Kategori: Antalya

  • Kırmızı alarm verilmişti! Rekor kırıldı

    Kırmızı alarm verilmişti! Rekor kırıldı

    Meteoroloji’nin 3 ilçesini kırmızı, kent merkezini ise turuncu kodla uyardığı Antalya’da son 3 yılın yağış rekoru kırıldı. 2018 yılında metrekareye 490 kilogram yağışın düştüğü Kemer ilçesine bağlı Ovacık köyüne metrekareye 421 kilogram yağmur yağdı.

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü, çarşamba günü Antalya’da yaşanması muhtemel aşırı yağışa karşı Kemer, Kumluca ve Finike ilçelerini kırmızı, kent merkezini ve batı ilçelerini ise turuncu kod ile uyardı. Aynı gün akşam saat 20.00 sıralarında başlayan yağış, dün de şiddetini artırarak etkisini gösterdi. Yağış nedeniyle kent merkezinde birçok noktada taşkınlar oluşurken, Kemer ve Kumluca ilçelerinde yağmur suları nedeniyle yollar ulaşıma kapandı. Yağış gece boyunca da etkisini sürdürünce özellikle Kumluca ilçesinde bazı tarım arazileri suyla doldu. Ancak yağmurun yavaşlamasıyla sular çekildi.

    RÜZGARIN HIZI 125 KİLOMETREYE ULAŞTI

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü verilerine göre, kentte 2018 yılının ardından en yüksek yağış rakamına ulaşıldı. 2018’de metrekareye 490,8 kilogram yağışla 26 yıllık Türkiye rekorunu kıran Ovacık, 2019’da ise 219,7 kilogram yağış aldı. Bu sene ise en çok yağış alan nokta yine Ovacık köyü oldu. Saat 06.00 itibarıyla Ovacık’a metrekareye 421, Korkuteli’ne 371,4, Döşemealtı’na 243,9, Kemer ilçe merkezine 199,4, Kepez’e 191, Kumluca’ya 180, kent merkezine 173,7, Finike’ye 167,7 kilogram yağış düştü. Öte yandan rüzgar Kemer’de 125, Konyaaltı’nda 77 kilometre hıza ulaştı.

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürü Mehmet Latif Gültekin, yağışların kuvvetini azalttığını, ancak Antalya’nın batısında devam ettiğini ve bir süre daha sürmesini beklediklerini belirtti. Diğer yandan yapılan uyarılar, bugün saat 13.00’a geçerliliğini koruyor.

  • Meteoroloji ‘kırmızı alarm’ verdi! Antalya teyakkuzda

    Meteoroloji ‘kırmızı alarm’ verdi! Antalya teyakkuzda

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü’nün 3 ilçesini kırmızı, kent merkezini de turuncu kodla uyardığı Antalya’da kuvvetli yağış, dün akşamdan bu yana sürüyor. Öğle saatlerine doğru etkisini artırması beklenen yağışla ilgili teyakkuzda bulunan ekipler, su giderlerinde biriken çöpleri temizledi.

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürlüğü, dün yaptığı uyarıda Antalya kent merkezi için turuncu, Kemer, Kumluca ve Finike ilçeleri için de kırmızı kod uyarısı verdi. Şehir merkezinde 100 kilogramın üzerinde, Kemer, Kumluca ve Finike’de 200 kilogramların üzerinde, yüksek kesimlerde ise 300 kilogram yağış beklendiğini belirten Meteoroloji yetkilileri, sel, su baskını, ulaşımda aksamalar, yıldırım, çatı uçması gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmasını istedi. Antalya Valiliği İl Hıfzıssıhha Kurulu ise 3 ilçede 30 Aralık Perşembe günü 1 gün süreyle eğitime ara verilmesi kararı aldı.

    ‘SON 15 YILIN EKSTREM DEĞERLERİ’

    Meteoroloji 4. Bölge Müdürü Mehmet Latif Gültekin, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

    “Balkanlar üzerinden önce Trakya’yı etkileyen yağışlı hava kütlesi, bugünden itibaren Akdeniz’e indi. Şiddetli yağışlar gün boyu aralıklarla devam ederek, cuma öğle saatlerinden itibaren etkisini kaybedecek. Kuvvetli yağışla birlikte şiddetli rüzgar da etkili olacak. Saatte 90 kilometreye kadar ulaşmasını bekliyoruz. Tahmin modellerimiz son 15 yılın ekstrem değerlerin yaşanabileceğini gösteriyor. Beklenen hadiseler, sıradan değil. O yüzden çok nadir kullandığımız kırmızı kod uyarısını Kemer, Finike ve Kumluca için verdik. Şehir merkezi için de turuncu kod uyarısı verdik. Turuncu kodda yaşanan hadiseler, hayatı olumsuz etkileyebilir.”

