Kategori: Ankara

  • Havacılık ve uzay teknolojileri lisesi

    Havacılık ve uzay teknolojileri lisesi

    Savunma Sanayii Başkanlığı ile TUSAŞ iş birliğinde ilk defa havacılık ve uzay teknolojileri alanında lise düzeyinde eğitim verecek lisesinin açılması için çalışmalar tamamlandı. Ankara Havacılık ve Uzay Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Ankara’nın Elmadağ ilçesinde açıldı.

    Milli Eğitim Bakanlı tarafından yapılan çalışma çerçevesinde havacılık ve uzay teknolojisi eğitiminin yaygınlaştırılması, eğitim içeriklerinin geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi amacıyla hazırlanan havacılık ve uzay teknolojisi alanı öğretim programı Talim ve Terbiye Kurulunda kabul edildi.

    Müfredat, Savunma Sanayi Başkanlığı, Türk Hava Kurumu Üniversitesi, ASELSAN, ROKETSAN, TUSAŞ ve TEİ temsilcileri ile alan öğretmenlerinden oluşan komisyon tarafından hazırlandı.

    Eğitim binası, pansiyon ve atölye kısmı olmak üzere 3 ana yapıdan oluşan, yaklaşık 25 bin metrekare üzerine kurulan okul hakkında bilgiler veren Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in, savunma sanayii kuruluşlarında özellikle havacılık ve uzay teknolojileri alanında nitelikli eleman yetiştirilmesi amacıyla okulun açılması talimatını verdiğini aktardı.

    Bunun üzerinde Ankara Havacılık ve Uzay Teknolojileri Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni açtıklarını söyleyen Şensoy, “Burada açılmasının nedenlerinden bir tanesi bu bölgede savunma sanayii şirketlerinin çok fazla olması. Çocukların hem staj yapması açısından kolaylığı ve hafta içi çalışmalarda da gidip iş yerinde, sektörde çalışmaları yerinde izlemesi açısından bu bölgede kuruldu” dedi.

    Şensoy, okulun 25 bin metrekarelik bir alanda kurulmasından ötürü Türkiye’nin en büyük liselerinden biri olduğunu belirterek, okulun teknolojik anlamda son sistemlerle kurulduğunu kaydetti.

    “1 yıl hazırlık, 4 yıl mesleki eğitim vereceğiz”

    81 ilden öğrencilerin okulu çok rahatlıkla tercih edebileceklerine vurgu yapan Şensoy, şöyle devam etti:

    “Okulumuzun müfredatını Savunma Sanayi Başkanlığı, Roketsan, TUSAŞ, TEİ gibi sektörün önde gelen kuruluşlarından oluşan akademisyenlerden bir araya gelmiş komisyon tarafından hazırlandı ve Talim Terbiye Kurulu tarafından da kabul edildi. Müfredata göre bir yıl hazırlık okutacağız, 4 yıl da mesleki eğitim vereceğiz. LGS çerçevesinde bu okula öğrenci alacağız. Yüzde 1’lik dilimden öğrencinin geleceğini düşünüyoruz. Akademik anlamda çok başarılı öğrencilerin okuması tercih edeceğini düşünüyoruz.”


    Okula tasarım ve imalat, itki sistemleri, elektronik sistemler olmak üzere 3 dalda 60 öğrenci alınacağını vurgulayan Şensoy, “Öğrencilerimize laboratuvarlarımızda, sınıflarımızda sektörün ihtiyacı olan öğretim programlarını uygulayacağız. Burası bir proje okulu olarak hayata geçti. Öğretmenlerimizi seçerek alacağız. Öğretmenlerimiz de sektörlerde, işbaşı eğitimlerine tabi tutarak bilgilerini güncellemelerini sağlayacağız” diye konuştu.

    Şensoy, Bakan Özer’in gerek bakan yardımcılığı gerekse de bakanlık döneminde sanayi sektörünün ihtiyacı olan elemanları yetiştiren okulların açılmasına öncelik verildiğini dile getirerek, “Bu, havacılık alanında olan ilk okulumuzdu. Bundan sonra denizcilik, deniz taşıtları ve deniz savunma alanında bir okul açmayı planlıyoruz. Bu alanda bizim uçak bakım ve onarım olarak meslekler liselerimiz vardı. İlk defa bu okulla yapım ve imalat tasarım aşamasına yönelik eğitim veren bir okulumuz olumuz olmuş oldu. Biz bu süreci devam ettirmeyi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

    Okul, 2023-2024 eğitim öğretim yılından itibaren öğrenci alımına başlayacak.

