Kategori: Ankara

  • Ankara’nın tahıl ambarında hasat zamanı

    Ankara’nın tahıl ambarında hasat zamanı

    Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne (TİGEM) bağlı bölge işletmelerinde hasat devam ediyor. Bu çerçevede TİGEM’in 215 bin dekar arazi varlığı ile 4’üncü büyük işletmesi olan Polatlı Tarım İşletmesi Müdürlüğü’nde temmuz ayının gelmesiyle hasat başladı. Yüzde 90’ı buğday olarak gerçekleştirilen hasat, 91 bin 467 dekarlık alanda 14 biçerdöverle sürdürülürken, 45 bin dekarlık alanda çalışmalar tamamlandı. Yaklaşık bir hafta içerisinde de hasadın sona ermesi bekleniyor.

    “Hasat faaliyetine 14 biçer, 8 kamyon ve 50 personel ile devam etmekteyiz”

    İşletmede süren hasat faaliyetiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan TİGEM Polatlı İşletmesi Bitki Üretim Müdür Yardımcısı Evren Albayrak, işletmede ekim ayında ekilen hububatların hasadına korunga ile başlandığını belirterek, “85 bin 233 dekar alanda buğday, 5 bin 133 dekar tohumluk fiğ ve bin 101 dekar alanda korunga olmak üzere toplamda 91 bin 467 dekar alanda hasadımız gerçekleşmiş olacak. Hasat faaliyetine 14 biçer, 8 kamyon ve 50 personel ile devam etmekteyiz. Korunga, tohumluk fiğ hasadımız tamamlanmış olup, buğday hasadıyla devam etmekteyiz” dedi.
    27 bin ton mahsul üretimi planladıklarını aktaran Albayrak, “Yaklaşık 10 gün içerisinde hasadımızı bitirmeyi planlamaktayız. Bu yıl yüksek bir rekolte beklemekteyiz. TİGEM işletmelerinin yaklaşık yüzde 10’u Polatlı Tarım İşletmesi tarafından karşılanmaktadır. Hasadın kazasız belasız bitmesi temennimiz” diye konuştu.

    Albayrak, Polatlı Tarım İşletmesi Müdürlüğü’nde hayvancıların ihtiyacını karşılayan kaba yem üretimi yapıldığını da dile getirerek, şunları söyledi:
    “Yonca biçim faaliyetlerimiz devam etmektedir. Ayrıca mısır ekilişimiz bulunmaktadır. Hasat faaliyetleri tamamlandıktan sonra tohum hazırlama faaliyetlerimiz devam etmekte. Tahmini 27 bin ton mahsul üretimimizi bitirdikten sonra tohum hazırlama faaliyetlerimiz başlayıp ilaçlı ve sertifikalı tohumlarımız üretilecek. Ülke çiftçilerine dağıtılmak üzere ağustos, eylül ve ekim aylarında satışlarımız planlanmaktadır.”

    İşletmede Bezostaja, Reis ve Tosunbey adlı üç farklı yerli ve milli çeşit bulunduğunu vurgulayan Albayrak, “Hasat faaliyetlerinden sonra tahliye ürün olarak çıkan saplarımız, kendi balya makinelerimiz, kendi işçilerimizle balya yapılıyor. Çıkan balyalar, işletmemizin küçükbaş ve büyükbaş hayvancılığında yem olarak kullanılıyor. Yüksek verim beklentimiz nedeniyle sap verimimiz de etkilenmiştir. Yüksek bir sap üretimi beklemekteyiz. Yaklaşık 36 bin dekar alanda balya üretimi yapmaktayız” ifadelerini kullandı.

