Kategori: Bilim

  • Bireylerin hayatı ‘Rehber Göz’ ile kolaylaşacak

    Bireylerin hayatı ‘Rehber Göz’ ile kolaylaşacak

    Görme engelli bireylerin hareket kabiliyetini artırmayı ve sosyal hayata katılımını güçlendirmeyi hedefleyen proje, bireylerin bağımsız bir şekilde günlük yaşamlarını sürdürebilmelerine destek olmayı amaçlıyor.

    2019 yılında Doç. Dr. Hakan Yılmaz ile öğrencileri Nadi Doğan, Bahadır Bektaş Doğmuş ve Recep Tayyip Çitil tarafından temelleri atılan proje için 2021 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından

    “Faydalı Model Belgesi” alındı.
    Proje bünyesinde geliştirilen cihaz, kullanıcıların çevresindeki engelleri algılayarak sesli uyarılar ve geri bildirimler ile yönlendirme sağlıyor.

    Hafif ve ergonomik yapısıyla günlük kullanıma uygun olarak tasarlanan cihaz, yapay zeka ve sensör teknolojilerini bir araya getirerek kullanıcıların çevrelerini güvenli ve etkili bir şekilde keşfetmelerine imkan tanıyor.

    Karabük Üniversitesi Tıp Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yılmaz, bu yenilikçi ürünün özel bir çözüm olduğunu vurguladı.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, dünya genelinde yaklaşık 45 milyon, Türkiye’de ise 1,1 milyon görme engelli bireyin bulunduğunu belirterek şunları ifade etti: “Görme engelli bireylerimizin hayatlarını kolaylaştırabilmek adına hem teknolojiden faydalanalım hem yapay zekayı kullanalım hem de yerli bir üretim ve yerli bir çözüm olsun diye ‘Rehber Göz’ isimli projemizi geliştirdik.

    Proje yürütücülüğünü yapıyorum. Projeyi tıp mühendisliğinde üç öğrencimizle birlikte başlattık. Şuan patenti de almış durumdayız bu ürünün. Umarım ilerleyen süreçte hızlıca seri üretimi geçirerek çalışmalara devam edeceğiz.” dedi.

    “Ürünümüz giyilebilir”
    ‘Rehber Göz’ cihazının özelliklerini anlatan Doç. Dr. Yılmaz, ürünün kullanıcı dostu ve taşınabilir bir teknoloji sunduğunu ifade ederek, “Ürünümüz giyilebilir bir ürün. Birey doğrudan üzerine giyebiliyor. Göğüs bölgesinde bulunan mini bir bilgisayarımız var. Yine değiştirilebilir bataryalarımızla birlikte kesintisiz olarak cihazı kullanabiliyor.

    Cihazın ön tarafında bulunan kamerayla birlikte nesnelerin tanınması ve kızıl ötesi sensörlerle ve ultrasonik sensörlerle birlikte çeşitli nesnelerinde algılanabilmesi sağlanıyor. Özellikle yalnız yaşayan ya da yalnız yaşamak zorunda kalan bireylerin çevresinin tanıtılmasında, çevresindeki eşyaların bulunmasında ya da önündeki engellerin bulunması gibi durumlarda oldukça işe yarayacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

    Cihazın günlük yaşamda birçok farklı senaryoda kullanılabileceğini ve cihazın pilot uygulamasının Karabük Üniversitesi kampüsünde gerçekleştirildiğini anlatan Doç. Dr. Yılmaz, şunları söyledi: “Görme engelli bir birey evinde yalnız kalmak zorunda kalıyor.

    Klimanın kumandasını bulacak. Böyle bir durumda etrafında yavaş bir tur atması sonucunda bizim uygulamamız ve geliştirdiğimiz sistem klimanın kumandasını tanıyor ve yerini tespit ediyor. Yerini de bluetooth kulaklık aracılığıyla sesli olarak kişiye tarif ediyor.

    Kişi de kumandayı alıp daha konforlu bir yaşam sürmeye devam edebiliyor. Bunun gibi özellikler var. Aynı zamanda yapay zekayı kullanarak nesneleri tanıma da oldukça hızlı sonuçlar alabiliyoruz. Cep telefonuyla bağlantılı olarak internete bağlı entegre olarak çalışabiliyor. İnternet olmadan da çalışabiliyor.

    Biz üniversitemizin kampüsünü pilot uygulama olarak belirlemiştik. Şuan üniversitemizdeki görme engelliler için oluşturulan kabartmalı şeritleri tanıyabiliyor.

    Belli bir mesafe tahmini yapabiliyor. ‘Beş metre sonra sola döneceksin’ ya da ‘ileride engel var, dikkatli bir şekilde yürü’ şeklinde bluetooth kulaklıkta sürekli olarak yönlendirebiliyor. Taşınabilir ve güç kaynağı değiştirilebilir bir sistem.

    Bataryasını değiştirerek de kişi gün içerisinde kesintisiz bir şekilde kullanabiliyor. Diyelim ki sokağımızda bir bakkal var. Görme engelli bireyde o bakkala gitmek istiyor. O kadar kısa mesafede navigasyon istediğimiz gibi etkili çalışmayabiliyor. Biz rehber moduna aldığımız zaman önce sokağı tanıtıyoruz sistemimize.

