Kategori: Çevre

  • Rize’deki şiddetli yağıştan tarım arazileri de nasibini aldı

    Rize’deki şiddetli yağıştan tarım arazileri de nasibini aldı

    Rize’de 1 kişinin hayatını kaybettiği, 4 kişinin yaralandığı heyelanın yaşandığı Çayeli’nde şiddetli yağışlar sonrasında tarım arazileri de göle döndü.
    Kentte dün sabah saatlerinde etkisini gösteren şiddetli sağanak Çayeli ilçesine bağlı Eskipazar Mahallesinde heyelana neden oldu. Yakup Ali Bayraktar’ın hayatını kaybettiği heyelanda 4 kişi de yaralandı.

    Yaralılardan 2’si ayakta tedavi edilirken, hastaneye kaldırılan Özlem Y. ve Zeki A.’nın ise tedavileri devam ediyor. Heyelandan etkilenen 6 binada toplamda 64 daire tedbir amaçlı boşaltıldı, bölgede güvenlik tedbirleri alındı.

    İlçede şiddetli yağış nedeniyle tarım arazileri de zarar gördü. Eskipazar Mahallesinde çay bitkileri suyun içerisinde kalırken Yalı Mahallesinde kivi, portakal, greyfurt ve mandalina ağaçlarının bulunduğu tarım arazisi balçıkla doldu, derin su birikintileri oluştu. Bahçedeki su yağmurun azalmasıyla kendiliğinden çekilmeye başlasa da ağaçlar sudan tamamen kurtulamadı.

  • Nesli tükenmekte olan ‘semender’

    Nesli tükenmekte olan ‘semender’

    Adana’nın Pozantı ilçesinde “Türk semenderi” olarak bilinen ve nesli tükenme tehdidi altında olan “sarı benekli semender” görüldü.
    Adana’nın Pozantı ilçesinde bulunan Belemedik Tabiat Parkı’nda yürüyüş yapan bir kişi, yolda yürürken “Türk Semenderi” olarak bilinen hayvan ile karşılaştı. Semender, tren raylarından uzak bir bölgeye taşınarak görüntülendi. Lekeli semender bir süre sonra gözden kayboldu.

  • Rize’de son yaşanan deprem heyelanı tetikler

    Rize’de son yaşanan deprem heyelanı tetikler

    Rize’nin Hemşin ilçesinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı meydana gelen heyelanda 1 kişinin hayatını kaybetmesi, 4 kişinin de yaralanması, “Depremler heyelanı tetikler mi?” sorusunu akıllara getirdi.

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, “Depremler heyelanı tetikler, çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yer altı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır” dedi.

    Rize’nin Hemşin ilçesinde geçtiğimiz günlerde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depremin ardından Çayeli ilçesinde dün sabaha karşı yaşanan heyelanda 1 kişi hayatını kaybetti, 4 kişi de yaralandı. Depremlerin heyelanlar üzerinde etkisi olup olmadığı konusunda açıklama yapan Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Özgenç Akın, Türkiye’nin tam anlamıyla bir deprem ülkesi olduğuna dikkat çekerek, “Ülkemiz dünyadaki en aktif kuşaklardan bir tanesi olan Alp-Himalaya kuşağında yer almaktadır.

    Yani ülkemiz tam anlamıyla bir deprem ülkesidir. Dolayısıyla bu depremlerin meydana gelmesi normaldir. Ülkemizde daha çok transform faylardan kaynaklanan yüzeye daha yakın depremler meydana gelir. Yüzeye yakın olduğu için de derinliği yıkıcı olabilmektedir. Şili, Japonya gibi dalma batma zonlarında daha derin, daha büyük depremler meydana gelir. Bizim ülkemizde de 7 ya da daha fazla büyüklükte depremler meydana gelmektedir” diye konuştu.

    “Rize’deki depreme hiç şaşırmadık”
    Geçtiğimiz günlerde Rize’de meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depreme şaşırmadıklarını ifade eden Akın, “Rize’de 4 büyüklüğüne sahip deprem meydana gelmesine açıkçası biz şaşırmadık. Türkiye’nin tamamı deprem bölgesidir. 1996 yılında yapılan deprem tehlikesi haritasında bölgeler vardı. Birinci dereceden beşinci dereceye kadar.

    Sanki beşinci derecedeki bölgede hiçbir şekilde depremden etkilenmeyecekmiş gibi bir intiba oluşturuluyordu. 2018 yılında yeni deprem tehlike haritası yapıldı. Bu harita parsel bazlı çalışmalarla deprem tehlikesini ortaya koyabiliyor. Bölgemize bakacak olursak burada Mw=4.7’lik deprem meydana geldi. Rize’de, Ordu’da, Trabzon’da, Batum’da faylar var.

