Kategori: Antalya

  • Ceza yiyeceğini düşünüp gözyaşlarına boğuldu

    Ceza yiyeceğini düşünüp gözyaşlarına boğuldu

    Antalya’da bir restoranda paket servisi yapan kurye, işe başlamadan 1 saat öncesi falezlerde balık tutmak isteyince polis engeline takıldı. Ceza yiyeceğini düşünüp gözyaşı döken kuryeye, kısıtlamadan muaf olduğu için cezai işlem uygulanmadı.

    Bir restoranın paket servisçisi olarak çalışan Cenk Arıcan (26), iş saatine 1 saat kala balık tutmak için Muratpaşa ilçesi Yavuz Öcan Parkı’ndaki falezlere geldi.

    Kadı Yarı’ından falezlerin denizle buluştuğu kısma inen Arıcan’ı, bölgede uygulama yapan polis ekipleri fark etti. Arıcan, kendisine seslenen polis ekiplerinin uyarısını dinlemeyince deniz polisi devreye girdi.

    Limandan çıkış yapan ekipler, Arıcan’ı bulunduğu yerden bota alıp Kaleiçi Yat Limanı’na getirdi. Polisin tutanak hazırladığı sırada ceza yiyeceğini düşünen genç kurye, uzun süre gözyaşı döktü. Evrakların incelenmesinin ardından kısıtlamadan muaf tutulduğu anlaşılan kurye herhangi bir cezai işlem uygulanmadı.

    Ekip otosuna bindirilen kurye, işe gitmesi için tekrar şehir merkezine bırakıldı.

  • Melek İpek için istenen ceza belli oldu

    Melek İpek için istenen ceza belli oldu

    Antalya’da, işkence görüp kendisini ölümle tehdit eden 12 yıllık eşi Ramazan İpek’i (36) öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Melek İpek (31) hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İpek’in 18 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılmasının istendiği iddianamede, “Sanık açısından meşru müdafaadan bahsetmek mümkün değildir ancak maruz kaldığı eziyet, kötü muamele sebebiyle haksız tahrik altında suçu işlediğinden kuşku yoktur. Sanık hakkında ceza indiriminin en üst hadden yapılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Yargılama aşamasında meşru müdafaa olup olmadığı hususunun mahkemece de ayrıca değerlendirilip takdir edilebileceği düşünülmektedir” ifadeleri yer aldı.

    Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında, 7 Ocak gecesi yaşadıkları müstakil evde tartışma çıktı. Tartışma sonrası Ramazan İpek, eşini kelepçe takarak çıplak şekilde saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı. Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.

    ‘KASTEN ÖLDÜRMEK’ SUÇUNDAN

    Cezaevinde tutuklu bulunan Melek İpek hakkında ‘kasten öldürmek’ suçundan hazırlanan iddianame, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Cumhuriyet savcısının ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını istediği iddianamede sanığın 18 yıldan 24 yıla kadar hapis istemiyle yargılanması talep edildi.

    ÖLÜMLE TEHDİT

    İddianamedeki ifadede Melek İpek, ailesinin rızası olmadığı halde Ramazan İpek ile evlendiğini, 12 yıllık evlilik hayatı boyunca sürekli şiddete maruz kaldığını anlattı. Eşi Ramazan İpek’in evdeki av tüfeği, bıçak gibi silahlarla tehdit ettiği ve vücudunun çeşitli yerlerine vurarak darp ettiğini aktaran İpek, eşinin çocuklarına da şiddet uyguladığını, ailesini ise öldürmekle tehdit ettiğini ileri sürdü.

    ‘SİLAHIN DİPÇİK KISMIYLA BENİ DÖVMEYE BAŞLADI’

    Evde yaşanan şiddetin boyutunun işkenceye dayandığını ve korktuğu için eşini şikayet edemediğini belirten Melek İpek, yaşadığı olayları eşinin ailesine anlattığını ve sözlerinin geçiştirildiğini öne sürdü. Olay gecesini anlatan Melek İpek, 7 Ocak gecesi aynı evin içerisinde boşanmak için mesajlaştıklarını, hatta çocukların velayeti konusunda bile anlaştıklarını aktardı. Çocukların yatmaya hazırlandığını belirten İpek, iddianamede yer alan ifadesinde şunları söyledi:

    “Yatağın kenarında çocuklarla ayaktayken odaya av tüfeğiyle girerek ‘Seni öldüreceğim, Kelime-i Şahadet getir’ dedi. Yanımdaki çocuklarımı hemen arkama aldım. Yapmaması için yalvarmaya başladım. Eşimin çok kararlı olduğunu, ateş edeceğini anlamıştım. Elimle çocukları yatağın üzerine doğru ittirdim, diğer elimle de tüfeğin namlusuna doğrulttuğumda kurşun benim yan tarafımdan cama isabet etti. Silahın dipçik kısmıyla beni dövmeye başladı.”

