Kategori: Antalya

  • Genç kadın yatağında ölü bulundu! Son paylaşımı dikkat çekti

    Genç kadın yatağında ölü bulundu! Son paylaşımı dikkat çekti

    Antalya’da Gülseda Karagülle (28), arkadaşıyla birlikte kaldığı evde yatağında ölü bulundu. Karagülle’nin kısa bir süre önce sosyal medya hesabında ‘Ruhum hayatımdan yoruldu’ paylaşımı yaptığı ortaya çıktı.

    Olay, saat 10.00 sıralarında Muratpaşa ilçesi Sedir Mahallesi 726 Sokak’taki 5 katlı bir apartmanın giriş katında meydana geldi. Evde birlikte kaldıkları Gülseda Karagülle’nin yatağında hareketsiz yattığını fark eden arkadaşı, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. Adrese gelen sağlık ekiplerince yapılan kontrollerde Karagülle’nin hayatını kaybettiği belirlendi. Karagülle’nin kaldığı odada yapılan incelemede çekmecede bir miktar uyuşturucu madde bulundu.

    Genç kadının cansız bedeni, savcının incelemesinin ardından kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Karagülle’nin kısa süre önce sosyal medya hesabından ‘Ruhum hayatımdan yoruldu’ paylaşımı yaptığı ortaya çıktı.

  • Su faturasını gören isyan etti

    Su faturasını gören isyan etti

    Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Kızılağaç Mahallesinde yaşayan vatandaşlar, son okuma döneminde gelen su faturaları karşısında şoke oldu. Faturalar geldiğinde gözlerine inanamayan ve muhtarlığa koşan mahalle sakinleri, bugüne kadar mahallede en fazla su faturasının 300 TL olduğunu, bir çok kişinin faturasının çift haneleri geçmediğini belirtti. Mahalle sakinlerinden bir kişi ise “Bin 10 TL su faturasını görünce yangını söndüren helikopterin bizim evden su aldığını düşündüm” dedi.

    Antalya’nın Manavgat ilçesine bağlı Kızılağaç Mahallesi sakinleri, son gelen su faturaları karşısında neye uğradıklarını şaşırdı. Faturalarını ellerine alıp muhtarlığa koşan vatandaşlar, “Son gelen faturalarda 300 liranın altında fatura bulunmuyor. Bir önceki dönem 200 TL su parası gelene son faturada bin TL’nin üzerinde su parası geldi. Mahallemizde bin 500, bin 600 TL’yi geçen faturalar var. Birçoğumuz otellerde asgari ücretle çalışıyoruz. Bu faturaları ödeme imkanımız yok. Yetkililerden mahallemize gelerek yerinde inceleme yapmalarını ve hatadan dönmelerini bekliyoruz” diye konuştular.

    “YENİ SAYAÇLAR BAŞIMIZA BELA”

    Mahallelerinde sayaçların değiştiğine dikkat çeken Kızılağaç Muhtarı Bayram Özen, “Mahalle sakinleri faturalar geldiği anda bir yanlışlık olabileceği düşüncesiyle muhtarlığa koşup geldi. Her gelen vatandaşımızın faturası beni de şaşkına çevirdi. Mahallemizde bugüne kadar 100 ile 300 TL arasında gelen faturalar 300 ile 1.600 TL arasında değişiyordu. Çok sayıda bin TL ve üzeri su faturası var. Su tesisatçısı arkadaşlarla yaptığım görüşmede yeni takılan akıllı sayaçların su borusu patladığında oluşan hava ile dönmeye devam ettiğini, böylelikle sürekli su kullanılıyormuş gibi yazdığını söylediler. Gördüğünüz gibi bu sayacı üflediğimde sayaç sürekli yazarken, üflemeyi bırakmama rağmen yazdığı rakamları silmiyor. Yetkililere durumu ilettiğimde yapacak bir şeyleri olmadığını, abone suyu kullandığı için bu faturaların geldiğini söylediler. Benim mahallemde yaşayan insanlar hamam veya yağlama yıkama çalıştırmıyor. 2 kişilik aile sabahtan akşama kadar otelde çalışıyor 8 bin 900 TL su faturası geliyor. Bu adamların evinde sulayacakları çiçek saksısı bile yok” dedi.

