Kategori: Çevre

  • Gökdere ve Balıklıdere’deki ıslah çalışmaları

    Gökdere ve Balıklıdere’deki ıslah çalışmaları

    Özellikle Uludağ yamaçlarından gelip kenti kuzey güney ekseninde kesen Hacivat, Balıklıdere ve Gökdere’de daha önceki yıllarda ıslah çalışmaları yapan Büyükşehir Belediyesi, bu derelerin kalan kısımlarındaki çalışmalara devam ediyor. Balıklıdere’nin Ankara Yolu güneyinde kalan kısımlarında çalışmalarına devam eden BUSKİ, Gökdere’de de ıslah çalışmalarını hızlandırdı. Setbaşı Köprüsü’nün alt tarafında kalan kısımların ıslahı daha önceki yıllarda tamamlanan Gökdere’nin, Setbaşı Köprüsü ile Maksem Köprüsü arasında kalan bölümündeki çalışmalar hızla devam ediyor. BUSKİ marifetiyle dere yamaçlarına taş duvar imalatı yapılırken, bu sayede yağmur suyu ve sel sularının yerleşim yerlerine zarar vermesi önlenmiş olacak. Aynı zamanda dere yatağı görüntü açısından da bölgeye değer katacak.


    Çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, düzenleme ve ıslah çalışmalarıyla birlikte 35 bin metrekarelik alanın taşkın riskinden çıkarılarak, düzenli park-yürüyüş ve dinlenme alanları olarak halkın kullanımına açılacağını söyledi. Dere ıslahı çalışmalarında sona yaklaşıldığına işaret eden Başkan Aktaş, “BUSKİ marifetiyle yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde Gökdere ve Balıklıdere’nin geçtiği güzergâhlardaki yerleşim alanları muhtemel sel felaketine karşı korunaklı hale gelmiş olacak. Bunun yanı sıra peyzaj ve aydınlatma çalışmaları ile de dere kenarlarını yürüyüş ve dinlenme alanları olarak halkımızın kullanımına sunmayı hedefliyoruz. Gökdere ve Balıklıdere’deki ıslah çalışmaları büyük oranda tamamlandı. Bursa’yı her alanda örnek alınan şehir yapabilmenin gayretiyle canla başla çalışıyoruz” dedi.

  • Ayçiçeği tohumları kuraklığa dirençli çıktı

    Ayçiçeği tohumları kuraklığa dirençli çıktı

    Yağışların az olması ve yaz aylarını şiddetli kuraklıkla geçiren Trakya’da özellikle ayçiçeği bitkisi de nasibini aldı. Tekirdağ’da ekilen yabancı tohumun son kuraklıklara karşı direnç göstermediğine yönelik şikayetler artarken, yine Tekirdağ’da ekilen yerli ve milli hibrit ayçiçeği tohumları ise kuraklığa karşı daha dirençli çıktığı belirtildi.

    Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünce üretilen yerli ve milli hibrit Ayçiçek Tohumu, Tekirdağ’da yaşanan kuraklıktan en az etkilenen tohum olduğu açıklanırken Konuyla ilgili açıklama yapan çiftçiler, yerli tohumun yabancı tohuma göre daha az kayıp gösterdiğini ifade etti.
    Çiftçi Ersan Araç yaptığı açıklamada, “Ektiğimiz yerli çeşitte de kayıp oldu ama diğer çeşitlere oranla bizim zararımız daha az. Daha düşük bir kayıp yaşıyoruz. Bu çeşit kuraklığa ve değişen iklime daha çok uyum sağladı. Diğer çeşitler sıcaklara karşı daha çabuk direnç kaybetti ve güzel sonuç alamadılar. Biz daha şanslı olduğumuzu gördük. Bu kötü sezona göre bizim durumumuz kötünün iyisi” diye konuştu.


