Kategori: Bursa Yerel

  • BUÜ dünyanın en iyi 50 üniversitesi arasında

    BUÜ dünyanın en iyi 50 üniversitesi arasında

    ‘Sürdürülebilirlikle Tanışıyoruz’ programında konuşan Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yeşil alana sahip üniversiteler sıralamasında dünyada 50., Türkiye’de ise ilk 3 üniversite arasında yer aldıklarını söyledi. Yaklaşık 15,5 milyon metrekare bir araziye sahip olduklarını vurgulayan Kılavuz; “Bu alanın 5,5 milyon metrekaresi çam ağaçlarıyla çevrili. Bir anlamda Bursa’nın akciğerleri konumundayız” dedi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Sürdürülebilirlik Koordinatörlüğü, “Sürdürülebilirlikle Tanışıyoruz” etkinliği düzenledi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve Rektör Yardımcıları Prof. Dr. İrfan Kırıştıoğlu ile Prof. Dr. Ferudun Yılmaz’ın da katıldığı programa; dekanlar, akademisyenler, personel, üniversite ve ilköğretim öğrencileri de ilgi gösterdi. Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve beraberindekiler, tören öncesinde fuaye alanında stant açan öğrenci topluluklarını ziyaret ederek projeleri hakkında bilgi aldı.

    “Gelişmiş denilen ülkeler doğayı hoyratça kullanıyor”

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde organize edilen etkinliğin açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, yaklaşık 1 yıl önce sürdürülebilir kampüs projesi başlattıklarını vurguladı. Daha iyi, daha güzel, yaşanabilir ve süreklilik arz eden bir kampüs fikri ile çalışmaya başladıklarını kaydeden Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz; “Dünyamız bizlere emanet. Bizler de emanetçiyiz. Gelecek nesillere de bu emaneti en iyi şekilde bırakmamız gerekiyor. Dünya bunun farkında ancak uygulamada bir takım sorunlar yaşandığı hepimizin malumudur. Gelişmiş ülkelerin çevreye sahip çıktığı söyleniyor. Bizlere bu şekilde yansıtılıyor. Ancak dünyayı ve çevreyi en hoyratça kullananın da bu ülkeler olduğunu biliyoruz. Bilgilerin ve bilimsel gelişmelerin eyleme dönüşmesi gerekiyor. Yaşanabilir bir dünya ve çevre için gerçek anlamda yapılması gerekenler maalesef yapılmıyor. Dengenin korunması gerekiyor. Bir yandan gelişmeye devam etmek diğer yandan da doğayı korumak zorundayız” diye konuştu.

    “Çevre ve doğayı koruma bilinci ailede başlıyor”

    Üniversite olarak önceki yıl GreenMetrics sıralama kuruluşuna başvurduklarını açıklayan Rektör Kılavuz; “Çok güzel bir kampüsümüz var. Yeşil alana sahip üniversiteler içerisinde Türkiye’de ilk üç içerisindeyiz. Dünya sıralamasında ise ilk 50 içerisindeyiz. Sürdürülebilirlik eğitimi ve araştırmaları konusunda da aynı derecelere sahibiz. 15,5 milyon metrekare bir kampüs arazimiz var. Bunun 5,5 milyon metrekaresi çam ağaçları ile kaplı. Bir anlamda Bursa’nın akciğerleri konumundayız. Bu yeşil alan ve doğa sayesinde dünyadaki en önemli üniversitelerinden birisi konumuna geldik. Bizim asli görevlerimizden birisi bu güzelliğe ve doğaya sahip çıkmaktır” açıklamasında bulundu. Aile olarak da doğanın korunması noktasında özel bir hassasiyet gösterdiklerinin altını çizen Kılavuz; “Benim 6 torunum var. Üniversite 3. sınıftan tutun da anaokuluna giden sıra sıra torunlara sahibim. Ancak en küçüğümüzden en büyüğümüze kadar yediğimiz şekerin kabuğunu bile uygun atık yerine atmaya dikkat ediyoruz. Çevre ve doğayı koruma bilinci öncelikle ailede başlıyor. Küçük yaşta çocuklarımıza bu hassasiyeti aşılamamız gerekiyor” dedi.