    “HELİKOPTERİN BİZİM SAYAÇTAN SU ALDIĞINI DÜŞÜNDÜM”

    Kızılağaç Mahalle sakinlerinden Nazmiye Gül Erdoğan, bugüne kadar en fazla 250 TL su faturası geldiğini belirterek “Bu ay bin 10 gelince gözlerimize inanamadık. Evde herkes şaşkınlık yaşadı. Sanki Manavgat yangınını bizim musluğa bağlamışlarda yangını biz söndürmüşüz gibi bir hisse kapıldık. İnanın şu an sinirden gülüyoruz. Elimizden yapacak başka bir şey gelmiyor. Bu faturayı ödememize imkan yak. Bunun ardından başkaları gelecek onları da ödeyemeyeceğiz. İnanın ağlanacak halimize gülüyoruz” dedi.

  • Duvardan akan sıvı korkunç gerçeği ortaya çıkardı

    Duvardan akan sıvı korkunç gerçeği ortaya çıkardı

    Antalya’da birinci kattaki dairenin duvarından akan sarı sudan şüphelenen esnaf, 3 gündür haber alamadıkları komşuları Kaffar Kamsız’ın (73) hayatından endişe etti. Merdivenle çıkılan balkondaki demir korkuluk kesilip eve girilince, Kaffar Kamsız’ın öldüğü ortaya çıktı.

    Antalya’nın Kepez ilçesi Gündoğdu Mahallesi Yeşilırmak Caddesi üzerindeki apartmanın birinci katında apartman altındaki oto lastikçi esnafı, üst katın duvarından iş yerinin önüne sarı sıvı aktığını görünce, apartmanda oturanlara sordu.

    Üst katlarda yumurta kırıldığını düşünen komşular, sıvının birinci kattaki duvarın çatlak duvarından geldiğini görünce, 3 gündür göremedikleri komşuları Kaffar Kamsız’ın hayatından endişe etti.

    Haber verilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Bu sırada bir kişi, merdivenle çıkarak, Kamsız’ın dairesinin penceresinden içeri baktı.

    CANSIZ BEDENİYLE KARŞILAŞTILAR

    Odada bir kişinin hareketsiz yattığını gören genç, polisin bilgisi dahilinde balkondaki demir korkulukların kilidini kırarak içeri verdi ve dairenin dış kapısını açtı. İçeriye giren polis ve sağlık ekipleri, salon kısmında yüz üstü yatan Kaffar Kamsız’ın cansız bedeniyle karşılaştı.

    ÇEVRESİ TARAFINDAN ÇOK SEVİLDİĞİ BELİRTİLDİ

    Almanya’dan emekli olduğu ve 5 yıldır yalnız başına yaşadığı belirtilen Kaffar Kamsız’ın, çevresi tarafından çok sevildiği belirtildi.

    Haber verilmesi üzerine olay yerine gelen Kamsız’ın yakınları gözyaşı döktü. Polis olayla ilgili soruşturma yürütürken, Kaffar Kamsız’ın cansız bedeni Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

  • ATV araçlarıyla caretta caretta katliamı

    ATV araçlarıyla caretta caretta katliamı

    Antalya’da, yasağa rağmen, gece ATV araçlarıyla sahile giren iki kişi, caretta caretta yuvalarını ezdi. Kendilerini durdurmak isteyen Avusturyalı Stefan Feuchtinger’in (33) üzerine ATV sürüp yaraladıktan sonra kaçan 2 şüpheli aranırken, yuvalardan çıkıp denizle buluşmaya çalışan 16 yavrunun ezilerek öldüğü belirlendi.

    Manavgat ilçesi Sorgun Mahallesi’ndeki Mendirek bölgesi sahiline, yasak olmasına rağmen dün saat 23.00 sıralarında ATV araçlarıyla gelen 2 kişi caretta caretta yuvalama sahasına girdi. Bölgedeki yuvaları koruyan Deniz Kaplumbağaları Akdeniz Fokları Kum Zambakları Koruma ve Yaşatma Derneği (DEKAFOK) Başkanı Seher Akyol ile gönüllüler Avusturyalı Stefan Feuchtinger ve kız arkadaşı İspanyol Gloria Giraldo, durumu fark edip ATV’deki 2 kişiyi durdurmak istedi. Akyol ve gönüllülerin sahile girmemeleri yönünde uyardığı 2 şüpheli, aldırış etmedi. Şüphelilerden biri ATV’yi Feuchtinger’in üzerine sürdü ve diğer şüpheliyle birlikte olay yerinden hızla uzaklaştı. Bacağından ve kolundan yaralanan Stefan Feuchtinger, hastaneye götürülüp tedaviye alınırken, durum jandarmaya da bildirildi. Jandarma, kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlattı.

