Kategori: Bilim

  • 360 derece simülasyon merkezi açıldı

    360 derece simülasyon merkezi açıldı

    Balıkesir Üniversitesi ve MRS Havacılık iş birliğiyle kurulan, Türkiye’nin İlk 360 Derece Hareket Kabiliyetine Sahip Simülasyon Merkezi düzenlenen lansman töreniyle açıldı. Gerçekleşen açılışın ardından merkezde yer alan AR-GE ve inovasyon ürünü 9 yeni ürünün tanıtımı yapıldı. Balıkesir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde düzenlenen etkinlikte; Balıkesir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi A.Ş. ve MRS Havacılık tarafından üniversite ve sanayi iş birliğiyle hayata geçirilen Türkiye’nin ilk 360 derece sınırsız hareket kabiliyetine sahip simülasyon merkezi protokol üyelerine ve basına tanıtıldı.

    Düzenlenen lansman programı; Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, İl Jandarma Komutanı Tümg. Nurettin Alkan, Garnizon ve 9’uncu Ana Jet Üs Komutanı Komutanı Tuğg. Cenk Al, MSÜ Kara Asb. MYO Komutanı Tuğg. İsmail Analı, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Bilal Topçu, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Boz, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Ak Parti Balıkesir İl Başkanı Mehmet Aydemir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt, Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mehmet Ali Aşuk, İŞBİR A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mesut Eray, dekanlar, müdürler, protokol üyeleri, BAÜN Genel Sekreteri Yemliha Yanar, MRS Havacılık yetkilileri, BAÜN TTO A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. Fatmagül Tolun, BAÜN TTO ve BAÜN Teknokent yetkilileri ve üniversite personelinin katılımıyla gerçekleştirildi.

    Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan etkinlikte açılış konuşmasını yapan Balıkesir Üniversitesi Edremit Sivil Havacılık Yüksekokulu akademisyenlerinden ve MRS Havacılık yetkililerinden Teknoloji Lideri Dr. Öğr. Üyesi Aytekin Ulutaş, üniversite-sanayi iş birliğiyle ortaya konulan simülasyon merkezi ve yeni ürünler hakkında katılımcılara bilgiler verdi.
    Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Bilal Topçu’da programda bir konuşma yaparak, Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği noktayı ve uluslararası başarılarını paylaşan bir sunum yaptı. Genel Müdür Bilal Topçu, savunma sanayinin büyümesi ve gelişmesi sürecinde kamu kuruluşlarının ve özel sektörün, üniversitelerin ve girişimcilerin imzasını taşıyan yerli ve milli projelerin önemine dikkat çekti. Ankara’da TUSAŞ’a yönelik terör saldırısını lanetleyen Topçu, yerli ve milli savunma sanayini geliştiren tüm adımların, destekçisi olduklarını sözlerine ekledi.

    Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu ise yaptığı konuşmada ülkemizin geleceği için büyük önem taşıyan bir dönüm noktasında olduklarını ifade ederken, uzun ve titiz çalışmalar sonucunda, Balıkesir Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi A.Ş. ile MRS Havacılık iş birliğinde geliştirilen yerli ve milli simülasyon teknolojilerinin ülkemiz için hayırlı olması dileklerinde bulundu.
    Rektör Oğurlu, simülasyon teknolojilerinin havacılık, savunma sanayi ve birçok farklı sektörde kritik öneme sahip olduğunu vurgulayarak; “Bu bağımlılığı kırmak ve kendi teknolojimizi geliştirerek ülkemizin teknolojik bağımsızlığını güçlendirmek adına önemli bir adım atıyoruz. Üretilen teknolojiye global düzeyde ilginin olması da gurur verici” dedi. Rektör Oğurlu, merkezin kurulmasında emeği geçenlere ve programa katılan protokol üyelerine de teşekkür etti.

    Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu da programda yaptığı konuşmada yerli ve milli teknoloji ve üretimin değerine dikkat çekerken; çalışan, üreten, istihdama güç katan, istihdam yapan firmaların ortaya koyduğu icraatların gurur verici olduğunu belirtti. Vali Ustaoğlu, Türkiye’nin son yıllarda ekonomide, üretimde, sanayide, ticarette yerli ve milli teknolojileri ile başarı çıtasını her geçen gün yukarıya çıkardığının altını çizerken, başarının en önemli mimarları arasında Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı uhdesindeki şirketler ile yerli girişimciler olduğunu dile getirdi. Vali Ustaoğlu, sözlerini ortaya konulan çalışmanın hayırlı olması dilekleriyle tamamladı.

