Kategori: Bilim

  • Biyolojik yaş tükürük ile tespit edilecek

    Biyolojik yaş tükürük ile tespit edilecek

    Karabük Üniversitesi’nde görevli akademisyenler biyolojik yaşın tükürük örneklerinden kolaylıkla tespit edilmesini sağlayacak proje hazırladı.
    Karabük Üniversitesi yenilikçi projeleriyle öne çıkmaya devam ediyor. Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hacı Mehmet Kayılı ve Doç. Dr. Hakan Yılmaz tarafından “Tükürükten Biyolojik Yaş Tespiti İçin IgG N-Glikomu Kullanılarak Makine Öğrenmesi Temelli Bir Modelin Geliştirilmesi ve Serum IgG N-Glikozilasyon Profillerine Bağlı Olarak Validasyonu” başlıklı TÜBİTAK COST projesi hazırlandı.

    Akademisyenler proje çerçevesinde insan sağlığına ilişkin önemli biyobelirteçlerden biri olan IgG glikozilasyon profillerinin incelenmesiyle biyolojik yaşın tespiti için bir model geliştirecek. Bu modelin özellikle tükürük örnekleri kullanılarak geliştirilmesi yaş tespitinin mümkün hale gelmesini sağlayacak. Ayrıca, serum örnekleri üzerinden yapılacak doğrulama çalışmaları, modelin güvenilirliğini ve geçerliliğini artıracak.

    Tükürükteki IgG N-glikozilasyon profillerinin analizinde makine öğrenmesi algoritmalarını kullanacak olan modelle geleneksel analizlere kıyasla daha hızlı ve kesin sonuçlar sunmak hedefleniyor. Geliştirilecek model, biyolojik yaş ile kronolojik yaş arasındaki farkları tespit ederek bireylerin sağlık durumlarına dair önemli veriler sunacak.

    Hazırladıkları projeyle tükürükten biyolojik yaş tespitine yönelik analitik bir yöntem geliştirmeyi ve bu yöntemi kan örneklerinden elde edilen verilerle kıyaslamayı hedeflediklerini belirten Mühendislik Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Öğretim Üyesi ve proje yürütücüsü Doç. Dr. Hacı Mehmet Kayılı, “Bu projenin temel amacı, kişilerin yaşlanma durumu hakkında bilgi vermek, yaşlanmasının ne düzeyde olduğunu kişilere göstermek ve böylelikle kişilerin yaşlanma dereceleri hakkında fikir sahibi olmasını sağlamaktır. Bu projede, ilk olarak sağlıklı bireylerden kan ve tükürük örnekleri alıyoruz.

    Çok küçük miktar hacimde kan örneği bizim için yeterli oluyor. Vücudumuzda bulunan antikorlara bakarak, antikorlardaki modifikasyonlarını takip ederek, özellikle yaşlanmayla alakalı biyobelirteç seyrini Türkiye popülasyonuna özgü olarak inceliyoruz” dedi.

    Proje bünyesinde sağlıklı bireylerden kan ve tükürük örnekleri toplandığını ifade eden Kayılı, “Bu sayede, kişilerden bir biyolojik bir damla kan veya tükürük örneği alarak, kişilerin biyolojik yaşının, normal yaşlarından ileride olup olmadığını tespit edeceğiz. Biliyorsunuz ki insanların bir yaşı var. Kronolojik yaş diyoruz bu yaşa. Bu, doğumdan itibaren geçen bir süreç. Bir de vücudumuzun çevresel etkilerden ne kadar etkilendiğini gösteren biyolojik yaşımız var.

    Biz, bu biyolojik yaşımızı, moleküler düzeyde analizlerle gerçekleştiriyoruz. Moleküler düzeyde yaptığımız analizlerde, hücrelerinizin yaşlanma derecesini söyleyerek sizin yaşlanmanızı ve dolayısıyla hastalıklara olan yatkınlığınızı ne düzeyde olduğunu belirtiyoruz. Eğer biyolojik yaşınız yüksek çıkarsa, siz kendinizi ve hayat tarzınızı ona göre değiştirerek örneğin diyet yaparak veya spor aktivitelerinizi artırarak yaşlanma düzeyinizi geriletebilirsiniz. Böylelikle de hastalıklara daha geç maruz kalabilirsiniz” diye konuştu.