  • TEB’den ‘Eczacı Her Yerde’ kampanyası

    TEB’den ‘Eczacı Her Yerde’ kampanyası

    Türk Eczacıları Birliği (TEB), Türkiye’de bilimsel eczacılığın 184’üncü yılı kapsamında, 8-14 Mayıs haftasında ‘Eczacı Her Yerde’ kampanyası başlattı. Sosyal medya hesaplarından kampanyaya destek veren bazı eczacılar, “Ülkenin dört bir yanında 7/24 kesintisiz ilaç-eczacılık hizmetleri için eczacı şart. İlaç yokluklarıyla mücadele için eczacı şart. İlaç geliştirme ve üretiminde ülke kapasitemizi artırmak için eczacı şart. Toplumun sağlık ihtiyaçlarına yanıt üretebilmek için ilgili tüm kurum ve kuruluşlarda eczacı şart” gibi mesajlar paylaştılar.

    TEB, Türkiye’de bilimsel eczacılığın 184’üncü yıl dönümü dolayısıyla 8-14 Mayıs haftasında sosyal medyada ‘Eczacı Her Yerde’ kampanyası başlattığını açıkladı.

    14 Mayıs Bilimsel Eczacılık Günü temasını “Bilimin ışığında, toplumun kalbinde, ilacın olduğu her yerde eczacı” olarak belirleyen TEB, kampanyada, eczacıların birinci basamak sağlık danışmanı olmalarının yanı sıra pandemi, sel, deprem gibi olağanüstü koşullarda da kesintisiz ilaç-eczacılık hizmeti sunduklarını ifade etti.

    “ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA 7/24 KESİNTİSİZ İLAÇ-ECZACILIK HİZMETLERİ İÇİN ECZACI ŞART”

    TEB tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada, sosyal medyada ‘eczacı şart’, ‘eczacı her yerde’ etiketleriyle yapılan kampanyaya katılan eczacıların, “Sürdürülebilir bir sağlık sistemi için eczacı şart. Ülkenin dört bir yanında 7/24 kesintisiz ilaç-eczacılık hizmetleri için eczacı şart. Hastanelerde akılcı ilaç politikaları uygulamak için eczacı şart. Sahte ilaçlarla mücadele için eczacı şart. İlaç yokluklarıyla mücadele için eczacı şart. Hakkaniyetli, eşitlikçi ve sağlık çalışanları arasında iş barışını önceliklendiren bir yaklaşım için eczacı şart. İlaç geliştirme ve üretiminde ülke kapasitemizi artırmak için eczacı şart. Toplumun sağlık ihtiyaçlarına yanıt üretebilmek için ilgili tüm kurum ve kuruluşlarda eczacı şart” gibi mesajlar paylaştıklarını bildirildi.

    14 Mayıs 1839, Türkiye’de bilimsel eczacılığın temellerini oluşturan ilk eczacılık sınıfının kurulduğu ve ilk eczacılık dersinin verildiği tarih olması nedeniyle Bilimsel Eczacılık Günü olarak kutlanıyor.

  • Mansur Yavaş Ankaralılara seslendi

    Mansur Yavaş Ankaralılara seslendi

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bugün Ankara’nın Mamak ilçesinde miting yaptı.

    Belediye olarak Ankara’ya yaptıkları çalışmaları anlatan Yavaş, “20 yıl önceki yaşantılarıyla 20 yıl sonraki yaşantılarına baksınlar. Ev aynı mı kullandıkları araçlar aynı mı? Bu hakkı niye kendinizde görüyorsunuz? Bu gençlerin hayallerini öldürdünüz. Üniversiteyi bitiren çocukların iş bulma umudu yok. Hayal bile kuramıyorlar öyle mi?” dedi.

    31 Mart 2019 yerel seçimlerinde “zafer kazanmış” gibi hissetmediklerini belirten Yavaş, “Karşımızda düşman yok. Bundan sonra 6 milyon Ankaralıya eşit hizmet edeceğiz. Hepsi başımızın üzerinde, oy vermeyenlerin de kalbini kazanacağız dedik. Şimdi yine aynısını söylüyoruz. Gerek Cumhur İttifakı’na gerekse Millet İttifakı’na oy versin hepsinin başımızın üzerinde yeri var” diye konuştu.

    “NEFRET SİYASETİ BİTECEK, BU SAVAŞ DEĞİL”

    Yavaş, şunları söyledi:

    “Artık iş başına gelen hükümet herkesi kucaklayacak. Nefret siyaseti bitecek. Bu savaş değil bir şey değil. Gösterdiğiniz tanklar tüfekler İHA’lar milletinizin malı babanızın malı değil. Onlara eskiden de emek verildi. Şimdi de emek verildi. Sınırlarımızdaki tehdit devam ettiği müddetçe onların daha iyisini geliştirmek bizim görevimiz ama 1990’lı yıllarda İHA’ların yapımına başlayan hükümetler hiçbir zaman bunları siyasete alet etmediler. Camiye, okula siyaset sokmadılar.

