Kategori: Bilim

  • Uzayda 13 deney

    Uzayda 13 deney

  • Uzay Yarışı

    Uzay Yarışı

    Uzaya Çıkan İlk Kişi

    12 Nisan 1961’de, Gagarin’in gemisi Vostok 3KA-3 (Vostok 1) uzay aracı, Baikonur Cosmodrome’dan fırlatılır. Böylece Gagarin hem dünya yörüngesinde gezen, hem de uzaya çıkan ilk insan olur.

    Uzaya ilk aracı ve ilk insanı Sovyetler göndererek yarışta ABD’yi hezimete uğratsa da, 1969’da Ay’da yürüyen ABD, uzay yarışında bir kez daha öne geçer. Soğuk Savaş dönemi Sovyetlerin dağılması ile son bulur. Ancak Soğuk Savaş dönemindeki gibi olmasa da uzay yarışı bugün de durmaksızın devam ediyor.

    İnsanoğlu Ay’a son kez ayak bastığında tarih 11 Aralık 1972’yi gösteriyordu. Apollo 17’nin 3 kişilik
    mürettebatından 2’si (Eugene A. Cernan ve Harrison Schmitt) Ay’da son yürüyen kişiler oldular.

    Uzaya Gidecek İlk Türk

    Türkiye’nin uzaya ilk defa insan gönderme projesi kapsamında Alper Gezeravcı, 18 Ocak’ta Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) doğru yola çıkacak. Türkiye Uzay Ajansı’nın verdiği bilgiye göre Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 14 gün kalacak olan Gezeravcı, orada 13 farklı bilimsel deneye imza atacak.

    “Küçüklüğünden itibaren, hayalinin sınırı gökyüzü olan bir çocuğun, hayalinin eşiğini uzaya taşıyan bir adımdır bu. Dolayısıyla herkesin hayatına büyük bir dokunuş”
    Alper Gezeravcı

    Türk Hava Kuvvetleri’nde 15 yıl savaş pilotluğu yapan Gezeravcı’nın da içinde bulunacağı Axiom Mission 3 (Ax-3) ekibinin 18 Ocak saat 01:11’de fırlatılması planlanıyor.

    Ax-3 mürettebatı NASA’nın Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nden SpaceX Falcon 9 roketiyle fırlatılacak. Roket, yine SpaceX’in Dragon uzay aracını taşıyacak. Bu aracın içindeki Ax-3 mürettebatının 19 Ocak TSİ 13:15’te ISS’e kilitlenmesi hedefleniyor.

    İlk Türk uzay yolcusu Alper Gezeravcı, Ax-3 misyonunda İspanyol, İtalyan ve İsveçli astronotlarla birlikte görev alacak. Gezeravcı yanında Türk bayrağı, aile fotoğrafları ve Yörük kültürüne ait bazı objeler götürecek.

     

  • İlk uzay misyonu için hatıra bileti

    İlk uzay misyonu için hatıra bileti

    Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonu için heyecanlı bekleyiş sürüyor. 18 Ocak saat 01.11’de gerçekleşecek fırlatma töreni öncesi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının öncülüğünde hazırlanan uzay hatıra bileti, Türkiye Uzay Ajansının (TUA) internet sitesinde yayımlandı. Türk astronotu Alper Gezeravcı’nın fotoğrafının ve uzay görevinde kullanılacak armanın yer aldığı hatıra bileti için “Gurur Duy Türkiye” sosyal medya etiketi kullanırken, “Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun gururunu paylaşıyorum” ifadelerine yer verildi.
    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır da sosyal medya adresi X üzerinden “Uzay hatırası” paylaşımını yaptı.

