Kategori: Antalya

  • Lüks cipte infaz! 2 ölü, 1 yaralı

    Lüks cipte infaz! 2 ölü, 1 yaralı

    Antalya’nın Varsak semtinde öğle saatlerinde meydana gelen saldırıda, 34 DKF 631 plakalı lüks cipteki 2 kişi tabancayla vurularak öldürüldü, 1 kişi de yaralandı.

    Olay, Kepez ilçesi Esentepe Mahallesi Şahinbey Caddesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 34 DKF 631 plakalı lüks cipin içerisinde seyir halinde ilerleyen 3 kişi ışığa yaklaşırken yavaşladıkları sırada kimliği tespit edilemeyen şüpheli veya şüpheliler tabanca ile ateş açtı.

    Başlarından vurularak ağır yaralanan biri sürücü, diğeri yolcu koltuğunda oturan 2 kişi hayatını kaybederken, diğer yaralı ise hastanede tedavi altına alındı.

    Polis, olayla ilgili geniş çaplı inceleme başlattı.

  • Cinsel ilişki sırasında öldüğünü söyledi

    Cinsel ilişki sırasında öldüğünü söyledi

    Antalya’da, evinde ölü bulunan ve ön otopsi raporunda kalp krizinden yaşamını yitirdiği kaydedilen Gülsüm Taç’ı (46) öldürdüğünü polis merkezinde itiraf eden Cem Yılmaz (43), yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına gönderdiği 15 sayfalık savunmada, Gülsüm Taç’ın cinsel ilişki sırasında yaşamını yitirdiğini ileri sürdü.

    Antalya’da özel bir şirkette çalışan Gülsüm Taç, 24 Mayıs günü işe gelmeyince meraklanan mesai arkadaşları, polise haber verdi. Kadının evine giden polis, kapı açılmayınca çilingir yardımıyla içeri girdiğinde, mutfakta kahvaltı masasındaki Taç’ın yaşamını yitirdiğini belirledi. Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Kurumu morgunda yapılan ön otopside, Taç’ın vücudunda darp izi olmadığı, kesici ve ateşli silah yarası bulunmadığı, ölümünün kalp krizi olabileceği, ancak kesin ölüm nedeninin detaylı otopsiden sonra ortaya çıkacağı belirtildi. Ardından Taç’ın cenazesi yakınları tarafından alınarak toprağa verildi.

    Adana’da 27 Mayıs’ta polis merkezine giden ve resim öğretmeni olduğunu söyleyen Cem Yılmaz, Antalya’da evinde ölü bulunan Gülsüm Taç’ı tanıdığını, yaklaşık 2,5 yıldır sevgili olduklarını söyledi. Yılmaz, bir süre önce Antalya’ya giderek onun evinde kaldığını, bir sabah kalktığında onu mutfakta ölmüş halde görüp korkarak kimseye söylemediğini, Adana’ya döndüğünü ifade etti. Bunun üzerine ‘yardım ve olayı bildirme yükümlülüğünü yerine getirmemekten’ hakkında işlem yapılan Yılmaz, serbest bırakıldı. 28 Mayıs’ta polisi telefonla arayan Yılmaz, Gülsüm Taç’ı öldürdüğünü söyleyip, vicdan azabı çektiği için intihar edeceğini belirtti. Bunun üzerine polis, şüphelinin adresine gitti. Yılmaz, evde intihar girişiminde bulunmuş halde bulundu.

    BORNOZ KUŞAĞIYLA BOĞAZINI SIKMIŞ

    Hastaneye kaldırılıp tedavi edilen Yılmaz ifadesinde, 12 Mayıs’ta Gülsüm Taç’ın yanına gittiğini, 22 Mayıs’a kadar yanında kaldığını, kendisinin Adana’ya dönmek istediğini, ancak sevgilisinin buna izin vermediğini söyledi. Banyoda onu öldürmeye karar verdiğini aktaran Yılmaz, sevgilisinin boğazını bornoz kuşağıyla sıkarak öldürdüğünü belirtti. Şüpheli ifadesinde, kocasından uzun süredir ayrılmadığı, kendisinin de Adana’ya gitmesine ve ailesiyle görüşmesine izin vermediği için Taç’ı boğarak öldürdüğünü kaydetti.