    Görüntü işleme yöntemleri veya yapay zeka teknikleriyle sokağı tanıyor ve kişi tekrardan o sokağa çıktığı zaman o sokaktaki tanıdığı yerlerle birlikte kamera yönlendirme yaparak kişinin doğru bir şekilde gitmesini sağlıyor.

    Yine benzer şekilde de engelleri otomatik olarak tanıyarak hem mesafe sensörleriyle hem de görüntü işleme teknikleriyle kişiye bilgi vererek daha güvenli bir şekilde ulaşımın yapılmasına izin veriyor.”

  • Yapay zekâ iş gücünde ön planda

    Yapay zekâ iş gücünde ön planda

    Türkiye’de İş Dünyası, ‘2. Üretken Yapay Zekâ Zirvesi’ni gerçekleştirdi. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde gerçekleşen zirve, Gedik Üniversitesi ve Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) katkılarıyla gerçekleşti.

    Türkiye’de İş Dünyası Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak ve Gedik Üniversitesi Rektörü Ahmet Kesik’in açılış konuşmalarını yaptığı etkinliğe, öğrencilerin ilgisi büyüktü.

    Oyunda Yapay Zekâ mottosuyla yola çıkılan zirvede başta yazılım firmalarının yetkili isimlerinin sunumları olmak üzere şirketlerin yeni teknolojilere adaptasyonu konuşuldu.

    Konuya ilişkin yetkili isimlerin görüşleri dışında öğrencilerin yaptığı sunumla yeni neslin gözünden yapay zekâ kullanımını da dikkat çekildi.

    Ayrıca Türkiye’nin önde gelen firmalarının üst düzey yöneticileri başta olmak üzere yapay zekâya katkı veren isimlere ‘Yeniliğe Destek Ödülü’ takdim edildi.

    “Yapay zekâyı keşfetmeye çalışıyoruz”
    Zirvenin açılış konuşmasını yapan Celal Toprak, “Yapay zekânın ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz, yaptığımız etkinliklerde keşfetmeye çalışıyoruz.

    Eğer biz keşfetmezsek yapay zekâ bizi keşfedecek. Bu görüşten hareketle yapay zekâyla ilgili farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.

    Amacımız gençleri, sivil toplum örgütlerini yapay zekâ ile buluşturmak. Çünkü Türkiye’nin geleceğinin yapay zekâyı iyi kullanmaktan geçtiğini düşünüyoruz.

    Eğer öyle ise buna ilişkin bilgilendirme toplantıları ne kadar çok yapılırsa o kadar önümüzdeki dönemde başarılı olacağımızı düşünüyoruz” diye konuştu.

    Açılış konuşması yapan isimlerden biri de Gedik Üniversitesi Rektörü Ahmet Kesik oldu. Kesik, zirveye emeği geçen herkese teşekkür etti. Kesik, “Buna benzer etkinlikleri üniversitemiz bünyesinde yapmaktan gurur duyuyoruz.

    Çünkü öğrencilerimizi okula başladıkları andan itibaren sektörle buluşturmayı hedef belirledik. Yapay zekâ hem bizim sanayi kuruluşlarımızda hem de eğitim kurumu olarak üniversitemizde işin tam odağında.

    Bizler hem eğitimde hem AR-GE, inovasyon faaliyetlerimizde hem de topluma hizmet faaliyetlerimizde 3 misyonu yerine getirirken yapay zekâ bizde çok güçlü şekilde var olmaya devam edecek” dedi.

  • Geliştirilen kalp masajı aparatı tescillendi

    Geliştirilen kalp masajı aparatı tescillendi

    Hitit Üniversitesinde geliştirilen kalp masajı aparatı, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından tasarım tescili aldı.

    Kalp masajının daha etkin ve kuvvet etkinliğini koruyarak uygulanmasını sağlayan kalp masajı aparatının tasarım süreci başarıyla tamamlandı.

    Hitit Üniversitesi öğretim elemanları Öğr. Gör. Dr. Ayşe Çalmaz, Doç. Dr. Gülay Yılmazel ve Prof. Dr. Ali Kemal Erenler tarafından tasarlanan buluş ile kalp masajındaki sürenin uzaması durumunda bile kuvvet etkisi korunarak masaj yapılabilecek.

    Hasta ile parmak temasını keserek kuvvetin sadece elin topuğunda kalmasına imkan tanıyan aparat, kalp masajını yeni öğrenen ya da ilk kez yapan uygulayıcılar için de elin yerleşimine yönelik ihtimal şüphe ve endişelerin önüne geçecek.

    Geliştirilen aparat hakkında açıklamalarda bulunan Hitit Üniversitesi İskilip Meslek Yüksekokulu öğretim görevlisi Dr. Ayşe Çalmaz, aparatın kalp masajı etkinliğini en baştan sona kadar korumak amacıyla planladıklarını kaydetti.

