Kategori: Bursa

  • İbrahim Burkay BTSO’nun yeni üyeleriyle Buluştu

    İbrahim Burkay BTSO’nun yeni üyeleriyle Buluştu

    57 bini aşkın üyesi ile Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi odaları arasında yer alan BTSO, üyelerinin Oda projeleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilmesi amacıyla “Üye Bilgilendirme Toplantısı” düzenledi. BTSO Meclis Başkanı Ali Uğur, BTSO Yönetim Kurulu ile yeni üyelerin katılımıyla gerçekleşen toplantıda konuşan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yeni üyeleri tebrik ederek, “Zor bir dönemde iş hayatına atıldınız. Sizleri canıgönülden kutluyorum. İşletmenizin hayırlı olmasını diliyorum. Rabbim hepinize iş rastlığı versin.” dedi.

    BTSO’nun 135 yıllık köklü bir mazisi olduğunu söyleyen Başkan Burkay, “Kozahan’da faaliyetlerine başlayan Odamızın Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda 1.500 üyesi bulunuyordu. Bugün Cumhuriyetin ikinci yüzyılında üye sayımız 57 bine ulaştı. Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi odaları arasında yer alan BTSO, Türkiye ekonomisinin en büyük itici gücü olan Bursa ekonomisine güç katmaya devam ediyor.” ifadesini kullandı.

    Bursa tarihi boyunca ekonominin merkezi olmayı başardı

    Bir şehrin bulunduğu coğrafyada tutunabilmesini sağlayan temel unsurun yerel kabiliyetleri olduğunu dile getiren Başkan Burkay, Bursa’nın İpek Yolu ile başlayan serüvende tarih boyunca ekonomi ve ticaretin merkezi olmayı başarmış bir kent olduğunu vurguladı. Bursa’nın ekonomideki gücünü geleceğe taşımak adına çalıştıklarını kaydeden Burkay, kentin ekonomik performansına ilişkin bilgiler verdi. Başkan Burkay, “Bursa’nın toplam 28 milyar dolar dış ticaret hacmi bulunuyor. BM üyesi birçok ülkeden daha yüksek bir dış ticaret performansına sahibiz. Bursa’nın öne çıkan özelliklerinden bir tanesi de dış ticaret fazlası veren bir kent olması. Bugün 7 milyar dolar dış ticaret fazlası veren Bursa gibi 10 kentimiz daha olsa ülkemizin cari açık problemi ortadan kalkar.” diye konuştu.

    Network ve iletişiminiz güçlü tutun

    İbrahim Burkay, Türkiye’nin değer üreten en önemli şehirlerinin başında Bursa’nın geldiğine dikkati çekerek, “BTSO olarak ticaretten sanayiye, hizmetten eğitime, turizmden gıdaya her alanda proje üretiyoruz. Bu projeleri 70 meslek komitesinde görev alan meclis ve komite üyelerimizin talepleri doğrultusunda şekillendiriyoruz. Bu projelerden mutlaka faydalanmanız, ilgili meslek komitelerinizle temasa geçerek, sıkıntılarınızı ve çözüm önerilerinizi paylaşmanız gerekiyor. İş dünyasında network çok önemli. Geçmişte sermaye ve bilgiye ulaşmak en önemli konuydu ama dijitalleşme ile birlikte bu değişti. Günümüzde network yönetimi en değerli konu haline geldi. Başarılı şirketlerin en önemli becerisi iletişim yönetimi. Sizler de network ve iletişiminizi güçlü tutun. Toplantılarımızın tamamında katılımcı olun, projelerimizden faydalanın, fikirlerinizi paylaşın ve çalışmalarımıza yön verin.” çağrısında bulundu.

    En büyük gücümüz üyelerimiz

    BTSO’nun en büyük gücünün üyeleri olduğunu vurgulayan Başkan Burkay, şöyle konuştu: “BTSO olarak üyelerimizi dünyaya açıyor, dünyayla tanıştırıyoruz. Yurt dışında düzenlediğimiz etkinlikler, alım heyeti faaliyetleri ile küresel ekonomide gelişen trendleri takip etme ve deneyimleme fırsatı sunuyoruz. Bilgi artık her yerde var ama tecrübeye ulaşmak kolay değil. BTSO olarak üyelerimize tecrübe kazandıracak birçok girişimci ile bir araya getiriyor, yeni network imkanları oluşturuyoruz.”

