Kategori: Çevre

  • 83 bin sazan bırakıldı

    83 bin sazan bırakıldı

    Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce yürütülen “Su Kaynaklarının Balıklandırılması Projesi” çerçevesinde Korkuteli’ne Bahçeyaka, Yeşiloba Göleti ve baraj gölüne toplam 83 bin sazan balığı yavrusu bırakıldı. Konuyla alakalı açıklamada bulunan Korkuteli Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Selda Sert, “Çalışmalarımız devam ediyor.

    Bu yıl da proje kapsamında Bakanlığımıza bağlı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğünce yürütülen ‘Su Kaynaklarının Balıklandırılması Projesi’ kapsamında Korkuteli’ne Bahçeyaka, Yeşiloba göleti ve Baraj gölüne toplam 83 bin sazan balığı yavrusu bırakıldı.

    Umarız popülasyon belli bir noktaya gelene kadar balıkların sayısını azaltacak olumsuz bir durum olmaz” dedi. Sert, göletlere bırakılan yavruların mutlak suretle korunarak, en az bir kez üremelerine imkan tanınmasını, amatör balıkçıların balıklara sahip çıkarak av yasaklarına uymalarını beklediklerini de sözlerine ekledi.

  • Moloz dökümü isyanı

    Moloz dökümü isyanı

    Eskişehir’de bir mahallede rastgele atılan molozlar vatandaşları isyan ettirdi. Emek Mahallesi’nde gelişigüzel atılan moloz yığınlarına çözüm bulamayan vatandaşlar yetkililerden yardım bekliyor. Mahalle sakinleri, boş arazilerin çöp dökme alanı olarak kullanılmasına tepkili olurken, diğer yandan meydana gelen çevre kirliliğindeki çirkin görüntüden ve insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor.

    İsmini vermek istemeyen bir mahalle sakini, “Mahalledeki boş alanlar adeta moloz deposu haline geldi. Biz bu atılan molozlardan dolayı rahatsızlık duyuyoruz. Bu durum, çocuklarımızın oyun alanlarını da tehdit ediyor. Artık moloz dökülmelerinin önüne geçilmesini istiyoruz” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.

  • Balıkçı barınakları kuraklıktan etkilendi

    Balıkçı barınakları kuraklıktan etkilendi

    Küresel iklim değişikliği ve yağışların azalması nedeniyle oluşan kuraklık, Van Gölü’nde balıkçılık yaparak geçimini sağlayan vatandaşları olumsuz etkiliyor. Sıcaklıkların artmasıyla beraber yağışların azalması Van Gölü’ndeki su kaybını artırdı. Su kaybıyla birlikte Van Gölü’ndeki birçok limandaki su seviyesi yarım metrenin altına düştü. Konuya ilişkin bilimsel makale yayımlayan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Balıkçılık ve Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir, Van Gölü balıkçılığının kuraklıktan etkilenmemesi için barınakların iç alanının kum ve kayalardan temizlenmesi gerektiğini vurguladı.

    Muhabirlere  konuşan Su Ürünleri Şube Müdürü Muhammet Demir, 2’si Erçek Gölü’nde ve 80’i Van Gölü’nde olmak üzere kentte toplam 82 balıkçı teknesinin kayıtlı olduğunu belirtti. Van Gölü’nde 12, Erçek Gölü’nde ise bir barınağın kıyı yapısından faydalandığını ifade eden Şube Müdürü Demir, “Van İl Tarım ve Orman Müdürlüğü olarak yapmış olduğumuz denetimlerde ve yüz yüze görüşmelerde kıyı yapılardan 2’sinin doğal yapı olduğu, 10 kıyı yapısının ise kuraklıktan etkilendiği tespit edilmiştir. Ülkemizde ve Van’da etkili olan kuraklıktan dolayı Van Gölü’nün suları geri çekilmiştir. Çünkü Van Gölü bir iç sudur ve iç sular ise yağışlardan beslenmektedir. Suların geri çekilmesinden dolayı balıkçı tekneleri kıyı yapılarına giriş ve çıkışlarda zorluk yaşamaktadır” dedi.

    “Balıkçılar bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir”

    Van Gölü’ndeki bir çok kıyı yapısında su seviyesinin 0,5 metrenin altına düştüğünü dile getiren Demir, “Bilimsel çalışmaların belirlediği kıyı yapılarında su seviyesinin en düşük 0,5 metrenin üzerinde olması gerekiyor. Ancak Van Gölü’ndeki birçok kıyı yapılarındaki su seviyesi 0,5 metrenin altına düşmüştür. Bu da balıkçı teknelerinin kıyıya yanaşmada çektiği zorlukları gözler önüne sermektedir. Eğer bu kıyı yapılarında bir an önce bir çalışma yürütülmezse balıkçılar bu durumdan olumsuz yönde etkilenecektir. Ayrıca 2 adet doğal kıyı yapısında da tekne barınağının yapılması gerekmektedir” diye konuştu.