    Açılış konuşmalarının ardından lansman programı, Vali İsmail Ustaoğlu tarafından Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı Genel Müdürü Bilal Topçu’ya plaket takdimi, Simülasyon Merkezinin açılışı ve ürün tanıtımları ile devam etti. Programda ziyaretçiler; savunma, havacılık, tanıtım ve eğlence sektörlerine yönelik ürünleri yakından inceleyerek bilgi edindiler.

  • 10. ÖRAV Eğitim Şenlikleri Ardahan Bilim ve Sanat Merkezi’nde Gerçekleşti

    10. ÖRAV Eğitim Şenlikleri Ardahan Bilim ve Sanat Merkezi’nde Gerçekleşti

    Ardahan Bilim ve Sanat Merkezi, Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve ÖRAV ortaklığında düzenlenen 10. ÖRAV Eğitim Şenlikleri’ne ev sahipliği yaptı. Etkinlikte, eğitim alanında uzman isimler tarafından çeşitli atölye çalışmaları gerçekleştirildi.
    Güldemet Özdemir’in Ebru Atölyesi, Yıldız Dede’nin Oyun Terapisi, H. Aytuğ Çelik’in Etkili Hitabet ve Beden Dili, Nebat Zorba’nın Eğitim Koçluğu ile Dr. Arif Cem Topuz’un Eğitimde Yapay Zeka: Öğretmenler İçin Pratik Uygulamalar konulu atölyeleri katılımcılara yeni bilgiler ve deneyimler sundu.

    Etkinliğe ÖRAV temsilcisi Engin Güven’in yanı sıra, İlham Veren Konuşmacı olarak Dr. Selçuk Yusuf Arslan da katıldı. Ardahan İl Milli Eğitim Müdürü Yusuf Uzantı, katılımcılara belge takdim ederek etkinliğe katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
    Atölye çalışmalarının ardından katılımcılar, öğrendikleri bilgilerle eğitim süreçlerine yeni bir bakış açısı kazandırmayı hedefliyor.

  • Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Çalıştayı

    Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Çalıştayı

    Sinop’ta “Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Çalıştayı” gerçekleştirildi.
    Program, Sinop Üniversitesi ve Türkiye Bilimler Akademisi’nin tanıtım filmlerinin gösterimiyle başladı. Çalıştayın açış konuşmasını yapan TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. Mehmet Emin Aydın, çalıştayın içeriği ve hedefleri hakkında bilgiler verdi.
    Programda selamlama konuşması yapan Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şakir Taşdemir, “Büyük medeniyet yürüyüşümüzün köşe taşlarından ve şehirlerimizin yeniden inşa süreci faaliyetlerinden olan kentsel dönüşümü ve bu inşanın sürdürülebilirliğini konu edinen çalıştayımızı, Karadeniz’in incisi, yeşili ve doğasıyla güzel bir ada şehri, tarihi kültürü ile kadim şehir Sinop’ta gerçekleştirmiş olmanın mutluluğunu ve onurunu yaşıyoruz” dedi.
    Son olarak konuşan Türkiye Bilimler Akademisi(TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, “Türkiye Bilimler Akademisi olarak, ülkemizin şehirleşme süreçlerinde karşılaştığı sorunlara bilimsel çözümler sunmak ve geleceğe yön vermek amacıyla önemli çalışmalar yürütüyoruz. Şehirlerimizi inşa ederken yapılan hataların tespit edilmesi ve sürdürülebilirlik ilkesine dayalı düzeltici adımların atılması, bizler için bir zorunluluktur” diye konuştu.
    Protokol konuşmalarının ardından oturumlara geçildi.

    Yerel ve uluslararası örneklerin paylaşıldığı oturumlarda, çevresel planlamanın şehir yaşamına sağladığı katkılar ve bu süreçten elde edilen deneyimler detaylı olarak değerlendirildi. Ayrıca Türkiye’nin en önemli gerçeklerinden biri olan deprem riski ve şehir-yapı ilişkisinin de ele alındığı çalıştayda depremle mücadelede şehirlerin dayanıklılığının artırılması ve yapı güvenliğinin sağlanması için çözüm önerileri sunuldu.