    BUÜ Sürdürülebilir Kampüs Koordinatörü Prof. Dr. Güray Salihoğlu ise törendeki açılış konuşmasında etkinliğe katılan herkese teşekkür etti. Özellikle ilköğretim öğrencilerini aralarında görmekten büyük bir mutluluk duyduklarını kaydeden Prof. Dr. Güray Salihoğlu; “Sizleri burada görmek bizleri mutlu etti. Çünkü eğer çevre için bir şeyler yapacaksak, bunu ancak birlikte yapabiliriz. Çevre problemlerini anlayabilirsek, aynı dili konuşursak, dertleri paylaşırsak belki bir şeyler yapabilir ve bir şeyleri başarabiliriz. Elimizde sihirli bir değnek yok, çevre problemlerini hemen çözemeyebiliriz. Belki de ömrümüz bu sorunun çözülmesine yetmeyebilir. Ancak Nasrettin Hoca misali göle bir maya çalar ve sonra belki tutar diye umut ederiz. En sonunda ise geri dönüp yaşam muhasebemizi yaptığımız zaman biz denedik, elimizden geleni yaptık diyebiliriz. Biz başkalarını da çevreyi de düşündük. Asla bencil olmadık diyebiliriz. Sürdürülebilir Kampüs çalışmalarına Rektörümüzün önderliğinde işte tam da bu duygularla başladık. Daha bir yılı bile doldurmadık. Bu süre içerisinde bizim gibi düşünenlerin çok fazla olduğunu gördük. Bugünkü etkinliğimiz de çabalarımız arasında bir damla olacak ve belki de damlaya damlaya göl olacak” şeklinde konuştu.

  • BTB Online Akademi’de Çay 5.0 söyleşisi

    BTB Online Akademi’de Çay 5.0 söyleşisi

    TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, Bursa TB Online Akademi’de Çay 5.0 söyleşilerinin konuğu oldu. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile ticarette yeni bir dünya düzeni başlatmayı hedeflediğini söyleyen Yiğit Ateş, Türkiye’nin entegrasyon sürecini hızlandırması gerektiğini vurguladı.

    Bursa Ticaret Borsası’nın (Bursa TB) gelişim platformu olarak hayata geçirdiği Bursa TB Online Akademi, Çay 5.0 söyleşileri ile devam ediyor. AB Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm sürecinin ele alındığı etkinliğin bu ay ki konuğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Borsalar Müdürü Yiğit Ateş oldu. Bursa TB Konferans Salonu’nda ve eş zamanlı çevrimiçi olarak hibrit şekilde gerçekleştirilen programı Bursa TB Meclis Üyesi Mustafa Aksu, Genel Sekreter Fehmi Yıldız ile birlikte çok sayıda katılımcı takip etti. Programda konuşan TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve beraberinde yaşanacak yeşil dönüşüm süreci ile bu sürecin Türkiye’ye etkisi hakkında bilgiler verdi.

    İklim nötr Avrupa hedefi

    Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat sürecinin 11 Aralık 2019 tarihinde alınan kararla başladığını söyleyen Yiğit Ateş, “Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile birlikte ilk etapta 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55, karbon salınımını ise yüzde 50 oranında azaltmayı hedefliyor. 2050 yılında ise iklim nötr bir kıta Avrupası oluşturmayı amaçlıyor. Aslında yeşil kavramı her zaman doğa ve çevre bağlantılı olan bir kavram ancak AB Yeşil Mutabakatı’nda ticari beklentilerde söz konusu. Çünkü bu süreçte modern ve yenilikçi politikalar ile rekabet ortamları oluşturulacak” dedi.

    AB’den Yeşil Mutabakata 1 trilyon euro yatırım

    Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile birlikte sadece çevre bağlamında değil, ticarette de yeni bir dünya düzeni başlatmayı amaçladığını kaydeden Yiğit Ateş, “Enerjiden ulaşıma, tarımdan sanayiye hatta vergilendirmeye kadar komple yeni bir sistem ile karşı karşıya kalacağız. Bunun farkında olan Avrupa Birliği oluşturduğu eylem planları ile Yeşil Mutabakata entegrasyon için çalışmalar yürütürken, önümüzdeki 10 yıl için yaklaşık 1 trilyon Euro’luk bir yatırım planıyla da bu süreçte etkin olmayı hedefliyor” diye konuştu.

