Kategori: Antalya

  • Dünyada ilk! Kadavradan alınan rahimle anne oldu

    Dünyada ilk! Kadavradan alınan rahimle anne oldu

    Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde, Prof. Dr. Ömer Özkan tarafından 8 Ağustos 2011’de dünyanın başarılı ilk rahim nakli yapılan Derya Sert (32), anne oldu. Kadavradan alınan rahimle hamile kalan Derya Sert, 4 Haziran günü erkek bebek dünyaya getirdi. Prof. Dr. Ömer Özkan’a teşekkür eden Sert ailesi, bebeğe doktorun adını verdi.

    AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, Prof. Dr. Ömer Özkan, Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, Prof. Dr. Özlenen Özkan ve uzman ekiplerin katılımıyla, basın toplantısı düzenlendi. AÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal, özellikle organ nakli olmak üzere bütün branşlarda yetkin hekimlere sahip bir hastane olduklarını belirterek, “Çok sağlam laboratuvar altyapısı ve hastanenin tüm çağdaş tedavi seçeneklerini hastalarımıza sunmaktayız. Bölgemizin ve şehrimizin en önemli sağlık merkezlerinden bir tanesi. 2011 yılında Ömer Özkan hocamızın başkanlığındaki bir ekip kadavradan rahim nakli yapmıştı Derya Sert isimli hastamıza. O zamandan beri hastamız takip ediliyordu. İlk embriyo transferle gebeliği, 2013 yılında ben başhekimdim ve sizlerle paylaşmıştım. Ama daha sonra o doğuma kadar yaşamamıştı. Bugünkü paylaşacağımız güzel haber, Derya Sert hastamız embriyo transferinden sonra çok başarılı bir gebelik geçirdi ve 4 Haziran’da sağlıklı bir bebek dünyaya getirdi. Bu başarıda emeği geçen özellikle Ömer Özkan hocamız başta olmak üzere, ekipte yer alan tüm hekim arkadaşlarımıza personelimize, dışarıdan bu sürece destek veren diğer hekimlerimize çok teşekkür ediyorum, üniversitemiz adına. Hem ülkemiz için hem de tüm dünya ölçeğinde böyle bir başarıya imza attıkları için” dedi.

    DÜNYADAKİ İLK NAKİL

    Sürecin 8 Ağustos 2011 tarihinde başladığını belirten Prof. Dr. Ömer Özkan, “Özüne bakarsanız bu süreç içerisinde Derya Sert’in özeli, dünyada kadavradan yapılan başarılı ilk rahim naklidir. 2000 yılında Suudi Arabistan’da yapılan ve 99 gün sonra başarılı olmayarak alınan rahim naklinden sonra o süreçteki tecrübelerimizi, klinik çalışmalarımızı kliniğe yansıttık ve Derya Sert’e o tarihte naklimizi yaptık. Tabi dünyada önemli güzel bir tepki topladı ve Avrupa, Japonya, Endonezya’ya kadar tutun, dünyanın birçok merkezinden ziyaretler oldu ve o kliniklere yardımlarımız, mevzuat çıkarmaları ameliyat olması için her türlü teknik desteği ve bilgi birikimimizi yansıttık. Hastamızı ziyaret ettiler. Ameliyat tekniğimizi mümkün olduğunca hem klinik literatürde hem de canlı olarak sunumlarımızı yaptık” diye konuştu.

    SAĞLIK BAKANLIĞI VE DERYA SERT’E TEŞEKKÜR

    Sonraki süreçte gebelikler olduğunu anlatan Prof. Dr. Özkan, “Ama hem hastayı sıkmayacak, zarar vermeyecek şekilde hem de biz literatüre katkımız olacak şekilde çalışmalarımıza devam ettik süreç içerisinde tabi önemli çalışmalar oldu. Herkesin büyük oranda katkısı oldu. En son yaptığımız transferden sonraki durumda da bugün karşınızda mutlu şekilde buradayız. Özellikle o süreçte dünyada yapılmayan rahim nakline bize izin veren Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığına teşekkür ediyorum. Her türlü altyapıyı, teknik desteği ve kanuni mevzuatlarla gerekli tüm destekleri özel izinle verdiler. Bu süreci yakından takip ederek, hastayla ilgili bilgileri sürekli bizden alarak takip ettiler. Ayrıca Derya Sert’i de bize olan inancından dolayı teşekkür ediyorum. Hem bize inandı ve sonuçta mutlu bir şekilde bugünleri gördük” dedi.