  • Boşanma aşamasındaki eşini bıçakladı

    Boşanma aşamasındaki eşini bıçakladı

    Alınan bilgiye göre, Nalıllan ilçesi Çayırhan Mahallesi’nde gece meydana gelen olayda, Uğur Çalık, boşanma aşamasındaki eşi Suzan Çalık ile oturdukları binanın girişinde kendisini aldattığı gerekçesiyle tartıştı. Yaşanan tartışma kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü. Uğur Çalık, 2 çocuğunun annesi Suzan Çalık’ı göğsünden bıçakladı. Kavga sırasında Uğur Çalık da yaralandı.
    Komşularının ihbarı üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Suzan Çalık’ın hayatını kaybettiği belirlendi. Yaralanan Uğur Çalık ise ambulansla hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı. Suzan Çalık’ın cesedi yapılan inceleme sonrası Keçiören Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.

  • Ayçiçeği tarlalar güneşi kıskandırıyor

    Ayçiçeği tarlalar güneşi kıskandırıyor

    İlçenin hemen hemen her yerinde bulunan ayçiçeği tarlaları arasında yapılan yolculuklar ise daha keyifli hale geldi. Kahramankazan Ankara yolu’nun sağında ve solunda bulunan ayçiçeği tarlaları yoldan geçen sürücüler için sarının her tonuyla göz kamaştıran görseller oluşturuyor.
    Belediye tarafından hibe edilen yaklaşık 10 bin dönümlük alana ekilen ayçiçeklerinin hikayesini, ayçiçeği tarlasında anlatan Kahramankazan Belediye Başkanı Serhat Oğuz, makam aracı olarak kullandığı Togg T10X model aracının kapılarını İhlas Haber Ajansı’na (İHA) açtı.
    Kahramankazan Belediye Başkanı Serhat Oğuz, ilçedeki tarımın kalkınması ve ürün çeşitliliğinin artırılması için belediyeye ait arazileri çiftçilere hibe ediyor. İlçede yaşayan çiftçileri, tohum, yakıt ve toprak hibeleri ile tarıma teşvik etmeyi hedeflediklerini belirten Başkan Oğuz, çiftçiler üretmek istedikten sonra belediye olarak her türlü desteği vermeye hazır oldukları mesajını verdi.

    “Kahramankazan ovasında farklı ürünlerde ekilsin istedik ve ayçiçeğini seçtik”

    Çekirdeklik ve yağlık olarak ikiye ayrılan ayçiçeklerin toprak ve tohum hibesine geçen yıl başladıklarını ve ilk hasadı almak için belediye olarak çok heyecanlı olduklarını belirten Başkan Oğuz, ürün çeşitliliğini arttırmak için çıkılan bu yolda çiftçilerin desteğini almanın mutluluğunu yaşadığını vurgulayarak, “Kahramankazan’da arpa, buğday ve nohut gibi klasik tarım ürünlerimiz var. Bu ürünler yıllardır ekiliyor. Oldukça verimli Kahramankazan ovasında farklı ürünlerde ekilsin istedik ve ayçiçeğini seçtik.

    Çiftçilerimize yağlık ayçiçeği hibeleri verdik. Yaklaşık 10 bin dönüm toprak hibesinde bulunduk. Sevindirici olan noktada şu ki, çiftçilerimiz bu ürünü çok sevdiler ve geçen sene başlattığımız bu teşvik kampanyasına katılım gösterdiler. Kahramankazan’da arpa, buğday, ayçekirdeği, nohut, fasulye, onlarca çeşit sebze ve meyve ile birlikte çok çeşitli ürünlerin hasadını yapabiliyoruz. Kahramankazan’da ekilen ürünlerin tohumunun ve fidelerinin yaklaşık yüzde 90’ını belediye olarak bizler verdik. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaştan sonra ayçekirdeği yağı fiyatları bir anda arttı. Bizim çıkış noktamız da bu olaylar oldu. Türkiye’de ilk defa o dönemde bir ilçe belediyesi bu konu ile ilgili çalışmaları başlattı. O da bize nasip oldu. Çabaların boşa gitmediğini görmekte bizi çok sevindiriyor. Tarım Mahsulleri Ofisimiz bu ürünleri değerinden alarak çiftçilerimize kazandırmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    Piyasaya çıktığı ilk günlerde siparişini veren ve makam aracı olarak kullandığı Togg marka aracını büyük bir gururla ve mutlulukla kullandığını belirten Başkan Oğuz, “Togg’dan çok memnunuz. Aracımızın yerli ve milli olması bizim için çok kıymetli. Kahramankazan’da ‘bizim evin bebesi’ diye bir ifade vardır. Togg’da bizim evin bebesi o yüzden çok seviyoruz. İlçemiz hem sanayi hem de tarımsal faaliyetler anlamında ‘Türkiye Yüzyılı’na hazır” açıklamalarında bulundu.