    TUTUKLANDI

    Cem Yılmaz, cinayeti örtbas etmek ve boynundaki morlukların görünmemesi için fondöten sürdüğünü söyledi. Daha sonra kıyafetlerini giydirip mutfakta kahvaltı yaparken boğularak ölmüş izlenimi vermek için ağzına bir parça ekmek ve peynir koyduğunu, ocağa da süt koyup altını yanık halde bıraktığını ifade etti. Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri Antalya polisi ile irtibata geçip şüpheliyi teslim etti. Antalya’da adliyeye sevk edilen Yılmaz, çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

    PORTRESİNİ ÇİZMİŞ

    Resim öğretmeni Cem Yılmaz’ın, cinayetin ardından Gülsüm Taç’ın portresini çizdiği de ortaya çıktı. Yılmaz’ın, portreyi çerçeveletip evinin bir köşesine koyup, çiçeklerle süslediği, yanına da ‘Gülsümüm mayam benim. Keşke beni aileme gönderseydin. Kocandan ayrılma sürecini uzatmasaydın. Yanına geliyorum, seni seviyorum’ yazılı not bıraktığı belirlendi. Diğer yandan ikilinin, 4 yıl önce Amasya’da resim kursunda tanışıp arkadaşlık kurduğu, bir süre görüştükten sonra yollarını ayırdıkları, 1.5 yıl sonra yeniden görüşmeye başladıkları öğrenildi.

    Sanık Cem Yılmaz, Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üçüncü kez hakim karşısına çıktı. Tutuklu sanık bulunduğu cezaevinden duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılırken, Gülsüm Taç’ın yakınları ile taraf avukatları salonda hazır bulundu. Mahkeme başkanı sanık Cem Yılmaz’ın duruşmaya saatler kala 15 sayfalık yeni savunma sunduğunu söyledi. Şikayetçi ve sanık avukatı yeni savunmanın içeriğini bilmediklerini belirterek, mahkemeden süre istedi.

    Maktulün kardeşi Ş.Ç. olayın arka planında bir şeyler olduğunu belirterek, “Sanık bunları açıklasın biz de bilelim. Ablamı planlı bir şekilde öldürmüştür. Nasıl soğukkanlı bir şekilde yıkamış hepimiz öğrenelim. Ne anlatacaksa anlatsın. Biz de rahata kavuşalım. Madem bu kadar çok seviyormuş ablamı, evli olduğunu biliyormuş, ayrılıp evlenselerdi. Sevgilisiydi de neden öldürdü” dedi.

    ‘CİNSEL İLİŞKİ SIRASINDA ÖLDÜ’ İDDİASI

    Sanık Cem Yılmaz mahkemeye sunduğu yazılı dilekçesini tekrar ettiğini ifade ederek, “Ben hayatımda ilk defa mahkemeye çıktığım için olayın etkisini de üzerimden atamamıştım. Birinci duruşmadan sonra daha rahat konuşabilmek için psikiyatriye gittim. İkinci duruşmaya onun önerisiyle çıktım. 3 haftadır da görüşüyorum. Psikiyatri yaşadığım olayın daha taze olduğunu ve yaşadıklarımın da normal olduğunu söyledi. Şu anda halen tedavi görüyorum. Gerçekten ortada ağır bir cinsel durum var. Ben ağır cinsel ilişkinin bilinmesini istemediğim için bugüne kadar anlatmadım. Mahkeme heyetinden, herkesten özür diliyorum. Gülsüm gerçekten zor bir insandı ama ben kesinlikle kendisini öldürmedim. Öyle bir teşebbüsüm de olmadı. Gülsüm cinsel ilişki sırasında öldü” diye konuştu.

    Sanık avukatı ise Adli Tıp raporunda Gülsüm Taç’ın kanında yüzde 41 oranında etanol mevcut olduğunu belirterek, etanolün ani ölümlere sebebiyet verdiğini öne sürdü. Avukat, mahkemenin Adli Tıp’tan görüş sormasını da istedi.

    Mahkeme heyeti sanığın tutukluğunun devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

  • Rektör açıkladı! Muhittin Böcek 10 gün içinde taburcu edilebilir

    Rektör açıkladı! Muhittin Böcek 10 gün içinde taburcu edilebilir

    Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, halen tedavisi süren Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in bir hafta ya da 10 güne taburcu edilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Özkan, koronavirüs tedavisi süren Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in durumunun da iyi olduğunu kaydetti.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, koronavirüse yakalanmasının ardından akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle bir süre özel hastanede tedavi edildi. Başkan Böcek, rahatsızlıklarının artması nedeniyle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın isteği üzerine Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. AÜ Hastanesi doktorları ve sağlık çalışanlarının yoğun mücadelesi sonunda Başkan Böcek, 64 günlük yoğun bakım tedavisinin ardından geçen hafta normal odaya alındı.

