Kategori: Bursa

  • İnegöl’de gençler şehir yönetimine katkı sunuyor

    İnegöl’de gençler şehir yönetimine katkı sunuyor

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban Genç Bakış programları düzenleyerek gençlerin şehre dair beklenti ve taleplerini dinlemeye devam ediyor. Başkan Alper Taban, Dörtçelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi “Kariyer Günleri” buluşmaları kapsamında okul öğrencileriyle bir araya geldi. Okulun çok amaçlı salonunda düzenlenen söyleşiye öğrencilerle birlikte okul idarecileri ve öğretmenler de katıldı. Hem şehir yönetimi hem projeler hem de gençlerin öneri ve talepleri üzerine samimi bir sohbetin yaşandığı buluşmada, Başkan Taban öğrencilere nasihatlerde de bulundu.

    Okul Müdürü Ziyaddin Çifçi’nin açılış konuşmasıyla başlayan Kariyer Günleri programında, Ziyaddin Çiftçi okuldaki öğrencilerin mesleki becerileri elde edinmesini sağlayarak İnegöl eğitimine hizmet sunduklarını söyledi. Ardından Belediye Başkanı Alper Taban sahneye çıktı. İçinde bulunduğumuz döneme dair konuşan Başkan Taban, “Zaferler ayı Ağustos’u geride bıraktık, kurtuluş ayımız Eylül’ün içerisindeyiz. Ben öncelikle bizlere bu vatanı bırakan atalarımıza teşekkür ediyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum” dedi.

    BAŞKAN TABAN GENÇLERİN SORULARINI YANITLADI

    Alper Taban’ın açılış konuşmasının ardından program öğrencilerin sorularıyla devam etti. Başkan Taban öğrencilerin sorularını içtenlikle yanıtlarken, gençler de hem şehir hem yönetimsel anlamda istek ve önerilerini anlatma fırsatı buldular. Program sonunda ise Okul Müdürü Ziyaddin Çifçi, İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban’a teşekkür ederek öğrenciler tarafından hazırlanan el emeği ürünleri hediye etti.

  • Osmangazi’de Türkçe’nin doğru kullanımına dikkat çekildi

    Osmangazi’de Türkçe’nin doğru kullanımına dikkat çekildi

    Tarihler 26 Eylül 1932’yi gösterdiğinde Dolmabahçe Sarayı’nda, Türkçe’nin zenginliğinin araştırılması ve ortaya çıkarılması için Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün katılımıyla Birinci Türk Dili Kurultayı toplandı. Kurultayın toplandığı ilk gün olan 26 Eylül’ün her yıl “Dil Bayramı” adıyla kutlanma teklifi oy birliği ile kabul edilerek ve o günden bu yana 26 Eylül günü ülkemizde “Dil Bayramı” olarak kutlanıyor. Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Kent Konseyi de Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük önem verdiği dile sahip çıkmak ve gelecek kuşaklara doğru aktarılmasını sağlamak için 26 Eylül Türk Dil Bayramı’nın 92’inci yıl dönümünde bir söyleşi düzenledi.

    Hasan Ali Yücel Dünya Klasikleri Kütüphanesi’nde Uludağ Üniversitesi Türk Dili Bölümü Öğretim Görevlisi Nilüfer İnceman Akgün’ün moderatörlüğünde gerçekleştirilen söyleşide; Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Dili Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasene Aydın da Türkçe’nin doğru konumu ve özellikle sosyal medyadaki sıkıntılar hakkında bilgiler verdi.

    “Türkçe’nin önemini bir kez daha hatırlatmak için buradayız”

    Türkçe’ye gereken önemin verilmediğini düşündüğünü belirten Doç. Dr. Hasene Aydın, “Umursamaz bir tavır takındığımız bugünlerde Türk Dil Bayramı dolayısıyla Türkçe’nin önemini bir kez daha hatırlatmak için buradayız. Özellikle gençlerin internet üzerinde yaygınlaştırdığı yanlışlar bizi kuşatmış durumda. Sosyal medya, Türkçe konusunda kanayan yaramız. Ne yazık ki, özellikle gençler özendikleri için bazı yanlışları yapmaktan çekinmiyorlar. kelimeleri bozabiliyor, kuralları işletmeyebiliyorlar ve bunların el birliğiyle yaygınlaşmasına yol açıyorlar. Sosyal medya, bizi bir araya getiren bir mecra ama dilin yanlışlarının da bir o kadar hızla yayıldığı bir ortam. Bizler de bir dil bilinci oluşursa küçük yaşlardan itibaren bu tür sorunların ortadan kalkacağını düşünüyoruz.” dedi.