    ‘NASIL PATLADIĞINI BİLMİYORUM’

    Eşi Ramazan İpek’in kendisini çocukların yanından uzaklaştırarak dövmeye devam ettiğini, boğasını sıkması nedeniyle bayıldığını ve kendine geldiğinde banyoda elleri kelepçeli olarak çıplak bir şekilde olduğunu iddia eden Melek İpek, “Gözümü üzerime soğuk su dökmesiyle açtım. Beni o vaziyette banyoda bırakıp gitti. Bir süre sonra eşim kelepçeli olarak beni banyondan çıkararak odadaki kanepeye yatırdı. Çocuklarıma ‘Geldiğimde annenizi de sizi de öldüreceğim, evden dışarı çıkmayın’ dedi. Evden çıktıktan sonra geri geldi. O sırada bulunduğum odada silahı gördüm. Ona gözüm ilişti. Eşim kapıyı açar açmaz kapıda karşılaştık. Ellerim kelepçeliydi, silahı koltuğumun altına almıştım. Elim tetiğe ulaşamıyordu. Beni öyle görünce ‘Beni mi öldüreceksin?’ dedi. Silah, elimden almaya çalışırken patladı. Tek el ateş aldı. Nasıl patladığını bilmiyorum” diye ifade verdi.

    ÇOCUKLARIN İFADESİ ANNESİNİN ANLATTIKLARINI DOĞRULADI

    İddianamede yer alan Melek İpek’in anlattıklarını, 7 ve 9 yaşındaki iki kızının ifadeleri de doğruladı. Ramazan İpek’in ilişkisi olduğu öne sürülen kadının ifadeleri de iddianamede yer aldı. Melek İpek gibi kendisine de şiddet uygulandığını aktaran kadın, kendisinin ölümle, ailesine ise zarar vermekle tehdit ettiği için şikayetçi olmadığını öne sürdü.

    Eylemin, ‘haksız tahrik’ oluşturan pek çok olayın sonucu gerçekleştirildiğinin aşikar olduğu vurgulanan iddianamede, yargılama aşamasında meşru müdafaa olup olmadığı hususunun mahkemece ayrıca değerlendirilip takdir edilebileceği düşünüldüğü belirtildi.

    ‘CEZA İNDİRİMİNİN EN ÜST HADDEN YAPILMASI GEREKTİĞİ KANAAT VE SONUCUNA VARILMIŞTIR’

    Ramazan İpek’in eşi sanık Melek İpek’i zorla alıkoyduğu, eziyet ettiğini ve ölümle tehdit ettiğinin gerçek olduğu aktarılan iddianamede şu ifadelere yer verildi:

    “Ancak sabah olağan bir şekilde işine gittiği, bakkaldan da ekmek alıp eve döndüğü zaman karısı tarafından öldürülmüştür. Bu 45- 50 dakikalık sürede sanığın herhangi bir yetkili makama haber vermemesi, kimseden yardım istememesi, kocasının kendisine yaşattıklarından dolayı öç alma duygusuyla hareket ettiği de bir gerçektir. Artık burada maktul açısından gece boyunca devam ettirdiği, tehdit ve eziyetinin tekrardan gündüz vakti de devam ettirip ettirmeyeceği belirlenemez. Evine geldiğinde elinde herhangi bir silah, bıçak yoktur. Bilakis olağan servis işini yapmış olup, evine ekmek poşetiyle gelmektedir. Dolayısıyla sanık açısından meşru müdafaadan bahsetmek mümkün değildir, ancak maruz kaldığı eziyet, kötü muamele sebebiyle haksız tahrik altında suçu işlediğinden kuşku yoktur. Ayrıca sanık, maktulün evden ayrıldıktan sonra silah temin etmek için uğraştığı, silahı da bulduğu, içine mermiyi yerleştirip hazır halde beklediği, kocası eve gelir gelmez de tereddütsüz şekilde ateş edip, öldürdüğü, dolayısıyla meşru müdafaa sınırının aşılmasını haklı görebilecek bir heyecan, korku veya telaştan ileri gelen bir ateş etme söz konusu değildir.”

    İddianamede, “Aksine sanık maruz kaldığı eziyetin kendisini getirdiği son aşamada hiçbir yetkili makama veya aile bireylerine haber vermeksizin maktule yaptıklarının karşılığını, cezasını kendisi vermek suretiyle eylemini gerçekleştirmiştir. Eylemini haksız tahrik altında gerçekleştiren sanık hakkında ceza indiriminin en üst hadden yapılması gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.”

