Kategori: Bursa Yerel

  • ULUTEK’te Bosna Herkes ile işbirliği tohumları atıldı

    ULUTEK’te Bosna Herkes ile işbirliği tohumları atıldı

    ULUTEK Teknopark, Bosna Hersek’ten gelen iş adamlarını ağırladı. Teknoloji yatırımları gündeminin ele alındığı ziyarette, ortaklaşa yapılacak projeler görüşüldü.

    ULUTEK Teknopark, Bosna Hersek heyetini ağırladı. ULUTEK Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Karagöz, bu tür ziyaretlerin ülkeler arasında köprüleri sağlamlaştırdığını dile getirdi. İrfan Karagöz, akademik bilgiyi ticarîştirilerek, teknoloji ihraç eden bir Türkiye için durmadan çalıştıklarını belirterek, “Üniversite-sanayi iş birliğini geliştiriyoruz. Üniversitelerdeki akademik birikimi ve araştırma sonuçlarını, mevcut kaynakların daha verimli kullanmalarını sağlayarak, ekonomik değere dönüştürüyoruz. Bünyemizde bulunan 160’tan fazla firmamızla, yenilikçilik odaklı adımlar atarak, teknoloji üreten hatta ihracat eden konuma gelmek için çalışıyoruz. Yabancı sermayelerin ülkemize çekilerek ekonomimize katkıda bulunması, firmalarımızın yurt dışı bağlantılarının geliştirilerek ihracat hacimlerinin artması gibi faydalar sağlaması sebebiyle bu tarz ziyaretleri önemsiyoruz. Bosna Hersek’ten gelen misafirlerimizi ağırlamak da çok önemli. Bu tür ziyaretler, ülkeler arası köprüleri sağlamlaştırıyor. Önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki iş birliklerinin artarak sürmesini diliyorum” dedi.

    ULUTEK Teknopark Proje İzleme ve Değerlendirme Sorumlusu Emel Morina, Güzel ULUTEK Teknopark’ı anlattığı sunumda, bölgedeki faaliyetler, yapılan projeler ve Teknoparkların firmalara sağladığı avantajlardan bahsetti. ULUTEK Teknopark bünyesinde faaliyet gösteren Yeditek Mühendislik Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Karaburun, “Metal Sektöründe Görüntü İşleme” konulu sunum yaparak, faaliyetleri hakkında bilgiler verdi.

    ULUTEK Teknopark firmalarından İletişim Yazılım firması adına ise Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Hatunoğlu “Sanayide Dijital Dönüşüm” konusunda sunum yaparak, heyeti dijital dönüşüm hakkında bilgilendirdi.

  • BTSO Başkanı Burkay: Kur, faiz ve enflasyon sarmalından üretim ekonomisini destekleyen kararlı politikalarla çıkabiliriz

    BTSO Başkanı Burkay: Kur, faiz ve enflasyon sarmalından üretim ekonomisini destekleyen kararlı politikalarla çıkabiliriz

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odasının (BTSO) kasım ayı meclis toplantısı online ortamda gerçekleştirildi. BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, Türkiye’nin yüksek faiz, çift haneli enflasyon ve volatilitesi yüksek döviz kuru sarmalından yine üretim ekonomisini destekleyen kararlı politikalarla çıkacağını söyledi.

    BTSO Başkanı Burkay, meclis toplantısında yaptığı konuşmada, koronavirüsle mücadelede geride kalan 2 yılın bütün dünyanın virüse karşı korumaya alındığı, sanayide çarkların durduğu bir dönem olduğunu söyledi. Normalleşme ile birlikte çarkların yeniden dönmeye başladığını ancak biriken arzın yeterli seviyede karşılanamadığını belirten Burkay, “Bu dönemde Türkiye, devletimizin toplumun tüm kesimlerine uzanan destekleri sayesinde hızlı bir toparlanma sürecine girdi. İş dünyası olarak bizler de piyasanın talebini karşılarken, pazar payımızı ve ülkemize duyulan güveni artırdık. Sanayide kapasite kullanım oranlarımızı son 3 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 80’lere taşımayı başardık. Aylık ortalama ihracatımızı 20 milyar doların üzerine, dünya ihracatındaki payımızı yüzde 1’e, ihracatımızın ithalatımızı karşılama oranını ise yüzde 93’lere yükselttik” diye konuştu.

