Kategori: Antalya

  • Uyuşturucu için eşi tarafından fuhuşa zorlandı

    Uyuşturucu için eşi tarafından fuhuşa zorlandı

    Antalya’da, 9 yıl önce evlendiği Ö.K. tarafından uyuşturucuya başlatılan, bir süre sonra da uyuşturucu madde parası için fuhşa ve hırsızlığa zorlanan, 2 çocuk annesi Ceyda K. (32), bağımlılıktan kurtulmak istediğini belirterek, yardım bekliyor. Ceyda K., uyuşturucu batağından kurtulup, biri yurtta diğeri akrabasında olan, isimlerini koluna dövme yaptırdığı çocuklarına kavuşmak istiyor.

    Ceyda K., evde yaşadığı sıkıntılardan kaçabilmek amacıyla 13 yaşındayken, T.A. ile evlendi. Bu evliliğinden kız çocuk sahibi olan Ceyda K., bir süre sonra şiddet gördüğü için boşandı. Ceyda K., 21 yaşında ise Ö.K. ile hayatını birleştirdi. Ceyda K., bağımlı eşi Ö.K. tarafından uyuşturucuya başlatıldı. Hamileliği boyunca da uyuşturucu kullanan Ceyda K., 7’nci ayında krize girerek, erken doğum yaptı. Prematüre dünyaya gelen bebek, Ceyda K.’nin hamilelik sürecinde kullandığı uyuşturucu nedeniyle 4 ay kuvözde tedavi gördü.

    EŞ ZORUYLA HIRSIZLIK VE FUHUŞ

    Ceyda K., evliliğinde uyuşturucu madde parası için ise eşi tarafından önce hırsızlığa ardından fuhşa zorlandı. Uyuşturucu bağımlılığından kurtulmak isteyen ve gerekli tedavi için destek bekleyen Ceyda K., biri yurtta diğeri akrabasında olan, isimlerini koluna dövme yaptırdığı çocuklarına kavuşmak istiyor.

    ‘ERKEKLERLE BİRLİKTE OL, KRİZLİK PARAMIZI BULALIM’ DEMİŞ

    Eşinin, bebek arabasıyla girdiği marketlerde kendisini hırsızlık yapmaya zorladığını anlatan Ceyda K., “Babam alkol alıyor, diye evliliği kurtuluş sanıp, 13 yaşında evlendim. Evliliğimden kızım oldu ancak eşim sürekli darbettiği için ayrıldım. 3 yıl sonra başkasıyla evlendim. O da madde bağımlısıydı ve beni de bağımlı yaptı. Ondan da oğlum oldu. Bir süre sonra çalışmamaya başladı. Beraber hırsızlığa da gittik, birçok şey yaptık. Daha sonra beni yol kenarına çıkarıp, ‘Burada erkeklerle birlikte ol, akşama krizlik paramızı bulalım’ dedi. Parayı götürdüğümde ‘Bu kadar mı kazandın’ diye kızıyordu” dedi.

    ‘BANKLARDA, SOKAKLARDA YATMAYA BAŞLADIM’

    Uyuşturucu krizindeyken, oğluna bakamadığını söyleyen Ceyda K., “Kriz anımızı geçirmek için mecburen para karşılığı erkeklerle beraber oluyordum. Eşim cezaevine girince iyice sokaklara düştüm. Banklarda, sokaklarda yatmaya başladım. Çocuğumu yurda vermek zorunda kaldım. Ailem bana sahip çıkmayınca onlardan da iyice koptum. Şu an içmek gerçekten istemiyorum. Kurtulmak istiyorum. Bir evim, düzenim olsun, çocuklarımı alabileyim istiyorum” diye konuştu.

    ‘BUNU YAŞAMAK İSTEMİYORUM’

    Bağımlılıktan kurtulmak istediğini dile getiren Ceyda K., “Hamileyken de uyuşturucu kullanıyordum. 7 aylık hamileyken, kriz geçirince çocuğum doğdu. Çocuğum yanımızda yürümeye çalışırken, biz diğer tarafta eşimle uyuşturucu kullanıyorduk. Çok zor günlerdi. Artık bunu yaşamak istemiyorum, bıktım. Artık son noktaya geldim. Kurtulmak istiyorum” dedi.