  • Antalya’da katliam gibi kaza: Yan yana defnedildiler

    Antalya’da katliam gibi kaza: Yan yana defnedildiler

    Antalya’nın Serik ilçesinde iki otomobilin çarpıştığı kazada yaşamını yitiren Harun Can Ateş, Sevgi Ateş, Şükriye Ateş, Sevda Em ve Gülsüm Em için Sarıabalı Mahallesi Koyak mevkiinde cenaze töreni düzenlendi. Mezarlıkta 5 tabut yan yana konularak ayrı ayrı namazları kılındı. Sevgi Ateş’in tabutuna kırmızı, kardeşlerinin tabutuna da beyaz başörtüsü konuldu. Kazada 3 kızını birden kaybeden İbrahim Em, Sevgi Ateş’in tabutunu öperek, “Beni de götür kızım. Kuzum ben dede oluyordum ne oldu” diye ağladı. Eşi Şükriye Ateş’in yanında oğlu, gelini ve henüz doğmamış torununu kaybeden Adem Ateş de cenazede ayakta durmakta güçlük çekti. Adem Ateş, tabutların başına gelip gözyaşı döktü. Cenazede jandarma sık sık maske ve sosyal mesafe uyarısı yaptı. Ateş ve Em ailelerinin yakınları da cenazede gözyaşlarına hakim olamadı.

    GENÇ SÜRÜCÜ BAŞKA MEZARLIKTA DEFNEDİLDİ

    Aynı kazada yaşamını yitiren diğer aracın sürücüsü Mehmet Ali Em ise Sarıabalı Mahallesi’ne bağlı Çiftlik mevkiindeki mezarlıkta gözyaşları arasında toprağa verildi.

    KAZA GÜNÜ, AŞKLARININ 9’UNCU YIL DÖNÜMÜYDÜ

    Harun Can Ateş ve Sevgi Ateş’in geçen yıl ağustos ayında evlendiği, eylül ayında da düğün yaptıkları belirtildi. Harun Can ve Sevgi Ateş aşklarının başlangıç gününü 9 Şubat 2012 tarihi olarak belirlediği öğrenildi. Aşklarının başlangıcının yıl dönümünde kazada yaşamı yitiren çiftin, çocukluk yıllarından beri, birbirini sevdikleri belirtildi. Harun Can ile Sevgi Ateş çiftinin 7 ay önceki düğünlerinin davetiyesine, ‘Sevgiyle dolu birlikteliğimizi sonsuzluğa taşıdığımız bugün’ yazdırdığı kaydedildi. Kazada ölen Şükriye Ateş’in ise evlendikten 14 yıl sonra çocuk sahibi olduğu ve Harun Can’ı dünyaya getirdiği öğrenildi.

    KARDEŞLERİNE HEM ABLALIK HEM ANNELİK YAPIYORDU

    Küçük yaşta annesini kaybeden ve Belek turizm merkezindeki bir kreşte öğretmenlik yapan Sevgi Ateş’in aynı kazada ölen kardeşleri Gülsüm Em ve Sevda Em’e hem ablalık hem de annelik yaptığı belirtildi.

  • Kaçarak evlendiği kocası, hayatını zindana çevirdi!

    Kaçarak evlendiği kocası, hayatını zindana çevirdi!

    Antalya’da yaşayan Büşra D. (20), kaçarak evlendiği S.D.’den (22) 2 yıl boyunca şiddet gördü. S.D., tekme, tokat ve demir boruyla dövdüğü, başını su dolu leğene batırıp, köpeklerin önüne atmakla tehdit ettiği Büşra D.’nin burnunu da kırınca genç kadın kocası hakkında 1 ay uzaklaştırma kararı aldırdı. Baba ocağına dönen Büşra D., kocasının kendisine yaşattığı travmanın cezasını çekmesini istediğini söyledi.

    Kepez ilçesinde yaşayan evli ve 1 çocuk annesi Büşra D., ortaokul ve lise yıllarında sevgili olduğu S.D. ile 2 yıl önce kaçarak evlendi. Büşra D. ile kocası S.D. arasında 1 ay sonra başlayan tartışmalar, yerini şiddete bıraktı. Cep telefonu olmayan Büşra D., yaşadıklarını ailesine anlatmaya çalıştığında ise kocasından şiddet gördü.

    KOMŞULAR DUYMASIN DİYE AĞZINI BANTLADI

    S.D., ailesini aradığı için ve geçmişteki fotoğraflardan dolayı kıskançlık krizine girip, Büşra D.’ye sürekli şiddet uygulamaya başladı. S.D.’nin tekme, tokat, yumruk, taş, odun ve elektrikli süpürgenin demir borusu ile dövdüğü Büşra D., kocası ölümle tehdit ettiği için yaşadıklarını kimseye anlatamadı. S.D., uyguladığı şiddeti komşuların duymaması için de Büşra D.’nin ağzını bantladı. Büşra D., hamile olduğunda dahi kocası tarafından dövüldü.