    Gültekin, aşırı yağış ve fırtınanın 31 Aralık Cuma günü saat 13.00’te sona ermesinin beklendiğini belirtti.

    KENT MERKEZİNE 122 KİLOGRAM YAĞIŞ

    Antalya’da kuvvetli yağış, dün akşamdan bu yana sürüyor. Kentte Döşemealtı’na 122,1, Kepez’e 119,98, kent merkezine 115,2, Havalimanı’na 86 kilogram yağış düştü. Öte yandan kırmızı kodla uyarılan ve yağışın öğle saatlerine doğru etkisini artırması beklenen Kemer’e 60,9, Kumluca’ya 46,46, Finike’ye 44,7 kilogram yağmur yağdı.

    Yağışın en etkili olduğu noktalardan Konyaaltı’nın Hurma ve Sarısu mahallelerinde yollarda su birikintileri oluştu. Bazı noktalarda kaldırımlar suyun yüksekliğinden gözükmedi. Bazı araçlar ise yollarda kaldı. Su birikintilerine Konyaaltı Belediyesi’ne ait kepçe müdahale etti. Diğer yandan su giderlerinde biriken çöpleri ise belediye işçileri temizledi. Yağmur bulutları nedeniyle gökyüzü siyaha büründü. Şiddetli yağmur ve fırtınanın öğle saatlerinde kırmızı kod verilen 3 ilçede, saat 16.00 sıralarında ise Antalya kent merkezinde etkili olması bekleniyor.

    UZMANLAR SİMÜLASYON PAYLAŞTI

    Antalya’nın batı ilçelerinde sahil kesimlere şiddetli yağmur, yüksek kesimlerinde ise yoğun kar yağışı tahminleriyle ilgili İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Barış Önol, hazırladığı bir simülasyonu paylaştı. Doç. Dr. Önol, sosyal medya hesabından yaptığı uyarıda, hazırladığı simülasyona göre 3 günlük toplam yağış tahminlerinin Antalya’da uç değerleri gösterdiğini belirterek, özellikle bugün için dikkat edilmesini istedi. Doç. Dr. Önol, Beydağları’nda 2 metrenin üzerinde kar birikimi oluşacağını da dile getirdi.

    Meteoroloji uzmanı Kerem Ökten’in paylaştığı uydu görüntülerinde de yine batı ilçeleri için şiddetli yağış uyarısında bulunuldu. Sosyal medyadan uyaran Ökten, Antalya’nın batısında 300 mm yağış beklendiğini belirterek “Lütfen tedbir alın. Ayrıca gece fırtına bekleniyor. Afet riski var” dedi. Ökten, Antalya’nın yüksek kesimlerinin çok kar alacağını aktararak, kar kalınlığının 2,4 metreye ulaştığını ifade etti.

  • Eşinin başına demir çubukla vurup, öldürdü

    Eşinin başına demir çubukla vurup, öldürdü

    Antalya’da Emrah Akgül (33), tartıştığı eşi Rukiye Akgül’ü (31) apartman girişinde demir çubukla başına vurup, öldürdü. Akgül, olay sonrası eve gelen polislere teslim oldu.

    Olay, gece 01.30 sıralarında Kepez ilçesi Ayanoğlu Mahallesi 1924 Sokak’ta bulunan apartmanın girişinde meydana geldi.

    Emrah Akgül ile eşi Rukiye Akgül arasında evde bilenmeyen bir nedenle tartışma çıktı. Kısa süre içinde büyüyen tartışma apartman girişinde devam etti.

    Tartışmanın devam etmesi üzerine demir çubuk alan Emrah Akgül, eşi Rukiye Akgül’ü başından yaraladı. Rukiye Akgül kanlar içinde yere yığılırken Emrah Akgül ise eşini yaraladığını belirterek 112 Acil Çağrı Merkezi’nden yardım istedi.

    İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kısa süre içinde belirtilen adrese gelen sağlık ekipleri Rukiye Akgül’ün öldüğünü belirledi. Eşi Emrah Akgül ise polis ekiplerine teslim oldu.

    Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Rukiye Akgül’ün cansız bedeni, otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Kurumu morguna götürüldü. Polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

  • Kızını döverek öldürmüştü! Cezaevinde ölü bulundu

    Kızını döverek öldürmüştü! Cezaevinde ölü bulundu

    Antalya’da 3 aylık kızı Elif Ada Topçu’yu döverek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan Mustafa Gaffar, çarşafla ranzaya asılmış halde bulundu. Yapılan kontrolde Gaffar’ın yaşamını yitirdiği belirlendi.