    Masaj etkinliğini koruyabilmek adına buluş üzerinde bir etkinlik şeridinin oluşturulduğunu açıklayan Çalmaz, etkinlik şeridinin hastanın iman tahtasının altında bulunan minik bir çıkıntı üzerine yerleştirileceğini ifade ederek uygulayıcının 90 derecelik bir süreçle birlikte omuzdan bası yapmasını sağlayacağını belirtti.

    Aparat üzerindeki bombeli kısmın da masaj etkinliğinin uygulayıcının tüm eline yayılmadan sadece elin topuğunda kalmasını sağlamak amacıyla planlandığını söyleyen Çalmaz, “Bu şekilde birinci dakikadan itibaren hastadan yanıt alana kadar aynı etkinliği sürdürmek amaçlandı ve bu buluşun en önemli amacı da buydu.

    Elin pozisyonunu koruyup kolun dik bir şekilde durmasıyla omuzdan bası uygulamasını kolaylaştıran aparat, pozisyonun korunmasıyla birlikte hastanın etkinlik kuvvetini, kalp masajını bitirme kararı alana kadar devam edeceği bir buluş olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

    Projede yer alan Hitit Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülay Yılmazel ise Türkiye İstatistik Kurumunun 2021 yılı verilerine göre Türkiye’de her üç ölümden birinin dolaşım sistemi hastalıklarına bağlı olarak gerçekleştiğini ve dolaşım sistemi hastalıklarının başında da kalp damar hastalıklarının geldiğini ifade ederek ölümlerin önemli bir oranının kalp durması nedeniyle olduğunu belirtti.

    Konuşmasında kalp masajının büyük önem arz ettiğine dikkat çeken Yılmazel, “Yapılan çalışmalarda hızlı ve etkili bir şekilde başlatılan kalp masajının her bir dakikasının hayatta kalma oranını yüzde 10 ila 13 oranında arttırdığı belirtilmektedir” diye konuştu.

    Aparatın geliştirilmesinde görev alan Hitit Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Erenler, “Temel yaşam desteği herhangi bir sebeple durmuş olan kalbin, mevcut imkanlarla tekrar çalıştırılma çabalarına verilen isimdir. Bu uygulamanın üç temel halkası bulunmaktadır.

    Bunlar 112 sisteminin erken aktivasyonu, otomatik external defibrilbilatör dediğimiz elektro şok cihazının erken kullanımı ve etkin kesintisiz bir kalp masajıdır. Gerek temel, gerek ileri yaşam desteğinde kalp masajının etkin olabilmesi için doğru yere, doğru frekansta, doğru derinlikte ve doğru el pozisyonunda yapılması önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.

    Kalp masajı yapılırken elin topuk kısmının kullanılması gerektiğini, el ayasının ve parmak uçlarının hastanın göğsüne mümkün mertebe temas etmemesi gerektiğinin altını çizen Erenler, “Ne var ki uygulamada bu pozisyonun anlaşılmasında bazı problemler ve hatalarla karşılaşıyoruz.

    İşte bu hataları minimalize etmek için Ayşe ve Gülay hocalarımızın önderliğinde hem halka hem de sağlık çalışanlarına yönelik bir aparat geliştirmeyi düşündük” ifadelerini kullandı.

  • Gençler Roma’da dünya şampiyonu oldu

    Gençler Roma’da dünya şampiyonu oldu

    İtalya’da düzenlenen Fibonacci International Robot Olimpiyatları’na katılan Kahramanmaraşlı öğrenciler, ortaokul ve lise takımları Line Following kategorisinde dünya şampiyonu olarak büyük bir başarıya imza attı.

    398 takımının katıldığı yarışmalarda Line Following kategorisinde dünya şampiyonu olarak Türk bayrağını Roma’da dalgalandıran Kahramanmaraşlı genç buluşçular, Selçuk Bayraktar’ın açtığı yoldan ilerleyerek başarıyı yakaladıklarını ifade etti.

    “Selçuk Bayraktar’ın izinden gidiyorum”
    Selçuk Bayraktar’ın gençlere açtığı yoldan ilerlediğini söyleyen Şehit Akif Akçadağ Anadolu Lisesi Öğrencisi Mehmet Kayra Yenisoğancı, “Çok heyecanlandım ve çok mutlu hissettim. Selçuk Bayraktar’ın izinden gidiyorum ve onlar bize güveniyorlar biz de o güveni boşa çıkartmadık sonra da dünya şampiyonu olduk.

    Türkiye’yi geliştiriyorsun, başka bir yerden almıyorsun, kendin üretiyorsun. Ondan dolayı da ayrı bir zevki var, kendin yaptığın için onun da ayrı bir zevki var” dedi.

    “Kod yazmak bence çok güzel”
    Şehit Tebernuş Özler Ortaokulu’ndan yarışmaya katılan Yiğithan Kaya, “Roma’da şampiyon olduk, Türkiye’yi temsil ettik bu yüzden de çok mutluyum. Geleceğin işi teknoloji olduğu için bizim için iyi oluyor. Kod yazmak bence çok güzel” diye konuştu.

