Kategori: Bilim

  • En sağlıklı pişirme yöntemi

    En sağlıklı pişirme yöntemi

    Hitit Üniversitesinde yürütülen proje çerçevesinde, Türkiye’nin favori lezzetleri olan patates kızartması, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemlerinin ve yağ seçeneklerinin belirlenmesi hedefleniyor. Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Kabak’ın yürütücülüğünü üstlendiği proje çerçevesinde patates, köfte ve pişi için en sağlıklı pişirme yöntemi araştırılacak.

    Proje, TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Makine ve İmalat Teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi bünyesinde yürütülecek proje ile farklı pişirme teknikleri ve farklı yağ çeşitleri kullanılarak hazırlanan patates kızartması, köfte ve pişi ürünlerinde oluşabilecek toksik maddelerin etkisi analiz edilecek.

    Proje yürütücüsü Prof. Dr. Bülent Kabak, Türkiye’de en çok tüketilen ürünler arasında ilk sıralarda yer alan patates kızartması, köfte ve pişi gibi gıdaların çocukların sağlığını tehdit eden unsurlar barındırabildiğini söyledi. Başlattıkları projede sevilen gıda ürünlerinin derin yağda kızartma, fırınlama ve ‘airfryer’ pişirme teknikleri ile ayçiçeği yağı, zeytinyağı ve palm yağı çeşitlerinin kullanılacağını kaydeden Kabak, “Projemizde belirlendiğimiz pişirme teknikleri ve yağ çeşitleriyle gıdalar üzerinde oluşabilecek toksik maddeler üzerinde bir analiz yapmayı planlıyoruz.

    Bu maddeler arasında sağlık için risk oluşturabilecek unsurlar bulunuyor. Çocukların ve ergenlerin bu maddelere olan maruziyetini en aza indirmek için en uygun pişirme yöntemlerini ve yağ seçeneklerini belirleyeceğiz” dedi.

    “Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak”
    Çalışmanın hem tüketicilere hem de gıda sektörüne önemli katkı sağlayarak güvenli pişirme tekniklerini ve yağ çeşitlerini ortaya koyacağını belirten Kabak, “Ev tipi hazırlık şartlarından hazır dondurulmuş ürünlere kadar geniş bir yelpazede yapacağımız incelemelerle, tüketicinin aklındaki tüm soru işaretlerini gidermeyi planlıyoruz. Projemiz ile en güvenli yöntemler bilimsel verilerle açıklığa kavuşturulacak” diye konuştu.

    Hitit Üniversitesinin ihtisaslaşma alanı çerçevesinde yeni projeler geliştirmeye devam ettiklerini ifade eden Kabak, gelecekteki bilimsel çalışmalara kapı aralamak adına proje kapsamında doktora öğrencileri Eylem Odabaş, Nimo Hussein Yussuf ve Fatma Öznur Afacan’ın yer aldığını sözlerine ekledi.

  • TKDK’dan Bilecik’e ilk hibe

    TKDK’dan Bilecik’e ilk hibe

    Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) tarafından Bilecik’e ilk hibe geldi. TKDK Bilecik İrtibat Bürosu’nda, Avrupa Birliği tarafından aday ülkelere destek sağlamak amacıyla oluşturulan Katılım Öncesi Yatırım Aracı Programı (IPARD ) kapsamında, Bilecik’te desteklenen ilk projenin sözleşmesi imzalandı. Destek programı kapsamında; Osmaneli’ne bağlı Çerkeşli Köyü’nde “Çerkeşli Soğuk Hava Deposu” ve “Modernizasyon ve Makine-Ekipman Alımı” projelerine destek geldi.

    “TKDK’dan önemli yatırıma yüzde 50 hibe”
    Bilecik Valisi Şefik Aygöl, projelere 19 milyon 89 bin 923 TL bedeli olan önemli yatırımın yüzde 50’lik kısmının 9 milyon 608 bin 824 TL hibe programından karşılandığı söyledi. Aygöl, “IPARD programı kapsamında Bilecik’te ilk hibe olma özelliği taşıyor. Bütün kurumlarımızla bir bütün olarak iş birliği yaparak şehrimize en iyi hizmeti sunma gayreti içerisindeyiz.

    Tek ortak gayemiz Bilecik. Girişimcilerimizin, üreticilerimizin ve vatandaşlarımızın her zaman yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Çiftçinin, üreticinin ve girişimcinin yanında olmaya devam ediyoruz. Bu hibe desteğinin Bilecik’te tarım ve kırsal kalkınma için önemli bir adım” dedi.