  • Türk uzay yolcusu için geri sayım

    Türk uzay yolcusu için geri sayım

  • Neptün ve Uranüs’ün gerçek renkleri

    Neptün ve Uranüs’ün gerçek renkleri

    İngiliz bilim adamları Neptün ve Uranüs’ün renklerinin gerçekte bilindiğinden farklı olduğunu ortaya koydu. Yapılan çalışma, 1980 yılındaki uzay araştırmasında ortaya konan Neptün’ün masmavi, Uranüs’ün yeşil renge sahip olmadığını ortaya çıkardı. Yapılan araştırma ile iki gezeninin de yeşilimsi mavinin benzer tonlarda olduğu kaydedildi. Ancak Neptün’ün ince bir pus tabakasından kaynaklanan biraz daha mavilik olduğu kaydedildi. Araştırmayı yöneten Oxford Üniversitesi Profesörü Patrick Irwin ve ekibinin Neptün ve Uranüs’ün orijinal verilerini işleyerek her iki gezegeninin de en doğru temsilini elde ettiği ifade ediliyor. Irwin, gökbilimcilerin modern görüntülerin gezegenlerin rengini tam olarak yansıtmadığını uzun zamandır bildiğini ifade ederek, “Bu yapay rengin aslında o zaman gerçeği yansıtmadığı hatta görüntüler bu açıklamalarla yayınlansa da bu ayrım zamanla kayboldu” dedi.
    Edinburgh Üniversitesi’nden astrofizik profesörü Catherine Heyman, Neptün’ün atmosferde daha net görülebilmesi için mavi rengi vurgulamaya çalıştıklarını bu nedenle daha mavi göründüğünü ifade ederek, “Aslında Neptün ve Uranüs birbirine çok benziyor” dedi.
    İngiltere Kraliyet Astronomi Topluluğu (RAS) Direktör Yardımcısı Dr. Robert Massey de görüntülerin zenginleştirilmesinin astronomi araştırmalarında normal prosedür olduğunu dile getirerek, “Renklerin zenginleştirilmemiş olmasını düşünmek ahmaklık olur. Bunun yapılması gerekiyor. Bir şeylerin görünebilmesi için bu şekilde işlenmesi gerekiyor. Halktan saklanan bir komplo değil” açıklamasını yaptı.

    Yanılgı nasıl ortaya çıktı?

    İlk yanılgı, NASA’nın Voyager 2 uzay aracı misyonu tarafından her iki gezegenin çekilen görüntülerinin 3 ayrı renkte kaydedilmesi nedeniyle ortaya çıktığı ifade ediliyor. Görüntüler, yeniden birleştirilirken Gezegenlerdeki bulutlar ve rüzgarları daha net gösterebilmek adına kontrast daha güçlü bir şekilde uygulandı. Böylece, Neptün daha mavi görüntülenmiş oldu.
    Ancak son çalışma ile araştırmacılar, Hubble Uzay Teleskobu Görüntüleme Spektrografı ve Avrupa Güney Gözlemevi’nin Çok Büyük Teleskobu üzerindeki Çok Birimli Spektroskopik Gezgini’nden veriler kullandı. Her iki aracın aynı pikselleri, araştırmacılaraher iki gezegenin de doğru renklerini elde etmeyi sağlayan sürekli renk spektrumu sunuyor.

  • “Emojiler dilimizi kirletiyor”

    “Emojiler dilimizi kirletiyor”

    Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Toparlı, günlük konuşmada sıklıkla kullanılan kısaltma ve emojilerle ilgili konuştu. Prof. Dr. Toparlı, “Bunlar özentilerdir. Bunlar kalıcı olmazlar. Yani gençlerin sevgilerini, duygularını, öfkelerini belli etmek için Türkçede onlarca anlatım vardır. Bunlardan uzaklaşıp sadece bir hareketle ki bu hareketler sözlükte yer almaz. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde hiçbir zaman yer almaz. Bunları ben gençlere mümkün olduğu kadar kullanmamalarını söylüyorum. Hatta ‘bık gelmek’ gibi kısaltıp kullanımların da zarar vereceğini, birbirleriyle mesajlaşırken ‘teşekkür’ yerine ‘tşkr’ yazmalarını. Selam yerine ‘slm’ yazmalarını yadırgıyorum. Çünkü bugün ‘slm’ yazdığınızı yarın okumaya kalkarsanız ‘Salim’ diye de okunabilir. Türkçenin en önemli özelliği sesli harflerin çokluğudur. Sesli harfleri yazmazsanız ileride yazdığınız şeyleri okuyamama tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız. Onun için Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Mehmet Akif’in dizelerinde böyle diyor. Asım’ın nesli yani gençlik namusunu, buradaki namus sadece soyut anlamıyla değil ülkesi, vatanı, bayrağı ve dili olarak kabul ediniz. Ezanı olarak kabul ediniz. Bu gençlik bunlara hiçbir zaman laf söyletmemiştir, söyletmeyecektir” dedi.