    YASAĞA RAĞMEN ATV’LERLE SAHİLE GİRDİLER

    DEKAFOK Başkanı Seher Akyol, yasak olmasına rağmen 2 ATV’nin sahile girdiğini gördüklerini belirterek, “Önce birinci yuvanın üstünden geçti durdurmaya çalıştık. Durmayınca ikinci yuvaya yöneldi. O arada biz ATV’mize atlayıp peşlerinden gittik. Peşlerinden gidince ikinci yuvanın üzerinden geçtiklerini gördük, yavrular çıkış yapmıştı artık. Alelacele yavruları topladık” dedi.

    GÖNÜLLÜNÜN ÜZERİNDEN ATV İLE GEÇTİ

    ATV’leri durdurup sahilden çıkmalarını istediklerini anlatan Akyol, “Hiçbir cevap vermeden yanımdaki gönüllünün üzerinden geçti ATV’siyle, sonra biz de hemen jandarmaya haber verdik, ambulansa haber verdik çünkü gönüllümüzün ayağında sıkıntı vardı, yürüyemiyordu” diye konuştu.

    İhbar üzerine jandarma ve sağlık ekiplerinin hızlıca DEKAFOK Gözlem Bilgi Merkezi’ne geldiğini belirten Akyol, Stefan Feuchtinger’in ambulansla hastaneye götürülüp tedavisinin yapıldığını söyledi. Hastanedeki kontrolde sıkıntılı bir durumun olmadığını aktaran Seher Akyol, “Şimdi çok şükür ki bir sorun yok. Tendonlarında çok ufak bir sıkıntı olduğunu söyledi doktorumuz, kontrol altında tutacağını söyledi” dedi.

    16 YAVRU EZİLEREK ÖLDÜ

    Akyol, olayın ardından sahile giderek yaptıkları kontrolde ise iki yuvanın zarar gördüğünü, 16 caretta caretta yavrusunun da ezildiğini belirlediklerini aktardı. Olayla ilgili jandarma soruşturma başlatırken, caretta carettalar dışında insanların da zarar gördüğünü kaydeden Akyol, “İnşallah böyle bir olay bir daha yaşanmaz, bu bir ders olur. Buradan yetkililere sesleniyorum, lütfen desteklerinizi bizden esirgemeyin, gerekli ne kadar cezai işlem varsa uygulanmasını talep ediyoruz” ifadesini kullandı.

    TATİL İÇİN GELDİ, GÖNÜLLÜ OLDU

    Yaklaşık bir hafta önce kız arkadaşı İspanyol Gloria Giraldo ile tatil için Manavgat’ta ikamet eden arkadaşının yanına gelen Avusturya vatandaşı Stefan Feuchtinger, arkadaşlarının anlatımı ve sosyal medyada gördüğü DEKAFOK paylaşımlarından etkilenerek gönüllü olduğunu söyledi. Geldiği günden bu yana DEKAFOK Gözlem Bilgi Merkezi’nde gündüzleri sahil temizliği geceleri de caretta caretta nöbeti tutan Stefan Feuchtinger, dün gece yavruları kontrol etmek için yürüyüşe çıktılarını belirterek, “Caretta carettalar için sahilde yürüyorduk, bu sırada ATV’leri gördük, çok hızlılardı. Yavru carettalar çıkıyordu. Bu nedenle onları durdurmak için ‘durun durun caretta’ diye bağırdık. Durmuşlardı ondan sonra bir anda süratli bir şekilde üzerime doğru geldi. Yan tarafa doğru atladım ve düştüm” dedi.

  • Caretta katliamı’nda iki oteli ağır cezalar bekliyor

    Caretta katliamı’nda iki oteli ağır cezalar bekliyor

    Antalya’da sahildeki yuvalar üzerine konulan yürüme bantları nedeniyle yumurtadan çıkan 62 yavru deniz kaplumbağasının ölümüyle ilgili 2 hakkında adli ve idari 3 ayrı soruşturma başlatıldı. İki otelin de sezon başında, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) personelince getirilen deniz kaplumbağalarının korunmasına ilişkin genelgeyi imza karşılığı teslim aldığı ortaya çıktı. 2021- 2022 yılı için belirlenen Av ve Yaban Hayvanları Tazminat Bedelleri’ne göre, caretta ölümlerinin olduğu otele yaklaşık 1 milyon TL’ye yakın ceza kesilmesi gündemde.