  • MEB personeli görevde yükselme sınavı sonuçları açıklandı

    MEB personeli görevde yükselme sınavı sonuçları açıklandı

    Milli Eğitim Bakanlığı’nda (MEB) şube müdürlüğü, memurluk, şeflik ve saymanlık için 9 Temmuz’da gerçekleştirilen görevde yükselme sınavı sonuçları “meb.gov.tr”de açıklandı.
    Milli Eğitim Bakanlığı Personelinin Görevde Yükselme, Unvan Değişikliği ve Yer Değiştirme Suretiyle Atanması Yönetmeliği kapsamında 9 Temmuz’da 30 ilde 175 bina, 5 bin 394 salonda sınav gerçekleştirildi. Şube müdürü, memur, sayman ve şeflik için yapılan sınavın sonuçları açıklandı.
    Sonuçlara, Bakanlığın meb.gov.tr adresinden ulaşılabiliyor.

  • Ankara’da ambulans devrildi

    Ankara’da ambulans devrildi

    Kaza, Keçiören Eşref Bitlis Caddesi üzerinde meydana geldi. İddialara göre, kırmızı ışıkta geçen otomobil, ambulansla çarpıştı.

    Kazada ambulansın içindeki 4 kişi yaralandı. Olay yerine gelen ambulanslarla yaralılar Etlik Şehir Hastanesine kaldırıldı. Otomobil sürücüsünün sağlık durumunun ise iyi olduğu öğrenildi.

    Polis kazayla ilgili inceleme başlattı.

  • “Bu çeteler milletin kanını emiyor”

    “Bu çeteler milletin kanını emiyor”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla’nın Milas ilçesinde YK Enerji’nin maden sahasını genişletmek için ağaçlarını kesmeye başladığı Akbelen Ormanı’ndaki çevrecileri ve köylüleri ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nun yanına; ağaçları sarıldığı fotoğraf ile hafızalara kazınan 95 yaşındaki Kıymet Aktuğ oturdu.

    Burada köylülerin ve çevrecilerin tepkilerini dinleyen Kılıçdaroğlu, daha sonra şunları söyledi:

    “Sizin verdiğiniz mücadeleyi yakından takip ediyorum. Bunu bilmenizi isterim. Buraya geliş nedenim, davayı yeni öğrendiğim için değil. Sizin sesinizi, sizin bizzat mikrofonu alarak derdinizi anlatmanıza imkân sağlamak içindir. Benim Ankara’da konuşmamın çok önemi yok. Sizin konuşmanız önemli. Sizin, derdinizi anlatmanız önemli. Çünkü derdi ve sorunu yaşayan sizsiniz. Mağdur olan, haksızlığa uğrayan sizsiniz. Çamınızı koruyan sizsiniz. Ama bu çam, bu ağaç sadece sizin ağacınız değil; 85 milyonun ağacıdır bu ağaç. Bu ağacın ömrü hepimizden çok daha fazladır.

    Bu ülkede ormanın ne olduğunu, ormanda yaşayanların ne olduğunu, ekosistemi, bütün bunların hepsini bilen birisiyim. Çünkü bu orman sadece ağaç değil. O ormanda kuşlar, kurtlar, kaplumbağalar; binlerce ama binlerce canlı var. Her birisinin hakkını ve hukukunu korumazsak, o zaman görevimizi yapmamış oluruz.