    TÜRK TIBBINA ÖNEMLİ KATKILARI OLACAK

    Süreçteki tüm ekip arkadaşlarına da teşekkür eden Prof. Dr. Özkan, “Burada mutlu olduğumuz kısım, bir sevinci yaşıyoruz, Derya da anne olmanın sevincini yaşıyor. Ama daha önemlisi Derya 10 sene boyunca bu sevinci almak için yaşadığı süreçte aslında tıbba çok büyük katkıda bulundu. Bunu tabi bilimsel yayınlarda sunacağız. Gebelik süreci, rahmi bile olsa gebelik yaşamamış birçok anneye umut olabilecek bazı bulgular saptadık. Yıllardır söylerdim moleküler çalışmalar devam ediyor, bu çalışmalarla ilgili güzel bulgular var. Bunları inşallah bilimsel literatürde kadın doğum uzmanlarımız takip edecek ve Türk tıbbına önemli katkılarımız olacak” diye konuştu.

    ‘SERT BEBEK’ DİYORUZ

    Eşi ve bölüm başkanı Prof. Dr. Özlenen Özkan ile bu süreci başından beri takip ettiklerini de anlatan Prof. Dr. Özkan, “Sağlıklı bir şekilde çocuğumuzu doğurtma imkanı bulduk. 4 Haziran günü 28 haftalık olarak 760 gram doğurttuk. Küçük bir bebek olmasına rağmen çok güzel bir takiple literatüre uygun. Cinsiyeti erkek, anne babası karar verecek. Biz şu anda ‘Sert bebek’ diyoruz. Takiplerini de böyle yapıyoruz. Doğduktan sonra rahmi almış olduk ve bu konuda anne de çok rahatlamış oldu” dedi.

    22 GÜNLÜK OLDU

    Yeni doğan servisinden yoğun bakım uzmanı Dr. Hakan Ongun, 28 haftalık olarak 760 gram doğan bebeğin şu anda 22 günlük ve 910 gram olduğunu belirterek, “Doğduğu andan itibaren hiç entübe olmadı. Şu anda da yeni doğan yeni bakım ünitesinde göğüs içerisinde destek tedavisine devam ediyoruz. Tümüyle anne sütüyle sonda aracılığıyla beslenmeye devam ediyor. Büyümesine gelişmesine tüm yeni doğan ekibi olarak destek olmaya çalışıyoruz, takipteyiz” dedi.

    TEK BİR EMBRİYO TRANSFERİ

    Prof. Dr. Ömer Özkan ve Özlenen Özkan’ın bu işin mimarı olduğunu belirten kadın doğum uzmanı Prof. Dr. Mustafa Bahçeci, “Biz de elimizden geldiği kadar katkıda bulunduk ve bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gurur duyuyorum. 4.5 senedir beraber çalışıyoruz. Bu süreçte birtakım denemeler yaptık, eksikler neler, bunları bulduk ve daha sonra da son dönemde transferini yaptık. Tek bir embriyo transfer ettik. Bundan önce kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerini uygulayarak bu hasta için en uygun neyin olduğunu bulmaya çalıştık. Ve bunun sonucu bir embriyoyu transfer ettik ve sonuçta 4 Haziran günü bir canlı doğumla emeğimizin karşılığını gördük” diye konuştu.

    PROF. ÖZLENEN ÖZKAN: ÇOK AĞLADIM

    Bu projenin çok özel bir proje olduğunu belirten Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Biz birçok kez karşınıza çıktık, ama benim için belki de hayatımın en güzel projelerinden bir tanesiydi. Ben de doğum yaptım ama Derya’nın yaptığı doğumda çok ağladım. Çok ciddi emek var, 10 yıl içinde biz başka nakiller yapabilirdik ama Derya üzerine eğildik ve çok ciddi bulgulara ulaştık. En büyük emek doktor Ömer Özkan’ın, bize verdiği ışıkla dünyada rahim nakillerine bundan sonra sahip olacak anneleri ve bebeklerinin vesilesi odur. Onunla çalışmak bizim için çok büyük keyif. Çalışma arkadaşı ve bir kadın olarak çok teşekkür ediyorum kendisine. Sağlık Bakanlığı bize ilk günden itibaren çok büyük destek verdi. Çok güzel bebeğimiz oldu. İnşallah Derya ve Mustafa Sert ailesi büyüdü, kocaman bir aile oldu. Küçük bebek Sert de inşallah Ömer Özkan gibi insanlık için hayırlı bir şahsiyet olur” dedi.