    Trakya Tohumcular Derneği Başkanı İbrahim Toruk ise açıklamasında, “Çok kurak bir yıl geçirdiğimiz için ayçiçeğinde bu sene sorunlar yaşıyoruz. Rekoltelerde düşüşler var. Trakya’da ayçiçeği bu durumdan zarar gördü. Son günlerde farklı çeşitlerle ilgili söylenenlerde var. Dernek olarak biz Trakya Kalkınma Ajansı ile Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsünün ıslah ettiği çeşitlerle bölgede üretim yapıyoruz. Bir çeşidin bölgesel ıslahının önemini bu sene daha çok gördük. Trakya geliştirilen çeşitlerin bu sene yaşanan aşırı sıcaklar ve kuraklığa karşı daha toleranslı olduğu, daha dayanıklı olduğunu görmekteyiz. Türkiye farklı bölgelerden oluşan bir ülke. Tohumlar geliştirilirken iklim ortalaması göz önüne alınarak geliştirilen çeşitler. Global firmalarda farklı ülkelerde geliştirdikleri çeşitleri Türkiye’de kaydettirip satışlarını yapıyorlar. Son dönemdeki iklim krizi, çevresel faktörler global markaların çeşitlerinde bazı kesimlerde sorunlar oluşturduğunu gördük. Bizim çalışmalarımız sonucu geliştirilen yerli çeşitler bölgenin çeşidi oldukları için kuraklıktan diğer çeşitlere göre daha az zarar gördü. Bitki ıslahı da çeşit geliştirmede iklimin çok farkındalık gösterdiğini gördük.

    Çiftçilerde tohum çeşidi seçerken kesinlikle daha önce çok ekilmiş çeşitleri ekmesi gerektiği, yeni çeşitlere karşı dikkatli olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bölgede geliştirilen çeşitlere çiftçilerimiz güvensin çünkü bu çeşitler bu bölgenin çeşitleri” dedi.

  • Ekosisteme zarar veren malzemeler toplandı

    Ekosisteme zarar veren malzemeler toplandı

    Geçtiğimiz günlerde Tarım ve Orman Kahta İlçe Müdürü Mehmet Selim Yıldırım ve beraberinde su ürünleri kontrol ekibi tarihi Cendere Köprüsü çevresinde avlak sahası kontrollerini yaptı. Piknik yapan vatandaşlara kullanımı ve satışı yasak olan “tırıvırı” paraşüt olarak adlandırılan yasak av aleti hakkında bilgilendirme yaparak su canlılarına verdiği zarardan bahsedildi.


    Ekipler, bilgilendirme sonrasında iç sularında kontroller yaparak hayalet ağlardan temizledi.
    Su ürünleri kontrol ekipleri suda atıl vaziyette bulunan ve ekosisteme zarar veren ağ, tırıvırı gibi av malzemelerini topladı.

  • Avı yasaklanan keklikler doğaya salındı

    Avı yasaklanan keklikler doğaya salındı

    Yetkililer, keklik türlerinin doğada kene ve buğdaygillerde üretim kayıplarına sebep olan süne zararlısı ile beslendiği için biyolojik mücadelenin önemli unsurlarından biri olduğuna dikkat çekerek, kaçak avcılığa karşı uyarılarda bulundu.
    Doğa Koruma ve Milli Parklar Mustafakemalpaşa Şube Müdürlüğü tarafından Ayaz Mahallesi’nde doğaya 50 keklik salındı. Resmi Gazete’de yayımlanan 2023-2024 Merkez Av Komisyonu Kararı neticesinde 2023-2024 yılı av sezonu içerisinde tüm avlaklarda keklik türlerinin avlanması yasaklandı. Yanlış ve kaçak avlanma sonucu nesli tükenme tehlikesi geçiren keklik soyunun çoğalmasına yönelik yapılan salım, Ayaz Mahallesi üst bölgesinde gerçekleştirildi.
    Doğa Koruma ve Milli Parklar Mustafakemalpaşa Şube Müdürlüğü ekipleri, Mustafakemalpaşa Avcılık ve Atıcılık Kulübü Başkanı Ali Çamur, Tatkavaklı Avcılar Kulübü Başkanı Zafer Efe, Mustafakemalpaşa Muhtarlar Derneği Başkanı İlhan Ökdem, Ayaz Mahallesi Muhtarı Ertan Bulut tarafından doğaya salınan 50 keklik için yapılan açıklamada, kekliklerin doğada dengeyi korumaktaki önemine vurgu yapıldı. Yetkililer, kaçak avcılığın önüne geçilmesi konusunda da uyarılarda bulunuldu.
  • Domaniç ormanlarında tatbikat