    İş dünyasında orkestrasyonu sağlıyoruz

    BTSO’da göreve başladıkları 2013 yılında 16 makro proje hedefi ile yola çıktıklarını belirten Burkay, TEKNOSAB, Bursa Business School, GUHEM, KFA Fuarcılık, BUTEKOM ve BTSO MESYEB gibi Türkiye’ye örnek olan 60’tan fazla projeyi ortak akılla hayata geçirdiklerini kaydetti. Günlük problemlerle uğraşmaktan dünyadaki gelişmeleri takip etmekte zorlanan firmalara önemli fırsatlar sunduklarını kaydeden Burkay, “Gündelik koşuşturmacanın içinde ıskaladıkları birçok şeyi üyelerimizin önüne sunuyoruz. Bizim başarımız bu. Biz aslında sadece orkestrasyon yapıyoruz. Bundan 15 yıl önce Oda ne iş yapar diye sorulurdu. Şimdi artık bu soru yok. Bunlar hepimizin projesi. Sizlerin de tüm söylemleri şehrimizin menfaatleri için olmalı” dedi.

    Lojistik Teknopark birlikte iş yapma kültürümüzü geliştirecek

    Bursa’yı Türkiye ekonomisinde farklı bir noktaya taşıdıklarını söyleyen Burkay, TEKNOSAB Lojistik Teknopark Girişim Sermayesi Yatırım Fonu’na ilişkin de bilgiler verdi. Burkay, “Türkiye’nin ilk yüksek teknoloji organize sanayi bölgesi TEKNOSAB içerisinde kurulacak TEKNOSAB Lojistik Teknopark projesini Girişim Sermayesi Yatırım Fonu modeli ile hayata geçiriyoruz. Tüm iş dünyası bu fona yatırımcı olarak katılabiliyor. En hızlı büyüyen sektörlerin başında lojistik geliyor. Türkiye ekonomisinin yüzde 50’den fazlasının şekillendiği Marmara Havzası’nda böylesine büyük çaplı bir oyun planı yoktu. TEKNOSAB Lojistik Teknopark, bölgenin geleceğini şekillendirecek önemli bir proje. Gümrük sahası, antrepo, soğuk hava depoları, tır parkları, sosyal alanlar kısacası Lojistik Teknopark’ın ihtiyacı olan tüm altyapı bu projede yer alacak. Şu anda başvuru süreçleri devam ediyor. Projenin yatırım bedeli 210 milyon dolar. Birlikte iş yapma kültürümüzü geliştirecek olan bu projede tüm üyelerimizin yer almasını bekliyoruz. ” şeklinde konuştu.

    Her yeni üye için bir fidan

    Öte yandan BTSO, her yeni üyesi için BTSO Hatıra Ormanı’na fidan dikmeye devam ediyor. Toplantının sonunda BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, hazırlanan fidan sertifikasını tüm yeni üyeleri temsilen 15 Temmuz kahramanı şehit Ömer Halisdemir’in Bursa’da yeni bir işletme açan akrabası Fatih Halisdemir’e takdim etti.

  • İhtiyaç sahibi vatandaşlar yalnız değil

    İhtiyaç sahibi vatandaşlar yalnız değil

    Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Her zaman söylediğimiz gibi, hemşehrilerimizin bize nerede ihtiyacı varsa bizler oradayız. Diğer belediyecilik çalışmalarımızın yanı sıra, sosyal belediyecilik bağlamında da hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Bizler hizmet etmeye geldik. Allah izin verdiği, vatandaşlarımız da görevlendirdiği sürece hizmetlerimize devam edeceğiz,” dedi.

    Belediye, ihtiyaç sahiplerine yönelik sosyal desteklerini sürdürürken, gelecekte de bu kapsamda hizmetlerini çeşitlendirerek artırmayı hedefliyor. Orhangazi Belediyesi, hem sosyal hem de diğer alanlarda ilçedeki tüm vatandaşlara dokunan projeleriyle vatandaşların yanında olmaya devam edecek.

  • Uludağ’da kartpostallık sonbahar manzaraları

    Uludağ’da kartpostallık sonbahar manzaraları

    Her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti kış mevsiminde Oteller Bölgesi’nde ağırlayan Uludağ, yaz aylarında ise kampçılık, trekking ve günübirlik piknikler için tercih ediliyor.

    Uludağ, sadece beyaz örtüyle değil “hazan mevsimi” olarak bilinen sonbaharda da eşsiz manzaralar sunuyor.