    Türkiye’nin yüzde 7,4 seviyesinde gerçekleşen üçüncü çeyrek büyüme performansıyla en hızlı büyüyen ekonomiler arasında yer aldığını kaydeden Burkay, ekonomik parametrelerdeki gelişmelerin Türkiye’nin ve iş dünyasının dinamik yapısının en önemli göstergesi olduğunu vurguladı. Düşük faiz ve yüksek üretim hacmi prensibiyle belirlenen yeni yol haritasının ekonominin kronik sorunlarına çözüm üretmesinin en önemli beklentileri olduğunu ifade eden Burkay, şöyle konuştu:

    “Buna mukabil, özellikle döviz kurlarında yaşanan yüksek artış, piyasadaki öngörülebilirliği düşürmüş, maliyet belirleme ve iş yapmayı zorlaştırmıştır. Döviz kurlarında ekonomik gerçeklerle bağdaşmayan aşırı hareketler de bulunmaktadır. Yeni yatırımların önünü açmanın ve ticaret hayatını canlandırmanın yolu döviz kurlarındaki aşırı artışlar olmadığı gibi yüksek faiz de değildir. Yeni ekonomi politikası uygulamaları sonrası tüm fiyatlarda yeni dengelerin kurulacağı anlaşılmaktadır ancak yeni dengeler anlaşılır ve sürdürülebilir olmalıdır. Bu nedenle Türk Lirası’ndaki değer kaybı ve artan enflasyonun kontrolü için ilave tedbirler alınmalıdır. Ayrıca firmalarımızın son dönemde artan finansman ihtiyacı da hızla çözüme kavuşturulmasını beklediğimiz meseleler arasındadır.”

    “Özel bankalar reel sektörü desteklemeli”

    İbrahim Burkay, bilhassa kamu bankalarının öncülüğünde gerçekleşen faiz indirimlerine özel bankaların da destek vererek reel sektörün yanında olmalarının finans sektörü ile özel sektörün birlikte büyümesine imkân sağlayacağını kaydetti. Türkiye’nin yüksek faiz, çift haneli enflasyon ve volatilitesi yüksek döviz kuru sarmalından yine üretim ekonomisini destekleyen kararlı politikalarla çıkacağını belirten Burkay, “Bu süreçte milyonlarca çalışanımızı yakından ilgilendiren asgari ücretin de enflasyon rakamlarının üzerinde belirlenmesi, toplumsal motivasyonun artmasına vesile olacaktır. Bununla birlikte son dönemde artan maliyetler ve hammadde teminindeki meselelerle mücadele eden işletmelerimizin de gözetilerek desteklenmeleri ve asgari ücret üzerindeki yüklerinin hafifletilmesi, ekonomimize yeni bir dinamizm kazandıracaktır. Türk iş dünyası temsilcileri olarak tüm zorluklarımızı aşacağımıza, yatırım, üretim ve ihracat odağında güçlü ve kaliteli büyüme hedeflerine yeniden odaklanacağımıza yürekten inanıyoruz.” dedi.

    “Ülkene güven, kendine güven”

    Türkiye’nin bugüne kadar tüm krizlerden güçlenerek çıkmayı başardığını belirten Başkan İbrahim Burkay, şunları kaydetti: “Ülkemize güvenen yatırımcı, orta ve uzun vadede hep kazanan tarafta yer aldı. Bugünkü sorunlarımızı aşmanın temel yolu da ‘ülkene güven, kendine güven’ ortak iradesiyle hareket etmektir. İş dünyası olarak bizler bu inançla çalışmaya, yatırımı, üretimi, istihdamı geliştirmeye ve ihracat odaklı büyüme hedeflerine katkı sağlamaya devam edeceğiz. BTSO olarak bu dönemde temel önceliğimiz, sektörlerimizin yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturmak. Başta yüksek fiyat artışları, döviz kurları ve hammaddeye erişim olmak üzere iş dünyamızda yaşanan sorunları her fırsatta ekonomi yönetimi ve politika geliştiricilerle paylaşmayı sürdürüyoruz.”

    “Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz”

    BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, pandemiyle birlikte dünya ekonomilerinin büyük bir darboğazdan geçtiğini belirterek, “Tedarik zincirindeki bozulmanın yanı sıra hammadde ve enerji maliyetlerindeki artışlar küresel ticareti derinden etkilemeye devam ediyor. İş dünyası olarak daha fazla yatırım ve daha fazla ticaret için temennimiz en kısa sürede öngörülebilir ve istikrarlı bir ortamın tesis edilmesidir. Ülkemiz pandemi ve tedarik kriziyle ortaya çıkan yeni şartlarda ihracatta önemli bir ivme yakaladı. Eylül ve ekim aylarında ihracatımız 20 milyar dolar sınırını geçti. Bizler Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz. Daha önceki kriz dönemlerinde olduğu gibi bu süreçten de başarıyla çıkacağımıza inanıyoruz.” ifadelerini kullandı.

