Kategori: Bitlis

  • Nisan ayında kış geri geldi

    Nisan ayında kış geri geldi

    Meteorolojinin uyarılarının ardından dün geceden itibaren Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Bitlis’in Tatvan ilçesinde de kar yağışı etkisini gösterdi.

    Sabah saatlerinde etkili olan kar yağışı nedeniyle ilçe merkezi beyaza bürünürken, hava sıcaklığında da hissedilir derecede düşüş yaşandı.


    Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, “Doğu Anadolu Bölgesi için çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor.

    Yağışların, bölgenin kuzey ve batısında yerel kuvvetli olması bekleniyor. Bölgenin güneyinde toz taşınımı görüleceği tahmin ediliyor” denildi.

  • Nemrut Dağı’nın manzarası hayran bırakıyor

    Nemrut Dağı’nın manzarası hayran bırakıyor

    Van Gölü Havzası’nın batısında, Bitlis’in Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçeleri arasında yer alan ve Avrupalı Seçkin Destinasyonlar Projesi (EDEN) çerçevesinde ‘Mükemmeliyet Ödülü’ alan 2 bin 250 rakımlı Nemrut Krater Gölü, her mevsim seyri güzel manzarasıyla ziyaretçilerini hayran bırakıyor. Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) akademisyenleri ve fotoğrafçılar, metrelerce kara rağmen yaklaşık 5 saatlik yürüyüşün ardından Nemrut Dağı zirvesine çıktı. Zirveye çıkan akademisyenler ve fotoğrafçılar Nemrut Dağı ve içinde bulunan krater göllerinin karla bütünleşen manzarasını fotoğrafladı.


    Güroymak Meslek Yüksekokulu Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü Öğretim Görevlisi Veysel Akşahin, Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü hocaları ve fotoğraf sanatçısı arkadaşlarıyla birlikte Nemrut Dağı ve krater göllerinin karlı manzarasını fotoğraflamak için yaklaşık 5 saatlik bir tırmanış gerçekleştirdiklerini söyledi. Akşahin, “Bugün çok güzel bir manzaraya eşlik ediyoruz.

    Yaklaşık 5 saatlik bir yürüyüş sonucunda kara bata çıka buraya kadar geldik. Zor bir süreçti ama geldiğimiz yere ve sonuca baktığımızda gerçekten çok güzel bir manzarayla karşı karşıyayız. Biz buraya genelde yazın geliyoruz ama kış mevsiminde ilk defa geldik. Arkamızda büyük bir göl var. Bir tatlı su gölü. Bunun yanında daha küçük bir göl de var, sıcak su kaynakları var. Dünyanın ikinci büyük krater gölü burası. Burayı çok kişi bilmiyor maalesef. Biz de burayı tanıtma gayesiyle bu faaliyeti gerçekleştirdik. Gölün bir tarafında Tatvan ilçesi ve Van Gölü var. Bir diğer tarafında Ahlat var.

    Yani baktığımız zaman muhteşem bir doğa manzarasının içerisindeyiz bugün. Hocalarımızla birlikte kalderanın ve krater göllerinin güzel bir kış fotoğrafını çektik. Umarım bu bölgenin tanıtımı için de bir katkısı, bir faydası olur diye düşünüyoruz” dedi.

  • Tavuk eti yüklü tır yan yattı

    Tavuk eti yüklü tır yan yattı

    Alınan bilgilere göre kaza, öğle saatlerinde Adilcevaz-Erciş karayolu üzerinde meydana geldi.

    Adilcevaz’dan Erciş istikametine gitmekte olan Halil Batmış yönetimindeki  tır, yolun kaygan olması nedeniyle kontrolden çıkarak yan yattı.

    Sürücünün hafif yaralandığı kazada jandarma ekipleri güvenlik önlemi aldı.

  • Nemrut Dağı’nda dağ kayağı

    Nemrut Dağı’nda dağ kayağı

    İtalya, Almanya ve Fransa’dan Bitlis’e gelen 10 dağcı; Tatvan, Ahlat ve Güroymak ilçeleri sınırları içinde bulunan 2 bin 948 rakımdaki volkanik Nemrut Dağı’na zirve tırmanışı yaptı.

    Süphandosd Kulübü Başkanı Adem Gül rehberliğinde Ahlat ilçesine bağlı Serinbayır köyünden Nemrut Dağı’na zirve tırmanışı yapan dağcılar, zirvede eşsiz kaldera gölünün manzarasını izledi. Daha sonra kayakları ile birlikte dağ kayağı yaparak inişe geçen dağcılar, Van Gölü manzarasına karşı kaymanın keyfini çıkardı.