    Bölgede bugünlerde yeşilden sarı, kahverengi ve kırmızının farklı tonlarına dönen ağaç yapraklarının oluşturduğu renk cümbüşü yaşanıyor.

    Zirveye doğru çıkan kıvrımlı yollarla bütünleşip resim tablolarını andıran manzaralar, dronla kaydedildi.

  • Bursa’da makas atan sürücü kazayı kıl payı atlattı

    Bursa’da makas atan sürücü kazayı kıl payı atlattı

    Olay, Bursa’nın Nilüfer ilçesi Görükle Kavşağı mevkisi İzmir Yolu üzerinde meyana geldi. Otomobil sürücüsü makas atarak yol değiştirdiği sırada kazayı kıl payı atlattı. Sürücü, yaşanan bu tehlikeli durumu fark etmeyerek yoluna devam ederken, o anlar araç kamerasıyla kayda alındı. Polis, makas atan sürücüyü yakalamak için çalışma başlattı.

  • OTTOSEM’24 sektör temsilcilerini öğrencilerle buluşturdu

    OTTOSEM’24 sektör temsilcilerini öğrencilerle buluşturdu

    Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen OTTOSEM’24 etkinliğinin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Sevilgen, Topluluk Danışmanı Prof. Dr. M. İhsan Karamangil, akademisyenler, sektör temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Otomotiv sanayiinde faaliyet gösteren firmalar, oluşturulan fuaye alanında stant açtı. Rektör Yılmaz ve beraberindekiler stantları ziyaret etti.

    Rektörden öğrenci topluluklarına övgü

    Programın açılış töreninde konuşan Rektör Yılmaz, üniversitedeki öğrenci topluluklarının aktif çalışmalarından ötürü büyük bir memnuniyet duyduklarını vurguladı. Yaklaşık 170 öğrenci topluluğuna sahip olduklarını açıklayan Yılmaz; “Kendi içerisinde meslek, bilim ve kültür toplulukları olarak ayrışıyorlar. Önceki yıldan itibaren misafir öğrencilerimiz için de topluluklar kurulmaya başladı. Bu çeşitlilik ve öğrencilerimizin sosyal hareketliliği bizleri mutlu ediyor. Düşünen, araştıran ve sorgulayan gençleri sahip olmanın gururunu yaşıyoruz” diye konuştu.

    Otomotiv Mühendisliği bölümü özel faaliyetlere imza atıyor

    Türkiye’deki 23 Araştırma Üniversitesinden birisi olduklarına işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, bu ligin içerisinde üst sıralara çıkabilmek adına eğitim-öğretimin yanı sıra bilimsel ve akademik çalışmalara her zamankinden daha fazla önem verdiklerini kaydetti. Fakülteler, meslek yüksekokulları ve diğer tüm birimlerin bu faaliyetlerin geliştirilmesinde özel bir yeri olduğunun altını çizen Rektör Yılmaz; “Mühendislik Fakültemiz de bu kıymetli birimlerin başında geliyor. Otomotiv Mühendisliği Bölümümüz, Türkiye’de sınırlı sayıda bulunan ve değerli projelere imza atan bölümlerimizin başında geliyor. Bursa ve sektör temsilcileri için de ayrıca önem taşıyor. Bu değere denk düşecek şekilde öğrencilerimizin de aynı bilinçle hareket etmesi, kıymetli organizasyonlara imza atmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. Otomotiv Topluluğu Seminerleri programımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, katkı veren herkese gönülden teşekkür ediyoruz” dedi.

    Sektörde büyük bir rekabet var

    Otomotiv Topluluğu Danışmanı Prof. Dr. M. İhsan Karamangil de günümüzde satılan araçların artık akıllı cihaz olarak satıldığını vurgu yaparak; “Önemli bir gelişim süreci yaşıyoruz. Gelecekte de araçlar elektrikli, otonom, bağlanılabilir ve paylaşımlı olacak diye öngörüyoruz. Bunun küçük örneklerini de şimdiden görebiliyoruz. Sektörde büyük bir rekabet var. Önemli firmaların yetkilileri bugün bizimle bir arada olacak ve çalışmalarına dair bilgiler paylaşacak. Üçüncüsünü düzenlediğimiz OTTOSEM’e katkı veren herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
    Organizasyon, sektör temsilcilerinin ağırlandığı seminerler serisinin ardından sona erdi.

