Kategori: Bitlis

  • Bitlis’in tarihi yapıları gün yüzüne çıkarılıyor

    Bitlis’in tarihi yapıları gün yüzüne çıkarılıyor

    Bitlis’te Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ‘Dere Üstü Islah’ projesi bünyesinde yapılan yıkımın ardından onlarca tarihi yapı gün yüzüne çıktı. Tarihi dokunun ön plana çıkarılması ve şehrin nefes alması için başlatılan proje bünyesinde yıkılan iş yerlerinin altında kalan özellikle köprüler ilk günkü ihtişamını koruyarak tekrardan ortaya çıktı. Ayrıca yapıların altında kalan köprüler gibi yine betonarme yapıların arkalarında kalan kale, hamam ve cami gibi yüzlerce yıllık eserler de gün yüzüne çıkarıldı.

    Projenin tamamlandığında Bitlis’i eskiden olduğu gibi bugün de cazibe merkezi haline getireceğini belirten Bitlis Valisi Oktay Çağatay, “Bitlis’i Bitlis’e, tüm Türkiye’ye ve dünyaya hediye etmiş olacağız. 2021 yılı Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığınca ilan edilen riskli alan kararıyla Bitlis Deresi üzerindeki imara aykırı ve risk teşkil eden yapıları tamamen ortadan kaldırdık. Yapıları kaldırdıktan sonra memnuniyetle müşahede ettik ki yapıların işgal ettiği 10 tarihi köprü, Paşa Hamamı ve Behiye Camisi açığa çıktı. Bitlis’te çok eski tarihi yapılar var. 2 bin 500 yıllık bir kale ve tam da şehir ortasından kalenin hemen altında onlarca tarihi esere sahibiz. Mesela Hazo Hanı bin 400 yıllık. Şerefiye, Meydan ve Ulu cami, bunların hepsi tarihi özellikleri ve güzellikleri olan eserler. Bunlar zaman içinde restore edilmişler. Biz yapı altında kalan köprüleri, hamamları, camileri yeniden restore ediyoruz. Aynı zamanda Bitlis Deresi’ni tamamen restore ediyoruz. Kazım Paşa İlkokulundan başlayarak bin 300 metre uzunluğundaki bu dereyi biz taş duvarlarla bezeyip hemen üzerinde millet bahçesi yapıyoruz. Millet bahçesinde çocuklarımızın oyun alanı olacak. Su gösterileri olacak.

    Vatandaşlarımızın dinlenme alanı olacak. Teraslar olacak. Bitlis, muhteşem bir tarihi kimliğini ortaya koyan muazzam bir destinasyon haline gelecek. Biz tüm vatandaşlarımızı burada ağırlayacağız. Bitlis’i Türkiye ve dünyaya armağan edeceğiz” dedi.

    Dere üstü ıslah çalışması ve üzerinde yapılan millet bahçesinin yıl sonuna kadar bitirilmesini planladıklarını sözlerine ekleyen Vali Çağatay, “Geçen yıl yıkım olmuştu. Nisan ayında da başlayan imar çalışmaları başladı. Yıl sonuna kadar bitmesini planlıyoruz. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız çok yakından takip ediyorlar. Geçen haftalarda da ziyaret ettiler. Bize de verdikleri talimatlarla inşallah burayı yıl sonuna kadar teslim almış olacağız. Bitlis’i harika kimliği ile tüm Türkiye’ye armağan etmiş olacağız” diye konuştu.

  • Minibüs sürüye çarptı! Koyunlar telef oldu

    Minibüs sürüye çarptı! Koyunlar telef oldu

    Kaza, akşam saatlerinde Van-Tatvan karayolu üzerindeki Yelkenli köyü yakınlarında meydana geldi.

    G.B. yönetimindeki minibüs, koyun sürüsüne çarpıttı.

    Kazada 40 koyun telef olurken, araçta ise maddi hasar meydana geldi.

    Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Bursa’nın değerleri Ahlat’ta tanıtıldı

    Bursa’nın değerleri Ahlat’ta tanıtıldı

    Malazgirt Zaferi’nin 951. yıl dönümü kutlamaları, 1071 Sultan Alparslan Ahlat Otağı’nın kurulduğu Çarho mevkiindeki Millet Bahçesi’nde yapıldı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini yürüten BUSMEK de alanda kurulan yörük çadırında ziyaretçileri ağırladı.

