Kategori: Çevre

  • Elazığ’da şimşekler geceyi aydınlattı

    Elazığ’da şimşekler geceyi aydınlattı

    Meteoroloji 13. Bölge Müdürlüğü’nün uyarılarının ardından Elazığ’da gece yağmurun başlaması ile birlikte peş peşe şimşekler çakmaya başladı. Tüm Elazığ’ı etkisi altına alan sağanak yağış sırasında çakan şimşekler geceyi gündüze çevirdi. Yağışların gece boyunca etkili olmasının beklendiği kaydedildi.

    Meteoroloji 13. Bölge Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Elazığ ve Malatya çevrelerinde yer yer kuvvetli (21-50 kg/metrekare) olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir.

    Ani sel, su baskını, sel, yıldırım, ulaşımda aksamalar, heyelan gibi oluşması muhtemel risklere karşı tedbirli ve dikkatli olunması gerekmektedir” denildi.

  • Konya’da 4,8 büyüklüğünde deprem

    Konya’da 4,8 büyüklüğünde deprem

    AFAD verilerine göre saat 07,58’deki deprem 13,57 kilometre derinlikte meydana geldi.

    Çevre ilçelerden de hissedilen depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.

    Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü ise depremin merkez üssünü Kulu ilçesi Tavşançalı Mahallesi, büyüklüğünü ise 4.7 olarak açıkladı.

  • Bursa’nın ana arterleri yenileniyor

    Bursa’nın ana arterleri yenileniyor

    Bursa’da ulaşım sorununa köklü çözümler üretmek amacıyla raylı sistemler, yeni yollar, akıllı kavşaklar ve toplu ulaşım gibi pek çok yatırımı hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, 17 ilçede de mevcut yolları daha sağlıklı hale getirmek için asfalt yenileme çalışmalarına hız verdi. İlçe ve kent merkezlerindeki ana arterlerde trafiğin kesintiye uğramaması için çalışmalar gece boyu sürdürülüyor.

    Bu çerçevede doğu-batı aksında Bursa trafiğinin can damarı olan Bursa-Ankara karayolunun asfaltı da gece boyu devam eden çalışmalarla etap etap yenileniyor. Daha önce Yüksek İhtisas ve Mimar Sinan ile Otosansit ile Gürsu Kavşakları arasını çift yönlü olarak yenileyen ekipler, bu hafta sonu devam eden çalışmalarla Ankara gidiş istikametinde Gürsu ve Kestel Kavşakları arasını tamamladı.

    Cuma gece saatleri 23.59’u gösterdiğinde yolun trafiğe kapatılmasıyla başlayan çalışmada hat üzerinde freze çalışması gerçekleştirildi. Trafiğin aksamaması için Cumartesi sabahı ulaşıma açılan yolda asfaltlama çalışmalarına ise Cumartesi gece yarısından sonra başlandı. Adeta zamanla yarışın yaşandığı çalışmada asfalt dökme makineleri, silindirler ve saha personellerinin hummalı çalışması ile yol pazar sabahının ilk saatlerinde ulaşıma açıldı. Çalışma çerçevesinde Ankara gidiş istikametinde Gürsu Kavşağı ile Kestel Kavşağı arasındaki 1200 metre uzunluğundaki bölüm, 1800 ton asfalt kaplama ile daha konforlu hale getirildi.

    Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, mevcut yolları sağlamlaştırmak için yoğun mesai harcadıklarını hatırlatarak, en önemli çalışma alanlarından birinin de Bursa – Ankara Karayolu olduğunu söyledi. Yılın ilk 7 ayında 17 ilçede 280 bin ton sıcak asfalt kaplama yaptıklarını kaydeden Başkan Aktaş, “Bursa- Ankara yolunu da etap etap yeniliyoruz. Ana arterlerde trafiği aksatmamak için ekiplerimiz mesailerini gece yapıyorlar. Ankara gidiş istikametinde Gürsu ve Kestel Kavşakları arasını tamamladık. Önümüzdeki hafta sonu da geliş istikametini yaparak bu bölümdeki çalışmaları tamamlamış olacağız. Böylelikle Ankara yolunu daha konforlu hale getirmiş olacağız” dedi.