    Ağacı kestiğinizde suyu kesmiş olursunuz. Ağacı kestiğinizde tabiatı öldürmüş olursunuz. Ağacı kestiğinizde oksijeni bitirmiş olursunuz.

    Bütün dünya bunu biliyor ama bir avuç çete bunu bilmiyor. Ben boşana mı ‘beşli çeteler’ diyorum. Boşuna mı, ‘bu beşli çeteler bu milletin kanını emiyor’ diyordum. Bunun için söylüyordum. Siz sanmayın ki sadece burada oluyor bunlar. Türkiye’nin hangi coğrafyasına gitseniz benzer olaylar var. Ama siz direndiniz ve direniyorsunuz. Direniyorsunuz, Kemal kardeşiniz sizin yanınızda.”

    Kılıçdaroğlu daha sonra ağaçların kesildiği bölgeye giderek, incelemede bulundu.

    Akbelen Ormanı’nda, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na; CHP Genel Başkan Yardımcısı Semra Dinçer ve Eren Erdem, Grup Başkanı Özgür Özel, Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ve CHP Milletvekilleri Suat Özçağdaş, Ali Gökçek, Gökan Zeybek, Mahmut Tanal, Mustafa Sarıgül, Gizem Özcan, Utku Çakırözer, Mehmet Tahtasız, Barış Karadeniz, Sibel Suiçmez Elvan Işık Gezmiş, Hüseyin Yıldız, Aşkın Genç, Süreyya Öneş Derici, Cumhur Uzun, Orhan Sarıbal ve Namık Tan eşlik etti.

    Beş gündür, ajansların ve televizyon kanallarının yayın yaptığı bölgede; Kılıçdaroğlu’nun ziyareti sırasında telefon ve internet iletişiminin kısıtlanması dikkat çekti.

  • Engelli kiracıya tehdit

    Engelli kiracıya tehdit

    Ankara’nın Sincan ilçesinde yaşayan engelli Hanife Koca, evi yüksek kiraya vermek isteyen ev sahibi tarafından evden çıkması için sürekli tehdide uğradığını iddia etti. Ankara’nın Sincan ilçesinde 13 yaşındaki kızıyla beraber yaşayan 50 yaşındaki Hanife Koca, geçirdiği beyin kanamasının ardından felç geçirdi ve sağlığına kavuşmak için yaklaşık 20’ye yakın ameliyat olmak zorunda kaldı.

    Hastalığı sebebiyle çalışamayan Koca, devlet desteği ve komşularının yardımıyla hayata tutunmaya çalışıyor. Koca’nın kirasını ise bir hayırsever ödüyor. Oturduğu evin kira gününü geciktirmekten ödediğini, buna rağmen ev sahibinin sürekli olarak evden çıkması için kendisini tehdit ettiğini iddia eden Koca, yaşadıklarını İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı.

    “Geçenlerde oğlu geldi, ‘Evi yakarım’ diyor”
    Ev sahibinin bir yıl boyunca kendisini evden çıkarmak için tehdit ettiğini söyleyen Koca, “Geçenlerde oğlu geldi, ‘Evi yakarım’ diyor. ‘Yak, içinde beni de yak’ dedim. Sürekli evden çık diyor. Telefonuma her gün farklı numaralardan çağrılar geliyor.

    Dün yine ev sahibim aradı, ‘Abla evden çık’ dedi. Ben de evden çıkamam, mahkemeye ver dedim. ‘Beni polislerle uğraştırma’ dedi. ‘Eşyalarımı evinin bir odasına yığarım’ dedi. Onu da yapamazsın dedim. Tehdit ediyor beni. Herhalde zam istiyor. Bu ay 3 bin Türk Lirası verdim. 3 bin lirayı getirdi sehpaya koydu. Kirayı almıyor. 3 gün sonra geldi kirayı istedi, verdim. ‘6 bin Türk Lirası olarak ver’ diyor. Ben de 6 bin lira vermem dedim. 3 bin lirayı aldı götürdü” diye konuştu.