    Kayılı, projede iki bursiyerin ve iki araştırmacı hocanın görev aldığını ve projenin TÜBİTAK tarafından desteklendiğini aktararak bu yenilikçi çalışmanın, sağlıklı bir yaşlanma sürecine katkıda bulunmayı ve hastalıkların erken teşhisine yönelik önemli bir adım atmayı amaçladığını vurguladı.
    Proje Araştırmacısı Doç. Dr. Hakan Yılmaz, makine öğrenmesinin sağlık alanındaki etkinliğine vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

    “Makine öğrenmesi, artık günümüzde oldukça popüler, girmediği alan yok diyebiliriz. Bu alanların en başında sağlık geliyor. Biz de makine öğrenmesi yöntemlerini sağlıkta etkin ve efektif olarak kullanmaya çalışıyoruz. Burada da kişinin normal demografik yaşı ile kronolojik ve biyolojik yaşı arasındaki bağıntıyı ortaya koyarak bir yaş tahmini yapmaya çalışıyoruz. Özellikle sağlık alanında ön tanı çalışmalarında, makine öğrenmesi uygulamalarını oldukça fazla kullanıyoruz.

    Farklı projelerde de yine bu yöntemleri kullanmaya devam ediyoruz.”
    Projenin iki temel aşamadan oluştuğunu anlatan Yılmaz, “Bu proje aslında iki tane aşamadan oluşuyor: Birinci aşamada örneklerin toplanması, ikinci aşamada ise bu örneklerin analiz edilmesi ve makine öğrenmesi teknikleriyle aradaki bağlantının ortaya koyulması. İlk etaptaki sonuçlarımız umut vaat edici. Tabi şu an net bir rakam veremiyoruz. Özellikle sağlıkta belirli bir aşamaya ulaşmadan rakam vermek çok doğru olmuyor ama burada da güzel sonuçlar elde edeceğimizi düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Role istasyonunda sona yaklaşıldı

    Role istasyonunda sona yaklaşıldı

    Çorum Belediyesi, Kösedağı Role İstasyonu çalışmalarında sona yaklaştı. Telsiz ve radyo verici istasyonları ile sinyal kalitesi ve iletişim gücü artmış olacak.
    Çorum Belediyesi tarafından Kösedağı’ndaki yürütülen çalışmalar çerçevesinde, 30 metre ve 15 metre yüksekliğinde iki ayrı anten kulesi inşa ediliyor. Bu kuleler, telsiz ve radyo yayınlarının daha geniş bir alana ulaşmasını sağlayacak. Ayrıca, bu anten kulelerinin yanında 16 odalı ve 10 odalı olmak üzere iki adet kontrol binası yapılıyor. Bu binalar, kulelerin operasyonel süreçlerini takip etmek ve teknik ekiplerin çalışmalarını yürütmek için kullanılacak.

    Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, Vali Ali Çalgan ile birlikte Kösedağı role istasyonu çalışmalarını inceledi. Çorum Belediyesi’ne bağlı ekipler tarafından yürütülen proje ile şehrin iletişim altyapısının modernize edileceğini söyleyen Belediye Başkanı Aşgın, “Kösedağı’nda kurduğumuz telsiz ve radyo verici istasyonları, afet ve acil durumlarda, olağanüstü hallerde iletişim sorununu ortadan kaldıracak. Aynı zamanda, yerel radyo kuruluşlarının daha geniş bölgeye ulaşmalarına ve kamu güvenlik birimlerinin kesintisiz iletişim kurabilmesine imkan sağlayacak” dedi.

    Kösedağı’ndaki istasyonun Artvin’den Ankara’ya kadar devam eden APRS sistemine de köprü olacağını kaydeden Başkan Aşgın, “Afet ve acil durumlarda sadece Çorum’un değil Karadeniz’den Ankara’ya kadar tüm bölgenin kesintisiz iletişimi sağlanmış olacak” diye konuştu.
    Kösedağı role istasyonunu 112, AFAD, Emniyet Müdürlüğü, Belediyenin itfaiye ve abıta birimleri, kamu kurumları, amatör telsizciler ve radyo yayıncılarının kullanabileceğini belirten Başkan Aşgın, “Kuracağımız sistemle ayrıca güç kaynaklarımız sayesinde elektrik kesintisi yaşansa bile bir hafta boyunca iletişim kesintisiz devam edebilecek. Bu sayede ihtimal afet durumlarında telsiz iletişiminde aksaklık yaşanmamış olacak” şeklinde konuştu.

  • Elon Musk’ın roketinin 6’ncı uçuş denemesi

    Elon Musk’ın roketinin 6’ncı uçuş denemesi

    ABD’li iş adamı Elon Musk’ın sahibi olduğu uzay taşımacılığı şirketi SpaceX’in Dünya yörüngesi, Ay ve Mars’a kargo ve insan taşıma amacıyla geliştirdiği Starship roketinin 6’ncı uçuş denemesi yapıldı. Denemeyi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump yerinde izledi.
    ABD’li iş adamı Elon Musk’ın sahibi olduğu uzay taşımacılığı şirketi SpaceX, Dünya yörüngesi, Ay ve Mars’a kargo ve insan taşıma amacıyla geliştirdiği 122 metre uzunluğundaki dev Starship roketinin 6’ncı uçuş denemesini gerçekleştirdi.