    “Bayrağı orada dalgalandırmak bambaşka bir his”
    Türkiye’yi temsil etmenin gururunu yaşadığını dile getiren Çukurova Elektrik Anadolu Lisesi öğrencisi Ali Yağız Akça ise, “2 farklı kategoride hem ortaokul hem de lise kategorisinde çizgi izleyen kategorisinde şampiyon olduk.

    8 senelik edindiğim tecrübelerimi diğer takım arkadaşlarımla paylaşarak dünya şampiyonasına katıldık ve bu bilgi ve deneyimlerimizi kullanarak robotumuzu daha da fazla geliştirdik. Çok farklı bir duygu çünkü ülkemizi orada temsil etmek, bayrağı orada dalgalandırmak bambaşka bir his” ifadelerini kullandı.

    “Belki bir Selçuk Bayraktar çıkabilir buradan”
    Birbirinden değerli çocukların şampiyon olduğunu ifade eden takım koçu Şehit Ahmet Gülbahar Ortaokulu Bilişim Teknolojileri Öğretmeni Mehmet Kaya ise şunları dile getirdi:
    Şu anda teknoloji kimin elinde güçlüyse savaşları kazanmada en büyük avantajlara sahiptir. Çocuklarımızdan gelecekte belki bir Selçuk Bayraktar çıkabilir buradan.

    Bir tanesinin ruhuna dokunsak ve onu büyük bir projenin başında görsek bizim için en büyük mutluluktur. Bizim en büyük hedefimiz öğrencilerimizi bu işin içerisine kanalize edip bir Selçuk Bayraktar gibi, bir Tesla yapıyorlar bizim ülkemizde neden bunu yapan genç yetişmesin.”

  • Nenenin hayali uçak kullanmak

    Nenenin hayali uçak kullanmak

    Bilecik Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Bilecik Huzurevinde kalan yaşlı çınarlara, “21 yaşına dönsen ne yapardın” sorusu soruldu.

    Gençliğinde hem ekonomik hem toplumsal hem bireysel sebeplerle hayallerini erteleyen, hayallerinden tümüyle vazgeçen huzurevi sakinleri bunun pişmanlığını yaşıyor.

    76 yaşındaki Ömer amca “Oto atölyesi açmak isterdim” derken, Ali Tarhan, “Ziraat bahçesi içerisine bin bir çeşit bitki yetiştirmek isterdim”, 70 yaşındaki Emine teyze ise, “Musiki sanatçısı olmak isterdim” dedi. 76 yaşındaki Mestan amca “İmam olmak isterdim” diye cevap verirken, 82 yaşındaki Mürüvvet Türksoy, “Uçak kullanmak isterdim” cevabını verdi.

    74 yaşındaki Ahmet amca ise; “Dünya güreş şampiyonu olmak isterdim” derken, 70 yaşındaki Vasviye teyzenin “Okumak isterdim” cevabı ise görenleri duygulandırdı.

    “Biz bu etkinliğin sonucunda burada kalan yaşlılarımızın hayallerini gerçekleştirmek istiyoruz”
    Bilecik Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü İlkay Türkoğlu, Bilecik Huzurevinde kalan yaşlı çınarlara “21 yaşında olsaydın ne olurdun ?” sorusunu sorarak onların geçmişte ki hayalleri ile ilgili neler olduğunu öğrenmek için bir etkinlik yaptıklarını söyledi.

    Türkoğlu, “Burada kalan yaşlı amcalarımıza ve teyzelerimize 21 yaşında olsaydın ne olurdun? sorusunu sorduk. Onlarda bize çok ilginç cevaplar verdiler. Biz bu etkinliğin sonucunda burada kalan yaşlılarımızın hayallerini gerçekleştirmek istiyoruz.

    Bununla ilgili hemen şöyle bir dönüş oldu bize. Mürvet teyzem uçak kullanmak istiyorum diye bir hayalini iletti.

    Biz bunu sosyal medyada yayımlayınca sivil havacılık işiyle uğraşan bir firma biz Mürvet teyzemizin hayalini gerçekleştirmek ve destek olmak istediklerini söyledi. Biz bu firma ile iletişime geçtik inşallah Mürvet teyzemizin hayalini gerçekleştireceğiz” dedi.

  • Dijital kumarı yaygınlaştırıyor

    Dijital kumarı yaygınlaştırıyor

    Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanal ortama taşınan kumar, ulaşımının kolay olması nedeniyle yaygınlaşıyor.

    Dijitalleşen dünya ile birlikte bazı bağımlılıklar ve alışkanlıklar da değişebiliyor. Bu bağımlılıkların ve alışkanlıkların başında kumar geliyor. Kumarın sanal ortama taşınması ise yaygınlaşmasına neden oluyor. Uzmanlar, kumarın ulaşım kolaylığı ile birlikte yayıldığını belirtiyor.

    “Çok rahat bir şekilde ulaşım kolaylığı ile birlikte yayılıyor”
    Gelişen ve değişen dünya ile birlikte özellikle dijitalleşen dünyada bazı alışkanlıkların ve bazı bağımlılıkların da değişmeye başladığını belirten Bilişim Uzmanı Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, bunlardan birisinin de dijital kumar olduğunu söyledi.