  • Kablosuz ıslak ve kuru süpürge kategorisine yorum

    Kablosuz ıslak ve kuru süpürge kategorisine yorum

    Son dönemde dev markaların ev elektroniğine olan ilgileri arttı. Ürün yelpazesi de bu ilgiye oranlı genişlemeye devam ediyor bu bağlamda robot süpürgeler ve kablosuz dikey süpürgeler ise en çok dikkat çekenler arasında. Kablosuz dik süpürgelerin yeni kategorisi ‘ıslak ve kuru süpürgeler’ ise kullanıcılara yeni kolaylıklar sunması ve farklı iki işin tek bir seferde yapılmasına imkan tanıdığı için tercihler arasına girdi.

    Son yıllarda geleneksel süpürgelere rakip olan kablosuz dikey şarjlı elektrikli süpürgeler öne çıkmaya başladı. Süpürmenin yanında paspaslayan ıslak-kuru seçenekli süpürgeler iki işi bir arada yapmasıyla özellikle dikkat çekiyor. Yeni kategorinin iddialı markalarından Tineco da FLOOR ONE Stretch S6’yı tanıttı. Akıllı ıslak ve kuru kablosuz şarjlı süpürge ailesi FLOOR ONE serisinin yeni üyesi, 180 dereceye kadar bükülebilen tasarımıyla mobilyaların altını kolayca süpürüp paspaslıyor.

    Sadece 13 cm’lik yüksekliği ile yatak ve kanepeler gibi mobilyaların altındaki zorlu köşelere kolaylıkla erişilebiliyor. Yüksek manevra kabiliyeti ve ultra kompakt tasarımı, dar alanlarda bile zahmetsiz kullanım sağlıyor. MHCBS Teknolojisi sayesinde güçlü emiş gücü ve kirli su ayırma sistemi ile her kullanımda lekesiz bir sonuç elde edilmesine imkan tanıyor.

    FlashDry kendini temizleme sistemi ile 70 derece santigrat sıcaklıkta suyla rulo fırçası ve borusunu 2 dakika içinde temizliyor. Ardından 70 derece santigrat sıcaklıkta hava ile kurutma yaparak, fırça rulosunun hijyenik kalmasını ve bir sonraki kullanım için hazır olmasını sağlıyor.40 dakika boyunca kesintisiz kullanım ile 230 metrekareden fazla alanı etkin şekilde temizliyor.

  • ‘Bilimin ötesinde yolculuk’

    ‘Bilimin ötesinde yolculuk’

    Manisa’nın ilk ve tek çocuk derneği olan Geleceği Tasarlayan Gençler Derneği çatısı altında çalışmalarını yürüten Lavender Robotics takımı ‘Bilimin ötesinde yolculuk’ projesini deprem bölgesi Adıyaman’daki konteyner kentlerden başlattı. Proje, dezavantajlı bölgedeki çocukları bilim ve teknolojiyi ulaştırarak öğrencilerin hayallerine giden yolda potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçlıyor.

    Geleceği Tasarlayan Gençler Derneği çatısı altında çalışmalarını yürüten Lavender Robotics takımı ‘Bilimin Ötesinde yolculuk/ Journey Beyond Science’ Projesi kapsamında 24-28 Ekim 2024 tarihlerinde Adıyaman’a gitti. Adıyaman’a Dernek Başkanı Ege Kazıl, takım öğrencisi İbrahim Cingöz, takımın mentörleri olan Hülya Ergül Kazıl ve Akın Bozacı’nın gittiğini belirten Dernek Başkan Yardımcısı Ada Kazıl, proje amacının dezavantajlı bölgelerdeki çocuklara bilim ve teknolojiyi ulaştırarak eşit haklara sahip olmalarını sağlamak ve toplumsal eşitliği teşvik etmek olduğunu söyledi.

    Hem becerileri gelişiyor hem iletişim güçleri
    Proje kapsamında ilk durakları olan Adıyaman’da K-2A, K-2B, P-2 konteyner yaşam kentlerinde ve Adıyaman Gençlik Merkezinde faaliyet gösterdiklerini anlatan Dernek Başkan Yardımcısı Ada Kazıl, “Projemiz kapsamında pek çok dezavantajlı bölge ve okullarda bulunan öğrencilere ulaşmayı hedefliyoruz. Çocukların STEM+A alanlarına olan ilgilerini artırmak, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmek için robotik eğitimleri sunuyoruz. Bu eğitimler aracılığıyla bilimsel düşünme becerilerini geliştirirken, Akın Bozacı hocamızın düzenlediği etkili iletişim eğitimi ile kendilerini ifade etme yeteneklerini güçlendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.