  • Roketinin motoru test sırasında patladı

    Roketinin motoru test sırasında patladı

    Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı’nın (JAXA) geliştirdiği Epsilon S roketinin motor testi sırasında yangın çıkmasının ardından patlama meydana geldi.

    Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı’nın geliştirdiği Epsilon S roketinin motor testi bir kez daha korku dolu anlar yaşanmasına neden oldu. JAXA’dan yapılan açıklamaya göre, yerel saat ile 08.30’da Kagoshima eyaletindeki Tanegashima Uzay Merkezi’nde yapılan ikinci kademe motoru yer testinin 49’uncu saniyesinde henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangının hemen ardından patlama meydana gelirken, şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Olayla ilgili detaylı soruşturma başlatıldı.

    Daha önce de patlama meydana gelmişti
    Geçtiğimiz yıl 14 Temmuz’da Akita eyaletindeki Noshiro Roket Test Merkezi’nde yapılan Epsilon S roketi ikinci kademe motor testi sırasında patlama meydana gelmiş ve yangın çıkmıştı. Olayda ölen ya da yaralanan olmamıştı.

    Rekabet gücünü artıracağı öngörülüyor
    JAXA tarafından fırlatma roketi olarak 2007’de geliştirilmeye başlanan Epsilon serisi roketlerin, teknoloji yardımıyla işçilik ve fırlatma maliyetlerini azaltmak üzere tasarlandığı belirtiliyor. Katı yakıttan güç alan Epsilon serisi roketlerin, bilimsel araştırma amaçlı uyduları fırlatmak üzere daha önce Japonya tarafından tasarlanan M-V serisinin yerini aldığı biliniyor. Önceki Epsilon serisi roketlerin halefi olarak geliştirilen Epsilon S’in ise uydu fırlatma konusunda ülkenin rekabet gücünü artıracağı öngörülüyor.

  • TB3 SİHA, iki kez iniş kalkış başarıyla gerçekleşti

    TB3 SİHA, iki kez iniş kalkış başarıyla gerçekleşti

    Havacılık tarihinde bir ilke imza atarak kısa pistli bir gemiden iniş kalkış yapan ilk SİHA olan Bayraktar TB3, Çanakkale açıklarında seyreden TCG Anadolu’da yapılan ikinci uçuş testinde de iniş destek ekipmanı kullanmadan iki kez daha başarıyla iniş kalkış yaptı.
    Dünya havacılık tarihinde bir ilke imza atarak kısa pistli bir gemiden iniş kalkış yapan Bayraktar TB3 SİHA, gemi testlerine başarıyla devam ediyor.

    Bayraktar TB3, dün Çanakkale açıklarında seyreden TCG Anadolu gemisinde gerçekleşen ikinci uçuş testinde de iniş destek ekipmanı kullanmadan iki kez daha başarıyla iniş kalkış yaptı. Test parametrelerini başarılı bir şekilde icra eden milli SİHA, ortalama 20.000 feet irtifada uçtuğu testi başarıyla tamamladı.

    Havacılık tarihine damga vurdu
    Keşan’da gerçekleşen rampa testleri ile açık denizde sürdürdüğü yaklaşma testlerini tamamlayan Bayraktar TB3 SİHA, geçen hafta 19 Kasım’da TCG Anadolu’nun 12 derece eğimli rampaya sahip kısa pistinden başarıyla havalanmıştı. Ege ve Akdeniz’in buluşma noktasında 46 dakikalık tarihi bir test uçuşu gerçekleştiren Bayraktar TB3, aynı kısa piste hiçbir iniş destek ekipmanı kullanmadan başarıyla iniş yapmıştı.

    Yerli motor ile en yükseğe
    Bayraktar TB3 SİHA, 25 Haziran’da Edirne’nin Keşan ilçesindeki Baykar Uçuş Eğitim ve Test Merkezi’nde gerçekleştirilen uçuşta 36.310 feet irtifaya çıktığı Yüksek İrtifa Sistem Performans Testini başarıyla tamamladı. TEI tarafından yerli olarak geliştirilen PD-170 motoruyla havalanan milli SİHA, böylece kritik bir eşiği daha geçti. Milli havacılık tarihimizin irtifa rekoru ise 45 bin 118 feet ile Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar AKINCI TİHA’ya ait bulunuyor.