    Doç. Dr. Küçükbezirci, eskiden kumarın belli lokallerde, belli yerlerde oynanırken şu anda her evin içinde, hatta bulunulan her ortamda teknolojik aletlerle ulaşılmasının mümkün olduğunu belirterek, “Bu şekilde insanlar evinde, iş yerinde ve belki okulda maalesef bu kumar sitelerine çok rahat bir şekilde ulaşabiliyor.

    Bu konuda çevremdeki insanlara ne yapıyorsunuz diye sorduğumda, maalesef bunların içerisinde gençlerimiz de var; dijital yolla oynanan sanal kumar oyunları maalesef çok rahat bir şekilde ulaşım kolaylığı ile birlikte yayılıyor.

    Örneğin geçenlerde konuştuğumuz bir gencimiz 3 bin lira yatırmış, 5 bin lira kazanmış. Kazandığı 5 bin lirayı yatırmış, 10 bin lira kazanıyor ama algoritma öyle bir işliyor ki belli bir rakama geldikten sonra bu programı yapanlar, düzenleyenler kesinlikle o parayı oynayan kişide bırakmıyor.

    Eski bir tabir vardır, ‘kumarda sadece oynatan kazanır’ diye. Dijitalleşen dünyada da değişen hiçbir şey yok, kumarı oynatan kazanıyor. Bu konuda bunun genci yaşlısı da yok açıkçası, görüştüğümüz, konuştuğumuz ve sohbet ettiğimiz birçok insan farklı meslek, farklı yaş gruplarında olsun maalesef sanal kumarın, davranışsal bağımlılık dediğimiz bu bataklığın içerisinde maalesef.

    Onların hepsine uyarı olarak konuştuğumuz ve söylediğimiz, kumardan hiç kimse para kazanıp da zengin olmuyor. Böyle bir dünya kesinlikle yok. Sadece kazanan bu programı hazırlayanlardır” dedi.

    “Aileler, nasıl olsa çocuğum evinde, odasında gayet güvenli diye düşünebilir ama aslında değil”
    Sanal kumarın evde oynanabildiğini ifade eden Doç. Dr. Yağmur Küçükbezirci, “Aileler çocukları güvenli bir ortamda, nasıl olsa çocuğum evinde, odasında gayet güvenli diye düşünebilir ama aslında değil. Böyle konularda takipçisi olmak gerekiyor.

    Bunu da anne baba olarak, özellikle gençlerimizi, çocuklarımızı uyarırken iyilikle, güzellikle anlatmaları gerekiyor.

    Kazananın hiçbir zaman kendileri olmayacağı, kazananın oynatanlar olduğu, bunun altını özellikle çizerek söylüyorum, çünkü bu algoritmanın, bu programın yapılması bunun üzerine kurulmuş. Tamamıyla bu programı yapanlar kazanıyor.

    İnsanlar gerçekten bu konuda öncelikle harçlıklarıyla başlıyor. Sonra değerli eşyalarını satmaya kalkıyorlar, daha sonra borç para alıyorlar, hatta kredi çekip de kumar oynayan kişiler bile var. O yüzden benim tavsiyem en güzel yol da başlamadan boşlamak.

    Bu sanal kumar olayının en güzel yolu da bir an önce bırakmaktan başlıyor” şeklinde konuştu.

  • Çalışanlarını yapay zekalı geleceğe hazırlıyor

    Elektrik dağıtım şirketi OEDAŞ tarafından düzenlenen BizEnerji Buluşmaları’nda, Teknoloji Yazarı Kuzuloğlu’nun katılımıyla yapay zekanın enerji sektöründeki dönüştürücü etkileri ele alındı. OEDAŞ çalışanlarının yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte yapay zeka, veri analitiği ve otomasyonun iş yapış biçimlerini nasıl etkilediği de konuşuldu.

    Enerji sektöründe dijitalleşme ve yenilikçi teknolojilere öncülük eden Osmangazi Elektrik Dağıtım AŞ (OEDAŞ), çalışanlarına yönelik olarak düzenlediği BizEnerji Buluşmaları kapsamında yapay zeka teknolojilerini derinlemesine inceledi. Etkinliğin konuğu ise Teknoloji Yazarı Serdar Kuzuloğlu oldu.

    Yapay zekanın enerji sektöründe sunduğu fırsatlar hakkında bilgi veren Kuzuloğlu, bu teknolojinin enerji kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlayarak sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaya imkan tanıyabileceğini belirtti.

    Yapay zeka, veri analitiği ve otomasyonun iş gücü üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Kuzuloğlu, teknolojik dönüşüm sürecinde bireylerin ve şirketlerin kritik rol oynadığını vurguladı. Kuzuloğlu, konuşmasının ardından OEDAŞ çalışanlarının sorularını yanıtladı.

    “BizEnerji, verimli bir paylaşım platformu oldu”
    Etkinlik hakkında bilgi veren OEDAŞ Direktörü Muzaffer Yalçın, “Pandemi döneminde başlattığımız BizEnerji Buluşmaları, çalışma arkadaşlarımızın farklı alanlarda ufkunu genişletmeyi hedeflediğimiz bir etkinlik.