    “DEVLETİN MUMUNU AYIRACAĞIM’ DİYEN ZİHNİYETTEN ‘TEPE TEPE KULLANIRIM’ DİYEN MANTIĞINA GELDİLER”

    Bu insanlar iş başına gelirken eskiyi kötüleyerek dediler ki, ‘Biz Hazreti Ömer’in mumu gibi, kendi işimizde kendi mumumuzu devletin işinde devletin mumunu koruyacak kadar dikkat edeceğiz’ diyorlardı. Şimdi bakanlar görevine devam ediyor. Hem siyaset yapıyor hem milletvekili adayı hem de devletin uçaklarıyla, devletin imkanlarıyla propaganda yapıyor. Kendilerine sorulduğu zaman ‘ne var bunda’ diyor. O hale geldiler ki, ‘Devletin mumunu ayıracağım’ diyen zihniyetten ‘Devletin her şeyi benim, bana ait. Tepe tepe kullanırım’ diyen mantığına geldiler. İşte bunun için gitmeliler. İşte bunun için kaybedecekler. Devletin imkanlarını kendi siyasi amaçlarda kullananlara hakkımızı helal etmiyoruz.

    “BİZ SAVAŞMIYORUZ, FARKLI FİKİRLERİN HEPSİNE TAHAMMÜL EDECEKSİNİZ”

    Dün Ekrem Başkan’a bir saldırı oldu. Biz savaşmıyoruz. Farklı fikirlerin hepsine tahammül edeceksiniz. Farkımız bu olacak zaten. Herkes istediği görüşü savunacak. Bundan sonra kimse tweet attığında Silivri korkusu olmayacak. İçinizde hukukçu vardır eğer biri tweet attıysa bunun suç olup olmadığını savcılık ve mahkeme karar verir. Aynı gece evine polis göndermek neyin nesi? İnsanlar konuştuğunu ifade edemiyor. Eğer bir gençlik itiraz edemiyorsa, itirazlarını ifade edemiyorsa o gençlikten bir şey bekleyemezsiniz. En iyi telefonu almak onun hakkı değil mi? En iyi arabaya binmek onun hakkı değil mi? Ama öyle oldu ki bugünkü yönetim gençlerin hayallerini çaldı.”

    YAVAŞ TWİTTER HESABINDAN MAMAKLILARA “SEVGİLERİNİ” İLETTİ

    Öte yandan, Mansur Yavaş, Mamak’ta yaptıkları mitinginin ardından Twitter hesabından “Bu ne güzel bir Mamak böyle, bu ne güzel. Stant ziyaretimizi mitinge çeviren tüm hemşehrilerime kucak dolusu sevgi ve saygılarımı iletiyorum” paylaşımı yaptı.

  • “Bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanı ve 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimi kapsamında TRT’de propaganda konuşmasının ilkini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İlk gençlik yıllarımdan beri siyasetin farklı kademelerinde hep sizlerin huzurunda olmuş bir kardeşinizim. Üstlendiğimiz her görevde, yaptığımız her işte sizlerin murakabesi altında bir hayat sürdük. Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimin tamamında sizlerin sandıkta verdiği onayla ülkemizin yönetim sorumluluğunu yürüttük. Bu zorlu süreçte karşıladığımız her sıkıntının üstesinden sizlerin desteği ve duasıyla geldik. Elbette eksiklerimiz, hatalarımız olmuştur. Ama samimiyetle ve tüm gücümüzle eser üretmek, hizmet vermek için çalıştığımızı kimse inkar edemez. Sizlerden aldığımız destekle ülkemize, Cumhuriyet tarihinin tamamını katlayan eserler kazandırdık” dedi.

    Türkiye’nin son 21 yılında hayata geçirdikleri reformlarla sadece ülkenin demokrasi ve kalkınma altyapısının eksiklerini tamamlamakla kalmadıklarını söyleyen Erdoğan, “Bizim asıl başarımız tarihi bir zihniyet devrimini gerçekleştirmek oldu. Bu öyle bir devrim ki kökeninden, inancından, mezhebinden, meşrebinden dolayı kendini ülkesinden ve devletinden dışlanmış hisseden her ferdi kucakladı. Her bir insanımızı tüm farklılıklarının ötesinde, Türkiye ortak paydasının ayrılmaz bir parçası halinde getirdi” diye konuştu.

