Kategori: Aydın

  • Buharkent İlçe Müftülüğü’nden Filistin’e yardım eli

    Buharkent İlçe Müftülüğü’nden Filistin’e yardım eli

    Çocuklar, kendi imkanlarıyla biriktirdikleri harçlıkları, Filistin’deki ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak amacıyla Buharkent İlçe Müftülüğü tarafından Diyanet Vakfı aracılığıyla bölgeye gönderildi. İlçe Müftüsü İsmail Taraklı, duyarlı minik kalplere teşekkür ederek, “Şennur Mehmet Esen Kur’an Kursumuzun çocukları, kardeşleri için yaptıkları bu anlamlı yardımlaşma harekatıyla takdir topladı” ifadelerini kullandı.

    Gazze’deki Filistinlilere yapılan yardımlar, çocukların birlik ve beraberlik duygularını pekiştirmenin yanı sıra, toplumsal sorumluluk bilinci kazanmalarına da katkı sağlıyor. Bu örnek yardımlaşma hareketi, Buharkent İlçe Müftlüğü tarafından düzenlenen etkinlikler arasında önemli bir yer tuttu.

  • Kuşadası’nda tarihi evler turizme kazandırılacak

    Kuşadası’nda tarihi evler turizme kazandırılacak

    Kuşadası Belediyesi’nin Başkan Ömer Günel döneminde kentin değerlerini bireysel rant alanı olmaktan çıkararak kamu yararına kullanma yönünde aldığı kararlara her geçen gün bir yenisi daha ekleniyor. Şahsi çıkarlarını ön planda tutan bazı kişilerce, bu yönde alınan kararlara karşı başlatılan hukuki süreçler Kuşadası Belediyesi lehine sonuçlanmaya devam ediyor.

    Son olarak hissedarı davacı tarafından, Camiatik Mahallesi’nde bulunan eski Kuşadası evlerinden biri olan bahçeli kagir evin belediye tarafından kamulaştırılması için alınan meclis kararına yapılan itiraz Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.

  • CHP Didim ilçe yönetimi istifa etti

    CHP Didim ilçe yönetimi istifa etti

    CHP Didim İlçe örgütünde istifa şoku yaşandı. Belediye meclis üyelikleri sıralamasından kaynaklı olarak CHP Didim İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri toplu olarak istifa etti. İlçe binasında gerçekleştirilen basın açıklamasına ilçe yöneticileri hazır bulundu.

    Basın açıklamasını okuyan CHP Didim İlçe Başkanı Ahmet Yılmaz şunları kaydetti:
    “Burada bugünkü toplanma amacımız ile ilgili olarak sizleri bilgilendirmek ve önümüzde ki süreçte örgütümüzle ilgili almış olduğumuz bir takım kararları sizinle paylaşmak istiyoruz. İlçe delege seçimlerinden başlayıp, bizleri bu makama taşıyan Didim’de ki üyelerimize bir söz vermiştik. Seçildiğimiz takdirde, örgütümüz ile üyelerimizin seçim ile ilgili taleplerini (ön seçim eğilim yoklaması) il başkanlığımıza ve genel merkezimize ileteceğimize ve karar alınması noktasında ısrarcı olacağımızı belirtmiştik. Gelmiş olduğumuz yerel seçim sürecinde, yönetim kurulumuzun talep etmiş olduğu, ön seçim, eğilim yoklaması ve anket çalışması yapılması konusunda ki örgütümüzün taleplerini il başkanlığımız ve genel merkezimize iletmiş olmamıza rağmen, bu konuda bir sonuç alınamadığını belirtmek isteriz. Partimizin, büyük kurultayımızdan bu yana yoğun bir süreç yaşadığının farkındayız. Keza büyük kurultayımızda genel başkanımızın ifade ettiği, bizim de tam desteklediğimiz “Bundan sonra karar, güç, yetki örgütündür. Ön seçimin teminatı olan bir genel başkan olacağıma söz veriyorum. Örgütün iradesini ön plana alan bir ön seçimi mutlaka yapacağız” söylemlerinin yerine getirilmediğini üzüntü içerisinde yaşamış bulunmaktayız. Belediye başkan adayının atanmasından sonra, ilçemizde kendisi ile yapmış olduğumuz toplantıda basın ve üyelerimiz önünde, adayımızın vermiş olduğu beyanat da, örgüt ile ortak hareket edileceği, örgütün gücünün önemli olduğu ve birçok konuda ortaklaşarak seçim sürecinin yürütüleceğini ifade etmiştir. Fakat kısa zaman içerisinde söylemler ile eylemlerin farklı ve tezat olduğu tarafımızdan görülmüştür. Belediye meclis üyesi adaylarının belirlenmesi sırasında, örgütümüzün ve ilçemizde bulunan STK’ların, odaların önerilerinin de hiçbir şekilde dikkate alınmadığını gördük. Bizler de bu davranışın, örgütümüzün yok sayılmasının CHP’nin geleneği ve ilkeleri ile bağdaşmadığı bu süreçte görevde kalmamızın bir anlam ifade etmediğini, yönetim kurulumuzda değerlendirerek, istifa kararı almış bulunmaktayız. Hiçbir şahsın CHP örgütünün üzerinde olmadığını belirtmek isteriz. Bizler her zaman CHP’nin bir neferi olarak, partimizin başarılı olması için, her platformda mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu zamana kadar ilçemizde faaliyette bulunan sivil toplum kuruluşları, hemşeri dernekleri, odalara, emek ve demokrasi platformu içerisinde bulunan tüm bileşenlerin, bugüne kadar vermiş olduğumuz mücadelede bize vermiş oldukları katkıdan desteklerinden dolayı teşekkürlerimizi ifade ediyoruz. Bundan sonraki süreçte emekten yana demokrasiden yana olan bileşenlerle alanlarda omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğimizi de bilmenizi isterim.”