    Başta enerji, finans ve teknoloji olmak üzere alanında uzman isimleri ağırlayarak hem güncel trendleri takip etme hem de bu konuların sektörümüze olan etkilerini değerlendirme imkanı sunuyoruz.

    Ülkemizde teknoloji denildiğinde ilk akla gelen isimlerden biri olan Serdar Kuzuloğlu’nun katıldığı bu etkinlik de oldukça verimli geçti. Yapay zeka ve dijitalleşme gibi güncel konuların sektörel etkilerini dinleme fırsatı bulduk.

    BizEnerji, çalışanlarımız için verimli bir paylaşım platformu oldu. Önümüzdeki dönemde de farklı uzmanlarla bu buluşmaları sürdürmeyi planlıyoruz” dedi.

  • Akademide yapay zekânın rolü

    Akademide yapay zekânın rolü

    Akademide yapay zekânın dönüştürücü rolünü ele almak ve kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri üzerindeki derin etkisini vurgulamak amacıyla İstanbul Atlas Üniversitesi’nde, ‘Future of AI in Higher Education’ etkinliği düzenlendi.

    Amerika Richmond’da bulunan Virginia Commonwealth Üniversitesi Stratejik Girişimler Kıdemli Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdem Topsakal, yapay zekâ ile öğrencilerin öğrenme şekline göre programlar geliştirileceğinin altını çizdi.

    Uluslararasılaşma stratejisi kapsamında İstanbul Atlas Üniversitesi, Amerika Richmond’da bulunan Virginia Commonwealth Üniversitesi ile iş birliği yapmıştı.

    Üniversitenin Vadi Kampüsü’nde düzenlenen ‘Future of AI in Higher Education’ etkinliğinde Virginia Commonwealth Üniversitesi Stratejik Girişimler Kıdemli Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Erdem Topsakal, öğrencilerle bir araya geldi. Topsakal, iki bölümden oluşan etkinliğe yapay zekâ ve makine öğrenmesine genel bakış açısı sunarak başladı.

    Yapay zekâ ve LLM araçlarının yükseköğrenimin geleceğini nasıl etkileyeceği tartışıldı
    Büyük Dil Modellerinin (LLM’ler) nasıl geliştirildiğini ve eğitim manzaralarını yeniden şekillendirme potansiyellerini değerlendiren Topsakal, ikinci bölümde, birden fazla kullanım durumunda yapay zekâ destekli araçları göstererek bu teknolojilerin süreçleri nasıl kolaylaştırabileceğini, kişiselleştirilmiş öğrenme yollarının nasıl destekleyebileceğini ve katılımın nasıl teşvik edebileceğini anlattı.

    Yapay zekâ tabanlı eğitim-öğretim modelleri hayatımıza entegre olacak
    Yapay zekanın hem öğretimi hem de öğrenmeyi geliştiren yenilikçi araçlar ve yöntemler sunarak hayatımızın her yönünü ve yüksek öğrenimin geleceğini yeniden tanımladığını belirten Topsakal, “Yapay zekâ tabanlı eğitim-öğretim modelleri, eğitim ve öğretimde öğrencilerin aktif katılımını sağlayacak şekilde hayatımıza entegre olacak.

    Eğiticiler yapay zekâ uygulamaları sayesinde ders içerikleri oluşturma, düzenleme, zenginleştirme ve bilgi aktarımı noktasında kendilerine yardımcı olacak yapay zekâ yöntemlerini kullanacak” dedi.

    Üretken yapay zekâ uygulamalarını eğitim hayatında görmezden gelmenin günün sonunda bir fayda getirmeyeceğini vurgulayan Topsakal, “Aksine bu teknoloji nimetlerinin insanlığa hizmet yönünde, iyi niyetli ve etik kurallar çerçevesinde nasıl kullanılacağını öğrencilerimize öğreterek, eğitim ortamının interaktif ve daha keyifli hale getirilebilmesi mümkün olabilecektir” diye konuştu.

    Yapay zekadan “Atlas Üniversitesi Marşı”
    Prof. Dr. Erdem Topsakal’ın yapay zekâ uygulaması ile geliştirilen “Atlas Üniversitesi Marşı” beste örneklerini de paylaştığı seminerde keyifli anlar da yaşandı.

    “Öğrencilerin anlama ve öğrenme şekline göre programlar geliştirilecek”
    Yapay zekânın dünyada her yerde yer almaya başladığını belirten Prof. Dr. Erdem Topsakal, “Bizim üniversitede de yapay zekâ dersleri oluşturduk. O derslerden birini de ben veriyorum. Yaklaşık 300 kişi bu yapay zekâ dersini alıyor.

    Burada öğrencilerle, hocalarla, yöneticilerle yapay zekâyı hayatımıza, akademiye nasıl entegre edebileceğimizi konuşacağım. Tabii yapay zekâ hayatımıza yeni yeni giriyor. Girmesiyle birçok şeyi de etkiliyor.

    Akademide de yapay zekânın önemli rol oynayacağı kesin. Bunlar içerisinde öğrencilerin öğrenimine yönelik birtakım iyileştirme sağlayacağını düşünüyoruz.