    Koca, ev sahibinin iki yıl içerisinde kiraya 4 kez zam yaptığını öne sürerek, “Zam yapıyor, ardından evden çıkmamı söylüyor. Her zaman böyle. Kontratı da imzalamıyor, her zaman elden alıyor. Kendim götüremediğimden komşularımla gönderiyorum. Bazen de kendisi gelip alıyor” diye konuştu.

    “13 yaşındaki kızımın psikolojisi bozuldu artık”
    Geçinebilmek için kendilerine komşularının yardım ettiğini söyleyen Koca, şöyle devam etti:
    “Benim maaşım yok. Devletten aldığım destek var, sağdan soldan gelen yardımlar var. Bir de kızım var, başka bir şeyim yok. Ev sahibim evden çık diye eve kadar geliyor. 13 yaşındaki kızımın psikolojisi bozuldu artık. Çocuğu gönderdim. Çocuğum o kadar etkileniyor ki, beni bu halde görüyor ağlıyor. ‘Bıktım artık’ diyor.”

    “Korkuyorum”
    Ev sahibini şikayet etmek için polisi aramak istediğini anlatan Koca, “Numarayı bilmiyorum. 183’ü mü aradım, kaçı aradım bilmiyorum. Onlar da bir yerlere bağladı. Daha sonra bir kız çıktı, korktum kapattım. Korkuyorum. Az önce kızım aradı. ‘Artık korkma yeter’ diyor. Haberleri dinliyorum. Ev sahibine ‘Git beni polise ver, mahkemeye ver’ diyorum. ‘Ben ne mahkemeye gideceğim’ diye bana bağırıyor” dedi.

  • Ölümden döndü

    Ölümden döndü

    Ankara’da sokak köpeklerinin saldırısı sonucu yaralanan 13 yaşındaki çocuk hastanelik oldu. Yaralı çocuğun ailesi ile çevre sakinleri, köpek saldırılarına tepki göstererek, yetkililerden yardım istedi.
    Yenimahalle ilçesi Turgut Özal Mahallesi’nde meydana gelen olayda, 13 yaşındaki Mustafa Şamil Tekcan evine döndüğü sırada 10 başıboş köpeğin saldırısına uğradı. Vücuduna aldığı 8 derin ısırık sonucu hastaneye kaldırılan Tekcan, tedavisinin ardından taburcu oldu.

    Anne Namenur Tekcan ile baba Hasan Tekcan, saldırı sonrası çocuklarının psikolojik sıkıntılar çektiğini belirterek, sorunun bir an önce çözüme kavuşturulmasını istedi. Tepkilerini dile getiren Tekcan ailesi, sosyal medyadaki köpek sorunu sayfasıyla seslerini duyurduklarını ve hukuki süreç başlattıklarını ifade etti. Mahallelerinde son dönemde çok fazla köpek saldırısı yaşandığını söyleyen vatandaşalar ise, rahat hareket edemediklerini, yaşamlarının kısıtlandığını dile getirdi.

    “Bacağımdan ve kalçamdan ısırdılar”
    Yaşadığı korku dolu anları anlatan 8. sınıf öğrencisi Mustafa Şamil Tekcan, “Halı sahadan dönüyordum. Yolda bir kadın köpekleri besliyordu. Oradaki köpekler önce havladılar, sonra da üzerime koştular. Ardından da korkup kaçmaya başladım. Yere düştükten sonra beni ısırmaya başladılar. Bacağımdan ve kalçamdan ısırdılar. İlk başlarda korkudan dolayı acı hissetmedim.

    Annemi aradım. Ailem beni hastaneye götürdü. Orada tedavi ettiler, aşı yaptılar. Saldırı anında korkudan bağırdım. Orada bir kadınla adam vardı. İlk yardımı onlar yaptı. Yaralarım iyileşmeye başladı, yürüyebiliyorum. Köpeklerin buradan götürülmesini, rahatça dışarıya çıkıp dolaşmak istiyorum” dedi.