  • Gümüşhane, İzmirli doğaseverleri büyüledi

    Gümüşhane, İzmirli doğaseverleri büyüledi

    İzmir’den gelen ve Karadeniz bölgesinde gezmedikleri tek yer olan Gümüşhane’yi 7 gün boyunca doya doya gezen doğaseverler şehrin tarihi ve doğal güzellikleriyle coğrafyasına hayran kalarak “Gümüşhane cennetten bir köşeymiş” sözleriyle yine gelmek üzere şehre veda etti.
    Uzun yıllardan beri Türkiye’nin değişik bölgelerini gezen 17 kişilik doğasever grup 7 gün boyunca karış karış gezdikleri Gümüşhane’den mutlu bir şekilde ayrıldı.
    İzmir’in kavurucu sıcağından kaçan 17 kişilik doğasever grup internetten görerek çok beğendikleri ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneğiyle (GÜDAK) irtibat kurarak geldikleri Gümüşhane’de macera dolu bir haftalık yolculuk boyunca Gümüşhane’nin doğal ve tarihi zenginliklerini adım adım deneyimledi
    Karaca Mağarası’nın gizemli derinliklerini, Limni Gölü Tabiat Parkı’nın huzur dolu manzarasını, Zigana Dağı’nın etkileyici manzarasını, Artabel Gölleri Tabiat Parkı’nın göz alıcı güzelliklerini deneyimleyen grup üyeleri birinci gün Karaca Mağarası, Limni Gölü Tabiat Parkı ve Zigana Dağı, ikinci gün Artabel Gölleri Tabiat Parkı, üçüncü gün Santa Harabeleri, Taşköprü Yaylası, dördüncü gün Krom Antik Kenti, İmera Manastırı, beşinci gün Abdalmusa Tepesi, altıncı gün Örümcek Ormanları, Çağlayandibi Şelalesi Tabiat Parkı, Çıkrıkdüzü ve Güvende Yaylaları ve yedinci gün Tomara Şelalesi, Çakırkaya Manastırını gezdi.
    Bir hafta boyunca Tarihi Süleymaniye Mahallesindeki uygulama otelinde kalan İzmirli doğaseverler şehrin 600 metre rakımlı bölgesinden 3 bin 331 metre rakımlı en yüksek noktası olan Abdalmusa Zirvesine kadar hemen her bölgesini doya doya gezdi.

    “Gezdiğimiz yerlerin hepsi ayrı ayrı güzelliklere sahip yerlerdi”

    Gümüşhane organizasyonu yapan Müşerref Çevik, daha önce Gümüşhane’ye hiç gelmediklerini hatırlatarak, “Gümüşhane’de 17 kişilik grubumuzla bir hafta boyunca gezdik. Grubumuzu en çok etkileyen yerler Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Santa Vadisi ve Örümcek Ormanları oldu. Gezdiğimiz yerlerin hepsi ayrı ayrı güzelliklere sahip yerlerdi. İnternetten paylaşım ve fotoğrafları gördük ama çokta hayal edemedik güzellikler konusunda. Bu kadar güzellik beklemiyorduk. Beklentimizin çok çok üzerinde yerler gördük Gümüşhane’de” dedi.

