Kategori: Antalya

  • Lodos, balıkçı barınağını esir aldı

    Lodos, balıkçı barınağını esir aldı

    İskenderun’da bir taraftan depremin yaraları sarılırken, bölgede lodos etkisini göstermeye başladı. Lodos nedeniyle deniz suyu taşarak kentin içerisine kadar ilerledi. Deniz suyu balıkçı barınağını da esir alırken, yükselen dalgalar nedeniyle balıkçı barınağı deniz ile aynı seviyeye geldi. Balıkçı barınağı limanında bulunan tekneler zarar görürken, bir kamyonun ise sular altında kaldığı dikkatlerden kaçmadı.


    Etkili olan lodos fırtınası nedeniyle kentteki limanlara yanaşan yük gemileri ise körfez içerisinde açığa demirlendi.

  • Depremzedenin 7 bin lirasını gasp ettiler

    Depremzedenin 7 bin lirasını gasp ettiler

    Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesi Kalesalyan köyünde yaşayan Tarık Atalar, Türkiye’yi sarsan ve binlerce kişinin ölümüne neden olan depremlerde evleri yıkıldı. Eşi ve üç çocuğuyla birlikte Mersin’e yerleşen Atalar, ailesinin psikolojinin biraz rahatlaması için 4 Mart Cumartesi günü Antalya’nın Kepez ilçesi Şelale Mahallesi’ndeki akrabalarının yanına geldi. Aynı günün gecesinde arabasındaki şarj aletini almak için apartmandan dışarı çıkan Tarık Atalar’ın önünü, iddiaya göre kendilerini sivil polis olarak tanıtan A.Ç. (39), A.K. (40) ve A.D. (39) isimli 3 şüpheli keserek, cebindeki 7 bin TL’sini ve kimliğini alıp kaçtı.

    Şüpheliler kısa sürede yakalandı

    Darp edildiğini de ileri süren Atalar’ın ihbarın üzerine harekete geçen Kepez İlçe Emniyet Müdürlüğü Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, şüphelileri kısa sürede yakalayıp gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan gaspçılar, adliyeye sevk edildi.


    Olay anıysa güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı.

    “Çocuklar için değişiklik olsun istedik, gerçekten de değişik oldu”

    Olayın halen şokunda olan Tarık Atalar, yaşadığı o anları anlattı. Atalar, “Antalya’ya ilk geldiğim gün asansörden iner inmez tanımadığım 3 şahıs kendini sivil polis olarak tanıttı. Kimliğimi ve üzerimde bulunan eşyalarımı aldılar. 7 bin TL nakit param vardı, hepsini aldılar. Daha sonra dışarı götürüp darp ettiler. Polise teşekkür ediyorum, hemen yakaladılar. Depremzede olduğumu söylememe rağmen, bunu yapmış olmaları çok acı. Vicdanlarını ortaya koyan bir durum. 3 çocuğumun psikolojileri alt üst olmuştu, biraz düzelsin çocuklar için değişiklik olsun istedik. Bir insan kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkalarına yapmamaları” dedi.

  • “Spor, birleştiren bir olgu”

    “Spor, birleştiren bir olgu”

    Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 18. Uluslararası Antalya Maratonu (RUNTALYA) çerçevesinde düzenlenen ‘1 Adım 1 Hayat’ farkındalık koşusuna katıldı. Bu yıl 45 ülkeden yaklaşık 10 bin sporcunun kayıt yaptırdığı maratonun startını Bakan Kasapoğlu, Antalya Valisi Ersin Yazıcı ve milli sporcularla birlikte verdi. Elde edilecek gelirin, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen bölgelere gönderileceği maratona Bakan Kasapoğlu’nun yanı sıra milli atlet Ramil Guliyev, milli okçular Mete Gazoz, Gülnaz Büşranur Coşkun, Goalball Kadın Takımı sporcuları Sevda Altınoluk, Fatmagül Güler, Para Masa Tenisi milli sporcuları Nesim Turan, Abdullah Öztürk, Milli Güreşçiler Osman Yıldırım ve Fazlı Eryılmaz katıldı.


    “Spor, birleştiren bir olgu”

    Bakan Kasapoğlu, koşunun ardından basın mensuplarıyla bir araya gelerek, açıklamalarda bulundu. Maratonun bu yıl ‘1 Adım 1 Hayat’ sloganıyla koşulduğuna dikkati çeken Bakan Kasapoğlu, “Binlerce sporcu, birbirinden kıymetli katılımcılar bu sürece destek verme adına adım attılar, koştular. Her birine teşekkür ediyorum. Spor, birleştiren bir olgu. Sporun bu ruhunu bu süreçte çok daha güçlü bir şekilde yansıtacağız. Sporcularımızla, spor camiamızla, paydaşlarımızla yansıtacağız. İnşallah devlet, millet el ele vererek yaralarımızı birlikte saracağız” diye konuştu.


    “Türkiye’nin dört bir yanında yurtlarımız depremzedelere açıldı”

    Kasapoğlu konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

    “Türkiye’nin dört bir yanında yurtlarımız depremzedelere açıldı. Antalya da bu konuda çok önemli bir ev sahipliği yapıyor. Ayrıca düzenlenen bir aktivite vesilesiyle de depremzedelerimizle bir araya geleceğiz. İnşallah, bugünkü bu maraton da bu anlamda sürece katkı verecek”

  • Turizm bölgesinde korkutan işyeri yangını

    Turizm bölgesinde korkutan işyeri yangını

    İşyerinin üst katında ev olarak kullanılan bölümdeki yangın, vatandaşlar ve itfaiyenin gayretiyle diğer işyerlerine yayılmadan söndürüldü.

    Yangın dün gece saatlerinde Gündoğdu Mahallesi Turizm Bölgesi 110 Evler Mevkiinde çarşı içerisinde tadilat yapılmakta olan bir işyerinde çıktı. Tadilat yapıldığı sırada işyerinin üst katında ikamet olarak kullanılan bölümün çatısından başlayan yangına ilk müdahaleyi çevredeki esnaflar yaptı. Esnaflar, yangın tüpü ve hortumlarla yangına müdahale etmeye çalıştı. 112 ihbar hattına gelen yangın ihbarı üzerine olay yerine Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Çolaklı Jandarma Karakolu, 112 Sağlık ve Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi Manavgat Birimine bağlı itfaiye ekipleri sevk edildi.

    İşyerinin çatısının yanıcı izolasyon malzemesiyle kaplı olması nedeniyle itfaiye yağını söndürmek için uzun süre uğraştı. Çok sayıda itfaiye aracı ve ekibinin seferber olduğu söndürme çalışmaları sonucunda yangın çarşıdaki diğer işyerlerine ulaşmadan söndürüldü.

  • Alanya çiçeklerle renklendi

    Alanya çiçeklerle renklendi

    Kasım ve Aralık ayında dikimleri yapılan lale, nergis, sümbül soğanlarının çiçekleri şehrin peyzaj uygulamalarına yeni renkleriyle dâhil oldu.

    Şehir merkezi ve birçok mahallesinde parklar, refüjler ve sosyal alanlara dikilen soğanlı bitkiler renkleriyle şehre görsel bir şölen kazandırdı. En geniş uygulamanın yapıldığı Atatürk Anıtı yanındaki park fotoğraf stüdyosunu aratmayan görüntüsüyle vatandaşların ve turistlerin çekim noktası haline geldi.

    “Nisan sonuna kadar devam edecek”

    Alanya Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Nazmi Uyar yaptığı açıklamada, “Ülkemizin soğanlı bitki kültür mirasına sahip çıkmak amacıyla lale, sümbül, nergis gibi soğanlı bitkilerin kullanımını parklarımızda yaygınlaştırmak istiyoruz.

    Bu nedenle peyzaj uygulamalarımızda kullanımına önem verdiğimiz soğanlı bitkilerimizi dönem dönem açacak şekilde dikiyoruz. Böylece Nisan sonuna kadar devam edecek çiçeklenme sayesinde de hem şehrimiz renklenecek hem de halkımız bu renk şöleninin keyfini doyasıya yaşayacak” dedi.

  • Başkan Uysal: “50 bin dosyayı tarattırıyorum”

    Başkan Uysal: “50 bin dosyayı tarattırıyorum”

    Başkan Uysal, Adalya Vakfı Engelsiz Kafe’de muhtarlarla bir araya geldi, gönüllü başvuruları başlayan ve kısa ad MAG olan Muratpaşa Afet Gönüllü programının tanıtımını yaptı. Toplantıda MAG programında belediyenin paydaşı olan GEA arama-kurtarma ekibi de yer aldı.
    Başkan Uysal, muhtarların depremin ilk gününden itibaren özellikle yardımların toplanması noktasında önemli bir çalışmayı hayata geçirdiklerini söyledi. Uysal, “Antalya’mızın şefkat elini, dayanışma elini hep hissettirdiniz. Çaba sarf ettiniz” dedi. Ancak yapılması gerekenlerin bitmediğini aktaran Başkan Uysal, şöyle konuştu:
    “Aldığımız dersler var. Bu aldığımız derslerle de yeniden düşünmek mecburiyetindeyiz. Mesela biz inşaat tekniği üzerine kafa yoruyoruz. Dedik ki ‘Perde betonu mecburi hale getirelim.’ Üstelik perde beton, binaya hiçbir ilave masraf da getirmiyor. ‘Masraftan kaçılmış’ desen o da değil. Sadece bilgi ve komple bir organizasyon, devlet organizasyonu lazım. Uzun vadeli bir düşünce lazım, bir ufuk lazım, bir vizyon, sadece bir anlayış lazım. İmkanlarla ilgili değil.”
    Bununla birlikte kentsel dönüşümde ilçe belediyelerinin de yetki ve sorumluluk sahibi olması için çağrıda bulunduklarını aktaran Başkan Uysal, “Şu an ne rezerv alan belirleme yetkimiz var ne de böyle bir arazimiz. Ama hiç olmazsa bina güçlendirmesini teşvik edelim, istedik” dedi. Bu çerçevede Muratpaşa’da eski tip, birbirinden bağımsız kolon taşıyıcı sistemli binalara ilişkin bir çalışma başlattıklarını aktaran Başkan Uysal, “50 bin dosyayı tarattırıyorum. O binaları ortaya çıkaracağız ve komşuları uyaracağız” dedi.
    Başkan Uysal, ayrıca muhtarların önemli bir parçası olacak ve kısa adı MAG olan Mahalle Afet Gönüllüsü programına da başladıklarını söyledi. Program çerçevesinde Türkiye’yi sarsan deprem felaketinde 40 afetzedeyi enkaz altından çıkaran GEA arama-kurtarmayla birlikte ilk müdahaleci eğitimi vereceklerini dile getiren Başkan Uysal, “Zor ve meşakkatli bir iş. Ama neresinden başlarsak yol alırız. Bu tedbirleri alacağız biz. Bir de muhtarlıklarımızda çok acil jeneratör gibi alet ve araçların yer alacağı bir kit zimmetleyeceğiz” dedi.

  • Mehmetçik’e berber hizmeti

    Mehmetçik’e berber hizmeti

    Türkiye’yi sarsan ikiz deprem felaketinin ardından Adana, Malatya, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Hatay’da çalışmalar gerçekleştiren Muratpaşa Belediyesi, şimdi de Kuaförler Güzellik Merkezleri Eğitim ve Dayanışma Derneği’yle depremzedelere kişisel bakım hizmeti veriyor.

    Antalya’dan gönüllü berber ve kuaförlerden oluşan 10 kişilik ekip, depremin büyük yıkıma neden olduğu İskenderun ve Antakya’da çalıştı. Antalyalı berberler, bölgede görev yapan Askerlere de hizmet verdi.

  • Enerji panelleri güneşin olduğu her yerde

    Enerji panelleri güneşin olduğu her yerde

    Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük güneş paneli üreticilerinden biri olan CW Enerji, Şanlıurfa’da faaliyet gösteren bir firma ile yaptığı iş birliği çerçevesinde firmanın çatısına 1525,59 kWp gücünde güneş enerji santrali (GES) kurulumunu tamamladı.
    CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Özellikle güneş enerjisinin yenilenebilir enerji kaynakları arasında ön plana çıktığını belirten Yılmaz, “Gezegenimizdeki canlılığın da kaynağı olan güneş, çok önemli bir ısı ve enerji kaynağıdır. Güneş enerjisi temiz, güvenilir, yenilenebilir, çevre dostu ve en önemlisi sınırsız bir kaynak olması nedeniyle birçok uygulama alanına sahiptir. Güneş enerjisinden elektrik üretiminden ısıtmaya, sıcak su elde edilmesinden aydınlatmaya kadar geniş bir alanda yararlanılabiliyor” dedi.
    Dünyada ve ülkemizde artan teknolojik gelişmelerle birlikte güneş enerjisinin geleceğinin oldukça parlak olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bu yönde yapılan yatırımların gün geçtikçe arttığını kaydetti.

    “166 ağacın kurtarılması sağlanacak”

    “Güneşten aldığımız güçle hem firmaların bütçelerine hem de sürdürülebilir geleceğe katkı sağlıyoruz” diyen Yılmaz, şunları kaydetti: “Şanlıurfa’da faaliyet gösteren bir firma ile de iş birliği yaptık. Firmanın çatısına kurulan 1525,59 kWp gücündeki güneş enerji santrali sayesinde yılda yaklaşık 1.100.000 kg karbon salınımının önüne geçilecek ve 166 ağacın kurtarılması sağlanacak. Bir firmayı daha güneş enerji santrali ile donattığımız ve sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağladığımız için mutluyuz”.

  • Eğik evlerde diken üstünde yaşam

    Eğik evlerde diken üstünde yaşam

    Antalya’nın Muratpaşa ilçesine bağlı Kızıltoprak Mahallesi’nde, ‘Yediarıklar’ diye bilinen bölgeden geçen arıkların kurumasının ardından 1965 yılında yumuşak zeminde yapılaşma başladı.