    Bu fayların hepsi MTA’nın diri fay haritasında işaretli değil. İnsanlık olarak zaten fayların 100’de yüzüne hakim değiliz, hiçbir zaman da olamayız. Çünkü bir hareket sonucunda faylar oluşur. Fay kırık demektir. Daha önce oluşmuş faylarda deprem olabildiği gibi bir deprem de fayın oluşmasına neden olabilir.

    Yani aralarında sebep sonuç ilişkisi vardır. Şehrimiz hakkında konuşacak olursak, Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay zonlarına olan yakınlığımız şehir olarak tehlike altında olduğumuzu ifade ediyor. 4.0, 5.0, 6.0 büyüklüğündeki depremler genellikle yıkıcı olmaz. Yıkıcı olması yapıların uygunsuz inşasından dolayıdır.

    6 Şubat depreminde gördük ki 600-700 kilometre uzaklıkta olmamıza rağmen Trabzon’da sallandık ve ciddi şekilde hissettik. Dolayısıyla Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarına olan yakınlığımızdan dolayı buralarda meydana gelebilecek büyük depremlerin de bizi doğrudan ve ciddi şekilde etkileyebileceğini düşünüyoruz.

    Rize’de daha küçük bir fayda meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki bir deprem Trabzon için yıkıcı olmayabilir ancak örneğin Bingöl Karlıova civarında 7 ve 7’den büyük bir deprem bekliyoruz. Dolayısıyla bu depremin bizi etkileyemeyeceğini söyleyemeyiz” şeklinde konuştu.

    Depremler heyelanları tetikler mi?
    Depremlerin heyelanı tetikleyeceğini belirten Akın, “Depremler heyelanı tetikler, çünkü doğada Newton’un tepki yasası geçerlidir. Meydana gelen bir kütle hareketi heyelan oluşturabilir. 6 Şubat 2023 depreminden sonra da heyelanlar meydana geldi. Özellikle bölgemiz çok dik yamaçlara sahip ve yağış oranı da çok yüksek. Bu yağış oranı da çok yüksek olduğu için stabil olmayan yer altı tabakaları heyelanlara sebep olacaktır. Dolayısıyla kütle hareketi ve yağışın da fazla olması, eğimin fazla olması bu heyelanları tetikleyecektir” diye konuştu.

    Neler yapılması gerektiği konusunda uyarılarda bulunan Akın, “Parsel bazında zemin etütlerini çok ciddi bir şekilde yapmamız ve denetlememiz gerekmektedir. Genel anlamda makro bölge ve mikro bölgeleme çalışmaları yapılması lazım. Mikro bölgeleme çalışmaları daha yüzeye yakın, daha sık aralıklarla ölçümler alınarak yapılırken, makro bölge çalışmaları ise daha derin ve daha geniş alanda tüm şehri, hatta tüm bölgeyi kapsayacak şekilde yapılır. Bu çalışmalar bir kentin inşasında mutlaka uzman yer bilimciler tarafından yapılmalıdır. Elde edilen sonuçların çok iyi bir şekilde analiz edilip, imar planlarının da buna göre yapılması can ve mal kayıplarını önleyecektir” ifadelerini kullandı.

    Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’na göre dördüncü derece deprem bölgesinde yer alan Rize’de 15 Ekim’de 4.7 büyüklüğünde deprem meydana gelmişti. Rize tarihinde ilk defa büyüklüğü 4’ü aşan bir deprem yaşandığı belirtilirken, Rize’ye en yakın büyük deprem 1892’de Artvin’de büyüklüğü bilinmeyen ancak 6 büyüklüğünde olduğu tahmin edilen deprem ve 1906 yılında Erzurum’un Toprakkale-Oltu bölgesinde yaşanan 6 büyüklüğündeki deprem olarak biliniyor.

  • Tersakan Çayı ‘zehir’ akıyor

    Tersakan Çayı ‘zehir’ akıyor

    Amasya’da bulunan ve Türkiye’nin tersine akan tek akarsuyu olma özelliğini taşıyan ‘Tersakan Çayı’, artık zehir akıyor. Kirliliği köprü üstünde burunlarını kapatarak protesto eden Göllü Bağları Mahallesi sakinleri, soruna bir çözüm bulunmasını istedi.
    Samsun’un Ladik ilçesinden doğup Amasya il merkezinde Yeşilırmak ile birleşen Tersakan Çayı’nda yağışların azalmasının etkisiyle su seviyesi tükenme noktasına geldi. Suluova bölgesinde çayı besleyen derelere aktarılan hayvansal atıklar, kanalizasyon ve fabrika atıklarının birikmesi kötü kokuya yol açtı.