    Starship roketi, Türkiye saati ile 01.00’de ABD’nin Texas eyaletindeki Boca Chica bölgesinde bulunan SpaceX’e ait Starbase roket geliştirme sahasından başarılı bir şekilde fırlatıldı. Roketin Super Heavy güçlendiricisi, fırlatmadan yaklaşık 7 dakika sonra Meksika Körfezi’nde bulunan platforma geri döndü. SpaceX’ten yapılan açıklamada son denemenin uzayda bir Raptor motorunun ateşlenmesi, ısı kalkanı denemeleri ve yeni manevra değişiklikleri gibi performans geliştirici hedeflere odaklandığı bildirildi.

    Trump deneme için Texas ’a gitti
    Öte yandan, denemeye ABD Başkanı seçilen Donald Trump da katıldı. Günün erken saatlerinde sosyal medya üzerinden SpaceX şirketinin sahibi olan Elon Musk’a şans dileyen Trump, “Sadece uzaya gönderilen değil, şimdiye dek yerden kaldırılan en büyük nesnenin fırlatılışını izlemek üzere büyük Texas eyaletine gidiyorum” ifadelerini kullandı. Musk ise, “Starship uçuş denememizde başkanı ağırlamaktan onur duyuyoruz” açıklamasında bulundu. Daha sonra paylaşılan görüntülerde Musk’ın Trump’ı Starbase roket fırlatma sahasının girişinde karşıladığı görüldü. Musk, ABD seçim sürecinde Trump’a verdiği açık destekle gündeme gelmişti.

     

  • Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi

    Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi

    Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek keşfetti. Literatüre geçen gece kelebeğinin, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrıldığı belirtildi.
    Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları keşiflerine bir yenisini daha ekledi. Daha önce, literatüre “Günsel” adı ile giren Kıbrıs’a özgü bir örümcek türü keşfeden üniversite araştırmacıları, bu defa tanımlanmamış yeni bir gece kelebeği türünü Kuzey Kıbrıs’ta keşfetti. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve proje ortağı Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer’ın imzasını taşıyan yeni keşif, bilimsel dergilerden “Zootaxa”ta da yayımlandı.

    Dünya genelinde, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle biyolojik çeşitlilik hızla azalırken, yeni keşifler biyoçeşitliliği koruma açısından büyük bir önem taşıyor. Yapılan son araştırmalar, 1970 yılından bu yana yaban hayatı popülasyonlarının ortalama yüzde 73 oranında azaldığını gösterirken, bilim insanları, biyolojik çeşitliliği korumanın hayati önemde olduğunu vurguluyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nde yapılan bu önemli keşif ise; Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğine ışık tutarken, bilim dünyasına da yeni bir tür kazandırdı.

    Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer; Girne, Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinden topladıkları örnekler üzerine yaptıkları çalışmalarda; dünya için yeni bir tür olduğu keşfedilen canlının “Gelechiidae” güve familyasına ait “Scrobipalpa chardonnayi” isminde bir güve türü olduğunu ortaya çıkardı. Bir güve cinsi olan ve dünya çapında 300’den fazla türü bulunan “Scrobipalpa” cinsinin üyelerinden olduğu belirtilen “Scrobipalpa chardonnayi” türü, Kıbrıs’a özgü yeni bir türün varlığını ortaya koydu.

    Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli
    Yeni keşfedilen “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve Gnorimoschemini güve ailesine özgü üç siyah nokta taşıyan bu tür, özellikle erkek ve dişi genital yapılarındaki farklarla dikkat çekiyor. Yapılan DNA analizleri, bu kelebeğin daha önce tanımlanmış türlerden, yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini de ortaya koydu.

    Makale, Zootaxa dergisinde yayımlandı
    Dünya literatürüne geçen bu önemli keşfin detayları, Zootaxa dergisinde yayımlandı. Hayvan taksonomisi ve sistematik üzerine dünyaca tanınan saygın bir akademik dergi olan Zootaxa, bu çalışmayı; alandaki bilimsel gelişmelere katkı sağlayacak önemli bir kaynak olarak literatüre kazandırdı.
    Kıbrıs’ın doğa tarihi kayıt altına alınmaya devam ediyor