  • Türk domatesine “İsrail virüsü” karantinası

    Türk domatesine “İsrail virüsü” karantinası

    Antalya’daki domates üreticileri bu yıl farklı bir hastalıkla karşılaştı. İsrail’den gelen fidelerde çıktığı için “İsrail virüsü” olarak adlandırılan hastalık, seraların 14 gün karantinaya alınmasına ve ürünlerin imha edilmesine neden oluyor. Uzmanlar durumu “Böyle giderse 3 yıl içinde yiyecek domates bulamayız” şeklinde yorumluyor.

    Antalya’daki domates üreticisi, İsrail’den gelen tohumlarda ortaya çıktığı için ‘İsrail virüsü’ denilen ve tıpkı koronavirüs gibi kısa sürede diğer bitkilere de yayılan virüs nedeniyle sıkıntı yaşıyor.

    Türkiye’nin turizm kadar örtü altı üretimde söz sahibi olan Antalya’da üretilen yaş meyve ve sebzeler, 40’tan fazla ülkeye ihraç ediliyor.

    İç piyasada da tüketilen bu ürünlerin büyük kısmını ise domates oluşturuyor. Farklı çeşitlerle üretilen domates, kentteki sebze üretimin yaklaşık 3’te 2’sini oluşturuyor. Antalya Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 2019 yılı verilerine göre, kentte 2 milyon 508 bin ton domates üretildi.

    KORONAVİRÜS GİBİ YAYILIP DOMATESİ ÇÜRÜTÜYOR

    Domates üreticisi, sezon süresince çeşitli hastalıklarla mücadele ederken, bu yıl farklı hastalık türüyle karşılaştı. İsrail’den ithal edilen domates fidelerinde görüldüğü için ‘İsrail virüsü’ olarak adlandırılan hastalık, fideler büyüyüp, ürün verdiği süreye kadar belirti göstermiyor. Ürün alınacağı dönemde ise fideler, tepe kısmından kararıp, çürürken, domatesler de içten çürüyerek, kahverengiye bürünüyor. Ürünün tam olgunlaşmadan bir anda çürümesi, büyük verim kaybına neden oluyor.

    YAKARAK İMHA EDİLMESİ GEREK

    Virüsle ilgili üreticinin en büyük korkusu ise hastalığın koronavirüs gibi bitkiler arasında temas ve polen taşınmasıyla kısa sürede yayılması. Bitkiyi hastalıktan kurtarmak isteyen üreticinin uygulayacağı yöntemler ise sınırlı. Hastalıklı bitkinin sağlıklı olanlarla temas ettirilmeden sera dışına çıkarılıp, yakılarak imha edilmesi ayrıca özel ilaçlarla toprağın ve bitkinin dezenfekte edilmesi gerekiyor. Koronavirüsteki gibi hastalığın tespit edildiği seralar, 14 gün boyunca karantinaya alınıp, tamamen ilaçlanıyor, ürünler ise imha ediliyor.

    ‘DOMATESİN KORONASI’

    Aksu bölgesindeki seralarda görülmeye başlanan virüsle ilgili mücadele yöntemlerini anlatan ziraat mühendisi Abdulhamit Yeter, “’Domatesin koronası’ diyoruz bu virüse. Çok sinsi bir virüs. İsrail’den tohum ve fideyle girdi ülkemize. Sera içinde yapılan işlemlerle her yere yayılıyor. İsrail 5 yıl önce bu virüs nedeniyle çok zor zamanlar geçirdi. O dönem İsrail, üretim yapamayıp domates ithal etti dedi.

    “HIZLA YAYILIYOR”

    Meyve üzerinde kahverengi lekelerle virüsün kendini belli ettiğini belirten Yeter, “Tohum firmalarının, güvenli tohumları üreticilere vermesi gerekiyor. Sertifikalı ürün tercih edilmesi lazım. Karantina durumu ise ‘eyvah’ dedirtiyor. Ürünün hiçbir kısmına dokunmadan sera dışında yakıp imha etmelidir. Tabi bu da yeterli olmuyor. Sera toprağının ısıtılması ve 50 derecenin üzerine çıkarılması lazım. Şu anda başlangıç aşamasında ama böyle giderse 3 yıl içinde yiyecek domates bulamayız diye konuştu.