    ERCENGİZ’İN GENEL SAĞLIK DURUMU İYİ

    Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ise geçen hafta koronavirüse yakalandığını ve evde tedavi gördüğünü duyurdu. Başkan Ercengiz, önceki gün Burdur Devlet Hastanesi’nde sağlık durumunun kontrol edilmesinin ardından oksijen satürasyonunun (kandaki oksijen doygunluğu) düşmesi, bazı kan değerlerindeki dengesizlik nedeniyle tedbir amaçlı ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi.

    ‘İKİ BAŞKANIMIZIN SAĞLIK DURUMU İYİYE GİDİYOR’

    Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, tedavileri süren Başkan Böcek ve Başkan Ercengiz’in durumuyla ilgili açıklama yaptı. Prof. Dr. Özkan, “Başkan Böcek’in tedavisi devam ediyor. Normal olarak besleniyor, rahatlıkla oturabiliyor ve fizik tedavisi yoğun bir şekilde devam ediyor. Başkanımızın durumu yavaş yavaş daha iyiye gidiyor. Ancak taburcu olmasıyla ilgili net bir süre söz konusu değil, bir hafta ya da 10 gün sürebilir. Çok uzun bir süreç olmayacağını düşünüyorum” diye konuştu.

    Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’in de sağlık durumunun iyiye gittiğini söyleyen Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Başkan Ercengiz’in tedavisine serviste devam ediyoruz. Genel durumu iyi, oksijen ihtiyacı yok, tedavi ve takipleri devam ediyor. Her iki başkanımızın ve hastalarımızın sağlığına kavuşması için bütün sağlık çalışanı arkadaşlarımız canla başla çalışıyor, onlara bir kere daha teşekkür ediyorum. Pandemi sürecinde vatandaşlarımızı salgına karşı daha da duyarlı olmaya davet ediyorum” diye konuştu.

  • Kızıl geyik avlayan eski başkan kendini böyle savundu

    Kızıl geyik avlayan eski başkan kendini böyle savundu

    Antalya’nın Alanya ilçesinde, kapatılan beldenin eski belediye başkanı MHP’li Mehmet Kula’nın Kütahya’da avladığı kızıl geyiğin fotoğrafını sosyal medyada paylaşması, tartışmaya neden oldu. Mehmet Kula, “Ben yasal olmayan hiçbir şey yapmadım. Devletin izin verdiği miktarda ücretini ödemek koşuluyla yasal bir avlanma yaptık. Zaten avlandığımız hayvan yaşlı, devletin izin verdiği hayvanlar da onlar” dedi.

    Tarım ve Orman Bakanlığı, kızıl geyik acente kotalarının avlattırılmasına ilişkin 14 bin ile 30 bin lirasında bedellerle ihale açtı. Bu ihaleye katılarak Kütahya ve Eskişehir arasındaki Türkmen Dağı eteklerindeki kızıl geyik avına çıkan Alanya’nın kapatılan Güzelbağ belde belediyesinin eski başkanı MHP’li Mehmet Kula, avladığı kızıl geyiğin fotoğrafını sosyal medyadan paylaştı. Kula fotoğrafın altına da, “2020-2021 Av turizmi kapsamında adıma verilen kızıl geyik kotasını Kütahya Türkmenbaba Yaban Hayatı geliştirme sahasında icra ettik. Avlanma süresi içerisinde yanımda olan Milli Parklar görevlisi Kamil Bayır Beye, bize rehberlik eden Rasim Altıntaş’a, yol arkadaşım Hüseyin Güven Beye yakın ilgi ve alakaları için teşekkür ediyorum. Devlete bir kuruş borcu olmayan bütün avcı dostlarıma rastgele diyorum” diye yazdı.

    Ancak fotoğraf, tartışmaya neden oldu. Mehmet Kula’nın avladığı hayvanın nesli tükenmekte olan bir tür olduğunu belirten birçok sosyal medya kullanıcısı bu duruma tepki gösterdi.