    Yaptıkları etkinlik hakkında gazetecilere açıklamada bulunan Süphandosd Kulübü Başkanı Adem Gül, “Yıllardır Süphandosd Kulübü olarak bölgenin tanınması ve kalkınması için dağcılık, dağ kayağı ve tırmanış gibi doğa sporlarını yürütmekteyiz. İtalya, Almanya ve Fransa gibi birçok Avrupa ülkesinden yaz ve kış aylarından dönemsel olarak misafirler ağırlıyoruz.

    Bölgedeki dağlarda Süphan Dağı başta olmak üzere Artos, Nemrut, Başet ve Van dağlarında birçok etkinlik yapıyoruz. Bugünde Nemrut Dağı’na zirve yaparak hem Nemrut Dağı’nın kaldera göllerinin muhteşem karlı manzarasını izledik hem de Van Gölü manzarasına karşı kayak yapmanın keyfini yaşadık” dedi.

     

  • Beyaza bürünen Bitlis havadan görüntülendi

    Beyaza bürünen Bitlis havadan görüntülendi

    Mart ayının son gününü yoğun kar yağışıyla geçiren Bitlis ve ilçeleri beyaza büründü. Dün sabah saatlerinde etkili olmaya başlayan ve gün içinde de etkisini arttıran kar yağışı, gece boyunca devam etti. Kar kalınlığının yaklaşık 15 santimi bulduğu kentte özellikle gece saatlerinde yollarda buzlanma, binaların çatılarında ise sarkıtlar oluştu.

    Çatılarda oluşan buz sarkıtlarının herhangi bir olumsuzluğa yol açmaması için vatandaşlar, kendi imkanlarıyla buz sarkıtlarını temizlemeye çalıştı. Öğle saatlerine doğru yerini güneşli havaya bırakan kar yağışı Bitlis’te şaşkınlığa neden olurken, beyaza bürünen şehir havadan görüntülendi.

    Meteoroloji 14. Bölge Müdürlüğü yetkilileri yağan karla birlikte eksi 5 dereceye kadar düşen hava sıcaklığının yeniden yükseleceğini bildirirken, kar yağışının önümüzdeki hafta içinden itibaren yerini sağanak yağışlara bırakacağı belirtildi.

  • Şifa kaynağı ‘Çiriş’ otu

    Şifa kaynağı ‘Çiriş’ otu

    Mart ve nisan aylarında dağlardan toplanan çiriş otu, birçok pazarcının da geçim kaynağı oldu. Saatlerce kırsal alandan toplanan ot, merkezdeki bazı noktalara getirilerek kilosu 17 TL’den satışa sunuluyor.

    Çorba, pilav, börek ve sulu yemeklerde kullanılan çiriş otunun, birçok hastalığa da şifa kaynağı olduğu ifade ediliyor. Geçimlerini doğadan topladığı doğal otları satarak yapan pazarcılar, çiriş otunun bağırsaklara, mideye ve kansere iyi geldiğini söyledi.

    Fiyatının bu yıl 17 TL olduğunu aktaran pazarcılar, “Baharın gelmesiyle birlikte de ilk aylarda çiriş otu, ışgın, kenger gibi otlar bizim bölgemizdeki dağların yüksek kesimlerinde yetişiyor. Genelde yöre insanımız, bu otları toplayıp kendi evlerinde yiyecek olarak kullanıyor. Bizlerde çarşı pazarda bunları satarak geçimizi sağlamaya çalışıyoruz. Şu an ilk etapta çiriş otu yetiştiği için onu getirip satıyoruz.

    Önümüzdeki haftalarda ise ışgın ve diğer otlar yetişince getirip satacağız. Bu otun yanında yetişen diğer otlar, genelde insanımız tarafından yöresel yemeklerde kullanılıyor” dediler.

  • Doğal jakuzinin keyfini çıkarıyorlar

    Doğal jakuzinin keyfini çıkarıyorlar

    İlçe merkezine 40 kilometre uzaklıktaki Budaklı köyünde bulunan kaplıca, çeşitli hastalıklara iyi geldiği gerekçesiyle dondurucu soğukta bile vatandaşların akınına uğruyor.