  • Tacizci turist yeniden gözaltına alındı

    Tacizci turist yeniden gözaltına alındı

    Antalya’da önceki gün maske nedeniyle tartıştığı kadın polisi taciz eden turist yine polislerle karşı karşıya geldi. Dün akşam yine maskesiz yakalanan turist tüm uyarılara rağmen pasaport ve kimlik göstermeyince yeniden gözaltına alındı.

    Antalya’da taciz polisi taciz ettiği gerekçesiyle gözaltına alınıp serbest bırakılan turist yine gözaltına alındı.

    Kaleiçi girişi Saat Kulesi önünde önceki gün sabah saatlerinde uygulama sırasında polisler, Letonya asıllı İngiliz turist Dmitrijs Solovjovs’u maske takması konusunda uyardı.

    Solovjovs ise kendisine uyarıda bulunan polise, yanındaki kadın meslektaşını göstererek, ‘Beğendim, bana göndersene’ dedi. Pasaport isteyen ekiplerle uzun süre tartışan Solovjovs, cep telefonunu çıkararak, sosyal medya üzerinden canlı yayın yaptı, takviye ekiplerin gelmesiyle polis merkezine götürülüp, ‘polise mukavemet’, ‘hakaret’, ‘cinsel taciz’ ve ‘maske takmamak suçlamasıyla hakkında işlem yapıldı.

    Geceyi gözaltında geçirip dün sabah adliyeye sevk edilen Solovjovs, sözlerinin yanlış tercüme edildiğini öne sürdü, nöbetçi sulh ceza hakimliğince serbest bırakıldı. Soruşturmaya göre Solovjovs hakkında dava açılıp, açılmamasına karar verileceği öğrenildi.

    CADDEDE MASKESİZ YAKALANDI

    Dün akşam saatlerinde ise polis ekipleri, Konyaaltı Caddesi Atatürk Parkı girişinde spor yapan Solovjovs’u maske takması konusunda uyardı. Ancak Solovjovs maske takmadı, kimlik ve pasaport ibrazında da bulunmadı, bağırıp hakaretler etmeye başladı. Bunun üzerine polis ekipleri bölgeye takviye ekip istedi. Solovjovs, gelen ekiplere de zorluk çıkartınca kelepçelenip gözaltına alındı.

    ‘POLİS, İNGİLİZCE ‘NEDEN ZORLUK ÇIKARDIĞINI’ SORDU

    Motosikletli yunus polisi, Dmitrijs Solovjovs kelepçelendikten sonra İngilizce, “Ben sana yardımcı olmak için buradayım. Neden zorluk çıkarıyorsun? Şimdi sana maske vereceğiz ve onu tak. Neden takmamak için direniyorsun?” dedi. Solovjovs ise spor yaptığını ve o yüzden takmadığını söyledi. Polisin, “Burada bağırıyorsun ve evlerinde olan kişileri rahatsız ediyorsun, şimdi seni karakola götürecekler” sözleri üzerine Solovjovs, “Okey” diye cevap verdi.

    Polis ekipleri maske taktıkları Solovjovs’u, sağlık raporu alındıktan sonra Bahçelievler Polis Merkezi’ne götürdü. Uygulama görevindeki biri kadın 2 polis memurunun şikayetçi olduğu turiste, idari ve adli işlem uygulanacağı öğrenildi.

  • Kadın polise ahlaksız teklife gözaltı

    Kadın polise ahlaksız teklife gözaltı

    Antalya’da, maske takması konusunda uyaran polisin yanındaki kadın polisi gösterip, “Beğendim, bana göndersene” diyen Litvanya asıllı İngiliz turist Dmitrijs Solovjovs (34), gözaltına alındı.