    ‘Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz’

    Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarla iftihar ettiklerini söyleyen Erdoğan, konuşmasının devamında, “Mardinli Aziz Sancar hocamız Nobel Ödülü’nü kazandığında kimse ona kökenini, şehrini, anasının babasının mesleğini, kıyafetini sormadı. Hataylı Uğur Şahin küresel salgına karşı en etkili aşıyı geliştirdiğinde kimse onun nereden geldiğine, nerede yaşadığına bakmadı. Yozgatlı Rıza Kayaalp güreşte üst üste şampiyonluklar kazandığında kimse ona nereli olduğunu, kimlerden olduğunu, nerede büyüdüğünü sormadı. Trabzonlu Selçuk Bayraktar dünya savunma sektöründe çığır açan işlere imza attığında kimse onun dedelerinin peşine düşmedi. Milletçe bu değerlerimizin hepsinin farklı alanlardaki başarılarıyla gurur duyduk, hepsini sahiplendik. Gerek şehirlerimizde gerek Teknofest gibi etkinliklerde gençlerimizin azimlerini gayretlerini, çabalarını gördükçe yüreğimizi sevinç kaplıyor. Küresel başarılarıyla taktir kazanan insanlarımızla ne kadar gurur duyarsak, fabrikada alın teriyle üretim yapan, ofiste masasının başında dosyasını tanzim eden, dükkanında atölyesinde tezgahının başında ekmeğini kazanan, tarlasında toprağını eken, ahırında hayvanını besleyen, okulunun sırasında kafasını kitabına gömen, evinde ailesi ve çocukları için çalışıp didinen, emekliliğinde 2’nci baharını yaşayan velhasıl her nerede olursa olsun bu ülkenin bir bireyi, bu milletin bir ferdi olarak Türkiye’ye değer katan tüm vatandaşlarımızla iftihar ediyoruz” açıklamasını yaptı.

    ‘Demokraside standartları bugünler için yükselttik’

    Erdoğan, Türkiye Yüzyılı’nı milletin ortak hayali olarak inşa etmeye hazırlandıklarını belirterek, “Ülkemizin bugün geldiği seviyede emeği, alın teri, zihin çabası katkısı olan herkesi hiçbir ayrım yapmadan bu hayalin etrafında kenetlenmeye devam ediyoruz. 14 Mayıs seçimlerini işte bu kenetlenmenin yeni bir tezahürü haline dönüştürmek istiyoruz. Dünyanın yaşadığı siyasi ve ekonomik dönüşümün, Türkiye’nin önüne açtığı fırsatları ancak bu şekilde kazanca çevirebiliriz. Geçtiğimiz 21 yılda ülkemizin asırlık demokrasi ve kalkınma eksiklerini giderirken hep bugünlerin özlemiyle yaşadık. Eğitimde, sağlıkta, adalette, güvenlikte, ulaşımda, enerjide, sanayide, tarımda, ticarette ülkemize kazandırdığımız altyapıyı hep bugünler için kurduk. Demokraside, hak ve özgürlüklerde ülkemizin standartlarını hep bugünler için yükselttik. Artık bu hayali gerçekleştirmenin eşeğindeyiz. Milletimiz buna layıktır. Milletimiz kendilerini gelişmiş olarak tarif eden ülkelerde ne varsa hepsine de daha fazlasıyla sahip olmaya layıktır. Tarihimizdeki o şanlı günleri kitaplarda iç geçirerek okumak, dizilerde hayıflanarak seyretmek yerine daha iyisiyle canlandırabileceğimiz bir yerdeyiz. 14 Mayıs seçimlerini işte bu kritik dönemecin sembolü yapmak istiyoruz” dedi.

    ‘Öyle bir kazanacağız ki bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek’

    Erdoğan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Biz hep Yunus’un ‘gönüller yapmaya geldik’ düsturunun peşinden gittik. Bunun için ne mücadeleler verdiğimizi en iyi sizler biliyorsunuz. Ülkemizi vesayetin dişlerinden, terör örgütlerinin kanlı ellerinden, darbecilerin namlularından, ekonomik tetikçilerin tuzaklarından kurtarma mücadelesi verirken hep milletimizin selametini, ülkemizin huzurunu düşündük. 14 Mayıs’ta da sadece Türkiye’nin güvenliğini ve huzurunun devamını, evlatlarımızın geleceğinin aydınlığını, Türkiye Yüzyılı’nın yükselişini hedefliyoruz. Siyasette 40 yılı, başbakan ve cumhurbaşkanı olarak ülke yönetiminde 20 yılı devirmiş bir kardeşiniz olarak başka herhangi bir dünyevi hırsımın olmayacağını herhalde sizler de taktir edersiniz. İşte bunun için diyorum ki 14 Mayıs’ta tercihinizi Türkiye Yüzyılı’nda yana yapın. Tercihinizi güven ve istikrarın devamından yana yapın. Tercihinizi evlatlarınızın geleceğinden yana yapın ve 14 Mayıs’ta öyle bir kazanacağız ki bu ülkenin hiçbir ferdi kaybetmeyecek.”