    “Dili doğru kullanmak bireysel ve toplumsal mutluluk için şarttır”

    Doğru Türkçe’nin kullanımı için gençlere bir öneride bulunan Aydın, “Bilgili, farklı, ya da güzel görünmek için yabancı kelimeler kullanmaya özenmesinler. Eğer kendileri parmakla gösterilecekse Türkçe’yi doğru kullandıkları için gösterilsin. Ne kadar güzel Türkçe konuşuyor, dilini ne kadar iyi kullanıyor diye parmakla gösterilsinler. Gençlerin birbirlerine bu anlamda örnek olmalarını istiyoruz. Anaokulundan itibaren çocuklarımıza Türkçe’nin önemini kavratabilirsek, ben o halkanın genişleyeceğini düşünüyorum. Mutlu olmak için dili doğru kullanmak zorundayız. Dilimizi doğru kullanmadığımızda anlaşılmayız, anlaşılmadığımızda daha çok çaba sarf etmek zorunda kalırız. Bu fiziksel olarak çaba gerektirir, zamanımızı çalar, karşı tarafla ilişkilerimizin bozulmasına yol açar. Dolayısıyla dili doğru kullanmak bireysel ve toplumsal mutluluk için şarttır” ifadelerini kullandı.

    Türk Dil Bayramı’nı kutlamak için bir araya geldiklerini belirten Osmangazi Kent Konseyi Başkanı Fatma Çil Yılmaz da, “Türk Dil Bayramı dolayısıyla bir araya geldik. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dile ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Bundan tam 92 yıl önce Dolmabahçe Sarayında Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkartmak ve bunu araştırmak üzere ilk defa dil tarih kurultayı yapılıyor. O kurultayda oy birliğiyle 26 Eylül tarihinin Türk Dil Bayramı olarak kutlanmasına karar veriliyor. O gün bugündür, bizler de Türk Dil Bayramını 26 Eylül tarihinde her yıl kutluyoruz. Bugün burada dilimizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlayacağız.” diye konuştu.

  • UNESCO 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması’nda final

    UNESCO 1. Ulusal Fotoğraf Yarışması’nda final

    UNESCO’ nun 2003 de yürürlüğe koyduğu ve Türkiye’nin 2006 dan beri taraf olduğu Somut Olmayan Kültürel Miras aslında Bizi Biz yapan değerlerdir. İnsan yaşamındaki gelenekler, görenekler, doğa ve evrenle ilgili olaylar. Sözlü anlatımlar, sahne sanatları ve geleneksel el sanatlarıdır.

    Dernek, bu bağlamda Misi Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’ni Bursa’ya kazandırdı. Müze, çini, ebru sanatı, el oyalama gibi geleneksel el sanatlarının yanı sıra halk mutfağı geleneklerini de sergiliyor.

    UNESCO Merkezi Paris’te geçtiğimiz Haziran ayında Somut Olmayan Kültürel Miras Konusunda UNESCO’ya Danışsal hizmet vermek üzere Akredite edilen Bursa UNESCO Derneği’nin düzenlediği Fotoğraf yarışması ülke genelinde yoğun ilgi gördü.

    59 ilden, 569 fotoğraf sanatçısının 2101 fotoğraf ile katıldığı yarışmada 9 kişilik seçici kurul 40 fotoğrafı değerlendirdi.