    “Araştırmacılarımızın Kıbrıs’ın doğal zenginliklerini dünya bilimine kazandıracak araştırmalara öncülük etmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Pof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Daha önce keşfettiğimiz ve literatüre ‘Günsel’ adıyla geçen örümcek türünün ardından, şimdi de ‘Scrobipalpa chardonnayi’ adlı yeni bir gece kelebeği türünün keşfiyle Kuzey Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini bilim dünyasına tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

    Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünün 20 yılı aşkın bilimsel bir çalışmanın sonucunda oluşturulan Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’ne de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Müzemizde, tarihi 250 milyon yıl öncesine kadar giden Kıbrıs’ın jeolojik materyallerinin yanı sıra 20 binden fazla bitki ve canlı örneği sergileniyor. Keşfini yaptığımız yeni kelebek türü ile Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Günsel, “Bu önemli keşfi yapan araştırmacılarımızı tebrik ediyor, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları ile dünya bilim literatürüne katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise “Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğine ışık tutan bu yeni keşif, üniversitemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer’ın yürüttüğü bu uluslararası iş birliği, akademik çalışmaların sınırları aşan etkisini bir kez daha ortaya koymuştur. Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde yapılan bu keşif, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır. Bu başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımızı yürekten kutluyorum” dedi.

    Prof. Dr. Özge Özden: “Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde bu keşif çok değerli”
    Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden keşfettikleri yeni gece kelebeği türünü “Kuzey Kıbrıs’ın kireçtaşı dağlarında tanımladığımız yeni keşif, genellikle dar, saçaklı kanatları olan küçük bir güve türü” sözleri ile tanımladı. “Yapılan araştırmalar, dünya genelinde hızlı şekilde türlerin kaybolduğu yönünde bulgular ortaya koyuyor” diyen Prof. Dr. Özden, “Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek ülke ve dünya bilimi için çok değerli” ifadelerini kullandı.

    Uluslararası iş birlikleri yaparak biyoçeşitlilik alanında bilimsel araştırmalar yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Özden, “Yaptığımız yeni gece kelebeği keşfi de Avusturyalı Entomolog Peter Huemer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak bir projenin sonucu” dedi. Prof. Dr. Özden, “Desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz üniversitemiz yönetimine ve manevi desteğini esirgemeyen Çevre Koruma Dairesi’ne de teşekkür ediyorum” dedi.

  • “İGEF’25” Fuarı için hazırlıklar başladı

    “İGEF’25” Fuarı için hazırlıklar başladı

    İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen ve 2025 yılında ikincisi yapılacak olan İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nın (İGEF) tanıtım toplantısı yapıldı.
    İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı’nın (İGEF) tanıtım toplantısı ATO Congreisum’da düzenlendi. Toplantıya Türk Polis Teşkilatı Güçlendirme Vakfı (TPTGV) Genel Müdürü İzzet Tuna, Jandarma Asayiş Vakfı (JAV) Genel Müdürü Hakan Saraç, Silah Sanayicileri ve Patlayıcı Maddeler İş Adamları Derneği (SİSİAD) Başkanı Mehmet Cafer Sayılır ve Expolink Furacılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Erdoğan katıldı.

    “Fuar organizasyonu İçişleri Bakanlığı için bir ihtiyaçtı”
    İçişleri Bakanlığı himayesinde yapılan İç Güvenlik Ekipmanları Fuarı hakkında bilgi veren Zeki Erdoğan, “Savunma Sanayi’nin dış tehditlere karşı Milli Savunma Bakanlığı’nın ihtiyaçları var, iç tehditlere karşı da İçişleri Bakanlığı’nın ihtiyaçları var. Emniyeti ve güvenliği sağlamak için ihtiyaç duyulan ürünlerin gerek üretimini yapan gerekse tedariğini yapan firmaların alım heyetleriyle yani ihtiyaç duyan sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesindeki emniyet genel müdürlüklerinin, jandarma genel komutanlıklarının ve içişleri bakanlıklarının yetkililerin bizzat gelmek suretiyle ürünleri gördüğü ve bağlantılar yaptığı bir fuar organizasyonu İçişleri Bakanlığı için bir ihtiyaçtı” diye konuştu.

    “Biz şimdiden çalışmalarımıza başladık”
    Erdoğan, Türkiye’de düzenlenen fuarların kamu içinse Ankara’da diğerlerinin ise İstanbul’da yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Fuarlarımızı a firmasının, b firmasının, a şahsının, b şahsının fuarı gibi algılamamak lazım. Fuarlar milli projelerimizi ve sanayimizi gösterebilmekte, geliştirebilmekte son derece önemli. 2024 fuarımızda hem sanayicimizi memnun ettik çünkü katılan firmaların tamamı tekrar katılıyorlar. Bu sene takvimden dolayı katılamayanlar da 2025 fuarı için katılmaya başladılar. Biz şimdiden çalışmalarımıza başladık” açıklamasında bulundu.