    “Gümüşhane cennetten bir köşe ve kesinlikle ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden birisi”

    “Yine gelecek misiniz?” sorusuna “Kesinlikle” diye cevap veren Çevik, “Gümüşhane cennetten bir köşe ve kesinlikle ölmeden önce görülmesi gereken yerlerden birisi bence. Bugüne kadar Türkiye’nin birçok noktasını gezdik. Bizi Gümüşhane’nin en çok insanları etkiledi. Coğrafyası kadar yürekleri güzel insanlarla dolu bir şehir burası. Ben yıllardır Türkiye’yi gezerim ama Gümüşhane insanının samimiyeti, doğallığı ve temiz yüreğini hiçbir yerde görmedim” diye konuştu.
    Grupta yer alan emekli güzel sanatlar öğretmeni Mümtaz Saygın ise Gümüşhane’nin hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı bir kent olduğunu hatırlatarak, “Buranın milattan önce 4.yüzyıldan itibaren yerleşimin olduğunu, Helenistik dönem, Roma dönemi ve Hristiyanlığın bu bölgede çok etkin olduğunu gözlemledim. Özellikle Krom Vadisinde 40 civarında kilise ve şapel olması beni çok etkiledi” dedi.

    “Birçok şehirdekinden daha fazla kilise ve şapel Krom ve Santa vadilerinde var”

    Türkiye’de birçok şehirdeki toplam kilise sayısından daha fazla kilise ve şapelin Krom Vadisinde olduğunu ifade eden Saygın, “Planları birbirine benzeyen bu binalar bakımsız kalmış. Sadece İmera Manastırı kısmen restore edilmiş ama kapısı kilitliydi giremedik. Orada bir bekçi olması ve gelen konukların içeriye girmesini isterdim. Bu vadideki kiliselerin adını da bilemedik çünkü tabelaları yok. Hemen hemen tüm eserlerde define aramışlar hatta bazılarında insan kemikleri bile vardı. Bu tablo bizi çok üzdü. Tam bir roman ve gotik sanatları kiliseleri vardı. Krom ve Santa vadilerinde çok sayıda Hıristiyanlık tarihi eseri var ama ilgi yok, bakım yok. Harabe deniliyor ama restore edildikten sonra ören yeri denmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    “Malzeme bol ama bakım yok, ilgi yok”

    Gelirken Gümüşhane’de bu kadar tarihi eser göreceğinin aklının ucundan bile geçmediğini belirten Saygın, “Süleymaniye Mahallesi, Santa, Krom Vadilerinde eşsiz eserler var. Malzeme bol ama bakım yok, ilgi yok. Bu şekliyle bura insanlar kilise görmeye gelmezler. Ancak doğa çok güzel. Karaca Mağarası gibi yerler çok güzel ama hiç değilse şu tarihi yapılar, özellikle kiliseler biraz restore edilse sanırım daha çok ilgi çeker. Buralar tamamen bakımdan yoksun. Biz dağcı olmasak oralara gelmezdik. Bir de rehber sıkıntısı var. Şimdi ben olmasam bu grupta o tarihi eserleri kim anlatacaktı?”diye konuştu.

  • Yurtta hava durumu

    Yurtta hava durumu

    Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı iç ve güney kesimlerde 3 ila 6 derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgar, genellikle kuzey, yurdun güney kesimlerinde güney ve batı yönlerden hafif, ara sıra orta kuvvette esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle:

    Ankara: Parçalı ve az bulutlu 32

    İstanbul: Parçalı ve az bulutlu 31

    Bursa: Parçalı ve az bulutlu 31

    İzmir: Parçalı ve az bulutlu 33

    Adana: Parçalı bulutlu, yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların öğle saatlerinden sonra yerel olmak kuvvetli olması bekleniyor) 32

    Antalya: Parçalı ve az bulutlu, öğle saatlerinden sonra yer yer çok bulutlu, yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 31

    Samsun: Parçalı ve az bulutlu 30

    Trabzon: Parçalı ve az bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 28

    Erzurum: Parçalı ve az bulutlu 30

    Diyarbakır: Az bulutlu ve açık 37

  • Bursa’da Kocasu Deresi’nde inceleme başlatıldı

    Bursa’da Kocasu Deresi’nde inceleme başlatıldı

    Bursa’nın Orhaneli ilçesinden geçen ve Çınarcık Barajı’nı besleyen Kocasu Deresi’nde geçtiğimiz günlerde balık ölümleri yaşandı. Yüzlerce irili ufaklı balığın kıyığa vurduğu gören vatandaşlar durumu yetkililere bildirdi. Yetkililer kısa sürede bölgeye gelerek su ve ölü balıktan numuneler alarak inceleme başlattı. Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Demir, bölgeye gelerek incelemelerde bulundu ve konunun takipçisi olacaklarını dile getirdi.

