Kategori: Bitlis

  • Bitlis’te hortum paniği

    Bitlis’te hortum paniği

    Tatvan ilçesinin Rahva düzlüğünde meydana gelen hortum, bir vatandaş tarafından cep telefonuyla görüntülendi.

    Kameraya yansıyan görüntülerde oluşan hortumun kısa sürede büyüdüğü görülüyor. Kısa süreli korku ve paniğe neden olan hortum dakikalarca devam etti.

    Şehir merkezinden başlayarak tozu dumana katan hortum, Nemrut Dağı yamacına doğru ilerleyerek etkisini yitirdi. Yerden gökyüzüne kadar uzandığı görülen hortum, bölgede kısa süreli paniğe neden oldu.

  • Eren Abluka-24 Operasyonu başlatıldı

    Eren Abluka-24 Operasyonu başlatıldı

    İçişleri Bakanlığı, PKK terör örgütünü ülke gündeminden çıkarmak ve bölgede barındığı değerlendirilen teröristleri etkisiz hale getirmek maksadıyla, Bitlis ilinde ‘Eren Abluka-24 (Bitlis-Sallıca-Anadere) Şehit Jandarma Teğmen Baki Koçak Operasyonu’ operasyonu başlatıldığını açıkladı.

    Operasyonda Bitlis İl Jandarma Komutanlığınca; Jandarma Özel Harekat (JÖH), Polis Özel Harekat (PÖH), Jandarma Komando ve Güvenlik Korucu timlerinden oluşan 483 personel ve 43 operasyonel tim görev aldığı belirtildi. Bakanlıktan operasyon ile ilgili yapılan açıklamada ise “Yurt içinde terörün tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik yürütülen Eren Abluka Operasyonları, halkımızın desteği ile inançlı ve kararlı bir şekilde başarıyla devam ediyor” denildi.

  • Zincir markette sıvı yağ hırsızlığı

    Zincir markette sıvı yağ hırsızlığı

    Bir zincir market şubesine kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi, müşteri kılığında girdi. Marketin yoğun olması ve market çalışanlarının başka işlerle uğraşmasını fırsat bilerek yağ reyonuna giden genç, 20 litrelik ayçiçeği yağını çaldı. Yaklaşık 700 TL değerinde olan yağ kolisini rahat tavırlarla çalan genç, görenleri şaşkına çevirdi. Markette bulunan 1 koli yağın eksildiğini fark eden yöneticiler, güvenlik kameralarını incelemeye başladı.

  • Defineciler tarihi mezarlığa dadandı

    Defineciler tarihi mezarlığa dadandı

    Van Gölü’nün Kuzey tarafından Adilcevaz, Erciş ve Patnos ilçeleri arasında yer alan ve Türkiye’nin en yüksek üçüncü dağı olan 4 bin 58 metre yüksekliğe sahip Süphan Dağı, zirvesinde 40 şehide ait ‘Kırklar Mezarlığı’nın yanı sıra tırmanış için de sıkça tercih ediliyor.

    Süphan Dağı’nın zirvesinde bulunan tarihi ‘Kırklar Mezarlığı’, hem çevre şartları hem de definecilerden dolayı büyük tahribat gördü. Süphan Dağı’na zirve tırmanışı yapan Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel, Arapça yazılı mezar taşlarını incelediklerini ifade ederek, “Zirvede tarihi bir mezarlık kalıntıları bulunmaktadır. Ne yazık ki define avcıları buralara kadar gelip her tarafı tahrip ettiler. Mezarlıklara saygı duyulmalı ve yetkililerden bu konunun araştırılmasını istiyoruz” dedi.

  • Asırlık tarihi mağaralar keşfedilmeyi bekliyor

    Asırlık tarihi mağaralar keşfedilmeyi bekliyor

    Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 2016 yılında tescilli alan olarak ilan edilen İncekaya Mağaraları, tarihi yapısı ve doğal güzelliğiyle kendine hayran bırakıyor.

    Tatvan ilçe merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan tarihi mağaralar, Van Gölü’nün en güzel koylarının birinde bulunuyor. Doğal güzelliğinin yanı sıra mağaraları ve bitişiğinde bulunan Hazreti Ebubekir’in torunu olduğuna inanılan Şeyh Hüseyin’in türbesi, özellikle hafta sonları ziyaretçi akınına uğruyor.

    İrili ufaklı birçok tescilli mağaranın bulunduğu Van Gölü kıyısındaki mağaraların tarihi 500 yılı aşkın bir tarihe dayanıyor. Yörede Bapiri Kal (Yaşlı Dede) olarak bilinen Hazreti Ebubekir’in torunu Şeyh Hüseyin’in de söz konusu mağaralarda ibadet ettiği rivayet ediliyor.