    Dezavantajlı bölgelerdeki çocukların yaşamlarına dokunarak toplumsal bir etki oluşturma hedefinde olduklarını kaydeden Kazıl açıklamasını şöyle tamamladı: “Robotik kodlama eğitimi, Marshmallow Challenge gibi STEM+A alanlarındaki etkinliklerle, takım çalışmasını teşvik ederek yaratıcı düşünme becerilerini eğlenerek geliştirecekler. ‘Bilimin ötesinde Yolculuk / Journey Beyond Science’ projemiz ile öğrencilerin hayallerine giden yolda bir adım atmayı ve onların potansiyellerini keşfetmelerine yardımcı olmayı amaçlıyoruz.

    Bu projeyle, dezavantajlı bölgelerdeki çocukların yaşamlarına dokunarak toplumsal bir etki oluşturmayı hedefliyoruz. Projemizin Adıyaman durağında Lavender Robotics takımına desteklerini esirgemeyen Adıyaman Vali Yardımcısı Ali Erdoğan başta olmak üzere Adıyaman Yeşilay Şube Başkanı Bahattin Tunç, T3 Adıyaman sorumlusu Furkan Karaca, K-2 Konteyner Kent Geçici Konaklama Merkezi çalışanları, K-2B Konteynır Kent Geçici Konaklama Merkezi çalışanları ile sorumlusu Sinan Çelik’e ve P-2 Konteyner Kent Geçici Konaklama Merkezi sorumlusu Asiye Anaç’a ve takımı evlerinde konuk eden Adıyamanlı İbrahim Acet-Ayşegül Acet çiftine teşekkür ederiz. Ayrıca çocuklara dağıtılmak üzere kitap desteği veren STM şirketi yöneticisi Kemal Işıtan, çocuklara bere ve şapka ören Manisa Umut Vagonuna teşekkür ederiz.”

  • İlk defa yapay zeka ile okullarda ders anlatıldı

    İlk defa yapay zeka ile okullarda ders anlatıldı

    Batman’da ilk defa okullara giren yapay zeka, deneyimli bir öğretmen gibi 40 dakika boyunca öğrencilere ders anlatarak karşılıklı soru cevap ile ders işledi. Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte yaşamın her alanında yer almaya başlayan yapay zeka, şimdi de gözünü öğretmenlerin mesleğine dikti. Batman Sason Anadolu Lisesi’nde görsel sanatlar öğretmeni Ahmet Avcı, müzecilik ve Osman Hamdi Bey konusunu öğrencilerine yapay zeka ile işledi.

    Yapay zekanın 40 dakika boyunca okullarında öğrencilere ders anlattığını belirten okul müdür yardımcısı Uğur Taşkın, 21. yüzyılda teknolojinin geldiği noktada hemen hemen her alanda insanların hayatına kolaylıklar sağladığını söyledi. Taşkın, “21. yüzyılda eğitimin teknolojiyle entegre edilmesi gerekmektedir.

    Bu entegrasyon dahilinde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda atölyeler açılarak teknolojinin daha verimli kullanımı sağlanmış oldu. Bizim de atölyemizde görsel sanatlar öğretmenimiz Ahmet Avcı öncülüğünde çeşitli eğitimler veriliyor. Bu çalışmalar dahilinde bugün de yapay zeka bir sınıfımızda öğrencilerimize 40 dakika boyunca ders anlatmış.

    İlk defa okulumuzda yapay zeka bir ders işleyerek öğrencilerin sorularını cevaplamıştır. Bu durum ülkemizde bir ilk oldu. Yapay zekanın bir özne olarak ders anlatması gelecekte neler yapabileceği de merak konusu oldu. Bu çalışmanın ardından merak edilen konulardan biri acaba yapay zeka tek başına eğitim ve öğretimde bir öğretmenin yerini alabilecek mi?” dedi.

  • Milli uçak gemisi İstanbul’dan New York’a gidecek

    Milli uçak gemisi İstanbul’dan New York’a gidecek

    Yüzen havalimanını andıran dev milli uçak gemisi tasarım aşaması hız kesmeden devam ediyor. 72 metre genişliğe ve 285 metre tam boya sahip olması planlanan gemi yakıt ikmalsiz İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelebilecek. Projede BAYKAR ve TUSAŞ’la birlikte çalışılıyor. 50 adet insanlı ve insansız hava aracının iniş ve kalkış yapabilecek gemi hakkında bilgi veren Dizayn Proje Ofisi müdürü Doç. Dr. Mühendis Albay Hakan Uçar, “Gemi tasarımında kritik unsur olan uçuş güvertesi tamamlandı. Gemide yerli sistemlerin kullanılmasını hedefliyor ve milli uçak gemimizde yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı bekliyoruz. Yakıt tüketimini azaltmaya yönelik yeni tip yumru baş tasarımı geliştirdik. Milli uçak gemisine özel sessiz pervane tasarladık” dedi.