    Toplam uçuş 828 saati geçti
    Bayraktar TB3 SİHA bugüne kadar gerçekleştirilen test uçuşlarında toplam 828 saat 57 dakika havada kaldı. Milli SİHA, 20 Aralık 2023’te gerçekleştirilen uzun uçuş testinde ise yere inmeden 32 saat havada kaldı ve gökyüzünde 5.700 kilometre yol kat etti.

    Milli SİHA, milli kamera
    Bayraktar TB3 SİHA, 26 Mart’ta ilk kez Aselsan tarafından milli olarak geliştirilen ASELFLIR-500 ile uçtu. İcra edilen test kapsamında dünyadaki muadillerine göre en yüksek performansa sahip olan ASELFLIR-500 Elektro-Optik Keşif, Gözetleme ve Hedefleme Sistemi entegrasyonu başarıyla gerçekleştirildi.

    Deniz aşırı güç çarpanı
    Bayraktar TB3 SİHA, katlanabilen kanat yapısının yanı sıra sahip olacağı kabiliyetler ile sınıfındaki lider insansız hava aracı olacak. Görüş hattı ötesi haberleşme kabiliyetine de sahip olacak milli SİHA, bu sayede çok uzun mesafelerden kumanda edilebilecek. Böylece keşif-gözetleme, istihbarat ve taşıdığı akıllı mühimmatlar ile taarruz görevlerini deniz aşırı hedeflere karşı icra ederek Türkiye’nin caydırıcı gücünde çarpan etkisi sağlayacak.

  • Hamamyolu çarşısının 1940-1980 yılları

    Hamamyolu çarşısının 1940-1980 yılları

    Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayşen Çelen Öztürk yürütücülüğünde hazırlanan, TÜBİTAK 1001 “Anımsama Kutusu Deneyimi Tasarımı” projesi kapsamında, Hamamyolu Çarşısı 1940-80 yılları Sanal Gerçeklik modeli uygulaması, o dönemlerde Hamamyolu Çarşısı’nı bilen 65 yaş üstü bireylerin deneyimine sunuldu.

    Büyükşehir Belediyesi Porsuk Konukevi’nde, yapılan uygulamada, sanal gerçeklik gözlüğü ile modellenen alanda yürüyen katılımcılar, o dönemde var olan; Akar Deresi ve kıyısındaki iki katlı evleri, ahşap köprüleri, çarşamba-cumartesi günleri kurulan pazaryerini, eski dükkanları, faytonları ve o dönemde yaşayan kişilerin alandaki anılarının ses kayıtlarını dinleyerek, o dönemin kıyafetleri ile yürüyen insanlarla birlikte Hamamyolu turu yaptılar.

    Bu heyecanlı sanal gerçeklik deneyimi öncesi ve sonrası, 65 yaş üstü katılımcıların, Hamamyolu çarşısının geçmiş yıllara ait bellek ögeleri ve anıları ile sohbet havasında analiz edilerek sanal gerçeklik deneyiminin anımsamaya etkisi araştırıldı.

    Sanal gerçeklik deneyimi sonrası, 65 yaş üstü bireylerin canlanan anıları ile yaşadığı dönemin görsel verilerine yaptığı kritikler doğrultusunda, sanal gerçeklik (VR) uygulaması geliştirilerek revize edilecek. “Hamamyolu Çarşısı Geçmiş Dönem Sanal Gerçeklik Deneyimi”nin son hali, Mayıs-Haziran 2025’de Atilla Özer Karikatürlü Ev’de 18 yaş üstü tüm kentlilerin deneyimine sunulacak, daha sonra Kentsel Belleği Müzesi’nde herkesin izlenimine sunulacak.

    Hamamyolu Çarşısı’nın geçmiş belleğinin dijitalleşmesi
    Proje, bireylerin geçmişte yaşadığı kentsel mekânların, hızla değişen kentleşme süreçlerinde kaybolması nedeniyle, toplumsal ve bireysel belleğin yok olması probleminden yola çıkarak hazırlandı. 1940-1980 yılları arasında Hamamyolu çarşısının dijital ortamda modellenmesiyle, kentsel bellek aktarımında yeni teknolojilerin rolü vurgulanıyor.