    Olay, sabah saatlerinde, Kaleiçi girişi Saat Kulesi önünde meydana geldi. Litvanya asıllı İngiliz turist Dmitrijs Solovjovs’i uygulama sırasında durduran yaya devriye polisleri, maske takmasını istedi. Polisin isteğini geri çeviren Dmitrijs Solovjovs, erkek polise yanındaki kadın meslektaşını göstererek, “Beğendim, bana göndersene” dedi. Bunun üzerine biber gazını çıkaran polis, turistten pasaportunu göstermesini istedi. Pasaportunu göstermeyen Dmitrijs Solovjovs, cep telefonunu çıkartarak sosyal medya üzerinden canlı yayın yapmaya başladı.

    Yaklaşık 500 metre yürüyüp cep telefonu ile yaşananları görüntüleyen turisti, polisler de telefonları ile görüntüledi. Dmitrijs Solovjovs, haber verilmesi üzerine gelen asayiş ekibine bacağındaki izi göstererek, polislerin kendisini köpeğe ısırttığını öne sürdü. Polis aracına binmeden önce kendisine uzatılan maskeyi de takmayan Dmitrijs Solovjovs, araç içerisinde polisin ısrarı üzerine maskeyi taktı ancak çenesinin altında tuttu. Dmitrijs Solovjovs, ardından polis merkezine götürüldü.

    Turist hakkında polise mukavemet, hakaret ve maske takmamaktan işlem yapılacağı kaydedildi. Yaya devriye polisleri, turistten ahlaksız tekliften dolayı ayrıca şikayetçi olacaklarını söyledi.

  • Covid hastası 2 kez yataktan düştü, 9 gün sonra öldü

    Covid hastası 2 kez yataktan düştü, 9 gün sonra öldü

    Antalya’da koronavirüse yakalanan Sami Gülhancıoğlu, kaldırıldığı hastanede iki kez yataktan düştü. Düşmenin etkisiyle kafatası çatlayan 61 yaşındaki adam, ameliyata alındı. 9 gün sonra hayatını kaybeden Gülhancıoğlu’nun ölüm nedeni olarak ‘künt kafa travması’ ve ‘Covid’ yazıldı. Yakınları ihmal gerekçesiyle hastane hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Antalya’da koronavirüse yakalanan Sami Gülhancıoğlu, 1 Nisan’da yakınları tarafından Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada acil serviste muayene edilen Sami Gülhancıoğlu, iddiaya göre kendinden geçip yataktan düştü. Görevliler tarafından kaldırılan Gülhancıoğlu, yeniden yatağa oturtuldu. Gülhancıoğlu, kısa süre sonra yeniden bilincini yitirip zemine düştü.

    Yapılan kontrollerde, Gülhancıoğlu’nun kafatasının çatladığı ortaya çıktı. Aynı günün akşamı ameliyat edilen Gülhancıoğlu, yoğun bakım ünitesine alındı. Burada tedavisi devam eden Gülhancıoğlu, 10 Nisan günü saat 18.30 sıralarında yaşamını yitirdi. Ölüm belgesine ‘künt kafa travması’ ile ‘Covid’ yazılan Gülhancıoğlu’nun cenazesi, işlemlerin ardından toprağa verildi.

    YAKINLARINDAN SUÇ DUYURUSU

    Gülhancıoğlu’nun ölümünde hastane görevlilerinin ihmali olduğunu ileri süren yakını Kadir Tokgöz, suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Tokgöz, “Hastamızı koronavirüs nedeniyle hastaneye kaldırdık. Burada tedavisi sürerken önce yataktan iki yatak arasına düştü. Buna gözümüzle şahit olduk. Görevliler kaldırıp, yerine yatırdı. Kısa süre sonra yine büyük bir gürültü duyduk. Hastabakıcılar hastanın düştüğünü belirtip, koşuşturmaya başladı. Yapılan testlerde kafatasının çatladığını öğrendik. Gerekli izinleri vermemizin ardından aynı günün akşamı önce ameliyata, daha sonra yoğun bakım ünitesine alındı. Burada 9 gün yoğun bakımda kalan Sami Gülhancıoğlu’nu saat 18.30 sıralarında kaybettik.Ölüm nedeni olarak önce ‘Covid’ yazıldı, itirazımız üzerine ‘künt kafa travması’ yazıldı. İhmali bulunan kişilerden şikayetçiyiz” diye konuştu.

