Kategori: Bingöl

  • Anız yangını büyümeden söndürüldü

    Anız yangını büyümeden söndürüldü

    Bingöl’de yüksek gerilim hattının kopması sonucu çıkan anız yangını büyümeden ekipler tarafından kontrol altına alınarak söndürüldü. Olay, Genç ilçesi Doganca köyü mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, kopan yüksek gerilim hattının tarlaya düşmesi sonucu yangın çıktı.

    Köylülerin haber vermesi üzerine olay yerine itfaiye ile Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Uzun uğraşlar sonucu yangın kontrol altına alınarak söndürülürken, 15 dönüm alan ise tamamen kule döndü.

  • Bingöl’de korkutan deprem

    Bingöl’de korkutan deprem

    AFAD’ın açıkladığı verilere göre bugün Bingöl’ün Kiğı ilçesine Özlüce Barajı mevkiinde saat 11.47 sıralarında yerin 7,53 kilometre derinliğinde 3,2 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde şuana kadar herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmadığı öğrenildi.

  • Göz temasından kaçan çocuk pedagog’a görünmeli

    Göz temasından kaçan çocuk pedagog’a görünmeli

    Bingöl Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı olarak görev yapan Dr. İbrahim Zeyrek, ailelere uyarıda bulunarak, ”Çocuklarınız ile göz teması kuramıyorsanız otizmli olabilir” dedi. Bingöl Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı olarak görev yapan Dr. İbrahim Zeyrek, otizm konusunda önemli uyarılarda bulundu.

    Amerika’da yapılan araştırmalara göre otizm vakalarında artış yaşadıklarını belirten Uzm. Dr. İbrahim Zeyrek, ”Otizm sıklığı son zamanlarda giderek artmaktadır. 2000’li yılların başlarında her 150 kişiden 1’inde görülürken 2018 yılında her 44 kişiden 1’inde görülüyordu. Ama şimdi her 36 kişiden 1’inde bu artık görülüyor. Bingöl’de de bu sıklık görülmektedir” dedi.

    ”Göz temasından kaçınan çocukları, çocuk psikiyatrına götürün”
    Uzm. Dr. İbrahim Zeyrek, şu anda 15-16 aylık çocuklarda otizm teşhisi yapabildiklerini kaydederek, ailelere şu uyarılarda bulundu: ‘‘Bir çocuk doğduktan sonra birinci ayda göz teması kurmaya başlar, ama otizmli çocuklarda 2, 3 yaşındaki çocuk göz temasından kaçınıyor, sohbet etmiyor, etkileşime ve iletişime girmiyor. Normal bir çocukta 2 ya da 3 aylık çocukta siz ona güldüğünüzde o da size duygusal olarak katılır ama otizmli çocuklar tepki vermezler.

    İsmi çağırıldığında dönmeyen çocuk varsa, sınırlı ve takıntılı bir halleri varsa bu konuda muhakkak bir çocuk psikiyatrına gitmeleri gerekiyor. Kafasında soru işareti olan ya da anlamlı cümle kuramayan çocukları muhakkak bir çocuk psikiyatristine götürün. Çocuklarda normalde 12 aylıkken tek kelimelik anlamlı kelimeler anne, baba, mama demesini bekleriz.

    2 yaşına geldiğinde artık iki kelimelik cümle kurmasını bekleriz. Bu tipik gelişimde eğer kafada bir soru işareti varsa muhakkak bir uzamana görülmesi gerekir. Bu çocuğa otizm tanısı öncesi birçok hastalığı olmuş olabilir. Zeka geriliği olabiliri gelişim geriliği olabilir ya da otizm olabilir ama buraya gelip bizimle görüşsünler ve önerilerde bulunalım.”

    ”15 aylıkken bile tanı koyabiliyoruz”
    Otizim tanısını 2 ile 3 yaş arasında koyduklarını ifade eden Uzm. Dr. Zeyrek, ”İlerisi çok geç oluyor, özellikle 3 yaş sonrası olursa özel eğitim ve gelişimi açısında geç oluyor. Ama şuanda 18 aylık hatta 15 aylık iken bile tanı koyabilmekteyiz. Otizmin bir ilacı yok, ama otizme eşlik eden hastalıklar için ilaç veriliyor.

    Öfke krizleri, agresiyon sinirliliği, dikkat eksikliği ve aktivite bozukluğu, daha ileriki yaşlarda takıntı, anksiyete, depresyon sık eşlik edebilir. Bunlar için hem çocuğun hem de ailenin yaşam kalitesini arttıracak ilaçlar vere biliyoruz ama otizmin çekirdek belirtisi dediğimiz sohbet edememe, etkileşime girmeme, dil becerilerinin geri olmaması için herhangi bir ilaç yok. Bunun için özel eğitim şartı var. Kaliteli bir özel eğitimle hem çekirdek belirtilerinin tedavisi hem de yaşam becerileri edinme, olumsuz davranışları azaltmaya yönelik özel eğitim almaları gerektiğini öneriyoruz” diye konuştu.