    ESOGÜ’nin koordinatörlüğünde, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Harran Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Tepebaşı Belediyesi, Pencuse Dijital ve Alzheimer Derneği Eskişehir Şubesi gibi paydaşlarla yürütülen 30 aylık proje ile “Kentsel Anımsama Kutusu (UrbanMemoryBox)” modeli ile Kentsel Belleğin Dijital Arşivi’nin oluşturularak sürdürülebilirliğinin sağlanması amaçlanıyor.

    Demans hastalarında anımsama terapisi deneyimi
    Geliştirilen Sanal Gerçeklik Geçmiş Kent Simülasyonu, Alzheimer Derneği’nin katkılarıyla demans teşhisinin ilk süreçlerinde olan hastalara da uygulanarak, geçmiş kentsel mekân görselleri ile hazırlanan kent simülasyonunun, anıları tetiklemeye ve hatırlamaya katkısının, akademik ortamlarda paylaşılması planlandı.

  • Yapay zekâ tabanlı akademisyen

    Yapay zekâ tabanlı akademisyen

    Yapay zekâ tabanlı eğitmen Ai. Prof. DUX, Antalya’da düzenlenen ‘41. Türk Mikrobiyoloji Kongresinde’ ilk kez sunum yaptı. Katılımcıların sorularını da anlık olarak cevaplayan Ai. Prof. DUX, bir kongrede bilimsel sunum yapan ilk yapay zekâ olarak dünya bilim tarihine geçti.

    Dünyanın birçok ülkesinden bilim insanının katıldığı 41. Türk Mikrobiyoloji Kongresi’nde; yapılan sunumlar ve multidisipliner çalışmalar büyük ilgi görürken Yakın Doğu Üniversitesinin geliştirdiği yapay zekâ tabanlı akademisyeni Ai. Prof. DUX ise ilk kez bir kongrede sunum yaptı.
    Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü, Yapay Zekâ ve Nesnelerin İnterneti Uluslararası Araştırma Merkezi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi araştırmacılarının iş birliği ile geliştirilen ‘Kene türlerinin hızlı ve doğru tanımlanmasını sağlayan yapay zekâ tabanlı uygulaması’ ilgi gördü. Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, Prof. Dr. Fadi Al-Turjman, Dr. Erdal Şanlıdağ, Yrd. Doç. Dr. Ayşe Şeyer Çağatan, Dr. İbrahim Ame ve Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ’ın yürüttüğü çalışmada, Hyalomma ve Rhipicephalus cinsi kenelerin tanımlanmasında VGG16, ResNet50 ve özel bir CNN modeli olmak üzere üç farklı yapay zekâ modeli kullanıldı.

    Çalışmada en yüksek doğruluk oranı yüzde 99,57 ile VGG16 modelinde tespit edildi. Bu model insan hatasını en aza indirerek kene tanımlamada en başarılı sonuçları elde etti. Kullanıcı dostu bir arayüzle desteklenen bu sistem, uzmanlık gerektirmeden herkesin kolaylıkla kene tanımlaması için bir uygulamaya dönüştürüldü.

    Bu yenilikçi çalışma, yapay zekâ tabanlı akademisyen Ai. Prof. DUX tarafından sunuldu. Sunum sırasında, jüri üyeleri ve diğer katılımcılar çalışmaya büyük ilgi gösterdi ve yöneltilen sorular Ai. Prof. DUX tarafından detaylı bir şekilde yanıtlandı. Çalışmanın ve sunumun bir yapay zekâ profesörü tarafından gerçekleştirilmesi, bu çalışmayı alanda bir ilk haline getirdi ve vektör kaynaklı hastalıklarla mücadelede önemli bir adım olarak değerlendirildi.

    Enfeksiyon hastalıkları ve yapay zekâ destekli çalışmalar ortaya kondu
    Kongrede ayrıca Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarından Prof. Dr. Emrah Ruh, ‘Mikroorganizmalar ve İklim Değişiklikleri’ oturumunda, iklim değişikliklerinin eklem bacaklılarla bulaşan hastalıklar üzerindeki etkilerini ele alan bir sunum gerçekleştirdi. Doç. Dr. Nazife Sultanoğlu ise ‘Göç ve Seyahat Enfeksiyonları’ oturumunda, göç ve seyahatle ilişkili enfeksiyonların matematiksel modellerle incelendiği çalışmasını paylaştı.