    Hastane yönetiminden yapılan açıklamada ise konuya ilişkin idari soruşturma yürütüldüğü kaydedildi.

    Bu arada, Gülhancıoğlu’nun annesi İsmet Gülhancıoğlu’nun (87) Covid hastalığından hayatını kaybettiği, oğlu İsmet Gülhancıoğlu’nun (37) ise hastanede tedavisinin sürdüğü belirtildi.

  • İkiz kardeşler aynı gün koronavirüsten öldü

    İkiz kardeşler aynı gün koronavirüsten öldü

    Antalya’nın Alanya ilçesinde 58 yaşındaki ikiz kardeşler Ayşe Demirel ve Şeyda Berber, aynı gün koronavirüsten hayatını kaybetti.

    Alanya’da yaşayan ikiz kardeşler Ayşe Demirel ve Şeyda Berber, bir süre önce koronavirüse yakalandı. Aynı hastanede tedavi gören kardeşler, durumları ağırlaşınca yoğun bakıma alındı. Kardeşlerden 2 erkek çocuk annesi Ayşe Demirel dün saat 16.00 sıralarında, 2 kız çocuk annesi Şeyda Berber ise 22.00 sıralarında yaşamını yitirdi. Şeyda Berber’in koronavirüsün yanı sıra kanser tedaviside gördüğü belirtildi.

    İkiz kız kardeşlerin aynı gün ölümü sevenleri ve yakınlarını üzüntüye boğdu.

    TOPRAĞA VERİLDİLER

    Aynı gün 6 saat arayla yaşamını yitiren ikiz kardeşler Ayşe Demirel ve Şeyda Berber için Emine Özmüftüoğlu Camii’nde cenaze töreni düzenlendi.

    Koronavirüs tedbirleri kapsamında sadece yakın akrabalarının alındığı cenaze töreninde, sosyal mesafe ve maske kuralına özen gösterildi. Burada kılınan cenaze namazının ardından aile mezarlığına götürülen Ayşe Demirel ve Şeyda Berber’in cenazeleri, özel kıyafetli görevliler tarafından araçtan indirildikten sonra yine görevliler tarafından toprağa verildi. Öte yandan, Şeyda Berber’in bir çocuğunun da koronavirüs tedavisi gördüğü ve bu nedenle cenazeye gelemediği öğrenildi.

     

  • Kafesinden kaçan maymunun saldırısına uğradı

    Kafesinden kaçan maymunun saldırısına uğradı

    Antalya’nın Serik ilçesinde bir otelin hayvanat bahçesindeki kafesinden kaçan maymun, otelin teknik servis görevlisi Hacı Hatip Aksoy’a (51) saldırdı. Aksoy’u yere düşürüp, yüzünü ve kulağını ısıran maymunu, diğer çalışanlar yakaladı. Hastaneye kaldırılan Aksoy, tedaviye alındı.

    Olay, Serik’e bağlı Belek’te bulunan 5 yıldızlı bir otelde, 3 Nisan Cumartesi günü meydana geldi. Otelin hayvanat bahçesinde bulunan bir maymun, kafesinden kaçtı.

    Maymunun kaçtığını gören otel çalışanları, hayvanı filelerle yakalamak için çalışma başlattı. Kısa süre sonra maymunu yakalayan bakıcısı, hayvanı sakinleştirmeye çalıştı. Bu sırada bakıcısının elinden kurtulan maymun, yaklaşık 20-25 metre uzakta oturan otelin teknik servis görevlisi Hacı Hatip Aksoy’a doğru koşmaya başladı.

    Aksoy’un üzerine atlayıp yüzünü ve kulağını ısıran maymun, diğer çalışanlar tarafından yakalandı. Maymunun saldırısına uğrayan Hacı Hatip Aksoy için sağlık ekibi istendi. İhbar üzerine otele gelen ambulansla ilçedeki özel bir hastaneye götürülen Hacı Hatip Aksoy tedaviye alındı. Aksoy’un hayati tehlikesinin bulunmadığı ve tedavisinin devam ettiği öğrenildi.