  • İnegöl fırsatlar şehri

    İnegöl fırsatlar şehri

    İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksek Okulu organizasyonuyla düzenlenen buluşmada üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Geneli farklı şehirlerden gelmiş olan öğrencilere şehri tanıtan Başkan Taban, aynı zamanda öğrencilerin İnegöl’e dair gözlemlerini de dinledi. MYO çok amaçlı salonunda ve okul kantininde iki ayrı öğrenci buluşmasında Başkan Taban, öğrencilere eğitim süreçleri ve kariyer hedefleri üzerine de tavsiyelerde bulundu.

    İnegöl fırsatlar sunan bir şehir

    İnegöl Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Hikmet Sami Yıldırımhan’ın açılış konuşmasıyla başlayan buluşmada, Başkan Alper Taban şöyle konuştu: “Bugün kısaca şehrimizi size anlatmak, ancak daha çok sizleri dinlemek için buradayız. Öğrencilerimizin büyük bölümü de İnegöl dışından gelen öğrenciler. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki gerçekten önemli bir şehirdesiniz. Her şehrin kendine göre farklı dinamikleri, farklı majör, ön plana çıkmış, baskın durumları vardır. İnegöl’de ağırlıklı olarak bir sanayi şehri. İnegöl fırsatlar sunan bir şehir. Sizler de şu anda da hayat akışı içerisinde öğrencilik dönemindesiniz. İnegöl bu süreçte sizlere iş hayatında, kariyer noktasında, ticari hayatta ve ekonomik olarak gelişiminizde katkı sunabilecek bir şehir. Ben bunu çok kıymetli buluyorum. Pek çok şehir gezdik gördük, her şey var ama iş bulma imkanı yok. İnegöl bu anlamda çok kıymetli.”

    İnegöl Büyükşehirlerle yarışıyor

    Şehrin ekonomik ve ticari gücüne dair bilgiler sunan Başkan Taban, “İnegöl’den 160 ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor. Sadece mobilya da değil, farklı sektörlerde bu ihracatlar yapılıyor. Mobilya ile birlikte metal, makine, kimya, otomotiv, ağaç ve orman ürünleri gibi pek çok alanda ihracat gerçekleşiyor. 2023 yılı rakamları yaklaşık 1,5 milyar dolar seviyesinde. Bu da Türkiye liginde bizi vilayetler arasında 18’inci sıraya taşıyor. Bu sıralamada 30 büyükşehir var. Bu 30 Büyükşehrin 13 tanesini geçmiş bir İnegöl var. Biz bir ilçeyiz. İl veya büyükşehir değiliz. Ama iller ve büyükşehirlerle yarışan bir ilçeyiz” dedi.

  • Bursa’da husumetlisini araçla ezdi

    Bursa’da husumetlisini araçla ezdi

    Olay, merkez Osmangazi ilçesi Santral Garaj Mahallesi 6. Dal Sokak üzerinde meydana geldi.

    İddiaya göre, otomobil sürücüsü, yolda gördüğü husumetlisinin üzerine aracını sürdü. Çarptığı kişiyi yaralayan sürücü, olay yerinden hızla kaçtı. O anlar kameraya yansırken polis olayla ilgili çalışma başlattı.

  • “Trump ile Erdoğan karakter olarak birbirlerine yakın

    “Trump ile Erdoğan karakter olarak birbirlerine yakın

    ABD’deki seçim sonuçlarını değerlendiren Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tayyar Arı, “ABD’deki seçimlerin sonuçları herkesin merak ettiği bir konu. Bizi de ilgilendiriyor. Ancak önceki seçimler kadar yoğun bir ilgi görmedim. Bunun da sebebi, Trump’ın ne olduğu belli, Biden dolayısıyla da Harris’in ne yapacağı belli. Dolayısıyla çok fazla sır olmayan yani politikalar aşağı yukarı belli olan iki politikacı oldukları için ve bölgeye yönelik politikaların da çok derin bir değişiklik beklentisi olmadığı için bu seçimlerin önceki seçimlere göre daha az ilgi gördüğünü düşünüyorum” dedi.

