Kategori: Antalya

  • Vizeye hazırlanan öğrencilere sıcak çorba

    Vizeye hazırlanan öğrencilere sıcak çorba

    Kepez Belediyesi, Akdeniz Üniversitesi’nde okuyan öğrencilere, vize sınavı haftası boyunca her sabah çorba ikramında bulunuyor.
    Kepez Belediyesi, sonbahar dönemi vize sınavlarına giren öğrencilere, çorba dağıtıyor. Belediyenin bir sosyal sorumluluk çalışması olan ve iyiliği öne çıkaran ikram, Kepez Kalkınma ve Dayanışma Vakfı İktisadi İşletmesi desteği ile yapılıyor. Sınav haftası boyunca devam edecek olan çorba dağıtımı, Akdeniz Üniversitesi Yerleşkesi’nde bulunan Merkez Kütüphane önünde gerçekleştiriliyor.

    Belediye görevlileri, kütüphanenin bahçesine kurdukları çadırda seyyar ocakların üzerindeki kazanlarda bulunan sıcak çorbayı, kâğıt bardaklara doldurarak, öğrencilere ikram ediyor. Öğrenciler de çadırda bulunan sehpalarda, ekmek eşliğinde çorbalarını içiyor. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, üniversite öğrencilerine, sınav dönemlerinde zihin açıklığı getirmesi temennisiyle çorba ikramında bulunduklarını söyledi.
    Öğrenci lokantası projesi

    Geçtiğimiz Nisan ayındaki ilkbahar dönemi vize sınavlarında öğrencilere çorba ikramı projesini başlattıklarını hatırlatan Başkan Kocagöz, “Sonbahar döneminde de sıcak çorba ikramıyla ülkemizin yarınları olan gençlerimizin yanındayız. Öğrencilerimize sınavlarında başarılar diliyorum. Gençlerimizi, önemsiyor ve değer veriyoruz. Sosyal sorumluluk projelerimizle Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘En büyük eserim’ dediği Cumhuriyet’i, emanet ettiği gençlerimize sahip çıkmaya, onların yaşamını güzelleştirmeye devam edeceğiz.

    VvAkdeniz Üniversitesi’ne okuyan öğrencilerimizin önemli bir bölümü, barınma ihtiyaçlarını üniversiteye çok yakın olan mahallelerimizde karşılıyor. Mahallelerimizde misafir ettiğimiz öğrencilerimizin yaşamlarını, öğrenci lokantası, öğrenci konuk evi, gençlik yolu, internet paketi, sağlık taraması, çamaşır yıkama projelerimizle kolaylaştıracağız. Kepez Belediyesi olarak her zaman gençlerimizle birlikteyiz ve onların yanındayız” açıklamasını yaptı.

  • Doğaya 240 çil keklik salındı

    Doğaya 240 çil keklik salındı

    Antalya’da doğal yaşamı desteklemek ve bölgedeki biyoçeşitliliği artırmak amacıyla, şehrin çeşitli noktalarına 240 adet çil keklik bırakıldı.
    Antalya Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Müdürlüğü tarafından, yaban hayatını desteklemek ve ekolojik dengeyi korumak amacıyla Antalya’nın çeşitli bölgelerine 240 çil keklik bırakıldı. Doğal yaşam alanlarını güçlendirmek için yürütülen bu salım faaliyeti, nesli tehlike altına giren türlerin çoğaltılması ve doğaya yeniden kazandırılması yönündeki çalışmaların bir parçası olarak gerçekleştirildi.

    Popülasyonun durumu gözlemlenecek
    Müdürlük yetkililerinden alınan bilgiye göre, çil kekliklerin, adaptasyon süreçlerinin ardından bölgedeki biyolojik çeşitliliğin korunmasına ve tarım alanlarında doğal zararlı kontrolüne katkı sağlamaları bekleniyor. Özenle seçilen salım noktaları, kekliklerin yaşam alanı ihtiyaçlarına göre belirlendi ve bu alanlarda yapılan takip çalışmalarıyla popülasyonun durumu sürekli gözlemlenecek. Proje kapsamında, yaban hayatını destekleyen benzer uygulamaların yaygınlaştırılması ve doğaya uyum sağlamış popülasyonların korunması hedefleniyor.