    Çadıra gelenlere, ipek kozasından nihai ürüne kadar olan süreç anlatıldı. Coğrafi işaretli Bursa İpeği’nin kültürel tanıtımı yapılırken, ayrıca BUSMEK’in ücretsiz eğitim faaliyetleri aktarıldı.

    İpek halı dokuma ve kozalardan ipek çekimi uygulamaları, ziyaretçiler tarafından dikkatle izlendi. Ayrıca çadırda, Bursa minyatürlerinden oluşan tablolar, çini, deri ve ipek ürünler sergilendi.

  • Nemrut Kraterinde muhteşem ‘tozlu’ yolculuk

    Nemrut Kraterinde muhteşem ‘tozlu’ yolculuk

    Tatvan ilçesine bağlı köylerdeki çobanlar, binlerce koyunu ekinlere zarar vermemesi için toprak ve tozla kaplı vadiden götürmek zorunda kalıyor. Her gün binlerce koyunu süt sağımı için sürüler halinde köye getiren çobanlar, süt sağımından sonra gün batımına doğru sönmüş volkanik dağ olan Nemrut Dağı eteklerine doğru 15 kilometrelik tozlu yolculuğa başlıyor. Koyun sürülerinin tozlu yolda ilerleyişi, çoban ve koyunları zorlarken gün batımına doğru oluşan siyah, beyaz ve kızıl renkler ise seyri doyumsuz görüntüler ortaya çıkarıyor.

    Özellikle Nemrut Kraterine inmek için dik vadilerden inmek zorunda kalan koyunların inişteki mücadelesi ise zorlu yolculuğu gözler önüne seriyor. Tozu dumana katarak yolculuklarını sürdüren koyunların çıkardığı toz bulutu ise kilometrelerce devam ediyor. Yaklaşık 15 kilometre devam eden tozlu ve zorlu yolculuk ise sürünün Nemrut Kalderasına ve kaldera içinde yer alan göletlere ulaşmalarıyla son buluyor.

    Nemrut Kalderasında görüntülenen tozlu yolculuk film platolarındaki sahneleri aratmazken, koyun sürülerinin tozlu yol ve vadilerden geçişiyle beraber ortaya çıkan görüntüler ise havadan görüntülendi.

    Günün sadece belli saatlerinde yaşanan sahneleri fotoğraflamak isteyen Bitlis Gazeteciler Cemiyeti (BİGACEM) Fotoğraf Kulübü üyesi fotoğrafçılar ise saatler süren bekleyişlerini bir birinden güzel ve özel karelerle ölümsüzleştirmiş oldu.

    Daha öncesinde aynı sahnelerin yaşandığı Van Gölü kıyısında bulunan Kıyıdüzü köyünde benzer çekimler gerçekleştirdiklerini belirten BİGACEM Genel Sekreteri Hakan Okay, Nemrut Kalderasının içinde ilk defa çekim yapma imkanı bulduklarını söyledi. Nemrut Kalderasının yapısı itibariyle daha tozlu olduğu için sürülerin tozlu yolculuğunun fotoğraf karelerini daha da zenginleştirdiğini kaydeden Okay, “BİGACEM olarak 2022 yılı Nemrut Kalderasını tanıtma yılı ilan etmiştik. Bu çerçevede 2022 yılında kaldera ile ilgili ilgi çekecek konulardan oluşacak 222 haber ve etkinlik hedefini önümüze koymuştuk. Bu etkinliklerimizden biri de kalderadaki tozlu yolculuğu fotoğraflamaktı. Daha önce Van Gölü kenarında tozlu yolculuk çekimi yapmıştık. Uzun süredir bunun planlamasını yapıyorduk.

    Bugün de uzun zamandır planladığımız çekimi gerçekleştirme imkanı bulduk. Kavurucu sıcakta ilerleyen sürülerin vadiden geçerken çıkardıkları toz bulutunun, gün batımının kızıllığıyla bütünleşmesi güzel görüntüler oluşturuyor. Fotoğrafçı arkadaşlarımızla birlikte bu değerli görüntüleri tek tek fotoğrafladık. İnşallah bu güzel karelerle kalderanın görünmeyen ve çok bilinmeyen güzelliklerini de görünür kılmış olacağız. Tek amacımız ve hedefimiz tanıtım yılı ilan ettiğimiz 2022 yılında Nemrut Kalderamızı her yönüyle tanıtmak olacaktır” diye konuştu.