    “Samimi ilişkiler devam edecektir”

    Seçimlerin Türkiye açısından biraz daha kritik olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tayyar Arı, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan iki defa Beyaz Saray’da Trump ile görüştü. Biden döneminde hiç böyle bir görüşme olmadı. Trump’la daha samimi bir ilişkinin olabileceğini düşünüyorum. Yani daha kolay iletişim kuracaklardır. Çünkü Erdoğan ile Trump karakter olarak da birbirlerine yakın olduğu için konuşabiliyorlar. Dolayısıyla bu anlamda bazı şeyleri kolay doğrudan doğruya ifade edebiliyorlar. Bu bir avantaj olarak değerlendirilebilir. Ama geçmiş Trump döneminde CAATSA yaptırımlarıyla ilgili kongreden geçen bir karar, bir de sözde Ermeni soykırımıyla alakalı bir karar var. Burada kongre sanki Trump-Erdoğan yakınlaşmasından rahatsızlığını, Türkiye aleyhtarı bu kararlarla gösterdi. Trump, kongreyi, kendi partisini kontrol edemedi. Dolayısıyla Trump’ın bazı hareketleri bu tür sorunlara da yol açabiliyor. Yani benzer sunumlarla yeniden karşılaşabiliriz. Bu ihtimal de var” diye konuştu.

    “Amerika’da kararı sistem verdiği için seçim sonrası radikal değişiklikler görülmeyecek”

    Derin ABD çıkarları itibarıyla bakıldığında çok radikal değişiklikler görülmeyeceğini ifade eden Tayyar Arı, “Yani üslup değişiklikleri var. Yani Türkiye’nin NATO içerisindeki yeri, Türkiye-Amerika ilişkilerindeki sorunlar, Obama, Trump ve Biden bir süreklilik arz ediyor. Yani evet belki bir üslup değişikliği var. Ama sorunlarda ilerleme ve gerileme yok. Türkiye-Rusya ilişkisinden halen rahatsızlar, S400 meselesi halledilmiş değil, F-35 projesinden geri dönülmüş değil. F-16 satışları gerçekleşmiyor. Türkiye’nin Filistin sorununa yakınlığı belli. Bu da ABD hükümetlerini rahatsız edecek, Trump’u da rahatsız edecek. ABD, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a tahkimat yapıyor. Bu devam edecek. Bunlar da ABD’de partiler üstü bir mesele haline geldi. ABD yönetimi özellikle Trump Suriye’den çekileceğine karar verdiği zaman Beyaz Saray ekibi, Pentagon ve CIA devreye girip ikna etti. Sonuçta da çekilmedi. Dolayısıyla en son kararı sistem veriyor” dedi.

    “Türkiye de eli boş bir ülke değil”

    Suriye’deki YPG ile ilgili bir gelişme yaşanacağını sanmadığını belirten Arı, “Orada Amerika’nın kalıcı olma hedefi var. Buradaki varlığı ile hem Suriye politikasını denetleme imkanına sahip hem de İran’ın İsrail’e ulaşımını havadan kesiyor. Ayrıca Irak, Türkiye, Suriye ve Ürdün üzerinde bir baskı oluyor. Bu bölgede üst avantajlarıyla belki ileride kendi çıkarları için YPG adı üzerinden varlığını kullanacak. Oraya büyük bir üst kurmayı da düşünüyor olabilir. Askeri operasyonlar ve radar üssü de olabilir. Amerika oradaki varlığını uzun vadede düşünüyor. YPG olmaz SDG olur, kendi denetiminde bir bölge olmasını isteyecektir. Bura bağımsız bir Kürt devletine dönüşür mü? Amerika’nın uygulamalarına baktığınızda, Kosova’yı bağımsız yapmıyorlar. Erbil yönetimi, 2018 yılında bağımsızlığı için referanduma gittiğinde ABD arkasında durmadı. Çünkü bağımsız olursa kendi politikaları olur, bölgede o politik denklem içerisinde yer bulur. Bu şekilde manipülasyonu daha kolay. Dolayısıyla Suriye üzerinde özel bir yapılanma Amerikan çıkarlarına daha uygun olacaktır. Bu yapılanmanın boyutu ve hareket alanı ne kadar olur onu bilemiyoruz. Türkiye bunu engelleyebilir mi? Buradaki gelişimin bir devlete dönüşmesini engelleme konusunda Irak’ta nasıl bir tutum aldıysa, burada da benzer bir tutum alacaktır. Ya Suriye hükümetiyle birlikte buna karşı çıkacak ya da Rusya ile işbirliği yapacak. Ama bir şekilde Suriye’nin bölünmesini engellemeye çalışacaktır. Türkiye de eli boş bir devlet değil. Belli kartları var” dedi.