    DOĞUM SEZARYENLE YAPILDI

    Dünyadaki ilk başarılı rahim naklinden sonra böyle mutlu bir haber vermekten mutluluk duyduklarını belirten kadın doğum uzmanı Prof. Dr. İnanç Mendilcioğlu, “Uzun süre bu hastamızın takibinde bulundum. Olası risklere karşı gerekli bilgiye sahiptik. Çok sıkı takip yaptık ve pandemi süreci de eklendiğinde risk biraz daha arttı. Gebemizin takibinde 28’inci haftada anne ve bebeğin sağlığı için doğumun uygun olduğunu hep beraber tartışarak karar verdik ve 28’inci haftada doğurttuk. Sezaryenle bir doğum oldu ve sonrasında herhangi bir sorun olmadı. Şu anda bebeğimiz stabil bir şekilde takipte. Türk ve dünya tıbbına hayırlı olsun” diye konuştu.

    Çok önemli tıp olaylarıyla basın mensuplarının karşısına çıktıklarını dile getiren Başhekim Prof. Dr. Bülent Aydınlı, “Organ nakli merkezinin başarısı belli. Kuruluşundan bu yana çok önemli işler yapıldı. Ömer Özkan hocamız ve ekibinin bu kompozit doku nakilleriyle beraber aslında dünyada en çeşitli ve en farklı nakil yapılan merkezlerden biri haline geldik” dedi.

    Mersin’in Anamur ilçesinde yaşayan ve doğuştan rahmi olmayan Derya Sert’e, 8 Ağustos 2011 tarihinde kadavradan alınan rahim, Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından 7 saat süren ameliyatla nakledildi. Sağlık Bakanlığı’nın özel izniyle yapılan nakil sonrası Mustafa Sert ile evli olan Derya Sert, bebek sahibi olması için birkaç kez denenen embriyo transferi sonucu gebe kaldı. Ancak kese büyüyemediği için gebelik sonlandırıldı. Geçen 4 Haziran’da ise 28 haftalık 760 gram erkek bebek dünyaya geldi.

  • Yaşlı kadının elini öpüp 850 bin TL’sini almışlar

    Yaşlı kadının elini öpüp 850 bin TL’sini almışlar

    Antalya’da kendilerini polis olarak tanıtan dolandırıcılar, ‘Eşinizin hesap bilgilerini ve hepinizin kimlik bilgilerini bankacılar para karşılığı satmış. Sizin adınıza yurt dışından yüklü miktarda kredi çekilecek. Bize yardımcı olun’ diyerek, Pervin Zehra Kurma’dan (87) 850 bin TL aldı. İki gün sonra dolandırıldığını anlayıp, polise başvuran Kurma, “Kendisini telefonda komiser olarak tanıtan kişi benden parayı alan şahsa ‘Teyzenin elini de öp’ dedi. Elimi öpen şahıs parayı alıp gitti” dedi.

    Olay, geçen yıl 17 Temmuz günü Döşemealtı ilçesi Nebiler Mahallesi’nde meydana geldi. Pervin Zehra Kurma, yaşlılığa bağlı unutkanlık sorunu yaşayan eşi Mehmet Emin Kurma (82) ile otururken, ev telefonu çaldı. Telefondaki kişi kendisini ‘Önder Özgür’ olarak tanıtıp, emniyet müdürlüğünden aradığını söyledi. Komiser olduğunu belirten kişi yaşlı kadına, ‘Eşinizin hesap bilgilerini ve hepinizin kimlik bilgilerini bankacılar para karşılığı satmış. Sizin adınıza yurt dışından yüklü miktarda kredi çekilecek. Biz bunu araştırıyoruz. Bize yardımcı olun’ dedikten sonra hesaptaki 850 bin TL değerindeki parayı Euro olarak çekmelerini istedi.

    ‘BANKANIN VERECEĞİ PARA SAHTE’ YALANI

    Telefondaki kişi, Pervin Zehra Kurma’ya, bankanın vereceği paranın sahte olacağını, bu nedenle paranın emniyet tarafından incelenip bankacılara operasyon yapıldıktan sonra parasına kavuşacağını söyledi. Bankadan 110 bin Euro çeken yaşlı kadın, sürekli telefon irtibatında olan sahte komiserin yönlendirdiği ve kendini ‘Hüseyin Çelik’ olarak tanıtan kişiye parayı teslim etti. Sahte komiser parayı alan kişiye ‘Teyzenin elini de öp’ dedi. Yaşlı kadının elindeki para dolu çantayı alan dolandırıcı, Pervin Zehra Kurma’nın elini öpüp, ayrıldı. Yaşlı kadını tekrar arayan dolandırıcı ‘Kimliğinizi değiştireceğiz. Bizden haber bekleyin’ dedikten sonra bir daha aramadı. İki gün bekledikten sonra dolandırıldığını anlayan Pervin Zehra Kurma, polis merkezine gitti. Başından geçenleri anlatan Kurma, dolandırıcılardan şikayetçi olduğunu söyledi.