    “3 gün sürecek fuarın ikincisini ATO Kongre Merkezi’nde yapacağız”
    Türkiye’de ilklerin yapılmasının zor olduğunu belirten TPTGV Genel Müdürü İzzet Tuna ise, “Biraz fazla gayret göstererek tüm paydaşlarımızın da destekleriyle bu fuarı Ankara’da gerçekleştirdik. Tabii tecrübelerimiz de artmış oldu. Seneye 18 Eylül 2025 tarihinde 3 gün sürecek fuarın ikincisini ATO Kongre Merkezi’nde yapacağız” ifadelerini kullandı.

  • Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi

    Kuzey Kıbrıs’ta yeni bir gece kelebeği türü keşfedildi

    Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, Kuzey Kıbrıs’ta Girne Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinde “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek keşfetti. Literatüre geçen gece kelebeğinin, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrıldığı belirtildi.
    Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları keşiflerine bir yenisini daha ekledi.

    Daha önce, literatüre “Günsel” adı ile giren Kıbrıs’a özgü bir örümcek türü keşfeden üniversite araştırmacıları, bu defa tanımlanmamış yeni bir gece kelebeği türünü Kuzey Kıbrıs’ta keşfetti. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ve proje ortağı Avusturyalı Entomolog Dr. Peter Huemer’ın imzasını taşıyan yeni keşif, bilimsel dergilerden “Zootaxa”ta da yayımlandı.

    Dünya genelinde, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin etkisiyle biyolojik çeşitlilik hızla azalırken, yeni keşifler biyoçeşitliliği koruma açısından büyük bir önem taşıyor. Yapılan son araştırmalar, 1970 yılından bu yana yaban hayatı popülasyonlarının ortalama yüzde 73 oranında azaldığını gösterirken, bilim insanları, biyolojik çeşitliliği korumanın hayati önemde olduğunu vurguluyor.

    Yakın Doğu Üniversitesi’nde yapılan bu önemli keşif ise; Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğine ışık tutarken, bilim dünyasına da yeni bir tür kazandırdı.
    Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer; Girne, Alsancak, Yeiltepe-Ilgaz bölgesinden topladıkları örnekler üzerine yaptıkları çalışmalarda; dünya için yeni bir tür olduğu keşfedilen canlının “Gelechiidae” güve familyasına ait “Scrobipalpa chardonnayi” isminde bir güve türü olduğunu ortaya çıkardı. Bir güve cinsi olan ve dünya çapında 300’den fazla türü bulunan “Scrobipalpa” cinsinin üyelerinden olduğu belirtilen “Scrobipalpa chardonnayi” türü, Kıbrıs’a özgü yeni bir türün varlığını ortaya koydu.

    Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli
    Yeni keşfedilen “Scrobipalpa chardonnayi” isimli kelebek, morfolojik ve genetik açıdan daha önce tanımlanmış türlerden belirgin şekilde ayrılıyor. Gri-mavi renkte, narin turuncu-kahverengi lekelerle bezeli ve Gnorimoschemini güve ailesine özgü üç siyah nokta taşıyan bu tür, özellikle erkek ve dişi genital yapılarındaki farklarla dikkat çekiyor. Yapılan DNA analizleri, bu kelebeğin daha önce tanımlanmış türlerden, yaklaşık yüzde 6 genetik farklılık gösterdiğini de ortaya koydu.

    Makale, Zootaxa dergisinde yayımlandı
    Dünya literatürüne geçen bu önemli keşfin detayları, Zootaxa dergisinde yayımlandı. Hayvan taksonomisi ve sistematik üzerine dünyaca tanınan saygın bir akademik dergi olan Zootaxa, bu çalışmayı; alandaki bilimsel gelişmelere katkı sağlayacak önemli bir kaynak olarak literatüre kazandırdı.
    Kıbrıs’ın doğa tarihi kayıt altına alınmaya devam ediyor

    “Araştırmacılarımızın Kıbrıs’ın doğal zenginliklerini dünya bilimine kazandıracak araştırmalara öncülük etmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı” ifadesini kullanan Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Pof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Daha önce keşfettiğimiz ve literatüre ‘Günsel’ adıyla geçen örümcek türünün ardından, şimdi de ‘Scrobipalpa chardonnayi’ adlı yeni bir gece kelebeği türünün keşfiyle Kuzey Kıbrıs’ın biyolojik çeşitliliğini bilim dünyasına tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

    Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünün 20 yılı aşkın bilimsel bir çalışmanın sonucunda oluşturulan Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’ne de ev sahipliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Müzemizde, tarihi 250 milyon yıl öncesine kadar giden Kıbrıs’ın jeolojik materyallerinin yanı sıra 20 binden fazla bitki ve canlı örneği sergileniyor. Keşfini yaptığımız yeni kelebek türü ile Kıbrıs’ın doğa tarihini kayıt altına almaya devam ediyoruz” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Günsel, “Bu önemli keşfi yapan araştırmacılarımızı tebrik ediyor, bu tür çalışmaların artarak devam etmesini temenni ediyorum” diye konuştu.

    Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacılarının bilimsel çalışmaları ile dünya bilim literatürüne katkı sağlamayı sürdürdüğünü söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise “Kuzey Kıbrıs’ın eşsiz biyolojik çeşitliliğine ışık tutan bu yeni keşif, üniversitemizin bilimsel kapasitesinin bir göstergesidir. Prof. Dr. Özge Özden ve Dr. Peter Huemer’ın yürüttüğü bu uluslararası iş birliği, akademik çalışmaların sınırları aşan etkisini bir kez daha ortaya koymuştur. Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde yapılan bu keşif, biyolojik çeşitliliği koruma çabalarına önemli bir katkıdır. Bu başarıda emeği geçen tüm araştırmacılarımızı yürekten kutluyorum” dedi.

    Prof. Dr. Özge Özden: “Türlerin hızla kaybolduğu bir dönemde bu keşif çok değerli”
    Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden keşfettikleri yeni gece kelebeği türünü “Kuzey Kıbrıs’ın kireçtaşı dağlarında tanımladığımız yeni keşif, genellikle dar, saçaklı kanatları olan küçük bir güve türü” sözleri ile tanımladı. “Yapılan araştırmalar, dünya genelinde hızlı şekilde türlerin kaybolduğu yönünde bulgular ortaya koyuyor” diyen Prof. Dr. Özden, “Böyle bir dönemde yeni bir tür keşfetmek ülke ve dünya bilimi için çok değerli” ifadelerini kullandı.

    Uluslararası iş birlikleri yaparak biyoçeşitlilik alanında bilimsel araştırmalar yürüttüklerini hatırlatan Prof. Dr. Özden, “Yaptığımız yeni gece kelebeği keşfi de Avusturyalı Entomolog Peter Huemer ile birlikte gerçekleştirdiğimiz ortak bir projenin sonucu” dedi. Prof. Dr. Özden, “Desteklerini her zaman yanımızda hissettiğimiz üniversitemiz yönetimine ve manevi desteğini esirgemeyen Çevre Koruma Dairesi’ne de teşekkür ediyorum” dedi.

  • KBÜ’lü öğrencilerin TUSAŞ başarısı

    KBÜ’lü öğrencilerin TUSAŞ başarısı

    Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin “Talaşlı İmalat Parçalarında Malzeme Haddeleme Yönüne Bağlı Olarak Residual Stress’lerin Azaltımı ve NC Program Optimizasyonu” başlıklı projesi, TUSAŞ Lift-Up Programı bünyesinde yürütülmeye hak kazandı.

    Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, yenilikçi projeleriyle ulusal çapta önemli bir başarıya imza attı. Öğrenciler Utku Kaan Zabun, Eray Örskaya ve Burak Cesuroğlu tarafından, Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Ünal’ın danışmanlığında geliştirilen “Talaşlı İmalat Parçalarında Malzeme Haddeleme Yönüne Bağlı Olarak Residual Stress’lerin Azaltımı ve NC Program Optimizasyonu” başlıklı proje, TUSAŞ Lift-Up Sanayi Odaklı Lisans Bitirme Projeleri Programı bünyesinde kabul edildi.

    Talaşlı imalat süreçlerinde ortaya çıkan ve parça kalitesini etkileyen residual stress seviyelerini düşürmeye yönelik yenilikçi bir çözüm sunan projede malzeme haddeleme yönünün residual stress üzerindeki etkisi araştırılarak, talaşlı imalat işlemlerinde NC programlarının optimize edilmesi hedefleniyor. Bu sayede, üretim sürecinde kalite ve dayanıklılık artarken, maliyet ve üretim süresi azalıyor.
    Karabük Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Ünal, “Her sene TUSAŞ, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerine yönelik çok sayıda proje çağrısına çıkmakta.

    Bu proje çağrılarına 100’den fazla üniversitede yaklaşık olarak 500-600’den fazla öğrenci başvurmakta. Bizim öğrenci arkadaşlarımız da bu proje çağrılarından bir tanesine kabul aldılar ve bir sene boyunca TUSAŞ ile beraber Karabük Üniversitesi olarak bu projenin yürütülmesinde yer alacaklar. Proje havacılık alanında kritik malzemelerin ömürlerinin arttırılmasına yönelik kapsamlı bir proje. O nedenle Karabük Üniversitesi olarak TUSAŞ’ın bu çağrılarında yer almamızdan dolayı biz çok mutluyuz.