    Gerek türbe ve gerekse mağaralar için her gün çok sayıda ziyaretçinin akın ettiği tarihi alan, bölgenin önemli turizm destinasyonları arasında bulunuyor. Bakım için gerekli özenin gösterilmemiş olması, tarihi yapının doğal güzelliğine gölge düşürüyor. Mağaraların bazıları Van Gölü manzarasına karşı muazzam bir görüntü sunarken, bazıları da bağımsızlıktan içine girilemeyecek hale gelmiş durumda. Tarihi alanı ziyarete gelen ziyaretçiler, alana gereken özenin gösterilmesi neticesinde bölgenin daha çok tanınacağı ve ziyaretçi alacağına dikkat çekiyor.

    Tarihi alanı ilk defa ziyaret etme imkanı bulduklarını belirten ziyaretçilerden Enver Erbegi, tarihi mağaralara hayran kaldığını ifade etti.

    Alana gereken özenin gösterilmediğine dikkat çeken Ali Dursun ise gereken özenin gösterilmesi durumunda söz konusu alanın kentin önemli destinasyonlarından biri haline geleceğine inandığını dile getirdi.

    Ziyaretçilerden Mina Nisa da, ilk defa ziyaret ettikleri bölgeye hayran kaldıklarını kaydetti.

  • Köy çocuklarına bayramlık ayakkabı

    Köy çocuklarına bayramlık ayakkabı

    Dünyaya gelmeden önce babasını, doğduğu gün de annesini kaybederek devlet korumasında büyüyen, fotoğrafçılık ve organizatörlük yaparak geçimini sağlayan Kadir Özdemir, kendi imkanlarıyla temin ettiği ve sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlara kayıtsız kalmayan hayırseverlerin gönderdiği ayakkabıları Doğu ve Güneydoğu illerindeki köyleri gezerek çocuklara giydiriyor.

    Kurban Bayramı nedeniyle ayakkabı dağıtımını hızlandıran Özdemir, Bitlis ve ilçelerindeki köyleri de gezerek köy çocuklarına ve yaylalardaki çadırlarda kalan çocuklara bayramlık ayakkabı hediye ediyor.

    6 yıldır binlerce çocuğa ayakkabı hediye eden Kadir Özdemir, bayramlarda çocukları sevindirmenin ve hediyeler vermenin ayrı bir güzelliği olduğunu söyledi. Özdemir, “Bütün köyleri gezip çocuklara ayakkabı dağıtıyoruz. Bu bayramda da Bitlis ve Ahlat’ın köylerine geldik. Maddi durumu olmayan çocuklarımıza ayakkabı giydiriyoruz, onların yüreğine dokunuyoruz, o mutluluğu yaşıyoruz. Çocuk olma dünyanın en güzel şeydir. Bende onlar gibi hala çocuğum. Bu işi yaparken onlar gibi davranıyorum.

    Yardım etmek, onların kalbine dokunmak, onlar gibi olmak çok güzel bir şey. Küçükken bende onlar gibiydim, benim ayağımda da ayakkabı yoktu. Bende bu yoldan geldim, bu yoldan geldiğim için bu işi yapıyorum. Çocukluğumu yaşayamadığım için bu işi yapıyorum. Bu bayram ayrı bir güzellik olsun çocuklara. Onlar mutlu olunca bizde mutlu oluyoruz” dedi.

    Ayakkabı hediye edilen köy çocukları ise kendilerini sevindiren ve ayakkabı hediye eden Kadir Özdemir’e teşekkür ettiler.

  • Dünyanın ikinci en büyüğü! Manzarasıyla hayran bırakıyor

    Dünyanın ikinci en büyüğü! Manzarasıyla hayran bırakıyor

    “Avrupalı Seçkin Destinasyonlar” projesi çerçevesinde ‘Mükemmeliyet Ödülü’ alan 2 bin 250 rakımlı Nemrut Krater Gölü, her mevsim doyumsuz manzarasıyla görsel şölen sunuyor.

    Doğal güzelliklerinin yanı sıra bünyesinde barındırdığı sıcak ve soğuk gölleri, buz mağarası, buhar bacası, kuş türleri ve biyoçeşitliliği ile de dikkatleri üzerine çeken krater gölü, her yıl çok sayıda yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.

    Havadan da görüntülenen krater gölü, doğal güzelliğiyle seyrine doyumsuz görüntüler sunuyor.

    İlk defa geçen yıl ziyaret etme imkanı bulduğu Nemrut Kalderasına bu yıl tekrar geldiğini belirten Nafiz Tüzün, kalderanın kendine hayran bırakan bir güzelliği olduğunu ifade etti.