  • Her satırı korkunç! ‘Birazdan tecavüz edeceğim iyi izleyin’

    Her satırı korkunç! ‘Birazdan tecavüz edeceğim iyi izleyin’

    Antalya’nın Alanya ilçesinde, ayrıldığı sevgilisinin otomobilde dövdüğü Beyza Yurttaş (24), yaşadığı dehşeti anlattı. Yurttaş, “Defalarca vurdu. Her tarafım kan olduktan sonra imam nikahlı eşini aradı, ‘Nasıl olmuş aşkım’ dedi. ‘İyi yapmışsın aşkım biraz da benim için vurur musun’ dedi. Görüntülü konuşurken defalarca onun için de vurdu. Kadın, ‘Aferin aşkım, teşekkür ederim ellerine sağlık’ dedi. Daha sonra benim arkadaşımı aradı. ‘Birazdan tecavüz edeceğim iyi izleyin’ demiş. Baygın bir haldeymişim” dedi.

    Alanya’nın Konaklı Mahallesi’nde oturan Beyza Yurttaş, 3 gün önce eski sevgilisi B.Y. tarafından Avsallar Mahallesi’nden otomobille alınarak, dövüldü. Bayılana kadar dövülen Yurttaş, daha sonra B.Y tarafından evinin önüne bırakıldı. Bir elektrikçinin baygın halde bulduğu Yurttaş, daha sonra jandarmaya giderek B.Y.’den şikayetçi oldu. Jandarma olayın ardından B.Y.’yi yakalayarak gözaltına aldı. Karakolda ifade veren B.Y. işlemlerinin ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    YENİDEN GÖZALTINA ALINIP, TUTUKLANDI

    Sosyal medyada dün hızla yayılan fotoğraf ve yayımlanan haberlerin ardından harekete geçen savcılık karara itiraz etti ve B.Y. hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Bunun üzerine Konaklı Karakol Komutanlığı ekipleri, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı. B.Y. evine girmeye çalıştığı esnada jandarma tarafından yakalanarak gözaltına alındı. Dün akşam adliyeye sevk edilen B.Y. tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    YAŞADIKLARINI GÖZYAŞLARI İÇİNDE ANLATTI

    Beyza Yurttaş, yaşadıklarını gözyaşları içerisinde DHA’ya anlattı. Olay günü kaçmak için şehir dışına gitmeyi planladığını söyleyen Yurttaş, B.Y. ile geçen kasım ayında tanıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:

    “Tanışma aşamasındaydık, konuşuyorduk. Sosyal medyadan birisi bana ‘Evli’ dedi. ‘Ben evli değilim’ dedi, e-devletine girdim baktım, evli değilmiş. Evli olduğunu öğrendim ve bundan iki hafta önce ayrıldım. Şanlıurfa’ya gittim, uzaklaştım. Geri geldiğimde erkek kardeşi aradı, beni ölümle tehdit ettiler. Karakola gittim şikayetçi oldum, tam karakoldan çıkarken eşi bana saldırdı. Ondan da şikayetçi oldum. Sonra buradan kaçmak istedim çünkü ‘Ben seni burada yaşatmayacağım. Konaklı’da yürümeyeceksin’ dediler. Küfürler ederek ölüm tehditleri savurdular. Ben de kaçacaktım, her yerde beni aramış. Gülşen diye bir kız beni aradı, ‘Abla gitmeden son bir kez göreyim’ dedi. Ben de ona konum attım, bir baktım araba yaklaştı o an öleceğimi hissettim. Arabaya aldı, ön koltuğa oturttu, arabayı kilitledi, sürmeye başladı. Arabadan atlayacaktım, atlayamadım. Defalarca vurdu. Her tarafım kan olduktan sonra imam nikahlı eşini aradı, ‘Nasıl olmuş aşkım’ dedi. ‘İyi yapmışsın aşkım biraz da benim için vurur musun’ dedi. Görüntülü konuşurken defalarca onun için de vurdu. Kadın, ‘Aferin aşkım, teşekkür ederim ellerine sağlık’ dedi. Daha sonra benim arkadaşımı aradı. ‘Birazdan tecavüz edeceğim iyi izleyin’ demiş. Baygın bir haldeymişim. Sonra evimin önüne atmışlar. Bir elektrikçi bulmuş beni. Jandarma gelmiş. O an kanlar içerisindeyken bilincim yokken öleceğimi hissettim. Orada gerçekten ölebilirdim. Dışarıda bana tekrar saldırmayacağının garantisi yok. Daha önce de birçok kez darbetmişti ama bu kadar şiddetli dövmemişti. Önceden 5-6 defa vurmuştu.”

