Kategori: Antalya

  • ‘Yehova Şahidi’ hastaya kan nakilsiz ameliyat

    ‘Yehova Şahidi’ hastaya kan nakilsiz ameliyat

    Antalya’da, inancı gereği kan alması ve vermesi yasak olan ‘Yehova Şahidi’ Sema Gülükoğlu’nun (46) miyom ve çikolata kist ameliyatı, kan nakli yapılmadan gerçekleştirildi.

    Antalya’da yaşayan Sema Gülükoğlu, iki ay önce rutin kontrol için gittiği doktorunun rahim dışında gelişen büyük bir miyom ve çikolata kisti teşhisi karşısında şaşırdı. Gülükoğlu, hiçbir ağrı ve belirti göstermeyen hastalığının tedavisi için arayışa girdi. Dostlarının tavsiyesiyle tanıştığı Kadın Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, hastalığını tedavisi için ameliyatın şart olduğunu söyledi. Sema Gülükoğlu, doktoruna ‘Yehova Şahidi’ olduğunu, inançları gereği kan almaları ve vermelerinin yasak olduğunu kaydetti. Gülükoğlu’nun, ameliyatının kansız yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine doktoru, özel durumu nedeniyle ameliyatını yapabileceğini kaydetti.

    Prof. Dr. Selahattin Kumru, Sema Gülükoğlu’na ameliyatın risklerini anlattı. Kanama olasılığına karşı ameliyat öncesi ve sonrasında ilave tedbirler alındı. Hastanın da tüm riskleri aldığına ve kabul ettiğine dair yazılı onam alındı. Operasyon öncesinde, sırasında ve sonrasında kan ya da kan ürünü kullanılmadan hastanın ameliyatı gerçekleştirildi.

    ‘İYİ Kİ BÖYLE DEĞERLİ DOKTORLARIMIZ VAR’

    Yaklaşık bir ay önce özel bir hastanede yapılan ameliyatın ardından sağlığına kavuşan Sema Gülükoğlu, Prof. Dr. Selahattin Kumru’nun kan vermeden ameliyatını yapacağını duyduğunda çok mutlu olduğunu ifade etti. Doktorunun inancına saygı duyduğunu öğrendikten sonra çok mutlu olduğunu ve kendisini psikolojik olarak rahat hissettiğini söyleyen Gülükoğlu, şöyle konuştu:

    “Doktorum ‘Bu ameliyatı yapamam’ deseydi çok üzülecektim. En büyük isteğim kansız yani kan nakli olmadan ameliyatımın yapılmasıydı. Bu konuyu hocama açtığım zaman saygıyla karşıladı ve bizimle iş birliği yaptı, ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyatımın kansız olmasını istememin en önemli sebebi inancımla bağlantılı. Çünkü Yehova Şahitlerinden biriyim. Bizler için hayat çok kutsaldır ve kan hayatı temsil eder. Bizler hayata gerçekten çok saygı gösteriyoruz. Sağlıkla da ilgili en iyi tedavileri almak isteriz. Bu yüzden bu şekilde ameliyat olmayı arzuladım. Ameliyatım çok başarılı geçti. Ameliyattan iki gün sonra taburcu oldum. Üçüncü gün de deniz kenarında yürüyüş yaptım. Kendimi çok iyi hissediyorum. İyi ki böyle değerli doktorlarımız var.”