    Yani her öğrencinin birtakım bilgileri öğrenmesi aynı olmuyor. Bazı öğrenciler okuyarak, bazıları görsel olarak daha iyi öğreniyor.

    Yapay zekânın da özelliklerini kullanarak öğrencilerin anlayışlarına göre öğrenme niteliklerine ve çeşitlerine göre birtakım programlar geliştirmek mümkün. Ve bunların ileride her dersin bir parçası olacağına inanıyorum” açıklaması yaptı.

    “Öğrenciler Amerika’da master derecesi alabiliyor”
    Akademisyenlerin de böyle bir sisteme adapte olmak zorunda olduklarını ifade eden Prof. Dr. Erdem Topsakal, “Yapay zekânın verdiği bütün imkânları kullanmak zorundalar. Her yıl kendilerini güncellemeleri gerekir.

    Atlas Üniversitesi ile yapay zekâyla ilgili herhangi bir çalışmaya henüz başlamadık. Ama bu seminerle ilk adımı atmış oluyoruz.

    Üniversite ile yaptığımız hızlandırılmış master programı ile öğrenciler 4 yıl burada lisansını bitirip Amerika’ya gelip master derecesi alabiliyorlar. Normalde master yapma fiyatı çok yüksek ancak bu anlaşmayla öğrenciler neredeyse yarı fiyatına böyle bir imkâna sahip oluyor” dedi.

  • Oyun kodlayan bir gençlik yetişecek

    Oyun kodlayan bir gençlik yetişecek

    BAÜN Mühendislik Fakültesi’nde gençlerle ile bir araya gelen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, başarıya ulaşmada en büyük etkenin planlı çalışma olduğunu belirtirken planlanmayan hiçbir işin sonunda başarı elde edilemeyeceğini söyledi. Başkan Akın, “Oyun oynayan değil, oyun kodlayan bir gençlik yetişecek” dedi.

    Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, Balıkesir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanlığı tarafından düzenlenen “İşte Mühendis” Endüstriyel Kariyer ve İstihdam Platformu” programına katıldı. Programa Başkan Akın’ın yanı sıra Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, BAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Zafer Aslan, İş İnsanı Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, rektör yardımcıları, akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı.

    Gençlere planlı çalışmayla ilgili tavsiyeler de bulunan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, gençlerin hayallerinin kendisinin en büyük hedefi olduğunu söyledi. Gençlerin isteklerine, sorunlarına ve taleplerine çözümler geliştirmek için gece gündüz çalıştıklarını belirten Akın, sunacakları imkanlar ve projelerle gençlerin istihdamına ve geleceğine katkı sunmakta kararlı olduğunu belirtti.

    En büyük destekçimiz gençler
    Balıkesir’in dünyanın en güzel kenti olduğunu söyleyen Akın, kentin bu potansiyelini ortaya çıkarma yönündeki çalışmalarda en büyük destekçilerinin gençler olduğunu söyledi. Gençlerin doğru rol modeller ile buluşturularak hayatın içerisine entegre edilmesi gerektiğini ifade eden Akın, planlı ve programlı çalışmayla hedeflere kolay ulaşılabileceğini söyledi.

    Görevi devraldıklarında büyük bir plansızlıkla karşılaştıklarını söyleyen Akın, “Planlanmayan hiçbir işin sonunda başarı olmuyor. Onun için ilk olarak Balıkesir Planlama ve Kalkınma Ajansını kurduk ve bunu şirketleştirdik. 3.5 ay boyunca önümüzü görmek için planlama yaptık. Ortaya “Balıkesir, Türkiye’nin parlayan yıldızı olacaktır” çıktı.” diye konuştu.

    Burada partizanlık olmaz
    Gençlerden oluşan bir Yakın Çözüm Ekibi kurduklarına değinen Akın, “Gençlerimiz kapı kapı dolaşıp hanelerin sıkıntılarını, sorunlarını, taleplerini dinliyor ve sorunların çözüme kavuşmasına katkı sağlıyor. Gençlerin hayalleri benim hedefim. Aynı noktaya ilerlemek için mücadele ediyoruz ve birlikte başaracağız. Balıkesir milli birliğin ve beraberliğin sembolü. Burada ancak milli birlik ve beraberlik olur. Burada partizanlık olmaz; olamaz. Çünkü biz kuvayi milliyeciyiz. Burada tek hedefimiz birlik ve beraberlik içerisinde memleketimizi kalkındırmak.” dedi.

    Gençlere yeni istihdam alanları
    Balıkesir Ticaret Odası, Balıkesir Ticaret Borsası, Balıkesir Ziraat Odası, Sanayi Odası ile büyük bir sinerji içerisinde olduğunu ifade eden Akın, bu sinerjiyi enerjiye çevirmek için onlardan da destek aldıklarını belirtti. Hep beraber Balıkesir sanayisinin ihtiyaçlarını belirleyerek, bir öncelik sıralaması sonucunda, bölge sanayisinin karakterine uygun yetkinlikleri ve meslekleri belirleyeceklerini aktaran Akın, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı” ve “Millî Eğitim Bakanlığı” sorumluluğundaki alanlarda, ilgili kurumlarla iş birliği sağlayarak sunacağımız eğitimler sonucunda kazandıracağımız mesleki yeterlilik belgeleri ile gençlere yeni istihdam alanları açarken, sanayimizin nitelikli iş gücü arayışına katkıda bulunacağız.”

