Mudurnu ilçesinde ilk ve ortaokul öğrenci servislerini taşıyan 60 otobüs şoförüne özel seminer düzenlendi.
Mudurnu İlçe Jandarma Karakolu ve İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından verilen seminere, öğrenci servis şoförleri ve öğretmenler katıldı.
Seminerde, servis şoförlerine emniyet kemerinin önemi, ilk yardım çantasının kullanımı, araçlara iniş-binişte dikkat edilmesi gereken unsurlar aktarıldı.
Olay, Sifyanlar köyünde meydana geldi. M.İ.’ye ait 2 katlı evde öğle saatlerinde bilinmeyen sebeple yangın çıktı.
Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine Göynük Belediyesi İtfaiyesi ve Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri sevk edildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler, yangını kontrol altına alarak söndürdü. Yangın sonrası M.İ.’ye ait 2 katlı evde hasar oluştu.
AFAD verilerine göre Bolu’da saat 17.07’de 4.5 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremin ardından 1,6 ile 0,8 büyüklüğünde 2 artçı deprem daha meydana geldi.
Kaza, D-100 karayolu Sanayi Kavşağı’nda meydana geldi. İstanbul istikametinde seyreden S.A. yönetimindeki otomobil, Sanayi Kavşağı’nda şehir merkezi yönüne dönmek isterken sol tarafındaki ambulansı fark etmeyerek ambulansla çarpıştı.
Çarpışmanın etkisiyle ambulans refüje çarparken, otomobil ise yol kenarına savruldu. Kaza sebebiyle araçlarda maddi hasar meydana geldi.
Kaza sonrası bölgede trafik tek şeritten kontrollü olarak sağlandı. Olay yerinden araçların kaldırılmasıyla trafik normale döndü.
Kaza ilgili inceleme başlatıldı.
Trendyol 1. Lig’de 7 haftada 6 puan toplayan Boluspor, 8. haftada ağırlayacağı Göztepe maçından 3 puan almak istiyor. Ligdeki kötü gidişatına son vermek isteyen Boluspor, Karaçayır Mahallesi’nde bulunan tesislerinde taktik çalışmalarına ağırlık verdi. Takımın Teknik Direktörü Yalçın Koşukavak, antrenman öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Koşukavak, Boluspor’un kadro mühendisliğinde problemler olduğunu belirtti.
“Geldiğimden beri yediğimiz 4 golden 3’ü duran top”
Kadro mühendisliğinde bir problem olduğunu söyleyen Yalçın Koşukavak, “Oyunun iki yönünü oynayamadık. Tamamen ilk yarı savunma odaklı bir oyun ama o kadar top kazanmamıza rağmen geçiş hücumu gerçekleştiremedik. Bunların bir sebebi var, daha önce de söyledim. Kadro mühendisliğinde bir problem var. Çünkü biraz kadro inşaa edilirken, bazı profilde oyuncular içeride olmadığı için böyle sıkıntılar yaşıyoruz. Böyle olunca da orada biraz yağmur yağması, topu tutamamamız, bir de rakımdan biraz etkilendik. Bunları işin bazıları değil. Sebep aradığınız zaman düşünüyorsunuz. Oynayamayınca da tamamen geride tek yönlü savunma yapan bir Boluspor, geçiş yapamayan. Bu sefer de maçın hakkı 0-0’dı. Berabere gitmesi gerekiyordu. Rakip takımda top çok olmasına rağmen ilk yarı biz çok gerideydik, çok geriye yaslandı. Sonra da bir duran toptan gol yedik. Zaten ben geldiğimden beri yediğimiz 4 golden 3’ü duran top. Öyle problemlerimiz var. Üzerinde çalışıp projeleri çözmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
“Göztepe kadro anlamında bu ligin yatırımlı kadrosu”
Göztepe’nin kaliteli kadrosu olduğunu ifade eden Koşukavak, “Göztepe, kadro anlamında bu ligin yatırımlı kadrosu. Herkesin de bildiği gibi orayı yabancı bir şirket aldı. Kulübün içinde çok ciddi yapılanma var. Bu sene de çok maliyetli, kadro kalitesi çok büyük takımlardan bir tanesi. Zor bir maç oynayacağız. 7 maç 6 puan çok iyi bir durum değil. Aşağıda bizden daha kötü takımlar da var ama Göztepe maçı kolay değil. Bu ligde maç kazanmak kolay değil. Bu lig, Boluspor için değerli. İnşallah iyi bir planla, iyi bir organizasyonla iç sahada kazanmak istiyoruz. Onun için çalışacağız” şeklinde konuştu.
