Kategori: Ankara

  • Binlerce hekim kamuya döndü

    Binlerce hekim kamuya döndü

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonunda 2024 yılı Bütçe Kanunu Teklifi görüşmelerinde Sağlık Bakanlığının 2024 yılı bütçesi ve 2022 yılı kesin hesabı hakkında bir sunum yaptı.

    Koca, Beyaz Reform ile atılan adımlar sayesinde sağlık sisteminde önemli iyileşmeler sağladıklarını ifade ederek, beyaz kod sayısının 1 milyon başvuruda ortalama 23’ten 17’ye düştüğünü kaydetti. Bakan Koca, Beyaz Reform çerçevesinde yapılan düzenlemeler sayesinde 8 bin 855 hekimin de açıktan atamayla kamuya döndüğünün altını çizdi.

    Toplam sağlık personeli sayısı 1 milyon 420 bin oldu

    Sağlık Bakanlığı, vatandaşların ihtiyaç duydukları anda etkin ve kaliteli bir sağlık hizmeti sunmak için her geçen gün sağlık personeli sayısını artırmaya devam ediyor. Türkiye genelindeki devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastanelerde toplam sağlık personeli sayısı 1 milyon 420 bin oldu. Bu sayının yüzde 7,30 ile 103 bin 707’sini uzman hekim, yüzde 3,06 ile 43 bin 549’unu asistan hekim, yüzde 4,08 ile 57 bin 948’ini pratisyen hekim, yüzde 3,10 ile 44 bin 113’ünü diş hekimi, yüzde 21,81 ile 309 bin 803’ünü hemşire ve ebe, yüzde 60,64 ile 861 bin 204’ünü ise diğer personel oluşturdu.

    Son 10 yılda 13 bin 370 uzman hekim istifa etti, 68 bin 552 uzman hekim göreve başladı

    İstifa eden uzman hekim sayısı 2013 yılında bin 405, 2014’te bin 229, 2015’te bin 365, 2016’da 998, 2017’de 957, 2018’de bin 466, 2019’da bin 626, 2020’de bin 651, 2021’de 2 bin 558, 2022 yılında 2 bin 475 ve 2023 yılında ise bin 640 oldu. Buna karşın 2013’te 5 bin 721, 2014’te 3 bin 553, 2015’te 5 bin 301, 2016’da 5 bin 563, 2017’de 4 bin 897, 2018’de 6 bin 63, 2019’da 5 bin 975, 2020 yılında 6 bin 307, 2021’de 6 bin 26, 2022’de 10 bin 614 ve 2023 yılında 8 bin 532 uzman hekim göreve başladı.

    2013’ten bu yana 13 bin 649 hekim istifa etti, 111 bin 592 hekim göreve başladı

    İstifa eden hekim sayısı 2013’te 478, 2014’te 496, 2015’te 602, 2016’da 635, 2017’de 778, 2018’de 877, 2019’da bin 96, 2020’de bin 571, 2021’de 2 bin 841, 2022’de 2 bin 259 ve 2 bin 16 oldu. Buna karşın 2013’te 5 bin 589, 2014’te 5 bin 731, 2015’te 7 bin 757, 2016’da 8 bin 170, 2017’de 8 bin 484, 2018’de 9 bin 881, 2019’da 11 bin 304, 2020’de 12 bin 98, 2021’de 12 bin 804, 2022’de 15 bin 810 ve 2023 yılında 14 594 hekim göreve başladı.

  • Koca: “150 sağlık tesisi açacağız”

    Koca: “150 sağlık tesisi açacağız”

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığı’nın 2024 yılı bütçesinin görüşmelerine başlandı.

    AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanan Komisyonda Sağlık Bakanlığının 2024 yılı bütçesinin yanı sıra Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı, Sağlık Bilim ve Teknolojileri Anonim Şirketinin bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları görüşülecek.

    Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bakanlığın bütçesine ilişkin sunum yapıyor.

    Açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

    “Hastanelerin yatak sayısı 171 bin 932’ye yükselmiştir”

    Bakanlığımıza bağlı sağlık kurumu sayısı yaklaşık 15 bindir. Bunların 977’si hastane, 8 bin 157’si Aile Sağlığı Merkezidir. Bakanlığımıza bağlı hastanelerde yatak sayısı 171 bin 932’ye yükselmiştir. Nitelikli yatak oranını yaklaşık 13 kat artırarak yüzde 6’dan yüzde 81’e çıkarmış durumdayız

    Hatay- Antakya, Erzin, Altınözü, Payas, Gaziantep-Oğuzeli, Nurdağı, Kahramanmaraş-Merkez, Nurhak, Türkoğlu ve Adıyaman Çelikhan’da toplam 1.588 yatak kapasitesine sahip 10 acil durum hastanelerimizle Mart 2024 tarihi itibarıyla vatandaşlarımıza hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Hatay, Malatya ve Kahramanmaraş illerimizde de şehir hastaneleri yapmak için proje çalışmalarına başladık.

    İnşaatı devam eden 144, ihale aşamasında 73, proje ve arsa aşamasında 195 olmak üzere toplamda 412 adet hastane yatırımımız bulunuyor. Önümüzdeki yıl için 55’i hastane olmak üzere toplam 150 yeni sağlık tesisinin açılışını yapacağız.

    “COVID-19 her geçen gün doğaya yeniliyor”

    Başta Eris varyantı olmak üzere, yeni mutasyonların, virüsün ortaya çıktığı ilk döneme kıyasla hasta yapıcı özelliğinin artık çok az olduğunu biliyoruz.

    COVID-19 her geçen gün doğaya yeniliyor ve hayat devam ediyor.

    “Yenidoğan tarama programına SMA’yı da ekledik”

    Aralık 2021 tarihi itibarıyla başlattığımız ‘’Evlilik Öncesi SMA Taşıyıcı Tarama Programı’’ çerçevesinde 1 milyon 100 bini aşkın kişiye tarama yaptık. Yenidoğan tarama programına SMA’yı da ekledik. Bugüne kadar 1 milyon 4 yüz bin bebeğimiz taramadan geçirildi.

    Uzaktan sağlık hizmetini yaygınlaştırıyoruz. 2023 yılının ilk 8 ayında 3 bin 75 hastaya uzaktan sağlık kurulu raporu düzenlenmesini sağladık.

    “Türk Devletleriyle sağlık alanında da bir araya geliyoruz”

    Yeni kurulan Sağlıklı Yaş Alma Merkezleri, 3 ay gibi kısa bir sürede 69 ilimizde 464 sağlık tesisinde faaliyete başladı. Türk Devletleri Teşkilatı öncülüğünde Türk Devletleriyle sağlık alanında da bir araya geliyoruz.

    Gazze’de yaşanan insanlık dramı sağlık hzimetlerinin verilemez hale gelmesi ile şiddetlenerek devam ediyor. İsrail’in Gazze’de sebep olduğu yıkım insanlığın tüm değerlerini enkaz altında bıraktı. Sağlık hizmetlerine destek vermek üzere, sahra hastanelerinin kurulması dahil Mısır Sağlık Bakanlığı ile ilk günden beri koordinasyon içindeyiz. Ancak bu çabalarımız sağlık hizmetinin sağlanması için bugüne kadar yeterli olmadı. Bunun üzerine, dün akşam saatlerinde İsrail Sağlık bakanı ile görüştüm.

    Bakanlığımız yetkilileri ve uzman doktorlardan oluşan 20 kişilik bir heyet, ilaç ve tıbbi malzeme ile 22 Ekim Pazar günü Cumhurbaşkanlığına ait uçakla Mısır’a giderek, çalışmalarına başladı. Yoğun temaslarımıza rağmen, planladığımız hizmetleri, hayata geçirebildiğimizi söyleyemiyorum. Beklediğimiz şartlar oluşur oluşmaz gereken her şeyi yapabilecek şekilde hazırlanmış durumdayız.