  • Yağmur ve dolu etkili oldu

    Yağmur ve dolu etkili oldu

    Sincan ilçesinde başlayan dolu ve sağanak yağış hayatı olumsuz etkiledi. Etkili olan yağışla birlikte alt geçit ve kapalı otopark gibi yerlerde su baskınları meydana geldi.

    Vatandaşlar kendi çabalarıyla yağmur sularını tahliye etmeye çalışırken, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Sincan Belediyesinden yakındı. Su dolan yollarda araçlar ilerlemekte güçlük çekerken, kapalı bir otoparkın içerisine su dolması ile vatandaşlar suyu tahliye etmek için büyük uğraş verdi.

  • “Birdenbire, bir günde şefkate büründü”

    “Birdenbire, bir günde şefkate büründü”

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Aydın’da; “21 yıl önceki fotoğraflarınıza lütfen bakın. 21 yıl önce hangi mahallede hangi tür evde oturduğunuza bir bakın, bir de şimdiyi kıyaslayın. Gerçekten fakir fukaraya sahip mi çıkmışsınız? Yoksa kendiniz imtiyazlı, torpille iş başına gelen, çoluğuna çocuğuna iş derdi olmayan, hemen işe sokan üç beş maaş alanlardan mı oldunuz? Hani adalet?” dedi. Yavaş ayrıca, “Bugünkü demecini okuyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın: ‘Siyasetteki tatlı rekabetin husumete dönmesine izin vermeyelim, lütfen’ diyor. Birdenbire, bir günde şefkate büründü” diye konuştu.

    İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bugün Aydın’da miting düzenledi. Mitinge, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da katıldı. Yavaş, şunları söyledi:

    “SEÇİME GİRMEK SERBEST KAZANMAK YASAK. BÖYLE BİR MANTIKLA GİDİYORLAR”

    “Bugün enteresan bir şey oldu. Bugüne kadar maalesef adaylar belli olup seçim sahnesine çıktığından itibaren çok farklı şeyler duymaya başladık. ‘Seçim yoluyla darbe’ diyen insanları gördük. Diyorlar ki; ‘Tek dertleri var bizi buradan indirmek.’ Evet, tek derdimiz sizi oradan indirmek. Seçime bunun için giriyoruz. Başka ne işimiz var? Fakat Ankara seçiminde de yaşadık. Demokrasi anlayışı 20 yıl içerisinde gelişeceğine şuna doğru evrildi; seçime herkes gidebilir, seçime girmek serbest kazanmak yasak. Böyle bir mantıkla gidiyorlar.

    “ADAM ÇALIYOR AMA KARDEŞİM ÇALIŞIYOR’ KAVRAMINI KABUL ETTİRDİLER”

    Ankara’da biliyorsunuz jeliboncu bir belediye başkanı vardı. 23 buçuk yıl Ankara halkının gözünü boyayarak o koltukta oturdu. Dedi ki; ‘ben gelmezsem solcular gelir, ben gelmezsem şöyle olur, ben gelmezsem böyle olur’ diye. Biraz milliyetçilik sosu biraz muhafazakarlık sosuyla Ankara halkının, dini bütün insanlarını hep kandırdılar. Ve şunu dahi kabul ettirdiler: ‘Adam çalıyor ama kardeşim çalışıyor’ kavramını kabul ettirdiler. Oysa bizim inancımıza göre affedilmeyecek tek günah neydi? Kul hakkıydı. Kendisi kul hakkına da dini bütün insanlara maalesef kandırmak suretiyle alet etti.

    Halbuki o kadar söyledik; ‘inançlı bir insan ahire gittiği zaman sen hangi partiye oy verdin diye sormayacak.’ Diyecek ki, kul hakkına ortak mısın değil misin? Göz göre göre Ankara’nın bütün kaynaklarını bir oğluna televizyon, bir oğluna spor kulübü almak üzere hep oraya sevk etti. Ankara’da şu anda Türkiye’de ilk 100 zengin içerisinde en az birkaç tane 23 buçuk yıl önce hiçbir işi olmayan şu anda zengini var. Sadece Ankara Büyükşehir’den aldıkları işlerle oldu. Ankara’da bir imar değişikliğine 1 milyar rantlar verildi. Yani belediye meclisinde bir karar alınıyor. O şahıs 1 milyar lira para kazanıyor. Dolayısıyla bu haksız kazançların devam etmesini istediler. Bu yaşantının devam etmesini istediler. Hem halkı korkuttular hem de bizler olmadık iftiralar attılar.