    Yaptıkları çalışmalar sonucunda kuraklıktan etkilenen balıkçı barınaklarının iç alanın taranması, kum ve kayalardan temizlenmesi gerektiğini söyleyen Demir, teknelerin olumsuz hava şartlarından etkilenmemesi için de yeterli rıhtımların yapılması gerektiğini kaydetti.
    Suların çekilmesiyle limandaki rıhtımlara yanaşmakta zorluk yaşadıklarını ifade eden Nihat Avşar isimli balıkçı ise yaşadıkları zorluklardan dolayı kalıcı çözümlerin üretilmesi gerektiğini talep etti.

  • “Yeter derelerimiz, kuşlarımız susuz kaldı”

    “Yeter derelerimiz, kuşlarımız susuz kaldı”

    Muğla’nın Milas ilçesi İkizköy mevkisindeki Akbelen Ormanı’nda maden sahasının genişletilmesi amacıyla ağaç kesimine karşı İkizköylüler ve çevrecilerin direnişi ve nöbeti sekizinci günde sürüyor. Muğla’nın Bağdamlar Köyü’nden Akbelen’e gelen 75 yaşındaki Zehra Ünal, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada şunları söyledi:

    “BİZİM YERLERİMİZİ ALDILAR NE SULARI KALDI NE BAŞKA BİR ŞEYİMİZ KALDI”

    “Bizim yerlerimizi aldılar ne suları kaldı ne başka bir şeyimiz kaldı. Akarsularımızı bitti. İkizköy gitti, Akbelen gidiyor. Oradan buraya kadar tek bir ağaç kalmadı. Ne annemden bir toprak kaldı ne de başka bir şey hepsini aldılar, seslenmedik cahil zamanımızdı, çocukluk zamanımızdı. Şimdi de ellerimle getirip tenekeyle suladığım zeytinlerimiz dahi gidiyor. Güllük suları gidiyor, Bodrum suları gidiyor. Güllük, Zeytinlikuyu, Kıyıkışlacık sularının hepsi gitti sayılır. Kuşların su içecekleri hiçbir yer kalmadı. Ben ona geldim. Kalp hastasıyım, aksayarak geldim, arabayla getirdiler. Benim isteğim zeytinlerimiz gitmesin, sularımız gitmesin. Bu sular da giderse Çamköy çöle dönüyor. Çamlar da kesildi şimdi sıra zeytin ağaçlarımıza geldi.

    “YETER ALMASINLAR BİZİM TOPRAKLARIMIZI, ALMASINLAR BİZİM SULARIMIZI”

    Ben şimdiye kadar mağdurum bundan sonra mağdur olmak istemiyorum. Herkes bize yardımcı olsun. Buranın iş yeri buraysa benim çocuğumun iş yeri de gidiyor. Ben ondan ötürü geldim, hasta yatağımdan kalktım. Hapları içip yola çıktım, bu haplarla yaşıyorum. Bugün öleceğimi de bilsem gideceğim dedim. Hakkımızı aramaya geldim. Üç tane adamın gelip buraları talan etmeye hakları yok. Yeter derelerimiz susuz kaldı, kuşlarımız susuz kaldı. Asmalarımızda bir tane üzüm kalmadı. Babam kanserden öldü, ağabeyim koah hastalığından öldü, kardeşim dört ay Aydın Hastanesi’nde yattı. Ben de çeke çeke kalp hastası oldum. Yeter almasınlar bizim topraklarımızı, almasınlar bizim sularımızı.

    Bu kadar millet susuz kalıyor bir biz değil, tüyü bitmedik çocuklar susuz kalıyor. Nereye gidecek bu Bodrum’un insanı? Cumhurbaşkanı da orada, işçisi de orada, sanatçısı da orada, herkes Bodrum’da. Bu Bodrum’un insanları niye gelmiyor buraya?… Onlar parayı alıyor ama ben susuz kalıyorum. Benim çoluğum çocuğum aşsız kalıyor, ekmeksiz kalıyor, yersiz kalıyor.”