    “Emisyon Ticaret Sistemi’ne entegrasyonu hızlandırmalıyız”

    Avrupa Birliği’nin bu süreçte ticaret yaptığı ülkeler ile alakalı çeşitli sistemler geliştirdiğini kaydeden TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, bu sistemlerin en önemlisinin emisyon ticaret sistemi olduğunu vurguladı. 25 milyar Euro kaynak ayrılan bu sistem neticesinde sınırda karbon salınım oranına göre ithalatta fiyatlamanın belirleneceğine dikkati çeken Ateş, “Emisyon ticaret sistemi aslında Avrupa Birliği’nin karbon pazarı. Bu gazların salınımından sorumlu olan sektörlerin yüzde 45’inin olduğu bir sistemden bahsediyoruz. Avrupa Birliği, ithal ettiği ürünlerde karbon gümrük vergisi koyacak. 2026’dan itibaren AB’ye doğrudan para ödemeye başlayacağız. Biz ‘Para kazanalım.’ derken AB’ye bundan dolayı para ödeyeceğiz. Eğer gerekli önlemleri almazsak bu rakam yılda yaklaşık 770 milyon Euro. Türkiye olarak 2026 yılına kadar bu sisteme entegre olabilmek adına çalışmalarımızı hızlandırmalıyız” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Yeşil Mutabakat Eylem planı çerçevesinde çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Ateş, entegrasyonun kolay olmadığını bu nedenle özellikle firmaların hibelerden yararlanması gerektiğini ve Ufuk Avrupa Hibe programlarının özellikle özel sektör tarafından takip edilmesi gerektiğini söyledi.

    “Tarımda temel sorun bilinçsiz kullanım”

    AB Yeşil Mutabakatı kapsamında tarım sektörünü bekleyen dönüşüme değinen Yiğit Ateş, dünyada değişen tarım politikaları ile birlikte tarımın da artık ekilen bir ürün olmaktan çıkıp uluslararası ilişkilerde kullanılan ciddi bir argüman haline geldiğini ifade etti. AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında tarımda 5-6 maddelik eylem planı oluşturduğunu bunlardan en önemlisinin pestisit kullanımı olduğuna vurgu yapan Ateş, “Avrupa Birliği tarımda pestisit kullanımını yüzde 50, kimyasal gübre kullanımını yüzde 20 azaltmayı planlıyor. Aslında Türkiye olarak pestisit konusunda kötü bir durumda değiliz. Örneğin biz, Avrupa ülkelerine göre daha az pestisit kullanıyoruz ancak bizim temel sorunumuz maalesef bilinçsiz kullanım. Dolayısıyla bizim asıl yapmamız gereken pestisit gibi kalıntıları, ilaçları kullanırken, üreticilerimizi kesinlikle bilinçlendirmemiz, daha doğru bir kullanıma gitmemiz lazım” diye konuştu.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nde deprem semineri

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde deprem semineri

    Bursa Teknik Üniversitesi’nde (BTÜ) 1-7 Mart “Deprem Haftası” etkinlikleri kapsamında bir seminer düzenlendi. Seminerde, afet bilincini yerleştirmek ve deprem farkındalığının arttırılması amaçlandı. Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu, “Kurtarma ve yardım faaliyetlerinin koordinasyonu önemli” dedi.

    BTÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKSDB) tarafından düzenlenen seminer Yıldırım Beyazid Yerleşkesi Kırmızı Salonda gerçekleşti. Programda, BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEPAR) Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan ile Bursa AFAD İl Müdürü Yalçın Mumcu konuşmacı olarak yer aldı.

    BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Genel Sekreter Dr. Öğr. Üyesi Murat Bayrak, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, Yabancı Diller Yüksek Okulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Sarıoğlu, SKS Daire Başkanı Mehmet Erman, akademisyenler, idari personel, AFAD personeli ve çok sayıda öğrenci dinleyici olarak katıldı.