    Doç. Dr. Cenk Serhan Özverel, yapay zekâ uygulamalarıyla Mpox virüsünün hızlı, kolay ve doğru teşhisini sağlayan modelini tanıtırken, Dr. Çağlar Özketen ise yeni bir kedi koronavirüs varyantının (FCoV-23) insana bulaş riskinin ‘in silico’ modelleme yöntemiyle değerlendirildiği araştırmasını sundu.

  • Kent rehberi hizmette

    Kent rehberi hizmette

    Adıyaman’ın Kahta ilçe Belediyesi, vatandaşların ilçeye dair tüm bilgilere hızlı ve kolay bir şekilde erişebileceği Kahta Kent Rehberi uygulamasını hayata geçirdi.

    Kahta Belediyesi ilçenin her yönüyle keşfedilmesini sağlayan bu yenilikçi uygulama ile teknolojiyi halkla buluşturuyor. Vatandaşların ilçeye dair her türlü bilgiye hızlı ve kolay bir şekilde ulaşmasını sağlayacak Kahta Kent Rehberi uygulaması hizmete açıldı. T.C. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü ile Kahta Belediyesi Bilgi İşlem Müdürlüğü iş birliğiyle hazırlanan rehber, kullanıcı dostu ara yüzü ve kapsamlı özellikleriyle dikkat çekiyor.

    Kahta Kent Rehberi, ilçedeki adres bilgileri, parsel sorgulama, etkinlik duyuruları, fotoğraf galerileri ve dış bağlantılar gibi birçok konuda vatandaşların ihtiyaçlarına cevap veriyor. Ayrıca, defin talepleri gibi özel hizmetler de sistem üzerinden kolaylıkla yapılabiliyor.

    Kahta Belediyesi, bu uygulama ile vatandaşların ilçeyi daha yakından tanıyabilmelerini ve interaktif bir şekilde bilgiye erişim sağlayabilmelerini amaçlıyor. Belediye yetkilileri, uygulamanın hem web sitesi üzerinden hem de mobil cihazlarda kullanılabileceğini belirterek, ‘Kahta’yı birlikte güzelleştiriyoruz’ sloganıyla bu projeye önem verdiklerini vurguladılar.

    Kent Rehberi, coğrafi bilgi sistemleri verilerini vatandaşlarla buluşturan, dinamik ve yenilikçi bir uygulama olarak Kahta halkının hizmetinde. Daha fazla bilgi için Kahta Belediyesi’nin resmi web sitesi ziyaret edilebilir.

    Kahta Belediye Başkanı Mehmet Can Hallaç, geçtiğimiz aylarda en son 2015 yılında Google Maps ve Street View’de güncellenmiş olan navigasyonun yenilenme çalışmalarının olduğunu belirtmişti.

    Şehir merkezinin mevcut durumunu en güncel şekilde yansıtacak video ve fotoğrafların 360 derece çekimleri navigasyonda yer alacaktı. Böylece navigasyon sistemlerindeki eksiklikleri giderecek ve vatandaşlara daha doğru bilgi sunulacaktı. Kahta ilçesinin sokak ve caddelerin navigasyonda yenilenme çalışmasının bitmesinin ardından Kahta Kent Rehberi ile bu navigasyon eklenecek.

  • Yerli ve milli üretime katkı

    Yerli ve milli üretime katkı

    Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenin “Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi” başlıklı projesi TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Modülü bünyesinde destek almaya hak kazandı.
    Eskipazar Meslek Yüksekokulu Motorlu Araçlar ve Ulaştırma Teknolojileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Alüminyum Matrisli Nano Kompozitlerin Üretilmesi ve Alaşımın Yüksek Sıcaklık Performanslarının Geliştirilmesi” projesini hazırladı.

    Proje çerçevesinde, alüminyum matrisli nano kompozitlerin ileri üretim teknikleriyle geliştirilmesi ve bu kompozitlerin yüksek sıcaklık şartlarında gösterdiği performansların artırılmasına yönelik yenilikçi yaklaşımlar ele alınacak. Çalışma, özellikle otomotiv, havacılık ve savunma sanayi gibi yüksek sıcaklık dayanımı gerektiren sektörlerde kullanılan malzemelerin geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacak.

    TÜBİTAK 1002 Hızlı Destek Programı bünyesinde kabul edilen bu proje, malzeme bilimi ve mühendisliği alanında yenilikçi yaklaşımlar sunarak yerli ve milli üretim süreçlerine destek olmayı amaçlıyor. Projenin başarıyla tamamlanması halinde, ilgili sektörlerde rekabet avantajı sağlayacak ileri teknoloji malzemelerin geliştirilmesi mümkün olacak.