    “Bu suda yılan bile yaşamaz”
    Çay yatağının Samsun Havza kısmının tertemizken, Suluova’dan Amasya il merkezine kadarki etabının kirlendiğini belirten Göllü Bağları Mahallesi sakinlerinden Ahmet Savaş, “Havza’da tertemiz olan su bu tarafa gelince berbat oluyor. Oradaki tesisler parayı kazanıyor. Atıkları atıyor. Ceremesini biz çekiyoruz. Burnumuzu tutarak protesto ediyoruz. Balıktan vazgeçtik. Bu suda yılan bile yaşamaz” dedi.

    Umutlar kış yağışlarında
    Çocukluk yıllarında yüzüp suyunu içtikleri Tersakan Çayı’nın bu durumuna çok üzüldüğünü belirten Feridun Sevinç, “Şimdi ise kokudan kıyısında bile durulmuyor. Bir gün siyah akıyor. Ertesi gün gri akıyor” diye konuştu.
    Evlerinin balkonlarına bile çıkamadıklarına değinen Recep Kayar da umutlarını kış döneminde yağışların artmasına bağladıklarını anlattı.

    “Boğazköy mevkiine arıtma tesisi istiyoruz”
    Su yüzeyindeki kirliliğin Suluova’dan itibaren Tersakan Çayı’nın il merkezinde Yeşilırmak ile birleştiği alana kadar görüldüğünü aktaran Göllü Bağları Mahallesi Muhtarı Sezai Çınarcı ise 10 yıldan fazladır karşı karşıya kaldıkları kötü kokunun Bahçeleriçi ve 55 Evler Mahallelerinde yaşayanları da olumsuz etkilediğini vurguladı. Suluova ilçesindeki fabrika atıklarının ve hayvansal atıkların burada birikmesinin kirliliğe yol açan etkenlerden olduğunu öne süren Çınarcı, çözüm olarak Boğazköy mevkisinde bir arıtma tesisi yapılmasını istediklerini söyledi.

  • 4 işçinin yaralandığı binada güvenlik tedbirleri arttırıldı

    4 işçinin yaralandığı binada güvenlik tedbirleri arttırıldı

    Eskişehir’de elle yıkım yapılırken göçük meydana gelmesi sonucu 4 işçinin yaralandığı binanın önüne çok sayıda duba konuldu. Dün, saat 16.00 sularında İstiklal Mahallesi Porsuk Bulvarı Adalar mevkiinde kentsel dönüşüm çalışmaları çerçevesinde elle yıkımı yapılan bir binada kısmı göçük meydana gelmesi sonucunda 4 işçi yaralandı. İşçilerin hastanedeki tedavileri sürerken, muhtemel bir kazanın daha yaşanmaması amacıyla göçüğün yaşandığı çevrede güvenlik tedbirleri arttırıldı. Adalar Bulvarı çekilen güvenlik şeridi ile araç ve yaya trafiğine kapatılırken, binanın dış cephesinin Şair Fuzuli Caddesi’ne doğru olan tarafının önüne çok sayıda duba yerleştirildi.

  • Hakkari’nin etrafını saran dağlar beyaza büründü

    Hakkari’nin etrafını saran dağlar beyaza büründü

    Hakkari’nin etrafını saran dağlar kasım ayında yeniden beyaza büründü. Hakkari’de akşam saatlerinde başlayan sağanak yağış, yüksek kesimlerde yerini kara bıraktı. Hakkari’nin etrafını saran dağlar kar yağışıyla birlikte beyaza bürünürken, hava sıcaklığında da hissedilir derecede düşüş yaşandı. Karlı Sümbül Dağı’nın kentin en büyük parkı olan Kent Park’la bütünleşmesi ise şehre ayrı bir renk kattı.

  • Kocaeli’de sis

    Kocaeli’de sis

    Kocaeli’de etkili olan sis, görüş mesafesini 40 metreye kadar düşürdü. Hava sıcaklığının 9 derece olarak ölçüldüğü kentte Kartepe ve İzmit’in yüksek bölgelerinde yoğun sis etkisini gösterdi. Sis nedeniyle görüş mesafesi azalırken, özellikle D-100 karayolunun Kartepe geçişinde görüş mesafesi yaklaşık 40 metreye kadar düştü. Bu güzergahları kullanan sürücüler, trafikte daha dikkatle ilerledi.