    Seminerin ilk konuşmacısı BTÜ DEPAR Müdürü ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan oldu. Prof. Dr. Bayhan konuşmasına Bursa ilinde ve dolayısı ile Marmara Bölgesinde aktif fayların bulunduğunu hatırlatarak başladı. Özellikle, Marmara Denizi içerisinde 1766 yılından beri sismik açıdan pek fazla faaliyet gözlenmeyen, ancak geçmişte bölge için yıkıcı etkilere sebep olmuş bir fay hattının bulunduğuna dikkat çekti. Bu fay hattının her an etkisi yüksek olabilecek deprem üretme kapasitesine sahip olduğunun da altını çizdi. Bölgenin deprem üretkenliği hakkındaki istatistiki bilgilerin uzun yıllar öncesinden beri kayıt altında olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bayhan, bu istatistiki bilgilerin ışığında muhtemel depremlerin bölgenin hangi şehir ve kısımlarında ve hangi derecede hasar verebileceğini tahmin edilebildiğini kaydetti.

    Bu gün, içerisinde yaşanılan binaların depremde hasar almayacak şekilde üretilmediğini de sözlerine ekleyen Prof. Dr. Bayhan, bu tür üretilmesi hedeflenen binaların, yapım maliyetlerinin olağan üstü yüksek olduğunu belirtti. Bu nedenle binaların deprem anında hasar alabilecek ama can kaybını en aza indirecek şekilde tasarlandığını dinleyicilerle paylaştı.

    Konuşmasının son bölümünü Marmara ve Bursa’yı etkileyen geçmiş depremlere ayıran Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Bursa’daki 1855 depreminin etkileri ile aynı fayın harekete geçmesi sonucunda etkilenmesi muhtemel bölgelerin günümüzdeki durumunu mukayese etti. Yapı güvenliğinin yaşamsal öneme sahip olduğunu kaydettiği konuşmasında, güvenli bir yapının imal edilmesi için zeminin de çok önemli bir faktör olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Beyhan “Bina yapım teknikleri deprem güvenliğine doğrudan etki eden unsurlardandır. Bu anlamda, doğru teknik ile inşa edilecek binalar ile Bursa ve Marmara Bölgesi muhtemel bir deprem tehlikesine hazırlanmalıdır. Ancak, deprem öncesinde yapılacaklar kadar, deprem sonrasında yapılması gerekenler var. Özellikle depremden sonra kullanılması gerekli olan hastane, kamu binaları ya da köprü gibi yapıların ayakta kalmaları, deprem felaketine uğramış insanların hayatlarının kurtarılabilmesi için gerekli. Bu tür kamusal alanlar ve yaşam alanlarımız depremde bizlerin hayatlarını koruyabilmesi için doğru yapım teknikleri ile ehil insanlar tarafından inşa edilmelidir. Bu durum ise vatandaşlarımızın ülkemiz coğrafyası için kaçınılmaz bir gerçek olan deprem bilincinin yerleşmesi ve farkındalığının oluşmasına bağlı. Bana göre afet sonrası yara sarmadan ziyade, deprem yaşanmadan yapıları dirençli ve insanlarımızı da bilinçli hale getirerek, tabiat olayının afete dönüşmesini önlemek esas hedefimiz olmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.

    BTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Beyhan Bayhan’ın ardından AFAD Bursa İl Müdürü Yalçın Mumcu seminer konuşmasını gerçekleştirdi. Mumcu, Bursa’nın deprem kuşağında yer aldığını ve bu nedenle afet açısından riskli bir bölge olduğunu ifade etti. Yaşanabilecek herhangi bir afet sonrasında yapılacaklar hakkında bilgi sahibi olunmasının, sadece insanın kendi hayatını değil yakınlarının ve çevresindekilerinin hayatlarını güvenli hale getireceğini kaydetti.