    ABLASINI ARAYINCA BURNUNU KIRDI

    S.D., beslediği yasaklı cins köpeğin önüne atmakla tehdit ettiği Büşra D.’nin başını, çocuğunun boğazına su kaçırdığı gerekçesiyle banyoda su dolu leğenin içine defalarca batırıp çıkardı. Büşra D.’nin kendi telefonundan ablasını aradığını gören S.D., tekme tokatla karısını darbetti. Kadının burnu, aldığı darbe nedeniyle kırıldı. Bu olay sonrası komşular durumu aileye, aile de polise haber verdi. Ailesinin kendi yanında olduğunu hisseden Büşra D., aldığı tehditlere rağmen kocası S.D.’den şikayetçi olmaya karar verdi.

    BABA EVİNDE ŞİKAYETÇİ OLDU

    Baba ocağına dönen Büşra D., ailesinden aldığı destekle hukuk mücadelesi başlatarak kocasından şikayetçi oldu. İlk olarak bir aylık uzaklaştırma kararı aldıran Büşra D., kendisine uyguladığı şiddetten dolayı kocasının en ağır cezayı almasını istedi. Yüzünde, yanağında ve vücudunun birçok noktasında morluklar olan Büşra D.’nin gözlerinin altında ve burnunda ise yara izleri olduğu dikkati çekti.

    ‘ÇOCUĞU ELİNDEN ALIRIM DİYORDU’

    Ortaokul yıllarında tanıştığı kocası ile ilerleyen yıllarda kaçarak evlendiğini söyleyen Büşra D., ailesinin bu birlikteliği kabul etmediğini, her zaman kocasını ailesine karşı savunduğunu söyledi. Büşra D., “Ailem bana kızarken kocamın beni savunacağını düşünürdüm. Zaten kaçarak evlendik. Her tehlikeye karşı beni koruyacağını zannediyordum ama öyle olmadı. Bir süre sonra eşimle aramızda tartışmalar başladı. Evlenmeden önceki fotoğraflarımı görünce kıskançlık krizine girmeye başladı. Beni her yerde aşağıladı. Bana, ‘Her istediğimi yapmak zorundasın, seni döverim de sana söverim de hiçbir yere gidemezsin. Çocuğu da elinden alırım, nikahım altındasın’ şeklinde tehditlerde bulunuyordu. Ne dese ‘tamam’ demek zorunda kaldım” dedi.

    ‘KANIMI KENDİM SİLDİM’

    Yediği her dayak sonrası odasında ağladığını anlatan Büşra D., “Dayaklardan sonra odama geçer, çocuğuma sarılarak Allah’ım yardım et, beni kurtar diye dua ederdim. Bahaneler bularak beni döverdi. Elektrik süpürgesinin demir borusuyla dövüyordu. Saçımdan tutup yatak başlığına, dolap başlarına her türlü şiddeti uyguladı. Dayak yediğim zamanlarda ağzımı bantlardı. Dayak sonrası akan kanımı hep kendim sildim. Çocuğuma içirdiğim su yanlışlıkla boğazına kaçtı. Kocam da bunu görünce beni banyoya götürerek içi suyla dolu leğene başımı defalarca sokup çıkardı. Beni hep köpek yerine koyuyordu. Defalarca aldattı, aileme hakaretler ederdi. En son yediğim dayaktan sonra kendime ‘Diğer kadınlar gibi olmayacağım. Ben de ölmek istemiyorum’ dedim. Sonrasında da ailemin yanına gittim. Onların da desteğini görünce şikayetçi oldum” diye konuştu.

    Kocasının telefonundan ablasını aradığı için tekme ve yumruklarla darbedildiğini dile getiren Büşra D., bu durumdan sonra ondan ayrılmaya karar verdiğini ifade etti. Büşra D., “Kocamın telefonundan ablamla görüştüğüm için beni tekme ve yumrukla dövdü. Yatak odasında bana attığı tekmeyle burnum kırıldı. Komşuların durumu bildirmesiyle polisler geldi ve şikayetçi oldum. Kaçarak evlendiğim için ailemin beni kabul etmeyeceğini düşünüyordum. Yanılmışım, ailemin de yanımda olduğunu görünce kendime güvenim arttı. Boşanmak, tüm haklarımı almak istiyorum ve kocamın bir daha ismini dahi duymak istemiyorum. Bana yaşattıklarının cezasını almasını istiyorum” dedi. Kocası S.D.’nin 1 aylık uzaklaştırma kararı olmasına rağmen içinde korku olduğuna dikkat çeken Büşra D., yapılanların cezasız kalmamasını ve kocasının tutuklanmasını istedi.