    Antalya’da kızını döverek öldüren 24 yaşındaki baba, cezaevinde ölü bulundu.

    Serik ilçesi Orta Mahalle 1071 Sokak’ta 4 katlı bir binanın en üst katındaki dairede oturan Mustafa Gaffar, 14 Kasım günü dini nikahla birlikte yaşadığı Beyza Nur Erol (21) ile kira parası nedeniyle tartıştı.

    Gaffar, Beyza Nur Erol’u dövüp ev kirası için biriktirdiği 500 lirayı telefon alacağını söyleyerek aldı. Bu sırada odada bulunan çiftin 3 aylık kızı Elif Ada Topçu ağlamaya başladı. Bunun üzerine Mustafa Gaffar, bebeğin başına tokat attı.

    Mustafa Gaffar ile Beyza Nur Erol, rahatsızlanan minik Elif Ada’yı Serik Devlet Hastanesi’ne götürdü. Hastanenin acil servisinde muayene edilen Elif Ada Topçu, evine gönderildi.

    Bir gün sonra saat 11.00 sıralarında çocuğunun nefes almadığını fark eden Beyza Nur Erol, sağlık ekiplerine haber verdi. Gelen sağlık ekipleri, Elif Ada bebeğin hayatını kaybettiğini belirledi. Morga kaldırılan Elif Ada’nın başında ve alnında darp izleri tespit edildi.

    SUSMASI İÇİN BAŞINA VURMUŞ

    Polise şikayette bulunan Beyza Nur Erol ifadesinde Mustafa Gaffar’ın, susması için bebeğin başına vurduğunu söyledi.

    Gözaltına alınan Mustafa Gaffar, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Antalya E Tipi Kapalı Cezaevi’ne konuldu.

    RANZAYA ASILI BULUNDU

    Mustafa Gaffar, bu sabah koğuşunda infaz koruma memurları tarafından çarşafla ranzaya asılı buldu. Yapılan kontrolde Gaffar’ın yaşamını yitirdiği belirlendi.

    Mustafa Gaffar’ın cenazesi, incelemenin ardından Antalya Adli Tıp Kurumu’nun morguna götürüldü.

  • Kız arkadaşına laf attıkları genci öldürdüler

    Kız arkadaşına laf attıkları genci öldürdüler

    Antalya’nın Serik ilçesinde kız arkadaşına laf attığı iddiasıyla kafede oturan kişilerle kavga eden Volkan Yılmaz (21) bıçaklanarak öldürüldü. Olay ile ilgili 3 şüpheli, gözaltına alındı.

    Antalya’da gece saat 03.30 sıralarında Atatürk Caddesi’ndeki bir kafenin önünde meydana gelen olayda Volkan Yılmaz, kız arkadaşıyla bir kafenin önünden geçerken, kafede oturan Süleyman A. (24), Fikret D. (23) ve Ahmet A. (23) iddiaya göre kız arkadaşına laf attı.

    Kız arkadaşını eve bıraktıktan sonra arkadaşlarıyla kafeye gelen Volkan Yılmaz ve 3 kişi arasında tartışma çıktı.

    Tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü ve taraflar birbirlerine bıçakla saldırdı.

    Kavgada sol göğsünden yaralanan Yılmaz, arkadaşları tarafından hastaneye kaldırıldı. Ancak tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Bıçakla hafif yaralanan Süleyman A. ve Fikret D. ise polis tarafından gözaltına aldı. Şüpheli Ahmet A. da sabah saatlerinde yakalandı.

    Volkan Yılmaz’ın cenazesi, yakınları tarafından Adli Tıp Kurumu’nun morgundan alındı. Yılmaz, defnedilmek üzere Serik’e götürüldü. Cenazeyi almaya gelen yakınlarının oldukça üzgün olduğu görüldü.

  • Türkiye’nin konuştuğu vahşette yeni gelişme

    Türkiye’nin konuştuğu vahşette yeni gelişme

    Antalya’da üniversite öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu’nu (21) öldürüp, cesedini 13 parçaya ayıran Mustafa Murat Ayhan’ın (48), ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı. Duruşmada savunma yapan Ayhan, cinayeti nasıl işlediğini anlatırken Azra’ya tecavüz etmediğini belirtti. Sanık avukatının, mahkeme başkanına, sanığa sorulmak üzere ‘Azra babasıyla ilgili sorun yaşadığını sanığa anlattı mı?’ sözleri üzerine, Mustafa Haytaoğlu sinir krizi geçirdi.

    Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi Azra Gülendam Haytaoğlu, 28 Temmuz’da evden çıktıktan sonra kendisinden haber alınamadı. Telefonu da kapalı olan Haytaoğlu’na ulaşılamayınca Adana’dan gelen babası Mustafa Haytaoğlu kızını aramaya başladı, polise kayıp başvurusu yaptı. Sosyal medyadan da Azra’nın bulunması için çağrılar yapıldı.

    ÇAPRAZ SORGUDA İTİRAF

    Antalya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, Azra’nın cep telefonundan en son inşaat mühendisi ve emlak ofisi sahibi Mustafa Murat Ayhan ile görüştüğünü tespit etti. Cinayet masası ekipleri, Ayhan’ı çapraz sorguya aldı. Ayhan, sorguda cinayeti işlediğini itiraf etti. Mustafa Murat Ayhan, Varsak’ta ormanda Azra Gülendam Haytaoğlu’nu gömdüğü yeri ekiplere gösterdi. Cesedin parçalarını bulan ekipler, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu morguna gönderdi. Haytaoğlu’nun başı tüm aramalara rağmen bulunamadı. Mustafa Murat Ayhan tutuklandı.

    OKUL ARKADAŞLARI, ADLİYE ÖNÜNE KADAR YÜRÜDÜ

    Tutuklu sanık Mustafa Murat Ayhan’ın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis talebiyle yargılandığı davanın görülmesine, 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşma öncesinde, Azra Gülendam Haytaoğlu’nun okul arkadaşları, yağmur altında yürüdü. Eğitim gördüğü Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi önünden yürüyüşe geçen yaklaşık 300 kişilik grup ‘Azra için adalet’ yazılı pankart açtı. Üniversiteden adliyeye kadar yürüyen Azra’nın arkadaşları, burada basına açıklama yaptı. Azra’nın sınıf arkadaşı da olan İbrahim Şenol tarafından yapılan açıklamada, “28 Temmuz tarihinde Azra’nın kayıp ihbarı verildiğinde yıkıldık. 2 Ağustos sabahında Azra’nın ölüm haberi ile uyandık. Bahanelerin sunulmadığı etkin yürütülen süreçler başlatılmış olsaydı, ocak ayından itibaren hayatları ellerinden alınan 352 kadın ve sıra arkadaşımız Azra için adliye önlerini doldurmazdık. Mustafa Murat Ayhan tarafından cinsel saldırıya uğrayıp canice hayattan koparıldı. Kadınları yaşatmak için kadın katillerine cesaret değil, hakkettikleri cezalar verilsin” denildi.

    Yürüyüşe katılan Azra’nın halası ve diğer yakınları ile arkadaşları, açıklama sırasında gözyaşına boğuldu.

    İLK KEZ HAKİM KARŞISINDA

    Ağırlaştırılmış ömür boyu hapsi istenen Mustafa Murat Ayhan, 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşma öncesinde mahkeme salonuna sığmayan avukatlar izdihama yol açtı. Duruşmaya, Diyarbakır Cezaevi’nde bulunan sanık Mustafa Murat Ayhan SEGBİS aracılığıyla katılırken, öldürülen Azra Gülendam Haytaoğlu’nun annesi Mezide Haytaoğlu, baba Mustafa Haytaoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Türkiye’nin birçok ilinden 30’dan fazla yetki belgeli avukat, şikayetçi müdafii olarak katıldı.

    Mahkeme heyeti, şikayetçi ve sanık vekillerinin dosyaya kısmen yayın yasağı getirilmesi yönündeki talebini reddetti.

    ‘AZRA’YA İŞ TEKLİFİNDE BULUNDUM’

    Mahkeme başkanının ‘kasten insan öldürme’, ‘hırsızlık’ ve ‘cinsel saldırı’ suçlarından yargılandığını hatırlatmasının ardından sanık Mustafa Murat Ayhan, savunmasını yaptı.

    Ayhan, yaşanan olaylardan dolayı pişman ve üzgün olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

    “İş görüşmesi vasıtasıyla kendisiyle görüştüm. Cinsel temas geçmedi. Benim çocuğum yaşındadır. Telefonunu hırsızlık amacı ile almadım. Azra ile çalıştığı kafeteryada servis elemanı olarak çalışırken tanıştım. İş yerimden bahsettim. Yanımda arkadaşım Süleyman S. de vardı. Azra, bana gece 02.00’ye kadar çalıştığını söyledi. Üniversite camiasındaki kişilere gayrimenkul satabileceğini ve öğrencilere ev kiralayabileceğini söyleyerek, Azra’ya iş teklifinde bulundum. Benim ve arkadaşımın telefonunu aldı. Kendisi ile toplamda 2 kere yüz yüze görüştük. Bir de bayramda mesajlaştık.”