    ‘YANLIŞ BİR ŞEY YAPMIŞ OLSAM ZATEN MÜDAHALE EDİLİRDİ’

    Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine konuşan Mehmet Kula, yaptığı işin yasal olduğunu söyledi. Mehmet Kula, yasal olarak avlandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

    “Devletin izin verdiği miktarda ücretini ödemek koşuluyla yasal bir avlanma yaptık. Zaten avlandığımız hayvan yaşlı, devletin izin verdiği hayvanlar da onlar. Onların avlanmasıyla genç hayvanların önünü açmak için yaşlıların avlanılmasına izin veriliyor. Ben devlet adamıyım, yanlış, yasal olmayan bir şeyi asla yapmam. Devletin polisi, jandarması var, yanlış bir şey yapmış olsam zaten müdahale edilirdi. Benim gibi avlanma yapan avcıların ödediği parayı, devlet hayvanlara yem su gibi ödemelerde kullanıyor. Tepki verenlerin amacı üzüm yemek değil, bağcı dövmek. Dünyada bu avlanma şekli av hayvanının olduğu bütün ülkelerde var. Unutmasınlar; giydikleri ayakkabı hayvan derisi, giydikleri kürkler hayvan derisi, kasaptan aldıkları et hayvanlardan elde ediliyor. Avcılar toplumun en düzgün insanlarıdır. Bir lira devletin herhangi bir kurumuna borcun olsa ne ruhsat ne de belge alabilirsin. Fincancı katırları ürktüğüne göre yanlış yolda değiliz.”

    ‘NESLİ TÜKENMEKTE OLAN BİR GEYİK DEĞİL’

    Mehmet Kula’ya rehberlik eden bölgedeki Lütfiye köyünün muhtarı Rasim Altıntaş, yörede yasal olarak avlanma yapıldığını söyledi. Kızıl geyik için açılan ihaleye Mehmet Kula’nın da katıldığını ifade eden Altıntaş, “İhale sonucu alınan yasal bir avlanma söz konusu. Zaten Mehmet Kula’nın yanında Milli Parklar görevlisi de yer alıyor. Avladığı geyik de bu bölgede oldukça fazla olan yaşı ilerlemiş bir geyik. Ancak bahsedildiği gibi avlanması yasak olan ya da nesli tükenmekte olan bir geyik değil” dedi.

    ‘ELDE EDİLEN GELİR HAYVANLARA HARCANIYOR’

    Bakanlığın açtığı ihalelerde elde edilen paraların yine hayvanlar için harcandığını ifade eden Rasim Altıntaş, “Türkmen Dağı’nda yaklaşık 500 kızıl geyik var. Açılan ihalelerden elde edilen paralar bakanlık tarafından tamamı yine bu hayvanlara yonca ve yem için harcanıyor. Sadece geyikler değil, bölgelerdeki tavşan, kızıl geyik, yaban domuzu gibi bütün hayvanlara yem dağıtılıyor. Kış şartları başladıktan itibaren çalışıyoruz. Ormanın görevlilerinin ulaşamadığı yerlere traktörlerimiz ile ulaşıyoruz. Türkmen Dağı’nın Türkmen Baba mevkii olan bin 800 rakımda kızıl geyiklerin bol olduğu bir mevkii, biz de doğaya yem bırakıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Sokakta fareyi tokatlayıp ısıran kadının cezası 947 TL

    Sokakta fareyi tokatlayıp ısıran kadının cezası 947 TL

    Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde, kucağına aldığı hamster cinsi fareyi tokatlayıp, ısırmaya çalıştığı anların görüntüleri ortaya çıkan genç kadının kimliği belirlendi. Polisin incelemesi sonrası S.K. olduğu tespit edilen kadın gözaltına alınıp, 947 lira para cezası uygulandıktan sonra bırakıldı.

    Gazipaşa ilçe merkezinde kaydedilen görüntülerde, kimliği öğrenilemeyen genç bir kadın, kucağına aldığı hamster cinsi fareyi tokatlarken görüldü. Zaman zaman hayvanın kafasını da ısırmaya çalışan kadının neden böyle bir şey yaptığı belirlenemedi. Çevredekiler tarafından kaydedilen görüntüler, sosyal medyada yayılınca hayvan hakları savunucuları ve hayvanseverler yaşananlara tepki gösterdi. Bazı kullanıcılar ise kadının hayvanı sevmeye çalıştığını iddia etti.

    Olayın ardından harekete geçen Gazipaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, cep telefonu görüntülerinin yanı sıra çevredeki güvenlik kameralarını da incelemeye aldı. Polis yaptığı çalışma sonucu genç kadının S.K. olduğunu belirledi. Polis tarafından gözaltına alınan S.K.’ye Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında 947 lira para cezası uygulandıktan sonra bırakıldı.