    Büşra D. ve avukatı, S.D. hakkında, ‘kasten yaralama, ‘tehdit’, ‘hakaret’, ‘kişiyi hürriyetinde yoksun kılma’ ve ‘eziyet’ konularında suç duyurunda bulundu.

  • Elini poşete koyup hastaneye gitti

    Elini poşete koyup hastaneye gitti

    Antalya’nın Finike ilçesinde marangoz Ahmet Esen (59), ağaç keserken motorlu testerenin kopardığı sol eliyle hastaneye gitti. Ambulans helikopterle Antalya’ya sevk edilen Esen’in bilek üstünden kopan eli, 10 saatte yerine dikildi.

    Finike ilçesinde marangozluk yapan Ahmet Esen, iki hafta önce motorlu testereyle ağaç keserken sol eli bilek üstünden koptu. Ahmet Esen, Finike Devlet Hastanesi’nde yapılan ilk müdahalenin ardından kopan eli poşete konularak, ambulans helikopter ile Antalya kent merkezine sevk edildi. Özel bir hastaneye getirilen Esen’in eli, 10 saat süren ameliyat ile yerine dikildi.

    Operasyonu gerçekleştiren ekibin başındaki Op. Dr. Bülent Özgür Yazıcı, hastanın 15 gün önce bahçede motorlu testereyle çalışırken sol el bilek üstünde ampütasyon, parçalı kopma olayı yaşandığını belirterek, “Hastamız hızla kurumumuza sevk edildi. Hasta, ekibimiz tarafından operasyona alındı. Bu çok parçalı bir yaralanma ve kopma olduğu için kopan yapılar, damar, sinir, kemik ve kas yapılarını uç uca dikmemiz mümkün olmuyor. Bacağından aldığımız damar ve sinirlerle, damar sinir yaralanmalarını ve kemik yapılarını yaklaşık 10 saat süren ameliyat sonunda tamir ettik. Kendisini servisimizde takip ediyoruz. Şu an durumu çok iyi. Bu tip yaralanmalardan sonra hastayı çok uzun süren rehabilitasyon süreci bekliyor. Hastamızı bu süreçte de yalnız bırakmayacağız. Kendisini yaklaşık bir sene kadar takip edeceğiz. Hastamızın genel durumu ve eli gayet iyi, bu da bizi ve ekibimizi çok mutlu ediyor” diye konuştu.

    BACAKTAN ALINAN DAMARLAR TAMİR İÇİN KULLANILDI

    Hastanın kemik dokularında ciddi kırıklar, damar, sinir ve kas yapılarında, yani el bileğindeki tüm yapılarında yaralanma olduğunu kaydeden Op. Dr. Yazıcı, “Bu ameliyatlarda öncelikle kemik dokularını tespit ediyoruz, kısa sürede kan dolaşımı sağlamamız lazım. O nedenle Ahmet Bey’in üst bacaklarından aldığımız damarlarla öncelikle atardamar dolaşımını sağladık. Daha sonra da toplardamar dolaşımını sağladık. Ardından kas yapılarını tamir ettik. Esasen bu tip yaralanmalar hayatı tehdit eden yaralanmalardır. Yani ölümcül yaralanmalardır. Hastamız zaten bize intikal ettiğinde el bileğinden ziyade genel durumu da kan kaybına bağlı olarak şok tablosu içindeydi. Anestezi ekibimizin hızlı müdahalesiyle hastamızı hızla toparladık. Cerrahi ekibi olarak en kısa sürede ameliyatını organize ettik. Sonuçta şu anda gayet iyi görünüyor. Taburculuk işlemlerini de tamamladık” dedi.

    ‘ELİMİ POŞETE KOYDUM’

    Kopan eli yerine dikilen mobilyacı Ahmet Esen, Finike’deki evinin bahçe kenarındaki odunluğa ağaç budamaya gittiğini, üzerine çıktığı taşın ayağının altından kaymasıyla talihsiz olayı yaşadığını anlattı. Ahmet Esen, “Taşın üstünden çalışan motorla birlikte düştüm ve sol elim bilek hizasından kesildi. Kesilen elimi diğer elimle tutarak yola kadar gittim. Sol elimi bir poşetin içine koyduk. Yoldan geçen bir arkadaş beni gördü ve Finike Devlet Hastanesi’ne getirdi. Hastanedeki doktorlar ‘Antalya’ya sevkini yapacağız, bu konuda uzman olan bir doktor var. Eğer o doktorlara denk gelirsen iyileşirsin, yoksa burada tedavi etmemiz mümkün olmaz, elini kaybedersin’ dedi. Hava ambulansı ile beni Antalya’ya getirmişler. Operasyon başarıyla sonuçlandı. Allah’a şükrediyorum, doktorumuza, tecrübeli hastane çalışanlarına teşekkür ediyorum. Beni kısa sürede ameliyata hazırladılar. Şu anda elimi hissediyorum, parmaklarım oynamaya başladı” diye konuştu.