    Ödül Alanlar:

    Yarışmada birinciliğe layık görülen eser, kural dışılığı nedeniyle yarışma dışı bırakılırken

    – İkincilik Ödülü: Fatma Salt – “Kendir

    – Üçüncülük Ödülü: Gökalp Bilici – “Çoban Bayramı

    Mansiyon Ödülleri:

    – Barış Topdemir – “Dokuma
    – Bülent Suberk – “Semerci
    – Feyzullah Nıhaiözbey – “Güreş ve İzleyenler
    – Esra Kapıcıoğlu – “İpek İplik Yapımı
    – Fikriye Er – “Tekne Yapımı

    BTSO’da yapılan ödül törenine TC Kültür Bakanlığı , UNESCO Türkiye Milli Komisyonu. Fotoğraf camiası, İş dünyası, Üniversite, Yerel Yönetimler, STK’lardan temsilciler ve Sanatseverler katıldı.

    Törende, medya sponsoru olarak yer alan Line TV’ye plaket takdim edildi. Plaketi, Line TV Genel Yayın Yönetmeni Dilek İlhan aldı.

  • Bursa’da girişimci, et verimi yüksek yeni koyun ırkı geliştirdi

    Bursa’da girişimci, et verimi yüksek yeni koyun ırkı geliştirdi

    Aslen Bayburtlu olan, evli ve iki çocuk babası, 42 yaşındaki Sarıtaş, Almanya’da makine teknolojileri alanında eğitim aldıktan sonra yaklaşık 15 sene bu sektörde çalıştı.

    Çocukluğundan beri Türk hayvancılığını geliştirme konusunda hedefleri bulunan Sarıtaş, 2016’da yurda kesin dönüş yaptı. Aynı yıl Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümünü kazanan Sarıtaş, mezun olduktan sonra Bursa’nın Orhaneli ilçesi kırsal Akçabük Mahallesi’nde devlet tarafından tahsis edilen 4,5 dönüm araziye, et verimi yüksek yeni bir koyun cinsi geliştirmek için çiftlik kurdu.

    Akademisyenlerden de destek alan Sarıtaş, yaklaşık 4 yıl sürdürdüğü ıslah çalışmasıyla merada otlatılarak diğer cinslere göre daha fazla et veren yeni koyun cinsi elde etmeyi başardı.

    Kombinasyon melezlemesiyle 3 farklı ırktan yeni bir ırk elde eden girişimci, ürettiği cinsin patentini alarak ülkenin kırmızı et ihtiyacına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

    “Verim yayla bölgelerinde daha da artırılabilir”

    Hasan Sarıtaş, kıvırcık ırkının meraya adaptasyonunu sağladığını, daha sonra iki etçi cins hayvanı bu ırkla birleştirdiğini söyledi.

    Yeni bir cins ortaya çıkardığını belirten Sarıtaş, şöyle devam etti:

    “Bu ıslah çalışmaları uzun vadeli. Bizzat gözlem yapmanız, merada zaman geçirmeniz gerekiyor. Kendim gözlemleyerek, aşamalarını kaydederek bunu yaptıktan sonra başarılı bir şekilde hayvanımızı elde ettik. Şimdi ikinci periyot olarak hayvanımızı çoğaltıp Marmara Bölgesi’ne yaymayı planlıyoruz. Meralarda hayvan otlatıp et verim yeteneği yüksek hayvan elde ettik. Bunu da ülke geneline yayarak hedefimize ulaşacağız.”

    Sarıtaş, et açığını kapatabilmek, küçük sürülerden fazla et çıkarabilmek için ıslah çalışmaları yapılması gerektiğini vurguladı.

    Türkiye’de bu tür çalışmaların verilen yem ile elde edilen et üzerine olduğunu dile getiren Sarıtaş, kendisinin ise mera odaklı bir proje yürüttüğünü anlattı.

    Yeni cinsin, kıvırcık ırkına göre yüzde 30 daha fazla et verimi sağladığını bildiren Sarıtaş, “Bulunduğum bölgede bunu sağladık. Burada şartlar çok zor. Hayvancılık için yazın çok zor şartlarda sağladık. Bu verim yayla bölgelerinde daha da artırılabilir.” dedi.

     Sürü oluşturulduktan sonra patent ve tescil başvurusu yapılacak

    Sarıtaş, Türkiye’nin kırmızı et ihtiyacının karşılanmasında üretimin artırılmasının yanında ıslahın da önemli olduğuna dikkati çekti.