    HASTANIN İNANCI SAYGIYLA KARŞILANIR

    Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Selahattin Kumru ise hastanın kendisine muayene için geldiğinde miyom ve çikolata kistleri olduğunu ve bunların ameliyatla alınması gerektiğini kendisine anlattığını ifade etti. Prof. Dr. Kumru, “Hastamız inançlarından dolayı kan transfüzyonu istemediğini söyledi. Biz de saygıyla yaklaştık. Ameliyatta kan transfüzyonu yapılmayacağı için öncesinde her türlü tedbiri aldık. Ameliyat sırasında da kan naklini gerektirmeyecek şekilde çaba harcadık. Hastanın rahmini almadan miyomlarını alabildik. Yumurtalıklarını almadan kistleri çıkardık. Ameliyatta ve sonrasında kan nakli ihtiyacı olmadı. Dolayısıyla kişisel tercihleri ve inançları dolayısıyla kan transfüzyonu istemeyen hastaların ameliyatları için yeterli çaba harcanır, tedbirler alınırsa kan nakli yapılmadan da yapılabilir” diye konuştu.

  • 5 yıldızlı tatil köyünde pes dedirten görüntü!

    5 yıldızlı tatil köyünde pes dedirten görüntü!

    Antalya’dan ‘pes’ dedirten görüntüler geldi. 5 yıldızlı bir tatil köyünde geçen hafta sonu çekilen görüntülerde iki ayrı etkinliğe toplam 1900 kişinin katıldı ve etkinliklerden birinde konser de düzenlendi. Etkinliğe katılan 1900 kişinin sosyal mesafeye uymadığı, maske takanların nerdeyse yok denecek kadar az olduğu görüntüler tepki çekti.

    Belek Turizm Bölgesi’nde geçen hafta sonu 5 yıldızlı bir tatil köyünün iki farklı toplantı salonunda iki farklı firmanın üç gün süren toplantısı yapıldı. 1200 kişinin katıldığı ve sağlıklı kilo verme ürünlerinin tanıtıldığı toplantıya katılanların sosyal mesafeye dikkat etmedikleri gibi maske takanların sayısının da az olduğu görüldü.

    700 kişinin katıldığı bir diğer toplantı salonunda ise iş kıyafetleri tanıtıldı. 3 gün süren toplantılar sonunda konserler de verildi. Konserleri izleyen katılımcıların cep telefonu ile çekilen görüntüleri şaşkınlık yarattı. Koronavirüsün unutulduğu konserler sırasında eğlenceye kendini kaptıranlar arasında iki kişinin de ateşinin yükseldiği ve gözlem altına alındığı belirtildi. Buna rağmen eğlencenin devam ettiği bildirildi.

     
  • Kayınvalidesini ‘virüs bulaştırmasın’ diye öldürmeye çalışmakla suçlanan damada beraat

    Kayınvalidesini ‘virüs bulaştırmasın’ diye öldürmeye çalışmakla suçlanan damada beraat

    Antalya’da, koronavirüs teşhisiyle hastaneye yatırılan kayınvalidesi Iraz M.’yi (83), kendisine virüs bulaştırmasından korktuğu için yastıkla iki kez boğmaya çalıştığı iddiasıyla yargılanan Hasan B. (51), beraat etti.

    Olay, geçen yıl 16 Eylül günü saat 21.00 sıralarında, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pandemi 4 bölümünde meydana geldi. Çiftçilikle uğraşan yüzde 55 görme engelli Hasan B., 15 yıldır baktığı kayınvalidesi Iraz M.’yi kızının evine gönderdi. Yaklaşık bir ay sonra, 13 Eylül’de Iraz M., üzerine sıcak su dökülünce hastaneye kaldırıldı.

    Kayınvalidesinin durumunu öğrenmek için hastaneye giden Hasan B., pandemi bölümüne kaldırılan Iraz M.’nin yanında refakatçi olarak kalmaya başladı. 16 Eylül günü Sağlık Bakanlığı’nın kendilerini araması ile kayınvalidesinin koronavirüs olduğunu öğrenen Hasan B., ‘Kaynanam sürekli öksürüyor. Virüsü bana da bulaştırmasından korkuyorum’ diyerek, yanında kalmak istemedi.