    ”Çocuğuna konduramama ve inkar süreci çok önemli”
    Ailelerin çocuğuna konduramama ve inkar sürecinden biran önce kurtulup kabullenip özel eğitime başlaması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Zeyrek, ”Aile bu devrede mikoterapisttir. Bir özel eğitim terapisti var, aile de onun yardımcısı olacak. Aile de gittiği özel eğitimden evde ne yapabilirim demelidir.

    Haftada en az 20 saat eğitim verilmelidir. Aileler gittikleri eğitimden bazı teknikleri öğrenip bilgi sahibi olup farkındalığını arttırıp eğitimi evde de devam ettirmesi gerekiyor. Çocuğuna konduramama, kabul etmeme, inkar süreci çok önemli. Bir günde bir gündür, zaman kaybetmeden biran önce o özel eğitime başlanması gerekiyor.

    Özellikle ailelerin bu konuda hassas davranması gerekir. Doktorunuz otizm teşhisi koyduğu zaman hemen beklemeden eğitime başlaması gerekir, bu geçer, bunu kreşe verelim otizm tek başına geçer demeyin otizm tek başına geçmez. Muhakkak kaliteli bir eğitim alması gerekir, sonraki yıllar geç olabilir. Beyin bir şekillenme yaşıyor ileriki yaşlarda 5 yaşında örnek olarak beyin bir budanma geçiriyor ve bir belgeyi sildiğiniz zaman o belgeyi kurtarılması zor olabiliyor” şeklinde konuştu.

  • Başhekimden örnek davranış

    Başhekimden örnek davranış

    Alınan bilgilere göre, Karlıova ilçe Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Veysel Bahadıroğlu akrabası ile hafta sonu eve giderken, merkez Kanitaht Mahallesi’ndeki parkında yanında ayağından yaralı bir eşek olduğunu fark etti. Eşeğin durumuna duyarsız kalmayan başhekim Bahadıroğlu, imkanlar dahilinde eşeği tedavi ederek ilaçlarını temin etti.
    Başhekimin örnek davranışı, bir vatandaşın cep telefonu kamerasına yansıdı.

  • Bingöl’de ahır yangını

    Bingöl’de ahır yangını

    Olay, Genç ilçesine bağlı Yiğitbaşı köyünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, henüz belirlenemeyen bir ahırda yangın çıktı. Dumanlar yükseldiğini gören yöre sakinleri, durumu Orman İşletme İl Müdürlüğü ve Genç Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’ne bildirdi.
    Bölgeye giden ekipler, yangını ormanlık alana sıçramadan kontrol altına alarak söndürdü.
    Yangından dolayı ahır kullanılmaz hale geldi.

  • Bingöl’de renk cümbüşü

    Bingöl’de renk cümbüşü

    Bingöl merkeze bağlı Dik köyündeki arpa, buğday, mısır ve sürülmüş tarlalarda oluşan renk cümbüşü doğaseverlerin dikkatini çekiyor. Kentte doğa fotoğrafçısı Kenan Nihat Elçi tarafından görüntülenen tarlaların manzarası görenleri mest etti. Ova köylerindeki tarlalar dron ile görüntülendi.

  • Sel taşkını köyü susuz bıraktı

    Sel taşkını köyü susuz bıraktı

    Türkiye’nin birçok bölgesinde etkili olan sağanak Bingöl’de de etkisini gösterdi. Edinilen bilgiye göre, Solhan ilçesine bağlı Mutluca köyünde dün akşam saatlerinde meydana gelen sel nedeniyle ağır hasar görülmezken, sel taşkınlarının sürüklediği taş ve çamur köy yolunu kullanılmaz hale getirdi.

    Öte yandan sel taşkını nedeniyle köy mezarlığının zarar gördüğü öğrenilirken, köyün içme suyu şebekelerinde zarar vererek su kesintisine neden oldu.

  • Sel taşkını köyü susuz bıraktı

    Sel taşkını köyü susuz bıraktı

    Türkiye’nin birçok bölgesinde etkili olan sağanak Bingöl’de de etkisini gösterdi. Solhan ilçesine bağlı Mutluca köyünde dün akşam saatlerinde meydana gelen sel nedeniyle ağır hasar görülmezken, sel taşkınlarının sürüklediği taş ve çamur köy yolunu kullanılmaz hale getirdi.

    Öte yandan sel taşkını nedeniyle köy mezarlığının zarar gördüğü öğrenilirken, köyün içme suyu şebekelerinde zarar vererek su kesintisine neden oldu.