    Şifa bulmak için kaplıcaya gelen vatandaşlar, soğuk havaya aldırış etmeden açık havuzda kaplıca keyfi yaşıyor. Su sıcaklığının 37 derece olarak ölçüldüğü kaplıcaya şehir merkezinin yanı sıra çevredeki il ve ilçelerden de vatandaşlar yoğun ilgi gösteriyor. Vatandaşlar, soğuk havaya rağmen kendilerini kaplıcanın sıcak sularına bırakarak hem keyif yapıyor hem de şifa arıyor.

    “Kışın ortasında kaplıcaya geldik”

    Soğuk havaya rağmen kaplıca keyfi yaşadıklarını dile getiren Cihan Önen adlı vatandaş, “Burası Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri. Aynı zamanda buraya turistler de geliyor. Bu kaplıcanın içerisinde yaklaşık 60 kişi aynı anda bulunduğu zamanlar da oluyor. Yaza doğru daha kalabalık oluyor. Her ne kadar tanıtımı iyi yapılmamış olsa da Türkiye’nin birçok yerinden yaz kış demeden turistler gelmektedir. Kışın da burada ciddi bir rağbet söz konusudur. Su sıcaklığı 40 dereceye yakın. Suyun içerisinde hiçbir zaman soğuğu hissetmiyorsunuz. Dışarıya çıkarken hafif üşüyorsunuz ama çok da etkilemiyor. Bir yandan kar diğer yandan sıcak kaplıca insana hem huzur veriyor hem de rahatlatıyor. Biz de bu anın tadını çıkarıyoruz” diye konuştu.

    “Doğal bir jakuzi görevi görüyor”

    Suyun sıcaklığının çok güzel olduğunu belirten Cüneyt Aksoy ise “Suyun sıcaklığı çok güzel ve doğal bir jakuzi görevi görüyor. İnsanların böyle güzel bir yer olup da hala nasıl gelmediğine çok şaşırıyorum. Muhteşem ve değişiklik arayanlara tavsiye edilebilecek bir yer” şeklinde konuştu.

  • Budaklı Kaplıcası’nda endişelendiren su artışı

    Budaklı Kaplıcası’nda endişelendiren su artışı

    Güroymak ilçesinde sönmüş volkanik Nemrut Dağı eteklerinde bulunan ve birçok hastalığa iyi geldiği söylenen Budaklı Kaplıcası, her yıl yüzlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor. Budaklı köyünde fay hattı boyunca yeryüzüne çıkarak oluşan kaplıcanın, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan depremlerin ardından su seviyesinde ve sıcaklığında artış yaşandı. Köyde yaşayan vatandaşların iddialarına göre, Kahramanmaraş merkezli depremlerden önce kaplıcadaki su seviyesinin normal seyrindeyken sıcaklığı ise kış aylarında 32 dereceyi buluyordu. Depremden hemen sonra kaplıcanın etrafında bulunan taşlar sular altında kalarak kaybolurken, su seviyesinde ve sıcaklığında ise artış yaşandığı belirtildi.

    “30 santimetre kadar su artışı var”

    Depremden sonra bölgede incelemeler yaptığını dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Cihan Önen, kaplıcadaki su debisinde ve sıcaklığında bir artış yaşandığını söyleyerek, “Çok uzun yıllardan beri Nemrut Kalderasını ve İron Sazlığını gözlemlemekteyim. Gözlemlediğimiz bu doğal ortamı aynı şekilde içerisindeki vahşi canlıları kaydedip belgeselleştirdiğimiz zamanlar da oldu. Burada enteresan bir durum var. Geçen haftalardan bu yana bu bölgede inceleme halindeyiz. Budaklı Kaplıcasında şu an bir ölçüm alarak termal sıcaklığına baktık. Sıcaklıkta geçen zamanlara oranla artışta 3-4 derece bir fark olduğunu gözlemledik. Geçen yıl bu mevsimlere göre 20-30 santimetrelik su artışı olduğunu görüyoruz. Köylülerin çocuklar boğulmasın diye kaplıca havuzundaki geçiş hattını delmeden önce suyun 30 santimetreye kadar yükseldiği görülmektedir. Bunu kaplıcanın hatlarından görebilmekteyiz” dedi.


    “Kaplıcanın ana kaynak hattında su çıkış debisinin yoğun bir şekilde arttığı görülmektedir”

    Önceki yıllarda gözlemlenen kaplıcanın su çıkış noktasında artış yaşandığını ifade eden Önen, “Tabi bu artış, depremin ilk anlarında daha yüksek olup köydeki arkadaşların drenajı açması ile su seviyesi eski seviyesine ulaşmasa da biraz daha azaldığını görmekteyiz. Geçen haftadan bu yana bölgede düzenli ölçümler yapıyoruz. Bir de kaynağın çıkış noktasında ciddi derinlik oluşmuştur. 30 santimetre kadar su artışı var. Herhangi bir drenajın önünde bir blok olmamasına rağmen 30 santimetre kadar bir artış mevcut. Geçen yıl bu mevsimde termal sıcaklığı 32 derece kadardı. Şimdi ise 35 ile 37.7 bir yüzey sıcaklığı olduğunu görmekteyiz” dedi.