    ‘EVE GİTMEK İSTEMEDİĞİNİ SÖYLEDİ’

    Bayram sonunda iş görüşmesi için kendisine mesaj attığını aktaran Ayhan, “Azra’yı işe almak için arayacaktım. Ama arkadaşım Süleyman S., Azra’nın Covid- 19 olduğunu söyledi. Ben de Azra’yı arayarak bir ihtiyacı olup olmadığını sordum. Bana ‘5 gündür hastayım. Çok ağrılarım var. Ölmek istiyorum’ diyerek sesli mesaj attı. Ben de kendisine mesaj attım. İlaçlarını alıp, evine bırakabileceğimi söyledim. Azra, bana konum attı. Süleyman’ın yanından ayrılarak akaryakıt istasyonuna gittim. Azra’nın yanında arkadaşı vardı. Onunla vedalaşıp, arabama bindi. Çorba içmek istedi, gittik. Bulaşıcı hastalığı vardı. İkimizde de maske vardı. Yolda arabada kahve içtik. Reçetesinin olduğunu söyleyince nöbetçi eczaneye gittik. Reçetenin fotoğrafını da bana attı. Gece 00.30 sıralarında ilaçları ile birlikte vitamin aldım, teşekkür etti. Bana yorgun olduğunu söyleyince onu bırakabileceğimi söyledim. Sonra kendisini aldığım yere geri götürdüm. Evde kalmak istemediğini, arkadaşında kalmak istediğini söyledi. Kübra adındaki arkadaşının evde olmadığını söyledi ve eve gitmek istemediğini söyleyince ben de ‘bende kalabilirsin’ dedim” diye konuştu.

    ‘HAREKETSİZ KALINCAYA KADAR AĞZINI KAPATTIM’

    Saat 01.30 sıralarında birlikte eve gittiklerini anlatan Ayhan, şöyle devam etti:

    “Nerede yatmak istediğini sordum. Salonda yatmak istediğini söyledi. Ben de kendi odama geçtim. Odamda alkol, ecstasy ve kokain aldım. Uyumuşum. Saat 05.00-06.00 gibi uyandım. Kapı sesinden Azra uyanmıştı. Azra’nın yanına oturdum ve elimle ateşine baktım. Nereden geldiğimi sordu. Ben de kendisine ilacı arabadan aldığımı söyledim. Tekrar uyudu. Ben de odama döndüm ve alkol almaya devam ettim. 08.30 sıralarında gelen arkadaşa iş yerinin anahtarını verdim. Yine uyudum. Öğle saat 13.30 sıralarında uyandım. Azra’dan ses çıkmayınca, uyanmayınca eğilerek ağzına ve yanağına dokunarak ateşini ölçmek istedim. Maktule birden silkelenerek kalktı. Bağırdı. Eliyle beni itti ve ‘ne yapıyorsun?’ dedi. Evimizin duvarlarından sesler geçtiği için ‘bağırma’ dedim. Panikledim, elimle ağzını kapattım. Elim ağzında kaldı. Zayıftı, hastaydı, direnemedi. Kendisinin ağır astım hastası olduğunu bilmiyordum. Sonra hareketsiz kalıncaya kadar ağzını kapattım. Sonrasında nabzını ölçtüm. Nabız alamadım. Kalbi de atmıyordu. Yardım etmek istediğim bir insanın hayatına mal olmuştum.”

    ‘MARKETTEN KÜÇÜK TESTERE ALDIM’

    Yaşadığı şoku atlatmaya çalıştığını, ancak ne yapacağını bilemediğini kaydeden Ayhan, “Yığıldım kaldım, sağlıklı karar veremedim. Saat 14.30 sıralarında evden çıktım. Azra’nın çantasını, terliğini aldım. Valize koydum. Araba ile Boğaçayı’na gittim. Telefonunu oraya, eşyalarını ise çöp konteynerine attım. Polise gidemedim. Suçu saklarsam suç ortaya çıkmaz diye düşündüm. Eve gidip, bir şekilde cesedi bulunmaz hale getirirsem belki suçtan kurtulurum diye düşündüm. Ben de marketten küçük testere aldım. Eve geldim. Son kez nabzını kontrol ettim, atmıyordu. Cesedi banyoya taşıdım, küvetin içine koydum. Cesaretli olmak için az alkol ve uyuşturucu aldım. ‘Bunu yapmam lazım’ diye düşündüm. ‘Çocuğumu göremem’ diye düşündüm. Evdeki bıçakla maktulün başını kestim. Sonra başını çöp poşetine koydum. Ardından spor çantama başını koydum ve evden çıktım. Nereye gideceğimi bilemedim. Kepezüstü’ne çıktım. İki gün önce hayata bağlamak istediğim insanın artık başını taşıyordum. Saat 17.30 sıralarında ormanlık alanda arabadan indim. Yüksek bir yerden Azra’nın başının bulunduğu poşeti aşağıya attım ve arabana binip, geri döndüm” diye konuştu.