    Dünya Doğa Koruma Birliği’nin (UICN) raporuna göre, nesli tehlike altındaki türlerden caretta caretta türü deniz kaplumbağaları, dünyada en çok Akdeniz kıyılarında, Akdeniz’de ise Türkiye kıyılarında yuvalama yapıyor. Türkiye’de ise yıllık 2 bini aşkın yuvanın oluştuğu Antalya’daki Belek sahili olarak adlandırılan Kundu- Denizyaka arasındaki 30 kilometrelik kumsal hem Türkiye hem de Akdeniz’deki en büyük yuvalama alanı konumunda bulunuyor.

    23 YILDIR KAPLUMBAĞALARI KORUYORLAR

    Kundu’dan başlayıp doğuya doğru Kadriye, Belek, Boğazkent ve Denizyaka kumsallarından oluşan 30 kilometrelik alanda Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD), 23 yıldır deniz kaplumbağalarının mayıs-ekim ayları arasındaki yuvalama, yavruların yuvadan çıkışı, bunların kayıt altına alınması ve korunması gibi faaliyetleri yürütüyor.

    YÜRÜME BANTLARININ ALTINDA İKİ YUVA

    Belek kumsalı olarak anılan bölgenin Boğazkent mevkiinde önceki gün EKAD üyeleri tarafından iki ayrı otelde, kumsal üzerine konulan ahşap yürüme bantlarının altında iki yuva kaldığı belirlendi. EKAD üyeleri tarafından yuva kontrolleri sırasında, Otel kullandığı kumsalda, yuva üzerine konulan ahşap yürüme bandının altında yaklaşık 62 yavru deniz kaplumbağasının sıkışarak öldüğü belirlendi. Boğazkent’teki otelin kullandığı kumsalda yine yürüme bandı altında kalan yuvadan çıkan 71 yavru deniz kaplumbağası ise son anda canlı kurtarıldı.

    ÜÇ KURUMDAN İKİ OTELE SORUŞTURMA

    Yavru kaplumbağa ölümlerinin ortaya çıkmasının ardından 3 ayrı kurum tarafından soruşturma başlatıldı. Serik Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu iki otele yönelik 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında adli ve idari işlem başlattığını açıkladı. Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) olması nedeniyle Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nce açılan soruşturma kapsamında iki kişiden oluşan ekip, iki otele de giderek inceleme yaptı ve rapor hazırladı. Çevre Kanunu kapsamında iki otele idari para cezası verilmesi gündemde. Yaban hayatı açısından da Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Antalya Şube Müdürlüğü’nden iki kişilik ekip otellerde inceleme yaparak tutanak tuttu. 2021- 2022 yılı için belirlenen Av ve Yaban Hayvanları Tazminat Bedelleri’ne göre ölen her bir caretta caretta için 16 bin TL tazminata hükmedilmesi gerekiyor. DKMP’nin yaptığı çalışma sonunda, 62 caretta yavrusunun öldüğü otele 992 bin TL ceza kesilmesi gündemde. Ayrıca DKMP yetkililerince, iki otele de sezon başında deniz kaplumbağalarının korunması genelgesinin imza karşılığında teslim edildiği ortaya çıktı.

    SAHİLDE 65 METRE KURALI VAR

    EKAD Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali Fuat Canbalot, hem Çevre ve Şehircilik hem de Doğa Koruma ve Milli Parklar’dan ikişer kişilik ekiplerle savcılık soruşturması kapsamında da emniyetten görevlilerin gelerek her iki otelde inceleme yaparak rapor tuttuğunu açıkladı. EKAD olarak hazırladıkları teknik raporları üç kurumun yetkililerine de teslim ettiklerini söyleyen Dr. Canbolat, deniz kaplumbağaları ve ÖÇK ile ilgili genelgeleri hatırlatarak, “65 metreye kadar şunları şunları yapamazsın’ diyor zaten. Ama biz de tesislerin mağduriyet yaşamaları adına, bizim bu bölgede yuvaların yüzde 95’inin ilk 35 metrede oluşması nedeniyle özellikle 35 metre bu tür faaliyetlerin yapılmamasını istiyoruz. İlk 35 metrede şemsiye, şezlong, yürüme bandı, gölgelik, su sporları tesisleri vs bu alanlara koymayın, diye uyarıyoruz. Bu olayın böyle sonuçlanmasının nedeni buna dikkat edilmemesi. Bizim söylediğimiz 35 metre kuralına uyulsa zaten böyle bir sorun yaşanmayacaktı” şeklinde konuştu.