“Kartı silah gibi kullanıyor”
Erzurumspor FK maçında hakem Ozan Ergün’ün kararları ile ilgili de konuşan Yalçın Koşukavak, “Kulübeden hakeme ‘Hücumcu faul yapıyor’ dedim sarı kart verdi. Maç bittikten sonra 5 dakika uzatma verdiler. 5 dakika uzatmalık bir durum yoktu. Topun oyunda kalması süresi Türk futbolunda 30-35 dakikayı geçmiyor. En fazla 40 dakika, 45 dakika. Yani bir buçuk saatin yarısı yok. Hakeme maçtan sonra dedim hem uzatmada 5 dakikalık bir durum yoktu. Bir de ‘Siz genç bir hakemsiniz. Topun oyunda kalma süresini, biz antrenörler ve siz sağlayacaksınız’ dedim. Bir sarı kart daha. Çok şaşırdım açıkçası. İki gündür hakem analizi yapıyorum. 2022-2023 sezonu, en çok kart kullanan hakem Abdülkadir Bitigen 3.4, bizim maçın hakemi maç ortalaması 5.4. Maçta 7 sarı kart, 2 kırmızı kart olacak, bir şey yoktu maçta. Öyle bir gergin bir maç değildi. Anlattığım hakem istatistiği, hakem kartı çok kullanıyor. Kartı silah gibi kullanıyor” ifadelerini kullandı.
Karacasu Yaylası’nda yaylacılık yapan bir çift, ısınmak için açtıkları soba içerisinde tespit edemedikleri bir canlı ile karşılaştı. Dikkatli bakarak canlıyı inceleyen çift, soba içerisinde yavru yarasa olduğunu fark etti.
Yaylada kalan aile, Bolu Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nü arayarak yardım istedi. İhbarın ardından Doğa Koruma Birimi olay yerine giderek inceleme başlattı. Yapılan keşfin ardından Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü’nden Dr. Öğretim Üyesi Serdar Gözütok ile irtibata geçilerek, bölgeye gidildi.
Yapılan tür teşhisinin neticesinde, latince karşılığı “pipistrellus” olan cüce yarasa olduğu tespit edilen yarasaların envantere kaydı yapılarak doğaya salımları gerçekleştirildi.
“Doğadaki önemli görevlerini yerine getirmektedirler”
Doğal dengenin önemine dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Serdar Gözütok, “Biyolojik mücadele çerçevesinde nebati üretim için kullanılan yarasalar zararlı böceklerle mücadele konusunda yetenekli oldukları için bu böcekleri tüketerek doğadaki önemli görevlerini yerine getirmektedirler” dedi. Yarasa ihbarı yapan aileye şuurlu davrandıkları için teşekkür eden Doğa Koruma Birimi’nden Veteriner Hekim Dr. Adem Turan, “Halk sağlığı acısından risk taşıyan hastalıklar insanlara geçebilir. Bu sebeple çıplak elle müdahale edilmemesi gerekiyor. Vatandaşlarımız, bilmedikleri bir canlı türü ile karşı karşıya kaldığında Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’ne ulaşabilir” diye konuştu.
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu ekipleri, 2 evden cep telefonu ve bilgisayar çalındığı ihbarı üzerine şehir merkezinde çalışma başlattı.
Kısa sürede içerisinde kimlik tespitini yapan polis ekipleri şüpheliyi yakalamak için çalışmalarını sürdürdü. Soruşturmanın devam ettiği olayla ilgili şüpheli F.A., bir iş yerinde masada bulunan cep telefonunu da çaldı.
Şüpheli F.A., kısa süre içerisinde yakalanarak gözaltına alındı. Hırsızlık suçundan çok sayıda kaydı olduğu belirlenen şüpheli, sevk edildiği adliyede nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Gerede ilçesi Kitirler Mahallesi’ndeki Esentepe Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde kalan 54 kişiden, önceki gün akşam yemeği yedikten sonra ishal, kusma ve mide bulantısı şikayeti görüldü. İlk etapta 18 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle Gerede Devlet Hastanesi’ne ve Bolu şehir merkezindeki hastanelerde tedaviye alındı. Aradan geçen bir sürenin ardından zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılanların sayısı 33’e yükseldi.
Yaşı 80’in üzerinde olan ve zehirlenmeyi daha ağır geçiren 4 kişi yoğun bakım ünitesinde tedaviye alındı. Vatandaşların ishal ve kusma şikayetlerinin devam ettiği ve tedavilerinin sürdüğü öğrenildi.