    Refakat edecek başka kimse olmadığı için Iraz M.’nin yanında kalmaya devam eden Hasan B., iddiaya göre onu yastıkla boğmaya çalıştı. Durumu gören doktor, Hasan B.’yi odadan uzaklaştırıp, durumu hastane güvenliğine bildirdi. Hasan B., güvenlik görevlisi gelmeden yeniden odaya girip, kayınvalidesinin yüzüne çarşaf örtüp, ağız-burun kısmına da yastık kapatarak beklemeye başladı. Bu sırada gelen güvenlik görevlisi, odada bu şekilde bekleyen Hasan B.’nin fotoğrafını çekti. Daha sonra hastaneden ayrılan Hasan B., bir gün sonra evinde yakalanarak gözaltına alındı.

    Hasan B., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. Hasan B. hakkında ‘Beden bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla iddianame hazırlandı. Hastanede Covid-19 tedavisi gören Iraz M. ise bir süre sonra yaşamını yitirdi.

    ‘ÖKSÜRÜĞÜ YAYILMASIN DİYE ÇARŞAFI YÜZÜNE KAPATTIM’

    20 yıla kadar hapsi istenen Hasan B., Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde çıktığı ilk duruşmada, “Kaynanamın koronavirüs testinin pozitif çıktığını öğrendim. Çok korktum. Kayınvalidemden çekindim. Çünkü çok kuvvetli öksürüyordu. Etrafa öksürüğü yayılmasın diye çarşafı yüzüne kapattım. Yastığı ağzına veya yüzüne denk gelecek, nefes alışına engel olacak şekilde koymadım. Yastığı baş ucuna koydum ki, öksürürken çarşaf üzerinden kaymasın istedim” dedikten sonra, yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edildi.

    ‘ÖLDÜRME KASTI YOKTUR’

    Davanın 4’üncü duruşmasında karar çıktı. Duruşmaya sanık avukatı Burak Soybir katıldı. Duruşma savcısı bir önceki duruşmada sanık için ‘kasten öldürmeye teşebbüs suçundan yargılanmasını istediği mütalaasını tekrarladı. Sanık avukatı Burak Soybir ise müvekkilinin kaynanasına zarar vermek gibi bir düşüncesi olmadığını belirterek, “Bilakis bakıma muhtaç kayınvalidesine yardım etmek zorunda kalmıştır. Bu arada da kendisini virüsten korumaya çalışmıştır. İddianamede belirtildiği şekilde müvekkilimin öldürme kastı yoktur. Keza hasta zaten doğrudan solunum cihazına bağlıdır. Kastın öldürme olması durumunda, solunum cihazının kapatılması veya entübe borusunun çekilmesi yoluyla hasta öldürülebilir. Hasan B.’nin tek amacı, refakat ettiği Covid-19 hastasının öksürüp yaydığı virüslerden kendisini korumaktır” dedi.

    ‘HAYIRLI DAMADIN BAŞINA GELMEYEN KALMADI’

    Müvekkilinin 15 yıl kaynanasına baktığını, bunu da müteveffanın kızlarının doğruladığına dikkati çeken avukat Burak Soybir, “Kızları da müvekkilimden şikayetçi değildir. Somut vakada bir suç konusu yoktur. Türk ceza kanununda bir suçun oluşması için kastın olması gerekir denilmiştir. Somut olayda öncelikle suç yoktur. Keza kast hiçbir şekilde yoktur. Olayda öldürmek gibi bir saik olmadan, eyleme ilişkin teşebbüs de düşünülemez” diye konuştu. Yaşanan olaylardan dolayı müvekkilinin çok üzüldüğünü sözlerine ekleyen Avukat Burak Soybir, hayırlı damadın başına gelmeyen kalmadığını sözlerine ekledi.

    Mahkeme, sanığın beraatına karar verdi.