  • Bir dönem korsanlar gizlenmiş

    Bir dönem korsanlar gizlenmiş

    Hatay’ın Yayladağı ilçesinde bulunan, korsanların saklanmak için kullandığı belirtilen, halk arasında da “gizli cennet” olarak bilinen Karamağara Koyu, eşsiz manzarasıyla ve suyunun berraklığı ile sıcaklarda serinlemek isteyenlerin uğrak noktası oldu. Enkaz kent Hatay’da depremin ardından normalleşme süreci devam ederken, Yayladağı ilçesinde bulunan “gizli cennet” olarak halk arasında adlandırılan Karamağara Koyu yoğun ilgi görüyor. Bir dönem korsanların saklanmak için kullandığı yer olan Karamağara Koyu, eşsiz güzelliği ve manzarası ile görenleri mest ediyor. Kentte sıcaklıkların 40 dereceyi bulmasıyla bölge halkı da Karamağara Koyu’na giderek denize girip serinleme fırsatı buluyor.

    “Suyu çok temiz, manzarası da çok güzel”
    Sürekli Karamağara’ya geldiğini vurgulayan Cuma Ağca, ”Burası çok kalabalık oluyor, özellikle hafta sonları. Suyu çok temiz güzel, insanları sürekli geldiği yer. Suyu çok temiz ve çok güzel, manzarası da çok güzel o yüzden sürekli buraya geliyorum” diye konuştu.
    Antakya’dan gelen İdris Konak ise, ”Suyu çok güzel, dağdan tatlı su geliyor. Suyu da çok temiz, temiz bir yer. Güzel hoşumuza gidiyor” sözlerine yer verdi.

  • Atatürk Barajı ormanında korkutan yangın

    Atatürk Barajı ormanında korkutan yangın

    Edinilen bilgiye göre, yangın, öğle saatlerinde Bozova ilçesindeki Atatürk Barajı Ormanında çıktı. Kısa sürede yayılan yangını fark eden vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Olay yerine giden Bozova Belediyesine ait itfaiye ekipleri, yangına müdahale ederek kontrol altına aldı.

    Soğutma çalışmalarının devam ettiği yangında, 7 çam ağacı ile bir dekarlık otluk alan zarar gördü.

  • Manisa’da makilik alanda yangın

    Manisa’da makilik alanda yangın

    Yangın, saat 12.30 sıralarında Manisa’nın Kula ilçesine bağlı Sandal Mahallesi İncirliboğazı mevkiinde meydana geldi. Henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı çıkan yangında alevleri gören vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve orman ekipleri sevk edildi. Rüzgarlı havanın da etkili olduğu yangın kısa sürede geniş alana yayılırken, 2 helikopter ve 2 uçakla havadan, 8 arasöz, 9 itfaiye, 60 orman personeli, 20 itfaiye personeli, 20 jandarma personeli ve mahalleli vatandaşlar da şahsi traktör ve tankerleri ile yangına karadan müdahale etti. Ayrıca Manisa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı’na bağlı itfaiye ekiplerinin yanı sıra Kula, Alaşehir, Salihli, Demirci ve Sarıgöl Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri de yangın söndürme çalışmalarına destek verdi.

    Yangın söndürme çalışmaları, yaklaşık 3 saatlik karadan ve havadan yapılan zamanında müdahaleler ile ormanlık alana sıçramadan kontrol atına alındı.

    80 dönüm makilik alanın zarar gördüğü yangın bölgesinde itfaiye ve orman ekiplerinin soğutma çalışmaları sürüyor.

  • Barajlarda son durum

    Barajlarda son durum

    Türkiye’de etkili olan sıcak hava dalgası İstanbul’da da kendini hissettirmeye devam ediyor Sıcak hava İstanbulluları bunaltırken, kentte su sağlayan barajlardaki doluluk oranı ise yüzde 37.77 olarak ölçüldü.

    Bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 67.12 olarak kayıtlara geçmişti. Son rakamlara göre mega kentteki barajlardaki su seviyesi son 9 yılın en düşük seviyesi olarak ölçüldü.

    Sazlıdere Barajında dron ile havadan çekilen görüntülerde barajdaki su seviyesinin azaldığı ve toprak kısımlarda çatlakların oluştuğu görülüyor.