    “Kaplıcanın önceki ve şimdiki hali arasında bayağı bir fark var”

    Kaplıca suyunun ilk defa bu kadar yükseldiğini söyleyen köy sakini Berkan Tören, “Depremden önce kaplıcaya geldiğimiz zaman suyun bu kadar fazla olduğunu görmemiştim. Depremden 2 gün sonra geldiğimde kaplıcanın suyu artmıştı. Yaklaşık 30 santimetre bir artış oldu. Önceki hali ve şimdiki hali arasında bayağı bir fark var. Önceden suyun seviyesi insan boyunu geçmezken şimdi ise suyun fazlalığı insan boyunu geçiyor. Arkadaşlarımız depremden 2 gün sonra buraya gelip çocuklar boğulmasın diye yanlarında getirdikleri şişler ile suyun aktığı yönü açtılar. Şu an suyumuz tertemiz ve daha yüzülebilir duruyor” ifadelerini kullandı.

    “Depremden önce kaplıcanın suyu çok azdı”

    Kaplıcanın etrafında bulunan taşların sular altında kaldığını belirten köy sakini Şahin Ateş de, “İnanılmaz bir şekilde depremden hemen sonra suyun seviyesi yükseldi. Kaplıcanın etrafında bulunan taşlar önceden suyun üzerindeydi şimdi ise suyun altında kaybolmuş durumda” diye konuştu.

    “Su geçen seneki debisine göre bayağı bir fazla”

    Kaplıcaya şifa bulmak için geldiğini ifade eden Cüneyt Aksoy ise su debisinde artış yaşandığını söyleyerek, “Bu sene kaplıcada bir farklılık olduğunu gördük. Su geçen seneki debisine göre bayağı bir fazlalaştı. Suyun altına indiğimiz zaman yoğun bir çakıl sürüsünün bir girdap yaptığı görülüyor ve aşağıda durulmuyor. Aşırı derecede yukarıya çekiyor. Suyun sıcaklığı çok güzel ve doğal bir jakuzi görevi görüyor. İnsanların böyle güzel bir yer olup da hala nasıl gelmediğine çok şaşırıyorum. Muhteşem ve değişiklik arayanlara tavsiye edilebilecek bir yer” diye konuştu.

  • “Her yerden ‘bizi kurtarın’ sesleri geliyordu”

    “Her yerden ‘bizi kurtarın’ sesleri geliyordu”

    Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremlerin ardından yakınlarını ve evlerini kaybeden depremzedeler, tüm Türkiye’de olduğu gibi Bitlis’te de yurt, otel, misafirhane ve yakınlarının yanlarına yerleşiyorlar. Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan 10 kişilik Çatak ailesi de büyük afeti atlatıp, geride sevdiklerini, evlerini, hatıralarını bırakarak Bitlis’te yaşamaya başladılar.

    Depremzede Şakir Çatak, 04.17’deki depremde ağabeyi, yengesi ve üç yeğenini kaybetti. Kendisi, eşi, çocukları ile anne ve babasıyla beraber depremden kurtulan Şakir Çatak, Bitlis’teki baldızı ve bacanağının evine geldi. Yaşadıkları dehşet anlarını İHA’ya anlatan Şakir Çatak, Antakya’nın artık insanların bildiği kadim ve medeniyetler şehri olmadığını söyleyerek, “6 Şubat’taki depremde Hatay’daydık, Antakya’da oturuyoruz. 04.17’deki depremde oldukça kötü sallandık. İlk olarak çocukları çıkarmaya çalıştım. Çocukları çıkardıktan sonra mahallede her yerde bağıran çağıranlar vardı.