  • Bayramı arılarının yanında geçiriyorlar

    Bayramı arılarının yanında geçiriyorlar

    Paris’ten ve Londra’dan iki kez dünya birinciliği alan Bingöl balı için arıcılar bayram demeden çalışmalara devam ediyor. Bingöl’ün yüksek yaylalarına yerleştirdikleri kovanları bir saniye yalnız bırakmayan arıcılar bayramı aileleri ve akrabaları ile geçirmek yerine yaylada arıları ile geçiriyor. Protein değeri oldukça yüksek olan ve yüksek yaylalarda bulunan Geven, Kekik, Üçgül, Ballıbaba gibi bin bir çeşit bitki sayesinde doğal bal üreten üreticiler yılın yaklaşık 7 ayını arıları ile birlikte geçiriyor.

    “Arılarımı çocuklarım gibi seviyorum”

    Ailesi ile sabah erken saate bayramlaştıktan sonra arılarının yanına gelen 44 yıllık bal üreticisi Abdullah Baylaz, “1979’dan beri arıcılık yapıyorum. Arımı çok seviyorum, bugün bayramdır çocuklarımı bayramını kutladıktan sonra arılarımın yanına geldim. Arılarımı da çocuklarım gibi seviyorum. Bize ürün verdiği zaman sağım zamanı çok mutlu oluyoruz. Bizim asıl bayramımız o zamandır” diye konuştu.

    “Bizim asıl bayramımız iyi bir ürün aldığımız zamandır”

    35 yıldan bu yana bal üretimi yapan Cemal Bahadır ise “30-35 yıldır bu işi yapıyorum. Arıları çok seviyorum, bugün bayram köyde bayramlaştık çocuklarla beraber, aracılık bayram seyran dinlemez, her zaman arının yanında olmamız lazım. Yılın 6-7 ayı yanında çalışmamız lazım. Çocuklarımızdan daha fazla arıya bakıyoruz, daha da seviyoruz. Bizim asıl bayramımız iyi bir ürün aldığımız zaman olur. Biliyorsunuz Bingöl balı dünyada 1’incilik ve ikincilik almış. Ondan dolayı bizim de en iyi şekilde iyi ürün almamız lazım. İyi bir bal üretmemiz lazım. Herkesin bayramını kutluyorum” şeklinde konuştu.

    “Arıcılık bayram seyran dinlemiyor”

    Yaylada bulunan arıcıları bayram günü ziyaret eden Bingöl Arıcılar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Naim Balon da “Bugün bayram günü ve arıcılarınızı ziyarete geldik. Şu anda arıcılarınızı yanınızdayız, yayladayız. Bingöllü arıcılarımız bayram seyran dinlemiyorlar. Onlar için asıl bayram arılarla beraber olmaktır. Çocukları ile bayramlaştıktan sonra arılarının yanına geliyorlar. Bingöl balığının dünya birincisi olmasının sebebi de arıcılarımızın bu işi severek yapmasıdır. Bayram günü bugün, arkadaşlarımız yine Arılarının içinde çalışıyorlar. Onlar kendi arılarını çocukları gibi seviyorlar ve çocukları gibi bakım yapıyorlar o yüzden de balımızı kalitesini bir çıta daha yukarıya çıkarmaya çalışıyorlar. Kendilerine bereketli hayırlı bir sezon diliyorum bugün bayram hepsinin bayramını tebrik ediyorum” dedi.

  • Tatlıcıların bayram mesaisi

    Tatlıcıların bayram mesaisi

    Bingöl’de Kurban Bayramında tatlısını eksik etmek istemeyen vatandaşlar, imalathanelerin yolunu tuttu.

    Bingöl’de Kurban Bayramına saatler kala usta ellerde şekillenen onlarca farklı tatlı çeşidi, bayram sofralarını süslemek için tezgahlardaki yerini almaya başladı. Bingöl’de yıllardır tatlıcılık yapan işletmeler, vatandaşların bayram öncesi siparişlerini karşılamaya çalışıyor.

    Bayram öncesi alınan siparişler, usta ellerde şekillenerek tezgahlardaki yerini alıyor. Midye, havuç dilimi, bülbül yuvası, şöbiyet, cevizli baklava, fıstıklı sarma, kare baklava, kuru baklava ve kadayıftan oluşan çeşit çeşit tatlılar bayram için hazırlanıyor.

    Kurban Bayramında sipariş usulü çalıştıkların söyledi. Bünül, vatandaşlardan gelen talebi yetiştirmeye çalıştıklarını ifade ederek tatlının pişirilmesine özen gösterdiklerini vurguladı. Ağırlıkla paket satışları yaptıkların dile getiren Bünül, ”Fiyatlara bir zam yapmadık. Türkiye geneli bütün tatlıcılar zam yaptı. Cevizli tatlılar 180 ile 200 lira arasında, fıstıklı ise 240 lira ile 400 lira arasında değişiyor. Bayram öncesi zam yapsaydık fırsatçılık olur diye yapmadık” dedi.