  • Denizde bulunan cesetle DNA örneği eşleşti

    Denizde bulunan cesetle DNA örneği eşleşti

    Antalya’da denizde bulunan erkek cesedinin, üniversite öğrencisi Ramazan Özkan’a (33) ait olup olmadığının belirlenmesi için annesi Sebihan Özkan’dan alınan DNA örneği eşleşti. Aile, sabah saatlerinde morga gelirken, cenazenin alındığı sırada yakınlarının yardımı ile ayakta duran Sebihan Özkan, “Gitti Ramazanım gitti” diye gözyaşı döktü.

    Kemer ilçesi Kocaburun mevkii ile Kiriş Mahallesi’nin 500 metre açığında, 19 Mart günü saat 13.00 sıralarında tekne ile gezenler, denizde erkek cesedi gördü. İhbar üzerine İlçe Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı’na bağlı ekipler, bölgeye sevk edildi. Cesedi karaya çıkaran ekipler, G-Marina’daki Sahil Güvenlik Komutanlığı’na getirdi. Cumhuriyet Savcısı ve İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ekiplerinin incelemelerinin ardından ceset, Kemer Devlet Hastanesi morguna, daha sonra Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü.

    DNA ÖRNEĞİYLE BELİRLENDİ

    Düden Şelalesi’nin denize döküldüğü falezlerde 11 Mart’ta ayakkabısının teki, şapka ve kulaklığı bulunan Ramazan Özkan’a ait olabileceği değerlendirilen cesetle ilgili gencin yakınları teşhis için çağrıldı. Aile ilk başta cansız bedenin üzerindeki kıyafetlerin Ramazan Özkan’a ait olduğunu, yüzünün ise benzediği yönünde beyanda bulundu. Yapılan ilk incelemenin ardından cesede DNA testi yapılmasına karar verildi.

    ‘GİTTİ RAMAZANIM’

    Dün anne Sebihan Özkan’dan alınan DNA örneği eşleşince, cesedin Ramazan Özkan’a ait olduğu kesinleşti. Bugün Antalya Adli Tıp Kurumu morguna gelen Sebihan Özkan ve yakınları, gencin cenazesini morgdan aldı. Ramazan Özkan’ın cenazesinin, yapılan işlemlerin ardından Güzeloba Mezarlığı’nda toprağa verileceği belirtildi.

    Yakanlarının yardımıyla güçlükle ayakta duran anne Özkan, “Gitti, Ramazanım gitti” diye gözyaşı döktü.

     

  • Otomobilini çamaşır suyuyla yıkadıktan sonra öldü

    Otomobilini çamaşır suyuyla yıkadıktan sonra öldü

    Antalya’da otomobil tamircisi Mesut Saygın (41), aracını çamaşır suyuyla yıkadıktan sonra rahatsızlanınca hastaneye başvurdu. Serum takıldıktan sonra evine dönüp yeniden rahatsızlanan Saygın, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.

    Olay, dün öğle saatlerinde Kepez ilçesi Gündoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. Otomobil tamir işiyle uğraşan Mesut Saygın, öğle saatlerinde otomobilini çamaşır suyu ile yıkadı. Aniden rahatsızlanan Saygın, otomobiline binip, evinin yakınındaki özel bir hastaneye gitti. Burada tedaviye alınan Saygın’a serum bağlandı. Saygın, daha sonra evine geri döndü. Evindeyken yeniden fenalaşan Saygın için ailesi, 112 Acil Servis’i aradı. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Mesut Saygın’ı ambulansla hastaneye götürdü. Saygın, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

    Ölüm nedeni, otopsinin ardından belirlenecek Saygın’ın cenazesi, toprağa verilmek üzere ailesi tarafından Aydın’a götürüldü.

     

  • Antalya’da iğrenç olay! Çalılık alanda yakalandı

    Antalya’da iğrenç olay! Çalılık alanda yakalandı

    Antalya’da kimliği belirsiz kişi çalılık alanda köpeğe tecavüz ettiği iddia edildi. O anlar cep telefonu kamerasıyla görüntülenirken, Antalya Candost Derneği Başkanı Arife Yanık ise duruma tepki göstererek şahsın bulunup cezalandırılmasını istedi.