    Murat Demir, “Az ilerimizde Bursa’nın önümüzdeki yıllarda suyunu karşılayacak Çınarcık Barajı var. Burada bize gelen ihbara göre balık ölümleri olduğunu duyduk ve buraya geldik. Muhtardan edindiğimiz bilgiye göre yetkili ekip hem sudan hem de balıklardan gerekli numuneleri almışlar. İçinde bulunduğumuz şu günlerde iklim krizinin arttığı, suyun önem kazandığı bu dönemde, bu suyun kirletilmesine göz yumulmaması gerekiyor. Suya bu denli ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde suların kirletilmesinin engellenmesini savunuyoruz. Burası akarsu burada balıkların ölmesi için bir neden göremiyoruz. Çünkü su epey derin. Susuzluktan dolayı oksijenin düşeceğini zannetmiyorum. Muhtemelen suya yabancı bir maddenin girdiğini tahmin ediyoruz. Resmi kurumların aldığı numunelerden sonuç bekliyoruz ve sonuca göre bizde tepkimizi vereceğiz” dedi.

    Çevre Mühendisi Özge Sivrioğlu da “İhtimaller üzerine durursak, suyun içerisindeki oksijen azalmasından, sıcaklıklardan kaynaklanabilir. Daha büyük bir etki olarak bir kirletici maddenin suya gelmesi ve bu balıkların zehirlenerek ölmesi de olabilir. Bunların araştırılması ve buna göre bir değerlendirme yapılması gerekiyor ve bunların sonucunda da gerekli işlemlerin uygulanmalıdır” diye konuştu.

     

  • Bozkırın yaban hayatı fotokapanda

    Bozkırın yaban hayatı fotokapanda

    Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Kırıkkale Şubesi ekiplerince, akarsu kıyılarına ve ormanlık bölgelere yerleştirilen fotokapanlar ile yaban hayatının takibi yapılıyor.

    26 noktada bulunan fotokapanlara takılan görüntülerde vaşak, karaca, kurt, yaban domuzu, tavşan, su samuru, tilkinin günlük yaşamları ve beslenmeleri yer alıyor.

    Kaçak avcılıkla da mücadele eden av koruma memurları, fotokapanlar sayesinde doğadaki canlıların popülasyonuna ilişkin bilgi ediniyor. Yapılan araştırmalar neticesinde de farklı periyotlarla fotokapanların konumlarının yerleri değiştiriliyor.