    Vatandaşlardan deprem gerçeğinin her zaman akıllarının bir ucunda olmasını isteyen AFAD Bursa İl Müdürü Mumcu, “Afet sonrasında şehre gelecek olan arama kurtarma ekiplerin, iş makinalarının, iaşe sağlayan birimlerin birbirleri ve şehrin yöneticileri arasında koordinasyonun kurulması, yardım ve kurtarma faaliyetlerinin başarısında önemli faktördür. Bu nedenle herhangi bir afet sonrasında kurtarma ve yardım faaliyetleri eşgüdüm içerisinde yürütülmelidir. Gelen yardımların şehir içinde dağıtımı kamu tarafından düzenli, adil ve gerçekçi bir şekilde yapılması gerekir. Bu nedenle afet idare kapasitemizi arttırmamız gereklidir” dedi.

    Deprem Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen seminerin sonunda BTÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, konuşmacı AFAD Bursa İl Müdürü Yalçın Mumcu’ya teşekkür belgesi takdim etti.

  • Bursa’da ‘İnsanlığın Miracı Kudüs’ programı düzenlendi

    Bursa’da ‘İnsanlığın Miracı Kudüs’ programı düzenlendi

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Mirasımız Kudüs Derneği işbirliğiyle ‘İnsanlığın Miracı Kudüs’ programı düzenlendi.

    Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde (Merinos AKKM) organize edilen program, Mescid-i Aksâ Müezzini Azzam Dweik’in okuduğu İsra Suresi’nden ayet-i kerimeler ve yatsı ezanı ile başladı. Mirasımız Kudüs Derneği Başkanı Muhammet Demirci ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız’ın açılış konuşmasının ardından, Özgür Kudüs çizgi videosu ilgiyle izletildi. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programda; Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Peygamber Efendimizin miracını anlattı, insanlığın yeniden miracı yaşayabilmesinin yolunun ise Kudüs’e sahip çıkmaktan geçtiğini vurguladı. Programa katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın özgürlüğü için verilen mücadelenin destekçisi olmaktan onur duyduklarını ifade etti.

    Programda, sanatçılar Ömer Karaoğlu ve Mustafa Demirci’nin ezgileriyle Özgür Kudüs akdi tazelendi. Ömer Faruk Elmas’ın ‘Kum Sanatı’ gösterisi ilgiyle izlenirken; Kudüs ziyareti çekilişinin de yapıldığı programda, Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle 4’üncüsü yapılan Uluslararası Mirasımız Kudüs Karikatür Yarışması’nda dereceye giren eserler sergilendi.

  • Bursa’da bağımlılıkla mücadele sürüyor

    Bursa’da bağımlılıkla mücadele sürüyor

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2015 yılında madde bağımlılığı ile mücadele amacıyla kurulan Gençlik ve Aile Destek Merkezi (GADEM), toplumu bilgilendirme çalışmalarına devam ediyor.

    Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışmalarını yürüten GADEM, bağımlılıkla etkin mücadele amacıyla bağımlı yakınlarına yönelik sigara alkol ve madde bağımlılığı tedavi programını (SAMBA) uygulamaya başladı. 7 oturumdan oluşan program ile ailelere, her hafta salı ve perşembe günleri 14.00-16.00 saatleri arasında eğitimler veriliyor. Bugüne kadar 1450 kişinin yararlandığı SAMBA programında, bağımlıların iyileşme sürecinde neler yapılabileceği anlatıldı. Programda ayrıca aileler, diğer bağımlı yakınlarıyla birlikte ortak sıkıntılar üzerinden çözüm üretme fırsatını da buluyor.