  • Kuş cenneti Arin Gölü yok oluyor

    Kuş cenneti Arin Gölü yok oluyor

    1657 hektar alana sahip ve deniz seviyesinden 1650 metre yükseklikte bulunan Arin Gölü, eşsiz manzarası ve onlarca çeşit kuş türüne ev sahipliği yapıyordu.

    Dikkuyruk, Uzunbacak, Kızılbacak, Van Gölü Martısı, Karabaş Martı, Angıt, Kılıçgaga, Kaşıkgaga ve Küçük Batağan gibi onlarca kuş türünün yaşadığı Arin Gölü’nün yüzde 40’ının kuruduğunu ifade eden Göldüzü Köyü Muhtarı Halis Oruçlu, “Arin Gölü, bilinçsiz tarımsal sulama nedeniyle giderek kuruyor. Eşsiz manzara ve onlarca çeşit kuş türünü misafir eden Arin Gölü biterse bizler de bitmiş oluyoruz” dedi.

     

  • Sürülerin tozlu yolculuğu

    Sürülerin tozlu yolculuğu

    Bitlis’in Tatvan ilçesine bağlı Kıyıdüzü’ndeki çobanlar, binlerce koyunu buğday tarlalarına ve ekinlere zarar vermemesi için toprak ve tozla kaplı vadiden götürmek zorunda kalıyor.

    Her gün binlerce koyunu süt sağımı için sürüler halinde köye getiren çobanlar, süt sağımından sonra gün batımına doğru sönmüş bir volkanik dağ olan Nemrut Dağı eteklerine doğru 7 kilometrelik tozlu yolculuğa başlıyor. Çobanlar ve koyun sürüleri günde 2 defa Nemrut Dağı’na gidiş geliş yaparak yaklaşık 15 kilometrelik tozlu yolu yürümüş oluyor. Koyun sürülerinin tozlu yolda ilerleyişi, çoban ve koyunları zorlarken gün batımına doğru oluşan kızıl renkler ise seyri doyumsuz görüntüler ortaya çıkarıyor.

    Koyun sürülerinin tozlu yol ve vadilerden geçişiyle beraber ortaya çıkan görüntüler havadan dron ile görüntülendi.
    Kıyıdüzü köyünde çobanlık yapan Murat Gülhan, “Her gün 2 defa toz, duman içinde Nemrut Dağı’na gidip geliyoruz. Bizim işimizde budur. Biz ancak bunu beceriyoruz, başka işimiz yok” dedi.

    Çoban Umut Alican ise her gün 15 kilometre tozlu vadide koyunları ile yolculuk yaptıklarını söyledi. Alican, “Ekinlere ve buğdaylara zarar vermemek için mecburen bu tozlu kullanıyoruz. Günde 2 defa gidip geliyoruz. Her gün 15 kilometre bu tozlu vadi yolunu kullanıyoruz. Her gün bu tozu yutuyoruz. Ekmeğimizin peşindeyiz” diye konuştu.

  • Uzman isimden polen uyarısı

    Uzman isimden polen uyarısı

    Yaz aylarında polenlerin artması alerjik sorunları da beraberinde getiriyor. Bu dönemi kabusa çeviren alerjik reaksiyonlar, insanlarda burun kaşıntısı, göz akıntısı, kızarıklık ve sürekli hapşırma gibi şikayetlere yol açıyor. Son zamanlarda alerjik reaksiyonlardan dolayı hastaneye başvurma oranının arttığını söyleyen Doktor Mustafa Alıcı, polen ve astım şikayetleri ile aşırı derece polene maruz kalan vatandaşları uyardı.

    Polen alerjisinde artışın yaşandığını belirten Doktor Alıcı, “Havaların ısınması ve baharın gelişi ile birlikte alerji vakalarında artış görmeye başladık. Bu süreçte daha çok polen alerjisinin arttığını görüyoruz. Genelde mevsimsel olarak değişme ile birlikte daha çok yeşil alanların çim ve ağaçlı alanlarda çiçek tozlarına karşı bir reaksiyon olarak görüyoruz. Tabi bu polen alerjisi ile birlikte hastalarımızda bazı belirtiler meydana geliyor. Genelde burun akıntısı, kaşıma, hapşırma, göz yaşarması, gözlerde kanlanma, batma ve yanma gibi belirtiler ile bu alerji kendini göstermektedir.

