. Mesela çocuklar parçalanıyor. Tamam biz hayvan haklarına da saygılıyız, hayvanları da severiz. Benim de çok fazla köpeğim oldu ama dışarıdaki bu köpeklerin herkese zararı var. Toplatılması taraftarıyım” şeklinde konuştu.

    “Saldıran köpekleri toplamalılar”
    Mahallede ikamet eden bir kadın ise, “Bu köpeklerin kalması zararlıysa toplanmalı. Hakikaten ısırıyorlar. Her otobüsten, dolmuş, minibüsten inenin üzerine saldırıyorlar. Yoksa biz köpekleri çok seviyoruz. Köpeklerle büyüdük bu yaşa geldik. Sevmiyor değiliz ama bu kadar üretkenlik olmamalı, azaltılmalı yani. Saldıran köpekleri toplamalılar. Hepsi belki saldırmıyordur ama bunların içinden eleyip toplasınlar” ifadelerini kullandı.
    Bu kadar başıboş köpeğin bir köyde dahi olmadığını dile getiren vatandaş, şunları kaydetti:
    “Bu kadar köpek bir köyde dahi yok. Yani çoluk çocuk dışarı çıkamıyor. Parka çocuk çıkamadığı gibi okuldan gelen, servisten inen çocuk evine gidemiyor. Ben oradaysam çok çocuğu evine kadar götürdüm. Yazık günah yani. Orada biri olmasa üstüne saldırıyor. Kadının biri otururken durakta tepesine atlamış arkadan hiç fark etmeden düşünebiliyor musun? Bu kadar olmamalı. Yazık yani insanlara. Demek ‘bir insanın köpek kadar kıymeti yok’ diyorum ben şu durumda. İnanın biri hav dediği zaman 10 değil, 20 tane kafa görüyorum ben. Biri gayriihtiyari yürürken bir tanesi havlıyor. Korkuyorum.”