    Domaniç ormanlarında tatbikat

    Domaniç Orman İşletme Müdürlüğü Dereçarşamba İşletme Şefliğinde Karaçam ve Gürgenyayla Orman İşletme Şefliğinde kayın sahalarında yapılan tatbikatlar sonrasında lif levha sektör temsilcilerinin de katılımı ile değerlendirmeler yapıldı.

    Tatbikatlara, Bilgi Sistemleri Daire Başkan Yardımcısı Ahmet Emin Mercan, İşletme ve Pazarlama Daire Başkan Yardımcısı Reşat Benli, Kütahya Orman Bölge Müdürü Erdal Dingil, Kütahya Orman Bölge Müdür Yardımcısı Savaş Ünle, İşletme ve Pazarlama Daire Başkanlığı Şube Müdürü Hüseyin Çinko, Şube Mühendisi Osman Balcı, Silvikültür Dairesi Başkanlığından Şube Müdürleri Uğur Tüfekçioğlu ve Orhan Yazıcı, Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü İşletme Pazarlama Şube Müdürü Mükremin Uçarcı, Silvikültür Ve Ağaçlandırma Şube Müdürü Vekili Hasibe Doğan, Domaniç Orman İşletme Müdürü Engin Yormaz, Orman İşletme Şefleri Mücahit Keskin ve Fatma Medine Kayacan katıldı.

  • Deniz sıcaklığı 11 dereceye düştü

    Deniz sıcaklığı 11 dereceye düştü

    Türkiye’de hava sıcaklıkları 35 derecenin üzerinde seyrederken Akdeniz ve Ege Denizinde ise deniz suyu sıcaklığı 26 derecenin altına düşmedi. Kastamonu’da ise hava sıcaklıkları 35 derecenin üzerinde seyrederken Karadeniz’de deniz sıcaklığı ise 11 dereceye kadar düştü. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde deniz sıcaklığının düşmesi sebebiyle Karadeniz’de deniz suyunun buharlaşması üzerinde sis bulutu oluştu. Deniz üzerindeki sis bulutu görsel olarak seyir zevki verirken vatandaşlar ise bu anı cep telefonlarıyla kamera kaydına aldı.

    Upwelling olayı nedir

    Upwelling, dipteki soğuk deniz suyunun kuvvetli rüzgar ile birlikte dikey yönlü yukarı hareket ederek kıyı kesimlerde yüzeye çıkmasıdır. “Upwelling” olayının gerçekleştiği kıyıda deniz suyu sıcaklığı aniden düşer. Öyle ki bu düşüş, bazı yerlerde 15-20 derece farkı bulabilir. Çoğu zaman sis oluşumu da gerçekleşir. Ani deniz soğuması gerçekleştiğinden insanların sağlığı açısından tehlikeli bir durumdur. Fakat balıkçılık ile uğraşanlar için olumlu bir durumdur.

  • Serengeti değil Erzurum Ovası

    Serengeti değil Erzurum Ovası

    Erzurum şehir merkezine yaklaşık 18 kilometre uzaklıktaki Söğütlü köyü, efsaneleri ile dilden dile dolaşan balıklı gölü ve başta lahana olmak üzere yetiştirdiği yeşilliklere tanınan bir köy. Söğütlü köyü, bu iki özelliği yanında sahip olduğu mandalarla da ilgi odağı haline geldi. Köyde yetiştirilen yüzlerce mandanın özellikle sütü ve sütünden yapılan yoğurt ile peynir adeta yok satıyor. Havaların çok sıcak olması nedeniyle birkaç saatlik otlamadan sonra dereye akın eden mandaların banyosu saatlerce sürüyor.

