Merkez Camii’nde öğlen namazından sonra cemaatin ziyaretine açılan Sakal-ı Şerif önce muhafaza edildiği ve kat kat sarılı renkli kumaşlar arasında görevlilerce çıkarıldı. Ardından, Posof din görevlileri tarafından ve cemaatle beraber getirilen Salavat-ı Şeriflerle ziyarete başlandı.
Erkek cemaatin ziyaretinden sonra okunan Hatm-i Şerif’ten sonra da hanım cemaatin ziyaretine sunuldu. Cemaat ziyaretten ayrılmak istemese de program gereği camiden çıkmak zorunda kaldı.
Posof’ta Mart ayı ile beraber başlayan yağmur karları eritmeye devam ediyor. Yamaçlarda ve düz yerlerde kar kalmadı. Karlar eriyince yeşilliklerde oluşmaya başladı.
Bölgede donan göller bile tamamen eridi. Posof merkezde vatandaşlar hayvanlarını dışarıda otlatmaya başladılar.
06.02.2023 tarihinde merkez üssü Pazarcık olarak açıklanan deprem felaketi ile ilgili olarak tüm ülke seferber olurken emekli Ziya Akçay’da maaşının yarısını Türk Kızılay’ına diğer yarısını ise AFAD’a bağışladı. Akçay bağışların ardından yaptığı açıklamada, “Ülkemizin yaşadığı bu olay beni derinden üzdü, gün birlik ve beraberlik içerisinde hareket etme günüdür. Devletimizin deprem felaketi yaşayan vatandaşlarımızın yaralarını sarmasına katkıda bulunmak için bende maaşımı bağışladım” dedi.
Aralıksız devam eden kar yağışı yüksek yerlerde bir metreyi geçti. Posof ilçe merkezinde ise iki günde kar kalınlığı 30 santimetreye ulaştı.
Ardahan şehir merkezinde gece en düşük hava sıcaklığı -24,8 derece olarak ölçüldü. Ayaz nedeniyle sabah saatlerinde işlerine gidenler, zor durumda kaldı. Sokak hayvanları, kuşlar soğuktan etkilendi. Sabah saatlerinde etkili olan sis ve yolların buzlu olması ulaşımı da olumsuz etkiledi. Vatandaşlar, kat kat elbise giydiklerini fakat yine de üşüdüklerini söyledi. Emre Öztürk, ’’Hava çok soğuk ve geceleri sıcaklıklar eksi 30 dereceye kadar düşüyor. Burada yaşamak gerçekten çok zor ve beresiz, atkısız ve kalın bir mont olmadan dışarı çıkmak mümkün değil. Her yer beyaz bir örtüyle kaplı ve her yer buz.’’
Ardahan’ın ilçelerinde ise en düşük sıcaklıklar sıfırın altında olmak üzere şöyle gerçekleşti: Göle 28, Hanak 20,2, Damal 18, Çıldır 21,8, Posof 14,3 olarak ölçüldü.
Dondurucu soğukların etkisiyle yüzeyinin tamamı buzla kaplanan Çıldır Gölü’ne gelen yerli ve yabancı ziyaretçiler, gölün üzerinde atlı kızak yaparak keyifli anlar yaşadı. Yüzeyi soğukların etkisiyle cam gibi buzla kaplanan Çıldır, muhteşem manzarası ve göz alıcı mavisi ile ziyaretçilerini büyülüyor.
Buz üstünde tur atmanın keyfini kedisi çıkaran Emre Bayrak ise ilgi odağı oldu. Kedisi ile buz üzerinde yürüyüşe çıkan Bayrak, “Ardahan’da görev yapıyorum. Daha öncesinde de Çıldır Gölü’ne gelmiştik. Şimdi ise kedimizi de getirelim istedik. Bunun da gezmesini istedik. Gölün buz tuttuğunu öğrenince soluğu burada aldık” dedi.
Türkiye’nin ihracatının artması ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle deniz trafiğinin karaya yönelmesi nedeniyle Çıldır-Aktaş Gümrük Kapısı’nda yoğunluk giderek artıyor. Yüzlerce tır sürücüsü, Kafkasya’ya geçiş için Gürcistan sınırındaki yoğunluk nedeniyle araçlarında bekleyişlerini sürdürüyor. Çıldır-Aktaş Sınır Kapısı’ndaki kuyrukta günlerce bekleyen tır sürücüleri bu durumdan şikayetçi.
Hava sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle yüzeyi donmayan Çıldır Gölü’nde kürek sörfü heyecanı yaşandı. Ardahan’da ikamet eden Hüseyin Geçgel, Ahmet Çemberci ve Mustafa Necati Sütcü kürek sörfü sporunu (Standup Paddleboarding) Ardahan’ın Çıldır Gölü üzerinde gerçekleştirdi. Donmaya yakın Çıldır Gölü’nde -8 derece sıcaklıkta bu sporu yapan sporcular hava sıcaklığına aldırmadan kürek sörfünün tadını çıkardı.
Gençlerin enerjilerini sporda harcamalarını istediklerini söyleyen Hüseyin Geçgel, “Daha önce bu sporu Mersin’de yapmıştım. Ardahan’da Çıldır gölünde de deneme fırsatımız oldu. Çıldır gölünün kürek sörfü sporu için çok uygun olduğunu deneyerek öğrenmiş olduk. Çıldır Gölü’nün durgunluğu bu spora çok uygun. Buna benzer sporları turizm içine katarak gelişim sağlanabilir. Tüm macera sever sporcuları Kürek Sörfü için Çıldır Gölüne bekleriz” dedi.
Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Deniz trafiğinin karaya yönelmesi nedeniyle gümrük kapılarında yoğunluk giderek artıyor. Rusya-Ukrayna savaşı deniz taşımacılığını karayoluna yöneltti ve sınır kapılarında tır yoğunluğunun artmasına neden oldu. TIR yoğunluğunun artmasının bir sebebi de artan ihracat.
Çıldır Aktaş Sınır Kapısı’ndaki kuyrukta günlerce bekleyen tır sürücüleri ise sıkıntılı. Özellikle gümrük kapılarında altyapının yetersiz oluşundan şikayet eden sürücüler bu sorunların bir an önce giderilmesini istiyor.
Türkiye’de kaz yetiştiriciliğinde önemli yere sahip Ardahan’da kış öncesi besiye alınan kazlar, şu sıralar kesimi yapılıp kadınların hünerli ellerinden geçerek sofralara ulaşıyor.
Ardahan’ın ilçe ve köylerinde nisan ayından itibaren sonbahara kadar meralarda otlayan, ekim ayından bu yana yalnızca arpayla besiye alınan ve sonra yağlanarak lezzetini alan kazların kesim işlemi sürüyor. Ardahan mutfağının vazgeçilmezlerinden olan ve yumurtadan çıktıktan sonra büyük emeklerle yetiştirilen kazlar, kasım ayında soğuğu görüp kar yedikten sonra kesiliyor. Köylüler, yaz aylarında bakım ve beslenmelerini yaptıkları kazları kestikten sonra evlerinin çatı saçaklarının altlarına veya direklere asarak kurutmaya başlıyor.
Ardahan’ın Çıldır ilçesine bağlı Taşdeğirmen köyünde yaşayan Fatma Korkmaz, şubat ve mart aylarında yumurtadan çıkan kazları ilk önce arpa, kırma ve yemle beslendiğini söyleyerek, daha sonra yeşilliklerde ve sulak alanlarda beslemeye alındığını söyledi. Korkmaz, “Doğal ortamlarda beslenerek büyüyen kazlar kesime hazır hale gelir. Kesimi yapılan kazlar temizlendikten sonra tuzlanarak kurutulmaya bırakılır. Kurutulmaya bırakılmasının en önemli özelliği güneşte kurutulup soğukta ayazı yemesidir” dedi.
Kaz yumurtasının kanser hastalarına, kaz yağının ise romatizmaya iyi geldiğini söyleyen Korkmaz, “Kaz yumurtası kanser hastalarına iyi geliyor. Kaz yağının ise astım hastaları başta olmak üzere romatizmaya iyi geldiğini biliyoruz. Kaz yağı vitamin ve besleyiciliğinin yanı sıra onarıcı bir yağ olmaktadır. Kaz yağı romatizma rahatsızlıklarında ve soğuktan kaynaklı eklem ağrılarında faydalı olmaktadır. Kaz yağının insan derisi içerisine etki etme oranı oldukça yüksektir. Kaz yağının ağrılı bölgeye sürülmesi, ısıtma ve kan dolaşımını masaj yoluyla artırarak romatizma ağrısını hafifletip, o bölgenin sıcak tutulmasıyla şifa olunması sağlanmaktadır. Kaz yağının kol, bacak, ayak gibi bölgelere sürülerek ağrı ve sızıyı dindirdiği bilinmektedir” diye konuştu.
Lezzet-i Kür restoran sahibi Fatih Yılmaz, Ardahan’ın meralarında otlayan kazların kesimden sonra doğal bir ortamda kurutulduğunu söyleyerek, “Kazlarımız tamamen doğal ortamlarda beslendiği için ürünümüz de tamamen organiktir” ifadelerini kullandı.
Doğu Anadolu’nun gözbebeği olan kaz etinin lezzetini doğal ortama borçlu olduğunu söyleyen Yılmaz, “Kazlar özellikle meralar başta olmak üzere dere, nehir kenarı ve sulak alanlarda yetişip büyürler. Yetişen kazlar, kışın gelmesiyle kar yağmadan son 10 gün önce doğal ortamlardan alınıp kapalı alanlarda besiye alınır. Besiye alınan kazların, arpa ve buğday ile beslenerek daha iyi et tutması sağlanır. Besinin ardından kesimi yapılan kazlar tuzlanarak kurutulmaya bırakılır. Bunun amacı ise kazın 3 santimetre olan derisindeki yağın gece soğuk havada ayaz yemesi ve gündüz ise güneşte kurutularak ete bu yağın işlenmesidir” şeklinde konuştu.
Yılmaz, “Yöresel bir lezzet olan ve kışın vazgeçilmezi kazın fiyatı maalesef altınla yarışıyor. Bunun da en büyük sebebi ise arpa ve buğdayın fiyatının çok yüksek olması. İyi bir kaz ortalama 2,5 ile 3 kilo arasında olmalı. Büyük ve küçüğü de mevcut. Ama ideali 2,5 ile 3 kilo arası olandır. Kilosu da 250 lira olan kaz hemen hemen gram altınla yarışır durumdadır” dedi.