  • Bursa Büyükşehir Mangala İl Şampiyonası yapıldı

    Bursa Büyükşehir Mangala İl Şampiyonası yapıldı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin il Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde düzenlediği Büyükşehir Okul Sporları Etkinlikleri (BOSE) kapsamında gerçekleştirilen ‘Büyükşehir Mangala İl Şampiyonası” finali coşkulu bir katılımla yapıldı. Ödül törenine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, finalist öğrencilerle mangala oynadı.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile yapılan protokol kapsamında Büyükşehir Okul Sporları Etkinlikleri (BOSE) ile öğrencileri sporla buluşturmaya devam ediyor. BOSE kapsamında 17 ilçeden 52 bin öğrencinin katılımıyla başlayan Büyükşehir Mangala İl Şampiyonası, 204 finalistin katıldığı final maçları ile sona erdi. Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Zeki Müren Salonu’nda yapılan final müsabakalarını Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ve İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Kahya da izledi. 17 ilçedeki 91 ilkokuldan gelen öğrenciler birincilik için mücadele ederken, Başkan Aktaş da küçük finalistlerle mangala oynadı.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, 17 ilçede de ulaşımdan altyapıya, çevreden tarımsal kalkınmaya kadar önemli yatırımlarını hayata geçirdiklerini belirterek, bunun yanında gelecek neslin daha donanımlı olması için de yoğun gayret gösterdiklerini söyledi. Çocukların hayata en doğru şekilde hazırlanması için farklı çalışmaları hayata geçirdiklerini ifade eden Başkan Aktaş, “Söz konusu çocuklar olunca akan sular durur. Ne gerekiyorsa yapıyoruz. Onlar bizim geleceğimiz. Onlar geleceğin belediye başkanları, mühendisleri, işçileri çiftçileri olacak. Çocuklarımızı fiziksel ve ruhsal olarak geleceğe hazırlamak, sosyalleşmelerine yardımcı olmak, problem çözme becerilerini geliştirmek, yetenekli çocuklarımızı erken yaşlarda tespit ederek sisteme kazandırabilmek ve sporu bir yaşam biçimi haline getirmek için okul sporları şenliği düzenliyoruz. Mangala da problem çözme, baskı altında doğru karar verme, sosyalleşme gibi yeteneklerin geliştirilmesine katkı sağlıyor. Derece alsın ya da almasın ben bu turnuvaya katılan tüm çocuklarımızı kutluyorum. Onların hepsi birer şampiyon” dedi.

    İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Mustafa Kahya da çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimine katkı sağlayan bu tür etkinlikler sebebiyle Başkan Aktaş’a teşekkür etti.

    Başkan Aktaş, törenin sonunda final maçlarına katılan çocuklara madalyalarını verdi.

  • Personel ve öğrencilere ‘kalite eğitimi’

    Personel ve öğrencilere ‘kalite eğitimi’

    Bursa Uludağ Üniversitesi’nin (BUÜ), Kalite Birliği Derneği (KALBİR) ile gerçekleştirdiği protokol sayesinde akademik ve idari personelin yanı sıra öğrenciler de ücretsiz kalite eğitimleri alabilecek.

    Göreve geldikleri ilk günden itibaren kalite çalışmalarına öncelik veren BUÜ yönetimi, üniversitede görev yapan akademik ve idari personelin yanı sıra öğrencilerin de kendilerini geliştirmeleri için proje üretmeye devam ediyor. Bursa’nın önde gelen sivil toplum kuruluşları arasında yer alan KALBİR ile yapılan protokol çerçevesinde Üniversitede görev yapan personel ile öğrenciler için TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemleri, İç Tetkikçi ve Excel eğitimleri verilecek. Ücretsiz olarak verilecek eğitimler 40 saat yüz yüze, 40 saat online olmak üzere toplam 80 saat sürecek. Eğitimleri başarıyla tamamlayan kursiyerlere uluslararası geçerliliği bulunan sertifika verilecek. İşbirliği protokolü BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ve KALBİR Onursal Başkanı Prof. Dr. Erkan Işığıçok arasında imzalandı.

    Eğitimin yanı sıra öğrencilerin gelişimi ve toplumsal katkıyı da gözetmeleri gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, “Bursa Uludağ Üniversitesi olarak asli görevlerimizin yanında öğrencilerimizi hayata daha hazır bir şekilde mezun etmek için çaba gösteriyoruz. Personelimizin ve öğrencilerimizin de bu gelişim sürecine uyumluluk göstermesi gerekiyor. Bugün imzalayacağımız protokol sayesinde hem personelimiz hem de öğrencilerimiz kendilerine katkı sağlayacak önemli eğitimlere ulaşma fırsatı yakalamış olacaklar. İşbirliği için Kalite Birliği Derneği yöneticilerine ve eğitimcilere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

    KALBİR Onursal Başkanı ve BUÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erkan Işığıçok da, bugüne kadar 12 farklı eğitim dönemi düzenlediklerini ve bu eğitimlerden toplam bin 216 kursiyerin yararlandığını açıkladı. Bursa Uludağ Üniversitesi’nin de kalite eğitimleri konusunda büyük bir özveri ile çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Erkan Işığıçok, yürütülecek işbirliği sayesinde çok sayıda personel ve öğrencinin kişisel gelişimlerine katkı sağlayacağının altını çizdi.