    ‘ÇOK KORKUYORUM ÇÜNKÜ ÇOK GÜÇLÜ’

    Daha önceden de şiddet görmesine rağmen korktuğu için ayrılamadığını dile getiren Yurttaş, “Çok korkuyorum çünkü çok güçlü. Sürekli sağ eliyle vuruyor ve aşırı güce sahip. 15 sene namus cinayetinden cezaevinde yatmış birisi. Beni öldüremez mi, öldürür ki öldürecek” diye konuştu.

    ‘ÖLMEK İSTEMİYORUM’

    Kendisinden ayrılmak istediği için B.Y.’nin şiddet uyguladığını aktaran Yurttaş, şunları söyledi:

    “Ben kaçacaktım, Karadeniz’e gidecektim. Akşam olmasını bekledim. Ama araba yaklaştığında öleceğimi hissetmiştim. Arada durdu, dövdü. Telefonumu atmışlar, nereye attılar bilmiyorum. Beni öldü diye bırakmışlar. Arkadaki kız ‘Ağabey yapma’ dedi. ‘Sus’ dedi, küfretti. Ona da elini kaldırdı. ‘Tamam ağabey haklısın’ dedi ve kız hiçbir şey yapamadı. Şu anda o kız da konuşmuyor. ‘Ben bir şey görmedim. O dövmedi, biz öyle aldık onu’ diyor. Arabaya beni öyle aldıklarını söylüyorlar. Öyle alan bir insan beni hastaneye neden götürmedi. Baygın bir halde atıyorlar ve beni hastaneye götürmüyorlar. Madem yardım ettiniz beni evime kadar çıkarabilirdiniz. Yalan söylüyorlar. Kendisi yaptı. En azından hastaneye götürebilirlerdi. Öyle bulduğunuz bir kadını kim olsa hastaneye götürürdü. En azından evine çıkarırdı, yatağına yatırırdı. Ama beni baygın bir haldeyken başkası buluyor. Ben ölmek istemiyorum. Yalvarıyorum. Ben gerçekten ölmek istemiyorum. Ben diğerleri gibi olmak istemiyorum. Kesin bana yine bir şey yapacak. Başkaları gibi ölmek istemiyorum.”

  • Antalya’da dezenfektan molalı polis dayağına dava

    Antalya’da dezenfektan molalı polis dayağına dava

    Antalya’da 5 polis memuru hakkında, bir site sakininin şikayetçi olduğu Çağdaş Yırtıcı’yı (33) görevlerinin gerektirdiği ölçünün üzerinde kuvvet kullanarak yaraladıkları iddiasıyla dava açıldı. Polisler de kendilerine direnip hakaret ettiği iddiasıyla Yazıcı’dan şikayetçi oldu. Güvenlik kamerasına yansıyan olayda, polis memurlarının Yırtıcı’yı cop, tekme ve yumrukla darbettiği, bir süre sonra içlerinden birinin cebinden çıkardığı dezenfektan ile ellerini dezenfekte ettikleri, ardından da yeniden vurmayı sürdürdükleri görüldü.

    Olay, 25 Ocak günü saat 01.30 sıralarında, Duraliler Mahallesi’ndeki bir sitenin girişinde meydana geldi. Sitede oturan Ş.Ö., husumetli olduğu Çağdaş Yırtıcı’nın, evinin kapısına gelerek bağırdığı iddiasıyla 112 Acil Servis’i aradı. İhbar üzerine adrese polis ekibi sevk edildi. İki polis memuru, apartman girişinde Çağdaş Yırtıcı ile konuşmaya başladı. Bu sırada polislerden biri, kendisine küfrettiği iddiasıyla Yırtıcı’yı itekleyerek yere düşürdü. Diğerleriyle birlikte sayıları 5’i bulan polisler, Çağdaş Yırtıcı’yı cop, tekme ve yumrukla darbetmeye başladı.