  • Efeler Gastronomi Festivali’nin üçüncüsü düzenlenecek

    Efeler Gastronomi Festivali’nin üçüncüsü düzenlenecek

    Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay’ın ilçeye özgü lezzetleri yurt genelinde tanıtmayı amaçladığı Efeler Gastronomi Festivali’nin üçüncüsü 8-9-10 Mart tarihlerinde Pınarbaşı Mesire Alanı’nda gerçekleştirilecek. Festival kapsamında düzenlenecek olan yemek yarışması için başvurular başladı. En lezzetli tabağı sunmak için festivalde mücadele etmek isteyenler, 4 Mart Pazartesi gününe kadar Atatürk Kent Meydanı karşısında bulunan Uğur Mumcu Parkı 100’üncü Yıl Anıtı önünde kurulan stantlarda başvurularını yapabilecek.

    Büyük bir katılım ve şenlik havasında geçecek Efeler Belediyesi Gastronomi Festivali, yöresel lezzetlerin tanıtılmasına katkıda bulunurken çeşitli etkinlikler ve söyleşilerle katılımcılara renkli anlar yaşatacak.

  • Tralleis Antik Kenti’nin önemine dikkat çekti

    Tralleis Antik Kenti’nin önemine dikkat çekti

    Geçmişinde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Aydın’ın tarihinin gelecek nesillere aktarılması ve tarihi yapıların korunması adına çalışmalar yapan Eski Eserler Sevenler Derneği, Tralleis Antik Kenti ile ilgili öneride bulundu. Aydın’ın en eski derneklerinden olan derneğin 50. kuruluş yıldönümünde açıklama yapan Dernek Başkanı Mehmet Özçakır, ilk yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen Tralleis’in turizm destinasyon alanı olarak kazandırılmasının kentin ekonomisine de büyük bir katkı sağlayacağına dikkat çekerek “Aydın, tarih ve kültür kentidir. Bugün paralı gezilebilen Afrodisyas, Nysa ve Milet dışında, Tralleis’in de bulunduğu irili ufaklı 25 antik kent, turizm destinasyon merkezi yapılmalıdır. Efeler’de bulunan Tralleis Antik Kenti ile Aydın, ekonomide büyük ivme kazanacaktır. Aydın’ın en büyük sorunlarından birisi, Tralleis ve Arsenal bölgesidir. Dünya’da benzeri olmayan büyüklükteki mimari, Ayasofya’nın dahi mimarının yetiştiği bu topraklardaki Tralleis Antik Kenti, maalesef hala ihmal edilmiş durumda. Arkeolojik Sit Alanları yasasına göre sit alanlarının üzerine bir çivi dahi çakmak yasak olması gerekirken, hala bu alan üzerinde askeri tesisin konuşlanması tarihi bir ayıptır. Tralleis Antik Kenti alanında yapılmış tüm resmi ve sivil yapılar kaldırılarak, askeri tesisin de daha modern bir bölgeye taşınarak Tralleis, Aytepe gibi ikinci bir seyir alanı olarak düzenlenmelidir. Dünyanın ilk notalı müzik eseri kabul edilen yazılı ağıt mezar taşı Seikilos bilindiği gibi Tralleis’te bulunmuştur. En büyük idealim, dünyada ilk notalı müzik taşı anısına Tralleis’te, her yıl Temmuz ayında bir Ulusal ve Uluslararası Müzik Festivali yapılmasıdır. Turizmde tüm dünyaya seslenecek bu tanıtım, Aydın ekonomisini uçuracaktır” dedi.