  • Köylüler için su kaynakları tespit ediyorlar

    Köylüler için su kaynakları tespit ediyorlar

    Güneydoğu’da sulama suyu sıkıntısı çeken çiftçiler, çareyi yeraltı sularında arıyor. Jeoloji mühendisi Fahri Çelik, yaptığı araştırmalarda yeraltı sularında, madenlerde ve petrol yataklarında bölgenin zengin olduğunu söyledi.
    Şu an Türkiye’nin neresinde olursa olsun kimin suyu yoksa kesinlikle oralarda bir su damarı bulunmakta olduğunu belirten Çelik, suyun akıcı olduğunu ve bunu bulabileceğini dile getirdi.
    Cihaz kullanmadan jeolojik yapılar formasyonuna bakarak hangi formasyon olduğuna, yaşlarına bakarak suları rahatlıkla bulabildiğini belirten Çelik, “Halkımız kesinlikle mutlu olsun kesinlikle hiç bir zaman üzülmesin yeraltı suyu kolay kolay bitmez ve nerede olduğunu biliyoruz. Suyun tatlı mı, sodalı mı veya minareli mi olduğu anlıyoruz. Yeraltına baktığımız zaman cihazlarla her şeyini güzel bir şekilde tespit etmekteyiz” dedi.
    Ülkenin birçok şehrinde su bulduğunu ifade eden Çelik, “Mardin, Şırnak, Batman ve Diyarbakır gibi birçok şehirde bulunmayan, gidip önceden sondaj yapılmış ve sondaj yaptığı halde su bulunmayan yerlerde gittik oralarda suyu bulduk. Her yerde güzel bir damar bulunabilir. Bir tarlada bulunmadıysa diğer tarlada olabilir. Şu anda bulunduğumuz mevkii Mardin Kabala. Bir noktada bulunmayan su, 20 metre ilerde 100 metrelik bir sondaj yaptık fakat bir damla su çıkmadı. Tarlanın diğer tarafında 55 metrede suyu bulduk. Su damarı bulunuyor ve Türkiye’nin neresinde olursa olsun su damarının rahatlıkla bulabiliyoruz” diye konuştu.

    Güneydoğu bölgesinin kireç taşı ve kayalık olduğu için çökme de olmayacağını aktaran Çelik, “Su ne kadar çekilirse çekilsin herhangi bir çökme olmuyor. Şu anda çiftçilerimiz sularını çekebilirler bir sıkıntı yok. Yeraltı sularımızda herhangi bir azalma yok. Sıcaklıkların artmasında kesinlikle yeraltı sularımızı herhangi bir zararı olmamıştır. Bunu rahatlıkla söyleyebiliyoruz” şeklinde konuştu.

  • Gölün soğuk suyunda serinlediler

    Gölün soğuk suyunda serinlediler

    Yurtdışında yaşayan Özkan Polat ve Fikret Polat yaz tatilini geçirmek için Erzincan’a geldiler. Erzincan’da merak edip gitmek istedikleri yerlerden biri de Munzur Dağlarının zirvesinde bulunan Yedigöller oldu.

    Erzincan merkezde 40 derece sıcak hava etkili olurken 3 bin rakımda sıcaklık 20 dereceye kadar düştü. Sıcak havadan kaçıp Munzur Dağında bulunan Yedigöller de soğuk suya girerek serinleyen gurbetçiler o anların keyfini çıkardı.

  • Köy çeşmesinde merak uyandıran canlı

    Köy çeşmesinde merak uyandıran canlı

    Artvin’in Şavşat ilçesi Pınarlı köyünde köy çeşmesinde görülen canlı köy halkı tarafından merak konusu olmuştu. Suyun içinde bulunan yaklaşık 1 metre uzunluğunda canlı, yılan gibi hareket ediyor fakat o kadar ince ki yılana benzemiyor. Konuyla ilgili Dicle Üniversitesi Zooloji Anabilimdalı Başkanı Prof Dr Ali Satar canlının türü hakkında bilgi verdi.

    Satar yaptığı açıklamada, “Nematomorpha larvaları eklembacaklıların zorunlu parazitleridir. Erginleri doğada serbest yaşayan bu canlılar, sporadik olarak evcil hayvan (kedi ve köpek) ve insanlarda yalancı-parazitizm olgularına neden olmaktadır. Bunlar çekirgelerin ya da mantislerin içinden çıkan ergin gordius türlerini görmek mümkün.

    Serbest yaşayan erginleri ise genellikle su birikintilerinde, hayvanların su içtiği yalaklarda, su sarnıçlarında ve kuyularında bulunabilmektedir. İnsanlar tarafından alınabilse de ergin insanlara zararı yoktur. Preparazitik solucanlar çok küçüktür ve kazara yutulduklarında konakçılarına bulaşırlar. Konakçılara dışarıdan nüfuz edemezler” dedi.