    İŞARETLEMELER SÖKÜLÜYOR

    İşaretlemelerin ise kafes veya ahşap çubukla bütün yuvalara yapıldığını vurgulayan Dr. Canbolat, ancak bazı bölgelerde turistler, çocuklar veya işletme çalışanlarınca işaret çubuklarının yerlerinden çıkartıldığı veya kafeslerin yerlerinin bilerek ya da bilmeyerek değiştirildiğini söyledi. Bu yıl bölgede 3 binin üzerinde yuva oluştuğu ve 30 günde 30 kilometrelik sahilde hepsini her gün kontrol etmenin imkansız olduğunu kaydeden Dr. Ali Fuat Canbolat, “Bu noktada biz işletmelerden bize yardımcı olmaları ve duyarlı olmalarını bekliyoruz” dedi.

    Yavru kaplumbağaların ölümüyle gündeme gelen otel yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.

  • Sahilde 5 yıldızlı katliam! 60 yavru sıkışarak öldü

    Sahilde 5 yıldızlı katliam! 60 yavru sıkışarak öldü

    Nesli tehlike altındaki caretta carettaların Akdeniz’deki en büyük yaşam alanlarından Antalya Belek’te, yumurtadan çıkan 60 yavru deniz kaplumbağası, bir otelin kumsala koyduğu ahşap yürüme bandının altında sıkışarak öldü.

    Caretta caretta türü deniz kaplumbağaları, dünyada en çok Akdeniz kıyılarında, Akdeniz’de ise Türkiye kıyılarında yuvalama yapıyor. Türkiye’de ise yıllık 2 bini aşkın yuvanın oluştuğu Antalya’daki Belek sahili olarak adlandırılan Kundu- Denizyaka arasındaki 30 kilometrelik sahil kesiminin önemli bir bölümünde ise oteller nedeniyle yoğun sahil faaliyeti bulunuyor.

    60 YAVRU SIKIŞARAK ÖLDÜ

    Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD), Belek sahil bandında 23 yıldır deniz kaplumbağalarının mayıs-ekim ayları arasındaki yuvalama, yavruların yuvadan çıkışı, bunların kayıt altına alınması ve korunması gibi faaliyetleri yürütüyor. Belek sahilinde dün sabah yine caretta yuvalarıyla ilgili çalışma yapan EKAD üyeleri, turistik bir tesisin yuvalama alanlarının üzerine ahşap yürüme bandı koyduğunu fark etti. Bandı kaldıran görevliler, yuvadan çıkan fakat yürüme bandı altında sıkışıp ölen yavru kaplumbağalarla karşılaştı. Yuva üzerine konulan yürüme bandının 60 yavru kaplumbağanın ölümüne neden olduğu tespit edildi.

    DOĞANIN DÜZENİNE MÜDAHALE

    EKAD Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Ali Fuat Canbolat, rutin arazi çalışmalarını yapan ekibin, bu sorunla birkaç hafta içinde iki kez karşılaştığını söyledi. Şu an sezon itibarıyla ‘kontrol açışı’ adı verilen dönemde olduklarını kaydeden Dr. Canbolat, “Kuluçka süresi sona eren yuvaları açarak sayım yapıyoruz ve yuva içerisinde sıkışıp çıkamayan yavru kaplumbağaların denize ulaşmasına destek oluyoruz. Tam da bu işlem için çalışma yapan ekibimiz, yuva üzerine konulan yürüme bandını ilk tespit ettiğinde yavrular yuvadan yeni çıkıyordu ve canlıydı. Onları kurtardık. Lakin başka bir tesisin kumsalında dün tespit edilen yavrular, ilkindeki kadar şanslı değildi. Yuvalama alanının üzerinde bir tesis ahşap yürüme bandı koymuş. Kumsaldaki yuvada yumurtadan çıkan yavru carettalar, ahşap ve ağır yürüme bandını kaldıramadığı için oracıkta sıkışarak ölmüş. İnsan faaliyeti nesli tehlike altındaki bu canlılara bir kez daha zarar vermiş ve doğanın düzenine bir kez daha müdahale etmiştir” diye konuştu.