    Öte yandan, İstanbul’daki barajların doluluk oranları ise şöyle:
    “Alibey Barajı yüzde 19.16
    Büyükçekmece Barajı yüzde 18.78
    Darlık Barajı yüzde 53.94
    Istrancalar Barajı yüzde 34.27
    Kazandere Barajı yüzde 7.63
    Elmalı Barajı yüzde 28.48
    Ömerli Barajı yüzde 70.63
    Pabuçdere Barajı yüzde 4.9
    Sazlıdere Barajı yüzde 21.56
    Terkos Barajı yüzde 25.36”

  • 700 yıldır dimdik ayakta

    700 yıldır dimdik ayakta

    Samsun’un Çarşamba ilçesi Kızılot Mahallesi’nde bulunan ve yapılan incelemelerde yaklaşık 700 yıllık olduğu belirtilen dev çınar ağacı geçmişle bugün arasına köprü kuruyor. Tarih Araştırmacısı ve Emekli Öğretmen Hasan Topuz, ilçede bulunan asırlık çınar ağacının geçmişi Selçuklu ve Osmanlı Devletlerine dayandığını, yüzyıllardır ağacın sapasağlam durduğunu söyledi.

    “Osmanlı Devletini, Selçuklu Devletini ve Cumhuriyet dönemini görmüş bir ağaç”

    Kendisinin de Çarşambalı olduğunu ve bölgenin tarihini araştırarak çeşitli makale ve kitaplar yayınladığını belirten Tarih Araştırmacısı ve Emekli Öğretmen Hasan Topuz, “30 seneden fazla bir süredir kendi bölgemi araştırmaktayım. Araştırmalarım sonucunda 30 köyü anlatan ‘Arım Düzünde Zaman’ ve Çarşamba Belediyesinin yayınladığı ‘Çarşamba Nüfus Defteri’ adlı iki kitabı kaleme aldım. ‘Çarşamba Nüfus Defteri’ adlı kitapta Çarşamba’nın 700 yıl öncesine dayanan nüfus yapısını araştırıp anlattım. Yine diğer kitabımda da Çarşamba’nın önemli yaşam noktası olan Arım bölgesinde ki yaşamı, tarihi gelişmeleri ve nüfusu gibi önemli konuları araştırıp yayımladım. Araştırmalarıma göre ağacın geçmişi 700 yıla dayanıyor. Selçuklu Devleti’ni, Osmanlı Devleti’ni ve Cumhuriyet dönemini görmüş bir ağaç. Orta Asya’dan şöyle bir söyleniş var. Türkler göç ettiği yerlere bir çınar ağacı dikerlermiş. Bu ağaca bizim yöremizde kavlağan ağacı derler. Bu ağaç türü bölgemizde pek yok.

    Çocukluğumda bazı köylerde gördüm ama en ünlüsü budur. Bu ağaçtan daha yaşlı ağaç yoktur. Ağaç işleriyle uğraşan bilimciler, ağacın 700 yıllık bir yaşının olduğunu tespit etti. Ağacın bulunduğu konumda da birçok önemli olay yaşanmış. Bölgede geçmişte kum tepeleri ve çakıl tepeleri bulunuyormuş. Buralardaki tepeler, 1600’lü yıllarda yaşanan büyük bir depremde kaybolmuş. Arım bölgesi olarak adlandırdığımız bölge birçok tarihi olaya şahitlik etmiş diyebiliriz” dedi.
    Mahalle sakinleri hiç bakım yapılmadan bu halde ağacın sağlam bir şekilde yaşamını sürdürdüğünü belirterek, ağacın bölge için önemli bir değer olduğunu ifade ettiler.

  • Yaylada yüzlerce kelebeklerden görsel şölen

    Yaylada yüzlerce kelebeklerden görsel şölen

    Erdemli ilçesinden yaklaşık 42 kilometre uzaklıkta bin 600 rakımda bulunan Evdilek yaylası tarihi ve eski yerleşim yerlerinin yanı sıra doğal klima özelliği ile de dikkat çekiyor. Yurt genelinde kavurucu sıcağa rağmen yaylada bahar mevsimi yaşanıyor.

    Kar sularının erimesiyle ortaya çıktığı değerlendirilen buz gibi doğal kaynak suyu ve serin havası nedeniyle bölgeyi bilenlerin uğrak noktaları haline gelen yaylada bu mevsimde ortaya çıkan Polyommatus syriaca olarak bilinen Çokgözlü Levantin Çilli Mavisi yüzlerce kelebek ise görsel şölen sunuyor. Bölgedeki çiftçilere ait hayvanların da serinleme noktası olan mağara ise dikkat çekiyor.

    50 yıldır Evdilek yaylasında yaşayan 8 çocuk annesi Hasibe Serin, “Burada doğal kaynak suları var. Piknikçiler gelir, kelebekler uçar. Şehir merkezi çok sıcak olduğu için buraya gelen çok olur” dedi.