  • BTB Başkanı Matlı büyüme rakamlarını değerlendirdi

    BTB Başkanı Matlı büyüme rakamlarını değerlendirdi

    Bursa Ticaret Borsası (Bursa TB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Özer Matlı, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrek büyüme performansına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    Yılın ikinci çeyreğinde baz etkisiyle yüzde 21,7 büyüyen Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 7,4 gibi bir büyüme oranı yakalamasının önemli olduğuna dikkat çeken Başkan Özer Matlı, “Büyüme verilerinde ana gruplar bazında en hızlı büyümeyi yüzde 25,6 ile ihracatın gösterdiğini görüyoruz. Sanayide büyüme yüzde 10, hizmetler sektöründe ise yüzde 20,7 olarak gerçekleşirken, 12 çeyrek boyunca büyüme başarısı gösteren tarım sektörünün üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 oranında daralması dikkat çekmektedir. Zira korona virüs salgınında ortaya çıkan Omicron varyantı endişesi nedeniyle başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada yeni kısıtlamaların gündeme geldiği, kuraklık tehlikesinin de ciddi boyutlara ulaştığı bir dönemde, tarım sektöründe yaşanan daralmanın önümüzdeki süreçte büyük sıkıntılara yol açmaması için, bir an önce acil yapısal tedbirler hayata geçirilmelidir” dedi. Başkan Matlı, piyasalardaki yüksek dalgalanma ve buna paralel artan girdi maliyetlerine karşın elde edilen 7,4’lük büyümenin, özveriyle üretmekten vazgeçmeyen Türk sanayicisinin gücünü gösterdiğini ifade etti.

    “Kur ve fiyat istikrarını sağlayacak politikalar hayata geçirilmeli”

    Türkiye’nin elde ettiği 7,4’lük büyüme oranıyla en büyük ticari pazarı olan Avrupa Birliği üyesi ülkelerden daha iyi bir performans sergilediğini ifade eden Özer Matlı, “Ancak son dönemdeki faiz indirimlerinin neden olduğu kur artışları üreticimizi ve sanayicimizi derinden endişelendirmekte, piyasalardaki öngörülebilirliği ciddi düzeyde azaltmaktadır. Bu durum aynı zamanda ekonomimize olan güveni zedelerken, döviz kaynaklı yaşanan maliyet artışları enflasyonu da tetiklemektedir. Türk iş dünyası olarak bu noktada beklentimiz, bir an önce kur dalgalanmalarının önüne geçecek, fiyat istikrarını sağlayacak politikaların hayata geçirilmesi, ekonomide öngörülebilirliğin sağlanmasıdır. Unutmamalıyız ki kalıcı büyümenin temeli olan yatırım, üretim, ihracat ve istihdamın yolu istikrarlı bir kur ve düşük enflasyondur” diye konuştu.

  • Bursa İl Sağlık Müdürü Dr.Yavuzyılmaz: 112’yi Gereksiz Meşgul Etmeyin

    Bursa İl Sağlık Müdürü Dr.Yavuzyılmaz: 112’yi Gereksiz Meşgul Etmeyin

    1-7 Aralık tarihleri arasında kutlanan “112 Acil Sağlık Hizmetleri Haftası” kapsamında açıklamalarda bulunan İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, vatandaşlara hayati bir durum olmadıkça 112’yi meşgul etmemeleri ve acil durumlarda ambulanslara yol verilmesinde daha duyarlı olunması için çağrıda bulundu.

    Bursa’da il genelinde; 1157 acil sağlık personeli ile 91 istasyonda 128 ambulans, 6 4×4 Kar Paletli Ambulans, 1 Obez Ambulansı, 1 Dört Yataklı Ambulans, 2 motosiklet Ambulansı, 2 Yenidoğan Yoğun Bakım ambulansı ile Acil Sağlık Hizmetleri veriliyor.

    Son bir yıl içinde hizmete giren 9 yeni Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu ve Sağlık Bakanlığımız tarafından ilimize tahsis edilen 30 yeni ambulans ile imkanların her geçen gün daha da geliştiğini vurgulayan Dr. Yavuzyılmaz, Acil Sağlık Hizmetleri’nin önündeki en büyük engellerden birinin 112 çağrı hattına gelen gereksiz aramalar olduğunu söyledi.

    112’nin hayati tehlike bulunan durumlarda aranması gereken oldukça önemli bir hat olduğuna dikkat çeken Dr.Yavuzyılmaz, “Hattın hayati tehlike durumu bulunmayanlar tarafından meşgul edilmesi nedeniyle gerçek sağlık yardımına ihtiyacı olan hastalara ulaşmada geç kalınabilmektedir. 112 arandığında vatandaşların, ad ve soyadlarını, karşılaşılan sağlık sorununun tam olarak ne olduğunu ve adres bilgilerini açık bir biçimde belirtmeleri, zaman kaybı yaşanmaması adına da son derece önemlidir. Yine ambulansa ait siren sesi duyulduğunda ya da ambulansın tepe lambası yanarken görüldüğünde yol verilmesi çok önemli. Vatandaşlarımızın bu konuda daha duyarlı davranacaklarına inanıyorum. Yaşama yol verin.” diye konuştu.
    Pandemi sürecinde de 112 ekipleri olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının canla başla hizmet verdiğini söyleyen Dr. Yavuzyılmaz son olarak, “7 gün 24 saat özveriyle ilimizde acil sağlık hizmetini yürüten başta acil sağlık hizmetleri olmak üzere tüm sağlık çalışanlarımızın 112 Acil Sağlık Hizmetleri Haftasını kutluyorum. Görevi başında şehit olan kardeşlerimizin ruhları şad olsun” ifadelerini kullandı.