    ELİ TAMAMEN KOPTU

    Kaza sonrası elini ip kadar bir deri parçasının tuttuğunu anlatan Ahmet Esen, “O parça da hemen koptu. O anda elimi kaybettiğimi düşündüm. Tüm doktor ve hastane çalışanlarına teşekkür ediyorum. Artık serçe parmağımı hareket ettirebiliyorum. Ben mobilyacılık yapıyorum. Gördüğünüz gibi aynı elimdeki başka parmaklarım da yok. 1978 yılında bu parmaklarımı da Elmalı’da marangozluk yaparken kaybettim” dedi.

  • Savcı ‘meşru müdafaa yok’ dedi, müebbet istedi

    Savcı ‘meşru müdafaa yok’ dedi, müebbet istedi

    Antalya’da 2 çocuk annesi Melek İpek’in (31), kendisini dövüp, işkence yaptığını iddia ettiği 12 yıllık eşi Ramazan İpek’i (36) öldürdüğü olaya ilişkin hazırlanan iddianame, mahkemece kabul edildi. İddianamede, olayın meşru müdafaa olmadığı, sanığın ‘kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası ile yargılanıp tahrik indirimi uygulanması istendi.

    ​Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında, 7 Ocak gecesi yaşadıkları müstakil evde tartışma çıktı. Tartışma sonrası Ramazan İpek, eşini kelepçe takarak çıplak şekilde saatlerce dövdü.

    İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı.

    Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni aradı.

    İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı sulh ceza hakimliğince tutuklandı. Çiftin çocukları 9 yaşındaki C. ve 7 yaşındaki İ., annenin yakınlarına teslim edildi.

    ‘MEŞRU MÜDAFAA DEĞİL’

    Ramazan İpek’in öldürülmesine ilişkin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

    Cumhuriyet Savcısı Haki Çeliker imzasını taşıyan iddianamede, eşi kasten öldürmek suçundan sanığın ömür boyu hapsi istendi.

    Savcı, olayın meşru müdafaa olmadığını, sanığın tahrik indiriminden yararlanmasını istedi.

    Davanın görülmesine önümüzdeki günlerde başlanacak.

  • Fransız çift bisiklet turuna Türkiye’de başladı

    Fransız çift bisiklet turuna Türkiye’de başladı

    Fransız öğretmen Chloe (27) ve Runo Zorzi (32) çifti, 6 ay sürecek bisiklet yolculuğunun ilk ayağı olan Türkiye etabında, Antalya’nın Demre ilçesine geldi. Türkiye’nin ardından çeşitli ülkeleri gezecek olan çift, toplam 6 bin kilometre yol yapmayı planlıyor.

    Fransız öğretmen Chloe ve Runo Zorzi çifti, koronavirüs salgını nedeniyle çalıştıkları kurumlardan 6 ay izin alarak bisiklet turuna çıktı. Fransız öğretmenler, 2 Aralık günü Fransa’nın Toulouse şehrinden yanlarına aldıkları bisikletleriyle uçağa binerek, İstanbul’a geldi. İstanbul’dan bisikletleriyle Türkiye turuna çıkan çift, Çanakkale, Balıkesir, İzmir, Aydın, Denizli ve Burdur üzerinden Antalya’ya geldi. Antalya sahillerinden geriye dönüş yaparak Demre ilçesine ulaşan Zorzi çifti, Aziz Nikolaos Anıt Müzesi, Myra Antik Kenti’ni gezdi. Ardından Kaş’a doğru yola çıkan çift, şu ana kadar Türkiye’de 1300 kilometre yol kat etti.

    Runo Zorzi, “Demre’den Muğla’nın Datça ilçesine kadar bisikletle gideceğiz. Datça’dan feribotla İzmir’e, İzmir’den de otobüsle İstanbul’a geçeceğiz. İstanbul’dan tekrar yola çıkarak, Edirne’den Bulgaristan’a geçeceğiz. Buradan Makedonya, Karadağ, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya ve İtalya’yı bisikletle geçerek haziran ayında tekrar Fransa’da olmayı planlıyoruz. Toplam 6 bin kilometre yol yapacağız. Günde ortalama 80 kilometre yol yapıyoruz. Geceleri hava güzel olduğu zaman çadırda kalıyoruz. Hava yağmurlu veya çok soğuk olursa otelde geceliyoruz” dedi.