    “Türkiye’siz bir NATO’yu kimse düşünemez”

    Avrupa’nın Türkiye’nin NATO’dan ayrılmasını hiçbir zaman istemeyeceğini belirten Arı, “Haritaya baktıkları zaman zaten bu anlaşılıyor. Yani diyoruz ya ‘Türkiye, Türkiye’den ibaret değil.’ Sadece Türkiye’den ibaret bile olsa Türkiye’siz bir NATO güney kanadı çöker. NATO bölgede bir dengedir. Türkiye, NATO’dan çıkacaksa başka bir yerle işbirliği yapacak. Rusya’yla iş birliği yaparsa ne olacak? Rus etkisini düşünün. Ortadoğu ve Akdeniz’deki Rus etkisine, boğazlardaki Rus etkisine, boğazlardan Rus gemileri Akdeniz’e geçerse ne olacak? Dolayısıyla bu Avrupa’nın güvenliği için de çok büyük bir risktir. Ortadoğu’da Amerika çıkarları ve güvenliği açısından büyük risk. İkinci Dünya Savaşı’nda sürekli Türkiye’ye savaşa gir diye baskı yapmadılar mı? Neden? Sovyetler Birliğine cephe alsın, onu zayıflatsın diye. Şimdi buna ihtiyaçları olmayacak mı? Olacak. Dolayısıyla Türkiye’nin burada olması her zaman için bir ikinci cephedir. Bu her zaman için Rusya’yı böler. Kaldı ki bugünkü Türk Cumhuriyetlerini dahil edersek daha büyük bir avantaja sahip Türkiye. Yani Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Türkistan ile daha büyük bir coğrafyada etki oluşturabilmiş bir Türkiye’nin sağlayabileceği avantajlarla vazgeçildiği zaman getireceği maliyetler hiçbirbirine uygun değil. Arada büyük farklar var. Dolayısıyla böyle karşılaştırdığımız zaman onlar da bu stratejik dengeleri hesap edebiliyorlar. Çünkü bunlar da Türkiye’nin çıkarıdır. Zaten Türkiye’nin ayrıcalığıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin kendi kozları var, onları da oynayabilir. Yani Türkiye’deki siyasi iradenin bunu ne kadar önemseyeceği ve nereye kadar bu işin peşinde olacağına bağlı ki Türkiye’nin bunu çok önemsediğini biliyoruz” dedi.

    “Amerika siyasetinde Yahudi etkisi var”

    Amerikan politikasının İsrail’e yönelik politikasının partiler üssü olduğunu belirten Arı, “Yani partilere ve liderlere bağlı değil. Üslup farkı var. Yani Cumhuriyetçiler daha radikaldir, daha siyonisttir. Çünkü siyonist oylar var. Dolayısıyla bunlar Cumhuriyetçi politikaları belirliyor. Onlar da İsrail yanlısıdır. Müthiş bir şekilde İsrail yanlısı. Bir de Demokratlar içerisinde hakim olan Yahudi nüfus var. Yani Amerika’da Yahudi nüfus, gerçekten Yahudi nüfus Demokratlara oy veriyor. Dolayısıyla öyle ya da böyle hangi parti gelirse gelsin bu nedenlerle ve Amerika’daki Yahudi etkisi dolayısıyla, ki Yahudiler Amerika’da bürokraside, medyada, finans dünyasında, basında ve siyaset kurumunda varlar. Hemen hemen yaşamın her yerinde ciddi anlamda etkileri olan bir yapılanma. O nedenle de Amerikan siyasetinde büyük etkisi var. Bu nedenle de Amerika’da hiç kimse Yahudilere karşı duramıyor” diye konuştu.