  • GUHEM, NASA ile aynı sahnede

    GUHEM, NASA ile aynı sahnede

    Avrupa’nın en büyük uzay ve havacılık temalı eğitim merkezi Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), uluslararası alanda güçlü tanıtım atağını sürdürüyor. GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, Türkiye’nin de üyesi olduğu Asya Pasifik Uzay İşbirliği Organizasyonu (APSCO) ve Birleşmiş Milletler Uzay İşleri Ofisi (UNOOSA) işbirliğiyle Birleşmiş Milletler Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanımı Komitesi (COPUOS) toplantıları kapsamında düzenlenen “Gelecek Nesil İçin Uzay Farkındalığı” sempozyumuna konuşmacı olarak katıldı.

    Türkiye’nin uzay ve havacılık temalı ilk interaktif eğitim merkezi olan GUHEM, uzay konusunda uluslararası alanda düzenlenen en prestijli organizasyonlardan biri olan APSCO sempozyumunda ABD’den NASA, Birleşik Krallık’tan National Space Academy ve Çin’den Beijing Space Camp gibi önemli kurumlarla aynı sahnede yer aldı. GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu “Popüler Kültürün Uzaydaki Tarihi ve Etkisi” temasıyla düzenlenen sempozyumunun ilk oturumuna konuşmacı olarak katıldı. GUHEM hakkında bilgiler veren Mirahmetoğlu, katılımcılara GUHEM’in vizyonu ve merkezdeki çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

    GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, “Merkezimizde uzay ve havacılıkla ilgili eğitim hedefli 154 interaktif düzenek yer alıyor. Merkezimizin ilk katında havacılık sergisi bulunuyor. Bu katta havacılık üzerine eğitim almış bilim iletişimcilerimiz anlatımlar gerçekleştiriyorlar. “Uzay Katı” olarak adlandırılan ikinci katta ise astronomi alanında uzman bilim iletişimcilerimiz ziyaretçilerimize atmosfer olayları, güneş sistemi, gezegenler ve galaksilere ilişkin bilgiler sunuyorlar. GUHEM Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise en iyi 5 merkezinden biri olarak çalışmalarını sürdürüyor” dedi.

    Konuşmasında Türkiye’nin Milli Uzay Programı’ndan da bahseden GUHEM Genel Müdürü Halit Mirahmetoğlu, bu kapsamda Türkiye Uzay Ajansı (TUA) yakın ilişkiler kurduklarını dile getirdi. GUHEM’in özellikle Milli Uzay Programı’nda yer alan uzay farkındalığı ve insan kaynağının geliştirilmesi hedefiyle hizmet ettiğini belirten Mirahmetoğlu, “GUHEM gelecek nesillerimize uzay, havacılık ve teknoloji konularında bilgiler aktararak çocuklarımıza ilham vermeyi hedefliyor. Merkezimizde özellikle çocuklarımızın uzay konusunda farkındalığını artırarak ilerde bu alanda meslekler seçmesini hedefliyoruz. Böylece ülkemizin uzay çalışmaları konusunda başarılı işlere imza atacağına eminiz. Sizleri de merkezimizde ağırlayarak bilgi ve deneyimlerinizden faydalanmak istiyoruz” diye konuştu.

    APSCO Dış İlişkiler ve Hukuk İşleri Genel Direktörü Aisha Jagirani moderatörlüğünde düzenlenen panelde Halit Mirahmetoğlu’nun yanı sıra APSCO Genel Sekreteri Ferhat Fikri Özeren, NASA Bilim Program Yöneticisi Adriana Ocampo Uria, National Space Academy Yöneticisi Prof. Dr. Anu Ojha Obe, Beijing Space Camp Genel Müdürü Wang Wenhua da konuşmacı olarak yer aldı.