    Chloe Zorzi de Türkiye’ye ilk kez geldiğini belirterek, “Eşim ikinci kez geliyor. Koronavirüsten korunmak, çalışma şevkimizin düştüğü bu dönemde böyle bir geziye karar verdik. En uzun süreyi Türkiye’ye ayırdık. Yaklaşık 75 gün Türkiye’de kalmış olacağız. Amacımız farklı ülkeleri, farklı kültürleri tanımak. Türkiye’yi çok sevdik. Özellikle Türk insanının konukseverliği, cana yakınlığı inanılmaz. Herkes ikramlarda bulunuyor. Yol için bir şeyler veriyorlar. Türkiye’nin her yeri tarihle dolu. Çok güzel bir doğası var. Kış olmasına rağmen hava çok güzel. Bisiklet yolculuğu için ideal bir mevsim. İnsan yorulmuyor. Sıcakkanlı insanları ile bu sıcak ülkede gezmek, bu ülkeyi tanımaktan dolayı çok mutluyuz. Ayrıca bu doğada koronavirüsten de da korunuyoruz” diye konuştu.

  • Fenomen Ares’in adli tıp raporu kesinleşti! 7 ölümcül darbe

    Fenomen Ares’in adli tıp raporu kesinleşti! 7 ölümcül darbe

    Antalya’da ‘Ares’ lakabıyla bilinen sosyal medya fenomeni Şeyhmus Özdemir’i (18) öldürdüğü iddiasıyla ömür boyu hapis istemiyle tutuklu yargılanan Veysi E. (48) ile oğlu Kadir Ozan E.’nin (26), maktulün başına, hepsi ölümcül 7 darbe vurduğu, adli tıp raporu ile kesinleşti.

    Olay, geçen yıl 4 Şubat günü, Kepez ilçesi Duacı’daki ormanlık alanda meydana geldi. Kadir Ozan E., iddiaya göre bir internet sitesinde kız kardeşi H.E.’nin (14) müstehcen fotoğraflarını gördü. Kadir Ozan E.’nin baskı kurduğu H.E., fotoğrafları internet sitesine, ‘Ares’ takma adıyla tanınan sosyal medya fenomeni Şeyhmus Özdemir’in koyduğunu söyledi. Kadir Ozan E., durumu babası Veysi E.’ye anlattı. Diyarbakır’dan Antalya Kepez’e gelen baba- oğul, Özdemir’e ‘reklam filmi çekme’ bahanesiyle randevu verdi. Baba ve oğlu, bir kafeteryada buluştukları Özdemir’i ormanlık alana götürüp, öldüresiye dövdü. Ardından polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Polis tarafından gözaltına alınan baba-oğul, sevk edildikleri adliyede tutuklandı. Hastanede tedaviye alınan Şeyhmus Özdemir ise 15 gün sonra yaşamını yitirdi. Veysi E. ve Kadir Ozan E. hakkında, Antalya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘kasten öldürme’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı.

    ‘CİNAYETİ 4 KİŞİ İŞLEDİ’ İDDİASI

    Davanın 4’üncü duruşması görüldü. Tutuklu sanıklar Veysi E. ve Kadir Ozan E.’nin SEGBİS ile bağlandığı duruşmada, öldürülen Özdemir’in anne- babası ile taraf avukatları hazır bulundu. Şikayetçi anne Sultan Kızılay, oğlunun dövüldükten sonra sanıklar tarafından fotoğraflarının çekildiğini söyleyerek, fotoğrafların kime gönderildiğinin ortaya çıkarılmasını istedi. Baba Yaşar Özdemir ise olay yerini Antalya’nın yerlisinin bile bilmediğini belirterek, “Bunlar orayı nereden biliyordu? Çektikleri 4 fotoğrafı kimin için çektiler? Cinayeti iki değil 4 kişi işlemiştir” iddiasında bulundu.

    Şikayetçi avukatı Muhammet Çağrı Gökel ise sanıkların haksız tahrikten yararlanmaması gerektiğini ifade ederek, mağdurun sanıklara karşı herhangi bir eylemde bulunduğuna dair somut delil olmadığını belirtti. Sanık avukatları da müvekkillerinin kasten öldürme eyleminde bulunmadığını iddia etti.