  • Antalya’da aranan 178 kişi yakalandı

    Antalya’da aranan 178 kişi yakalandı

    Çalışmalarda – Kesinleşmiş Hapis Cezası ile aranan 178 şahıs yakalanıp, 48’i tutuklanırken 4 adet tabanca, 8 adet tüfek, 58 adet tabanca fişeği, 1 adet bıçak, 141 adet kartuş, bir miktar uyuşturucu madde ele geçirildi. Çalışmalar kapsamında 4 şahsa “6136 SKM-Kumar Oynanması İçin Yer ve İmkan Sağlama” suçundan adli işlem yapıldı.

  • Antalya’da çok sayıda gümrük kaçağı malzeme ele geçirildi, 11 şahsa adli işlem yapıldı

    Antalya’da çok sayıda gümrük kaçağı malzeme ele geçirildi, 11 şahsa adli işlem yapıldı

    Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Antalya, Alanya ve Manavgat Cumhuriyet Başsavcılıkları koordinesinde, Kepez, Manavgat ve Alanya ilçelerinde operasyonlar gerçekleştirdi.
    Operasyonda, 15 gümrük kaçağı cep telefonu, bin 257 gümrük kaçağı sigara, bin 682 adet gümrük kaçağı puro, 35 pipo tütünü, bin 641 cinsel içerikli içecek/çikolata, 62 elektronik sigara, bin 112 paket elektronik sigara kartuşu, 124 elektronik sigara likiti, 53 litre gümrük kaçağı alkol, 229 bin 152 şişe kaçak alkol, 2 tabanca ve 20 fişek ele geçirildi.
    Operasyonlar kapsamında toplam 11 şahsa adli işlem gerçekleştirildi.

  • 7 yaşında başladığı mesleği 53 yıl devam ettirdi

    7 yaşında başladığı mesleği 53 yıl devam ettirdi

    Antalya’da yaşayan Mustafa Kasapkara (60), baba mesleği olan kalaycılığı 53 senedir yapıyor. 7 yaşında mesleğe başlayan kalay ustası Kasapkara, iki oğlunu da 7 yaşında mesleğe dahil ederek icra ettikleri sanatın yok olmasını engellemeye çalışıyor. Kasapkara, “Antalya’da benim yaptığım işi yapan kalmadı. Kalaylama işi yapan, ufak tefek tamirat işleri yapan var. A’dan Z’ye her şeyi yapabilecek kapasitede bir ben varım, başka yok. Meslek de yok, yetişen de yok. Bitti” ifadelerini kullandı.

    Demirciler Çarşısı’nda kalaycılık yapan Mustafa Kasapkara, baba mesleğini 2 kuşaktır sürdürüyor. 7 yaşında Kahramanmaraş’ta babasının yanında mesleğe başlayan Kasapkara, 1990 yılında Antalya’ya yerleşti. Çocukluk çağlarında mesleğin zoruna gittiğini ama büyüdükçe vazgeçilmezi olduğunu aktaran Kasapkara, aynı bilinçle iki oğlunu da kalaycılığa 7 yaşında başlattığını aktardı. 32 ve 34 yaşlarında iki oğlu bulunan Kasapkara’nın işletmesinde küçük oğlu bakır malzemelere kumlama işlemi yaparken, büyük oğlu kalaylıyor, kendisi ise eşyalara şekil veriyor. Mesleğinin unutulmamasını isteyen kalay ustası, yerel yöneticilerden Demirciler Çarşısı’nı canlandırmalarını talep ediyor.

    “Hem babamın çıraklığını yaptım hem de ilkokula gittim”
    Mustafa Kasapkara, “Kahramanmaraş’ta babamın yanında aşağı 1971-72 yıllarında çıraklıkla işe başladım. 7 yaşında hem babamın çıraklığını yaptım hem de ilkokula gittim. Hem okul hem çıraklık, zaten bizim dönemimizde çocuklara meslekler bu şekilde öğretiliyordu. Okuyan okula devam ediyordu, okumayan da zaten çıraklık, kalfalık devam edip gidiyordu.