    Olay, dün akşam saatlerinde Kepez ilçesi Baraj Mahallesi’nde meydana geldi. Kimliği belirsiz bir kişinin çalılık alanda hareketlerini uzaktan gören çevredekiler, durumdan şüphelenerek yanına yaklaştı. Alana gelen kişiler, şüphelinin iddiaya göre köpeğe tecavüz ettiğini gördü. Cep telefonuyla durumu kayda alan kişiler, adamın yanına gidip duruma müdahale etti.

    Görüntülerde vatandaşların kendisine doğru geldiğini gören kişinin ıslak pantolonunu topladığı görüldü. Görüntülerin devamında ise vatandaşların ‘Köpeğe mi tecavüz ediyorsun’ dediği şüpheli ise eline aldığı taşı göstererek ‘Git buradan’ diye bağırdı.

    Görüntüleri izleyen Antalya Candost Derneği Başkanı Arife Yanık ise duruma tepki göstererek şahsın yakalanması ve yargılanması için suç duyurusunda bulundu. Bu olayları gerçekleştiren kişilerin artık ceza alması gerektiğini söyleyen Yanık, “Dün Antalya’da yine iğrenç bir olay yaşandı. Köpek 5- 6 aylık bir yavru. Şahsın görüntüleri isimsiz olarak ihbar geldi. İzlemeye devam edemedik. Ancak görüntülerde köpek ve şahsın yüzü alelade gözüküyor. Bu işi her zaman yaptığı çok belli. Bu konuyla ilgili diyecek bir şey bulamıyorum” dedi.

    Hayvan Hakları Yasası’nın bir an önce çıkması gerektiğini savunan Yanık, “İnsanlar bir ceza almayacağını bildiği için kendileri ceza kesmeye çalışıyorlar. Böyle durumlarda darbeden kişiler yargılanıyor ama tecavüzcüler yargılanmıyor. Bir anca önce Hayvan Hakları Yasası’nın çıkmasını istiyoruz. Yıllardır bu yasanın çıkmasını bekliyoruz. Türk Ceza Kanunu’na göre de bu durum suç sayılıyor ama böyle durumlarda bu kişiler hakkında iddianame hazırlanmıyor ve para cezası ile serbest bırakılıyor. Çok üzüntülüyüm. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduk” diye konuştu.

  • Ailesini katletmişti! “Yeğenimi Bitcoin yaktı”

    Ailesini katletmişti! “Yeğenimi Bitcoin yaktı”

    Antalya’da oturdukları 3 katlı villada, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle öldürüp intihar eden Mustafa Gider’in (40) halası Nimet Güler, “Yeğenim Bitcoin yüzünden, önce 250 bin TL’sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son arkadaşından aldığı 35 bin TL’yi kaybedince bunalıma girdi. Yeğenimi Bitcoin yaktı” dedi.

    Olay, pazartesi günü saat 22.00 sıralarında, Muratpaşa İlçesi Güzeloba Mahallesi 2386 Sokak’taki Sefakent Yağmur Sitesi’nde bulunan 3 katlı villada meydana geldi. Villada oturan ailenin oğlu Mustafa Gider’den haber alamayan iki arkadaşı, endişelenip adrese gitti. Gider’in arkadaşları, villanın balkon kapısını aralayıp baktıklarında, iki kişinin yatak üzerinde hareketsiz yattığını görünce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine gelen polis ekibi, balkon kapısını kırıp villaya girdiğinde, Muzaffer Gider (73), eşi Işık Gülsen Gider (65) ile çocukları Mustafa ve Gamze Gider’i (45) silahla vurulmuş halde buldu. Çağrılan sağlık ekipleri, 4 kişinin yaşamını yitirdiğini belirledi.