    “Yunan işgalciler her yeri yakıp, yıkmış”

    Eski eserler konusunun bir bilinç ve aydınlanma işi olduğuna dikkat çeken Özçakır; “Kimileri tarihi eserleri işe yaramaz yıkıntılar olarak görüp, yerine yeni ve modern bina yapılmasını isteyebilir. Ama bizden sonra gelecek nesillere aktarabilecek tarihiniz ve kimliğinizde bu yıkıntılar içinde kaybolur gider. Tarih bilincinin gelişmesi için öncelikle benzer uygulamaları örnek almak gerekir. Birgi’yi, Safranbolu’yu, Şirince’yi ve Eski Doğanbey’i görmeden bizdeki eserlerin binaların değerini anlamak zor. Aydın, tarihi kentler ve kültürel varlıklar yönünden oldukça zengin ama yerelde tarih bilinci olmadığı için onlarca yıl bakımsız ve kendi haline terk edilmiştir. Son 15 yıldır derneğimizin çalışmaları, kamuoyu bilinci oluşturması, yerel yönetimlerin bu konuya ilgilerinin çekilmesiyle sevindirici gelişmeler gözlenmektedir. Biz Aydınlılar üzerindeki yaşadıkları çok verimli ve zengin toprakların farkında olmadan yaşayan fakir insanlarız maalesef. Çünkü kazılan her taşın altından bildiğiniz gibi lahit, mermer sütunlar, yapılar, bina temelleri çıkmakta. yani bu tarihi kent ve Ege kıyılarının, tarım, güneş, turizm ve tarih yönüyle aslında Ege bölgesinin ilk yerleşimlerinden olması asla tesadüf değil. Ancak Aydın, 1919-1922 yılında 3,5 yıl süren Yunan işgalinden sonra, Gazi Mustafa Kemal Atatürk kumandasındaki düzenli ordumuzun taarruzu sonucunda geri çekilen Yunan milisleri, her yeri yakıp yıkmıştır. Düşman işgali sonrasında efelerimizin de desteğiyle savaştan mağlup çıkan Yunanlılar, kaçarken şehrin neredeyse tamamına yakınını ateşe vermesi sebebiyle günümüze ulaşabilen sivil veya resmi Aydın mimarisi yapıların sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Yunan işgalinden kurtulan bazı binalarımız var. Örneğin, tüm camilerimiz, içleri yakılsa da taş yapı olarak ayakta kalabilmiştir. Yine şehirde Topyatağı olarak bilinen düzlükteki Erkek Sanat Enstitüsü, Askerlik Daire Başkanlığı, Cemal Çiftçi Konağı ile Paşa Konağı da günümüze ulaşan sivil ve resmi yapılardır” dedi.

    “Kimliksiz, sakil binalar yapıldı”

    Eskiden tarih ve tarihi eser bilinci ve merakının yok denecek kadar az olduğunu sözlerine ekleyen Özçakır; “1980’lerin başına dek onlarca tarihi eserimiz, özellikle Cumhuriyet sonrası sivil mimari örneklerimiz gerek mal sahipleri, gerekse yerel yönetimlerin duyarsızlıkları nedeniyle yıkılarak, yerlerine çok katlı kimliksiz binalar, sakil yapılar yapıldı. Kent Meydanı açılırken iki katlı tarihi Macar ustaların yaptıkları yapı, tarihi Park Sineması, yanındaki köşe başında Bey Camii’nin kıble karşısındaki iki katlı hamam, Hasanefendi Mahallesi’nde otopark yapılmak için yıkılan Mithat Aydın evi, Kent Meydanı için yıkılan 2 katlı eski maliye binası tarihi konak, kültür bilinçsizliğinin neden olduğu yitirdiğimiz tarihimizdir” dedi.