    Projenin iki temel hedefi olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Muhammet Emre Turan, “Bunlardan birincisi, homojen iç yapıya sahip, kusursuz, nano takviyelerin dahil edilerek alüminyum matrisli kompozitlerin üretilmesi. Bir diğer hedefimiz ise mevcut ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımlarının kompozit haline getirilerek geliştirilmesiydi.

    Birinci hedefimiz çerçevesinde inovatif bir yaklaşımla kendi üretim yöntemimizi geliştirdik. Literatürde ilk kez denenecek olan bu üretim yöntemiyle hem düşük oranlarda hem yüksek oranlarda nano takviyeli kompozit malzemelerin üretimi mümkün olacaktır. Aslında bu yöntem hem toz metalürjisi hem de infiltrasyon döküm sisteminin kombinasyonundan oluşmaktadır” dedi.

    Projenin ikinci hedefinin ise ticari alüminyum alaşımlarının yüksek sıcaklık dayanımının artırılması olduğunu belirten Turan, bu gelişmenin otomotiv ve havacılık gibi sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, “Hafif malzemelerin kullanımı, düşük yoğunluklu malzemelerin tercih edilmesi hem düşük yakıt tüketimi hem düşük enerji tüketimi ve düşük karbon emisyonu anlamını taşımaktadır.

    Biz de projemiz kapsamında, çeliğin üçte bir yoğunluğa sahip olan alüminyum alaşımlarını normal şartlarda çeliğe göre bazı noktalarda avantajlı olsa da özellikle yüksek sıcaklıklardaki kararsız yapıları ve performanslarının yetersiz oluşu birtakım sınırlamalar ortaya koyuyordu. Biz de bu sınırlamaları ortadan kaldırarak farklı türden nano takviyeler ve farklı oranlarda nano takviyelerin eklenmesiyle kompozit malzeme geliştireceğiz” diye konuştu

    Doç. Dr. Turan, projeyle sanayi odaklı ticari üretime yönelik önemli adımlar atılacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bu projenin kısa vadede hayata geçmesi, ilk kez deneyeceğimiz bu üretim sisteminin başarılı olunması durumunda, bizim orta vadedeki hedeflerimize bir ışık tutacaktır. Proje bitimini takiben, direkt sanayiye odaklı ticari kompozit üretimi gerçekleştireceğiz.

    Bununla ilgili de ön çalışmalarımızı ve ön tasarımlarımızı gerçekleştirdik. Elektronik sektöründe ısı soğutucuları gibi malzemeleri direkt kompozit olarak üretebilir hale geleceğiz. Uzun vadede baktığımızda ise sistem üzerinde yapacağımız küçük dokunuşlar ve birtakım modifikasyonlarla otomotiv sektöründe örneğin fren diskleri, havacılık sektöründe uçak iniş takımları ve motor parçaları gibi birçok spesifik ürünü Karabük Üniversitesi olarak üretebilir hale geleceğiz.”

    Proje, hafif ve dayanıklı kompozit malzemelerin geliştirilmesi yoluyla enerji verimliliğini artırmayı ve sanayiye katma değer sağlamayı hedefliyor.

  • Enerji yönetiminde yeni dönem

    Enerji yönetiminde yeni dönem

    Kesintisiz ve kaliteli hizmet anlayışı ile dijital yatırımlarına devam eden TREDAŞ, enerji süreçlerini etkin bir şekilde kontrol etme ve izleme imkânı sunan SCADA Genişleme ve Uprgade Projesi’ni tamamladı. Şirket, bu proje ile birlikte operasyonel süreçlerini anlık olarak çok daha etkin bir şekilde yönetecek.

    Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli’nde elektrik dağıtım hizmeti sunan Trakya Elektrik Dağıtım A.Ş. (TREDAŞ), operasyonel verimliliği artırma ve dijital dönüşüm hedeflerini gerçekleştirme yolunda önemli bir adım atarak SCADA (Supervisory Control and Data Acquisition) Genişleme ve Upgrade Projesi’ni başarıyla tamamladı.