    3 ŞÜPHELİ YAKALANDI

    Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma sonunda, kendisini polis ‘Hüseyin Çelik’ olarak tanıtan Haçım Demir Şanlıurfa’da, kendisine yardım ettiği iddia edilen Iraklı Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı ile İsa Metyar ise Bolu’da yakalandı. 3 şüpheli Antalya’ya getirildi. Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı, Haçım Demir ve İsa Metyar, ‘kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta, kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurumlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçlamasıyla çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklandı. İsa Metyar 3 ay cezaevinde kaldıktan sonra adli kontrolle tahliye edildi.

    Savcı Ahmet Şevken’in hazırladığı iddianame, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, Haçım Demir ve Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı’nin şüpheli İsa Metyar’ın kullandığı araçla Bolu’dan Antalya’ya geldikleri belirtilerek, “Şüpheli Haçım Demir ve Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı’nin, müştekiden parayı teslim almak üzere ticari taksiye binerek buluşma yeri olan Nebiler Mezarlığı’na gittikleri, Haçım Demir’in parayı müştekiden elden teslim aldığı, şüpheli Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı’nin ise bu sırada gözcülük yaptığı, paranın teslim alınmasından sonra şüphelilerin taksi ile olay yerinden ayrıldıkları, daha sonra ise her üç şüphelinin tekrar buluşarak geldikleri araçla Antalya’dan ayrıldıkları anlaşılmıştır. Bu şekilde şüpheliler Haçım Demir, İsa Metyar ve Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı’nin henüz kimliği tespit edilemeyen faili meçhul şüphelilerle iştirak iradesi ile hareket ederek müştekiye karşı üzerlerine atılı suçu işledikleri anlaşılmaktadır” denildi.

    Önceki gün görülen ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Dheyaa Abdulzahra Mohammed Al Tameemı, Haçım Demir ile tutuksuz sanık İsa Metyar, duruşmaya SEGBİS bağlantısıyla katıldı. Dolandırılan Pervin Zehra Kurma ile eşi Mehmet Emin Kurma ve taraf avukatları ise salonda hazır bulundu. Sanıklar savunmalarında suçlamaları kabul etmezken, Haçım Demir’in avukatı Şafak Baysal, BTK’dan gelen görüşme raporlarına göre şikayetçiyi arayan numaralar ile müvekkili arasında bir bağ kurulamadığına dikkat çekerek, “Müvekkilimin üzerinden çıkan telefonda suça ilişkin herhangi bir görüşme yapıldığına dair resmi bir kayda rastlanmamıştır” dedi.

    ‘O PARAYLA TORUNLARIMIZI OKUTUYORDUK’

    Şikayetçi Pervin Zehra Kurma ise yıllardır biriktirdikleri paranın ellerinden alındığını belirterek, “Biz o parayla torunlarımızı okutuyorduk. Eşim rahatsız olduğu için dolandırıcılarla muhatap olamadı. Hep ben oldum. Günler süren telefon görüşmesinin ardından kendisini komiser olarak tanıtan dolandırıcı bana, ‘Çektiğin parayı benim göndereceğim Hüseyin Çelik isimli polis memuruna teslim edeceksin. Yanına gelecek olan kişi ‘gözde1933′ şeklinde şifre söyleyecek’ dedi. Parayı teslim edeceğim gün Nebiler Mezarlığı’na gelen kişi şifreyi söyledi. Telefondaki sahte komiser gelen şahsa, ‘teyzenin elini de öp’ dedi. Sonra şahıs elimi öptü ve parayı alıp gitti. Şikayetçiyim” diye konuştu.

    Duruşmaya tanık olarak katılan taksi şoförleri ise sanıkları teşhis ederek, onları Nebiler Mezarlığı’na götürüp, getirdiklerini söyledi. Mahkeme tutuklu sanıkların tutukluğuna devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

  • Eşiyle tartışıp, evi yakmaya kalkıştı

    Eşiyle tartışıp, evi yakmaya kalkıştı

    Antalya’nın Kumluca ilçesinde eşiyle tartışan F.G. (35), kendisini içeri kilitleyip, evdeki eşyaları yakmaya kalkıştı. İhbar sonrası gelen polis kapıyı kırıp girdiği evde yangını söndürdükten sonra F.G.’yi gözaltına aldı.

    Temel Eğitim Mahallesi Atatürk Caddesi Akdeniz Apartmanı’nın ikinci katında oturan F.G., saat 14.00 sıralarında henüz bilinmeyen sebeple eşi Z.G. ile tartıştı. Tartışmanın büyümesinin ardından F.G., eşi ve 4 çocuğunu dışarı çıkarıp, oturma odasındaki eşyaları yakmaya kalkıştı. Z.G.’nin telefonla durumu anlatıp yardım istediği kayınbiraderi, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi.

    İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri yönlendirildi. Gelen polis ekipleri, kapıyı kırıp içeri girerek, F.G.’nin ateşe verdiği eşyaları söndürdü. F.G.’yi gözaltına alıp, evden çıkaran polis ifadesi için İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürdü.

    Evi yakmaya çalışan adamın, yaklaşık 2 ay önce cezaevinden tahliye olduğu öğrenildi.

  • İl dışından gelen kişilerde virüs çıktı, türbe ziyarete kapatıldı

    İl dışından gelen kişilerde virüs çıktı, türbe ziyarete kapatıldı

    Antalya’nın Elmalı ilçesindeki Abdal Musa Türbesi, kent dışından ziyarete gelen bir çiftte koronavirüs tespit edilmesi üzerine ziyarete kapatılırken, bu çiftle temaslı olduğu belirlenenler ise karantinaya alındı.

    Elmalı’daki Abdal Musa Türbesi’ni kent dışından ziyarete gelerek, önceki gün hastaneye başvuran bir çiftte koronavirüs tespit edildi. Bunun üzerine İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından olağanüstü toplantıyla türbenin bulunduğu alanın ziyarete kapatılıp, halihazırda türbenin çevresinde çadır kurup, ziyarete gelenlerin karantinaya alınması kararlaştırıldı. Bu çiftle temasta olduğu belirlenen 130 kişiye koronavirüs testi yapılırken, temaslı olmadığı anlaşılan diğer vatandaşlar ise tedbirli bir şekilde bölgeden uzaklaştırıldı. Jandarma ekipleri türbenin çevresini demir bariyerlerle kapatarak, ziyarete gelenleri geri çevirdi. Elmalı Belediyesi de türbe ve çevresinde temizlik ve dezenfeksiyon çalışması yaptı.

    İlçe Umumi Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararında, konuya ilişkin şu ifadeler yer aldı:

    “Elmalı Tekke Mahallesi Abdal Musa Türbesi çevresinde il/ilçe dışından gelip konaklamak suretiyle, çadır kurarak toplanan vatandaşların rutin toplum sağlığı çalışmaları çerçevesinde yapılan ziyaretlerde Covid-19 testlerinde pozitif çıkan vatandaşların tespit edilmesi, denetimlerimizde sosyal mesafe-maske-temizlik kurallarına uyulmadığı tutanaklarla tespit edilmesi sebebiyle, türbe bahçesi ve çevresinde belirlenen yerlerde çadır kurmak suretiyle konaklayan vatandaşların bulunduğu bölgenin ve orada çadır kurmak suretiyle konaklamakta olan vatandaşların tamamının 14 gün süreyle karantina altına alınmasına, ekli krokide belirtilen karantina bölgesine giriş ve çıkışların 14 gün süreyle yasaklanmasına, bahse konu Abdal Musa Türbesi ve çevresinde, Tekke Mahallesi sınırları içinde ve Mursal ve Kuzköy mahalleleri arasında bulunan ve Kazanpınarı olarak bilinen mesire alanında çadır kurarak konaklama yapılmasının 14 gün süreyle yasaklanmasına, Abdal Musa Türbesi’nin ve çevresindeki boş alanlar ve sosyal hizmet yapıları bölgesinde icra edilmekte olan ritüeller, türbe ziyaretleri ve kurban kesimi gibi faaliyetlerin 14 gün süreyle kısıtlanmasına 19.06.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.”

  • 18 yıllık sır cinayeti kırık cam parçası aydınlattı

    18 yıllık sır cinayeti kırık cam parçası aydınlattı

    Manavgat’ın Örenşehir Mahallesi’ndeki Nazar Tatil Sitesi’nde 7 Ocak 2002’de bekçi Mehmet Ali Arslan, öldürülerek cesedi sahile gömüldü. O dönem yakalanan ve mahkemece cezalandırılan şüpheli, cezası Yargıtay tarafından bozulmasının ardından beraat etti.

    Manavgat İlçe Jandarma Komutanlığı’nın Mehmet Ali Arslan cinayetiyle ilgili bir süredir yürüttüğü çalışmalar kapsamında, JASAT tarafından da özel ekip oluşturuldu. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinasyonunda olayla ilgili dosyada o dönemki tanık ifadeleri, suç delilleri ve olay yerinde yeniden çalışma yapıldı.

    Cinayetin olduğu bölge ve civar köylerde, yeniden yapılan araştırma ve vatandaşlarla yapılan görüşmelerin ardından JASAT ekibi, yakın bir mahallede yaşayan A.Ü.’nün şüpheli olduğunu değerlendirdi.