    Yürüttüğü ıslah çalışmasının 7 yıl sürmesini öngördüğünü aktaran Sarıtaş, “Bunun bir de çoğaltılma süreci var. Çoğaltmayı da yaptıktan sonra büyük ihtimal istediğimiz hedefe ulaşacağız. Şu anda yaptığımız işin ismi kombinasyon melezlemesidir. Yeni üretimimiz, 3 farklı ırkın birleşmesinden oluşuyor ama yerli ırkımız olan kıvırcık cinsi yüzde 75 ağırlığa sahip. Küçükbaşta dünyanın en lezzetli ırklarından birine sahibiz. Gerçekten kıvırcık eti çok lezzetli.” diye konuştu.

    Türkiye’de özellikle kapalı alanda beslenen koyunların etinin kokusu nedeniyle tercih edilmediğini dile getiren Sarıtaş, “Hayvana merada bakıldığı zaman refah düzeyi artıyor. Hayvan sağlıklı şekilde et üretiyor hem de koku olayı kökten çözülmüş oluyor.” değerlendirmesini yaptı.

    Sarıtaş, yeni koyun cinsinden 3 dişi, 1 erkek bireye sahip olduğu bilgisini verdi.

    Çalışma bütün aşamalarıyla tamamlandığında yeni ırkı isimlendireceklerini, patent ve tescilleme sürecini başlatacaklarını aktaran Sarıtaş, “Şu an elimdeki hayvan sayısı tüm verimleri alabilmem için yeterli değil, sürü oluşturmam lazım. Yeni tip koyun ırkını geliştirdik ama süt veriminden tutun karkas ağırlığı, doğum oranı gibi özellikler sürü oluştuktan sonra elde ediliyor. O elde edildikten sonra patentlenme, tescilleme süreci başlayacak.” ifadesini kullandı.

  • Bursa Devlet Tiyatrosu İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde

    Bursa Devlet Tiyatrosu İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde

    Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) yarın saat 20.00’de sahneye konulacak oyunda hem korku unsurları hem de komedi öğeleri ustalıkla harmanlanıyor.

    Howard Ashman ve Alan Manken’in yazdığı, müzik ve şarkı sözlerinin de kendilerine ait olduğu, Alp Özaytekin ve Levent Güner’in Türkçeye çevirdiği yapımın yönetmen koltuğunda Boğaçhan Sözmen oturuyor.

    1960 ve 1986 yıllarında sinema filmleri çekilmiş kült eser, varoşta bulunan vasat bir çiçekçi dükkanında geçiyor. Alışılmadık bir bitki dükkanının etrafında gelişen olaylarla, hayallerin ve korkuların nasıl şekillendiğini gözler önüne seriyor.

  • Bursa’da atıklar sanat eserine dönüştü

    Bursa’da atıklar sanat eserine dönüştü

    Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Polimer Mühendisliği Bölümü öğrencileri, Nilüfer Belediyesi Pancar Deposu’nda, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık oluşturmak amacıyla atölye düzenledi.

    Aynı zamanda BTÜ Polimer Araştırma ve Geliştirme Topluluğu (PARGE) üyesi olan 9 öğrenci atölye katılımcılarına atıkları nasıl değerlendirebilecekleri konusunda eğitim verdi. 1 ay devam eden atölye süresince atık kumaşlardan kıyafet tasarlandı, poşet dosyalardan yağmurluk, CD’lerden çerçeve yapıldı, polyester pamuk sentetik iplerden de duvar halıları dokundu. Ortaya çıkan çalışmalar yine Pancar Deposu’nda düzenlenen “Atık Tasarım Sergisi”nde görücüye çıktı.

    Geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik konularında farkındalık oluşturmayı hedefleyen serginin açılışını Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Emre Karagöz yaptı. Karagöz, böyle bir farkındalık oluşturdukları için atölyeyi düzenleyen gençleri ve katılımcıları kutladı.

    “Atık Tasarım Sergisi”, 10 Ekim tarihine kadar Pancar Deposu Sergi Alanı’nda görücüye açık kalacak.