    110 MİLYON YILDIR YAŞIYOR

    Yuvalama kumsallarında vatandaşların ve işletmelerin uyması gereken kuralların önemine vurgu yapan Dr. Ali Fuat Canbolat, şunları söyledi:

    “Eski adıyla Çevre ve Orman Bakanlığı’nın 2009/10 sayılı Deniz Kaplumbağaları’nın Korunması Genelgesi’nde yer alan ‘denizden itibaren ilk 65 metrenin yuvalama bandı olarak ayrılması ve bu alanda kumsal kullanımının gerçekleştirilmemesine’ ilişkin maddesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ve acı bir şekilde görüyoruz. Yuvalama kumsallarında yer alan işletmelerin yuvalama sezonu olan mayıs-ekim ayları arasında kumsal çalışmalarını yapmaması oldukça önemli. Kumsallardaki sorunlar elbette ki sadece bu değil. Kaplumbağalar sadece doğal tehlikelerle değil, yapay ışık kullanımından, denizel- karasal kirliliğe, kontrolsüz atılan balıkçı ağlarına kadar birçok insan kaynaklı sorunla da mücadele ediyor. Ve bütün bunlar 110 milyon yıldır yaşamını sürdüren kaplumbağaların neslini tehlikeye sokan faktörlerin başında geliyor.”

    EKAD’dan yapılan açıklamada ise yuvalama kumsallarında karşılaşılan kronik sorunların başında tesislerin yuvalama sezonu olan mayıs- ekim içerisinde yaptıkları kumsal düzenleme faaliyetlerinin geldiği belirtildi. Açıklamada, Covid-19 pandemisi nedeniyle geç açılan turizm sezonunda, işletmelerin kumsal düzenleme, şemsiye ve şezlong yerleşimi gibi çalışmalarını yuvalama sezonu içerisinde yaptığı ve bu çalışmaların kaplumbağa yuvalarına zarar verdiği vurgulandı.

    Bu arada, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

        

  • Manavgat yangınında can kaybı 8’e çıktı

    Manavgat yangınında can kaybı 8’e çıktı

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz’da başlayan ve 10 günde söndürülebilen yangında, vücudunun yüzde 80’i yanık olarak alevlerden kurtarılan akli dengesi yerinde olmadığı belirtilen Hüseyin Gömes, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Gömes ile birlikte yangında yaşamını yitirenlerin sayısı 8’e yükseldi.

    Manavgat’ta 28 Temmuz’da başlayan 4 yangından ilki olan Yeniköy Mahallesi’nde başlayan orman yangınında alevlerden motosikletiyle kaçmak isterken vücudunun yüzde 80’inde 2’nci derecede yanık meydana gelen Hüseyin Gömes jandarma tarafından kurtarıldı. Sağlık ekipleri tarafından Manavgat Devlet Hastanesi’ne götürülen Hüseyin Gömes, yapılan ilk müdahalenin ardından tedavisine yanık servisinde devam edilmesi için Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Tedavisi burada devam eden Gömes, kalp krizinden hayatını kaybetti. Hüseyin Gömes’in cenazesi Ilıca Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    ‘BEN ATEŞ YAKMADIM’

    Yeniköy’deki yangını çıkardığı iddia edilen Hüseyin Gömes’in, hastanede jandarma görevlilerine, “Mezarlığa doğru motosikletle giderken yol kenarında duran 3-4 kişiden sigara istedim. Bu sırada ileriden dumanı görünce bakmaya gittim. Ateşin olduğu yerin diğer tarafına geçtim, bu sırada ateş büyüdü. Motosikletle kaçmak isterken her tarafım yandı. Ben hiç ateş yakmadım” dediği belirtildi.

    Manavgat’taki yangında daha önce de Değirmenli Mahallesi Delioğlanlı mevkiindeki evlerinde Osman (55) ve Şehri Gardaş (50) çifti, Kalemler Mahallesi’ndeki evlerinin bahçesinde Fahri Yiğitokur (60) ve eşi Alman asıllı Andrea Hartmann Yiğitokur (58), Akseki’ye bağlı Kepezbeleni’ndeki evinin önünde Hasan Ali Yüksel (82) ile Gebece Mahallesi Güğlen Dağı Beloluk mevkiinde orman işçileri Erdal Tokva (37) ve Yaşar Cinbaş (53) arazözde yanarak hayatlarını kaybetti. Dumandan zehirlenen ve yanık yarası bulunan 821 kişi tedavilerinin ardından taburcu edilmişti. Gömes ile birlikte Manavgat yangınında yaşamını yitirenlerin sayısı 8’e yükseldi.

  • Kirayı ödemeyince ev sahibi evini yaktı

    Kirayı ödemeyince ev sahibi evini yaktı

    Antalya’da yangın çıkan evde mahsur kalan Caner Tutar (35), komşuları tarafından demir korkuluklar kırılarak kurtarıldı. Tutar daireyi, kendisinden 2 bin lirasını tahsil edemeyen ev sahibinin ateşe verdiğini iddia etti.