  • Bitlis’te Urartu’nun gizemi araştırılıyor

    Bitlis’te Urartu’nun gizemi araştırılıyor

    Kültür ve Turizm Bakanlığının izni ve katkılarıyla YYÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Coşkun’un başkanlığında başlayan kazılarda; dil bilimcileri, antropologlar, sanat tarihçileri, kimya ve jeofizikçilerden oluşan 20 kişilik bir ekip yer alıyor. Kef Kalesi Kazı Başkanı Doç. Dr. İsmail Coşkun, 50 yıl sonra başlayan kazılarda 2 bin 300 rakımda 60 bin metrekarelik büyük bir alanda kazıya devam ettiklerini belirtti.

    Urartu Kralı 2. Rusa tarafından inşa edilen Kef Kalesi’ndeki saray yapısında çalışmalara ağırlık verdiklerini belirten Coşkun, “Kültür ve Turizm Bakanlığının izinleri ve Van YYÜ’nün destekleriyle 2022 yılında da kazılarımız devam ediyor. Geçen sene kısa bir dönem kazı yaptık, ikinci sezon kazımızı yapıyoruz. Yaklaşık 50 sene sonra bölgede tekrar kazıya başladık. Burada yüz odadan daha fazla olduğunu düşündüğümüz bir saray var. Bu saray bölümünde devasa fil ayaklarını tekrardan ayağa kaldırmak öncelikli planlarımız içerisinde yer alıyor. Alanımız büyük bir mekanı kapsıyor ve 2 bin 300 rakımda kazı yapıyoruz. 60 bin metrekarelik büyük bir alanda kazımız devam ediyor. Buraya biraz yol çıkışı bizim için zor olsa da erken bir zamanda gelip burada kazılarımızı başlatıyoruz” dedi.

    “Fil ayaklarını ayağa kaldırıyoruz”

    Süphan Dağı’na ve Adilcevaz ilçesine hakim bir tepede kazı çalışmalarını yürüttüklerini belirten Doç. Dr. İsmail Coşkun, “Süphan Dağı, Urartular için önemli aynı zamanda bir tanrı olarak da görülüyor. Bu kale milattan önce 685 ve 645 yılları arasında yaşayan 2. Rusa tarafından yapılıyor. 2. Rusa 4 tane büyük kent inşa ediyor. Ayanıs, Bastan, Toprak Kale ve buradaki Kef Kalesi bu kentler içerisinde yer alıyor. Buradaki kentimiz Adilcevaz ilçemize çok hakim bir konumda ve yol güzergahlarını kontrol atlına alabilecek bir yerde bulunuyor. Geçen sene fil ayaklarından sadece bir tanesini ayağa kaldırabildik, çünkü kış mevsimine yaklaştığımız ve doğa şartları engel olduğu için çok fazla fil ayağını ayağa kaldıramamıştık. Bu sene de diğer fil ayaklarını da yavaş yavaş ayağa kaldırıp hem turizme hem de kültür açısından Adilcevaz’ın değerlerini ortaya çıkarma açısından bir çalışma düşünüyoruz” diye konuştu.

    “Defineciler çukur kazıp kaleyi tahrip etmiş”

    Kef Kalesi’ne definecilerin de dadandığını ve birçok noktada çukur açıp kaleyi tahrip ettiğini vurgulayan Coşkun, “Kazı alanı çok yüksek bir yerde bulunuyor, bu alanda define aramak için çok fazla define çukuru açıp kalemizi tahrip etmeye çalışıyorlar. Burada kolon görevi yapan devasa fil ayaklarının içinde define araması yapılmış. Bu alanda defineciler için çok değerli şeyler olmadığını da söylemek lazım. Çünkü boşuna gelip buraları tahrip etmenin bir anlamı yok. Biz öncelikle bu tahribatın önlenmesi için çeşitli planlamalar ve önlemler almaya çalışıyoruz” dedi.