    Şüpheli A.Ü.’nün yapılan araştırmasında, 2002 yılından bu yana kimliğini hiç değiştirmediği ve hiçbir kamu kuruluşunda işlem yaptırmadığı saptandı. Şüphelinin sosyo-ekonomik durumunu da araştıran JASAT ekipleri, A.Ü.’nün davranışlarıyla olay tarihinden bu yana kendisini sakladığını değerlendirdi.

    A.Ü.’yü günlerce takip eden jandarma ekipleri, şüphelinin alkol bağımlısı olduğu, uyku problemi yaşadığı ve gece yarısında uyanarak alkol aldığını tespit etti.

    PARMAK İZİ KIRIK CAMDAKİYLE EŞLEŞTİ

    Jandarma tarafından 15 Haziran günü gözaltına alınan A.Ü.’nün parmak izi, olay tarihinde cinayetin işlendiği yerde bulunan ve delil olarak saklanan kırık bir cam parçasında bulunan parmak iziyle eşleşti. A.Ü., uzman ekip tarafından alınan ifadesinde, cinayeti işlediğini itiraf etti. A.Ü., olayın olduğu gece çok alkol aldığını, tartıştığı Mehmet Ali Arslan’ın kendisini dövdüğünü söyledi.

    Bunun üzerine yanında taşıdığı bıçakla, Mehmet Ali Arslan’ı öldürdüğünü anlatan A.Ü cesedi sahile taşıyarak kuma gömdüğünü aktardı.

    A.Ü., bu olaydan kimseye bahsetmediği gibi hiç evlenmediğini, ‘yakalanma’ korkusuyla hiçbir kamu kurumunda işlem yaptırmadığını da kaydetti.

    Şüpheli A.Ü., itiraflarının ardından cumhuriyet savcısının da katıldığı ve jandarma tarafından geniş güvenlik önlemlerinin alındığı yer göstermede cinayeti nasıl işlediğini ayrıntılarıyla anlattı.

    Jandarmada işlemleri tamamlanan A.Ü., sağlık kontrolünün ardından dün adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusunun ardından Sulh Ceza Hakimliği’ne çıkarılan A.Ü., tutuklanarak cezaevine kondu.

  • 3 ki̇şi̇ni̇n testi̇ pozi̇ti̇f çıktı, 4 ev karanti̇naya alındı

    3 ki̇şi̇ni̇n testi̇ pozi̇ti̇f çıktı, 4 ev karanti̇naya alındı

    Antalya’da yeni tip koronavirüs testleri pozitif çıkan 3 kişinin yaşadığı sokaktaki 4 ev karantinaya alındı. Polis ekipleri evlerin bahçesini, arazözden aldıkları hortumla yıkadı.

    Muratpaşa ilçesi Doğuyaka Mahallesi 1201 Sokaktaki müstakil bir evde yaşayan 3 kişi, yaşadıkları rahatsızlıklar nedeniyle hastaneye başvurdu. Hastanede yapılan incelemeler sonrasında 3 kişinin korona virüs testleri pozitif çıkması üzerine filyasyon ekibi çalışma yaptı. Ailenin yaşadığı ve temaslı olabileceği değerlendirilen yaklaşık 25 kişinin yaşadığı 4 müstakil evde karantinaya alındı. İlçe Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile 14 gün karantinaya alınan evlere giriş çıkışlar yasaklandı. Sokak içerisinde 4 evin etrafı çift katlı polisin demir bariyerleriyle çevrelendi. 10 polis ekibi sokak içi ve çevresinde güvenlik önlemi aldı. Alınan önlemler sonrasında Muratpaşa Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğüne bağlı ekipler içinde dezenfektan bulunan arazözle sokakta temizlik yaptı. Polis ekipleri ise arazözden çektikleri hortum aracılığıyla hem bariyerleri hem de evlerin bahçelerini yıkadı. Öte yandan karantinadaki evlerden birinde vatandaşların balkonda kahvaltı yaptığı görüldü.

    14 gün sürecek karantina boyunca sokakta yaşayan vatandaşların ihtiyaçları, Kaymakamlık, Vefa Destek Gurubu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Muratpaşa Belediyesi ekiplerinde karşılanacak.

  • Buğday tarlarlarında renk cümbüşü

    Buğday tarlarlarında renk cümbüşü

    Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde el dokuması binlerce halı ve kilim, mikroplardan arındırılmak ve renklerinin pastele dönüştürülmesi için buğday tarlalarına serilmeye başlandı. Halı ve kilimlerle rengarenk hale dönüşen tarlalar görsel şölen oluşturdu.