  • Çine’de kadınlar kadına karşı şiddet konusunda bilgilendirildi

    Çine’de kadınlar kadına karşı şiddet konusunda bilgilendirildi

    Aydın İl Jandarma Komutanlığı koordinesinde il genelinde gerçekleştirilen eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri aralıksız devam ediyor. Bu çerçevede Aile içi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Kısım Amirliği, Çevre Doğa ve Hayvanları Koruma Tim Komutanlığı ve Çine İlçe Jandarma Komutanlığınca, Çine ilçesi Organize Sanayi Bölgesi’nde bilgilendirme faaliyeti gerçekleştirildi. Bölgede faaliyet gösteren bir fabrikada çalışan 137 kadın, 6284 Sayılı Kanun, KADES Uygulaması, Kadına El Kalkamaz, 2872 Sayılı Çevre Kanunu ve 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu konularında bilgilendirildi. Ayrıca kadınların telefonuna KADES Uygulamasının yüklenmesi sağlanırken, durumsal farkındalık oluşturmak maksadıyla broşür dağıtımı yapıldı.

  • Efeler’de geleneksel oyunlar, okul bahçelerine çizildi

    Efeler’de geleneksel oyunlar, okul bahçelerine çizildi

    Çocukların ekran bağımlılığından uzaklaştırılmasının sağlanması amacıyla çocukların geleneksel oyunlara yönlendirilmesi için başlatılan çalışmalar çerçevesinde Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü harekete geçti. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Ekran bağımlılığı, obezite gibi birçok farklı sorunla mücadele etmenin en kolay yolu, çocuklarımızı geleneksel oyunlarımıza yönlendirmekten geçer” çağrısının ardından geleneksel oyunların parkurları, Aydın’ın Efeler ilçesindeki okulların bahçesine çizildi. ‘Yağ Satarım Bal Satarım’, ‘Mendil Kapmaca’, ‘Seksek’, ‘Yakan Top’ gibi geleneksel oyunların çiziminin yapıldığı okulların bahçelerinde çocuklar eğlenceli vakit geçirmeye başladı. Yapılan çalışmayla okullarda bulunan boş alanlar rengarenk oyun alanlarına dönüştürülerek, unutulmaya yüz tutmuş geleneksel oyunların yaşatılması da hedefleniyor.

    Konu ile ilgili Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada “Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin’in okul öncesi, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik ‘Ekran bağımlılığı, obezite gibi birçok farklı sorunla mücadele etmenin en kolay yolu, çocuklarımızı geleneksel oyunlarımıza yönlendirmekten geçer.’ ifadeleri ile başlatılan geleneksel oyunlar Efeler İlçemizdeki okullarımızda da bahçelere çizilerek oynanmaya başladı” ifadeleri yer aldı.

  • Karatepe Şehitleri dualarla anıldı

    Karatepe Şehitleri dualarla anıldı

    Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yunan mezaliminin en ağır gerçekleştiği yerlerden biri olan Köşk Karatepe’de resmi kayıtlara göre 93 kişi resmi olmayan kayıtlara göre ise köydeki iki ayrı camide yaklaşık 300 kişi, yakılarak şehit edildi. Yunanlılara direndikleri ve vatanı savunan efelere yardım edip karınlarını doyurdukları gerekçesi ile Sekiyurt ve Sarıahmetler Camisi’ne doldurulup yakılan masum insanların şehit edilmesinin üzerinden 1 asır geçti. Bu çerçevede Köşk Belediyesi tarafından Karatepe Şehitliği’ne ziyaret gerçekleştirildi. Gerçekleştirilen ziyarette Karatepe şehitleri dualarla anıldı. Duygusal anların yaşandığı ziyaret sonrasında şehitlerin ruhları için Yasin-i Şerif okundu.

    Konu ile ilgili sosyal medya üzerinden paylaşım yapan Köşk Belediye Başkanı Nuri Güler; “18 Şubat, insanlık tarihinin en acımasız ve utanç verici hadiselerinden olan Karatepe Katliamı’nın 102. yılında, katliamda şehit düşen hemşerilerimizi saygı ve rahmetle anıyorum. Karatepe Şehitliğimizde İlçe Müftülüğü’ne bağlı Kuran Kursu öğrencilerimiz ile birlikte aziz şehitlerimizi dualarla yad ettik. Ruhları şad olsun” dedi.