    DAYAK ARASI DEZENFEKTAN

    Ters kelepçe takılarak, yerde vücuduna ve ayaklarına baskı yapılan Yırtıcı, 12 dakika boyunca darbedildi. Ayakları ile kendisini savunmaya çalışan Çağdaş Yırtıcı’ya tekme ve yumrukla şiddet uygulayan bir polis ise arkadaşı tarafından uzaklaştırıldı. Bu sırada bir polisin cebinden çıkardığı dezenfektan ile ellerini temizleyen polisler, darbetmeyi sürdürdü.

    ‘KASTEN YARALAMA’DAN CEZA İSTENDİ

    Olay sonrası Çağdaş Yırtıcı polislerden, polisler de Yırtıcı’dan şikayetçi oldu. Yırtıcı’yı darbeden polisler hakkında ‘kasten yaralama’ suçlamasıyla iddianame hazırlandı. İddianamede, polis memurları A.A., B.G., Ö.E., R.E. ve S.K.’nin, şüpheli-müşteki Çağdaş Yırtıcı’yı yumruk, cop ve tekmelerle vurmak suretiyle ‘basit tıbbi müdahale ile giderilemez’ şekilde yaraladıklarına dikkat çekildi. İddianamede, müşteki-şüpheli polis memurlarının, karşılarındaki kişiye karşı görevlerinin gerektirdiği ölçünün üzerinde kuvvet kullandığı belirtilerek, ‘kasten yaralama’dan cezalandırılmaları istendi. İddianamede, Çağdaş Yırtıcı da ‘görevi yaptırmamak için direnme’ ve ‘hakaret’ suçlamasıyla şüpheli sıfatıyla yer aldı.

    5 polisin 4.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacağı davanın görülmesine, önümüzdeki günlerde 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlanacak.

     

  • 112 çağrısı ortaya çıktı: Kocamı vurdum, çabuk yetişin

    112 çağrısı ortaya çıktı: Kocamı vurdum, çabuk yetişin

    Antalya’da çıplak bir şekilde kendisine işkence yapıp, ölümle tehdit eden 12 yıllık eşi Ramazan İpek’i (36) öldüren Melek İpek’in (31), olay sonrası 112 Acil Çağrı Merkezi ile yaptığı görüşmenin detayları ortaya çıktı. Melek İpek’in telefondaki görevliye, “Kocamı vurdum, çabuk yetişin” dediği öğrenildi.

    Olay, 7 Ocak günü, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde meydana geldi. Servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında tartışma çıktı. Ramazan İpek, kıyafetlerini çıkarttığı eşini kelepçe takarak saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı.  Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. Çift arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi.

    İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Cumhuriyet savcısının ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını istediği iddianamede, Melek İpek’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep edildi. Melek İpek, cuma günü saat 15.30’da Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez hakim karşısına çıkacak.

    GÖRÜŞMENİN DETAYLARI

    Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan Melek İpek’in, 112 Acil Çağrı Merkezi ile yaptığı görüşmenin detayları dava dosyasına eklendi. Melek İpek ile 112 görevlisi arasında geçen konuşma ise şöyle:

    Melek İpek: Kocamı vurdum, çabuk yetişin

    112 Görevlisi: Nasıl vurdunuz, neyle?

    Melek İpek: Tartışıyorduk, tüfekle vurdum

    112 Görevlisi: Nereden arıyorsunuz?

    Melek İpek: Döşemealtı, Antalya Döşemealtı

    112 Görevlisi: Yağca Mahallesi mi?

    Melek İpek: Hayır Ilıca Mahallesi

    112 Görevlisi: Ilıca Mahallesi, Ilıca Köyü diye mi geçiyor?

    Melek İpek: Evet

    112 Görevlisi: Tamam ambulans gönderiyoruz.