    BAŞINDA 7 ÖLÜMCÜL DARBE

    Duruşmada, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Birinci İhtisas Kurulu’nun gönderdiği rapor da okundu. Raporun sonuç kısmında, maktulün herhangi bir hastalık veya zehirlenmeden dolayı ölümünün gerçekleşmediğine vurgu yapılarak, şöyle denildi:

    “Kişinin 4 Şubat 2020 tarihinde maruz kaldığı yaralanma ile ölümü arasında illiyet bağı bulunduğu, ölüm olayında maruz kaldığı yaralanma dışında başkaca ortak neden bulunmadığı, mahkemenizce sorulduğu üzere; otopside tespit edilen menenjitin (beyin zarı enfeksiyonu) maruz kaldığı künt kafa travması nedeniyle oluştuğu, mevcut tıbbi belgeler ve otopside tespit edilen bulgulara göre kişinin kafa bölgesine 7 (yedi) adet künt travma uygulanmış olduğu ve ayrıca sol kol ve sol göğüs bölgesi olmak üzere birer adet künt travma bulgusu tespit edildiği ve kafa bölgesinde tespit edilen künt travmaların tamamının ölümüne etkisi bulunduğu oy birliği ile mütalaa olunur.”

    Duruşma, sanıkların tutukluluğunun devamına karar verilerek ertelendi.

  • Taciz şüphelisine meydan dayağı

    Taciz şüphelisine meydan dayağı

    Antalya’da bisikletle ilerlerken bir kızı taciz ettiği iddia edilen şahıs, sokaktaki gençlerden meydan dayağı yedi.

    Olay, akşam saatlerinde Muratpaşa ilçesi Kızılarık Mahallesi Kızılırmak Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, bisikletle ilerlerken 14 yaşlarında olduğu iddia edilen bir kızı taciz ettiği ileri sürülen şüpheli, bölgedeki gençler tarafından yakalandı.

    Yere yatırılıp darp edilen şüpheli, gençlerin elinden kaçmaya çalışsa da başarılı olamadı. Darp anı bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı. Görüntülerde, gençlerin gitmeye çalışan şüpheliye engel olup yere yatırırken şüphelinin, ‘bir dakika polisi ben çağırıyorum’ dediği görüldü.

    Şüpheliyi darp eden gençlerin ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, yaralı şahıs için 112 sağlık ekiplerini olay yerine çağırdı. Zanlı, tedavi için hastaneye kaldırırken olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

  • Bankamatik önünde acı olay! Faturalarını ödeyecekti

    Bankamatik önünde acı olay! Faturalarını ödeyecekti

    Olay Manavgat ilçesinde yaşandı. Edinilen bilgiye göre bankamatikte işlem yapmakta olan bir vatandaş, bir anda yüz üstü yere yığıldı. Bankamatik kuyruğundaki vatandaşların bir bölümü yere düşen şahsa yardım etmeye çalışırken, bazı vatandaşlarda düşerken etrafa saçılan paraları toplayarak yere düşen kişinin çantasına koydu.

    Yerde yatan ve adının Kadir Ak olduğu belirlenen 62 yaşındaki adam için 112’ye bilgi verilirken, ambulans gelene kadar 112’den telefonla verilen talimat doğrultusunda yan tutulup yüzüne ve bileğine kolonya sürülerek müdahalede bulunuldu.

    112 sağlık ekibinin gelmesinin ardından nefes almadığı belirlenen Kadir Ak, ambulansa alınarak sağlık görevlileri tarafından kalp masajına başlanıldı. Kadir Ak’ın duran kalbinin tekrar çalışması ve hayata dönebilmesi için Manavgat Devlet Hastanesi’nde yaklaşık 45 dakika süren müdahaleden sonuç alınamadı.

    AİLESİ GÖZYAŞLARINA BOĞULDU

    Kadir Ak’ın rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığını öğrenen damadı, kızı ve eşi Manavgat Devlet Hastanesine koşarken, yapılan müdahale sırasında sürekli dua ettiler. Doktorların dışarı çıkarak, ölüm haberini vermesiyle aile gözyaşlarına boğuldu.

    ESKİŞEHİR’E GÖTÜRÜLECEK

    2 çocuk babası olan Kadir Ak’ın Eskişehir’de yaşadığı, DSİ’den emekli olduğu, Manavgat’ta yaşayan kızı, damadı ve torununu görmek için sık sık Manavgat’a geldiği bildirildi.

    MAAŞINI ÇEKİP FATURALARINI ÖDEYECEKTİ

    Kadir Ak’ın 1 gün önce maaş günü olduğu, olay meydana geldiğinde maaşını çekip kredi kartı ve diğer faturalarını ödemek için bankamatikte işlem yaptığı bildirildi. Kalp krizi sonucu hayatını kaybettiği tahmin edilen Kadir AK’ın kesin ölüm sebebi otopsi sonucu belli olacağı öğrenildi.