    Kepez ilçesi Kültür Mahallesi 3020. Sokak’ta bir apartmanın giriş katında sabah saatlerinde yangın çıktı. Apartmanda oturanlar giriş kattan duman çıktığını görünce itfaiyeye haber verdi. Binaya tahliye eden ev sahipleri, yangının çıktığı dairede Caner Tutar’ın mahsur kaldığını gördü. Vatandaşlar, mutfak penceresindeki demir korkulukları sökerek Tutar’ı kurtardı. Gelen ambulansta müdahale edilen Caner Tutar, bağırış sesleriyle uyandığını, kiracı olduğunu, alacağını tahsil edemeyen ev sahibi tarafından dairenin ateşe verildiğini öne sürdü.

    Ev sahibinin, avukatıyla birlikte önceki günlerde gelip dairenin camını kırdığını öne süren Tutar, “İki bin TL alacağına karşılık evi ateşe verdiler. Bana dün ‘seni yakacağız’ dedikten sonra çekip gittiler. Bu sabah da böyle oldu. Beni vatandaşlar çıkardı” dedi.

    İtfaiyenin müdahalesiyle yangın söndürüldü. Polis soruşturma başlatırken, komşuları ise Caner Tutar’ı suçlayarak, evde zaman zaman yangın çıkardığını öne sürdü.

  • Ormanı yaktığı iddiasıyla tutuklanan Ali Y.’nin ağabeyi: Kardeşim boşboğazdır

    Ormanı yaktığı iddiasıyla tutuklanan Ali Y.’nin ağabeyi: Kardeşim boşboğazdır

    Antalya’nın Akseki ilçesinde çıkıp Manavgat’a sıçrayan orman yangınıyla ilgili olarak tutuklanan Ali Y.’yi, sevgilisi Özlem T.’nin (40) telefonundaki ses kaydıyla ihbar ettiği ortaya çıktı. Ali Y.’nin ağabeyi Alaattin Y., “Kardeşim boşboğazdır. Alkol alır ve nerede bir gündem varsa ‘ben yaptım’ der. Dikkat çekmek için yapar” dedi.

    Turizm kenti Antalya’nın Akseki ilçesi Kepezbeleni mevkisinde 28 Temmuz gecesi çıkıp Manavgat ilçesine sıçrayan orman yangınıyla ilgili tutuklanan Ali Y.’yi sevgilisi Özlem T.’nin ihbar ettiği belirtildi. Ali Y., bir süredir birlikte yaşadığı Özlem T. ile söndürme çalışmaları devam ederken yaptığı bir telefon görüşmesinde, iddiaya göre, yangını kendisinin para karşılığında çıkardığını söyledi. Telefonundaki uygulama sayesinde görüşmelerin ses kaydını alan Özlem T., 6 Ağustos’ta jandarmaya giderek ses kaydını paylaşıp ihbarda bulundu. Ali Y. gözaltına alındıktan sonra ‘kasten orman yakmak’ suçundan tutuklandı.

    POMPALI TÜFEKLE BELEDİYEYİ BASTI

    Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinasyonunda yürütülen soruşturmada ihbarın detayları da ortaya çıktı. Ali Y., Özlem T. ile yaptığı telefon görüşmesinde detayları anlattı. Özlem T. ifadesinde şu bilgileri paylaştı:

    “Ali, telefonla beni aramıştı, ‘Güçlüköy’ün Manhayıt mevkisindeki yangını bin lira karşılığında ben çıkardım. Hatta yangını çıkarmak için para veren kişi 250 lira da fazla verdi. Bu kişi bana, ‘Yakalanırsan sarhoş ve madde bağımlısı olduğunu ve hiçbir şey hatırlamadığını söyle’ diye talimat verdi. Bana ormanı yaktıran ve para verenler farklı kişiler. Parayı vereni biliyorum ama yaktıranın kim olduğunu bilmiyorum. Çıkan yangının kimin işine yaradığını da bilmiyorum’ dedi. Ama bu talimatı ve parayı verenlerin kim olduğunu bana söylemedi.”

    Ali Y.’nin madde bağımlısı olduğunu ifade eden Özlem T., “Ali, önceden de madde kullanırdı. Ancak en son gördüğümde, madde bağımlığının ileri düzeyde olduğunu gördüm. Onun madde parası için orman yakacağını düşünmezdim ama son gördüğüm haliyle yapabileceğini düşünüyorum” diye konuştu.