  • Bursa itfaiyesi sıfır atık belgesi aldı

    Bursa itfaiyesi sıfır atık belgesi aldı

    Bursa’da vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanması amacıyla büyük bir özveriyle çalışan Büyükşehir Belediyesi itfaiyesi, faaliyet gösterdiği tüm noktalara sıfır atık belgesi alarak sağlıklı bir çevre için de önemli bir çalışmayı hayata geçirdi.

    Dünya gelinde nüfus, sanayileşme ve kentleşme sonucunda tüketimin hızla artmasına paralel olarak doğal kaynaklar da aynı oranda hızla azalıyor. İsrafın önlenmesi ve kaynakların daha verimli kullanılması amacıyla başta kamu kurum-kuruluşları olmak üzere üniversite, okul, hastane, alışveriş merkezleri gibi nüfusun yoğun olduğu yerlerde geri dönüşebilen atıkların kontrol altına alınabilmesi için 2018 yılında Türkiye genelinde ‘Sıfır Atık Projesi’ başlatılmıştı. Bursa Büyükşehir Belediyesi de ‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamındaki çalışmalarını hızla sürdürüyor. Bu proje sayesinde kağıt, karton, cam, plastik, metal atıkları, atık pil, bitkisel atık yağların yanı sıra, organik atık, yemek ve ekmek artıklarının ‘kaynağında ayrı biriktirilerek’ geri dönüşümü sağlanıyor.

    Öncelikli olarak Büyükşehir Belediyesi yeni hizmet binası ve birçok belediye hizmet binasına alınan sıfır atık belgesine, son olarak İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na bağlı birimler de sahip oldu. İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na bağlı 27 nokta için grup amirliklerine birebir gidilerek, gerekli ekipmanlar yerleştirildi ve tüm personele konuya ilişkin eğitimler verildi.

    Çalışmaların tamamlanmasının ardından; Entegre Çevre Bilgi Sistemine (EÇBS) yapılan başvuru, Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından incelenerek kabul edildi. Bu şekilde, Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na bağlı tüm grup amirlikleri için ‘5 Kasım 2021 tarihi itibariyle TS/16/B1/2/895 belge nolu’ Sıfır Atık Belgesi (Temel Seviye) alındı.

  • Bilgi Teknolojileri Platformu Bursa’da toplandı

    Bilgi Teknolojileri Platformu Bursa’da toplandı

    Daha önce İstanbul Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Bilgi Teknolojileri Platformu toplantısının ikincisi, Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Bursa’da yapıldı.

    Marmara Belediyeler Birliği’ne (MBB) üye Edirne, İstanbul, Kırklareli, Kocaeli, Sakarya ve Tekirdağ illerinde yer alan belediyelerin bilgi işlem yönetici ve personeli ile İçişleri Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü yetkililerinin katılımıyla birincisi Kasım ayı başında Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapılan Bilgi Teknolojileri Platformu’nun ikinci toplantısı Bursa’da gerçekleştirildi. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğindeki toplantıya, İçişleri Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü yetkilileri ile Bursa, Balıkesir, Bilecik, Çanakkale ve Yalova illerinde yer alan belediyelerin ilgili personelleri katıldı. Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı organizasyonuyla gerçekleştirilen Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki program, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Süleyman Çelik ve İçişleri Bakanlığı Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kemal Sucak’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

    2 gün devam eden programa; MBB Bilgi Teknolojileri Koordinatörü Yunus Demiryürek, MBB Bilişim Uzmanı Kerem Ulusoy, İçişleri Bakanlığı E-belediye Projesi Genel Koordinatörü Şükrü Çiçek, İçişleri Bakanlığı E-belediye Projesi Yerel Yönetimler Koordinatörü Gökhan Koçak ve Bursa Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı Mehmet Veysi Tutkun katıldı.

    İçişleri Bakanlığı bünyesinde bulunan e-belediye projesini tanıtmak ve e-belediye projesindeki modülleri kullanan belediyelerden geri dönüş alıp projeyi iyileştirmek adına düzenlenen toplantı, 5 ayrı salonda gerçekleştirildi. Toplantının İçişleri Bakanlığı modülleri kısmında; e-belediye projesi teknik istişare, muhasebe modülü, karar organları modülü, elektronik belge yönetim sistemi, insan kaynakları modülleri, doğrudan temin-taşınır modülü ve gelir modülü anlatıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği modülleri kısmında ise e-plan modülü, mezarlık modülü, park ve bahçeler modülü ve çevre yönetimi modülü ele alındı.