    “İsrail’in güvenliği politikası, Amerika’nın Ortadoğu politikasının merkezinde yer alıyor”

    İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun kongredeki son konuşmasına benzer fotoğrafların her konuşmasında olduğunu belirten Arı, “Yani bütün kongre üyeleri kendi başkanına yapmadığı tezahüratı İsrail başbakanına yapıyor. Dolayısıyla bu enteresan bir durum. Yani acıklı bir fotoğraftı. Bu son fotoğraf Gazze’deki işgal ve soykırıma rağmen yapıldı. Dolayısıyla tüm birleşik oturumda Senato ve Temsilciler Meclisinin bulunduğu, konukların da bulunduğu, 600’ü aşkın insanın bulunduğu yerde tüm insanların Netanyahu’nun her bir konuşmasında kalkıp alkışlamasını izlediler. Böyle bir kongre, böyle bir Amerika’nın politikalarının başkanlar tarafından değiştirilebileceğini ben tahmin etmiyorum. Ama her zaman Cumhuriyetçiler daha radikaldir bu konuda. Daha ileri giderler İsrail’i destekleme noktasında. Ama Demokratlar biraz daha çekingen, utangaç diyorlar. Ama son süreçte hiç de öyle olmadı. Yani Biden’ın verdiği destek hiç öyle utangaç ve sıkılgan bir politika değildi. Olabildiğince açıktan ve pervasızca destek verdi. Bu da şunu gösteriyor; yani Harris gelse de Biden politikasının devam edeceğini görebiliriz. Yani İsrail’in güvenliği politikası, İsrail’in varlığının sürdürülmesi politikası, Amerika’nın Ortadoğu politikasının merkezinde yer alır. En önemli önceliğidir. Bu öncelik hiçbir zaman değişmedi. Yani 100 yıldır değişmedi. Amerika’nın sayesinde böyle bir imkana sahip oldu. Son kez tüm süreçlerde de Amerika, İsrail’e koşulsuz destek verdi. Amerika’nın İsrail politikası başkanlarla değişecek bir politika değil. Yani burada dozaj farkı sadece. Mesela Obama, Netanyahu’yu biraz sevmezdi. Ama Netanyahu, Obama döneminde de kongrede gitti konuştu ve ayakta alkışlandı. Dolayısıyla böyle bir vaziyet var. Onun için başkanların kim olduğunu onlar çok önemsemezler. Çünkü diyorlar ki Amerikan hükümeti, Amerikan devletinin politikası değişmez” dedi.

  • Bursa’da 2 katlı apartmanın 2. katı alev alev yandı

    Bursa’da 2 katlı apartmanın 2. katı alev alev yandı

    Olay, Bursa’nın Mudanya ilçesi Güzelyalı Mahallesi’nde meydana geldi.

    İddiaya göre, 2 katlı bir apartmanın üst katında bulunan dairenin mutfak kısmında çıkan alevler kısa sürede büyüyünce çevredekiler hemen 112 Ekiplerine bilgi verdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi sevk edildi. İtfaiye ekiplerince apartman yangını, çevredeki binalara sıçramadan söndürülürken, alevlerin sardığı daire kullanılamaz hale geldi. Polis olayla ilgili tahkikat başlattı.

  • Ekonomistlerden Trump için ilk yorum

    Ekonomistlerden Trump için ilk yorum

    Dünyanın yakından takip ettiği ABD başkanlık seçimlerinde milyonlarca seçmen sandık başına gitti. Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris ile Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump arasındaki yarışı kırılgan bir süreçten geçen dünya ekonomisi de yakından takip etti. İlk resmi olmayan sonuçlara göre seçimin kazananı Trump oldu. 2. kez başkanlık koltuğuna oturacak olan Trump’ın zaferini ekonomistler değerlendirdi.

    Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Derya Hekim, “Trump’ın seçilmesi hem dünya ticareti açısından hem Türkiye açısından çok ciddi etkileri olan bir süreç olacak. Trump’ın vaatleri ilk dönemde duyduğumuzdan biraz daha dozu artırılmış vaatler. Bunların başında zaten tüm ülkelere yüzde 10 tarife artışı geliyor. Gümrük vergilerini artıracak. Böyle olduğu zamanda, tüm dünya fiyatlarında bir artış demek. Tabii ki bunun misillemeleri olacak. Diğer ülkelerde misilleme yapacaktır. Dolayısıyla biz artık, dünyada daha fazla ticaret savaşının olduğu yükselmiş fiyatların olduğu piyasaları görebiliriz. Yani aslında başlamış bir fragmantasyon diyebileceğimiz bir süreç varken, çok fazla serbest ticaretten bahsedemiyorken Trump bunu bir nevi üst kademeye taşıyacak. Bundan sonra artık ticaret anlamında çok uzlaşmacı bir yapıyla karşılaşamayacağız” dedi.