  • Baş ağrısı beyin tümörü belirtisi olabilir

    Baş ağrısı beyin tümörü belirtisi olabilir

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Yağız Sayacı, beyin tümörü ve belirtilerine yönelik açıklamalarda bulundu. Sayacı, baş ağrısının beyin tümörünün belirtisi olabileceğine dikkati çekti. En sık görülen semptomun baş ağrısı olduğunu vurgulayan Op. Dr. Sayacı, “Baş ağrısı ile başvuran hastalarda ağrının şekli her zamankinden farklı ve şiddetliyse, altta yatan nedene yönelik net bir saptama yapılamadıysa beyin tümörüne yönelik tetkik edilmelidir” uyarısında bulundu.

    Dr. Sayacı, baş dönmesi, bulantı/kusma, denge kaybı, yürüme güçlüğü, görme/duyma/konuşma problemleri, kol ve bacakta uyuşma, güç kaybı, işlev bozukluğu, unutkanlık, ani ortaya çıkan kişilik değişikliği ve duygusal değişiklikler, yüz felci, yutma güçlüğü, koku algılamada bozukluk ve nöbet geçirme gibi semptomların da beyin tümörü belirtisi olabileceğini vurguladı.

    Beyin tümörü tanı süreci

    Op. Dr. Emre Yağız Sayacı, kesin kanıtlanmış bir risk faktörü olmasa da radyasyon maruziyeti veya biyolojik ailesinde beyin tümörü öyküsü olan kişilerin beyin tümörünün görülmesi açısından riskli grupta olduğunu belirtti. Beyin tümörünün teşhis sürecini anlatan Sayacı, tüm hastalıklarda olduğu gibi beyin tümörlerinin teşhisinin de tıbbi geçmişin incelenmesi ve fizik muayene ile başladığını söyledi.

    Başvurulan yöntemler hakkında da bilgi veren Op. Dr. Emre Yağız Sayacı, şöyle devam etti:
    “Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans (MR) görüntüleme beyin tümörlerini saptamada en çok kullanılan tetkiklerdir. Tümörün yerine ve türüne göre anjiografi, PET görüntüleme tercih edilebilmektedir. Tümörün kesin tanısı için altın standart ise tümörün eksizyon veya biyopsi ile örneklemesinin yapılarak patolojik incelemesinin yapılmasıdır.”

    Beyin tümöründe tedavi süreci

    Op. Dr. Emre Yağız Sayacı, tümör tedavisinin konumu, sayısı ve türüne göre değiştiğini belirtti. Tüm bu kriterlerin cerrahi seçeneğinin uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacaksa da tümörün ne kadarının çıkarılabileceğine dair belirleyici olduğunu söyleyen Sayacı, radyoterapi, kemoterapi ve immunoterapi yöntemlerine tedavi sürecinde başvurulabileceğini ifade etti.

    Ameliyat teknikleri hakkında bilgi veren Sayacı, “Beyin tümörlerinin cerrahisi için ameliyat sırasında nöromonitörizasyon ve nöronavigasyon teknikleri ameliyata yardımcı olarak kullanılmaktadır. Gelişen teknoloji ve görüntüleme yöntemleri sayesinde operasyon süreci, tümör dokusunun tespiti ve tümörün tamamen temizlenmesi ameliyatların başarısında artış sağlanmıştır. Tüm bu teknolojiler, doğru kişiye doğru ameliyatın doğru teknikle ve minimal riskle yapılmasına imkan tanımaktadır” dedi.

    Operasyon sonrası iyileşme süreci

    Dr. Sayacı, beyin tümörü operasyonunun ardından iyileşme süreci hakkında da bilgi verdi.

    Yapılan cerrahinin büyüklüğüne göre oluşabilecek komplikasyonlar ve operasyon sonrasında dikkat edilmesi gereken durumların iyileşme süresini etkilediğini belirten Op. Dr. Sayacı, “Ortalama hastane yatış süresi 2-5 gün olmakla birlikte bu süre çok daha uzayabilmektedir. Normal yaşama dönme ise ortalama 2-3 hafta sürmektedir. Yara bakımı, istirahat, yürüyüş ve egzersizin çoğunlukla iyileşme sürecine olumlu yönde katkı sağlamaktadır. Beyin tümörlerinin tümörün özelliği ve yapılan cerrahiye göre değişen nedenlerle tekrar etmesinin de mümkün olabileceğini, bu yüzden de ameliyat sonrası doktorun önerdiği şekilde ve sıklıkta takibin önem kazanmaktadır” dedi.