  • Motosikletli 112 ekipleri hayat kurtarıyor

    Motosikletli 112 ekipleri hayat kurtarıyor

    Sağlık Bakanlığı tarafından trafiğin yoğun olduğu veya araç trafiğine kapalı bölgelerde ilk müdahale için kullanılan özel donanımlı motosiklet ambulanslar hayat kurtarıyor. Vak’alara saniyeler içinde ulaşan ekipler, ilk müdahaleyi yaptıktan sonra duruma göre görevi diğer yataklı ambulanslara devrediyor.

    Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen motosiklet ambulans ekipleri, yoğun trafikte, yağmur çamur demeden dakikalar içerisinde ihbarlara ulaşıyor. Bursa’da şu ânda 2 tane olan motosikletli ambulanslar, duruma göre kimi vatandaşa çarşı içinde, kimi vatandaşa ise sahilde müdahale etmek için saniyelerle yarışıyor. Motorize ekiplerin ilk müdahale konusunda çok önemli olduğunu belirten Bursa İl Sağlık Müdürlüğü 112 Motorize Ekip görevlisi Ali Faruk Balkan, “Acil çağrı merkezine ilk yardım çağrısı düştüğü ândan itibaren biz hastamıza müdahale edebilmek için zamanla yarışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki acil hastalıklarda erken müdahale sayesinde hastalarımızın hayatta kalma ihtimâli artıyor. Yataklı ambulansların vak’aya ulaşmakta zorlandığı, yoğun trafik, dar sokaklar ve trafiğe kapalı alanlarda motorize ekiplerimiz devre giriyor. Biz trafikte hiç durmadan ilerleyerek hastaya veya yaralıya ulaşıyoruz. Daha sonra duruma göre yataklı ambulanslara hastayı devrediyoruz” dedi.

    Motosikletli ekipler olarak sıkı bir eğitimden geçtiklerini belirten Ali Faruk Balkan, “Ancak biz ne kadar dikkatli olursak olalım, vatandaşların da biraz bizleri görmeleri, hissetmeleri gerekiyor. Çünkü siren sesi duyduklarında hiç sağa sola bakmadan sol şeridi boşaltmaya çalışıyorlar. Ancak biz sadece sol şerit değil, ortadan veya en sağdan da gidebiliyoruz. Böyle durumlarda sıkışıyoruz. Acil durumlar sadece sol şerit değildir. Fermuar sistemi de vardır. Onun için ricamız vatandaşlarımızın siren duyduğunda ilk olarak aynalarına bakarak duruma göre hareket etmeleridir” diye konuştu.
    112 Motorize Ekip görevlisi Cebrail Gatfar ise, “7 gün 24 saat görevimizin başındayız. Bizim gibi canını dişine takan bütün acil sağlık hizmetleri ekiplerinin 1-7 Aralık Acil Sağlık Haftasını kutluyorum” şeklinde konuştu.

    Bursa’da il genelinde ayrıca bin 157 acil sağlık personeli ile 91 istasyonda 128 ambulans, 6 4×4 kar paletli ambulans, 1 obez ambulansı, 1 dört yataklı ambulans, 2 yenidoğan yoğun bakım ambulansı acil sağlık hizmeti veriyor.

  • DOSABSİAD Başkanı Çevikel büyüme rakamlarını değerlendirdi

    DOSABSİAD Başkanı Çevikel büyüme rakamlarını değerlendirdi

    Türkiye ekonomisinin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 büyümesini değerlendiren DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “İhracatçımız büyümenin bel kemiği olduğunu bir kez daha gösterdi. Ancak sürdürülebilir büyüme için risklere karşı önümüzü görmek istiyoruz” dedi.

    Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, 7,4’lük büyümede ana gruplar bazında en yüksek büyümeyi ihracatın gösterdiğini ve sanayiciler için olumsuz iklim oluşturan tüm faktörlerin ivedilikle ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.

    DOSABSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, büyüme zincirine her gün yeni bir halka ekleyen sanayicileri takdire şayan performans sergilediğini belirterek “Türkiye, pandemi sürecinde ve sonrasındaki toparlanma döneminde büyüme adına olabilecek en iyi sonuçları alan ülkelerden biri oldu. 2021 yılının üçüncü çeyreğine baktığımızda da 7,4 oranında bir büyüme kaydettiğimizi görüyoruz. Verileri incelediğimizde ise üçüncü çeyrekte ana gruplar bazında en yüksek büyümeyi ihracatın gösterdiğini söyleyebiliyoruz. Üretim, yatırım ve ihracata dayalı büyüme hedeflerimiz doğrultusunda, açıklanan verilerle gösterdikleri çabayı bir kez daha gözler önüne seren ihracatçımızı ve tüm iş dünyasını kutluyorum. Üreterek ve birlik olarak başarı ivmemizi yükseleceğimize ve çok daha güzel günler göreceğimize inanıyorum ama yapılması gerekenler var” dedi.