Gerede ilçesine bağlı Bahçedere köyünde otluk arazide ineklerini otlatan 50 yaşındaki Fatma Kılınçaslan geçtiğimiz yıl, komşusu H.A.’nın oğlu A.A. ile ineklerin yolunu kestiği gerekçesiyle tartıştı. Tartışmasının büyümesiyle A.A., duruma tepki gösteren Fatma Kılınçarslan’a saldırdı. Omzundan yaralanan Kılınçaslan, A.A.’dan şikayetçi oldu.
Aradan geçen bir yılın ardından A.A.’nın annesi H.A., otluk arazide Fatma Kılınçaslan ile karşılaştı. İki tarafın birbiriyle laf atışması kısa sürede kavgaya dönüştü. İddiaya göre, H.A., elinde bulunan sopa ile Fatma Kılınçaslan’a vurarak kafasından ve kollarından yaraladı. H.A.’nın elinden zor kurtulduğunu belirten Kılınçaslan, darp raporu alarak şikayetçi oldu.
“Zor kurtuldum”
Olayı anlatan Fatma Kılınçaslan, “İki gün önce ineklerimle araziden gelirken H.A. yolumu kesti. Selam verdi. Ben de yoluma devam ederek ‘Seninle işim yok’ dedim. Bu lafı söyledikten sonra doğrudan benim üzerime yürüyüp elinde bulunan sopayı başıma indirdi. Defalarca vurdu beni yıktı, altına aldı. Boğazımı, boğazlayıp ‘Seni öldüreceğim’ dedi. Ben zorlukla altından kurtulup, evimi kanlar içinde zor buldum. Geçen seneki olayların yüzünden dövdü. Geçen seneki mahkememiz devam ediyor” dedi.
“Kavgaların sebebi hayvanlardan dolayı”
Geçtiğimiz yıl da H.A.’nın oğlunun kendisine saldırdığını ileri süren Fatma Kılınçaslan, “Geçen yıl da H.A.’nın oğlu A.A. bana saldırmıştı. Onun devamını da annesi getirdi. Kavgaların sebebi hayvanlardan dolayı. Hayvancılığı bilinçli yapmadıklarından köyün kurallarına uymadıklarından dolayı bu hale geldik. Çeşme önünde bilerek hayvanlarını durduruyorlar. Bizim hayvanlarımız su içemiyor. Bizim ineklerin üstüne kendi ineklerini salıyorlar. Kapıdan hayvan çıkarmama müsaade etmiyorlar. Köyde de bir kural var. Bunları bilinçli yapıyorlar” diye konuştu.
“İneklerimi gütmeye korkar oldum”
Hayatının tehlikede olduğunu ifade eden Kılınçaslan, “Birkaç defa oldu böyle. Bizim hayati tehlikemiz var. Devletimizin bizi korumasını, bu duruma çözüm bulmasını istiyorum. Artık araziye gitmeye, ineklerimi gütmeye korkar oldum. Suç duyurusunda da bulunduk. Geçen sene de bulunmuştuk.Başımda 10 tane dikiş var. Sol elimde, bileğimde ezilme var. Sağ elimin parmağında da ezilme var. Sopayla başımı yaraladı” şeklinde konuştu.
Fatma Kılınçaslan, kavga esnasında kanlar içerisinde kalan başörtüsünü göstererek duygulandı.
Mudurnu’nun Hüsamettin Dere köyünde ikamet eden 68 yaşındaki Durmuş Demirtaş, kendine özgü kıyafeti ve eğlenceli halleriyle ilçenin neşe kaynağı oldu. Bir elinde teyp, diğer elinde şimşir kaşığı ile Mudurnu’yu sokak sokak gezen Demirtaş, yöresel oyunlar oynayarak, vatandaşlara neşe saçıyor. İlçe merkezine gelen yerli ve yabancı vatandaşlar ise zaman zaman Demirtaş’a eşlik ederek, bol bol hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Yöresel oyunlardan keyif aldığını söyleyen Durmuş Demirtaş, “Eskiden beri alışkanlığımdır. Oynamadan duramıyorum. Bolu’da da oynarım, her yerde oynarım ben. Eski kültürümüzü devam ettirmek istiyorum. Mudurnu yöresinin, Bolu’nun geleneklerini devam ettirmek istiyorum” dedi.
Çocukluk yıllarında köyde ateş yakıldığını ve müzikler eşliğinde ateşin etrafında yöresel oyunlar oynadıklarını kaydeden Demirtaş, “Köyde elektrik yokken ateş yakılırdı. Müzikler çalınırdı. Bende oyun oynamayı o zamanlar çocukken öğrendim. Vatandaşlar beni görünce neşeleniyor.
Gelen misafirler bile neşelenir” diye konuştu.