    Dediler ki; işçileri çıkaracak. Bir işçi çıkartmadık. İşçileri korkuttular çünkü Ankara Büyükşehir’in 30 bin tane personeli var. Avrupa’nın dördüncü büyük şehri. O yetmedi. Dedi ki; ‘yardımları kesecekler.’ İnanmadı insanlar. O yetmedi. Bir sürü iftira attılar. Dediler ki en son baktılar ki anketler çare olmuyor benim rakibin televizyona çıktı, sıkılmadan, Allah’tan korkmadan; ‘Mansur Yavaş kazanırsa sayaçları PKK’lılar okuyacak su faturalarını DHKP-C’liler getirecek Ankaralılar korkmuyor musunuz?’ dedi. Halbuki şununla övünmeliydi; ben Kayseri’de şu kadar belediye başkanlığı yaptım çok başarılı oldum bakanlık yaptım Ankara’yı uçuracağım vs. bir şey demesi lazım. Baktı ki Ankara halkı onu tutmadı. Başladı 10 eliyle çamur atmaya.

    “AYNI ZARFTAN ÇIKAN DÖRT PUSULA GEÇERLİ BİRİ GEÇERSİZ. DÜNYADA ÖRNEĞİ FALAN YOK”

    Biz geldik ‘devletin bekası’ diyorlardı. Seçim bitti 11 tane büyükşehir belediyesi kazandı, Millet İttifakı. O devletin bekası bunları gelince tehlike olur, diyenler; şunu gösterdik hemen belediyemizin tabelasına çözüm sürecinde, PKK rahatsız olmasın diye kaldırdıkları TC tabelalarının tümünü yerine koyduk. Şimdi de mevsimlik zaman zaman milliyetçi olurlar zaman zaman her türlü milliyetçiliği biliyorsunuz ayaklarının altına alırlar. PKK’nın oyuna ihtiyaç olunca ayaklarının altına alırlar, milliyetçi ülkücünün oyuna ihtiyaç olunca başının üstüne alırlar. Dolayısıyla bu konu o gün kapandı.

    Fakat Ekrem Bey’in seçimini iptal ettiler. Ekrem Bey’in seçimini iptal ederken de biliyorsunuz aynı zarftan çıkan dört pusula geçerli biri geçersiz. Dünyada örneği falan yok.

    “İKTİDARDA KALMAK İÇİN PAPAZ ELBİSESİ GİYERİM’ DİYENLER İHTİYAÇ OLDUĞUNDA HER TÜRLÜ OYUNA BAŞVURUYORLAR”

    Bingöl’de 33 askerimizi şehit eden olayın planlayıcısı Osman Öcalan’ı; Binali Yıldırım’a, AK Parti’ye oy versinler diye televizyona çıkarttılar. O yetmedi. İmralı’daki bebek katilinden mektup getirip; yine AK Parti’ye, Binali Yıldırım’a oy versin diye televizyonda okuttular. Doğru mu? İnsanlar dinlemedi. Biz ‘iktidarda kalmak için papaz elbisesi giyerim’ diyenler ihtiyaç olduğunda her türlü oyuna başvuruyorlar. Her yere giderler.

    Şimdi de daha yeni İmralı’ya gitmişler. İnkâr ettiler. Sayın Genel Başkanımız dedi ki; hayır yine gittiler. Gittiler ve bir hâkim gitti oraya görüştüler. İnkâr ettiler. Şimdi Diyarbakır milletvekili eski vekil şimdi de aday AK Parti’nin. Ne var bunda diyor. Sürekli görüşüyoruz zaten İmralı’ya biz sürekli gidiyoruz, diyor. Kandil’deki bir terörist de şunu diyor; anlamıyorum diyor niye Kandil’i siyasete alet ediyor bu AK Parti. Biz diyor, kaç defa AK Parti’yle görüştük üst düzey yöneticiler geldi bu ülkede en fazla biz onlarla görüşüyoruz niye bizden şikâyet ediyorlar anlamıyorum, diyor. Çünkü bu mevsim onu gerektiriyor. Seçime girerken ayrı düşmeleri gerekiyor. Türk milletinin bunlara karnı tok.

    “BİRDENBİRE ŞEFKATE BÜRÜNDÜ”

    Ben bugünkü demecini okuyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın: ‘Siyasetteki tatlı rekabetin husumete dönmesine izin vermeyelim, lütfen’ diyor. Birdenbire, bir günde şefkate büründü. Neden derseniz? Ben her gittiğim yerde şunu söylüyorum; biz seçildiğimiz akşam rozetimizi çıkarttık herkese eşit muameleye başladık, bütün Millet İttifak’ı belediyeleri. Hiç kimsede bu yönde bir şikâyet yok ve bize oy vermeyenlere de hiçbir şey söylemedik kucakladık hepsini. Ankara’da seçim propagandası yaparken şöyle diyordum; bana oy vermeyenleri pişman edeceğim diyordum. Mitingde herkes, ‘Bu ne demek istiyor diye bakıyordu. Yarın diyeceksiniz ki bizi denedikten sonra, ‘Hay Allah bunlar beni kandırdı bilseydim ben de oy verirdim adamlar haklıymış dedirteceğim’ dedirteceğim dedim. Yine aynı şekilde Türk milletinin 85 milyon ferdi nüfus cüzdanı olan herkes bizim başımızın tacıdır. Hiç kimseyi ayırmayacağız.