  • Bakan Göktaş’tan şehit askerin oğluna sürpriz

    Bakan Göktaş’tan şehit askerin oğluna sürpriz

    Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekatında şehit olan Yüzbaşı Alper Kocaman’ın oğlu Ata Alp Kocaman’a doğum günü sürprizi yaptı. Bakan Göktaş, fanatik Galatasaray taraftarı olan Ata Alp’e Galatasaraylı futbolcular tarafından imzalanan forma hediye etti.

    Bakan Göktaş, şehit oğlu Ata Alp’e yeni yaşının mutluluk ve başarı getirmesi dileğinde bulundu. Bakan Göktaş, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak şehit yakınlarımızı ve gazilerimizi hiçbir zaman yalnız bırakmıyor, her fırsatta ziyaret ediyoruz. Onların bize bıraktıkları emanetlerine her zaman sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

  • “Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu”

    “Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu”

    Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, İl Başkanları İstişare Toplantısı için Bitlis’e gitti. Burada partisinin il başkanları ile görüşen Canpolat, daha sonra esnafı ziyaret ederek, partisinin misyonunu anlattı.
    Osmanlı Ocakları lideri Canpolat, burada, Filistin ve Türk bayraklarının önünde yaptığı basın açıklamasında, “Filistin toprakları Selahaddin Eyyubi’den emanet kalmıştır. Bizler Osmanlı torunları olarak Hazreti Fatih’in emaneti İstanbul’a, Selahaddin Eyyubi’nin emaneti Kudüs’e sahip çıkmalıyız. Filistin halkının nüfusu yok edilirken İsrail’in devlet olmasına izin mi verilecek? Bu zorbalık yapan terörist bir grubun istediğini alması anlamına gelmez mi? Bugüne kadar yaptığımız il ziyaretlerinde Filistin halkına yapılan zulüm hissediliyor” dedi.

    “Kim ne kadar Müslüman ve insansa Filistin halkı için o kadar sesini yükseltsin” diye tepki gösteren Canpolat, “Sadece Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde bu iş olmaz, bu sadece Osmanlı Ocakları ve Ocak Partisi ile de olmaz. Hepimizin birlik olarak Filistin için ayağa kalkması lazım. Birleşmiş Milletler nerede? Çocuklara neden sahip çıkmıyorlar? Göz göre göre oradaki çocuklar katlediliyor” dedi.
    “O küçük Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu?”

    Türkiye’deki Müslümanlara seslenen Kadir Canpolat, şu ifadeleri kullandı:
    “O küçük Filistinli çocuklar kadar cesaretiniz yok mu? İmanınız yok mu? Vicdanınız yok mu? Onların Hazreti Muhammed’in ümmeti olduğu kadar sizler değil misiniz? İslamiyet’i alçaltmaya çalıştılar lakin kendileri alçaldılar. Kur’an-ı Kerim’i yakmaya çalıştılar lakin kendilerini yaktılar. Filistin’e, Kudüs’e bombalar atmaya çalışıyorlar o bombalar onların başlarında patlıyor farkında değiller. Yeri ve zamanı geldiğinde o bölgeden İsrail silinecek çünkü biz adaleti ve barışı tesis etmek istiyoruz.”

  • Ankara’da Blinken’e Filistin protestosu

    Ankara’da Blinken’e Filistin protestosu

    ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüşmek üzere Ankara’ya geldi. Görüşmelerin sürdüğü sırada Dışişleri Bakanlığı önünde toplanan farklı sivil toplum kuruluşlarından vatandaşlar ise Bakan Blinken ve Filistin’e askeri harekat düzenleyen İsrail’i protesto etti.

    Ellerindeki pankart ve Filistin bayraklarıyla birlikte slogan atan kalabalık, eylemlerinin Blinken’in Ankara’dan ayrılına kadar devam edeceğini belirtti.