    “Dil, bir milletin en önemli unsurudur”

    Emojilerle dilin kirletilmemesini söyleyen Toparlı, “Dil, bir milletin en önemli unsurudur. İnsanların birbirleriyle anlaşma vasıtasıdır. Öyle emojilerle kısa kısa konuşmalarla kendi konuştuğunuz dili kirletmeyiniz. Kendinizce konuşun. Bu heves geçicidir. Geçip gider. Ertesi gün tahmin ediyorum gençler ileriki yaşlarında, olgunlaştıklarında yaptıklarının yanlış olduğunu anlayacaklar ve güzel Türkçemizin güzellikleriyle konuşmaya ve yazmaya devam edeceklerdir” ifadelerine yer verdi.

  • Türkiye’nin ilk uzay yolculuğu netleşti

    Türkiye’nin ilk uzay yolculuğu netleşti

    Türkiye’nin insanlı ilk uzay misyonunun gerçekleşeceği tarih belli oldu. Misyon 9 Ocak 2024’te gerçekleşecek. İlk Türk astronot Alper Gezeravcı, misyonda İspanyol, İtalyan ve İsveçli astronotlarla birlikte görev alacak.

    Görev armasında 100. yıl ve Türk devletleri vurgusu

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sosyal medyada yaptığı paylaşımda, Alper Gezer Avcı’nın misyonda kullanılacak armayı tanıttığı videoya yer verdi.

    Sekiz köşeli Selçuklu yıldızının bulunduğu armada ay-yıldızlı Türk Bayrağı,16 Türk devletini temsil eden yıldızlar, Cumhuriyetin 100. yılına ithafen 100 sayısı ve dünya üzerinde turkuaz renkli Türkiye haritası bulunuyor.

    Videoda; Alper Gezer Avcı, görev armasının detaylarını anlattı.

    13 FARKLI DENEY YAPACAK

    Türkiye’nin İnsanlı İlk Uzay Misyonu kapsamında Alper Gezeravcı, Ocak ayındaki fırlatmanın ardından Uluslararası Uzay İstasyonu’nda 14 gün kalacak, 13 farklı bilimsel deneye imza atacak.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, biyoloji, tıp, malzeme bilimi ve genetik gibi alanlarda gerçekleşecek deneylerden birinin Muş Bilim ve Sanat Merkezindeki öğrenciler tarafından hazırlandığını duyurmuştu.

    KAYNAK : NTV

  • Su kıtlığına yapay zekalı önlem

    Su kıtlığına yapay zekalı önlem

    Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2025 yılında su stresi yaşayan ülkelerin oranı yüzde 34’e, su kıtlığı yaşayan ülkelerin oranı ise yüzde 15’e ulaşabilir. 2050 yılında ise 9,4 milyara ulaşması beklenen dünya nüfusunun yüzde 40’ı su sıkıntısı çekebileceği öngörülüyor. Su depolama sistemlerinin bolluk zamanlarında su kaynaklarını yakalamak, depolamak, yönetmek ve kuraklık dönemlerinde bunları serbest bırakmak üzere tasarlandığından bahseden Yaşar Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Programcılığı Programı Dr. Öğretim Görevlisi Selen Çekinir, “Genellikle büyük ölçekli rezervuarlar nehir veya göl suyu gibi yüzey sularını depolamak ve gerektiğinde serbest bırakmak ve hidroelektrik santrallerinde enerji üretimi ya da sulama amaçlı kullanılır. Sulama, tuvalet ve çamaşır yıkama gibi çeşitli tüketimler için çatılardan ve diğer yüzeylerden yağmur suyunu toplama sistemleri de kullanılıyor. Bu sistem sayesinde; doğal su kaynakları azaldığında bile tutarlı bir su temini sağlanabilir” dedi.