    Döşememaltı ilçesi Karataş Mahallesi’nde,buğday hasadının ardından tarlalar el dokuması halı ve kilimler için hazırlandı. Bölgede halı ticareti ile uğraşan Halil Börekçi, birbirinden değerli el dokuması geleneksel motiflerle oluşturulan binlerce halı ve kilimin bakım ve onarım işlemine başladı. Börekçi ve personeli buğday hasadının ardından çalışmalarına haziran ayı başlangıcı itibariyle hız verdi. Türkiye’nin farklı bölgelerinden toplanan kilim ve halılar, renklerinin solarak pastele dönüşmesi ve mikroplarından arınması için bir dizi işlemden geçiriliyor. İşçilerin ellerinde yeniden kendine gelen halı ve kilimler ilk yıkama işleminin ardından tarlalarda yerini alıyor. 15 gün arayla her iki yüzü de güneşletilen halı ve kilimler, zaman zaman rüzgar nedeniyle ters dönse de hemen düzeltiliyor. Yaklaşık bir ay gündüz sıcak akşam nemli havada bırakılan halıların son yıkama ve bir dizi işlemin ardından tozlarından arındırılarak yurt dışına gönderiliyor. Şu an tarlada 5 bin halı varken bu sayının yaz ortasında 10-15 bine çıkması hedefleniyor.

    Halı serme işlemi ve tarladaki halı ve kilimler havadan drone ile görüntülendi.

    “Yurt dışına satılıyor”

    Karataş Mahallesi’nde 150 dönümlük buğday tarlasında halı ticareti ile uğraşan Halil Börekçi, haziran ayı başlangıcı itibariyle birbirinden değerli el dokuması halı ve kilimleri güneşle buluşturmaya başladıkları söyledi. 50 yıldır halı ve kilim işi ile uğraştığının altını çizen Börekçi, “1976 yılında Döşemealtı’nda halı yıkama ve güneşletme işine başladım. Burada halıları yıkıyoruz, güneşletiyoruz, yırtık olanları tamir ediyoruz ve boyuyoruz. Bunun yanında kullanılamayacak derecede yırtık halıları birleştirip büyük halı yapıyoruz. Tamir edilebileceklerin onarımını yapıyoruz” dedi.

    Daha önce yılda 30 ile 50 bin arasında halı ihracatı yaptıklarını hatırlatan Börekçi, “1989 yılında Türkiye’de halı ihracatında üçüncü oldum. Ama şimdi yıllık satışımız 500 ile 1000 arasında. Genelde Amerika, Avrupa, Japonya, Avustralya, Güney Amerika ülkeleri ve İngiltere gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. Yurt dışına satıyoruz, yurt içi satışımız yok gibi” ifadelerine yer verdi.

    Sterilize ediliyor

    Halı ve kimlerin hepsinin el dokuması ve geleneksel el sanatlarına uygun olduğunu dile getiren Börekçi, “Organik boya, organik pamuk, organik yünden yapılan halı ve kilimler. Bu halı ve kilimleri biz burada steril yapıp, mikroplardan arındırıyoruz. Yünün üstünde kalan fazla boya ve aracı maddeleri, virüsleri güneşleterek uçuruyoruz. Molekül halinde yün ve boya ortada kalıyor. Yüne parlaklık ve yumuşaklığı ortaya çıkıyor. Yurt dışından genelde organik halı ve kilim aldıkları için yıllardır bu işi yapıyoruz” diye konuştu.

    “Şu an 4 bin halı var”

    Tarladaki halıların hepsinin yıkandığının ve güneşletmenin ardından tekrar yıkandığının altını çizen Halil Börekçi, ”Güneş altında halının 15 gün bir yüzü, 15 gün diğer yüzü duruyor. Üzerinde fazla boya, aracı madde kalmayanları ve steril olanları topluyoruz. Sonra ayırma işlemi yapıyoruz. Yapılan işlemlerin ardından yurt dışına gönderiyoruz” dedi.

    “Hedef 10-15 bin”

    Halıların güneşletme işleminin yapıldığı tarlada birkaç gün önce buğday ekili olduğunu kaydeden Börekçi, “ Şimdi halı tarlası oldu. İlk başta 10-15 dönüm yer seriyoruz. Yazın ortasına doğru 50-60 dönüme çıkabiliriz. Geçtiğimiz yıllarda 150 dönüme ulaşmıştık. Halı dokuyan, tamirat ve yıkama yapan kişi sayısı azaldı. Daha az miktarda iş yapıyoruz. Burada 4 bin civarında var, sezon sonuna kadar 10-15 bini hedefliyoruz” dedi.