    Hastalarımıza tavsiyemiz bilinen bir alerjisi var ise bu alerjilerinin olduğu alanlardan uzak durmaları, alerji ve göğüs uzmanına gözükmelerini istiyoruz. Çünkü bu hastalarda genetik yatkınlık olduğunu biliyoruz. Özellikle çocuklarda atopik yürüyüş dediğimiz belirtiler var. Bunlar ise ilk olarak egzama tarzında alerjik döküntüler daha sonra burun akıntısı, hırıltılı solunum ve öksürük gibi şikâyetler daha ileriki süreçlerde daha çok etkileyip nefes almasında sıkıntılar yaşıyor. Hasta alerjik astıma doğru ilerleyen bir sürece geçmiş oluyor. Erkenden çocukluk döneminde alerjenlere maruz kalma devam ederse atopik denilen süreç devam edip müdahale edilmesi gerekiyor” diye konuştu.

    “Çok güneşli günlerde dışarıya çıkılmaması gerekiyor”

    Polen alerjisi olan hastaların güneş ışınlarına da hassasiyeti oluştuğunu söyleyen Doktor Alıcı, “Çok güneşli günlerde dışarıya çıkılmaması gerekiyor. Çok fazla polenin ve tozun olduğu yerlerde de bulunmamak gerekiyor. O ortamlarda bulunmak zorunda kalan insanlar ise alerjik ilaçlar dediğimiz ilaçlar var ve hastalarımıza onu kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Bu ilaçlar sadece o süreçte oluşan rahatsızlıkların görülmemesini engelliyor. Bu alerji vücudumuzda her zaman olacak bir şeydir” ifadelerini kullandı.

    “Polene maruz kalan insanlar mutlaka maske kullanmalıdır”

    Alerjisi olan kişilerin çevre ile bir etkileşim içerisinde oldukları zaman maske kullanması gerektiğini açıklayan Alıcı, “Bu alerjene maruz kalacak bir ortamda kalıyor ise hastamız bu gibi durumlarda el ve yüz temizliği çok önemlidir. Elleri buruna çok fazla dokundurulmaması gerekiyor. Solunum yolu ile bu alerjik maddeleri alıyoruz. El, yüz ve elbise temizliği çok önemlidir. Dışarıdan eve girerken o elbiselerin çıkarılması, dışarıda bekletilmesi ya da silkelenmesi gerekiyor. Maske kullanılması çok önemlidir” diye konuştu.

    Polen şikâyetlerinden dolayı göz hastalıkları polikliniğinde yoğunluğun yaşandığını söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Meltem Toklu da, “Yaz aylarının başlaması ile polikliniğimize kaşıntı, kızarıklık ve kapaklarda şişlik gibi şikâyetler ile başvuran hastaların sayısı arttı. Bu hastalarda kaşıntı ile beraber ellerindeki bakterileri göze taşımakla oluşan enfeksiyonlar ve çapaklanmalar çok sık gördüğümüz şikâyetlerdir. Bu alerjik semptomlardan doktora gelmeden kurtulmanın yolu ilk olarak güneş gözlüğü takılmalıdır. Çok kaşıntılı dönemlerde göze soğuk havlu uygulanma ya da soğuk müdahaleler yapılmalıdır. Çayır, çimen ve otluk alanlarda bulunduğumuzda sonrasında mutlaka eller ve yüz bol bol yıkanmalı. Polenler ve bu alerjen maddelerle bağlantı mutlaka azaltılmalıdır. Bunun dışında özellikle kadınlarda gece mutlaka saçları toplamalarını öneriyoruz” dedi.

    “Gözler çok kaşındığı takdirde korneada incelme oluşur”

    Polenin yan etkilerinin farklı göz hastalıklarının oluşumuna neden olduğunu vurgulayan Toklu, “Gün içerinde göze yapışan polen ve alerjenler göze ve yüze temas ederek alerjiye daha çok neden oluyor. Gözleri çok kaşıntılı bir dönem olduğu için korneada incelmeye neden olarak astigmatizmaya ve farklı kornel hastalıklara neden olabiliyor. O yüzden kesinlikle çok kaşıma, ovuşturma göz sağlığı açısından risklidir. Hasta kontak lens kullanıyor ise bu yoğun alerjik dönemlerde ara vermeli ve kullanmamalıdır. Bu önlemlerden sonra hala hastada şikâyetler fazla ise o zaman bir göz uzmanına başvuruyu öneriyoruz. Özellikle çocuklarda erken yaşlarda bu çok fazla önemsenmiyor. Daha sonra hastaneye geldiklerinde gözde kalıcı hasarlar bırakabiliyor ve görme kaybına bile yol açan kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Özellikle çocuklarımıza dikkat edelim ve erkenden hastaneye getirmeye özen gösterelim” diye konuştu.