    İş dünyası ne bekliyor?

    Her şartta üretmekten vazgeçmeyen sanayicinin desteklendikçe güçleneceğini de kaydeden Nilüfer Çevikel, “İş dünyası olarak koşullar ne kadar zor olursa olsun motivasyonumuzu kırmamaya ve üretimimizi sekteye uğratmamaya çaba gösterdik. Ülke olarak pandemide ekonomik anlamda pozitif ayrışan nadir ülkelerden olmayı başardık, krizi fırsata çevirerek yeni pazarlarda varlık göstermeye başladık. Bu anlamda sanayicinin zorlu koşullarda büyük fedakarlık gösterdiğini göz ardı edemeyiz. İş dünyası olarak, karar vericilerden beklentilerimiz var. Üreticilerimizin desteklendiğini hissetmek istiyoruz. Her geçen gün artan enerji maliyetleri, yüksek enflasyon ve dalgalı kur gibi olumsuz iklim oluşturan, önümüzü görmemizi engelleyen faktörlerin acilen ortadan kaldırılmasını bekliyor, sanayicilerimizin omzundaki yüklerin hafifletilmesini diliyoruz” diye konuştu.

  • Bursa Büyükşehir’den lodos mesaisi

    Bursa Büyükşehir’den lodos mesaisi

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Afet ve Acil Durum Koordinasyon Merkezi (AKOM) ekipleri, cuma akşamı etkili olmaya başlayan ve saatteki hızı zaman zaman 100 kilometreye kadar ulaşan lodosun sebep olduğu hasarları onarmak için seferber oldu. Büyükşehir Belediyesi, ‘sahadaki 635 personelle’ şu ana kadar ağaç devrilmesinden tabela uçmasına kadar 212 olaya müdahale ederken, ekiplerin lodosla mücadelesi kesintisiz devam ediyor.

    Marmara’yı etkisi altına alan, deniz ulaşımının iptaline, okulların 1 gün tatil edilmesine sebebiyet veren lodos, Bursa’da da hayatı olumsuz etkiledi. Cuma akşamından itibaren etkili olmaya başlayan lodos ve fırtına, birçok evin çatısını uçurdu. Elektrik direkleri, ağaçlar ve panolar devrildi.

    Büyükşehir Belediyesi AKOM ekipleri de cuma gecesinden itibaren yoğun bir lodos mesaisi başlattı. İtfaiye, Park ve Bahçeler, Ulaşım, Zabıta Daire başkanlıkları ile BUSKİ Genel Müdürlüğü ve Tarım A.Ş. ekipleri, lodosun neden olduğu hasarı kaldırmak amacıyla gece gündüz demeden yoğun mesai harcadı. Toplam 635 personelle sürdürülen çalışmalarda şu ana kadar 62 ağaç devrilmesi, 86 tehlike arz eden madde, 45 çatı uçması, 14 tabela uçması ve 5 hasar tespit olmak üzere toplamda 212 olaya müdahale edildi.

    112 Acil Çağrı Merkezi ve Alo 153 Beyaz Masa ihbar hatlarına vatandaşlardan gelen ihbarlar AKOM tarafından titizlikle değerlendirilirken, gece özellikle dalgaların oluşturduğu hasar üzerine sabah saatlerinden itibaren Gemlik ve Mudanya sahillerindeki çalışmalara ağırlık verildi. Bir taraftan lodosun yol açtığı enkaz ekipler tarafından kaldırılırken, diğer taraftan da yıpranan kent mobilyaları ve parkların onarımına da süratle başlandı. AKOM’dan yapılan yazılı açıklamada, devam eden olumsuz hava şartlarına karşı vatandaşlardan tedbirli olmaları istendi.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nde Engellilik Çalıştayı düzenlendi.

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde Engellilik Çalıştayı düzenlendi.

    Bursa Teknik Üniversitesi, Yıldırım Belediyesi ve Simbiyoz Sosyal Aktivite Derneği işbirliğiyle BTÜ ev sahipliğinde gerçekleştirilen çalıştayda, engellilik konusunda Türkiye, Fransa ve İspanya’nın ortak yerel yönetimlerinin, üniversitelerin ve sivil toplum kuruluşlarının yer aldığı Cosmopolis Projesi de tanıtıldı.