    Şirket, elektrik dağıtım hatlarını ve trafoları gerçek zamanlı olarak izleyebilen ve elektrik kesintilerine müdahale ederek şebekeyi yeniden enerjilendirebilen bir teknoloji olan SCADA altyapısını Upgrade projesi ile yenilenerek daha hızlı, güvenilir ve kullanıcı dostu bir sisteme dönüştürdü. Bu yenilik sayesinde operasyonel süreçler artık anlık olarak daha etkin bir şekilde izlenip yönetilebilecek.

    TREDAŞ, SCADA sisteminde önemli bir dönüşüm projesini devreye alırken, sektördeki standartları da yükselten bir adım atmış oldu. Dijitalleşme odaklı yenilikçi projeleri ile öne çıkan şirket, enerji sektöründe yaşanan büyük dönüşümde öncülük etmeyi hedefliyor.

  • Camları da artık robotlar silecek

    Camları da artık robotlar silecek

    Teknoloji temizlik alışkanlıklarını da değiştiriyor. NASA’nın Mars incelemeleri için geliştirdiği araştırma robotlarından ilhamla geliştirilen robot süpürgeler ile başlayan ev temizliğindeki akıllı ev aletleri ürünlerini ve işlerini arttırmaya devam ediyor. Yüzey süpürme ile başlayan süreç silme ile devam ediyor. Yüzeyleri silen robot süpürgelerin yanına cam silme robotları eklendi.

    NASA’nın Mars incelemeleri için geliştirdiği araştırma robotlarını örnek alarak geliştirilen robot süpürgeler ile başlayan ev temizliğindeki akıllı ev aletleri sektörü gelişmeye devam ediyor. Teknolojik gelişmelerin gündelik hayata girişi ile ev işlerini kolaylaşması hem zaman hem enerji tasarrufu hem de daha fazla güvenlik sunuyor.

    Ev temizliğinin belki de en tehlikeli işlerinden biri olan cam silme de artık robot temizleyicilere emanet edilecek. HUSSA Akıllı Cihazlar Grup Direktörü Engin Yılmaz, teknolojiyi herkes için erişilebilir kılmanın önemli olduğunu belirterek, “Akıllı ev teknolojileriyle ev aletleri kullanıcısı için bir asistana dönüşüyor” dedi.

    “Aradığın Teknoloji” sloganıyla pazara giren HUSSA’nın tanıttığı ilk ürünün cam silme robotu olduğunu belirten Yılmaz, “Önümüzdeki dönemde her biri tasarımıyla öne çıkan ve yüksek standartları kullanıcılarla buluşturan robot süpürge ve giyilebilir teknoloji kategorisindeki ürünlerle portföyümüzü zenginleştirmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

    Minimalist tasarımıyla öne çıkan W BOT GT1 robotunun güçlü performansı ve gelişmiş güvenlik özellikleriyle cam temizliğini daha hızlı, güvenli ve zahmetsiz hale getirdiğini belirten Yılmaz, cihazın özelliklerini de açıkladı: “2800Pa emiş gücü, 30 ml kapasiteli çift hazneli su deposu ve 500mAh dahili pili ile pratik ve etkili bir temizlik deneyimi sunuyor.

    Dahili pili, cihaz güç kaybı yaşadığı anlarda 25 dakika boyunca yüzeyde sabit kalmasını sağlıyor. Bunun yanında, güvenlik halatı sayesinde istenen noktaya bağlanması sayesinde düşme riskini tamamen ortadan kaldırıyor. Üç farklı temizlik modu, otomatik sınır algılama teknolojisi ve uzaktan kumanda özelliğiyle W BOT GT1, kullanıcıların temizlik sürecini tamamen kontrol altında tutmalarını sağlıyor. Ürün, sessiz çalışma özelliği ve kompakt tasarımıyla yaşam alanlarının konforunu artırıyor.”

    Yılmaz, “‘Aradığın Teknoloji’ sloganıyla çıktığımız bu heyecan verici yolda, teknolojiyi herkes için erişilebilir kılmayı hedefliyoruz. Ürün portföyümüzü hayatı kolaylaştıran ürünlerle zenginleştirerek, tüketicileri yaşam alanlarını güzelleştiren akıllı ürünlerle tanıştıracağız. Satış sonrası hizmetlerde yurt genelinde etkin güçlü iş ortaklarımız ile hareket ediyoruz. Teknolojiyi hayatın doğal bir uzantısı haline getirerek, sadelikle sunacağız” dedi.