  • Çarşafa sarılı bulundu! Bebek ölüsü sanıldı

    Çarşafa sarılı bulundu! Bebek ölüsü sanıldı

    Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde, çarşafa sarılı bebek cesedi olabileceği ihbarıyla ormanlık alana gelen polis ekipleri, kedi ölüsü olduğunu tespit etti.

    Olay, saat 14.30 sıralarında, Hurma Mahallesi 256 Sokak’taki ormanlık alanda meydana geldi.

    Yürüyüş yapanlar, ağaçların arasında, beyaz çarşafa sarılı bir şey olduğunu görünce bebek cesedi olabileceği düşüncesiyle 112 Acil Yardım Hattı’na bildirdi.

    İhbarın ardından harekete geçen polis ekipleri, kısa sürede bölgeye geldi.

    Polis, çarşaf içinde kedi ölüsü olduğunu tespit etti. Kedi, karton kuyuya konularak, götürüldü.

  • CHP’li eski başkan koronavirüsten öldü

    CHP’li eski başkan koronavirüsten öldü

    Mustafa Aras, bir süre önce koronavirüse yakalandı. Tedavi altına alınan Aras, durumu ağırlaşınca 7 Kasım günü, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Aras, dün doktorların tüm müdahalesine rağmen kurtarılamadı.

    ‘DERİN ÜZÜNTÜ İÇERİSİNDEYİZ’

    CHP İlçe Başkanı Coşkun Karadağ, “Yönetim kurulu üyemiz, çalışkanlığı, bilgi ve birikimiyle bizlere öncü ve destek olan çok değerli partilimiz, Demirtaş belediye başkanlığı, meclis üyeliği ve milli eğitimde aldığı görevlerle Alanya’ya büyük hizmetler yapmış olan Mustafa Aras’ı kaybetmiş olmanın derin üzüntüsü içerisindeyiz” dedi.

    Mustafa Aras, Alanya Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevinden emekli olduktan sonra Demirtaş belde belediyesi başkanlığı görevi yapmıştı.

  • Muhittin Böcek, yoğun bakımdan çıktı

    Muhittin Böcek, yoğun bakımdan çıktı

    Koronavirüs tedavisi sonrasında akciğerlerinde oluşan hasar nedeniyle 64 gündür yoğun bakımda tedavi gören Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bugün normal servise alındı.

    Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 17 Ağustos’ta Covid-19 testinin pozitif çıkması üzerine özel hastanede tedaviye alındı. Sağlık durumunun kötüye gitmesi üzerine Başkan Böcek, 7 Eylül’de yoğun bakımda uyutuldu. Koronavirüs tedavisinin ardından astım rahatsızlığı ve akciğerlerindeki yırtılma nedeniyle Başkan Böcek’e daha iyi nefes alabilmesi için trakeostomi uygulandı.

    64 GÜN SONRA NORMAL SERVİSTE

    25 Eylül’de Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen Başkan Böcek, yoğun bakımdaki 64 günün ardından bugün normal servise alındı.

    Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, bugün saat 11.30’da düzenleyeceği toplantıda, Başkan Böcek’in genel sağlık durumuyla ilgili açıklama yapacak.

  • Antalya’da tur teknesi battı! 1 kişinin cesedine ulaşıldı

    Antalya’da tur teknesi battı! 1 kişinin cesedine ulaşıldı

    Antalya’nın Alanya ilçesi açıklarında tur teknesi battı. Teknedekileri kurtarma çalışmaları sürüyor.

    Antalya’nın Alanya ilçesinde tur teknesi battı. Sahil güvenlik ekiplerince tur teknesinde kurtarma çalışmaları başlatıldı.

    Sahil Güvenlik Komutanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; “Alanya’da tur teknesinin batması sonucu 37 kişi kurtarılmış, 1 kişinin cansız bedenine ulaşılmıştır.” ifadelerine yer verildi. Teknede toplam 38 kişi olduğunun öğrenilmesi üzerine arama kurtarma faaliyetlerine son verildi.

    Antalya’nın Alanya ilçesinde tur teknesi battı, teknedekileri kurtarma çalışmaları sürüyor.

    Alanya Kalesi Fosforlu Mağarası mevkisinde kıyıdan yaklaşık 50-100 metre açıkta henüz bilinmeyen bir nedenle tur teknesi battı.

    İhbar üzerine bölgeye giden sahil güvenlik ekiplerince, teknedekileri kurtarma çalışması yürütülüyor.