    ‘CİNSEL SALDIRIDA BULUNMADIM’

    Saat 19.00 sıralarında eve döndüğünü aktaran Mustafa Murat Ayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Banyonun kapısını kapattım. Dokunamadım bedenine. Bedenin düşünüldüğü kadar kolay kesilemeyeceğini anladım. Sonra uyudum, ertesi sabah 08.00 sıralarında bir şekilde yapmam gerekiyordu. Kolunu ve bacağını eklem yerlerinden keserek, poşetlere doldurdum. Kıyafetlerin üzerinde kan vardı, çamaşır suyuna bastırdım. 09.00 sıralarında Varsak Kirişçiler bölgesine gittim. O bölgede çalı diplerine poşetleri bıraktım. Öğle saatlerinde eve geri geldim. Bedenini iki parçaya ayırarak tekrar evden çıktım ve Varsak’a yine giderek bedenini oraya bıraktım. Sonra da eve döndüm. Ne yaptığımın farkında değildim. Ertesi gün ise bıçağı ve eşyaları alarak evden çıktım. Olaydaki testere ve bıçağı Boğaçayı’na, kıyafetleri de çöp konteynerine attım. Polis cumartesi gecesi mesaj atmıştı. Pazar günü karakola giderek ifade verdim. İlk başta suçu kabul etmedim. ‘Belki kurtulurum’ diye düşündüm. Çok üzgünüm, çok özür dilerim. Benim psikolojik sorunlarım da vardı. Ben annesinden babasından büyüğüm. Maktuleye cinsel saldırıda bulunmadım.”

    SANIK AVUKATI: MAKTULENİN YAKINLARI BENİ HEDEF GÖSTERİYOR

    Sanık avukatı, müvekkilinin gerçekleri tüm çıplaklığı ile anlattığını ifade ederek, “Kendisi 2006 yılında bipolar bozukluk ve şizofreni tedavisi görmektedir. Halen cezaevinde ilaç kullanmaktadır. Biz savunmamızı tabii ki yapacağız. Başından beri maktulenin yakınları beni hedef gösteriyor. İnternette adım geçiyor. Ben sadece görevimi yapıyorum. Ben cinayete ortak değilim” dedi.

    ‘BAŞINI KESERKEN KAN AKMADI’

    Şikayetçi avukatlarının ‘Başını nereye attın?’, ‘Başını keserken ne kadar kan aktı?’, ‘Neden küçük parçalara böldün?’ sorularına sanık Ayhan, “Kepezüstü’nde turist otobüslerinin mola verdiği bir yer vardı. Oradan ormanın içerisine girdim. Sonra yardan aşağıya doğru başını attım. Ölümün üzerinden 3 saat geçmişti. Bu nedenle başını keserken kan akmadı. Kıyafetleri çıkartırken cesedin kesik bölümlerine sürtünce kan bulaştı. Bu nedenle, kıyafetleri çamaşır suyuna bastım. Kurban Bayramından çıkmıştık. İnsan bedenine ait olduğu anlaşılmasın diye cesedi küçük parçalara böldüm. İnsan da olsa parçalamak zor geldi. Marketten aldığım testere ve budama makasını cesedi parçalarken hiç kullanmadım” yanıtını verdi.

    AVUKATIN SORUSU BABAYI KIZDIRDI

    Sanık avukatının, mahkeme başkanına, sanığa sorulmak üzere ‘Azra babasıyla ilgili sorun yaşadığını sanığa anlattı mı?’ sözleri üzerine, Mustafa Haytaoğlu sinir krizi geçirdi. Haytaoğlu, avukata ağır hakaretlerde bulunup saldırmak istedi. Haytaoğlu, duruşma salonuna giren çevik kuvvet ekibince salon dışına çıkartıldı. Verilen kısa aranın ardından sakinleşen Mustafa Haytaoğlu yeniden salona girdi. Haytaoğlu, mahkeme başkanına dönerek, “Sizden özür dilerim. Ben bir babayım. İçim yanıyor. Ben hiç uyuyamıyorum. Kızım her gece rüyama giriyor” diyerek ağlamaya başladı. Mahkeme başkanı Haytaoğlu’nu, “Mahkemede yargılama bir usulle yürüyor. Sana da söz vereceğim. Lütfen sakin ol” diyerek sakinleştirdi.