  • Başkan Erol, seçim çalışmalarına mola verdi çocukluğuna döndü

    Başkan Erol, seçim çalışmalarına mola verdi çocukluğuna döndü

    Yerel seçimlere sayılı günler kala, adaylar çalışmalarına aralıksız devam ederken, Buharkent Belediye Başkanı Mehmet Erol da, mahalle ziyaretleri kapsamında kapı kapı gezmeye devam ediyor. Mahalle sakinleriyle görüşen Başkan Erol, mahallelinin talep ve isteklerini dinlerken sokakta karşılaştığı çocuklarla da sohbet etti. Sohbetin ardından çocuklarla birlikte seksek oynamaya başlayan Başkan Erol, çocukluğuna döndü. Adeta çocukla çocuk olan Başkan Erol’un bu davranışı mahalleli tarafından takdir edilirken, renkli görüntüler de ortaya çıktı.

    Sosyal medya hesabı üzerinden seksek oynadığı anları paylaşan Başkan Erol, paylaşımına “Seçim çalışmamıza ufak bir ara. Biraz çocukluğumuza dönelim” notunu düştü.

  • Asansör kazasında ilk dava görüldü

    Asansör kazasında ilk dava görüldü

    Efeler ilçesi Işıklı Mahallesi KYK Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu’nda 26 Ekim 2023 tarihinde yaşanan asansör kazasında 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Zeren Ertaş hayatını kaybetmişti. Yaşanan olay sonrası Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada asansör firması yetkilisi M.B. ile firma sahibi H.T. tutuklanmıştı. Savcılık tarafından derinleştirilen soruşturma sonrasında firmanın mühendisleri R.H.A. ve U.İ. de yakalanarak tutuklanmış, firmanın elektrik mühendisi N.M. ise tutuksuz yargılanıyordu. Sanık sayısının 5’e yükseldiği olayla ilgili hazırlanan bilirkişi raporunun da tamamlanmasının ardından, bugün 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ilk dava görüldü.

    Asansörde bakım faaliyetlerini gerçekleştiren firmanın, kabinin kattan belirli bir mesafe uzaklaştığında hareketsiz kalmasını sağlayan emniyet düzeneğini (UCM) iptal etmesi nedeniyle asli kusurlu olduğunun belirtildiği bilirkişi raporuna göre üzerindeki suçlamaları kabul etmeyen bakım firmasının yetkilisi M.B.; “UCM sistemini ben kapatmadım. Ben bakım firmasıyım ama daha önce UCM sisteminin kapalı olduğunu görsem mutlaka açardım. Daha öncesinden kapatılmış olabilir. Başka firmalar tarafından da bakım yapılıyor. Üzerimdeki suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

    “Ben imalatımı eksiksiz yaptım”

    Asansörün montajını yapan firmanın sahibi H.T. ise yaptığı savunmasında “2020 yılında KYK’nın montaj işini aldım. Projeye ve şartnameye uygun şekilde malzemeleri aldım. Hatta malzemeleri olması gerekenden daha da kaliteli aldım ve kullandım. Çünkü bu iş benim için hem kariyer hem de prestij işi olacaktı. Montaj esnasında ve sonrasında zaten gerekli testleri yaptık. R.H.A. tarafından risk analizleri de yapıldı. Kontrollerden tek seferde geçtik ve tek seferde yeşil etiketimizi aldık. Benim prestij işim olduğu için üstüne fazlasıyla düştüm. 1 yıl içinde 2 defa yeşil etiket aldım ve asansörü KYK’ya teslim ettim. Benim işim buraya kadar. 2020 yılında işi adım 2021 yılında teslim ettim ve 3 sene sonra bu elim kaza oldu. Bilirkişi raporunda yarı yük dengesinden bahsediyorlar. Baritlerin eksik olduğunu söylüyorlar. 1 adet barit piyasada 200 ile 250 TL arasında satılıyor. Bu projede en iyi halatları, motorları kullandım. 250 TL’lik baritten mi kazanç sağlayacağım. Ben imalatımı eksiksiz yaptım. Ben zaten bunları tam yapmasaydım zaten yeşil etiket alamazdım. Ben suçsuzum. 3 yıl sorunsuz asansör çalıştı. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