    BELEDİYEYİ BASIP ZABITALARI VURMUŞTU

    Bu arada, Alanya ilçesinde oturan Özlem T. şubat ayında, konakladığı barakayı yıkmak isteyen zabıta memurlarına kızdığı için Alanya Belediyesi’ne pompalı tüfekle gidip 2 zabıtayı yaralamıştı.

    ‘KARDEŞİM BOŞBOĞAZDIR’

    Ali Y.’nin tutuklanmasının ardından üzüldüğünü belirten ağabeyi Alaattin Y., iddiaların doğru olmadığını söyledi. Kardeşinin alkol ve madde bağımlısı olduğunu anlatan Alaattin Y., “Kardeşim alkol aldığı zaman bir yerde gündem olan ne varsa onu ‘ben yaptım’ derdi. Sağa sola hava atmak ve göz korkutmak için böyle yapardı. Kesinlikle kardeşim böyle bir şey yapamaz. Kardeşim hayvansever biridir. Biz böyle bir şey yapmayız. Kardeşim boşboğazdır. Üstüne atılan bu şeyler hoş değil” dedi.

    Akseki’nin Güneyyaka Mahallesi’nde oturan Alaattin Y., kardeşleriyle birlikte yangının devam ettiği günlerde söndürme çalışmalarına katıldığını da sözlerine ekledi.

  • Yanan ormanlar filizlerini vermeye başladı

    Yanan ormanlar filizlerini vermeye başladı

    Orman yangınları birçok ağacı küle çevirirken, doğa kendini onarmaya çalışıyor. Antalya ve Muğla’da yangında kül olan alanlarda yeni filizler kendiliğinden çıkmaya başladı.

    Türkiye’nin en büyük orman yangınlarının yaşandığı Antalya ve Muğla’da topraklar filizlenmeye başladı.

    28 Temmuz’da başlayıp günlerce süren yangında göre sadece Antalya ve Muğla’da 124 bin hektar, Türkiye genelinde ise 178 bin hektar alan yangınlarda yok oldu.

    Manavgat’taki yangın alanında olduğu gibi Muğla’da da yanmış alanlarda doğanın kendini yenilediğinin ilk işareti olarak hayıt çiçekleri ve sandallar filizlenmeye başladı.

    İki hafta civarında süren Muğla’daki yanan alanlarda ilk filizler Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden yaban hayatı uzmanı Dr. Yasin İlemin tarafından görüntülendi.

    “HAYIT, SANDAL GİBİ MAKİ TÜRLERİ SÜRGÜN VERDİ”

    Yangının yaban hayatına etkileriyle ilgili saha çalışmaları gerçekleştiren İlemin, “Yangınların üstünden neredeyse 3 hafta geçti. Hayıt, sandal başta olmak üzere maki türleri tekrar toprak altından sürgün veriyor ve yeşeriyor” dedi.

    “İLK YAĞMURLARI BEKLİYORLAR”

    Etrafa doğal olarak yayılmış kızılçam tohumları da olduğunu söyleyen İlemin, “İlk yağmurları bekliyorlar sabırsızlıkla. Orman Genel Müdürlüğü çoğu yeri doğal haliyle bırakacak, gerekirse en az müdahaleyle ağaçlandıracak” diye konuştu.

    “HALA HAYAT VAR”

    İlemin, yanan alanlarda hala yaşam olduğuna dair kanıtlar olduğunu da belirtti. “Kızılbaşlı örümcek kuşu yanmış ormanın ortasında bir ahlata konmuş. Yanmış ormanın içinden ağaçkakan sesleri geliyor” diyen İlemin, şunları söyledi:

    “Bu sesler yangına rağmen kızılçamın kalın kabukları altında hala böcekler olduğuna önemli bir kanıt. Kızılçam yansa bile yangına karşı geliştirdiği kalın kabuklarının altında böcekleri korumuş ve alana kuşları davet ediyor.”

    “KARINCALAR KIŞ HAZIRLIKLARINA BAŞLADI”

    Toprak altında kendini korumuş karıncaların yeni delikleri açtığı ve çoktan kış hazırlıklarına başladığını da anlatan Dr. İlemin, “Çalışmalarımız ilgili kamu kurum ve STK’lar ile koordineli olarak devam ediyor. İzleme çalışmaları hayata geçireceğiz. . Yeter ki biz artık doğayı ıslah etmeyi bırakalım. Devam edersek o bizi mutlaka ıslah eder” diye ekledi.