    ‘GÖZLERİMİN İÇİNE BAK’

    Duruşmada söz alan Mustafa Haytaoğlu, kızının değişik okullar kazandığını ama Akdeniz Üniversitesi’ni tercih ettiğini belirterek, “Kızım kadın hakları savunucusu olmak istedi. Kızımın aç susuz olduğu söyleniyor. Ben kızıma her ay 2 bin lira para gönderdim. Kızım için, kadınlar için ölürüm” dedi. Ardından SEGBİS ekranına dönerek, sanığa bakan Haytaoğlu, “Gözlerimin içine bak lan, bakamıyorsun değil mi? Şikayetçiyim” dedi.

    ‘KIZIMIN ÇORABINI KOKLAYARAK UYUYORUM’

    Daha sonra söz alan Müzide Haytaoğlu, kızının acısıyla yaşadığını belirterek, çantasından kızına ait olduğunu belirttiği çorabını çıkartarak, “Ben 4,5 aydır kızımın çorabını koklayarak uyuyorum” dedikten sonra bayıldı. Bunun üzerine sağlık ekibi istendi ve duruşmaya 10 dakika ara verildi.

  • Antalya’daki yangının tutuklu sanığına tahliye

    Antalya’daki yangının tutuklu sanığına tahliye

    Antalya’nın Manavgat ilçe merkezinde 28 Temmuz’da çıkan orman yangınını azmettirdiği iddiasıyla tutuklu yargılanan C.Y. (16), ilk duruşmada tahliye edildi. Orman yangınını başlattığı iddiasıyla yargılanan tutuksuz sanık M.A.T. (12) ise duruşmada “Beni ‘ormanı yakmazsan ablanı ve kardeşini öldürürüm’ diye tehdit etti” dedi.

    Kavaklı Mahallesi’nde 28 Temmuz’da çıkan ve 4 hektarlık ormanlık alan ile çok sayıda ev ve iş yerinin zarar gördüğü yangın ile ilgili dava, ‘çocuk mahkemesi’ sıfatıyla Manavgat 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Orman yangınını azmettirdiği iddiasıyla tutuklanan C.Y. duruşmaya SEGBİS aracılığı ile Alanya Cezaevi’nden katıldı. Orman yangınını başlattığı iddiasıyla yargılanan tutuksuz sanık M.A.T., sanık avukatları ile 22 şikayetçiden 17’si ve Manavgat Orman İşletme Müdürlüğü avukatları salonda hazır bulundu.

    ‘ÇAKMAKLA KURU DALLARI TUTUŞTURDUM’

    Sanıkların yaşlarının küçük olması nedeniyle kapalı gerçekleştirilen duruşmada ifade veren M.A.T., ormanın kenarından yürürken C.Y.’nin kendisini çağırdığını belirterek “Beni ‘ormanı yakmazsan ablanı ve kardeşini öldürürüm’ diye tehdit etti. Daha önceleri C.Y. ile ablam Y.T. sevgiliydi, sonra ayrıldılar. İstemiyordum, C.Y. beni tehdit edip, ormanı yakmamı istedi ve bana bir çakmak verdi. C.Y.’nin yanında olan diğer 3 kişi de ormanı yakmam için beni tehdit etti. Çakmakla kuru dalları tutuşturdum, C.Y. ve arkadaşları kaçtı. Yangını söndürmeye çalıştım ama söndüremedim” dedi.

    Mahkeme başkanı M.A.T.’ye “Daha önce farklı anlatmışsın, doğrusunu söyle” deyince M.A.T. “Yangını C.Y. beni tehdit ettiği için çıkardım. Korktuğum için böyle ifade vermiştim. Yangını söndürmeye çalışırken parmağım yanmıştı. Benim şimdiki ifadem; daha doğrudur” cevabını verdi.

    ‘HUSUMET DUYMASI NEDENİYLE İFTİRA ATMIŞ OLABİLİR’

    Tutuklu sanık C.Y. ise suçsuz olduğunu, ormanı yakmadığını ve yaktırmadığını belirterek “Olay günü M.A.T. ile konuşmadım. Daha önceleri kendisiyle sürekli kavga ederdik. Kendisi bana küfredip, kaçardı. Kendisini bir keresinde yakalayıp, boğazını sıkmıştım. M.A.T.’nin ablası ile gönül ilişkim olmuştu. Bana husumet duyması nedeniyle iftira atmış olabilir. M.A.T.’ye çakmak vermedim, kendisiyle sohbet bile etmedim” diye konuştu. C.Y. suçsuz yere cezaevinde olduğunu söyleyerek tahliyesini ve beraatını istedi. Duruşmaya katılan şikayetçiler de ev ve iş yerlerinin yandığını belirterek, zararlarının tazmin edilmesini ve suçluların cezalandırılmasını istedi.