    Zemindeki çökmeler nedeniyle alanda bulunan 200 civarındaki gecekondudan birçoğu, göçükten etkilenerek yana ve öne doğru yatmaya başladı. Zaman ilerledikçe evlerdeki eğim de artarak neredeyse yıkılacak duruma geldi. Bir bölümü tapu tahsis belgeli olduğu belirtilen gecekondulardaki vatandaşlardan bazıları evlerinde oturmaktan vazgeçti, bazıları ise yaşamını sürdürmeye ediyor.

    “Bir sallantı olsa yıkılırlar”

    Kızıltoprak Mahalle Muhtarı Mustafa Yılmaz, mahalleden daha önce geçen Yediarıklar’daki suyun çekilmesinin ardından bölgeye gecekondular yapıldığını ve toprakta yaşanan çökmeler sonucu evlerde yan yatmalar yaşandığını kaydetti. Yılmaz, “200 civarında burada gecekondu var. Yazıktır, günahtır. Buradaki bir evde mesela içinde hala yatan var. Allah korusun burada bir sallantı olsa yıkılacaklar. Evlerin içi de yamuk. 40’a yakın kişinin tapu tahsis belgesi var ancak diğerlerinin yok” ifadelerini kullandı.

    “Evin içi rampa gibi”

    61 yıldır bölgede yaşayan 87 yaşındaki Kemal Çetin de, suyun çekilmesi sonucu evlerin yan yatmaya başladığını ve bazı evlerde çatlaklar oluştuğunu söyledi. “Deprem olsa hepsi yıkılır” diyen Çetin, tedirgin olmadığını belirterek, “Ev yatınca mecbur evin içi de yana yatıyor ve rampa gibi oluyor. Tutup beton dökersen öyle düzeliyor. Şu ana kadar yıkılan olmadı ancak çatlaklar oluyor, onları da alçıyla sıvıyoruz. Allah yıkım göstermesin” diye konuştu.

  • 14 yaşındaki kızı saçlarından tutup dövdü

    14 yaşındaki kızı saçlarından tutup dövdü

    Edinilen bilgiye göre, 27 Şubat Pazartesi günü saat 13.30 sıralarında Örnek Mahallesi’nde bulunan 75. Yıl İlköğretim Okulundan çıkan 7. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki N.K. Fevzipaşa Caddesinde yürürken, aynı okuldan bir grup kız öğrencinin saldırısına uğradı. Kızlar bir taraftan N.K.’yi saçlarından tutup darbederken, arkadaşları da bu anları telefon kamerasıyla kayda aldı. Kayda alınan görüntüler sosyal medya üzerinde paylaşıldı.

    Polis karakoluna gelip şikayetçi oldu

    Olayın ardından kendisine saldıranlarla aynı okulda okuyamayacağını, kendisine saldıranların cezalandırılmasını isteyen N.K., babası ve annesiyle birlikte Şelale Polis Karakoluna gelerek şikayette bulundu.
    Arkadaşları tarafından zorbalığa uğradığını belirten N.K., “Durdukları yerde benimle ‘Sen çok kötüsün, sen iğrençsin’ gibi sözlerle benimle dalga geçiyorlar. Okuldan çıktığımda benim arkamdan gelip bana vurdular, tekme attılar, saçlarımdan çektiler. Elimi saçıma attığımda saçlarımın döküldüğünü gördüm. Bizi esnaf zorla ayırdı, onların elinden aldı beni. Hepsinden şikayetçiyim. Ben artık onlarla aynı okulda okumak istemiyorum. Beni darbettikleri anları kaydedip sosyal medyada paylaşmışlar, bütün okula yaymışlar” diye konuştu.

    “Nasıl kıydınız bu kıza, hiç mi Allah korkunuz yok”

    N.K.’nin öz kızları olmadığını, annesi ve babasının bırakması nedeniyle 3 aylıkken alıp evlat edindiklerini belirten Cengiz Şahin, “Benim kızımı okuldan çıktıktan sonra yolda bir kız grubu çete olup dövmüşler. Benim kızım öz annesini hiç tanımadı. Benim 5 tane öz çocuğum var. Ben bu kızımı onlardan ayırmadığım gibi anne-baba özlemi yaşamasın diye daha fazla itina gösterdim. Ben buradan kızıma kıyanlara sesleniyorum, nasıl kıydınız bu kıza, hiç mi Allah korkunuz yok? 5 kişi bir çocuğu dövmeye utanmıyor musunuz? Ben buradan anne-babalara sesleniyorum; çocuğunuz nereye gidiyor, kimlerle beraber takip edin. Ben 25 yıllık gardiyanım. Ben o çocukların nasıl hapse düştüklerini görüyorum. İlgisizlikten ve sahipsizlikten. Her şey para vermeyle, ‘Hadi koçum okula git’ demeyle olmuyor. İyi düşünün; bu gelecek bizim, bu çocuklar bizim. Dün akşam olayı öğrendiğim andan beri benim gözüme uyku girmedi” şeklinde konuştu.