    “Çok büyük bir korku yaşadım”
    Korkudan ne yapacaklarını şaşırdıklarını söyleyen anne Namenur Tekcan, “Oğlum akşam saatlerinde dışarıya çıktı. Bir süre sonra çığlık sesleri duyduk. O kadar etkilendim ki, bir an kalbim sıkıştı. Sonra bir çığlık sesi daha duydum. Ardından oğlum beni aradı, ‘Yetişin köpekler bana saldırdı’ dedi. Koşarak çocuğumun yanına gittim. Çocuğum korkudan titriyordu. Hastaneye gittiğimizde konuşamayacak haldeydik. Çok büyük bir korku yaşadım. Çocuğumun her yerinde ciddi yaralar olmuş. Benim çocuğum neden bu acıyı yaşadı. Yaşamış olduğu psikolojik durum nasıl telafi edilecek? Ben hayvanların toplanmasını istiyorum.

    Özgürce dışarıda dolaşmak istiyoruz. Korkudan hiçbir yere gidemiyoruz. Neden böyle bir şey yaşıyoruz? Burası bir mahalle, köpek barınağı değil. Lütfen bize yardımcı olsunlar. Bu mağduriyetten sıkıldık. Yaz günü evimize kapanmak zorunda mıyız. Havalar kararınca köpekler üzerimize saldırıyor. Köpekleri besleyen bir kadın oğluma, ‘Koşmasaydın köpekler sana saldırmazdı’ demiş. Bu nasıl bir kelimedir, 13 yaşındaki çocuğa bunu nasıl söyleyebilir. Yetkililerden yardım istiyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Çocuğum birkaç gündür geceleri sayıklayarak uyuyor”
    Baba Hasan Tekcan ise çocuğunun ruhsal problemlerle uğraştığını belirterek, “Oğlum antrenmana gitmiş. Eve dönerken annesini aramış. Köpeklerin saldırdığını söylemiş. Koşarak yanına gittik. 8-10 köpek birden saldırmış. Kalçasından ve bacaklarından ısırmışlar. Çocuğumuzu o halde görünce panik olup hastaneye götürdük. Orada aşı ve pansuman yaptılar. Ardından da polis ekiplerine şikayette bulunduk. Çocuğum birkaç gündür geceleri sayıklayarak uyuyor. Psikolojik olarak sıkıntılı bir durumda. Fiziksel tedavisi de devam ediyor.

    Çocuğum köpek sesi duyunca tedirgin oluyor. Tek başına sokağa çıkamıyor. Birkaç bu durum sürecek. İlk gördüğümde şok oldum. Burada köpek saldırılarından çok fazla kişi mağdur oldu. Daha önce de komşularımızın başına geldi. Mahallemiz köpek barınağına döndü. Bir an önce dernekler, hayvanseverler kendi barınaklarını kursun. Bu durumu da kanunda tekrar düzenlesinler. Köpekleri barınaklarda besleyip sevsinler. Köpekler yollarda yatıyor. Herkes tedirgin. Oğlumda 8 köpek ısırığı ile sıyırıklar var. 4-5 günde toparladı. Kalıcı bir durum yok ama psikolojisinde bu olay kalacak. Kendisini tatile götüreceğiz, morali düzelsin diye. Psikolojik desteklerler ile hep yanında olacağız” şeklinde konuştu.

    “Hiçbir yere gidemiyoruz”
    Mahalle sakini Berna Yıldırım da, “Bana ve çocuklarıma da köpekler saldırdı. Yoldan arabayla geçmezsek mutlaka bize zarar verecekler. Komşumuzun üç çocuğunu yaraladılar. Köpekler etrafımızı sarıp birden saldırıyor. Hiçbir yere gidemiyoruz. Çocuklarımızı okula götüremiyoruz. Evden dışarıya çıkamıyoruz. 10 senedir köpekler burada ve sürekli çoğalıyor. Son zamanlarda aşırı saldırganlar. Çocuklar okul yollarını dahi kullanamıyor. Köpeklere çiğ et atıyorlar. Besleyenleri uyarınca da, ‘Biz masraf yaptık’ diyorlar. Bu bizi ilgilendirmez. Barınaklara götürün besleyin. Biz de para verelim. Burası bizim yaşam alanımız” dedi.