  • Bursa’da Sürdürülebilirlik Konferansı

    Bursa’da Sürdürülebilirlik Konferansı

    Kuruluşların sürdürülebilir kalkınma ve kurumsal sürdürülebilirlik konusundaki ihtiyaç ve beklentilerine yönelik bir platform oluşturmak, bu yöndeki uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla gerçekleşen Sürdürülebilirlik Konferansı’nda; alanında uzman kamu, üniversite ve özel sektörden temsilciler konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldılar.

    Konferansın açılışı iş birliği kurumlar adına; BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, KalDer Bursa Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Ürkmez, KalDer Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Nursel Ölmez Ateş ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Orkun Gazioğlu tarafından yapıldı.

    Gün boyu süren oturumlarda; EkoIQ ve İklimhaber.org Yayın Yönetmeni Dr. Barış Doğru, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, İklim Değişikliği Başkanlığı İklim Değişikliği Uzmanı Mustafa Kemal Arsunar, TOBB Sektörler ve Girişimcilik Dairesi Başkanı, Meybem Genel Müdürü Saygın Baban, Semtrio, CEO’su Bekir Çetin, INCIT Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Direktörü Aykut Yeni, Borçelik Yönetim Sistemleri Direktörü, KalDer Bursa Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Ürkmez, Tofaş Sürdürülebilirlik Uzmanı Ahu Köksal, Bosch Endüstriyelleştirme Direktörü ve Sürdürülebilirlik Stratejisi Sorumlu Yöneticisi Ersin Ünal, Uludağ Enerji Grup Sürdürülebilirlik Direktörü Özgür Öztürk, konuşmacı olarak yer aldılar.

    Konuşmacılar uzmanlık alanları doğrultusunda; Sürdürülebilirlik ve İklim Değişikliğinin İş Dünyasına Etkileri, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Mevzuatlar, Sürdürülebilirlik Raporlaması ve Finansman, Özel Sektör Deneyimleri üzerine bilgi ve deneyimlerini paylaştılar.

    Programda gelecek dönemde Bursa’da verilmesi planlanan Bursa Sürdürülebilirlik Ödülleri hakkında da bilgilendirme yapıldı.

    Tüm sektörlere rehber olarak kentimizin ve ülkemizin bu alandaki çalışmalarına katkı sağlanması hedefi ile gerçekleştirilen program, sponsor kuruluşlar; Aka Otomotiv, İnallar, Kayra Yemek ve Uludağ Enerji’ye plaket takdimi ile tamamlandı.

  • İznik Gölü’ne dereler bağlanıyor

    İznik Gölü’ne dereler bağlanıyor

    Toplantıda, gölün su seviyesinin dengelenmesi için acil önlemler üzerinde duruldu. Boğazköy Barajı’nın temiz suyu ile çevredeki beş derenin göle bağlanması, en önemli çözüm önerisi olarak belirlendi. 2019 yılından bu yana İznik ve Orhangazi belediyeleri ile DSİ’nin ortak yürüttüğü çalışmalarda elde edilen sonuçlar değerlendirildi. Bu çalışmalar çerçevesinde Boğazköy Barajı’nın temiz suyunun ve Karsak bölgesindeki beş derenin yönünün İznik Gölü’ne çevrilmesi planlanıyor. DSİ yetkilileri, ayrıca Bursa-İznik Gölü Havzası’nın su bütçesinin korunmasına yönelik araştırmalar ve İznik Gölü’nden ilave içme-kullanma suyu teminine yönelik mühendislik hizmetleri için 2023 Aralık ayında sözleşmelerin imzalandığını açıkladı.

    Toplantıda, İznik Barajı’nın devreye girmesiyle kapalı sistem sulamaya geçileceği belirtildi. Bu uygulama sayesinde vahşi sulama yöntemleri sona erecek ve suyun daha verimli kullanılması sağlanacak. Kapalı sistem sulamanın, gölün su seviyesini destekleyici bir rol üstleneceği ifade edildi.

    İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, “İznik Gölü’nü korumak hepimizin sorumluluğunda. Boğazköy Barajı ve beş derenin göle yönlendirilmesi gibi projelerle geleceğimizi koruyacağız” dedi.