    Yeni kalkınma modeli
    Sanayi sektöründe en büyük sıkıntının nitelikli iş gücü ve ara eleman sorunu olduğunu, bu konuyla ilgili de kolları sıvadıklarını belirten Akın, Balıkesir Sanayi Odası’yla bu soruna çözüm üretmek için birlikte çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’yle iş birliği içerisinde yeni bir kalkınma modeli üzerinde çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Akın, “İş arayan ile işçi arayan arasında köprü görevini hemen üstlendik.

    Kariyer Merkezlerimizi açtık. Bunu da profesyonel olarak 20 ilçede hayata geçirdik. İhtiyaca göre vatandaşımızı iş sahibi yapmak için çalışıyoruz. “Yeni Ekonomi Mükemmeliyet Merkezi” oluşturarak metalden otomotive, elektrik ve elektronikten kimya ve petrol sektörüne kadar birçok farklı sektörde; alüminyum ve çelik kaynakçısından CNC programcısına, metal kesim operatöründen boyama operatörüne, betoncudan asansör montajcısına kadar birçok farklı meslekte bakanlık onaylı mesleki eğitim belgeleri edinilmesine imkân sağlayacağız.” dedi.

    Oyun oynayan değil oyunu kodlayan gençlik
    TECH 10 Teknoloji Eğitim Merkezlerini de bu sürecin bir parçası haline getirerek geleceğin mühendislerine kodlama eğitimlerinden donanım atölyelerine, dijital yetkinlik geliştirme faaliyetlerinden, kurumsal kapasite geliştirme programlarına kadar imkanları sunacaklarına vurgu yapan Akın, oyun oynayan değil oyunu kodlayan gençlik istediklerini söyledi.

    BALMEK kurslarını kırsala taşıdıklarını söyleyen Akın, ““Halkçı Belediyecilik” anlayışımıza uygun olarak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Edindirme Kursları (BALMEK) il merkezi ve tüm ilçelerde sanayide kadın istihdamını artırmak amacıyla; su tesisat ustasından dijital çizime, oto kaporta ustasından balık ağı örme tamiri ve donanımına kadar birçok alanda “Ustalığa kadın eli değecek” sloganıyla kurslar açıyoruz. Balıkesir Sanat’ın inşaatı da bitmek üzere. Balıkesir Şehir Tiyatrosu kentimize hayırlı olsun. Balıkesir’i en iyi şekilde yönetmek için ekip arkadaşlarımla birlikte gece gündüz çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    Başkan Akın, “Balıkesir Büyükşehir Belediyesi olarak üniversitelerimizle, meslek odalarımızla, iş insanlarımızla, derneklerimizle iş birliği ve dayanışma içinde olarak gençlerimizin istihdamına ve geleceğine katkı sunmakta kararlıyız. Daha güçlü bir Balıkesir için hızla değişen yenilikçi dünyayı yakalamamız bir zorunluluk” dedi.

    Hayal edin
    Programda Doğanlar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan da gençlere hem hayatta hem de iş dünyasında başarılı olmak için tavsiyeler de bulundu. Gençlere “Hayal kurmaktan vazgeçmeyin” diyen Doğan, her şeyin hayalle başladığını ve hayallerinin peşinden koşmanın başarıya ulaşmadaki en önemli şey olduğunu söyledi.

  • Ulusal patent fuarına katıldı

    Ulusal patent fuarına katıldı

    Anadolu Üniversitesi ARİNKOM TTO, ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleştirilen ÜSİMP Ulusal Patent Fuarı ve Üniversite-Sanayi İş Birliği Ulusal Kongresine, Anadolu Üniversitesi patentlerini sergilemek ve tanıtmak üzere katıldı.

    Patentlerin lisanslanması ve yeni üniversite-sanayi iş birliği projelerinin geliştirilmesi üzerine üniversiteler ve sektör temsilcilerini bir araya getiren fuarda, potansiyel iş birlikleri için görüşmeler gerçekleştirilecek. ARİNKOM TTO personelinin yanı sıra sergilenen patentlerin buluşçusu akademisyenler Prof.Dr. Ahmet Özdemir, Doç. Dr. Belgin Sever, Prof. Dr. Gülşen Akalın Çiftçi, Prof. Dr. Mehlika Dilek Altıntop, Dr. Öğr. Üyesi Sinan Özer de fuara poster sunumları ile katılım gösterdi.

    Üniversite-sanayi işbirliği kuruluşlarının kurulmasına, kurumsallaşmasına, kalitesinin ve performansının ve iyileştirilmesine yardımcı olmak misyonu ile hareket eden bir sivil girişim olan Üniversite-Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformunun – ÜSİMP, Kasım 2024 itibariyle 131 kurumsal üyesi bulunuyor.