    Yapay zeka ile izleme ve yönetme

    Yapay zekanın kuraklığı daha etkili bir şekilde izlemek, tahmin etmek ve yönetmek için kullanılabileceğini aktaran Çekinir, “Erken uyarı sistemleri, uzaktan izleme, iklim modellemeleri ve simulasyonları, kaynak yönetimi gibi pek çok alanda yapay zeka kullanılabilir. Makine öğrenimi modelleri, belirli bölgelerdeki kuraklık koşullarının olasılığını tahmin etmek için geçmiş hava durumu verilerini, toprak nem seviyelerini ve diğer ilgili bilgileri analiz edebilir. Bu sayede yetkililer ve çiftçiler proaktif önlemler alabilir. Uydu görüntüleri ve sensörler ile toprak nemi seviyeleri, sıcaklık ve bitki örtüsü sağlığı gibi çevresel göstergeleri izlemek için kullanılabilir. Bu veri kaynakları, kuraklığın ilerleyişinin izlenmesine, tarım ve ekosistemler üzerindeki etkisinin değerlendirilmesine yardımcı olur” diye konuştu.

    Sensörler ile akıllı su yönetimi yapılabilir

    Yapay zeka modellerinin farklı kuraklık senaryoları altında mahsul verimini tahmin edebileceğinden söz eden Çekinir, şunları söyledi:
    “Yapay zeka sistemleri ile çiftçiler hava durumu, toprak koşulları ve geçmiş verim verileri gibi etmenleri analiz ederek, kuraklıkla ilgili kayıpları azaltmak için ürün seçimi ve ekim stratejileri hakkında bilinçli kararlar verebilir. Yapay zeka odaklı tarım tekniklerinin kullanımı çiftçilerin su ve kaynak kullanımını optimize etmelerini sağlar. Nesnelerin interneti (IoT) sensörleri ve yapay zeka algoritmaları, sulama sistemlerini izleyip kontrol ederek mahsullerin gerçek zamanlı koşullara göre doğru miktarda su almasını sağlayabilir ve kuraklık dönemlerinde su israfını azaltabilir. Böylece su seviyeleri, kalitesi ve kullanımı gerçek zamanlı olarak izlenebilir, su depolama ve tahliye stratejileri optimize edilerek akıllı su yönetimi yapılabilir.”
    Çekinir, yapay zekanın kuraklıktan etkilenen bölgelerdeki ormanlar ve sulak alanlar gibi doğal kaynakların yönetimine ve koruma ihtiyacı duyulan alanların belirlenmesine de yardımcı olabileceğini sözlerine ekledi.

  • Nobel Fizik Ödülü sahiplerini buldu

    Nobel Fizik Ödülü sahiplerini buldu

    Pierre Agostini, Ferenc Krausz ve Anne L’Huillier’in “maddedeki elektron dinamiklerini incelemek için attosaniye ışık darbeleri üreten deneysel yöntemler” ile 2023 Nobel Fizik Ödülü’ne layık görüldü.

    Bu yıl 11 milyon İsveç kronuna (yaklaşık 1 milyon dolar) yükseltilen ödül, İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi tarafından veriliyor.

    Nobel Fizik Ödülü, Macar bilim insanı Katalin Kariko ve ABD’li meslektaşı Drew Weissman’ın Covid-19 aşılarının yolunu açan mRNA molekülü keşifleri nedeniyle tıp ödülünü kazanmalarının ardından bu hafta verilen ikinci Nobel oldu.

    NOBEL ÖDÜLLERİ HAKKINDA

    Dinamitin mucidi ve iş insanı Alfred Nobel’in vasiyeti üzerine bilim, edebiyat ve barış alanlarındaki başarılara verilen ödüller, 1901 yılından bu yana bilim dünyasındaki en prestijli ödüllerden biri haline geldi.

    Geçen yıl, Alain Aspect, John Clauser ve Anton Zeilinger, iki parçacığın aralarındaki boşluktan bağımsız olarak birbirine bağlı olduğu kuantum dolanıklık üzerine yaptıkları çalışmalarla Nobel Fizik Ödülü’nü kazanmıştı.

    Ekim ayı başında hafta içi peş peşe açıklanacak Nobel ödüllerini kimya, edebiyat, barış ve ekonomi ödülleri takip edecek.