    Sanatkarlar çekirdekten yetişir, çekirdekten olmazsa tam usta olma şansın yok. Her şeyini görmen, yaşaman lazım. Çocukken başladığımda çok zoruma gitmişti. Pisti, ağırdı. Çocukluk ya, bir şey anlamıyordum. Sonradan sonraya alıştım, tabii yoğrulduk, sanatı benimsedik. Biraz daha aklıselim olduktan sonra baba mesleğinin, baba sanatının yürümesi için elimden geleni yapmaya başladım. Kendi kendimi zorunlu kıldım. Babam bu bayrağı eline almış, bir süre o taşımış. Bundan sonra vazife benim deyip, bayrağı taşıdım. Benden sonra da inşallah oğullarım bu bayrağı taşıyacak” şeklinde konuştu.

    35 yıldır Antalya’da hizmet veriyor
    Babasının da kalaylama işlemini bir Yahudi ustadan öğrendiğini anlatan Mustafa Kasapkara, ilk oğlunun doğduğu yıl Antalya’ya yerleştiklerini dile getirdi. Kasapkara, “Askere gidene 11-12 sene Kahramanmaraş’ta babamın yanında çalıştım, sanatı öğrendim. Askere gittim geldim, tekrar babamın yanında devam ettim. Babam bir Yahudi ustanın yanında çalışarak öğrenmiş. İki oğlum var ben de oğullarımı bu mesleği devam ettirmeleri için yetiştirdim. Antalya’ya 1990 yılında geldim, yaklaşık 35 yıl oldu. Demirciler ve Sobacılar Çarşısı’nda faaliyete başladım. Uzun yıllardır da burada bu faaliyeti göstermekteyiz.

    İnsanlar kendi evinde kullanmış olduğu mutfak eşyalarını bakıma getiriyorlar, bunlara işlem yapıyoruz. Onun haricinde otellerin restoranlarına işler yapıyoruz. Servis tabakları hazırlıyor, özel çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Mesela bir mimar geliyor, projesini gösteriyor. “Şu villada veya şu otelde, böyle bir şey yapmak istiyorum” diyor. Biz de yaparız diyoruz. Tabii şaşkınlıkla karşılamasıyla birlikte de yapacağımızda da inanıyor, güveniyor ve yapıyoruz. Hiç olmayan bir şeyi bir proje aşamasından alıyoruz, uygulamaya geçiriyoruz. Bittikten sonra da mutlu oluyoruz” dedi.

    “Antalya’da benim yaptığım işi yapan kalmadı”
    Kalaycılık mesleğinin yok olma tehlikesi altında olduğunu da ifade eden Mustafa Kasapkara, şu ifadelere yer verdi: “Oğlanlarla beraber çalışmaya devam ediyoruz. Yetişen de yok zaten. Çünkü, meslek yok olmaya yüz tutuyor. İki oğlumla da hem çırak hem kalfa hem usta gibi çalışıp duruyoruz. Çıraklığı küçük oğlum, kalfalığı da büyük oğlum yapıyor.

    Ben de ustalığımı yapıyorum. Ben mutfak eşyası olursa yamuğunu düzeltiyorum, sipariş olursa düz plaka sayılan, istenilen neyse onu yapıyoruz. Ondan sonra aşama aşama ilerliyor, büyük oğlan bir tarafını yapıyor, küçük bir yerini yapıyor. Ortaya bir şeyler çıkıyor. Oğullarımda bu işe 7 yaşında başladı. Ben babamdan öyle bir kültür aldım, oğullarımda da devam etti. Zaten o yaşlarda içimizde almazsak, bu sanatı aşılamazsak iyi bir usta çıkmaz.

    Mesela 15 yaşından sonra bir çocuğu eğitemezsin, öğretemezsin. Bu sanatı belki yapar ama yarım yapar. Ki bizim sanatta da ustalığın sınırı yok, şu an bile benim eksiğim var. Hala daha kendime dört dörtlük bir usta diyemiyorum. Antalya’da benim yaptığım işi yapan kalmadı. Kalaylama işi yapan, ufak tefek tamirat işleri yapan var. A’dan Z’ye her şeyi yapabilecek kapasitede bir ben varım, başka yok. Bitti yani meslek de yok. Yetişen de yok. Eleman yetişmiyor, usta yetişmiyor. Sadece burada biraz zorlanıyoruz. Çünkü bu iş gerçekten ekip isteyen bir iş.”