    “Canlı renkle moda”

    Bu yıl canlı renklerin moda olduğunu işaret eden Börekçi, “Renkli halı ve kilimler moda. Doğal halı ve kilimleri yapmaya çabalıyoruz. Şu an tarlada her renk var. Burada güneşletmemizin nedeni ise gece soğuk çiğ düşüyor, gündüz sıcak oluyor ve çiğ uçup gidiyor. Bu uçma sırasında halının üzerinde yabancı maddeler uzaklaşıyor. O nedenle yıllardır burayı kullanıyoruz. Ekimin 15’ine kadar güneşletme işlemimiz devam edecek” ifadelerine yer verdi.

  • Antalya’da nesli̇ tehlike altında olan geyi̇k böceği̇ bulundu

    Antalya’da nesli̇ tehlike altında olan geyi̇k böceği̇ bulundu

    Antalya’da sebze ve meyve komisyoncusunda çalışan Ramazan Keskin, Kumluca Toptancı halinde nesli tükenmekte olan geyik böceği buldu.

    Antalya’nın Kumluca ilçesi Kumluca Toptancı Hali Durdaş Komisyon evinde çalışan Ramazan Keskin ve arkadaşları, komisyon evi önünde daha önce hiç görmedikleri bir böceğe rastladı. Araştırdıklarında bu böceğin, Hatay bölgesinde yaşadığını ve neslinin tükenmekte olduğunu öğrendiler. Böceği kendi imkânlarıyla korumaya alan Ramazan Keskin, böceği hangi kuruma teslim edeceğini bilemedi. İlk aklına gelen ise gazetecilere haber vermek oldu.

    Keskin, “Sabah saat 08.00 sıralarında Kumluca Toptancı Halinde satış yaparken tesadüfen bu böceğin Hatay bölgesinde yaşayan ve nesli tükenmek olan bir böcek olduğunu öğrendim. İlgili kurumlara teslim etmek için sahiplendim. İlgili görevlilere teslim edeceğiz. Kimi arayacağımı bilemedim. Gazeteci arkadaşları aradım. İlgili kurumların gelip teslim almasını bekliyoruz” dedi.

  • Alev topuna dönen araçtan canlarını zor kurtardılar

    Alev topuna dönen araçtan canlarını zor kurtardılar

    Antalya’da seyir halindeyken yanmaya başlayan otomobil, adeta alev topuna döndü. Sürücü aracını yol kenarına çekip alev alev yanışını izlediği sırada, freni boşalan otomobil park halindeki araçlara doğru ilerledi, bunu gören diğer sürücüler araçları ve kendilerini alevlerin arasından son anda kurtardı.

    Olay, Kepez ilçesi Kütükçü Mahallesi’nde 11.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Ali İhsan G. (65) hakimiyetindeki otomobil seyir halindeyken bir anda motor kısmından alev almaya başladı. Aracını yol kenarına park eden sürücü, otomobilden indi. Sürücü Ali İhsan G., aracının yanışını izlediği sırada alev topuna dönen otomobilin freni boşaldı. Yolun yokuş aşağı olması sebebiyle park halindeki diğer araçlara doğru hareket etmeye başlayan otomobil, büyük panik yaşattı. Durumu fark eden araç sahipleri otomobillerine binerek yanan aracın yanından son anda uzaklaştı. Halen hareket halinde bulunan otomobil, kaldırıma çarparak durabildi.

    İhbarın ardından bölgeye gelen itfaiye ekiplerinin yarım saatlik çalışması sonrası söndürülen araç, kullanılamaz hale geldi.

  • Ceset sandılar, bozuk peynir çıktı

    Ceset sandılar, bozuk peynir çıktı

    Antalya’daki binadan yoğun koku gelmesi üzerine ceset paniği yaşayan mahalleli, polise ihbarda bulundu. Binada inceleme yapan polis ve zabıta ekipleri, kokunun kapatma kararı alınan fırının deposunda bozulan peynirden geldiğini belirledi.

    Muratpaşa ilçesi Rauf Denktaş Bulvarı’nda işletmecisi tarafından kapatılan fırından gelen kötü koku, çevredeki esnafı rahatsız etti. Ceset kokusu paniği yaşayan çevre sakinleri, polise ve zabıtaya haber verdi. Olay yerine gelen polis ve zabıta ekipleri, uzun süredir kapalı olan fırının kapısını açıp, içeri girdi. Yoğun kokunun oluştuğu iş yerinde inceleme yapan ekipler, deponun kapısını açtığında bozulmuş gıda ürünleriyle karşılaştı. İnceleme yapan polis ve zabıta, kokunun bozulmuş peynirden kaynaklandığını belirledi. Ekiplerin uyarısı üzerine iş yeri sahibi temizlik çalışması başlattı.