    BABASININ CESEDİNİ ALT KATA TAŞIMIŞ

    Yapılan incelemede, Mustafa Gider’in, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle başlarından vurup öldürdükten sonra intihar ettiği belirlendi. Mustafa Gider’in, babasını birinci katta öldürdükten sonra cesedini sürükleyerek zemin kata taşıdığı saptandı. Annesi ile ablasını zemin katta vurup öldüren Gider’in, pompalı tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek, yaşamına son verdiği tespit edildi. Polisin incelemesinin ardından 4 cenaze, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Yapılan araştırmada psikolojik sorunları olduğu belirtilen Mustafa Gider’in, bir otelde fotoğrafçılık yaptığı, çevresine de yaklaşık 150 bin lira dolayında borcu bulunduğu ortaya çıktı.

    YEĞENİMİ BİTCOİN YAKTI

    Adli Tıp Kurumu morgundaki 4 cenaze, bugün yakınları tarafından alındı. Cenazelerin alındığı sırada gözyaşı döken hala Nimet Güler, Mustafa Gider’in Bitcoin yüzünden çok para kaybettiğini, bu yüzden sorunlar yaşadığını söyledi. Güler, “Yeğenim otelde fotoğrafçılık yapıyordu. Bu çalıştığı süre içinde 250 bin lirası vardı. Bitcoin yüzünden önce 250 bin TL’sini, daha sonra 65 bin TL ve arabasını, en son ise arkadaşından aldığı 35 bin TL’yi kaybedince bunalıma girdi. Sorunlar yaşamaya başladı. Arkadaşı alacağı olan 35 bin TL’yi istemiş. Parayı geri veremeyince bunalıma girmiş ve sonu böyle oldu. Yeğenimi Bitcoin yaktı. Artık bunu fakirler oynamasın. Bitcoin zenginlerin, parası olanların oynaması gereken bir şey. Değilse o bunları yapacak bir çocuk değildi” diye konuştu.

  • Zeytin ağaçlarını kesen abisini çıkan tartışmada öldürdü

    Zeytin ağaçlarını kesen abisini çıkan tartışmada öldürdü

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde 2B arazisindeki zeytin ağaçlarının kesilmesi nedeniyle çıkan tartışmada Mustafa B. (62), ağabeyi Hüseyin B.’yi (64) tüfekle öldürdü.

    Manavgat’ın Demirciler Mahallesi’nde mülkiyeti hazineye ait yaklaşık 15 dönüm 2B arazisine bir süre önce 5 kardeş tarafından zeytin ağacı dikildi. Kardeşlerden Hüseyin ve Mustafa B. arasında sık sık 2B arazisinde birbirlerine ait zeytin ağaçlarını kestikleri iddiasıyla tartışma yaşandı. Bugün sabah saatlerinde Hüseyin B. kamyonetiyle zeytinlere ve yine aynı yerde bulunan arılarına, kardeşi Mustafa da zeytinlerine bakmak amacıyla tarlaya geldi. İki kardeş arasında zeytin ağaçlarının kesilmesi nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine otomobilde bulunan ruhsatsız tüfeğini alan Mustafa B., ağabeyi Hüseyin B.’ye ateş etti. Hüseyin B. kanlar içerisinde yere düşerken, Mustafa B. olayda kullandığı tüfekle otomobiline binerek olay yerinden kaçtı.

    YENGESİ KANLAR İÇİNDE BULDU

    Silah sesi üzerine yakınlarda bulunan Mustafa ve Hüseyin B.’nin kardeşi Ahmet B.’nin eşi Zeynep B. olay yerine geldi. Hüseyin B.’nin yerde kanlar içerisinde yattığını gören Zeynep B., eşini arayarak durumu haber verdi. Ahmet B.’nin verdiği bilgi üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yapılan incelemede Hüseyin B.’nin yaşamını yitirdiği belirlendi. Hüseyin B.’nin cenazesi Antalya Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.