    Aynı zamanda bu LIFT-UP projesi Karabük Üniversitesinde ilk olma hüviyeti taşıyor” dedi.
    Makine Mühendisliği Bölümü öğrencisi Utkukaan Zabun, TUSAŞ’ın düzenlediği sanayi bazlı bitirme projesi programında ekip olarak yer aldıkları için mutluluk duyduklarını belirtti.

    “Havacılıkta önemli ölçüde kullanılan alüminyum parçaların üzerinde talaşlı imalatlar sonrası Residual Stress, yani kalıntı birikimleri oluşuyor” diyen Zabun, “Kalıntı streslerin giderilebilmesi ve azaltılması için de yenilikçi NC programlama optimizasyonları ve halef işlemler uygulanacaktır. Kalıntı stres gerilimlerinin kontrol edilmesi, parça maliyeti avantajı, parça ömrü havacılıktaki güvenlik konularında önemli bir kritik noktaya sahiptir” ifadelerini kullandı.

  • 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü Dağdeviren’in oldu

    2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü Dağdeviren’in oldu

    2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü, Kadir Has Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Doç. Dr. Canan Dağdeviren’e verildi.
    Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Aziz Sancar Bilim, TÜSEB Teşvik ve TÜSEB Özel Ödülleri sahiplerini buldu. Doç. Dr. Canan Dağdeviren; tıp fiziği, malzeme bilimi ve biyomedikal cihaz teknolojileri alanındaki uluslararası çalışmaları ve geliştirdiği yüksek teknoloji giyilebilir tıbbi cihazlar alanında yaptığı başarılı çalışmalara istinaden 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü’ne layık görüldü.

    2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği’nden mezun olan Canan Dağdeviren, Prof. John A. Rogers danışmanlığında fizik, elektronik, kimya, malzeme, mekanik ve tıp alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir, vücut içine ve deri üstüne giydirilebilir elektronik aletler üzerinde çalışmalar yaptı. 2014 yılında Harvard Üniversitesi’nin “Genç Akademi Üyesi” seçilen Dağdeviren, tarihte bu ödülü Türkiye’den kazanan ilk kişi oldu. 40’ın üzerinde ulusal ve uluslararası ödüle sahip olan Canan Dağdeviren, Forbes dergisi tarafından “30 yaşından genç 30 bilim insanı” seçilmiştir.

    Harvard Üniversitesi’nin Genç Akademi üyeliğine de (Junior Fellow of Harvard) seçilen Dağdeviren, MIT Technology Review’un her yıl derlediği listesinde yer almış ve İllinois İnovasyon Ödülü’nü (Illinois Innovation Prize) kazanmıştır. 2017’de American Academy of Achievement’in, Türkiye’den seçilen ilk inovasyon ve teknoloji delegesi olmuş ve “MIT Media Lab”de kendi araştırma grubunu kurarak akademisyen olarak araştırmalarına devam etmektedi

  • Çocukları bilimle tanıştıdı

    Çocukları bilimle tanıştıdı

    Kayseri Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Kayseri Bilim Merkezi, okulların ara tatilinde öğrencilere yönelik eğitici ve eğlenceli atölye etkinlikleri düzenleyerek bilime olan ilgiyi artırdı.
    Türkiye’nin TÜBİTAK destekli 6 bilim merkezinden biri olan Kayseri Bilim Merkezi, çocukların bilimle tanışmasını ve bu alanda beceriler geliştirmesini sağlamak için çeşitli etkinlikler sunuyor. Bilim Merkezi eğitmenleri tarafından ara tatilde titizlikle hazırlanan program, çocuklara hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim sundu.

    13 Kasım’da, 7-9 yaş grubundaki öğrencilere yönelik olarak, bilimsel keşiflere dayalı çeşitli atölyeler düzenlendi. Bu atölyeler arasında, “Mikro Dünya”, “Elektronik Puzzle”, “Oyun Hamuru Elektrik Devresi”, “Origami”, “Güneş Gözlemi” ve “Uzay Kapsülü” gibi interaktif etkinlikler yer aldı. Bu atölyelerle çocuklar, bilimsel prensipleri eğlenceli ve uygulamalı bir şekilde öğrenme fırsatı buldular.