    Engelliler alanında daha detaylı çalışmalar yapılması gerektiğini belirten BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, “İnsanı insan yapan ve diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliği gönlü ve merhamet duygusudur. Kişinin içinde taşıdığı benin niteliği çok önemli. Kişilerin statü ve davranışları arasındaki uyumsuzluğu gösteren birçok örnekle karşılaşıyoruz. Dıştan sağlıklı görünen fakat içten ruhu çürümüş, etrafındaki insanlara hayatı zindan eden kişiler görüyoruz maalesef. Allah kimseyi sevmek ve merhamet duygusundan yoksun bırakmasın. Engellilik konusu tüm kurumların el ele çalışıp aşması gerektiği bir konu. Bursa Teknik Üniversitesi olarak topluma fayda sağlayacak çalışmalar içerisinde yer almaya özen gösteriyoruz.” ifadelerini kullandı.

    1992 yılından bu yana engellilik konusunda uluslararası farkındalığı artırmak üzere 3 Aralığın Dünya Engelliler Günü olarak ilan edildiğini dile getiren BTÜ Sosyoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Medine Sunay, “Günün anlamına binaen biz de farkındalığı artırmak ve mevcut sorunların tespiti ve çözüm önerilerini geliştirmek üzere engellilik çalıştayını düzenledik. Yıldırım özelinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar kapsamında engelli alanında çalışan uzmanlar ve engelli vatandaşlarımızla bir araya gelerek sorunları tespit ederek engelleri birlikte aşmayı amaçladık.” şeklinde konuştu.

    Çalıştayda Cosmopolis Projesini tanıtan Simbiyoz Aktivite Sosyal Girişimcilik Kuluçka ve Sosyal Gelişim Merkezi Kurucusu Hülya Aras, “Cosmopolis projesi Türkiye, Fransa, İspanya ortakları olan yerel yönetimler, üniversiteler, dernekler arasında işbirliği ve katılımcılığın artırılmasına yönelik uluslararası bir proje. Projenin Türkiye lokalinde paydaşları Yıldırım Belediyesi, Bursa Teknik Üniversitesi ve Simbiyoz Sosyal Aktivite Derneğidir. Projede amacımız Yıldırım ilçesinde engellilik konusunda çalıştay ve farkındalık etkinlikleri ile engellilik konusunda yerel yönetime önerilerde bulunmak, akademik çalışmalara veri oluşturmak ve güzel uygulamaları uluslararası mecralarda paylaşmaktı.” dedi. Dezavantajlı bireylerin topluma dahil edilmesini iyileştirme ve farklı bağlamlarda deneyim alışverişini teşvik etme amaçlı Team 4 Team projesini yürüttüklerini aktaran Aras, “Burada da yine engelliler dahil dışlanmış kişilerin sosyal katılımlarını sürdürülebilir hale getirmek, dijital araçları kullanarak vatandaş katılımını geliştirmek, şehir ve kasabaların daha iyi olmasını sağlamak için kamusal alanda insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dayanıklı ve sürdürülebilir olarak düzenlemeyi hedefledik. Uzun vadede şehirlere katılım, yönetim ve sosyal kooperatifler, dijital platformlar gibi yenilikçi projelerin oluşturulması beklenen etkiler arasında.” diye konuştu.

    Çalıştaya çevrimiçi olarak katılan ve engelli hakları alanında çalışan İstanbul Barosu Avukatı Süreyya Kardelen Yarlı, “Engelli hakları ya da onların hayata katılımları ile ilgili yasal düzenlemeler çok düzensiz ve eksik ne yazık ki. Dezavantajlı guruplarla çalışırken bizi en çok zorlayan konu bu. Çünkü eğer alanda özel olarak çalışmıyorsanız bu tip bir dava size geldiğinde konu ile ilgili araştırma ve bilgi toplama aşaması ciddi anlamda zaman alıyor. Medeni kanun vb. düzenlemeler yapılırken dezavantajlı gurupların bunlardan nasıl yararlanacağı ya da bu düzenlemelerden nasıl etkileneceği göz ardı ediliyor. Maalesef engelli bireylere yönelik uygulamalar yapılırken onların fikirlerinin alınmadığını ve duyarsız kalındığını görüyoruz. Engelli alanında çalışan avukatlar seslerini diğer alanlarda çalışanlar kadar duyuramıyor.” dedi.

    Engelli çocukların bakım problemlerine de değinen Yarlı, “Ailede genelde baba çalışıyor ya da bu durumu kaldıramayıp evi terk ediyor. Çocuğun bakımıyla ilgilenmek durumunda olan anne de doğal olarak çalışamıyor aldığı cüzi miktardaki bakım maaşı ile geçinmeye çalışıyor. Kötü olan şu ki ek maddi destek için yardım başvurusunda bulunamıyor bu aldığı bakım maaşı nedeniyle. Ve aileler maalesef ciddi maddi zorluklar altında eziliyor. Otizm dışında engelli olup özel rehabilitasyon ihtiyacı olan bir çok çocuk var fakat yine devlet desteği yetersiz. Bununla birlikte aileler çocuklarının hangi engel durumunda olduğunu bilmediği ve herhangi bir cinsel temas yaşama ihitmali olmadığını düşündüğü için aslında devlet desteği ile uzmanlar tarafından engelli çocuğa aktarılması gereken bilgiler verilmediğinden bu çocuklar cinsel istismara çok açık hale geliyor. Engelli çocuklar ne yazık ki ihmal ve istismara en çok uğrayan bireyler. Devletin bu alanda acilen önlem alması gerekiyor.” dedi.