    Türkiye’nin mavi vatandaki yeteneğini küresel ölçekte genişletecek, stratejik caydırıcılığını artıracak milli uçak gemisi tasarım çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. Gemi 20 yıllık deneyime sahip ve denizcilik sektöründe bir marka haline gelen Milli Savunma Bakanlığı Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Dizayn Proje Ofisi’nde tasarlanıyor.

    Geminin, 60 bin ton deplasmana, 72 metre genişliğe ve 285 metre tam boya sahip olması planlanıyor. 25 knots azami sürate sahip olacak gemi, yakıt ikmali yapmadan İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelebilme kabiliyetine sahip olacak. Yüzen havalimanını andıran gemi tasarımda kritik unsur olan uçuş güvertesi tamamlandı. Yakıt tüketimini azaltmaya yönelik yeni tip yumru baş tasarımı geliştirildi. 110 personelin görev yaptığı gemi tasarımında BAYKAR ve TUSAŞ’la birlikte çalışılarak ilerleniyor.

    “Dizayn Proje Ofisi 20 yıllık süreçte, denizcilik sektöründe bir marka haline gelmiştir”
    Dizayn Proje Ofisi müdürü Doç. Dr. Mühendis Albay Hakan Uçar, “Dizayn Proje Ofisi, Türkiye’nin savunma sanayisinde önemli bir rol oynayan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bağlısı bir kuruluştur. Ülkemizin deniz savunma kabiliyetini artırmak, bağımsız bir deniz savunma sanayisine katkı sağlamak ve stratejik denizcilik projelerine öncülük etmek amacıyla Deniz Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan savaş gemilerini tamamen yerli imkânlarla tüm performans gerekliliklerini sağlayacak şekilde ve maliyet etkin olarak tasarlıyoruz.

    Gemide kullanılacak sistemlerin yerli ve milli olmasına azami gayret göstererek yerlilik oranı yüksek milli savaş gemileri öncelikli hedefimizdir. Geminin tüm tasarım süreçlerini icra ediyor, gemi inşa ve test süreçlerinde aktif rol üstlenerek sahadan geri beslemelerin tasarıma yansıtılmasını ve geminin planlanan zamanda elde edilmesini sağlıyoruz. Dizayn Proje Ofisi, MİLGEM Projesi ile başlayan ve bugün TF-2000 hava savunma harbi muhribi ve milli uçak gemisi ile devam eden 20 yıllık süreçte, denizcilik sektöründe bir marka haline gelmiştir” diye konuştu.

    “Milli uçak gemisi, ülke savunması ve Türk Deniz Kuvvetleri için stratejik öneme sahiptir”
    Milli uçak gemisinin stratejik bir öneme sahip olduğunu ifade eden Uçar, “Milli uçak gemisi, ülke savunması ve Türk Deniz Kuvvetleri için stratejik öneme sahiptir. Ülkemizin deniz yeteneklerini küresel ölçekte genişletecek, stratejik caydırıcılığını artıracak ve Türkiye’nin mavi vatandaki gücünü pekiştirecek bir platform olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifi ile projeye başlanmış, projede Deniz Kuvvetlerimizin kendi alanlarında uzman personelin de katılımıyla Dizayn Proje Ofisi bünyesinde toplam 110 kişilik bir ekip yer almaktadır. Aynı zamanda havacılık sektöründe öncü firmalarımız BAYKAR ve TUSAŞ ile müşterek çalışmalar icra edilmektedir” ifadelerini kullandı.

    “Hedefimiz, teknolojik olarak muadillerinden üstün bir uçak gemisini en kısa sürede ülkemize kazandırmak”
    Milli uçak gemisi projesinde gelinen son noktayı anlatan Hakan Uçar, “Gemimizin tasarımına tamamen bize özgün olacak şekilde süratle devam ediyoruz. Öncelikle uçak gemisinin en kritik unsuru olan uçuş güvertemizin tasarımı için yerli ve milli hava araçlarımızı esas alarak BAYKAR ve TUSAŞ firmaları ile birlikte çalıştık. Çalışmalarımızın sonucunda rampalı uçuş güvertemiz ile hangar tasarımını tamamladık. Bununla birlikte, uçuş güvertesini taşıyacak teknenin formunu tasarladık, endazesini oluşturduk, ağırlık, kapasite hesapları ve sevk analizlerimizi yaparak geminin ihtiyaç duyacağı itki gücünü ve sevk sistemini de belirledik.