    “Bu bölgede Urartu yazı arşivi olması mümkün”

    Van YYÜ Dil Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Kef Kalesi Kazı Başkan Yardımcısı Orhan Varol da, kazı alanında bazı yazıtların bulunduğunu söyledi. Varol, “Burada bulunmamızın amacı daha çok Urartu yazıtları hakkında bir takım belgelere ulaşırsak onlar hakkında çalışmalar yapmak. Burası önemli bir alan. Çünkü burası Urartu’nun en zengin olduğu dönem. Bu bölgede bir Urartu yazı arşivinin olması mümkün. Burada şu an fil ayakları bulundu ve bu fil ayaklarının bulunduğu alanda yazıtlar ortaya çıkartıldı. Bunlardan en iyi korunanı şu anda Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde bulunuyor. Yazıtlar üzerinden en çok aşıhusi evinden bahsediliyor. Benzer yapılar uruşhusi diye Urartu yazıtlarında yine geçiyor. Bu hazine evi olarak belirtiliyor. Burada ‘hus’ sözcüğünün ev ile ilişkili olduğu, yani biraz Hint ve Avrupa dilleri ile ilişkili olduğu anlamını içerdiği görülüyor. Urartucanın da aslında bu alanda çok saf bir dil olmadığı, başka dillerle etkileşim yaşadığı, burada Hint ve Avrupa kökenli halklarında olduğu ve o halklarında bir takım sözcüklerinin Urartu’nun söz varlığına yerleştiği anlaşılıyor. Buradaki çalışmalarla bunlar daha anlaşılır hale gelebilir” dedi.

    “Yapacağımız kazılarla Kef Kalesi gizemini aydınlatmaya çalışacağız”

    Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kef Kalesi Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Erdal Polat ise “Bilindiği üzere Urartu Krallığı Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesinde hakimiyet kuran güçlü bir krallıktı. İkinci Rusa tahta oturduktan sonra bazı imar faaliyetlerinde bulundu ve Kef Kalesi de imar faaliyetlerinde bulunduğu alanlardan bir tanesidir. Şu an kazı yapıyoruz. Kazı çalışmalarında dolgu topraklarını aldıktan sonra fil ayaklarını oluşturan bazalt taşlarını ayağa kaldırma işlemleri gerçekleştiriliyor. Bunlarla beraber Adilcevaz Koruma Kurulunda yer alan ve üzerinde tanrı bezemelerinin yer almış olduğu bazı figürlü taşlar var. Bu figürlü taşlardan bir tanesi de kazı alanımızda bulunmaktadır. Arkeoloji bilindiği üzere geleceği tasarlamak için geçmişin gizemini aydınlatılması için bizlerde 50 yıl aradan sonra Kef Kalesi’nde kazı çalışmalarını başlattık. Yapacağımız kazılarla bu gizemi aydınlatmaya çalışacağız” şeklinde konuştu.

  • Kalp Gölü havadan görüntülendi

    Kalp Gölü havadan görüntülendi

    ‘Mükemmeliyet Ödülü’ne layık görülen Nemrut Krateri’nin kendine hayran bırakan göllerinden biri olan ve bölgedeki hayvanların içme suyu ihtiyacını da karşılayan Kalp Gölü’nün tanıtımı için çalışma başlatıldı.

    2022 yılını Nemrut Kalderası’nı tanıtma yılı ilan eden Bitlis Gazeteciler Cemiyeti (BİGACEM), #nemrut2022 sloganıyla başlattığı gönüllü tanıtım projesi çerçevesinde gölle ilgili çekimler yaparak çalışmasını sürdürüyor. Havadan görüntülenen Kalp Gölü, görenleri kendine hayran bıraktı.

  • Bitlis’te ‘buhar bacaları’nda korkutan görüntü

    Bitlis’te ‘buhar bacaları’nda korkutan görüntü

    Avrupalı Seçkin Destinasyonlar (EDEN) projesi çerçevesinde ‘Mükemmeliyet Ödülü’ alan ve Tatvan ilçesinde bulunan Nemrut Kalderası, doğal güzellikleri ve eşsiz manzarasının yanı sıra bünyesinde barındırdığı buhar bacası ile her yıl binlerce ziyaretçinin akınına uğruyor. Asırlardır buharın çıktığı bacalar tamamen kurudu. Yöre halkı tarafından şifa kaynağı olduğu söylenilen buhar bacalarının dışarıya verdiği sıcak havanın bazı hastalıklara iyi geldiğine inanılıyor. Kilometrelerce yol kat ederek 2 bin 250 rakımda şifa aramak için buhar bacalarını ziyaret edenler, karşılaştıkları manzarayla hayal kırıklığı yaşıyor.