    “Bu çarşıya, Antalya’nın ilk sanayisi diyorlar”
    Aynı zamanda Antalya Demirciler ve Sobacılar Çarşısı Esnaf Derneği Başkanı olan Mustafa Kasapkara, onlarca dükkanın faaliyet gösterdiği Demirciler Çarşısı’nın kamu kurumları ve yerel idarenin desteğiyle canlandırılması gerektiğini belirtti. Kasapkara, şöyle devam etti: “Bizim çarşı olarak burada istediğimiz; bu çarşının var olduğunu, Antalya’nın bir simgesi olduğunu herkes bilsin. Bu çarşıya, Antalya’nın ilk sanayisi diyorlar. Antalya’mızdaki bu çarşımız, Gaziantep gibi niye olmasın? Niye burada etkinlikler düzenlenmesin? Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’ten ve Valimizden böyle bir beklentimiz var. Esnaf Odalar Birliği Başkanımızdan destek bekliyoruz.

    Buraya sahip çıkılmasını istiyoruz. Çünkü burada yaşayan bir müze, bir kültürümüz var. Bunun canlanması lazım, sürdürülmesi lazım, devam ettirilmesi lazım. Bu meslek, bu sanat yaşasın, kültürümüz devam etsin. Yabancılar geliyor, ilgi duyuyor. Çünkü olmayan bir şeyi yapıyoruz yani düz plaka, sacdan, bakırdan istenilen ne varsa el becerisiyle yapabiliyoruz. Fabrikasyon değil. Kalıpta her şeyi yaparsın ama el becerisiyle her insan her şeyi yapamaz.

    Ecdadımız bu meslekle uğraşmış, madeni ülkemizde çıkıyor. Yetişen ustamız olsun, devlet buraya bir destekleme yapsın. Bizim yanımıza sanat okullarından öğrenci göndersinler, zorunlu kılsınlar. Gelsinler burada staj görsünler. Gaziantep’te böyle bir sistem var. Orada işi bilmeyen insanlar geliyor, orada eğitiliyor, kurs veriyorlar. Keşke diyorum bizim Antalya’da da böyle bir imkan bulunsa, bizim de gençlerimiz, çocuklarımız bu mesleğin ne olduğunu bilsin ve öğrensin istiyorum.”

  • Sahildeki kum zambaklarına iş makineli tahribat

    Sahildeki kum zambaklarına iş makineli tahribat

    Antalya’nın Alanya ilçesinde nesli tükenmekte olan kum zambakları koruma altında olmasına rağmen kimliği belli olmayan kişi ya da kişiler tarafından yok edildi.
    Antalya’nın Alanya ilçesine bağlı Keşefli Sahili’nde türüne az rastlanan ve koruma altına alınan kum zambakları, iddiaya göre kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce iş makinesi ile yok edilmesine sebep oldu. Koruma altında olmasına rağmen bu durum çevredeki vatandaşların da büyük tepkisine neden oldu.

    “Tarumar etmişler”
    Sabah sahilde yürüyüş yaptığı esnada kum zambaklarının yok edildiğini gören Güldane Şahin, “Beni üzen çok kötü bir şey oldu. Burada bir yığın var, bu yığın dereyi temizlemek amaçlı kurum yada kuruluşlarca yada kişilerce yapılmış olabilir. Bilmeden yapıldığı düşünüyorum. O kadar çok kum zambağını kökünden söküp kumların altında, yığınların altında bırakmışlar. Sökebildiklerini yığınların altında kalmış, sökemediklerini yaralamışlar, tarumar etmişler” ifadesini kullandı.

    “Doğamız biterse biz zaten bitmiş oluruz”
    Kum zambaklarının kayıt altına alınması gerektiğini de vurgulayan Şahin, “Lütfen kum zambaklarını resmi kayıt altına alalım, buralar sit alanları bu bölgeler aynı zamanda caretta caretta yuvalama büyüme alanları, kum zambakları çoğalma yaşam alanları lütfen koruyalım. Sayın yetkililer, lütfen doğamızı koruyalım, doğamız hayat sigortamız, doğamız biterse biz zaten bitmiş oluruz” şeklinde konuştu.