  • Araba kullananlar dikkat

    Araba kullananlar dikkat

    Yaz aylarının gelmesiyle artan sıcaklıklar araçlara bırakılan çakmak, deodorant, su şişesi, cam, karton bardak, kağıt gibi maddeler araçlarda yangına neden olabiliyor. Bu şekilde yanan araçlar, sigorta dahiline girmiyor. Ülke genelinde artan kavurucu sıcaklar etkili olmaya devam ediyor. Bu çerçevede sıcaklıklardan yalnızca insanlar etkilenmiyor. Artan sıcaklıklar araçlarda çeşitli hasarlara neden olurken, araç önüne, torpidoya, göğsüne konulan; çakmak, deodorant, su şişesi, cam, karton bardak, kağıt gibi maddeler tehlike saçıyor.

    Isının artmasıyla camın mercek görevi görmesi, bu maddeleri yakarak araçların yanmasına, hatta patlamasına neden oluyor. Duruma ilişkin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamada bulunan oto tamir ustası Yakup Kalyoncu, “Arabanın önünde kağıt, çakmak, şişe gibi şeyler olursa cam mercek görevi yaptığı için yangına sebep verir. Vatandaşlara da bize de zararı olur. Araba için de içindeki insanlara da sıkıntıları olur. Onun için dikkat etmemiz gerekiyor” dedi.

    Kalyoncu, bırakılan maddeler nedeniyle vatandaşların araçlarını kaybedebileceğine dikkati çekerek, “Arabası değer kaybeder, kendine zarar verir. Bunlara herkes dikkat edecek, sorumluluk almayınca kendine de zarar verecek, dışarıdaki vatandaşa da zarar verecek. Güneş enerjisi fazla olduğu için araçların önündeki kağıt, gözlük camları yangına sebep verir” diye konuştu.

    Kendisinin de böyle bir duruma şahit olduğunu dile getiren Kalyoncu, “Duman çıkardığına şahit oldum. Kendi aracıma değil ama bir arkadaşımızın arabasının yanına gittik, 15 dakika daha gelmesek araç alev alabilirmiş” ifadelerini kullandı. Araçlarda güneşlik kullanılması gerektiğini söyleyen Kalyoncu, “Parlak şeyler değil de karton gibi şeyler hem aracın göğsüne zarar vermez, hem içeriyi ferah tutar hem de araba için daha uygun olur” dedi.

    “Araçları gölgeye bırakın”
    Kalyoncu, aracın güneşe koyulmaması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti.
    “Ağaç gölgelerine, bina garajına, bina gölge yerlerine çekilebilir. Daha uygun olur. Aracı fazla bunaltmamak lazım. Hava şartlarında arabadaki ısı fazla olduğu için dışarıdaki ısı arabada yangına sebep veriyor. Arabada kendim yaşadım.

    Araca takviye yaptığımız kablo ısınıyor, egzozun üzerine düşüyor. Kablo ısındığı için aleve neden oldu. Gömleğimi çıkardım, ateşi söndürdüm. Onun için dikkat etmek gerekiyor. Arabayı fazla bunaltmayacaklar, serinde binmeleri lazım. Sıcaklarda çok çaresiz kalınmadığı sürece araba kullanmasınlar.”

    “Kullanıcı hatalı yanan araçları sigorta karşılamıyor”
    Sigorta şirketlerinin araçlarda bırakılan maddelerden nedeniyle kaynaklanan hasarları karşılamadığını aktaran Avukat Muhammed Emin Akbudak ise şöyle konuştu:
    Bu durumlarda maalesef istenmeyen olaylar başımıza gelebiliyor. Araçlarda özellikle bırakılan çakmak, kağıt, gözlüğün bulunması sebebiyle farklı yangınlar veya patlamalar söz konusu olabiliyor. Milletimiz de yaptırmış oldukları zorunlu trafik sigortasıyla bunların karşılanabileceğini zannedebiliyorlar.