  • BOSAB’da ‘siber güvenlik’ eğitimi

    BOSAB’da ‘siber güvenlik’ eğitimi

    Son dönemde gündem oluşturan siber saldırılara karşı neler yapılması gerektiği konusunda Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi’ndeki firmalara farkındalık eğitimi verildi.

    Bilişim dünyasının baş döndürücü hızına ayak uydurabilmek adına Barakfakih Organize Sanayi Bölgesi (BOSAB), bölgedeki firmalar için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Teşvik ve Destekler Şube Müdürlüğü’nün Siber Güvenlik Farkındalık Eğitimi programına ev sahipliği yaptı. Avukat Murat Kandır ve Avukat Dr. Barış Günaydın’ın siber saldırılardan korunma yolları hakkında önemli bilgiler paylaştığı BOSAB Konferans Salonu’ndaki etkinlikte Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve sosyal mühendislik kavramı ile ilgili uyarılar yapıldı. BOSAB Bölge Müdürü Semih İdil, “Firmalarımızla birlikte dijital çağa ayak uydurabilmek ve bunu yaparken siber güvenlik önlemlerini göz önünde bulundurmak adına önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptık. Bölgemizi dijital çağa en kapsamlı şekilde taşıyabilmek için eğitimlerimize devam edeceğiz. Günümüzde firmaların ve organize sanayi bölgelerinin veri güvenliğini sağlamaları daha da önem arz ediyor” dedi.

    Dijitalleşmenin arttığı bir dönemde güvenlik açıklarının çok fazla olduğunu vurgulayan Avukat Murat Kandır ise, “Siber güvenlikte önem arz eden konu, bilginin korunmasıdır. Yeni düzenlemelerle siber saldırılara uygulanan cezalar artırılmış olsa da, hala güvenlik açıkları çok fazla. Siber güvenliğin yüzde 20’lik kısmını teknik oluştururken, yüzde 80’lik kısmı ise son kullanıcıya bağlıdır. Bu noktaya çok dikkat edilmelidir” diye konuştu.

    Avukat Dr. Barış Günaydın da, “Bilgilerimizi koruyamazsak siber saldırılar sonucu birçok suça ortak olabiliriz. Birçok siber saldırı yöntemi olmasına rağmen, firmalar özellikle fidye yazılımlara karşı dikkatli olmalı. Bu saldırılar sonrası şifreler ele geçirilebilir ve karşılığında fidye istenebilir” ifadelerini kullandı.

  • Kültür akademisinden kahramanlara vefa

    Kültür akademisinden kahramanlara vefa

    Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Kültür Akademisi Şiir ve Edebiyat Kulübü’nün ‘Kahramanları Anlatan Şiirler Kahramanları Söyleyen Türküler’ programı, Mihraplı Şehitler Anıtı Kültür Kompleksi Salonu’nda gerçekleşti.

    Bursa Emniyet Teşkilatı Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma Derneği, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şube Başkanlığı, Türkiye Muharip Gaziler Bursa Şube Başkanlığı’nın ev sahipliğindeki etkinliğin konukları, Bursalı şair ve yazarlar ile Gençleşen Türküler Proje Topluluğu oldu. Şehit ve gazi yakınlarının yanı sıra sanatseverlerin de büyük ilgi gösterdiği program, Ahmet Sami İlhan’ın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programda, şair ve yazarlar Faruk Anbarcıoğlu, Hatice Türkmen Yurtseven, Makbule Acar Yeni, Şifanur Özçelik Şirin, Güleser Polat ve Zekiye Zümra Ak’a, Gençleşen Türküler Proje Topluluğu’nun ses ve saz sanatçıları eşlik etti. Etkinlik, ‘Şehitler Ölmez’ ve ‘Ölürüm Türkiyem’ eserlerinin seslendirilmesiyle sona erdi.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fethi Yıldız’ın da katıldığı programın sonunda Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şube Başkanı Metin Şenol ve Bursa Emniyet Teşkilatı Şehit ve Gazi Aileleri Yardımlaşma Derneği (BEMŞAD) Başkanı Nevin Fırtına, gecenin anısına Şef Erdinç Ertüzün ile Bursalı şair ve yazarlara plaket verdi.