    “Çelişkili bilirkişi raporu”

    Hazırladığı 8 sayfalık savunmasını mahkemeye yazılı olarak da sunan R.H.A.; “Çelişkilerle dolu bilirkişi raporunda üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Kazada kusur ve ihmalim yok. Her şeyi eksiksiz yerine getirdim. Bilirkişi raporundaki yarı yük dengesinin hesaplamasının doğru yapılmadığı ifadesi doğru değildir. Mukavemet hesaplamaları, montajı yapan firmanın mühendisleri tarafından yapılır, bizim tarafımızdan yapılmaz. O yüzden ‘doğru hesaplanmamıştır’ ifadesini kabul etmiyorum. 2020’de asansörün risk analiz formunun uygun olduğu onaylanmıştır. 3 yıl boyunca yapılan kontrollerde varsa böyle eksikliklerin fark edilmemesi bana atılan suçların doğru olmadığını kanıtlıyor. Ayrıca bilirkişi raporundaki kazanın sebebinin mekanik arıza olduğu tespiti doğru bir tespit değildir. Kaza hiçbir şekilde mekanikten kaynaklanmıyor. Yani 3 yıl önce risk analizi kontrolü yaptım ve bir daha asansörle hiçbir ilgim olmadı. KYK’daki kazanın oluşumunda firmamın ve şahsımın hiçbir şekilde ilgisi yoktur” dedi.

    “Projedeki imza bana ait değil“

    Asansör montajı projesinin kendisi tarafından yapılmadığını ve proje üzerindeki imzanın kendi imzası olmadığını belirten montaj firmasının Makine Mühendisi U.İ.; “Ben başka bir firmada tam zamanlı olarak çalışıyordum. Montaj firmasına dışarıdan destek vererek ek iş yapıyordum. Davaya konu olan proje, benim tarafımdan yapılmış bir proje değil. İlgili tarihlerde benim işten çıkış görüşmelerim vardı zaten. Şirketteki her hangi birisi tarafından proje hazırlandı diye düşünüyorum. Çalıştığım dönemlerde birçok projede imzam var ama bu proje kesinlikle bana ait değil. Üzerindeki imzalar da kesinlikle bana ait değil. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

    Savcılıkta verdiği ilk ifadesinde projedeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği yönünde ifade verdiğini soran hakime yanıt veren U.İ.; “İlk ifademi sağlıksız bir şekilde verdim. Evet, ilk ifademde bana ait olduğunu söyledim ama ilk ifademde etrafımdakilerin etkisi sebebiyle böyle bir ifade verdim. Firma sahibi H.T. bana kazanın gerçekleşmesinde firmanın bir kusuru olmadığını söyledi. Bu nedenle imzanın benim olduğunu söyledim. Zaten yapılan kriminal araştırmalar neticesinde de imzanın bana ait olmadığı belirtildi” dedi.

    “Montaj yapımında bir hata yok”

    Olayda tutuksuz yargılanan firmanın Elektrik Mühendisi N.M. ise bakım işletme yönetmeliğinin hatalı yapıldığını ifade ederek; “Asansörün yapıldığı tarihlerde bu firmada çalışmaktaydım. Asansöre ilişkin elektrik, elektronik hesaplamaları yaptım. Mekanik işlemler benim uzmanlık alanım değil. U.İ. bey makine mühendisi olarak çalışmaktaydı ve mekanik işlemlere bakıyordu. Biz işlemlerimizi yaptıktan sonra yeşil etiket verildi. Montajdan 3 yıl sonra yarı yük dengesi hatası fark edilmiş. Elektronik bir sistem olan fren bobini ile alakalı bir şeyler söylenmiş raporda. Yurdun kapasitesi artırılmış ve kazanın olduğu gün asansörün motoru fazla çalışmış ve aşırı ısınmış. Fren bobini ısınır ancak soğutmak için bir tertibat yoktur. Aslında asansörün tasarımında bakım işletme yönetmeliğinin hatalı yapıldığı görülüyor. Montajı yapan bizler tarafından yapılan bir hata yok. Asansörlerin yıpranan ve arızalanan parçaların değişmemiş. 10 ay uygun denilmiş. Kazadan önce 10 ay boyunca fren ayarının uygunsuz olduğu tespit edilmeyerek standartlara uygun olduğunu bakım firması belirtmiştir. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

    “Bir anda asansör aşağıya kaymaya başladı”

    Olay anını yaşayan öğrencilerden M.P., tanık olarak dinlenirken, asansörün sallanmaya başlamasıyla Zeren’in refleksle kendisini dışarıya atmak istediğini ifade eden M.P.; “Akşam 12 gibi yurda döndük. O gün tek asansör çalışıyordu. Biz asansöre bindikten sonra arkamızdan 1-2 kişi daha asansöre bindi. Asansör sallanmaya başlayınca korktular ve onlarla birlikte 1-2 kişi daha geri indi. Asansör durdu. Sonra kapı açık şekilde aşağıya doğru kaymaya başladı. Arkadaşımız refleksle kendisini dışarıya atmak istedi ve olay gerçekleşti. Daha önce asansörlerde haftada 2-3 kez arızalar oluyor. O yüzden asansörleri sık sık kapatıyorlardı” dedi.

    “Benim kızımın hayatına mal oldu”

    Zeren Ertaş’ın babası Akın Ertaş, mahkemede yaptığı konuşmasında “Gece saat 01.15 civarında yurttan aradılar. Asansörün düştüğünü, kızımın ağır yaralı olduğunu söylediler. Hemen İstanbul’dan yola çıktık sabaha saatlerinde Aydın’a geldik. Aydın’a yaklaşık 60 kilometre kala kızımın vefat ettiğinin haberi geldi. Zeren’im daha öncede olaydan kısa bir süre öncede asansörde kalmış. 17 Ekim’de asansörün periyodik bakımı yapılmış, 18 Ekim’de sabah saat 8 civarında Zeren, asansörde kalmış. Annesine mesaj atmış. Güvenlik gelip çıkarmış. Yani bakımın yapılmasından sadece 1 gün sonra Zeren asansörde kalıyor. Bu olayda kafamıza takılan bazı şeyler var. Bu eksiklikler neden yurtlar açılmadan önce giderilmiyor. Bu durum benim kızımın hayatına mal oldu. Yurt Müdürlüğü ve sanıklardan şikayetçiyiz” dedi.

    Mahkeme boyunca gözyaşlarına hakim olamayan anne Serpil Ertaş ise eşinin yaptığı konuşmaya ek olarak “Tüm sanıklardan şikayetçiyim. Kızım asansörde çok sık arıza olduğunu söyledi. 18 Ekim’de asansörde kaldı ve birkaç gün sonrada bu olay oldu” dedi.

    “Tek asansör çalışıyordu”

    Asansör kazasının ardından psikolojik olarak etkilenen ve mahkemede sanıklardan şikayetçi olan öğrencilerden F.N.S.; “Kaza günü konserden geldik. 23.45 gibi parmak izi bastık. Binada 2 asansör vardı ve biri kapalıydı. O yüzden yoğunluk oluştu. Yaklaşık 15 kişiydik. Asansöre ilk binenlerden birisiydim. En arka taraftaydım o yüzden kaza anında Zeren’i tam göremedim. Bu olaydan sonra psikolojik yara aldım. Sanıklardan şikayetçiyim” dedi.

    Yeniden keşif yapılacak

    Konuşmaların ardından mahkemeye 10 dakika aran veren mahkeme başkanı, dava ile ilgili sanık M.B., H.T., R.H.A. ve U.İ.’nin tutukluluk hallerinin devamına N.M.’nin ise tutuksuz yargılanmasının devamına karar verirken, yeni bir keşfin yapılmasına karar vererek, bir dahaki duruşmayı 2 Nisan’a erteledi.

    “O zaman suçlu nerede”

    Mahkeme çıkışı gazetecilere açıklamada bulunan anne Serpil Ertaş, herkesin birbirine suç attığını belirterek; “Ben vicdanlı bir insanım. Suçsuz olanın hapiste kalmasını istemem ama gerçek suçlunun tespit edilip gerekli cezasını almasını istiyorum. Ayrıca yurt yönetiminin de davaya dahil edilmesini istiyorum. KYK’nın da suçlu olduğuna inanıyorum. KYK müdürüyle de ilgili bir an önce bir şeyler yapılsın. Sanıkların hepsi birbirine suç atıyor. Kimin suçlu olduğu bir an önce ortaya çıksın. Suçsuzsa da çıksınlar. Anlamış değilim. O zaman suçlu nerede” dedi.