    Ancak bu mümkün değil. Trafik sigortası sadece üçüncü kişiler üzerinden gerçekleşen problemleri ve hasarları karşılamakta. Böyle bir durumda hasarlarının karşılanmasını veya zarar etmemek istiyorlarsa vatandaşlarımızın zorunlu trafik sigortasının yanında kasko dediğimiz bir diğer koruyucu sigortanın da yaptırılması gerekiyor.”

    Kasko poliçesinde yazılı olan sigortanın karşılayacağı durumların da belli olması gerektiğini söyleyen Akbudak, “Her kasko da bunu karşılayacak diye bir durum yok. Dolayısıyla yazılı olan poliçelerde bütün risklerin yazılı olması gerekiyor ki zararlar karşılansın. Örneğin yangın sigortası varsa kaskonuzda böyle bir durum yaşamanız halinde sigortanız bu zararı karşılayacaktır” dedi.

  • Eylem arayışındaki 2 terörist yakalandı

    Eylem arayışındaki 2 terörist yakalandı

    İçişleri Bakanlığı, İstanbul’da sansasyonel eylem arayışında oldukları belirlenen PKK mensubu ‘Sterk Evindar’ kod isimli Fatıma Al Musa ile Velat Jamo adlı teröristlerin yakalandığını duyurdu.
    İçişleri Bakanlığı, İstanbul’da sansasyonel eylem arayışında oldukları belirlenen silahlı terör örgütü PKK/KCK mensubu ‘Sterk Evindar’ kod isimli Fatıma Al Musa ile Velat Jamo’nun İstanbul İl Jandarma Komutanlığı Terörle Mücadele ekiplerince Başakşehir ilçesinde yakalandığını bildirdi. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

    “Fatıma Al Musa isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunun 2011 yılında Suriye’nin Racu bölgesinde PKK/KCK terör örgütüne katılarak, sırasıyla Suriye’nin Kobani ve Kamışlı bölgelerinde silahlı faaliyet gösterdiği, aynı yıl içinde 25 kişilik örgüt mensubu ile birlikte Irak’ın kuzeyi Gara bölgesine geçtiği ve 6 ay savaşçı eğitimi aldıktan sonra Kandil bölgesine geçiş yaptığı belirlenmiştir. Şahsın Kandil bölgesinde 5 yıla yakın süre faaliyet gösterdiği, patlayıcı, operasyon, sızma ve saldırı türü eğitimler aldığı, daha sonra sözde şehit ‘Haki Karer’ kadro okuluna takım komutanı olarak görevlendirildiği tespit edilmiştir.

    Ayrıca Hakkari’nin Şemdinli bölgesinde faaliyet gösterdikten sonra TSK tarafından bölgede gerçekleştirilen yoğun savaş uçağı, İHA ve SİHA hareketliliği sebebiyle tekrar Kandil bölgesine döndüğü ve 2017 yılında Irak’ın kuzeyinden Suriye’nin Afrin bölgesine, oradan da yasadışı yollarla İstanbul’a gelerek sansasyonel eylem arayışı içerisinde olduğu belirlenmiştir.

    Velat Jamo isimli PKK/KCK terör örgütü mensubunun 2012-2013 yılları arasında Suriye Afrin bölgesinde terör örgütüne bağlı Heze Cevheri isimli yapılanma içerisinde bir dönem bölge sorumlusu olarak faaliyet gösterdikten sonra İstanbul’a geldiği ve sansasyonel eylem arayışı içerisinde olduğu yönünde bilgiler elde edilmiştir. Şüphelilerin adli işlemleri devam etmektedir. Terör sona erene kadar mücadelemiz devam edecek.”