    “Dededen kalan bir meslek”

    Manda yetiştiriciliğinin köylerinde çok geçmiş bir tarihe sahip olduğunu anlatan Söğütlü Köyü Muhtarı Seyfettin Küçükler, bölgede kendilerinden başka bu büyüklükte bir sürüye sahip köyün olmadığını belirterek, “Manda yetiştiriciliği zor bir iş. Özellikle son yıllarda artan hava sıcaklıkları nedeniyle güçlükler yaşıyoruz. Mandaların en büyük ihtiyacı otlanma ile birlikte su alanları.

    Yetkililer bölgede su ile alakalı planlama ve projeler yaparken mutlaka mandaların su ihtiyacını da düşünmek zorunda. Yoksa bu geçim kaynağımız olan iş de kaybolup gider. Dededen, atadan bize kalan manda yetiştiriciliğini devam ettirmeye çalışıyoruz. Uzmanlar manda sütünün büyük yararı olduğunu söylüyorlar. O yüzden sağım zamanı bazen köyde kuyruklar oluyor. Manda sütünü aynı zamanda yoğurt ve peynir olarak değerlendiriliyoruz” dedi.

    “Su banyosu en büyük keyfi”

    Yaklaşık 130 mandaya çobanlık yapan Çoban Ali Güner, işini severek yaptığını anlatarak, “Her sabah köydeki mandaları meydanda topluyorum ve çayırlarda otlatıyorum. Bunlar bütün köyün hayvanları. Elbette mandaların en büyük ihtiyacı su ve su banyosu. Bu olmazsa olmaz. Çok keyif alıyorlar. Su banyosunun zamanını mandalar ayarlıyor. İhtiyaçları olduğunu anlıyorum ve dere kenarına götürüyorum. Sudan ne zaman çıkacaklarına yine onlar karar veriyor. Serinlemek ve su içinde olmak onlara keyif veriyor. Ben de onları izleyerek dinleniyorum. Hayvanların suya girmesi süt verimini artırıyor. Suda temizleniyorlar” diye konuştu.

  • Çöl sıcakları meyve ağaçlarını kurutuyor

    Çöl sıcakları meyve ağaçlarını kurutuyor

    Türkiye’nin birçok noktasında etkili olan sıcak hava Kahramanmaraş’ta da hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Dulkadiroğlu ilçesi Çokyaşar Mahallesi’nde yaşayan 60 yaşındaki Recep Çiftçioğlu da yaşadığı bölgenin sıcak olmasından dolayı meyve ağaçlarının kuruduğunu söyledi.

    Ağaçlardaki kurumanın su ile ilgisi olmadığını ifade eden Çiftçioğlu, “Kahramanmaraş’ımız çok aşırı sıcak olduğundan dolayı ağaçlarımızın hepsi kurumaya başladı. Her ne kadar da su versek olmuyor, kurumaya devam ediyor. Daha önce böyle bir sıcak hava ile karşılaşmamıştım. 50-60 yıldır böyle sıcak görmemiştim. Dün suladığım ağaç bugün kurumaya devam ediyor.

    Su ile bir ilgisi yok sıcaklık ile alakası var. İncir ve ceviz ağaçları başta olmak üzere birçok meyve ağacımız kuruyor. Ağaçlarımıza 6-7 yıldır bakıyorduk” dedi.

  • Denizanası istilasının ardından vakalar arttı

    Denizanası istilasının ardından vakalar arttı

    Foça kıyılarında deniz anası istilası yaşanıyor. Vatandaşlar, deniz yüzeyini kaplayan denizanası istilasının ne zaman sona ereceğini merak ederken, bu durum denize giren vatandaşları da tedirgin ediyor.
    Deniz analarının istilası, ilçedeki vakaları da artırdı. Yüzerken denizanalarıyla temas eden bazı vatandaşlar, yanma ve batma şikayetiyle hastanelere başvurdu.