    Buhar bacalarının astım, romatizma ve eklem ağrılarına iyi geldiğine inanılırken; bu hastalıkları olan vatandaşlar bacaların önüne gelerek çıkan sıcak havadan faydalanıyordu. Fakat şimdi ise bilinmeyen bir nedenden dolayı buharın azalması, şifanın kaybolacağına dair endişeleri arttırıyor. Ziyaretçiler ise bu konunun araştırılması hakkında yetkililere çağrıda bulundu.

    “Hastalar buraya şifa olsun diye geliyorlardı”

    Buhar bacasının tam bir şifa kaynağı olduğunu belirten Hasan Akay adlı vatandaş, “Burası Nemrut Buhar Bacaları olarak adlandırılıyor. Aslında her sene buraya geliyorduk ve burada yoğun bir buhar çıkışı vardı ama önceki yıllara oranla buhar bacaları tam anlamıyla buhar oldu diyebiliriz, hiç buhar çıkmıyor. Bugün de görelim diye geldik. Maalesef buhar yok ve her geçen gün de sanki kuruyor. Hiçbir buhar çıkışı kalmamış ve yok olacak kadar azalmış. Artık bu neye delalet anlamadım ama araştırılmasında fayda var. Uzun yıllar önce büyüklerimiz anlatıyordu. Özellikle hastalar buraya şifa olsun diye geliyorlardı ve buhar bacalarında bekletiliyordu. Yıllardır devam edip bu sene kuruyan bir buhar bacasının aslında araştırılmaya değer olduğunu biliyoruz. O yüzden yetkililer bu konuyu araştırırlarsa güzel olur. Muhtemelen Nemrut volkanik bir yer ya tekrardan faaliyete geçip farklı çıkış noktalarına gitmiştir ya da bununla ilgili bir hareketlilik vardır. Bunun yetkililer tarafından araştırılmasında fayda var” diye konuştu.

    Buhar bacasının neden söndüğünün araştırılmasında fayda olduğunu söyleyen Gamze Tunç ise “Daha önceki yıllarda buhar bacasını sık sık ziyarete geliyorduk. Bu yıl da fırsat bulup geldik. Fakat ne yazık ki sönmüş durumda. Hava sıcaklığı arttı ondan mı kaynaklı bilmiyoruz ama araştırılmasında fayda var” şeklinde konuştu.

  • Eren Abluka-32 operasyonu başlatıldı

    Eren Abluka-32 operasyonu başlatıldı

    İçişleri Bakanlığı, PKK terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla, Bitlis’te 520 personelin katılımıyla, ‘Eren Abluka-32 (Bitlis-Van-Azapşarı) Şehit Güvenlik Korucusu Ekrem Akkaya’ operasyonunun başlatıldığını açıkladı.

    Bitlis İl Jandarma Komutanlığı ve Van İl Jandarma Komutanlığınca müştereken gerçekleştirilen operasyonda; jandarma özel harekat (JÖH), jandarma komando ve güvenlik korucu timlerinden oluşan 520 personel, 51 operasyonel timin görev aldığı aktarıldı.

    Operasyonun ilk gününde 4 sığınak ve barınak imha edildi

    Operasyonun ilk gününde; Hizan ilçesi Azapşar Mahallesi kırsalında gerçekleştirilen arama tarama sonucunda bölücü terör örgütü (BTÖ) mensuplarının kullandığı 4 sığınak ve barınak tespit edildi. Tespit edilen sığınak ve barınaklarda ele geçirilen çok miktarda gıda, yaşam ve temizlik malzemesi imha edilirken, sığınak ve barınaklar kullanılamaz hale getirildi.

    Bakanlık tarafından operasyon ile ilgili yapılan açıklamada, “Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen Eren Abluka operasyonları, halkımızın desteği ile inançlı ve kararlı bir şekilde başarı ile devam ediyor” denildi.

  • ‘Nemrut’un Develeri’ turizme kazandırılmayı bekliyor

    ‘Nemrut’un Develeri’ turizme kazandırılmayı bekliyor

    Tatvan ilçe sınırlarındaki volkanik Nemrut Dağı’nın patlamasıyla oluşan ve deveyi andırdıkları için yörede ‘Nemrut’un Develeri’ olarak bilinen lav kayaları yeni ziyaretçilerini bekliyor. 2010 yılında birinci derece doğal sit alanı ilan edilen ve belli bir düzen içinde dikili olan lav taşlarının tarihi ve gizemli yapısı ise dikkat çekiyor.