    14 Kasım’da ise 10-13 yaş aralığındaki çocuklar için farklı ve daha ileri düzey etkinlikler planlandı. “DNA Modeli”, “Elektroskop”, “Lego Wedo”, “Ahşap Tasarım”, “Güneş Gözlemi” ve “Oryantiring” gibi çeşitli bilimsel çalışmalar, çocukların farklı düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı oldu.
    Kayseri Bilim Merkezi eğitmeni Emre Karakebap, burada bilim akademisinde kamp programı yaptıklarını anlattı.

    Miniklerden Başkan Büyükkılıç’a teşekkür
    Büyükşehir’in ara tatil kampına katılan 5’inci sınıf öğrencisi Zeynep Nazlı da atölyede çok eğlendiklerini, arkadaşlarıyla keyifli vakitler geçirdiklerini belirterek, Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’a verdiği bu imkânlardan dolayı teşekkür etti.
    4’üncü sınıf öğrencisi Hatice Esma İmce ise Bilim Merkezi’ne ilk defa geldiğini, burada çok eğlendiğini, Bilim Merkezi’ni çok sevdiğini ifade ederken, Mehmet Erdem de geldiği bu kursları her çocuğa tavsiye ettiğini, daha önce de robotik kodlama kursuna geldiğini, bilgilendirici faaliyetlere katıldığını kaydetti.

    Kayseri Bilim Merkezi’nin bu tür etkinliklerle, öğrencilerin bilimsel düşünme yetilerini geliştirmeleri, meraklarını artırmaları ve öğrenmeye yönelik olumlu bir tutum kazanmaları sağlanıyor. Bu tür programlar, sadece eğitici değil, aynı zamanda çocukların teknoloji ve bilimle tanışarak bu alanlarda kendilerini ifade edebilmelerini sağlayan fırsatlar sunuyor.

  • Yapay zeka yazılımı yerli imkanlarla geliştirilecek

    Yapay zeka yazılımı yerli imkanlarla geliştirilecek

    Hitit Üniversitesi HititAITech Takımı, TEKNOFEST 2024’te ikincilik elde eden yapay zeka destekli ulaşım projesini geliştirerek gelecek yıl birincilik elde etmeyi hedefliyor. Hitit Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü bünyesinde kurulan HititAITech Takımı, uçan araçların alt görüş kameraları aracılığıyla nesnelerin ve konumlarının tespitine yönelik proje geliştirdi.

    Prof. Dr. Akif Akgül’ün danışmanlığında, araştırma görevlisi Harun Emre Kıran’ın takım lideri olduğu, Dr. Öğretim Üyesi Emre Deniz ile öğrenciler Enes Ünver ve Zübeyir Dönmez’den oluşan HititAITech Takımı tarafından geliştirilen yapay zeka destekli yazılım, Adana’da 2-6 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen TEKNOFEST çerçevesinde düzenlenen “Ulaşımda Yapay Zeka Yarışması”nda ikincilik elde etti.

    Takım, ödülünü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve T3 Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar’ın katıldığı törenle aldı. Ödüllü takım, yazılımı geliştirerek TEKNOFEST 2025’te birincilik elde etmek üzere Hitit Üniversitesi Dijital Dönüşüm Laboratuvarı’nda çalışmalarını sürdürüyor.

    Takım kaptanı Harun Emre Kıran, 2 bin 702 projenin yarıştığı “Ulaşımda Yapay Zeka Yarışması”nda ikinci olarak önemli bir başarı elde ettiklerine işaret etti. Derece aldıkları yazılımın iki ayrı özelliği olduğunu belirten Kıran, “Yarışmada iki görev bulunuyor. İlk görev, uçan araçların alt görüş kameralarıyla elde edilen görüntülerde insan, araç ve park alanlarını yapay zeka modelleriyle tespit etmeye yönelikti. İkinci görev ise GPS olmadan, alt görüş kamerasından elde edilen görüntüleri kullanarak pozisyon kestirimi algoritması oluşturduk” ifadelerini kullandı.

    TEKNOFEST 2025 için hazırlıklara başladıklarını vurgulayan Kıran, “Çalışmaları makine ve imalat teknolojileri alanında ihtisaslaşan Hitit Üniversitesi Dijital Dönüşüm Laboratuvarı’nda gerçekleştirdik ve yarışma sürecine kadar çalışmaları burada yaptık. Laboratuvardaki yüksek performanslı bilgisayar sistemleri kullandık. Bu bilgisayarlar sayesinde yarışmaya hazırlandık. Şimdi ise TEKNOFEST 2025 için yeni bir hazırlık sürecine başladık. Bu süreçte önceki yarışmadaki eksiklerimizden ders alarak yeni model geliştirmeyi planlıyoruz. Özellikle nesne tanıma modellerinin çok bilinenleri kullanılıyor. Gelecek yarışmaya daha özgün ve yerli yazılımla katılmayı planlıyoruz” diye konuştu.