    Engelli istihdamının yeterince sağlanmadığına da değinen Yarlı, engelli istihdamının en çok kamuda olduğunu, cezaların caydırıcı olmaması nedeniyle işverenlerin engelli birey istihdam etmek yerine cezayı ödemeyi tercih ettiğini belirtti. Okul öncesi dönemden itibaren engelli bireylere yönelik farkındalığın sağlanması gerektiğinin altını çizen Yarlı, “Yetişkin insanlarda bu farkındalığı oluşturmak daha zor. Ama kaynaştırma sınıfı ve benzeri uygulamalarla çocukluktan itibaren bu bilinci oluşturabiliriz.” ifadelerini kullandı.

    Kentte Erişilebilirlik ve Sivil Katılım konu başlığıyla çevrimiçi olarak çalıştaya katılan PinGoin Erişilebilirlik ve İş Geliştirme Uzmanı İç Mimar Melike Yüksel ve Büşra Altıntepe, engellilerin her alanda daha bağımsız yer alabilmesinin önemini ve buna yönelik geliştirdikleri Pingoin uygulamasını anlattı. Engelli bir kişinin sosyalleşmek üzere bir mekâna gitmesinin çok çetrefilli bir süreç olduğunu belirten Yüksel, “Binadan çıkarken uygun basamak veya asansörün olması, otobüsün engelli rampasının olup olmaması, gideceği mekanın engelli tuvaleti var mı yok mu gibi baştan sona engelliyi sosyalleşmekten uzaklaştıran bir durum söz konusu. Bu süreci iyileştirmek ve engelli bireylerin sosyalleşmesini kolaylaştırmak için Pingoin uygulamasını geliştirdik.” dedi.

    Pingoin uygulamasıyla sosyal hayatta deneyim eşitliği sağlamak için çalıştıklarını belirten İç Mmar Büşra Altıntepe, gittikleri mekanları erişilebilirlik açısından değerlendirdiklerini, mekanlara iç mimari düzenleme önerilerinde bulunduklarını ve bu şekilde toplumsal bilinci artırmaya çalıştıklarını aktardı.

    Dünyada yaklaşık 1 milyar engelli bireyin olduğunu belirten BTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Dağ, “Engellilik, bizim beynimizde oluşturduğumuz bir kavram. Oysa 40 yaş itibariyle her yıl insanın işitme duyusu 0,5 desibel azalmaya başlar ve akabinde kronik hastalıklar zuhur eder. Dolayısıyla hepimiz belirli sağlık sorunlarını yaşayacak bireyler haline geleceğiz.” dedi. Engelliliğin sosyal dışlanmanın bir sonucu olduğunun altını çizen Dağ, “Engellileri tedavi etmek ya da onlara özel tasarımlar yapmak yerine onların topluma herkes gibi dahil olmasını sağlamalıyız. Engelli bireyler kendilerini çok fazla ifade edemiyor. Bu siyasal bir mesele olup aynı zamanda toplumsal dönüşüme ihtiyacı olan bir husus. Eğitim, istihdam, konut, ulaşım, gelir koruması, kültür-sanat, spor faaliyetleri, dini alanlar ve bunun gibi pek çok alanda eşit katılım için yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.

    Dijital Savunuculuk başlıklı konuşmasıyla çalıstayda konuşan İnternet Gazetecileri Derneği Genel Sekreteri ve Bursada Bugün Genel Yayın Yönetmeni Aysın Komitgan internet gazeteciliği kavramı ve internet yasası konusunda bilgiler aktardı. Teknolojinin hızla ilerlediği günümüzde internet kullanımının arttığını ve herkesin gazeteci gibi her konuda paylaşım yapar hale geldiğini aktaran Komitgan, “Sosyal medya çok doğru kullanılmıyor. Alana yönelik yasal düzenlemeler olmadığı ve cezai yaptırımları olmadığı için insanların birbirlerini çok rahat yıpratabildiği, psikolojik şiddete, tacize maruz bırakabildiği bir alan. Türkiye’de internet medyasının yasal bir düzleme oturtulması gerekiyor. Kişilerin hak ve özgürlüklerini korumak ve medyanın geleceğini kurtarmak adına internet yasasının çıkması için mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.