    Gemimizin tüm dünya denizlerindeki en kötü deniz durumlarında harekat icra edebilmesi için denizcilik analizlerini yaptık. Şu an gemimizin 3 boyutlu olarak genel yerleşim çalışmalarına ve sistem tasarım hesaplarına devam ediyoruz. Hedefimiz milli hava araçlarımızın konuşlandırılması ile muharip gücü yüksek, teknolojik olarak muadillerinden üstün ve yerlilik oranı yüksek bir uçak gemisini en kısa sürede ülkemize kazandırmak” dedi.

    “Yakıt ikmalsiz İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelecek”
    Uçak gemisinin yakıt ikmalsiz İstanbul’dan New York’a kadar gidip geleceğini ifade eden Doç. Dr. Mühendis Albay Hakan Uçar, “Yapılan tasarım çalışmaları sonucunda gemimiz yaklaşık 60 bin ton deplasmana, 72 metre genişliğe ve 285 metre tam boya sahip olacaktır. Uçuş güvertemiz 3 koşu yollu çift kalkış pisti ve 1 iniş pistinden oluşacak, hava araçlarımız için kısa mesafeden kalkış ve halatlı yakalama sistem, STOBAR’a sahip olacaktır.

    Yakıt ikmali yapmadan 10 bin deniz mili yani İstanbul’dan New York’a kadar gidip gelebilecek ve 4 adet gaz türbininden oluşan ana tahrik sistemi ile 25 knots azami sürate sahip olacaktır. Yerli ve milli hava araçlarımızdan BAYKAR üretimi Kızılelma ve TB-3 ile TUSAŞ üretimi Hürjet ve ANKA-3 hava araçlarımız gemiden kalkış ve iniş yapabileceklerdir. Bununla birlikte gemide kullanılacak tüm sistemler için öncelikle yerli savunma sanayi firmalarımız ile birlikte çalışacağız” diye konuştu.

    “50 adet insanlı ve insansız hava aracı kapasitesi olacaktır”
    Geminin yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranına sahip olacağını belirten Uçar, “Öncelikle, geminin tasarımının tamamen tarafımızca yapıldığını ve inşasının da askeri tersanelerimizde planlandığını belirtmek isterim. Bununla birlikte, gemide yerli sistemlerin kullanılmasını hedefliyor ve yerli ve milli hava araçlarımız ile milli uçak gemimizde yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranı bekliyoruz” dedi.

    “Daha caydırıcı ve daha güçlü bir uçak gemisi”
    SİHA gemisi TCG ANADOLU’nun ağabeyi olan milli uçak gemisi ile arasında boyut, deplasman, taşıyacağı hava aracı, seyir siası gibi birçok açıdan farklılıklar mevcut olduğunu ifade eden Doç. Dr. Uçar, şunları kaydetti: “Milli uçak gemimizin temel amacı sabit kanatlı uçaklar ve insansız hava araçları için bir deniz platformu sunmaktır. Bu maksatla TCG ANADOLU’dan daha geniş bir hava gücü barındırabilecektir. TCG ANADOLU’dan 2 kat daha büyük boyut ve deplasmana, daha uzun süre operasyon yapabilme kabiliyetine sahip olacaktır. Yani daha caydırıcı ve daha güçlü bir uçak gemisi olarak görev yapacak ve ülkemizin denizden hava gücünü aktarmasına ciddi imkân sağlayacaktır. Çalışmalarda gelinen durum itibariyle asgari 50 adet insanlı ve insansız hava aracı kapasitesi olacaktır.”