  • En iyi öykü kitapları belli oldu

    En iyi öykü kitapları belli oldu

    Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği 9. Antalya Edebiyat Günleri’nde, edebiyatın en canlı alanı olan ‘öykü’ dalında verilen ödüllerin sahipleri belli oldu. En İyi Öykü Kitabı ödülüne “Ne Yeni Ne Başka” ile Ayşen Işık, En İyi İlk Öykü Kitabı ödülüne ise “Kıran Yeli” ile Gülser Kut Arat değer görüldü.
    Antalya’yı edebiyat şehri yapmak ve Antalya’nın edebiyatta daha çok yer almasını sağlamak amacıyla Muratpaşa Belediyesi’nin gerçekleştirdiği Antalya Edebiyat Günleri’nin 9’uncusu, 22-24 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek.

    Edebiyat Günleri bu yıl “Akdeniz ve Barış” temasıyla düzenlenecek olan Antalya Edebiyat Günleri’nin Genel yönetmenliğini Ferruh Tunç yapacak. Antalya Edebiyat Günleri’nin danışma kurulunda ise İbrahim Karaoğlu, Özcan Karabulut, Prof. Dr. Nedret Öztokat Kılıçeri, Ahmet Telli, Nazmi Ağıl, Ali Cengizkan, Tarık Günersel, Tuncer Çetinkaya, Doç. Dr. Serhan Ada ve Gülnur Karaaslan yer aldı. Her yıl öykü dalında yılın en iyilerini belirleyen seçici kurul ise İbrahim Karaoğlu, Özcan Karabulut, Süreyya Köle ve Şenay Eroğlu Aksoy’dan oluştu.

    Bu yılın ödülleri
    Antalya Edebiyat Günleri’nde bu yıl Onur Ödülü, Türk edebiyatında 1990’larda yerini alan kadın edebiyatının öncülerinden Ayla Kutlu’ya takdim edilecek. Yılın En İyi Öykü Kitabı ödülüne, sıradan yaşamların ara sokaklarına sızan, fark edilemeyen ya da fark edilmek istenmeyenleri en ince ayrıntısına kadar gösteren “Ne Yeni Ne Başka” eseriyle Ayşen Işık layık görüldü.

    En İyi İlk Öykü Kitabı ödülü ise “Bizim eskiden geleceğimiz olan şimdiki zamanı nasıl değerlendireceğiz?” sorusunu soran “Kıran Yeli” kitabıyla Gülser Kut Arat’ın oldu. Yazarlara ödülleri, 22 Kasım Cuma akşamı Türkan Şoray’da düzenlenecek törende takdim edilecek. Ödül töreni, Senem Demircioğlu ve İklim Tamkan konseriyle sona erecek. Tören öncesinde İbrahim Karaoğlu küratörlüğünde ve Dilan Kaya koordinatörlüğünde “Akdeniz Akdeniz” isimli karma resim sergisinin açılışı yapılacak. Serginin açılış saati ise 19.00.

    Ercan Kesal, Edebiyat Günleri’nde
    Antalya Edebiyat Günleri, 23-24 Kasım’da Prof. Dr. Erdal İnönü Kent Parkı’nda paneller, söyleşiler, kitap imza saatleri, öykü ve şiir okumalarıyla devam edecek. Antalya Edebiyat Günleri konukları arasında Ercan Kesal, Tarık Günersel, Ahmet Telli, Nazmi Ağıl, Baki Ayhan, Gülümser Çankaya, Altay Öktem, Elçin Sevgi Suçin, Özcan Karabulut, İsa Küçük, Doç. Dr. Serhan Ada, Prof. Dr. Ahmet İnam, Prof. Dr. Nedret Öztokat Kılıçeri, Prof. Dr. İnge Uytterhoeven, Prof. Dr. Mehmet Hakkı Suçin ve Antalyalı birçok yazar ve şair yer alıyor.