    Nemrut Krateri’ni oluşturan yüksek enerjili ve çok sıcak piroklastik akıntılar sonrasında rüzgar ve su ile aşınmasıyla oluşan lav kaya blokları “Nemrut’un sönmez ateşi” için odun getiren deve kervanı olduğu söyleniyor. Nemrut efsanesinden esinlenerek yöre halkının deve kervanı olarak adlandırdığı ve insan yüzünü andırdığını belirten 26 adet dev kaya bloklarının turizme kazandırılması bekleniyor.

    Birinci derece doğal sit alanı ilan edilmesine rağmen bölgede pek bilinmeyen yapılara bakım için gerekli önemin gösterilmemiş olması ise tarihi yapının doğal güzelliğine gölge düşüyor. Tarihi güzelliği ile dikkat çeken yapılar fotoğraf tutkunlarının da uğrak noktası haline gelirken, oluşan seyrine doyumsuz görüntüler ise dron ile görüntülendi.

    Yerli ve yabancı turistlerin tarihi güzelliği ziyaret etmeleri gerektiğini söyleyen Enes Tarlan, “Nemrut Kalderası yolu üzerindeyiz. Yerli ve yabancı turistlerin buraya gelmelerini istiyoruz. Fotoğrafçılar olarak en azından fotoğraf çekip Tatvan’ın tanıtımına bir nebze olsun katkı sunmak, yerli ve yabancı turistlerin buraya gelip keşfetmelerini istiyoruz. Yetkililerin buraya önem ve turistik açıdan biraz daha çalışma yapılması belki de Tatvan’da turistik alanlar daha gelişmiş olur“ şeklinde konuştu.

    Nemrut’un develerinin yöre halkı için önemli olduğunu ve bundan dolayı turizme kazandırılması gerektiğini dile getiren Gamze Tunç ise “Türkiye’de turistik açıdan pek bilinmeyen bir bölgedeyiz. Nemrut yolu üzerinde ve yöre halkı tarafından ‘Nemrut’un develeri’ olarak adlandırılıyor. Bu bölgede çok güzel yapılar var ama ne yazık ki değeri bilinmiyor. Doğa harikası bir yer burası. İnceledik ve fotoğraflarını çektik. Dikkatimizi çeken bir şey de bazı taşlar insan yüzünü andırıyor. Yöre halkı olarak insanların buraya gelip fotoğraflarını çekip görmelerini ve sosyal medyada paylaşmalarını istiyoruz. Çünkü peribacaları ne kadar önemliyse bu bölgede de Nemrut’un develeri bizler için o denli önemli. Fakat değeri pek bilinmiyor. Turistik açıdan değeri bilinsin istiyoruz” diye konuştu.

  • Bitlis’te tarihi mezarlıkta yangın

    Bitlis’te tarihi mezarlıkta yangın

    Ahlat ilçesindeki tarihi Kale Mahallesi Mezarlığı’nda öğleden sonra bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. İhbar üzerine bölgeye itfaiye ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine giden itfaiye ekipleri, büyüyen alevlere müdahale etti. Emniyet ekipleri ise bölgede güvenlik önlemi aldı. Ahlat Belediyesi itfaiye ekiplerinin su ve yangın tüpleri ile müdahale ettiği yangın büyümeden söndürüldü.

    Yangın yerine giderek ekiplerin söndürme işlemine yardımcı olan Ahlat Belediye Başkanı Abdulalim Mümtaz Çoban, sıcaklıkların arttığı bu günlerde vatandaşları daha dikkatli ve duyarlı olmaları konusunda uyarılarda bulundu. Çoban, “Kale Mezarlığımızda gerçekleşen yangına ekibimiz süratle müdahale etti. Hamdolsun hasarsız bir şekilde olayı tamamlamış olduk. Vatandaşlarımızdan ricamız, özellikle de çevreyi uyarmalarında fayda var. Havaların sıcaklığı ve özellikle bitkilerin de kurumasıyla bu tür sıkıntılar çok sıklıkla meydana gelebilir. Vatandaşlarımızın hassasiyet göstermelerini istiyoruz. Anında bu tür hadiselerde bizi uyarırlarsa, bir hasar oluşmadan müdahale etme şansı yakalamış oluruz. Mezarlıkta çok bir zarar olmadan hadiseyi kurtarmış olduk” dedi.