    Deniz anasıyla temas eden ve Foça Devlet Hastanesinde tedavi olan Sali Yiğit, İngiliz Burnu mevkiinde denizde iken yaşadığı durumu anlattı. Sali Yiğit, “Kuzenimle denize girerken biraz açılmak istedik. Foça’da denizanası vakalarının çok olduğunu kendimizde gördük. Söyleniyordu zaten. Bulunduğumuz bölgede çok yoktu, kıyıda bir tane ölü deniz anası vardı. Bizde denize girdik, biraz ilerledik bir sorun yoktu.

    Dubalara kadar geldik, açıklarda tam göğsümün altında bir yanma, batma hissettim. Bir yapışma durumu olmadı; ama sadece temas durumu oldu ve ara ara çizgiler şeklinde izler oluştu. Sonrasında hemen denizden çıktık Foça Devlet Hastanesine gittik. Durumu gören doktor ve hemşireler ‘ciddi bir durum’ diyerek gerekli tedavi yapıldı” şeklinde konuştu.

    Öte yandan, son 15 gündür artış gösteren denizanası istilası balıkçıları da mağdur etti. Sahilde balık tutan balıkçılar, denizanalarının ağlarına vermiş olduğu zarardan ve ağların balık yerine denizanası dolduğundan dert yakındı.
    Uzmanlar ise deniz anası istilasının aşırı sıcaklar ile deniz kirliliğinden kaynaklandığını belirtiliyor.

     

  • Alabalık yaz aylarında rağbet görüyor

    Alabalık yaz aylarında rağbet görüyor

    Bursa’nın kırsal Keles ilçesinde Uludağ eteklerine kurulan çiftlikte buz gibi sularda alabalık yetiştirilirken bungalov evlerde turistlere konaklama imkanı sunuluyor. Bungalov tipi butik otellerde konaklamak ve Uludağ’ın buz gibi akan derelerinde balık yakalamak isteyenler Keles ilçesine akın ediyor. Ziyaretçilerini doğal güzelliği ile büyüleyen çiftlikte 1200 rakımda bol oksijen ve temiz hava sunuyor.

    Çiftliğin yılın 365 günü açık olduğunu belirten Abdullah Pehlevan, “Uludağ’ın eteklerindeki tesisimizde alabalık üretiyoruz. Canlı isteyen misafirlerimize canlı taze alabalık yemek isteyenlere pişirerek güveçte sunum yapıyoruz.

    Balığın yanında geniş menü çeşidimiz var. Ayrıca burada bungalov evlerimiz var. Bungalov evlerimiz yaz kış faaliyet gösteriyor. Balık tutmaya gelen misafirlerimiz tesisimizin içinde yer alan doğal göletimizden oltayla tutuğu balığı burada bize pişirttirip yiyebiliyor, giderken yanında götürebiliyor.

    Dublex bungalov evlerimiz hafta sonu bin 500 TL, hafta içi bin 250 TL, tek katlı evlerimiz var onlar da hafta sonu bin 250 TL, hafta içi bin TL. Bu evlerin her ikisinde de 4 kişilik bir aile rahatlıkla kalabiliyor. Bungalov evlerimizin içinde her şey mevcuttur, valizlerini alıp gelebilirler. Çocuklu ailelerimiz için oyun alanlarımız var. Tavşan ve köpeklerimiz var, burada besleyip sevebiliyorlar” şeklinde konuştu.

    “Sıcaktan bunalan burada üşüsün”

    Yaz aylarının mevsim normalleri üzerinde seyretmesiyle birlikte Keles’te sıcaklıkların ortalama 9 derece kadar düştüğünü söyleyen Pehlevan, “Şehir sıcağından bunalanlar buraya gelip üşüsün. Burası akşam saatlerinde oldukça serin oluyor. Kışın ise kar yağsa da yollarımız kapanmıyor. Kışın burada çocukların kızakla kayabileceği alanımız var. Sobamızda kestane közlüyoruz. Gece ateş yakıp onun etrafında misafirlerimiz vakit geçirebiliyor. Mangal yakmak isteyen misafirlerimiz mangal yakabiliyor” dedi.