  • “Uzay, önemli hedeflerden biri”

    “Uzay, önemli hedeflerden biri”

    Azerbaycan’ın başkenti Bakü, 50 yılın ardından Uluslararası Uzay Kongresi’ne yeniden ev sahipliği yapıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ve Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım’ın da katıldığı kongrenin genel kurulunda Uluslararası Uzay Kongresi’ni 2026’da Türkiye’nin Antalya kentinde yapılması için TUA tarafından sunum yapıldı.

    “Ümidimiz Antalya’nın bu yarışı kazanması”

    Genel Kurulun ardından açıklamada bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, dünyanın en büyük uzay etkinliği 74. Uluslararası Uzay Kongresi’nin Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenleniyor olması hakkında, “Biz de can Azerbaycan’da olmaktan, bu etkinliğe burada katılıyor olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Uluslararası Uzay Kongresi, dünyanın pek çok ülkesinden uzay profesyonellerini, bilim insanlarını, araştırmacıları ve gençleri bir araya getiren bir etkinlik. Siz de ifade ettiniz, 2026 da gerçekleşecek olan Uluslararası Uzay Kongresi için biz de Antalya olarak adayız. Bugün burada genel kurulda sunumunuzu da gerçekleştirdik. Bu hafta içerisinde netice belli olacak. Polonya’nın bir şehriyle yarışıyoruz. Ama ümidimiz Antalya’nın bu yarışı kazanması” dedi.

    “Türkiye milli teknoloji hamlesi yolculuğunda büyük bir hızla ilerliyor”

    Türkiye’nin ve Antalya’nın geçmişte çok büyük uluslararası etkinliklere ev sahipliği yaptığını hatırlatan Kacır, “Ama arzu ederiz ki ülkemizin uzay alanında büyük bir yükselişte olduğu, pek çok uzay programını, projesini hayata geçirmekte olduğumuz ilk Türk vatandaşını Uluslararası Uzay İstasyonu’na göndermiş olacağımız ve aynı zamanda Ay misyonunu gerçekleştirmiş olacağımız bu dönemde, böylesine bir büyük etkinliğe Türkiye olarak Antalya’da ev sahipliği yapalım. Tabii Türkiye milli teknoloji hamlesi yolculuğunda büyük bir hızla ilerliyor. Bu yolculukta savunma sanayii lokomotif oldu” ifadelerini kullandı.

    “Uzay bizim için önemli hedeflerden biri”

    Şimdi hedeflerinin savunma sanayinde gerçekleşen başarıyı diğer alanlarda da hızla yaygınlaştırmak olduğunu vurgulayan Kacır, “Uzayda bizim için önemli hedeflerden biri. Uzay alanında çok tecrübeli bir ülkeyiz. Hali hazırda görüntüleme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretebilen ve kullanabilen bir ülkeyiz. Biliyorsunuz Nisan ayında İMECE’yi, metre altı çözünürlüklü görüntüleme uydumuzu uzaya gönderdik. Önümüzdeki yıl Türksat 6A ilk milli haberleşme uydumuz olarak uzaya gönderilmiş olacak ve böylece Türkiye uzayda haberleşme uydularını kendi imkanlarıyla geliştirdiği haberleşme uydularını kullanabilen 10 ülkeden biri olacak.
    İnşallah önümüzdeki dönemde Uluslararası Uzay İstasyonu’na göndereceğimiz ilk Türk vatandaşımız ve sonrasında gerçekleştireceğimiz Ay programımız ve diğer uzay teknolojileri projeleriyle Türkiye’mizin bu yolculuğu büyük bir hızla devam edecek” diye konuştu.

    Türkiye’nin Uluslararası Uzay Kongresi adaylığı 6 Ekim’de netleşecek

    Uluslararası Uzay Kongresi’ni 2026’da kendi ülkelerinde yapmak üzere Türkiye ve Polonya’nın adaylığı Bakü’de gerçekleştirilen kongrede ele alınacak. Türkiye ve Polonya’nın adaylığını sunduğu Uluslararası Uzay Kongresi’nin 2026’da hangi ülkeden yapılacağı ise 6 Ekim’de netleşecek.