    “Milli uçak gemisine özel sessiz pervane tasarladık”
    Milli uçak gemisi için hazırlanan özel tasarımlardan bahseden Uçar, “Milli uçak gemimizin tüm sistemleri üzerinde çalışmalar icra etmekteyiz. Ancak, bunlardan bazıları ileri mühendislik gerektiren ve yenilikçi yaklaşımları barındıran tasarımlardır. Örneğin, uçak gemimizin daha uzun süreli operasyon yapabilmesi için yakıt tüketimini azaltmak fayda sağlayacaktır. Bu maksatla, Dizayn Proje Ofisi olarak yakıt tüketimini azaltmaya yönelik yeni tip yumru baş tasarımı geliştirdik. Bu yeni tip yumru baş tasarımını ilk defa milli uçak gemisinde kullanacağız. Ve böylelikle yakıt tasarrufunda da ciddi bir kazanım elde edilecektir. Bununla birlikte, geminin su altı akustik izini azaltmak ve böylelikle düşman unsurlar tarafından tespit edilmesinin önüne geçmek amacıyla milli uçak gemisine özel sessiz pervane tasarladık. Ayrıca, gemimizin su üstü ve su altı patlamalarına yönelik ileri mühendislik gerektiren şok analizlerini icra ediyor, analiz sonuçlarına göre tasarım yaparak gemimizin patlamalara karşı dayanıklı olmasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Çin’in 14. mürettebatlı uzay görevi “Shenzhou-19” resmen başladı

    Çin’in 14. mürettebatlı uzay görevi “Shenzhou-19” resmen başladı

    Çinli 3 astronotu Tiangong Uzay İstasyonu’na ulaştırmayı hedefleyen Long March-2F taşıyıcı roketi Jiuquan Uydu Fırlatma Merkezi’nden başarılı bir şekilde fırlatıldı. Astronotların, Shenzhou-19 görevi kapsamında bir dizi bilimsel çalışmaya imza atacağı açıklandı.
    Çin’in 14. mürettebatlı uzay görevi resmen başladı Çinli 3 astronotu Shenzhou-19 görevi kapsamında Tiangong Uzay İstasyonu’na ulaştırmayı hedefleyen Long March-2F taşıyıcı roketi, Türkiye saati ile 23.27’de Gobi Çölü’ndeki Jiuquan Uydu Fırlatma Merkezi’nden başarılı bir şekilde fırlatıldı.

    Çin İnsanlı Uzay Ajansı’ndan (CMSA) yapılan açıklamada Çinli astronotlar Cai Xuzhe, Song Lingdong ve Wang Haoze’nin son altı aydır Tiangong Uzay İstasyonu’nda bulunan astronotların yerini alacağı bildirildi. Ekibin, nisan ya da mayıs ayına kadar sürecek Shenzhou-19 görevi kapsamında uygulama testleri yapmak, araç dışı faaliyetlerde bulunmak, uzay enkazına karşı koruyucu cihazlar ile araç dışı faydalı yükler yerleştirmek ve faydalı yük testleri yapmak gibi bir dizi bilimsel çalışmaya imza atacağı açıklandı.

    3 kişilik mürettebat başarılarıyla dikkat çekiyor
    Görev komutanı Cai Xuzhe’nin 2022 yılında Shenzhou-14 göreviyle uzaya giden tecrübeli bir astronot olduğu bildirilirken, astronotlardan Song’un eski bir hava kuvvetleri pilotu olduğu açıklandı. Daha önce Çin Havacılık Bilimi ve Teknolojisi Şirketi’nde görevli bir kıdemli mühendis olduğu kaydedilen Wang’ın ise, aynı zamanda şu anda Çin’in tek kadın uzay uçuş mühendisi ve mürettebatlı bir uzay uçuşu görevine çıkan üçüncü Çinli kadın olduğu aktarıldı.

  • Yapay zeka desteği ile hamileliği kolaylaştıracak

    Yapay zeka desteği ile hamileliği kolaylaştıracak

    Kayseri Üniversitesi (KAYÜ) Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi Furkan Yiğit, takım arkadaşları ile geliştirdiği proje ile yapay zeka desteği sayesinde anne adaylarının hamilelik sürecini kolaylaştırmayı hedefliyor.
    KAYÜ Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi ve aynı zamanda Huawei Kampüs Temsilcisi olan Furkan Yiğit, firma tarafından verilen eğitimler sonucunda gösterdiği başarı sonucunda aldığı sertifikalarla ülke genelinde düzenlenecek AR-GE Kodlama Maratonu’na katıldı.

    Diğer illerden eşleştiği takım arkadaşları ile çalışmaya başlayan ekip Gebe, Anne ve Çocuk Destek Asistanı isimli projeyi geliştirdi. Özellikle kırsal kesimde bulunan anne adaylarının 24 saat boyunca chat botu ile irtibat kurarak doktora gitmeden rehber edineceği uygulama, güncellemelerle geliştirilerek ilerleyen boyutlarında baba adaylarına da rehber olacak.