    “21 YIL ÖNCE HANGİ MAHALLEDE HANGİ EVDE OTURDUĞUNUZA BİR BAKIN, BİR DE ŞİMDİYİ KIYASLAYIN”

    Kendilerine soruyorum: 21 yıl önceki fotoğraflarınıza lütfen bakın. 21 yıl önce hangi mahallede hangi tür evde oturduğunuza bir bakın, bir de şimdiyi kıyaslayın. Gerçekten fakir fukaraya sahip mi çıkmışsınız? Yoksa kendiniz imtiyazlı, torpille iş başına gelen, çoluğuna çocuğuna iş derdi olmayan, hemen işe sokan üç beş maaş alanlardan mı oldunuz? Hani adalet? Nerede kaldı adalet? Dediler ki seçilmeden önce; biz dediler Hz. Ömer gibi devletin işinde ayrı mum kendi işimizde ayrı mum kullanacağız diyerek geldiler. Dün daha diyor ki Çevre Bakanı; seçim propagandasına uçağınızla mı gidiyorsunuz? Evet ne var bunda diyor. Nereden nereye geldiler.”

  • CHP otobüsü Sıhhiye Köprüsü’ne sıkıştı

    CHP otobüsü Sıhhiye Köprüsü’ne sıkıştı

    Seçim çalışmaları çerçevesinde Ankara’yı turlayan CHP’ye ait seçim otobüsü, Çankaya Sıhhiye’den geçtiği sırada köprüye sıkıştı.

    Yüksekliği köprüden daha fazla olduğu öğrenilen otobüs, lastiklerindeki havanın indirilmesiyle 5 dakika sonra sıkıştığı yerden kurtarıldı.

  • Babacan’a baba ocağında sert tepki

    Babacan’a baba ocağında sert tepki

    Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerine sayılı günler kaldı. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçim çalışmaları çerçevesinde Ankara’nın en önemli alışveriş merkezlerinden biri olan Çıkrıkçılar Yokuşu’nda esnaf ziyaret yaptığı sırada beklemediği bir tepkiyle karşılaştı.

    DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’a ziyaret sırasında Millet İttifakı içinde yer aldığı için tepki gösteren Mehmet Ali Durkut İHA’ya konuştu.

    Babacan’ın ziyaretiyle ilgili konuşan Durkut, “Seçim sürecinde olduğumuz için bütün partiler çarşımızı ziyarete geliyorlar. Ali Babacan da esnaf ziyareti yaptı çarşımıza gelip. Yanımıza geldi, benim dediğim şu oldu; Ali Babacan daha 30’lu yaşlardayken Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanımız elinden tuttu. Türkiye’nin en yüksek görevlerinde bulundurdu. Maliye Bakanı oldu, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı oldu. Türkiye’de çok büyük görevlerde yer aldı. Tayyip Bey ile beraber çalıştı” dedi.

    Çok genç yaşta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ali Babacan’a destek verdiğini söyleyen çarşı esnafı Mehmet Ali Durkut, “Cumhurbaşkanımızın Babacan’a sahip çıkmasının nedeni de; Babacan Ankara çocuğu, İç Anadolu çocuğu. Tertemiz, pırıl pırıl bir genç diyerek elinden tuttu, görevler verdi. 20 yıl hizmetler yaptı, biz de anlayamadık 1 – 2 yıldır en kötü insan Tayyip Erdoğan oldu. 20 yıl Tayyip Erdoğan’la çalışırken Tayyip Erdoğan çok iyiydi. 2 yıldır şimdi Tayyip Erdoğan çok kötü oldu. Biz bunu içimize sindiremedik” açıklamasını yaptı.

    “Biz sana bunu yakıştıramadık dedim”

    Ali Babacan’ın dedesinin de geçmişte Çıkrıkçılar Yokuşu’nda esnaf olduğunu ifade eden Durkut, “Bu minvaldeyken Ali Babacan torun Ali Babacan. Dedesi, bizim çarşımızda belki 40 sene oldu vefat edeli. Gerçek Ali Babacan dedesi. Bu çarşımızın köklü, ağır esnaflarındandı. Allah rahmet eylesin. Ali Babacan dedenin ismi. Çarşımıza geldi, elimi sıktı. Hacı abi dedi. Sana yakıştıramadım dedim. Bu tavrını, yaklaşımını, hareketini size yakıştıramadım ben dedim. Senin bu davranışından, hareketinden uzaklara gitmeye gerek yok. Annen, baban memnun mu dedim senin bu davranışından. CHP ile PKK ile kol kola memleketi, Tayyip Erdoğan’ı yıkmak için mücadele verenlerle olmasını içimiz hazmetmedi. Çok yanlış yaptın, çok yanlış yaptın. Ali Babacan ismine çok yazık ettin. Biz sana bunu yakıştıramadık dedim” dedi.