    MAHKEME HEYETİ RAPOR İSTEDİ

    Duruşmaya verilen aranın ardından mahkeme heyeti, C.Y.’nin tahliyesine karar verdi. Mahkeme, M.A.T.’nin devlet yurdunda kalması yönündeki tedbiri kaldırdı. Mahkeme heyeti, M.A.T.’nin olay tarihi itibarıyla işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama veya bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediği, beyanlarına itibar edilip edilemeyeceğine yönelik İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’ndan rapor istenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

    Hazırlanan iddianamede, M.A.T. hakkında ‘kasten orman yakmak’ ve ‘olası kastla mala zarar vermek’ suçlarından 7 yıl 1 ay hapis, 6 bin 667 gün adli para cezası, C.Y. hakkında ise aynı suçlardan ve azmettirici olduğu gerekçesiyle 14 yıl 1 ay 20 gün hapis ve 13 bin 333 gün adli para cezası talep edildi.

  • Eşini öldürüp sabaha kadar başında bekledi

    Eşini öldürüp sabaha kadar başında bekledi

    Antalya’da bir kişi akşam tartıştığı eşini bıçaklayarak öldürdü. Gece boyunca cenazenin başında bekleyen zanlı, sabah polise teslim oldu.

    Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde bir kişi, eşini öldürüp polise teslim oldu.

    Olay, dün saat 22.00 sıralarında, Döşemealtı’na bağlı Yeniköy Mahallesi’nde 3 katlı binadaki dairede meydana geldi. Talat Yılmaz(64), bilinmeyen nedenle tartıştığı eşi Gülsenem Yılmaz’ı(63) karın boşluğundan ve sırtından bıçaklayarak öldürdü.

    Sabaha kadar eşinin cansız bedeni başında bekleyen Yılmaz, bugün saat 08.30 sıralarında polis merkezine gidip, “Karımı öldürdüm” diyerek teslim oldu. Bunun üzerine eve giden polis ve sağlık ekipleri, mutfakta kanlar içindeki Gülsenem Yılmaz’ın cansız bedeni ile karşılaştı.

    Acı haberi alıp, eve gelen çiftin çocukları Kayhan Yılmaz ise sinir krizi geçirdi. Gülsenem Yılmaz’ın cesedi, olay yerinde yapılan incelemelerin ardından otopsi için morga götürüldü.

  • Bitrota’nın sahibi gözaltına alındı

    Bitrota’nın sahibi gözaltına alındı

    Kripto para borsası Bitrota’nın sahiplerinden K.A. dolandırıcılık iddiasıyla Antalya’da yakalanıp, soruşturmanın sürdüğü İstanbul’a götürüldü.

    Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı, kentte 3 yıl önce şirket kuran K.A. ve H.Ö. tarafından geçen yıl devreye alınan ‘Bitrota’ adındaki kripto para borsasının çökmesinin ardından mağdurların suç duyurusu üzerine soruşturma başlattı. Haklarında yakalama kararı çıkartılan şüphelilerden K.A., Antalya’nın Alanya ilçesinde gözaltına alındı. K.A. soruşturma kapsamında İstanbul’a gönderildi.

    Başsavcılık, şüphelilerin şirket merkezini İstanbul’a taşıdığı gerekçesiyle soruşturma dosyasını, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermişti.

  • Ölüm, halı sahada maç yaparken yakaladı

    Ölüm, halı sahada maç yaparken yakaladı

    Halı sahada arkadaşlarıyla futbol oynarken bir anda yere yığılan 37 yaşındaki adam, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Arkadaşları ve halı saha görevlilerinin müdahalesine rağmen hayatını kaybeden Akif Göktaş’ın daha önce kalp rahatsızlığı nedeniyle birkaç kez hastaneye gittiği belirlendi.

    Antalya’da ailesiyle birlikte ikamet etmekte olan ve güvenlik kamerası sektöründe çalışan 37 yaşındaki Akif Göktaş, arkadaşlarıyla birlikte halı sahaya top oynamaya gitti. Maçın başlamasından kısa bir süre sonra Göktaş, bir anda olduğu yere yığılıp kaldı.

    Göktaş’ın yere düştüğünü gören arkadaşları ve halı saha görevlileri hemen yardımına koştu. Göktaş, kısa sürede halı sahanın yakınında bulunan bir özel hastaneye kaldırılmasına rağmen yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.

    Akif Göktaş’ın cenazesi, Cumhuriyet savcısı ve adli tabibin incelemelerinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderildi.