Kategori: Bursa

  • Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi 5 Yıldır Eğlendirerek Öğretiyor

    Büyükşehir Belediyesi tarafından bilimi çocuklara sevdirmek için projelendirilen Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi (Bursa BTM), Türkiye’nin en geniş koleksiyonuyla da dikkati çekiyor. Bursa’da çocukları bilimle buluşturmak maksadıyla donanımlı kadrosuyla eğitici ve öğretici çalışmalar gerçekleştiren BTM’nin 5. yıl kutlamaları, hafta sonunda eğlenceli anlara sahne oldu.
    Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi (Bursa BTM) Genel Koordinatörü Fehim Ferik, BTM’nin 5. kuruluş yıldönümünü, çocuklarla birlikte pasta keserek kutladıklarını söyledi. Çocuklarla yapılan bilimsel faaliyetlerin önemine işaret eden Ferik, “Çocuklar doğum günlerini çok seviyorlar, özelliği önemli değil. Burada bugün 5-6 yaş çocuklarla merkezimizin 5. kuruluş yılını kutladık. Bu çocuklar, ileride bu doğum günü sayesinde hatırlayacakları BTM ile belki de hayatlarında farklı bir yol çizecekler. Belki buradan esinlenerek öğretmen veya belki de mucit olacaklar” dedi.

    Ferik, çocukların yaşamlarına dokunan BTM’de gerçekleştirilen ‘Bilimsel Geceleme’ etkinliğinde de 50 çocukla birlikte pasta kestiklerini ve ‘Bilimsel Geceleme’de çocukların çadırlarda kalarak, atölyelerde, bilimsel çalışmalar yaptıklarını anlattı.

    Bursalıların sömestr boyunca, merkezdeki planetaryum ve ücretli etkinliklerden yüzde 50 indirimle faydalanacağını belirten Ferik, “Bursa’da, topluma bilimi sevdirmek ve çocukların bilimle daha fazla ilgilenmelerini sağlamak maksadıyla kurulan merkez, 5. yılında Merkezi, kuruluşundan bugünlere kadar getiren herkese teşekkür ediyoruz. Biz de aldığımız bu bayrağı, daha iyi yerlere taşıyabilmek adına, hem katılımcı kitlemizi artırabilmeyi, hem de düzeneklerimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Şu anda 270 düzeneğimiz var. Bunları çeşitli evrelerde yapılan değişikliklerle, insanların her gelişlerinde yeni düzenekler görmelerini sağlamak için kendimizi geliştiriyoruz” diye konuştu.


    Rekor ilgi 
    Bursa BTM’ye büyük ilgi olduğunu hatırlatan Ferik, “2018 yılında 152 bin ziyaretçimiz oldu ve her yıl artan bir trafik var burada. Hafta sonunda çocuklar aileleriyle birlikte burada eğlenerek, gönüllerince hoş vakit geçiriyorlar. Hafta içi de okullardan gelen öğrenciler, rehber öğretmenlerimiz eşliğinde merkezi gezip, düzenekleri inceleyebiliyorlar. Bursa’nın yanı sıra bugün İstanbul, Balıkesir ve Kütahya gibi kentlerden de gelenler var. Bursa’da bir marka oldu artık BTM Bu markayı daha iyi yerlere getirmek için gayret gösteriyoruz” şeklinde konuştu.
    Bursa’nın yanı sıra çevre illerden de ziyaretçi alan BTM, çocuklar kadar ailelerinin de ilgisini çekiyor. Çocuklarını alışveriş merkezlerinde dolaştırmak yerine Bursa BTM’yi tercih ettiklerini anlatan ailelerin yüzleri gülerken, derslerde aldıkları eğitimleri BTM’de pekiştiren öğrenciler hem eğleniyor, hem de bilgilerini tazeliyor.

  • Bursa’da Yabancıya Konut Satışı Rakamları Açıklandı

    AA muhabirinin TÜİK istatistiklerinden derlediği bilgilere göre, yabancıya konut satışı, 2018’de önceki yıla göre yüzde 78,30 artarak 22 bin 234’ten 39 bin 663’e yükseldi.

    Yabancıların konut alımında geçen yıl en çok tercih ettiği il 14 bin 270 konutla İstanbul oldu. İstanbul’u, 7 bin 938 konutla Antalya, 2 bin 720 konutla Bursa, 2 bin 133 konutla Ankara ve 2 bin 63 konutla Yalova izledi.

    Geçen yıl ilk defa bin adetlik konut satış sınırını aşan iller; bin 366 ile Sakarya, bin 344 ile Trabzon, bin 70 ile Aydın ve bin 22 ile Mersin olarak belirlendi. Türkiye genelinde 2017’de sadece 4 ilde yabancılara satılan konut sayısı bini geçerken, bu sayı geçen yıl 8 oldu.

    Yabancıların en çok konut aldığı İstanbul ve Antalya’da satılan konut sayısı 22 bin 208’e yükseldi. Böylece toplam satışın yarısından fazlası, İstanbul ve Antalya’da gerçekleşti.

    Türkiye’den en çok konutu 8 bin 205 adetle Irak vatandaşları aldı. Iraklıların toplam satıştaki payı yüzde 20,7 oldu. Iraklıları, 3 bin 652 konut alımıyla İranlılar, 2 bin 718 adetle Suudiler, 2 bin 297 adetle Ruslar, 2 bin 199 Kuveytliler ve 2 bin 84 adetle Afganlar takip etti.

    – En yüksek artış Samsun, Ankara ve Yalova’da

    Yabancıya konut satışında geçen yıl en yüksek artış yüzde 253 ile Samsun’da kaydedildi. Samsun’da 2017’de 271 adet olan yabancıya konut satışı, geçen yıl 956’ya yükselerek bin sınırına dayandı.

    Samsun’u, yüzde 161 ile Ankara, yüzde 91 ile Yalova, yüzde 85,5 ile Bursa, yüzde 77,5 ile Sakarya ve yüzde 74,5 ile İstanbul takip etti.

    Yabancılara satışı gerçekleştirilen konut sayısı Ankara’da 817’den 2 bin 133’e, Yalova’da bin 79’dan 2 bin 63’e, Bursa‘da bin 474’ten 2 bin 720’ye, Sakarya’da 770’den bin 366’ya, İstanbul’da 8 bin 182’den 14 bin 270’e yükseldi.

    Geçen yıl en fazla artışın olduğu ve yabancıya toplam satışın yüzde 87’sinin gerçekleştiği ilk 10 içerisinde yer alan Mersin 70,5 ile 7’nci, Antalya yüzde 69 ile 8’inci, Trabzon yüzde 37,5 ile 9’uncu ve Aydın yüzde 29,5 ile 10’uncu sırada yer aldı.

    Mersin’de satışlar 600’den bin 22’ye, Antalya’da 4 bin 707’den 7 bin 938’e, Trabzon’da 978’den bin 344’e ve Aydın’da 826’dan bin 70’e yükseldi.

    İlk 10 dışında yer alan 71 ildeki konut satışı ise yüzde 121’lik artışla 2 bin 167’den 4 bin 781’e ulaştı.

    – Muğla ilk 10’dan düştü

    Verilere göre, önceki yıl listede ilk 10’da bulunan Muğla, 2018’de yerini koruyamadı. 2017’de 634 satışla 9’uncu sırada yer alan Muğla, geçen yıl listede ilk 10’a giremedi. Muğla yerine ilk 10’a giren il, yüzde 253 artış kaydeden Samsun oldu.

    Sektör temsilcileri, yabancıya konut satışının 2019’da da artmaya devam edeceğini belirterek, hükümetin verdiği destek ve teşviklerin yanı sıra vatandaşlık hakkının 250 bin dolara düşürülmesinin de bu artışta etkili olacağını kaydediyor.

    – “İstanbul dışı iller de ciddi tercih edilmeye başlandı”

    Beyttürk Yönetim Kurulu Başkanı Muhammet Uğurcan Barman, dolar kurunun yükselmesi sonrası Türk gayrimenkul ürünlerinin ciddi avantaj içerdiğini, yabancıların daha düşük rakamlarla konut veya iş yeri alabildiğini söyledi.

    Yurt dışına konut satışının bir nevi ihracat kalemi gibi ele alınması gerektiğini belirten Barman, vatandaşlık hakkının 250 bin dolara düşürülmesinin de bu satışlarda etkili olduğunu kaydetti. Barman, “Özellikle Körfez ve Orta Doğu ülkelerinin vatandaşları, 250 bin dolar ödeyip gayrimenkul alarak Türk vatandaşlığı almak için yarış halindeler.” dedi.

    Yabancıların artık İstanbul dışı illeri de tercih etmeye başladığını ifade eden Barman, “Sadece gayrimenkul alıp bununla yetinme düşüncesinde değiller. Farklı bölgelerde de yatırım yapıyorlar. Samsun Ankara, Yalova ve Sapanca gibi bölgelere yakın zamanda Ordu da eklenecek. Özellikle yeşilin, suyun, denizin olduğu bölgeler dikkati çekiyor.” diye konuştu.

    Barman, geçmiş dönemde Samsun’un, şu anda da Ordu’nun reklamının yapıldığını belirterek, yeşilin ve suyun olduğu her yere talebin artacağını, yabancının konut almak için doğudaki illere de gideceğini vurguladı.

    Türkiye’nin halihazırda dünya gayrimenkul piyasasından yeterli payı alamadığını vurgulayan Barman, “Ben çok daha yüksek noktalara, 100 binlere çıkmamız gerektiğine inanıyorum. 2019’da 50 bin satış adedini geçeriz.” dedi.

    – “Samsun İranlılar, Mersin Iraklılar için cazip”

    İstanbul Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık Yönetici Ortağı Ahmet Büyükduman da Samsun’un öne çıkmasında İran etkisinin olduğunun söylenebileceğini, İranlıların özellikle Atakum bölgesinde yoğunlaştığını söyledi.

    Büyükduman, “İstanbul ve Antalya’nın toplam satışların yarısını alması önemli. Turizm destinasyonu olarak da bu 2 il başı çekiyor. Bursa, Yalova, Trabzon, Sakarya Arap turist ağırlıklı. Mersin, Irak vatandaşları için cazip.” dedi.

    Nevita International Yönetim Kurulu Başkanı ve Fuzul Grup Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Akbal ise yabancıya konut satış adedinin 40 bine yaklaştığını hatırlatarak, pazarın hızla büyüdüğünü vurguladı.

    Bu büyümede devlet desteğinin katkısına işaret eden Akbal, “Ancak net döviz girdisinde birçok sektörün önünde olmamıza rağmen ihracatçı teşviklerinden faydalanamıyor olmamız hızımıza ket vuruyor. Bu konuda sektör olarak bir düzenleme, yurt dışı tanıtım ataklarında bir destek bizi daha hızlı yukarılara taşıyacaktır.” diye konuştu.

     

    Kaynak: Anadolu Ajansı
  • Otomotiv ihracatında birincilik Bursa’dan İstanbul’a geçti

    Türkiye İhracatçılar Meclisi ve Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliğinden (OİB) edinilen bilgilere göre, 2017’yi 28,5 milyar dolarlık ihracatla kapatan otomotiv sektörü, geçen yıl yüzde 11’lik artışla 31,6 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihinin en yüksek dış satımını gerçekleştirdi.

    Geçen yıl 207 ülke, serbest bölge ve özerk bölgeye ihracat yapan sektör, yıl bazında ihracatta üst üste 13’üncü kez birinci oldu.

    Türk otomotiv sektöründe milyar dolarlık ihracat yapan il sayısı 4’ten 5’e yükselirken, geçen yıl yapılan 31,6 milyar dolarlık ihracatın yüzde 92’si İstanbul, Bursa, Sakarya, Kocaeli ve Ankara’dan gerçekleştirildi.

    – Birincilik Bursa’dan İstanbul’a geçti

    İstanbul’dan geçen yıl yapılan otomotiv ihracatı 2017’ye göre yüzde 46’lık artışla 5 milyar 745 milyondan 8 milyar 389 milyon dolara ulaştı. İstanbul, bu ihracat rakamıyla otomotiv sektöründe en fazla dış satım gerçekleştiren il oldu.

    İhracatta ikinci sırada yer alan ve “Otomotiv sektörünün kalbi” olarak nitelendirilen Bursa’nın dış satımı, bir önceki yıla göre yüzde 17,6 düşerek 8 milyar 862 milyondan 7 milyar 295 milyon dolara geriledi.

    Kocaeli’nin geçen yılki ihracatı da 2017’ye göre yüzde 19,6 arttı. 2017’de 5 milyar 668 milyon dolar ihracat yapan Kocaeli, dış satımını geçen yıl 6 milyar 780 milyon dolara yükseltti.

    Sakarya’dan yapılan ihracat ise bir önceki yıla göre yüzde 6,6 artarak 4 milyar 867 milyon dolardan 5 milyar 187 milyon dolara çıktı.

    – Ankara, ihracatta milyar doların üzerine çıktı

    Otomotiv ihracatında 5. sırada yer alan Ankara’dan geçen yıl yapılan dış satım ise 2017’ye göre yüzde 27 artış gösterdi.

    Başkentten önceki yıl 906 milyon dolar olan ihracat, geçen yıl itibarıyla 1 milyar 152 milyon dolara yükseldi.

    Türk otomotiv sektöründe İzmir, Manisa, Konya, Kırşehir, Adana, Çankırı, Hatay ve Tekirdağ ise 100 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştiren iller oldu.

  • Çiftlik Bank’ın Firari Tosunu Yıllar Önce Yargılanmış!

    Türkiye Mehmet Aydın’ı Çiftlik Bank CEO’su olarak tanıdı. Hakkında başta dolandırıcılık olmak üzere tam 13 farklı suç kaydı var. Binlerce kişiyi dolandırıp yurt dışına kaçtı. Halen firarda. Türkiye onu genç yaşında yaptığı akıl almaz dolandırıcılık yöntemleriyle tanıdı. Çiftlik kurup yumurta satarak kar payı dağıtacağı iddiasıyla binlerce kişiyi dolandıran Mehmet Aydın’ın suç geçmişinde sadece dolandırıcılık değil şantaj ve tehdit de çıktı…

    YILLAR ÖNCE YARGILANMIŞ
    Habertürk’ten Arzu Kaya’nın haberine göre, Mehmet Aydın 4 yıl önce Bursa’da birlikte bahis sitesi açtığı arkadaşına şantaj yapmaktan sanık olduğu ortaya çıktı. 2015 yılında Mehmet Aydın bir bahis sitesi kurdu. Sitede çalışan arkadaşı daha sonra babası için de bir internet sitesi açtı. Buna sinirlenen Mehmet Aydın, arkadaşına şantajda bulundu. Mehmet Aydın bu davada sadece şantaj değil, arkadaşını “tehdit” edip “zorla alıkoymak”tan da sanıktı. Mehmet Aydın’ın o davada verdiği ve herkesi şaşırtan ifadesi ortaya çıktı.

    AKILALMAZ SAVUNMA
    Mehmet Aydın, zorla görüntülerini kaydedip tehditle, şantaj yaptığı arkadaşını mahkemede “dolandırıcılıkla” suçladı. Hakime, “Birlikte internet sitesi kurduk. sitenin bilgilerini benden çaldı. Sonra başka site açtı. İnsanları dolandırdı. Görüntülerini kaydedip polise verecektim ama veremedim!” dedi. Mahkeme bu savunmaya karşılık ilginç bir karar verdi.

    CEZADA “SUÇ İŞLEMEYECEĞİ KANAATİ OLUŞTU” ERTELEMESİ

    Mahkeme sanıklara 1 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası verdi. Mehmet Aydın’ın cezası ise ilginç bir gerekçeyle ertelendi. O da şu ki, mahkeme Aydın’ın bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluştuğunu belirtti.Halen firardaki Mehmet Aydın’ın mağdur ettiği binlerce kişi ise yakalanmasını bekliyor.

  • Flaş İddia! “Yabancı İlaç Firmaları Türkiye’ye İlaç Göndermiyor”

    Sağlıkta cepten harcamalar giderek artarken, vatandaşlar ise pek çok ilacı piyasada bulmakta sıkıntı çekiyor. Son dönemde piyasadaki ilaçların durumuyla ilgili odalarına çık sayıda şikâyet geldiğini belirten Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin, “Her sene yıl başında o sene kullanılacak avro kuru devlet tarafından açıklanıyor. Bu avro kuru bütün yıl boyunca sabit tutuluyor. 2018 yılında avro kuru 2, 69 TL seviyesindeydi. Bu yılki avro kuru hâlen açıklanmadı. Maalesef bu açıklamanın gecikmesiyle birlikte ilaç firmaları piyasaya ilaç vermekten imtina ediyor. Şu anda elimizdeki verilere göre 140 kalem ilaca piyasada ulaşılamıyor. Bunun dışında 150-200 kalem ilaca ise kısıtlı ulaşma söz konusu. Mesela Bursa’da aylık bir ilaçtan bin kutuya ihtiyaç varken, şu anda 100 kutu veya 50 kutu var. Hastalarımız bu kısıtlı ürünlere de ulaşmakta sıkıntı çekiyor” dedi.

    Piyasada ilaç bulunmamasından eczacıların sorumlu tutulmaya çalışıldığını belirten Şahin, “Halbuki hastalarla eczacılar sürekli iç içe. Onların ilacının tedariki noktasında elimizden geldiğince gayret sarf ediyoruz. İlaç firmalarından depolara ilaç sevkiyatında sıkıntılar var. Bu ilaç firmalarıyla alakalı hükümetle yaptığımız görüşmelerde, denetlemelerin sıkılaştırıldığını ifade ediyorlar. Ancak piyasada baktığımız zaman sıkıntının devam ettiği gözlemleniyor. Şu anki yasa ve yönetmeliklere göre, her yılın ilk 45 gününde duyuru yapılıyor. 15 Şubat olarak görülen bu tarihin yakın bir tarihe çekilmesi için gerekli başvuruları yaptık. İlaç firmaları maalesef sektöre düşük kurdan ilaç vermek istemiyor. İlacın fiyatının artacağını bildikleri için ilacı bekletiyorlar. İlaca ticari olarak bakıyorlar. Hâlbuki sağlıkta ticaretin ikinci planda olması gerekirken, maalesef bazı ilaç firmaların ticareti ön plana çektiğini görüyoruz” şeklinde konuştu.


    Yerli ilaçlara bakıldığı zaman bu sıkıntının pek fazla olmadığını belirten Şahin, “Çünkü yerli ilaçlarda muadilleri olduğu için en azından hastalarımıza hizmet verme noktasında çok sıkıntı yaşamıyoruz. Büyük sıkıntıları muadili olmayan ve ithal ettiğimiz ilaçlarda yaşıyoruz. Almanya, İsviçre, Japonya, Amerika, bunlar ilaç sektöründe büyük ülkeler. Bu ülkelerin hepsinden farklı farklı ilaçlar geliyor. Euro kurunda yeni gelecek zammı bekliyorlar” dedi.

    Bazı ilaçlarla alakalı korumalar olduğunu ifade eden Şahin, “Bir ilacı firma bulduktan sonra yaklaşık 10 yıl boyunca kimse üretemiyor. Yerli ilaç sanayiimizin gelişmesi gerekiyor. İlaç piyasasına baktığımız zaman yüzde 70’i yerli. Ancak, TL bazında baktığımız zaman son dönemde yapılan yatırımlar ve teşviklerle yüzde 49’lara kadar yerli sanayi çıkabildi. Yabancı firmalar ilaç vermeyi kestiği zaman yerli ilaç sanayiimizin güçlü olması gerekiyor. Bizim artık kendi kendimize yeter hale gelmemiz lazım” şeklinde konuştu.

  • SMA hastası minik Nehir, hayata tutunamadı! Bursa’ya gelen ailenin büyük acısı…

    Trabzon’da 2017 yılında dünya evine giren Yonca- Recep Maral çiftinin, 2018 yılının ağustos ayında ‘Nehir’ adını verdikleri bebekleri dünyaya geldi.

    4 aylık olduğunda hareketlerinin tuhaflaştığını fark eden aile, bebeği Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’ne götürdü.

     

    Hastanede ‘gevşek bebek sendromu’ olarak da bilinen SMA Tip 1 teşhisi konulan Nehir bebek, yoğun bakım ünitesinin yeterli donanımda olmaması nedeniyle ambulans helikopterle Samsun’da tam donanımlı bir özel hastaneye nakledildi.


    SMA Tip 1 hastalarının iyileşmesi için gerekli olan ve değeri yaklaşık 400 bin Türk lirası olan ilaç Sağlık Bakanlığı’nın girişimiyle ABD’den sipariş edildi. Kısa bir süre içinde Türkiye’ye gelen ilaç, ailenin iddiasına göre Nehir bebek özel bir hastanede olduğu için hastane yetkililerine verilmedi.

    14 Ocak’ta çocuğunu kaybettiğini belirten anne Yonca Maral, daha sonra eşiyle beraber Bursa’da yaşayan ailesinin yanına geldiklerini belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:

    “Çoğuhastaya bu ilaç gelmiyor. Şans eseri bu ilaç bize geldi. Bu ilaç geldi ama çocuğumuz özel hastanede olduğu için ilacı bize vermediler. Devlet bizi 3’üncü basamak yoğun bakımı olan özel bir hastaneye kendisi nakil etmişti ama gelen ilacı özel bir hastaneye veremeyeceklerini söylediler. İlacı devlet hastanesine götüreceklerini söylediler. Devlet hastanesinde 10 gün kadar yer bekledik ama yer bulunamadı. Bu süre zarfında çocuğun durumu kötüleşti. Çocuğumun öldüğünü yoldayken öğrendim.”

  • Yerli Zırh Çeliği ‘Hançer’ İçin Sözleşmeler İmzalandı

    Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezlerinden biri olan Coşkunöz Ar-Ge Merkezi, bir başarıya daha imza atıyor. Otomotiv sektöründe kullanılan arka aks, salıncak kolu, motor beşiği gibi süspansiyon parçaları, sac şekillendirme kalıpları gibi parçaların geliştirilmesi yanında uzun yıllardır savunma sanayii ve enerji gibi sektörlerde ürün ve teknoloji geliştirme faaliyetleri yürüten Coşkunöz, bu alandaki güçlü tecrübesini zırhlı araçların karasal savunma gücünü arttırmak hedefiyle gerçekleşecek projede kullanacak.

    Coşkunöz, SSB “Ar-Ge Paneli” tarafından ortaya çıkan ihtiyaçlar çevresinde uygun bulunan “Hançer: Sıcak şekillendirme prosesine uygun zırh çeliği alaşımının geliştirilmesi” projesinin ürün tasarımı, doğrulama, kabul testleri ve modelleme çalışmalarını yürütecek.

    Coşkunöz Holding iş birliğiyle Hançer projesi üzerinde çalışacak olan Coşkunöz Ar-Ge Merkezi, zırhlı araç parçalarında kullanılacak uygun zırh çeliği alaşımının ve bu alaşımdan hedeflenen parçanın üretilebilmesini sağlayan sıcak şekillendirme yönteminin geliştirilmesini sağlayacak.

    Özgün, yerli ve milli çözümler için çalıştıklarını belirten Coşkunöz Holding Ar-Ge Direktörü Volkan Akıncı, “Coşkunöz Ar-Ge Merkezi’mizde ulusal markalarımızın oluşması sürecinde teknolojik destek üretmek adına çalışıyoruz. Üstün teknoloji robotik üretim makineleri ve atölyelerimizde üretime ve müşteri gereksinimlerine uygun yerli zırh çeliği Hançer projemizi geliştirerek ülkemizin yerli ve milli üretim çalışmalarınadestek verebileceğimiz için gurur duyuyoruz. Birlikte çalıştığımız 65 uzman araştırmacı eşliğinde, sektörün ihtiyaçlarını belirleyerek müşterilerimizin taleplerine uygun, yüksek katma değer sağlayacak, maliyet ve zaman açısından en etkin çözümü sunacak projeleri hayata geçirmek için güncel teknolojileri ve mühendislik araçlarını kullanıyoruz. Bunun hâricinde bilişim ortağımız CITS (Cloud Information Technology Services) ile akıllı üretim sistemleri, veri analitiği ve makine öğrenmesi alanlarında ortak faaliyetler yürüterek dijital dönüşüm yol haritamız çerçevesinde patentli projeler geliştiriyoruz” dedi.

  • Adnan Oktar’ın en gözde kediciklerinden Beril Koncagül de itirafçı oldu

    Adnan Oktar soruşturmasında tutuklanan Beril Koncagül Bursa cezaevinden etkin pişmanlık kapsamında 8 gün savcılık ifade verdikten sonra tahliye olduğu öğrenildi.

    Adnan Oktar suç örgütünü topa tuttu

    Yaklaşık 100 sayfa ifade veren Koncagül, Adnan Oktar’a çok yakın olduğu bilinen “bacılar grubu” üyesi olduğu ifade edildi. Daha önce iki defa etkin pişmanlık yasasından faydalanmak için başvuruda bulunan Beril Koncagül, örgüt avukatları tarafından tehdit edilmesini ve örgüt içinde bulunduğu, 10 yıl boyunca şahit olduğu olayları savcılık ifadesinde bir bir anlattı.

    Örgütün faaliyetlerini bir bir sıraladı

    Dayak, zorla televizyonlarda dans, vücüdunun 3’te ikisine zorla dövme yapılması, kilitlenerek evde tutulması, iletişim araçlarından yoksun bırakılması, kara para aklama, turnike sistemi, hürriyetten yoksun bırakma, tehdit ve şantaj suçlamaları ile ilgili şok eden açıklamalarda bulundu.

    İtirafçı sayısı 31’e yükseldi

    Örgütte itirafçı sayısı 31’e yükselirken 4 örgüt yöneticisinin etkin pişmanlık yasasından yararlanmak için başvuruda bulunduğu öğrenildi.

  • Tedbir ve Uyarılar Yetersiz Kalıyor! 2018’de Trafik Kazalarında 3 Bin 373 Kişi Hayatını Kaybetti

    Kural tanımaz sürücüler geçen yılda binlerce ocağa ateş düşürdü. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı, 1 Ocak 2018 ile 31 Aralık 2018 tarihleri arasındaki trafik kaza bilançosunu açıkladı. Kaza yerindeki can kayıtlarına göre 2018’de bir önceki yıla oranla düşüş yaşandı. Verilerine göre, 2018’in son ayı olan Aralık’ta ülke genelinde meydana gelen 32 bin 270 trafik kazasında 155 kişi can verdi, 18 bin 665 kişi de yaralandı. 2018’de ülke genelinde meydana gelen 428 bin 74 kazada 3 bin 373 kişi olay yerinde hayatını kaybetti, 310 bin 109 kişi de yaralandı. Geçen yılki kazalardan 11 bin 493’ü karşılıklı çarpışma, 20 bin 932’si ise arkadan çarpma şeklinde vuku buldu. 86 bin 287 kazaya tek araç, 88 bin 690 kazaya ise çift araç karıştı.

    Sürücü kusurları kazalara damga vurdu 
    2018 yılında vuku bulan 192 bin 81 kazaya sürücü kusuru damga vururken 18 bin 103 kazaya ise yayalar davetiye çıkardı. Bin 300 kazada yol kusurlu bulunurken bin 571 kazaya da araç içerisindeki yolcuylar sebebiyet verdi. 4 bin 970 kazaya ise kırmızı ışıkta durmayan sürücüler sebebiyet verdi. Alkol alı direksiyona geçen 3 bin 283 sürücü de kazaya karıştı. Geçen yılki kazalardan 8 bin 468 kazaya bisiklet, 86 kazaya at arabası, 157 bin 758 kazaya otomobil karıştı.

    En az can kaybı Siirt’te 
    2018 yılı boyunca meydana gelen trafik kazalarında olay yerindeki kayıpları kapsayan kara listenin son sırasında Siirt, Tunceli ve Batman son sırada bulunuyor. Bu üç ilde bir yıl boyunca vuku bulan kazalarda 5’şer kişi kaza yerinde hayatını kaybetti. Ardahan ve Kilis’te 6 can kaybı yaşanırken Kars’ta 8 kişi öldü.

    Bursa’da ölen kişi sayısı 100’ü geçti 
    Ankara’da 199, İstanbul’da 154, İzmir’de 160, Bursa’da 77 kişi hayatını kaybetti. Bursa’daki 6 bin 598 ölümlü ve yaralamalı kazada 10 bin 229 kişi yaralandı. Hastanedeki ölümlerle birlikte Bursa’da geçen sene trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin sayısının 100’ü geçtiği belirtiliyor.

    Kural tanımayanlara 4,3 milyar lira ceza 
    Kural ihlali yapan 14 milyon 524 bin 688 sürücü, yaya ve yolcuya 4 milyar 367 milyon 571 bin 584 lira ceza kesildi. Kural çiğnedikleri MOBESE kameralarınca tesit edilen araçların plakalarına ise 2 milyar 783 milyon 957 bin 592 lira ceza yazıldı. Alkollü araç kullandıkları tespit edilen 146 bin 320 sürücüye ise ceza-i işlem uygulandı. Tam 1 milyon 15 bin 732 araç ise çeşitli kusurlar sebebiyle trafikten men edildi.
    Öte yandan Türkiye Trafik Kazalarını Önleme Derneği, resmi verilerin sadece kaza yerindeki kayıpları kapsadığını, hastanelerdeki ölümlerle birlikte tablonun daha da karardığını duyurdu. Dernek açıklamasında sürücelere ‘sabır’ ve ‘saygı’ çağrısında bulunuldu.

  • Bursa Teknik Üniversitesi’nden Ambalajlı Su Açıklaması

    BTÜ Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çevre Mühendisliği  bünyesinde yapılan “Ambalajlı İçme Suyu Örneklerinde Ağır Metal Analizi ve Risk Değerlendirmesi” konulu araştırma sonuçlarının bazı kaynaklarca yanlış değerlendirildiğini belirten üniversite yönetimi, “Şişe ambalajlı sulardan ölçülen değerler kabul edilebilir limitlerin çok altındadır. Ek olarak, ilgili gazete haberinde belirtilen ‘kurşun miktarının limit değerlerin 8 kat üzerinde olduğu’ şeklindeki ifade, ppm (mg/L) birim sistemi ile ppb (μg/L) birim sistemi arasındaki farkın gazete haberinde yanlış yorumlanmasından kaynaklanmıştır. Diğer yandan çalışmada bir insan ömrü boyunca bu değerlerden dolayı maruz kalabileceği risk değerlendirmesi ortalama bir insan ömrü üzerinden gerçekleştirilmiştir” dedi.

    ‘İÇİLMEYE ENGEL DEĞİL’

    Araştırma sonucunda ambalajlı içme sularındaki ağır metal içeriğinin içilmeye engel olmadığını belirten üniversite yönetimi, açıklamasının devamında, “Sağlık Bakanlığınca yapılan açıklamada da söz konusu haberlerde ölçüldüğü belirtilen baryum ve kurşun değerlerinin mevzuat limitleri içerisinde olduğu teyit edilmiştir. Bursa Teknik Üniversitesi olarak çevre ve insan sağlığına yönelik yüksek sorumluluk bilinci ile gelişmiş cihazlara sahip tam donanımlı araştırma laboratuvarlarımızda gerçekleştirdiğimiz bu ve benzeri bilimsel çalışma sonuçlarının olumsuz değerler içermesi durumunda ilgili resmi makamlar ve kamuoyu ile paylaşılacağının bilinmesini arz ederiz” ifadelerini kullandı.