  • Kan pıhtılaşması ani ölüme neden!

    Kan pıhtılaşması ani ölüme neden!

    Derin ven trombozu (DVT), genellikle bacaktaki toplar damarlarda oluşan kan pıhtılaşması olarak adlandırılıyor. Bacaklarda şişlik, ağrı ve hassasiyete neden olabilecek ciddi bir tıbbi durum olan DVT, kişinin yaşam kalitesini ve psiko-sosyal durumunu olumsuz etkilemekle birlikte yaşamını da tehdit eden önemli bir sağlık problemi olarak ifade ediliyor. Bazı durumlarda bacak damarındaki derin bir pıhtının koparak akciğerdeki bir damara yapışıp şiddetli nefes darlığına, hatta ani ölüme neden olabilen bu duruma tıp dilinde pulmoner emboli (PE) deniyor. Uzmanlar, pulmoner embolinin erken fark edildiğinde önlenebilir ve tedavi edilebilir olduğuna dikkat çekerek, erken tanı ve tedavinin hayati önem taşıdığını vurguluyor.

    Uzmanlara göre genellikle başlangıç aşamalarında hiçbir belirti göstermeyebilen DVT, zamanla bacaklarda ağrı, şişlik, hassasiyet, renk değişikliği ve venöz ülserler gibi sorunlara neden olabiliyor. Ayrıca DVT daha ciddi bir aşamaya ilerlemişse, pulmoner emboli gibi gelişen tablolar nedeni ile nefes darlığı ve göğüs ağrısı gibi şikayetler de ortaya çıkabiliyor. Genellikle bacaklarda, nadiren de kollarda meydana gelen DVD, pıhtıların damar içinde hareket etmesi veya kopması durumunda daha ciddi sorunlara yol açabiliyor.

    DVT’nin tedavi yöntemleri

    DVT’ye bağlı komplikasyonlar, özellikle pulmoner emboli riskini azaltmak için hastalara standart tedavi olarak kan inceltici ilaçlar (antikoagülanlar) ve pıhtının eritilmesi gibi işlemler uygulanıyor. Ancak standart antikoagülan tedavi almalarına rağmen DVT hastalarının yüzde 1-8’inde pulmoner emboli nedeniyle ölüm riski bulunuyor. Bu duruma karşı inferior vena cava (IVC) filtresi önemli yardımcı yöntemlerden biri olarak öne çıkıyor. Son yıllarda “farmakomekanik tromboliz” olarak bilinen minimal invaziv müdahale yöntemleri ile pıhtı parçalara ayrılıyor. Bu çerçevede INVAMED AR-GE laboratuvarlarında geliştirilen ve üretim kampüsünde üretilen INCA Trellis Tromboliz Sistemi, geniş bir damar yelpazesinde farmakomekanik tedavi sunma yeteneği ile üç boyutlu özel tasarımıyla dikkat çekiyor.

    INVAMED tarafından yapılan açıklamada, INCA Trellis Tromboliz Sistemi’nin geniş bir damar yelpazesinde farmakomekanik tedavi sunma yeteneğine sahip yenilikçi bir ürün olarak sağlık hizmeti verdiği ifade edildi. Açıklamada, sistemin işlem sırasında yeniden konumlandırılabilen yapısı ile aynı damar içinde birden fazla hedeflenen segmenti ve birden çok damarı tedavi etme olanağı sunduğu bildirildi. Açıklamada, yüzde 95’in üzerinde klinik başarı oranına sahip olduğu belirtilen INCA’nın DVT tedavisinde başarı sağladığı kaydedildi. Inca Trellis Tromboliz Sistemi’nin piezoelektrik kristaller aracılığıyla lezyona yüksek frekanslı, düşük enerjili ultrason dalgaları göndererek pıhtının çözülmesini hızlandırdığı vurgusu yapıldı. Açıklamada ayrıca bu yöntemle pıhtının çözülmesi için gerekli sürenin kısaldığı, kan sulandırıcı ilaç dozunun da yüzde 65 oranında azaldığının altı çizildi.

  • Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi açıldı

    Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi açıldı

    Ankara Onkoloji Eğitim Araştırma Hastanesi’ndeki Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’nin açılışı, Başhekim Prof. Dr. Fevzi Altuntaş ve çalışma arkadaşlarının katıldığı törenle yapıldı.

    Hastanenin toplantı salonunda merkez hakkında bilgi veren Başhekim Altuntaş, “Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi çok kapsamlı bir kanser merkezidir. Sadece tedavi değil tüm kanser yönetimini profesyonel bir anlayışla, kanserin önlenmesinde bütün süreçleri belli standartlar çerçevesinde yapan bir eğitim ve araştırma kurumu demektir. Dünyada kanser tedavisi, artık anatomik tanı yöntemlerinden moleküler tanı yöntemlerine doğru gitmektedir. Tedaviye bakıldığı zaman artık günümüzde kimyasal ilaçlardan biyoteknolojiye, nanoteknolojiye doğru, gen bazlı tedavi ve inolojik bazlı tedavilere doğru gidiyoruz. Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak Türkiye’nin en büyük kanser merkezi olarak 5 kıtaya hizmet veren bir kanser hastanesi olarak üzerimize düşen misyonu yapma gayretindeyiz” dedi.

    Altuntaş, “Her türlü genomik profillemenin, incelemenin yapılacağı bir altyapıya sahibiz. Hem işin pahalı olması sebebiyle, hem işin teknik boyutu nedeniyle önemli bir merkezi ülkemize kazandırmış bulunuyoruz” diye konuştu.

    Açılış töreni, Altuntaş’ın konuşmasının ardından pasta kesilmesi ve hatıra fotoğrafı çektirilmesi ile sona erdi.

  • Pursaklar’ın parklarında değişim dönüşüm

    Pursaklar’ın parklarında değişim dönüşüm

    Kullanım açısından sağlıklı olmayan deforme parkları, günümüzde uygun olarak sıfırdan yenileme çalışmalarına devam eden Pursaklar Belediyesi, Şehit Bayram Koçak Parkı yenileme çalışmalarında sona geldi.
    Yeni sanat ve kültür alanları, yeni spor alanları, yeni park alanları ve yeni yeşil alanları ile her geçen gün daha yaşanabilir bir ilçe haline dönüşen Pursaklar’da, devam eden çalışmaları yakından takip eden Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin, park alanında gelinen son nokta hakkında bilgi aldı.
    Çetin, ‘‘Şehit Er Bayram Koçak Parkı inşaatımız devam ediyor. İçinde halı saha, yürüyüş yolu, açık alan, çocuk oyun grupları ve kamelyalar ile kullanışlı ve güzel oluyor. Ailelerimiz yeşil alanlarımızda dinlenirken, çocuklarımızın güvenli ve sağlıklı bir alanda oynayabilecekleri, tehlike oluşturmayan oyun alanları olacak. Çalışmalarımız tamamlandığında yenilenen park alanımız, büyüğünden küçüğüne tüm hemşerilerimizin istifade edeceği bir yaşam alanı halini dönecek’’ diye konuştu.
  • Ankara’da çizgili sırtlan görüldü

    Ankara’da çizgili sırtlan görüldü

    Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı DKMP Genel Müdürlüğü, sosyal medya hesabından Doğansoysal’ın uzun uğraşlar sonucu genellikle mağarada yaşadığı bilinen ve nesli tükenmekte olan çizgili sırtlanı kayıt altına aldığı görüntüleri paylaştı.

    Paylaşımda, “Seni görmek için kim bilir kaç saat, kaç gün ve hatta kaç hafta kayıtta kaldı kameralar. Ama sonuç ‘beklemeye değmiş’ dedirtiyor. En zor coğrafyaların gizli kovuklarında kendini saklayan sırtlanı görme sevincini sizinle de paylaşmaya değmez mi? Görüntüsüyle bir köpeği andırsa da kedimsiler takımından olan sırtlan, kendini gizlemekte oldukça usta bir tür. Mağara ve inleri kendine yaşam alanı olarak seçen sırtlanın doğal döngüdeki rolü ise vazgeçilmez” ifadelerine yer verildi.