    Ayrıntılar geliyor…

  • 3 kişiyi öldürdü, cezası kaldırıldı

    3 kişiyi öldürdü, cezası kaldırıldı

    Isparta’nın Yalvaç ilçesinde 18 yıl dini nikahla yaşadığı Asiye Aydoğmuş (37) ve babası Orhan Aydoğmuş (56) ile Muhtar Ayşe Adıgüzel’i (58) tüfekle vurarak öldürdüğü iddiasıyla 3 kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Ramazan Duyan’a (54), aynı olayda Adıgüzel’in eşi Ömer Adıgüzel’in de aralarında bulunduğu 3 kişiyi öldürmeye teşebbüs ettiği gerekçesiyle verilen 27 yıl hapis cezası, Antalya İstinaf Mahkemesi tarafından kaldırıldı. Ölü taklidi yaparak hayatta kalmayı başaran Ömer Adıgüzel, karara tepki göstererek, itiraz edeceklerini söyledi.

    Antalya’da çiftçilik yapan Ramazan Duyan, başkasıyla evli olmasına rağmen 18 yıl önce dini nikah kıydırıp, Asiye Aydoğmuş ile yaşamaya başladı. Ancak çift arasında zamanla anlaşmazlık çıktı. Asiye Aydoğmuş da Isparta’nın Yalvaç ilçesine bağlı Çetince Köyü’ndeki baba evine döndü. Ramazan Duyan, tüm ısrarlarına rağmen geri dönmeyen Asiye Aydoğmuş ile görüşmek için geçen yıl 15 Ağustos günü köye geldi. Aydoğmuş ailesinin evine gitti.

    İddiaya göre çift arasında, ‘eve dönme’ meselesinde çıkan tartışmanın büyümesi üzerine araya baba Orhan Aydoğmuş girdi. Yaşanan arbedenin ardından Duyan, evden ayrıldı. Asiye Aydoğmuş ise telefonla Muhtar Ayşe Adıgüzel’i arayarak, durumu haber verdi.

    3 KİŞİYİ ÖLDÜRÜP KAÇTI, JANDARMA YAKALADI

    Muhtar Ayşe Adıgüzel de eşi Ömer Adıgüzel ile baba- kızın evine geldi. Bir süre sonra elinde pompalı tüfekle geri dönen Ramazan Duyan, evin önünde oturan Orhan Aydoğmuş’a ateş etti. Baba Aydoğmuş yere yığılırken, Ramazan Duyan, kendisine engel olmaya çalışan Muhtar Ayşe Adıgüzel’i de vurdu. Ramazan Duyan, evin mutfak bölümünden gelen ve babasının üzerine kapanan Asiye Aydoğmuş’a da 2 el ateş etti. 3 kişi olay yerinde hayatını kaybederken, Ramazan Duyan, geldiği kamyonetle kaçtı. Ömer Adıgüzel’in haber vermesi üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Jandarma, Duyan’ı Gelendost ilçesi Bağıllı köyü yakınlarında yakaladı.

    Yalvaç Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan sanığa, 3 kişiyi öldürmekten 3 kez ömür boyu, 3 kişiyi öldürmeye teşebbüsten de 9’ar yıldan toplam 27 yıl hapis cezası verildi.

    Halen Yalvaç T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ramazan Duyan verilen cezaya Antalya İstinaf Mahkemesi’nde itiraz etti. İtirazı görüşen 4. Ceza Dairesi, 6 Ekim günü verdiği kararında, sanığa 3 kişiye yönelik ‘öldürmeye teşebbüs’ suçundan verilen cezayı, yeterli delil olmadığı gerekçesiyle kaldırdı ve beraata hükmetti. 3 kez ömür boyu hapis cezasını ise onadı.

    Kararla ilgili önümüzdeki günlerde Yargıtay süreci başlayacak.

    ‘KARARA İTİRAZ EDECEĞİZ’

    Olaydan ölü taklidi yaparak kurtulan Ömer Adıgüzel, cezasının kaldırılmasına isyan etti.

    Ömer Adıgüzel, “Zanlının gözü dönmüştü ve rastgele ateş ediyordu. Benimle beraber orada Osman ve Emine Aydoğmuş da vardı. Silahı bize doğrulttu ama tüfek ateş etmedi. Bunun üzerine olay yerinden uzaklaşan sanık az ötede havaya ateş ederek, kaçtı. O tüfek tutukluluk yapmasa biz de şimdi belki ölmüş olacaktık. Eşim kollarımda can verdi. Ben bir yandan eşimin şah damarındaki kanı durdurmak için elimle bastırırken bir yandan da ölü taklidi yapıp kurtuldum. Bu karara avukatım aracılığı ile itiraz edeceğim” dedi.