  • “Oğlumun sağlık durumu iyi, zor süreci atlattık”

    “Oğlumun sağlık durumu iyi, zor süreci atlattık”

    Olay, 8 Kasım Cuma günü Muratpaşa ilçesine bağlı Fener Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, CHP’li Muratpaşa Belediyesinin Başkanı 3 dönemdir başkanı olan Ümit Uysal’ın oğlu E.U. (17), evlerinin banyosunda başından tabancayla vurulmuş halde bulundu. Genci kanlar içerisinde gören yakınları kendi imkanlarıyla yakındaki özel bir hastaneye götürdü. Bilinci açık olarak hastaneye giriş yapan E.U., ameliyata alındı. Olayı duyan CHP parti yöneticileri ve belediye personelleri hastanenin acil servisine gelip, beklemeye başladı. Ameliyata alınan E.U.’nun hayati tehlikesinin bulunmadığı ve tedavisinin sürdüğü öğrenildi. Toplantı için İstanbul’a giden Başkan Uysal ise haberi alır almaz ilk uçakla Antalya’ya döndü.

    E. U., ameliyat sonrası 72 saatlik yoğun bakım sürecinin ardından iyi haber, babası Ümit Uysal’dan geldi. Sosyal medya hesabından son durumu paylaşan Uysal, “Oğlumun sağlık durumu çok şükür iyi, zor süreci atlattık, servise çıktı. En kısa sürede tekrar aramızda olacak. Yanımızda olan, iyi dileklerini ileten, dualarını esirgemeyen tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

  • ‘Can dostlara’ mama üretiyor

    ‘Can dostlara’ mama üretiyor

    Kemer Belediyesi, Hayvan Barındırma Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’nde gerçekleştirdiği yenilikçi geri dönüşüm projesiyle hem çevreye duyarlı bir yaklaşım sergiliyor hem de sokak hayvanlarının bakım ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir adım atıyor.
    Merkezde, günlük 120 kg ekmek ve yemek artığı, 100 kg kedi ve köpek mamasına dönüştürülerek, barınakta bulunan hayvanların beslenme ihtiyaçları eksiksiz şekilde karşılanıyor.

    Merkezi Veteriner Hekimi Fevzi Uzun, “Haftanın 6 günü süren üretim süreci ekipler titizlikle yönetilmektedir. Ekmek ve yemek artıkları, hayvanların sağlığına zarar vermeyecek şekilde işlenmekte ve hayvan dostlarımıza uygun, dengeli ve besleyici mamalar haline getirilmektedir. Bu üretim, aynı zamanda gıda israfının önlenmesine de büyük katkı sağlıyor.

    Tesisimizde, sokak hayvanlarının tedavi süreçlerinin yanı sıra, sağlıklı ve düzenli beslenmelerini de garanti altına almayı amaçlıyoruz. Bu proje, sadece barınakta bulunan hayvanların yaşam kalitesini iyileştirmekle kalmıyor aynı zamanda çevreye karşı sorumluluk bilinciyle hareket eden bir üretim modelini de hayata geçiriyor” dedi.

  • Bucaklılar’ın 2. dostluk buluşması

    Bucaklılar’ın 2. dostluk buluşması

    Antalya Bucak Kültür Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Bucaklılar ve dostlarını düzenledikleri etkinlikte bir araya getirdi. Dernek üyeleri birincisini Mart ayında gerçekleştirdikleri “Dostluk Buluşması” etkinliğinin ikincisini cumartesi akşamı Muratpaşa Belediyesi ASSİM Sivil Toplum ve İnovasyon Merkezi’nde yaptılar. Bucaklı mahalli sanatçılar Mehmet Şencan, Cafer Kaplan gecede sazları ve sözleriyle geceye renk katarken sanatçılar hem Burdur’a hem de Anadolu’nun çeşitli yörelerine ait ezgileri seslendirdiler.

    Dostluk Buluşmasına Bucaklılar dışında hemşehrim dernekleri başkanları da katıldı. Selamlama konuşması yapan Dernek Başkanı Enver Yiğit Dostluk Buluşmalarına belirli periyotlar halinde devam edeceklerini belirterek, “Davete katılan hemşeri derneği başkanlarımıza , değerli hemşerilerimize ayrıca gecenin hazırlanmasında emeği geçen yönetim kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi. Geceye katılan sanatçılara günün anısına plaket takdim edildi.