    Pırıl pırıl parlayan güneşi gösterip, Tayyip Bey’i kast ettim”

    Ali Babacan’a tepki gösterdiği video ile ilgili konuşan Durkut, “O zaman da öğlen saatiydi. Hava da oldukça sıcaktı. Güneş çok parlaktı. O an içimden onları söylemek geldi. Pırıl pırıl parlayan güneşi gösterip, Tayyip Bey’i kast ettim. Tayyip Bey’i bıraktınız, çöplükte kendinize yer arıyorsunuz dedim. Yakıştıramadık dedim. Hiçbir cevap vermedi. Dinledi ve gittiler. Vatandaşlar da ‘siz ne yüzle buraya geldiniz’ demişler. Sonra haberimiz oldu, çarşı girişinde de protesto edilmiş. Siz ne yüzle buraya geldiniz demişler. Bizimki de bu tepkilerden biriydi, hakaret yapmadık kendisine, içimizden o cümleler döküldü onu söyledik” ifadelerini kullandı.

  • Türk Telekom Eurocup ikincisi

    Türk Telekom Eurocup ikincisi

    Türk Telekom, 7Days Eurocup final maçında konuk olduğu İspanya ekibi Gran Canaria’ya 71-67 mağlup oldu. Mücadelenin ilk dakikalarında her iki takım da karşılıklı sayılarla başlarken, periyodun ilk 5 dakikası 17-12 Gran Canaria’nın üstünlüğüyle geçti. Grant, Bouteille, Taylor ve Jones’in sayılarına, Brussino, Balcerowski, Slaughter ve Albicy ile karşılık veren Gran Canaria, karşılaşmanın ilk periyodunu 29-23 önde tamamladı.

    İkinci periyotta her iki takım da daha çok savunma ağırlıklı oynarken, periyodun ilk 3 dakikası iki takım toplam 3 sayı atabildi. Bu dakikanın ardından Shurna ile 9, Balcerowski ile 4 sayı bulan Gran Canaria, aradaki farkı 20 sayıya çıkartarak skoru 44-24’e getirdi. Türk Telekom, Bouteille ile bulduğu 2 üçlükle farkı azaltmaya çalışsa da Gran Canaria, Slaughter ve Shurna’nın sayılarıyla farkı korudu. Gran Canaria soyunma odasına 50-33 önde gitti.

    Üçüncü çeyrekte daha etkili olan Türk Telekom, Jones ve Grant’in sayılarıyla periyodun bitimine 3 dakika 38 saniye kala aradaki farkı 8 sayıya kadar (55-47) indirdi. Bu dakikanın ardından Inglis ve Albicy ile bulduğu sayılarla farkın azalmasını engellemeye çalışan Gran Canaria’ya, Sestina, Jones ve Bouteille karşılık veren Türk Telekom, farkı 6 sayıya (61-55) indirdi. Mücadelenin üçüncü periyodu 61-55 Gran Canaria’nın üstünlüğüyle tamamlandı.

    Final periyoduna etkili başlayan Türk Telekom, Sestina, Grant ve Mehmet Yağmur’un sayılarıyla mücadelenin bitimine 5 dakika kala farkı 2 sayıya kadar (64-62) indirdi. Bu dakikadan sonra her iki takım da zor sayı bulurken, son anlarda istediği oyunu yansıtamayan Türk Telekom, mücadeleyi 71-67 kaybederek, organizasyonu ikinci olarak tamamladı.

  • Türk Telekom kazayla ilgili açıklama yaptı

    Türk Telekom kazayla ilgili açıklama yaptı

    Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Türk Telekom Basketbol takımımızı 7Days Eurocup final maçı öncesi antrenmanın yapılacağı salona taşıyan otobüsün şoförünün sebep olduğu kazayı kınıyor, en güzel cevabı parkede sportmence mücadele ederek vereceğimize inanıyoruz. Başta başantrenörümüz Erdem Can olmak üzere takımımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Hocamız, hastanedeki tetkikleri sonrası konakladığı otele ulaşmış, boynunda oluşan ciddi travmanın tedavi sürecinin ise üç haftayı bulabileceği bildirilmiştir. Yaşanan olayla ilgili incelemelerimiz devam ederken, çıkacak sonuçların ve devam eden süreçlerin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.”