  • Malatya’da yıkım eğlenceye dönüştü

    Malatya’da yıkım eğlenceye dönüştü

    Deprem bölgesi Malatya’da rezerv alanında kalan bir binanın yıkımı sırasında ilginç anlar yaşandı. Yıkıma kepçe darbeleriyle başlanırken, bir araç müzik açtı, bir vatandaş taş attı ve kısa süre sonra bina tamamen çöktü. Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler ise izleyenler tarafından ilgi gördü.
    Malatya’nın Battalgazi ilçesine bağlı Zafer Mahallesi’nde yeniden yapılaşma çalışmaları kapsamında rezerv alanı ilan edilen bölgede kalan binalar tek tek yıkılıyor.

    Geçtiğimiz günlerde de aynı bölgede bir başka binanın araç korna sesi ile yıkılmasının sosyal medyaya yansıdığı alanda bu sefer de daha eğlenceli bir şekilde binanın yıkımı sağlandı. 6 Katlı bir bina iş makineleri tarafından yıkıma hazır hale getirildikten sonra sıra son dokunuşa geldi. Bu anı daha eğlenceli hale getirmek isteyen çalışanlar yaptıkları işi hem kayda aldı hem de binanın yıkımını ilginç bir şekilde gerçekleştirdi.

    Bir araçtan yüksek sesle müzik açılırken, bir taraftan da kepçe operatörü uzak bir noktadan yere vurmaya başladı. Aynı zamanda bir çalışanın da binaya taş attığı ve yine bir aracın kornaya bastığı bu anlarda yapılan sıradışı müdahaleler sonucunda, yıkım anı daha da hızlandı ve bina, kısa süre sonra tamamen çöktü.

    Sosyal medyada hızla yayılan görüntüler ‘Eğlenceli’ bir yıkım olarak gündem olurken kentte artık yıkımların sıradışı eğlenceye dönüştüğü yorumları geldi.

  • Uludağ’da sezonun ilk kar sürprizi

    Uludağ’da sezonun ilk kar sürprizi

    2543 metre yükseklikteki Uludağ’ın zirvesi karla kaplandı. Beyaza bürünen zirvedeki ilk karı görebilmek için Bursa’dan yürüyüş gerçekleştiren Uludağ Dağcılık Kulubü (ULUDAK) Kurucusu İsmet Şentürk liderliğindeki 12 dağcı göller bölgesinde kamp yaptı. Geceyi Kilimli Göl kenarında ateş başında geçiren dağcılar sabah uyandıklarında kar sürprizi ile karşılaştı. Dağcıların uyudukları saatlerde başlayan kar yağışı sabaha kadar her yeri bembeyaz yaptı. Karla kaplı çadırlarından çıkan dağcılar önce gündüz ardından gece olmak üzere iki ayrı zirve yürüyüşü gerçekleştirdi. Bu gruba bir gün sonra ikinci dağcı grubu da katıldı. 2 grup dağcı yeni yağan karların üzerinde ilerleyip bayrak tepeye ulaştı. Dağcıların bulutların üzerinde yaptıkları zirve yürüyüşü drone ile de görüntülendi. Gece yapılan zirve yürüyüşüne ise aralarında Bursalı usta dağcı İsmet Şentürk’ün de bulunduğu 5 dağcı katıldı. Havanın kararmasıyla birlikte yürüyüşe başlayan dağcılar yolun daha yarısına gelmeden tipi ve fırtınaya yakalandı. Zorlu hava şartlarına yürüyüşü bırakmayan dağcılar 3,5 saat sonra zirveye ulaşmayı başardı.

    Karla kaplı zirvenin en yüksek noktası olan bayraklı tepeye çıkan dağcılar burada fotoğraf çektirip bölgeye kamp attı. Soğuk havaya rağmen geceyi zirvede geçiren dağcılar karla buluşmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirterek; günlük hayatta alışveriş merkezlerinde zaman geçirmek yerine her insanın en azından ömründe bir kez böyle bir yürüyüşü tecrübe etmesinin gerektiğini dile getirdiler.
    30 dağcının Zirvetepe’de dalgalanan Türk Bayrağı önündeki eksi 12 derecedeki dron ile çekilmiş görüntüleri de adeta nefesleri kesti.

  • Dağ keçileri havadan görüntülendi

    Dağ keçileri havadan görüntülendi

    Erzincan’da dağ keçileri drone ile havadan görüntülendi. Yaban hayatının zengin olduğu Erzincan’da yaşamını sürdüren koruma altındaki dağ keçileri, zaman zaman yüksek noktalardan köylere yakın noktalarına kadar iniyor. Bu durumu fırsata dönüştüren vatandaşlar ve doğaseverler de ilgiyle izledikleri dağ keçilerini sürü halinde görüntüleme fırsatı buluyor. Dağ keçileri, kırsalda otladıktan sonra yeniden zirvelere doğru giderek gözden kayboluyor.