    ‘ÇOK PİŞMANIM’

    Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) ekipleri, kaçan Mustafa B.’yi Sanayi Mahallesi’ndeki evinde yakaladı. Evde yapılan aramada olayda kullanılan ruhsatsız tüfek ele geçirildi. Gözaltına alınan Mustafa B.’nin ‘çok pişmanım’ dediği belirtildi. Olayla ilgili Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.

  • Antalya’da villadaki dehşetin ayrıntıları ortaya çıktı

    Antalya’da villadaki dehşetin ayrıntıları ortaya çıktı

    Antalya’da oturdukları 3 katlı villada, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle öldüren Mustafa Gider’in, tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek kendi yaşamına son verdiği ortaya çıktı. Gider’in, annesiyle ablasını zemin katta öldürdüğü, babasını ise birinci katta öldürüp diğer cesetlerin yanına taşıdığı belirlendi.

    Antalya’nın Muratpaşa ilçesinde dün saat 22.00 sıralarında 3 katlı villada oturan ailenin oğlu Mustafa Gider’den (40) haber alamayan iki arkadaşı, endişelenip adrese gitti. Gider’in arkadaşları, villanın balkon kapısını aralayıp baktıklarında, iki kişinin yatak üzerinde hareketsiz yattığını görünce 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı. İhbar üzerine gelen polis ekibi, balkon kapısını kırıp villaya girdiğinde, Muzaffer Gider (73), eşi Işık Gülsen Gider (65) ile çocukları Mustafa ve Gamze Gider’i (45) silahla vurulmuş halde buldu. Çağrılan sağlık ekipleri, 4 kişinin yaşamını yitirdiğini belirledi.

    BABASININ CESEDİNİ ALT KATA TAŞIMIŞ

    Yapılan incelemede, Mustafa Gider’in, anne ve babası ile ablasını pompalı tüfekle başlarından vurup öldürdükten sonra intihar ettiği belirlendi.

    Mustafa Gider’in, babasını birinci katta öldürdükten sonra cesedini sürükleyerek zemin kata taşıdığı saptandı. Annesi ile ablasını zemin katta vurup öldüren Gider’in, pompalı tüfeğin tetiğini ayak parmağıyla ateşleyerek, yaşamına son verdiği tespit edildi. Polisin incelemesinin ardından 4 cenaze, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu’na götürüldü.

    150 BİN LİRA BORCU VARMIŞ

    Yapılan araştırmada psikolojik sorunları olduğu belirtilen Mustafa Gider’in, bir otelde fotoğrafçılık yaptığı, çevresine de yaklaşık 150 bin lira dolayında borcu bulunduğu ortaya çıktı.

  • Melek İpek ilk kez hakim karşısında

    Melek İpek ilk kez hakim karşısında

    Antalya’da çıplak bir şekilde işkence görüp, kendisini ölümle tehdit eden 12 yıllık eşi Ramazan İpek’i (36) öldüren Melek İpek (31), ilk kez hakim karşısına çıktı. Hakkında 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istenen İpek, tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS bağlantısı ile duruşmaya katıldı.

    Olay, 7 Ocak günü, Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde meydana geldi. Servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında tartışma çıktı. Ramazan İpek, kıyafetlerini çıkarttığı eşini kelepçe takarak saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı. Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Cumhuriyet savcısının ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını istediği iddianamede, Melek İpek’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması talep edildi.

    İLK KEZ HAKİM KARŞISINDA

    Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan Melek İpek’in, bugün saat 10.30’da Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk kez hakim karşısına çıkması bekleniyordu. SEGBİS sistemindeki teknik arıza nedeniyle duruşma öğleden sonraya kaldı. İpek, tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS bağlantısı ile saat 14.10’de başlayan duruşmaya katıldı.

    Duruşma salonunda maktul Ramazan İpek’in yakınları ile Melek İpek’in ailesi ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmayı tarafların yakınlarının yanı sıra, STK’lar ve kadın dernekleri de yakından takip ediyor.