    Uygulamayı Türkiye’de ücretsiz olarak sunmak istediklerini söyleyen KAYÜ Bilgisayar Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisi Furkan Yiğit, “Huawei’in kampüs elçisiyim. Bu projede fikir şöyle ortaya çıktı bize öncelikle random şeklinde bir konu verdiler. Sonrasında biz bu konu alt başlığının iki konu alt başlığını birleştirerek bu fikri elde ettik. Anne ölümleri ve bebek ölümlerini birleştirerek, bunları baz alarak bu fikri geliştirdik. Projemizin adı Gebe, Anne ve Çocuk Destek Asistanı, projemizin amacı, özellikle kırsal kesimdeki annelerin, hamile kadınların 24 saat destek chat botuyla sağlık hizmetlerini, güvenilir sağlık hizmetini sağlaması.

    Buradaki güvenilir veri setlerimiz, Sağlık Bakanlığı’ndan aldığımız ver setleri ile istediği zaman istediği şekilde sorular sorabiliyor. Geri dönüşler alabiliyor. Doktora gitmeden önce ön bir rehber oluyor aslında. Gerekli durumlarda da doktora yönlendirebiliyor. Uygulamayı geliştirmeye devam ediyoruz. Eğer desteklenirse zaten baba asistanı da var ekstra olarak. Babaların da ne yapması gerektiğini, hamile kadınların ya da annelerin fiziksel veya ruhen desteğe ihtiyacı olduğu zaman babaların da ne yapmaları gerektiğini söyleyebiliyor. İlerde hedefimiz ilk olarak Türkiye’de ücretsiz bir şekilde olması gerekiyor bu platformun. Ücretsiz bir şekilde sunacağız zaten. Sağlık Bakanlıklarıyla, gerekli hastanelerle, gerekli platformlarla tanıtarak tüm Türkiye’ye yaymayı düşünüyoruz” dedi.

    KAYÜ Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Bilişim Teknolojileri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Doç. Dr. Murat Taşyürek ise, “Daha önce de ben özel sektörde çalıştım, kamu kurumunda çalıştım ve birçok yazılım geliştirme projesinde aktif olarak görev yaptım. Bilgisayar mühendisliği sürekli gelişen, değişen, güncellenen bir meslek ve günümüzde neredeyse yapay zekanın olmadığı bir yazılım yok. Biz öğrencilerimizi yapay zeka projeleri olan yarışmalara katılmalarını tavsiye ediyoruz. Özellikle TUBİTAK ve TEKNOFEST gibi projelere katılmalarını tavsiye ediyoruz. Furkan bizim çok gelişimini takdir ettiğimiz, bilişim dilinden gurur duyduğumuz bir öğrencimiz ve bu projedeki başarıyla da aslında bizim eğitim sistemimizin ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.

    Eğitim sisteminde bilgisayar mühendisliğinde sadece teori odaklı değil, Aynı zamanda uygulama odaklı da bir eğitim geliştirmeyi amaçlıyoruz. Şöyle bir söz vardır bilgisayar mühendisliğinde; Biz size öğrenmeyi öğretiyoruz. Amacımız teknoloji sürekli değiştiği için yeni gelişen teknolojileri anında benimseyecek donanıma sahip olsun. Bu sayede yeni gelişen teknolojileri hızlıca adapte olabilsin. Furkan da bunun en büyük örneği ve kendisiyle gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Türk Dil Kurumu ekranında “Cumhuriyet Bayramı” kutlaması

    Türk Dil Kurumu ekranında “Cumhuriyet Bayramı” kutlaması

    Türk Dil Kurumu (TDK), Cumhuriyet Bayramı’nın 101. yıl dönümünü “Her Güne Bir Kelime” ekranında seçtiği üç özel sözcükle kutluyor.
    28 Ekim’de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz” sözünden yola çıkarak ekranda “Yarın” sözcüğü yer aldı. 29 Ekim’de ise Cumhuriyet’in adını taşıyan “Cumhuriyet” kelimesi ekrana yansıdı. 30 Ekim’de de Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” ifadesinden hareketle “İlelebet” sözcüğü yer alacak.

    Türk Dil Kurumu, 23 Nisan 2024’ten bu yana, Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan binasında Türkçenin gücünü vurgulamak, zenginliğine dikkat çekmek ve vatandaşı kelimeler üzerinde düşünmeye teşvik etmek amacıyla her gün ‘Günün Kelimesi’ni paylaşıyor. Ayrıca günün kelimelerini sosyal medya aracılığıyla geniş kitlelere duyuruyor ve kelimeler hakkında okuyucuları düşündürmeyi hedefliyor