    Toplantının ardından DSİ ve belediye yetkilileri, projelerin hızla hayata geçirileceğini ve çalışmaların en kısa sürede başlayacağını duyurdu.

  • Yıldırım’da kadınların içi rahat

    Yıldırım’da kadınların içi rahat

    Yıldırım Belediyesi ve WM Medical Park Hastanesi iş birliğinde ilçedeki kadınlara ‘sağlıklı yaşamda bilinçlendirme seminerleri’ düzenleniyor. Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü ile Sağlık İşleri Müdürlüğü organizasyonunda Yıldırım’ın 10 farklı noktasında düzenlenecek 10 aylık programlarda kadın doğum uzmanı, diyetisyen, psikolog, estetisyen ve onkoloji doktorlarından oluşan ekip ilçedeki kadınlar ile bir araya gelerek sağlıkta erken teşhisin önemi ve bilinçlendirme üzerine söyleşi gerçekleştirecek ve kadınlar merak ettikleri soruların yanıtlarını uzmanından öğrenmiş olacak. Barış Manço Kültür Merkezi’nde organize edilen programların ilki Op. Dr. Zeynep Toksoy Karaşin’in anlatımıyla ‘Kadın Sağlığında Rutin Kontrollerin Önemi’ konulu seminer ile başladı. Programa Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, AK Parti Bursa Milletvekili Emel Gözükara Durmaz, VM Medicalpark Bursa Hastanesi Başhekimi Muhammed İkbal Bakırcı ve kadınlar katıldı.

    İstihdamdan eğitime, sosyal destekten sağlık hizmetlerine kadar birçok alanda insana dokunan projeleri hayata geçirdiklerini belirten Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Kentin ana unsuru insandır. Bu nedenle hizmet anlayışımızın merkezinde insan var. Yaptığımız her iş, ürettiğimiz her proje ve hizmet ile insanlara dokunmaya, hayatları kolaylaştırmaya gayret ediyoruz. Kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir Yıldırım hedefiyle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Her işin başı sağlık. Yıldırım Belediyesi olarak, sağlık alanında yürüttüğümüz çalışmalar ile vatandaşlarımızı bilinçlendirmeye, hastalıklar ortaya çıkmadan önlemeye gayret ediyoruz. Kadınlara yönelik düzenlediğimiz programlarla birlikte düzenleyeceğimiz ‘Sağlıkta Bilinçlendirme Okulu’ eğitimleri ile Yıldırım Belediyesi olarak, sağlık alanındaki çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz” dedi.

    AK Parti Bursa Milletvekili Emel Gözükara Durmaz ise, “Biz inanıyoruz ki kadınlar sağlıklı olursa aile ve toplum da huzurlu olur. Gerçekleştirdikleri çalışmalarla farkındalık oluşturan Yıldırım Belediye Başkanımız Oktay Yılmaz’a ve katkı sunanlara için teşekkür ediyorum” diye konuştu.

  • ‘Depreme dirençli Bursa’

    ‘Depreme dirençli Bursa’

    Birinci derece deprem kuşağında yer alan Bursa’da, 1999 Marmara depreminin ardından ‘zemin etütleri araştırma birimini kurarak’ Bursa ili Sismik Zemin Tehlike Değerlendirme Projelerini hayata geçiren Bursa Büyükşehir Belediyesi, JICA ile yürüttüğü ‘Deprem Risk Azaltma ve Önleme Planlaması Projesi’ni de tüm hızıyla sürdürüyor. Projenin birinci kısmında Bursa’da meydana gelecek olan muhtemel bir depremde hasar riski yüksek alanların belirlenmesi hedeflendi. Gerek Bursa Büyükşehir Belediyesi gerekse paydaş kurumlardan önemli veriler toplanırken, alanında uzman akademisyenlerden oluşan bilim kurulu üyeleri de öneriler sunarak projeye yön verdi. Veriler ışığında yapılan analizler sonucunda projenin ilk çıktıları olan ‘Deprem tehlike değerlendirmesi’ ve ‘Bina risk değerlendirmesi’ sonuçları ortaya çıktı.
    Çıkan sonuçlar doğrultusunda projenin ikinci aşamasına geçilirken, ikinci aşamada risk değerlendirmesi analizleri neticesinde ‘Altyapı ve kamu binası risk değerlendirmesi’ ile ‘Kentsel dirençlilik planı’ hazırlanmaya başlandı. Projenin ikinci kısmında, Bursa’da meydana gelecek olan muhtemel bir depremde hasar görebilir kamu binası, köprü, bağlantı yolu ve alt yapıların tespit edilmesi ve olacak bir depremde kritik yol ağlarının belirlenmesi amaçlanıyor. Elde edilen tüm sonuçlarla kentsel dönüşüm için öncelikli alanlar belirlenecek. Ayrıca proje kapsamında oluşturulan ‘Kentsel dirençlilik planı’ ile Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından çalışmaları yürütülen ‘Çevre Düzeni Planı’ birbirine entegre edilecek. Böylece kenti etkileyecek olan doğal afetler göz önüne alınarak Bursa’yı daha güvenli, daha dirençli ve daha sürdürülebilir bir şehir haline getirmeye yönelik stratejik çözümler üretilecek.

    Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan projenin bilgilendirme toplantısına, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Tözün Bingöl, üniversite, kamu kuruluşları ve JICA temsilcileri ile Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı.

    Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergül Halisçelik, çalışmalarından dolayı JICA takım liderine ve üyelerine teşekkür etti. JICA ile işbirliğinin 2021 yılında başladığını, projenin süresinin de 42 ay olarak belirlendiğini söyleyen Halisçelik, 2026 yılının sonuna doğru da projeyi tamamlamayı hedeflediklerini belirtti. Projenin tüm kurum ve kuruluşlarının koordinasyonunda yürütüldüğünü anlatan Halisçelik, “Deprem konusunda birçok kurumun farklı projeler yürüttüğünü görüyoruz. Bu tür çalışmalar ancak tüm kurum ve kuruluşların iş birliğiyle bir anlam ifade eder. Bursa’nın kaynaklarının ekonomik ve verimli kullanılmasını önemsiyoruz. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in vizyonu doğrultusunda Bursa’da yaşam kalitesini yükseltmeyi, akıllı, dirençli ve sürdürülebilir bir kent oluşturmayı amaçlıyoruz.

    Bu anlamda, yerel, ulusal ve uluslararası iş birliklerini önemsiyoruz. Kurduğumuz Bursa Planlama Ajansı ile Bursa’nın anayasası olan 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nı tüm paydaşlarımızla hazırlıyoruz. Bursa’nın dirençliliği konusunda tüm kamu kurum ve kuruluşlarının katkısını çok kıymetli buluyoruz. Çalışmaya katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    Proje Danışmanı Prof. Dr. Şerif Barış, depremlere karşı önemli deneyimi bulunan Japonya’nın tecrübelerinden yararlanmanın önemine dikkat çekti. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile JICA arasında 2 yıldır süren çalışmaları değerlendirdiklerini anlatan Barış, “Bursa’nın gerçekleşecek bir depremdeki risklerini azaltmayı amaçlıyoruz. Bir Bursa modeli oluşturarak diğer kentlere de örnek olmak istiyoruz. Çalışma sırasında çok sayıda veri elde etmeyi hedefliyoruz. Bunun için de toplumun tüm kesimlerinin çalışmaya katkı sunması gerekir. Ancak bu şekilde Bursa’yı depreme daha dirençli hale getirebiliriz” dedi.

    JICA Takım Lideri Shinichi Fukasawa, temel amaçlarının Bursa’yı yaşanacak bir depreme karşı hazır hale getirmek olduğunu dile getirdi. Bursa’nın dirençli planını oluşturmayı amaçladıklarını ifade eden Fukasawa, “Hem Bursa Büyükşehir Belediyesi hem de diğer paydaşlarla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Proje sonunda 3 tane çıktı elde etmeyi düşünüyoruz. Bunlar risk ve tehlike analizi, kentsel dirençlilik planının hazırlanmasıdır. Ayrıca kentsel dirençlilik planının da Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut planlarına ve diğer paydaşların afet planlarına entegre edilmesidir. Projemizin temel amacı budur” dedi.