    Etrafımıza baktığımızda hiçbir bina kalmamıştı. Binadaki insanlara yardım etmeye çalıştık ama insanoğlunun gücü bir yere kadar, çok fazla bizim yapacağımız bir iş değildi. Kayınpederimin evleri yıkılmıştı onlara yardıma gittik. O anda aklıma büyük ağabeyim geldi. Onlar yeni bir eve taşınmışlardı. Oraya gittiğimizde baktık ki binalar yıkılmış mahallemizde hiç bina kalmamış. Ağabeyimi çıkarmaya çalıştık ama birinci katta oldukları için pek faydalı olamadık. Havanın aydınlanmasını bekledik. Diğer insanlara yardımcı olmaya çalıştık. Üçüncü ve dördüncü katlardan aldığımız insanlar, bebekler ve çocuklar oldu. Anlatılmaz çok zor bir süreçten geçtik. Depremin altıncı gününde ağabeyim, üç yeğenim ve yengemi vefat etmiş şekilde bulduk. Allah’a şükür cenazelerini bulduğumuza sevindik. Çünkü cenazesini bulamayan insanlar vardı. Antakya durulacak gibi değildi. Antakya insanların bildiği kadim ve medeniyetler şehri değil artık. Daha önce görenler bilir ne kilise ne de camilerin hiçbiri yok artık. Antakya yerle bir oldu, bizde duramadık artık ve Bitlis’e geldik. Burada baldızımla bacanağım var, sağ olsun Bitlislilerde bize kucak açtı. Allah razı olsun hepsinden. Burada bir müddet kalacağız, duruma göre de hareket edeceğiz. Çocuklarımızla beraber 10 kişi geldik. Şu an Bitlis’teyiz Bitlis halkına da teşekkür ederiz” diye konuştu.

    Şakir Çatak’ın eşi Süheyla Çatak ise depremden sonra dışarında sadece ‘bizi kurtarın’ sesleri geldiğini belirtti. Depremden sonra evinde ne kadar çorap ve terlik varsa insanlara dağıttığını söyleyen Süheyla Çatak, “Deprem olduğu saatte yağmur da yağıyordu. Çok fazla sarsılıyorduk. Eşim önce 72 yaşındaki kayınvalidemi indirdi. Sonra çocuklarla biz indik. Ama her yer hem karanlık hem de yağmurluydu. Çok felaketti, her yerden ‘bizi kurtarın’ sesleri geliyordu. Evden indikten sonra zorda olsa bir yere sığındık. Sarsıntılar zaten hep oluyordu. Daha sonra babamlar geldi, erkek kardeşim ve ailesini çıkarmaya gittik. Diğer kardeşimle beraber çöken binanın camında kardeşimi, gelinimizi ve çocuğunu çıkardık” diye konuştu.

  • Güzeldere mendereslerinde kar güzelliği

    Güzeldere mendereslerinde kar güzelliği

    Bitlis’te geçtiğimiz günlerde etkisini gösteren yoğun kar yağışı şehri adeta beyaza bürüdü. Önemli kış turizm destinasyonlarından olan Bitlis ve ilçeleri, etkili olan kar yağışının ardından beyaz örtüyle kaplanarak kartpostallık görüntüler oluşturdu. Özellikle Tatvan-Hizan yolu üzerinde bulunan ve her mevsim ayrı bir güzellik oluşturan Güzeldere Vadisindeki menderesler, şimdilerde etkisini arttıran kar yağışıyla birlikte kartpostallık manzaralar oluşturuyor. Vadinin içerisinde bulunan ve geçtiğimiz aylarda kar yağışının olmamasından dolayı kuraklıktan etkilenerek su seviyesinde azalma görülen mendereslerde, son günlerde etkisini arttıran yoğun kar yağışı ile birlikte su seviyesinde artış yaşanıyor.

    Yaz aylarında etrafını saran sarı çiçeklerle uzayıp giden menderesler, kış aylarında ise karlı dağlar arasında dümdüz ovanın içinde kıvrılıp uzayarak muhteşem manzara oluşturuyor. Bembeyaz kar örtüsünün arasından süzülen menderes kıvrımlarının oluşturduğu kış güzelliği ise havadan görüntülendi.

    “Kar Güzeldere menderesine çok yakıştı”

    Her yıl kar yağışı ile birlikte menderesleri görüntülediğini dile getiren Gamze Tunç, “Bitlis’te bu yıl kar yağışı geç geldi ama çok güzel geldi. Biz de şu an Güzeldere Vadisinde bulunan menderesleri fotoğraflamaya geldik. Her yıl kar yağışı ile birlikte burada fotoğraf çekmeye geliyorum. Gerçekten çok güzel ve görülmeye değer bir yer. Kar Güzeldere mendereslerine çok yakıştı. Bol bol menderes fotoğrafları çektik. Burada çektiğimiz fotoğrafları sosyal medya hesaplarımızdan paylaşıp insanların beğenisine sunacağız” diye konuştu.