    “Trump, güvenilmez bir karakter”

    Trump’ın galibiyetinin Türkiye’ye etkilerine de değinen Doç. Dr. Derya Hekim, “Türkiye açısından şöyle düşünelim. Trump, güçlü bir lider ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile daha iyi ilişkileri var. Bu anlamda bizim için Kamala Harris’e göre baktığımızda bir miktar daha iyi ilişki kurabileceğimiz bir karakter. Ama ben yine de burada bir çekince belirtmek istiyorum ve bir parantez açmak istiyorum. Trump güvenilmez bir karakter. Çünkü daha önce de 2018 yılında da benzer süreçlerden geçtik. İkili ilişkilerde iyi ilişkiler sağlayabiliriz. Ama ne yapacağını da çok fazla bilemediğimiz bir duruma bizi sürükleyebilir. İlk döneminde de bize alüminyum ve çelikte tarife getirmişti. Bunu yine zaten tüm ülkelere getireceği için yeniden Türkiye’de bu ticarette korumacılık önlemlerine maruz kalabilir diye düşünüyorum” dedi.

    “Türkiye savunma harcamalarını artıracaktır”

    Trump’ın NATO konusunda çok sert görüşleri olduğunu ifade eden Derya Hekim, “Bu tutum tüm ülkeleri olduğu gibi bizi de savunma harcamasını daha fazla artırmak durumunda kalacağımız bir sürece doğru götürecek gibi duruyor. Trump’ın dengesizliği şöyle olacaktır. Her gün artık bence X platformunu takip edeceğiz. Sabah kalktığımızda X platformunda acaba Trump bugün ne demiş diyeceğiz. O dediklerinin muhtemelen piyasa üzerine çok büyük etkileri olacak. O yüzden bizi aslında Trump’ın seçilmesiyle birlikte böyle bir dalgalı süreç bekliyor. Her gün yeni bir şeyle yeniden yüzleşebiliriz. Jeopolitik risklerin arttığı dünyada üstüne bir de Trump riski eklenecektir. Bu da bizim daha fazla volatil bir piyasayla karşılaşacağımızı ve daha yüksek fiyatlarla, daha yüksek küresel bir enflasyonla karşılaşacağımız bir dönemi bize gösteriyor” şeklinde konuştu.

    “Trump, yeşil dönüşüme karşı”

    Trump’ın kurumlar vergisinde bir indirim düşündüğünü ifade eden Hekim, “Tabii o daha önceki döneminde de yapmıştı. O indirimlerin süresi 2025 yılında doluyor. Bunu tekrar uzatacağı tahmin ediliyor. Amerika’da gelir dağılımında ciddi bir adaletsizlik var. Bunun gelir dağılımı adaletsizliğini artıracak bir süreç olacağı açık. Ama Trump tabii ki bunları çok fazla dikkate almayan bir karakter. Aynı zamanda yeşil dönüşümde de tabii ki tüm dünya için bir sekteye uğrama ihtimali görüyorum. Çünkü fosil yakıtları destekliyor. Bu aslında çok fazla Paris Anlaşması taraftarı değil ve bunlara inanmıyor. Dolayısıyla Trump döneminde daha fazla geleneksel fosil yakıt veya o endüstrilerin yükseldiğini, yeşil teknolojilerin olduğu endüstrilerin ise bir miktar ivme kaybettiğini görebiliriz. Bunun tüm dünya açısından da sonuçları olabilir. Burada yeşil dönüşüm çabalarını bir miktar sekteye uğratabilir” dedi.

    “Savaş endüstrisi Trump ve Harris seçiminden bağımsız”

    Trump’ın aslında Ukrayna savaşın bitirme niyetinde olduğunu ifade eden Hekim, “Bunu bitirebilecek bir güce sahip. Bence olaya daha fazla iş adamı kafasıyla baktığı için bunu bitirebilecek durumda. O anlamda savaş endüstrisi açısından baktığımızda savaşların devam ettiği bir durum olarak Biden ve devamında tabii ki Harris’in gelmesi açısından daha anlamlı olabilir. Ancak, Trump bugün böyle diyebilir. Ama yarın buradan Trump’tan yüz bulan Çin, Tayvan’a saldırabilir. Böyle bir ihtimal de var. Dolayısıyla bu anlamda savaş endüstrisinin geleceği aslında birazcık Trump ve Harris seçiminden bağımsız olarak dünyanın maalesef daha güvensiz bir yere doğru gitmesi sonucunda bence o tarafa doğru ilerliyor ve gerçekten bir ivmeyle artıyor” şeklinde konuştu.